|   | 
    
     
    HEZEKİEL  
     
    Rab'bin Görkemi Hezekiel'e Açıklanıyor 
     
    BÖLÜM 1 
     
    Hez.1: 1 Otuzuncu yılda*fa*, dördüncü ayın* beşinci günü Kevar Irmağı 
    kıyısında sürgünde yaşayanlar arasındayken gökler açıldı, Tanrı'dan gelen 
    görümler gördüm.D Not 1:1 "Otuzuncu yıl": Anlamı kesin olarak bilinmiyorsa 
    da, Hezekiel'in yaşının otuz olduğu sanılıyor. 
     
    Hez.1: 2 Kral Yehoyakin'in sürgünlüğünün beşinci yılında, ayın beşinci günü, 
     
    Hez.1: 3 Kildan* ülkesinde, Kevar Irmağı kıyısında RAB Buzi oğluKâhin* 
    Hezekiel'e seslendi. RAB'bin eli orada onun üzerindeydi. 
     
    Hez.1: 4 Kuzeyden esen kasırganın göz alıcı bir ışıkla çevrelenmiş, ateş 
    saçan büyük bir bulutla geldiğini gördüm. Ateşin ortası ışıldayan madeni 
    andırıyordu. 
     
    Hez.1: 5 En ortasında insana benzer dört canlı yaratık duruyordu; 
     
    Hez.1: 6 her birinin dört yüzü, dört kanadı vardı. 
     
    Hez.1: 7 Bacakları dimdikti, ayakları buzağı ayağına benziyor ve cilalı 
    tunç* gibi parlıyordu. 
     
    Hez.1: 8 Dört yanlarında, kanatların altında insan elleri vardı.Dördünün de 
    yüzleri, kanatları vardı. 
     
    Hez.1: 9 Kanatları birbirine değerek dosdoğru ilerliyor, ilerlerkensağa sola 
    dönmüyordu. 
     
    Hez.1: 10 Her yaratığın dört yüzü vardı: Önde dördünün yüzü insanyüzüne, 
    sağda dördünün aslan yüzüne, solda dördünün öküz yüzüne,arkada dördünün 
    kartal yüzüne benzer bir yüzü vardı. 
     
    Hez.1: 11 Yüzleri böyleydi. Kanatları yukarıya doğru açılmıştı. Heryaratığın 
    iki kanadı yanda öbür yaratıkların kanadına değiyor,iki kanatla da 
    bedenlerini örtüyordu. 
     
    Hez.1: 12 Her biri dosdoğru ilerliyordu. Ruhları onları nereyeyönlendirirse, 
    sağa sola sapmadan oraya gidiyorlardı. 
     
    Hez.1: 13 Canlı yaratıkların görünüşü yanan ateş közleri ya da meşalegibiydi. 
    Ateş yaratıkların ortasında hareket ediyordu; ışıksaçıyor ve içinden 
    şimşekler çakıyordu. 
     
    Hez.1: 14 Yaratıklar şimşek çakar gibi hızla ileri geri gidip geliyorlardı. 
     
    Hez.1: 15 Bu dört yüzlü yaratıklara bakarken, her birinin yanında, yere 
    değen bir tekerlek gördüm. 
     
    Hez.1: 16 Tekerleklerin görünüşü ve yapısı şöyleydi: Sarı yakut gibi 
    parlıyorlardı ve dördü de birbirine benziyordu. Görünüşleri ve yapılışları 
    iç içe girmiş bir tekerlek gibiydi. 
     
    Hez.1: 17 Hareket edince yaratıkların baktıkları dört yönden birinedoğru 
    sağa sola sapmadan ilerliyordu. 
     
    Hez.1: 18 Tekerleklerin kenarı yüksek ve korkunçtu; hepsi çepeçevregözlerle 
    doluydu. 
     
    Hez.1: 19 Canlı yaratıklar hareket edince, yanlarındaki tekerlekler de 
    hareket ediyordu; yaratıklar yerden yükseldikçe, tekerlekler de onlarla 
    birlikte yükseliyordu. 
     
    Hez.1: 20 Ruhları onları nereye yönlendirirse oraya gidiyorlardı. 
    Tekerlekler de onlarla birlikte yükseliyordu. Çünkü yaratıkların ruhu 
    tekerleklerdeydi. 
     
    Hez.1: 21 Yaratıklar hareket ettiğinde onlar da hareket ediyor,yaratıklar 
    durduğunda onlar da duruyor, yaratıklar yerdenyükseldiğinde onlar da 
    yükseliyordu. Çünkü yaratıkların ruhu tekerleklerdeydi. 
     
    Hez.1: 22 Kubbeye benzer, billur gibi parlak ve korkunç bir şey 
    canlıyaratıkların başları üzerine yayılmıştı. 
     
    Hez.1: 23 Kubbenin altında kanatlarının biri öbürünün kanatlarınadoğru 
    açılmıştı. Her birinin bedenini örten başka iki kanadı vardı. 
     
    Hez.1: 24 Yaratıklar hareket edince, kanatlarının çıkardığı sesi duydum. 
    Gürül gürül akan suların çağıltısını, Her Şeye Gücü Yeten'in sesini, bir 
    ordunun gürültüsünü ansıtıyordu. Durunca kanatlarını indiriyorlardı. 
     
    Hez.1: 25 Kanatları inik dururken, başları üzerindeki kubbeden bir ses 
    duyuldu. 
     
    Hez.1: 26 Başları üzerindeki kubbenin üstünde laciverttaşındanyapılmış tahta 
    benzer bir nesne vardı. Yüksekte, tahtı andırannesnede insana benzer biri 
    oturuyordu. 
     
    Hez.1: 27 Gördüm ki, beli andıran kısmının yukarısı içi ateş dolumaden gibi 
    ışıldıyordu, belden aşağısı ateşe benziyordu veçevresi göz alıcı bir ışıkla 
    kuşatılmıştı. 
     
    Hez.1: 28 Görünüşü yağmurlu bir gün bulutların arasında oluşangökkuşağına 
    benziyordu. Öyleydi çevresini saran parlaklık.RAB'bin görkemini andıran 
    olayın görünüşü böyleydi. Görünce,yüzüstü yere yığıldım, birinin konuştuğunu 
    duydum. 
     
    Rab Hezekiel'i Çağırıyor 
     
    BÖLÜM 2 
     
    Hez.2: 1 Bana, "Ey insanoğlu, ayağa kalk, seninle konuşacağım" dedi. 
     
    Hez.2: 2 O benimle konuşur konuşmaz Ruh içime girdi, beni 
    ayaklarımınüzerinde durdurdu; benimle konuşanı duydum. 
     
    Hez.2: 3 Bana, "Ey insanoğlu, seni İsrail halkına, bana başkaldıran o asi 
    ulusa gönderiyorum" dedi, "Onlar ve ataları bugüne kadar bana karşı 
    geldiler. 
     
    Hez.2: 4 Bu halk dikbaşlı ve inatçıdır. Seni onlara gönderiyorum.Onlara, 
    'Egemen RAB şöyle diyor diyeceksin. 
     
    Hez.2: 5 Bu asi halk seni ister dinlesin, ister dinlemesin, yine 
    dearalarında bir peygamber olduğunu bilecektir. 
     
    Hez.2: 6 Sen, ey insanoğlu, onlardan ve sözlerinden korkma! Çevrendeçalılar, 
    dikenler olsa, akrepler arasında yaşasan bile korkma. Asi bir halk olsalar 
    bile, onların söyleyeceklerinden korkma, onlar yüzünden yılgınlığa düşme. 
     
    Hez.2: 7 Seni ister dinlesinler, ister dinlemesinler, onlara sözlerimi 
    söyleyeceksin. Çünkü onlar asi bir halktır. 
     
    Hez.2: 8 Sen, ey insanoğlu, sana söyleyeceğimi dinle! Bu başkaldıranhalk 
    gibi asi olma! Ağzını aç, sana vereceğimi ye!" 
     
    Hez.2: 9 Baktım, bana doğru uzanmış bir el gördüm; içinde tomar halinde bir 
    kitap vardı. 
     
    Hez.2: 10 Tomarı önümde açtı, her iki yanı da yazılıydı. Oradaağıtlar, 
    iniltiler, figanlar yazılıydı. 
     
    BÖLÜM 3 
     
    Hez.3: 1 Bana, "Ey insanoğlu, sana verileni ye. Bu tomarı yediktensonra git, 
    İsrail halkına seslen" dedi. 
     
    Hez.3: 2 Böylece ağzımı açtım, yemem için tomarı bana verdi. 
     
    Hez.3: 3 Bana, "Ey insanoğlu, sana verdiğim tomarı ye, mideni onunladoldur" 
    dedi. Bunun üzerine tomarı yedim. Bal gibi tatlı geldi bana. 
     
    Hez.3: 4 Sonra şöyle dedi: "Ey insanoğlu, İsrail halkına git, 
    onlarasözlerimi ilet. 
     
    Hez.3: 5 Çünkü seni konuşması anlaşılmaz, dili zor bir halka değil,İsrail 
    halkına gönderiyorum. 
     
    Hez.3: 6 Evet, seni konuşması anlaşılmaz, dili zor, dediklerini anlamadığın 
    halklara göndermiyorum. Onlara gönderseydim, seni dinlerlerdi. 
     
    Hez.3: 7 İsrail halkı seni dinlemek istemeyecektir, çünkü o benidinlemek 
    istemiyor. Bütün İsrail halkı dikbaşlı ve inatçıdır. 
     
    Hez.3: 8 Seni onlar kadar inatçı yapacağım, senin alnını onlarınkikadar 
    katılaştıracağım. 
     
    Hez.3: 9 Alnını çakmak taşından daha sert bir kaya gibi yapacağım.Her ne 
    kadar asi bir halksalar da onlardan korkma, yılma." 
     
    Hez.3: 10 Bana, "Ey insanoğlu, iyice dinle ve sana söyleyeceklerimiyüreğine 
    yerleştir" dedi, 
     
    Hez.3: 11 "Şimdi sürgünde yaşayan halkına git ve seni ister dinlesinler, 
    ister dinlemesinler, onlara, 'Egemen RAB şöyle diyor de." 
     
    Hez.3: 12 Sonra Ruh beni kaldırdı ve arkamda, "RAB'bin görkeminekendi 
    yerinde övgüler olsun!" diye büyük bir gürleme duydum. 
     
    Hez.3: 13 Canlı yaratıkların birbirine çarpan kanatlarının çıkardığısesi, 
    yanlarındaki tekerleklerin gürültüsünü, büyük bir gürlemeduydum. 
     
    Hez.3: 14 Ruh beni kaldırıp götürdü. RAB'bin güçlü eli üzerimdeolduğu halde, 
    üzüntüyle, öfkeyle gittim. 
     
    Hez.3: 15 Kevar Irmağı kıyısındaki Tel-Abib'de yaşayan sürgünlerin yanına 
    geldim. Orada, yaşadıkları yerde onların arasında şaşkınlık içinde yedi gün 
    kaldım. 
     
    İsrail Halkına Uyarı 
     
    Hez.3: 16 Yedi gün sonra RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.3: 17 "İnsanoğlu, seni İsrail halkına bekçi atadım. Benden birsöz duyar 
    duymaz onları benim yerime uyaracaksın. 
     
    Hez.3: 18 Kötü kişiye, 'Kesinlikle öleceksin dediğim zaman onu uyarmaz, 
    yaşamını kurtarmak amacıyla onu kötü yolundan döndürmek için konuşmazsan, o 
    kişi günahı içinde ölecek; ama onun kanından seni sorumlu tutacağım. 
     
    Hez.3: 19 Ancak kötü kişiyi uyardığın halde kötülüğünden ve kötü yolundan 
    dönmezse, o günahı içinde ölecek. Ama sen canını kurtarmış olacaksın. 
     
    Hez.3: 20 "Doğru kişi doğruluğundan döner de kötülük yaparsa, onu yıkıma 
    uğratacağım, o da ölecek. Onu uyarmadığın için günahı içinde ölecek, yaptığı 
    doğru işler anılmayacak. Ancak onun kanından seni sorumlu tutacağım. 
     
    Hez.3: 21 Ama doğru kişiyi günah işlemesin diye uyarırsan, o da 
    günahişlemezse, kesinlikle yaşayacak. Çünkü o uyarılara kulakvermiştir; sen 
    de canını kurtarmış olacaksın." 
     
    Hez.3: 22 RAB'bin eli orada üzerimdeydi. Bana, "Kalk, ovaya git" dedi, 
    "Orada seninle konuşacağım." 
     
    Hez.3: 23 Böylece kalkıp ovaya gittim. RAB'bin görkemi tıpkı KevarIrmağı 
    kıyısında gördüğüm gibi orada durmaktaydı. Yüzüstü yere yığıldım. 
     
    Hez.3: 24 Ruh içime girdi, beni ayaklarımın üzerinde durdurdu. Benimle şöyle 
    konuştu: "Git, evine kapan. 
     
    Hez.3: 25 Halkın arasına çıkmaman için seni halatlarla bağlayacaklar, ey 
    insanoğlu. 
     
    Hez.3: 26 Dilini damağına yapıştıracağım; konuşmayacak, 
    onlarıpaylayamayacaksın. Çünkü bu halk asidir. 
     
    Hez.3: 27 Ama seninle konuştuğumda dilini çözeceğim. Onlara, 'EgemenRAB 
    şöyle diyor diyeceksin. Dinleyen dinlesin, dinlemeyendinlemesin. Çünkü bu 
    halk asidir." 
     
    Yeruşalim'in Kuşatılacağı Önceden Bildiriliyor 
     
    BÖLÜM 4 
     
    Hez.4: 1 "Sen, ey insanoğlu, bir tuğla al, önüne koy, üzerineYeruşalim 
    Kenti'ni çiz. 
     
    Hez.4: 2 Kenti kuşat, duvarla çevir. Kente karşı toprak rampalar yap,ordugah 
    kur, çevresine kütükler yerleştir. 
     
    Hez.4: 3 Sonra demir bir sac al; demirden bir duvar gibi kendinlekentin 
    arasına koy. Yüzünü ona doğru çevir. Kent kuşatma altındatutulacak, onu sen 
    kuşatacaksın. Bu İsrail halkı için bir belirti olacak. 
     
    Hez.4: 4 "Sonra sol yanına uzan, İsrail halkının günahını yüklen. Solyanına 
    uzanacağın günler kadar onların suçunun cezasını çekeceksin. 
     
    Hez.4: 5 Suçlarının yıl sayısı kadar sana gün ayırdım. Böylece üç yüzdoksan 
    gün İsrail halkının suçunun cezasını çekeceksin. 
     
    Hez.4: 6 "Bunu yaptıktan sonra, bu kez sağ yanına uzan, Yahudahalkının 
    suçunun cezasını çek. Sana kırk gün, her yıl için bir gün ayırdım. 
     
    Hez.4: 7 Yüzünü Yeruşalim kuşatmasına çevir, çıplak kollarınıkaldırıp 
    Yeruşalim'e karşı peygamberlik et. 
     
    Hez.4: 8 Kuşatma günlerini bitirinceye dek bir yandan öbür yanadönmemen için 
    seni halatlarla bağlayacağım. 
     
    Hez.4: 9 "Buğday, arpa, bakla, mercimek, darı, kızıl buğday al, birkaba koy. 
    Bunlardan kendine ekmek yap. Bir yanına uzanacağın üçyüz doksan gün boyunca 
    bu ekmekten yiyeceksin. 
     
    Hez.4: 10 Her gün belirli zamanda yemen için yirmi şekel*fb* 
    ekmektartacaksın.D Not 4:10 "Yirmi şekel": Yaklaşık 230 gr. 
     
    Hez.4: 11 Bunun gibi suyu da belirli zamanda, ölçüyle, bir hininaltıda biri*fc* 
    kadar içeceksin.D Not 4:11 "Bir hinin altıda biri": Yaklaşık 0.6 lt. 
     
    Hez.4: 12 Yiyeceğini arpa pidesi yer gibi ye ve insan dışkısındanateş yakıp 
    üzerinde halkın gözü önünde pişir." 
     
    Hez.4: 13 RAB, "Uluslar arasına dağıtacağım İsrail halkı böyleliklekirli 
    sayılan yiyecekleri yiyecek" dedi. 
     
    Hez.4: 14 Ben, "Eyvah, ey Egemen RAB!" diye karşılık verdim, "Hiçbirzaman 
    kirli sayılan bir şeye dokunmadım. Gençliğimden bu yanakendiliğinden ölmüş 
    ya da yabanıl bir hayvan tarafından öldürülmüş bir hayvanın etini yemedim, 
    ağzıma kirli sayılan et koymadım." 
     
    Hez.4: 15 "Peki" dedi, "Ekmeğini insan dışkısı yerine tezek yakıpüzerinde 
    pişirmene izin vereceğim." 
     
    Hez.4: 16 Sonra, "İnsanoğlu, Yeruşalim'i her türlü yiyecekten 
    yoksunbırakacağım" dedi, "Bu halk yiyeceğini tartıyla ve kaygı içindeyiyecek, 
    suyunu ölçüyle ve şaşkınlık içinde içecek. 
     
    Hez.4: 17 Yiyeceği de suyu da azalacak. Hepsi şaşkınlığa düşecek,günahları 
    içinde eriyip yok olacak. 
     
    BÖLÜM 5 
     
    Hez.5: 1 "Ey insanoğlu, keskin bir kılıç al, berber usturası gibikullanarak 
    başını, sakalını tıraş et. Sonra bir terazi getir,kılları bölümlere ayır. 
     
    Hez.5: 2 Yeruşalim'in kuşatılması bitince, kılların üçte birinikentin 
    ortasında yakacaksın. Üçte birini kılıçla kentin çevresinefırlatacak, kalan 
    üçte birini de rüzgara savuracaksın. Ben deyalın kılıç onların peşine 
    düşeceğim. 
     
    Hez.5: 3 Birkaç tel kıl bırak, giysinin kıvrımlarına tak. 
     
    Hez.5: 4 Yine birkaçını alıp ateşe at, yansın. O kıllardan bütünİsrail 
    halkına ateş yayılacak. 
     
    Hez.5: 5 "Egemen RAB diyor ki: Bu Yeruşalim'i ulusların ortasınayerleştirdim, 
    çevresini ülkelerle kuşattım. 
     
    Hez.5: 6 Öyleyken Yeruşalim çevresindeki bütün uluslardan veülkelerden daha 
    çok kötülük yaparak ilkelerimi, kurallarımıçiğnedi. İlkelerime karşı geldi, 
    kurallarım uyarınca davranmadı. 
     
    Hez.5: 7 Bundan ötürü Egemen RAB diyor ki: Çevrenizde yaşayanuluslardan daha 
    azgındınız, kurallarımı izlemediniz, ilkelerimeuymadınız. Çevrenizde yaşayan 
    ulusların ilkelerine de uymadınız. 
     
    Hez.5: 8 "Bundan ötürü Egemen RAB diyor ki: İşte ben size karşıyım,ulusların 
    gözü önünde sizi cezalandıracağım. 
     
    Hez.5: 9 Yaptığınız bütün iğrençlikler yüzünden önceden yapmadığımı,bir daha 
    yapmayacağımı size yapacağım. 
     
    Hez.5: 10 Böylece aranızda babalar çocuklarını, çocuklar da babalarını 
    yiyecekler. Sizi cezalandıracağım, sağ kalanlarınızı her yana dağıtacağım. 
     
    Hez.5: 11 Egemen RAB varlığım hakkı için diyor, madem tapınağımıiğrenç put 
    ve uygulamalarınızla kirlettiniz, ben de siziesirgemeyecek, size acımayacak, 
    sizi kayırmayacağım. 
     
    Hez.5: 12 Kentte yaşayanlarınızın üçte biri salgın hastalık ya dakıtlık 
    yüzünden yok olacak; üçte biriniz çevrede kılıçtangeçirilecek; üçte birinizi 
    de her yana dağıtıp yalın kılıç peşinize düşeceğim. 
     
    Hez.5: 13 "Böylece kızgınlığım son bulacak, onlara karşı 
    öfkemiyatıştıracağım. O zaman ben de rahata kavuşacağım. Öfkemi 
    onlarınüzerine boşaltınca, ben RAB'bin kıskançlığımdan onlarla konuştuğumu 
    anlayacaklar. 
     
    Hez.5: 14 "Çevrenizdeki uluslar arasında, yoldan her geçenin gözüönünde sizi 
    yıkıma uğratacak, aşağılayacağım. 
     
    Hez.5: 15 Öfke, kızgınlık ve acı paylamalarla sizi cezalandırdığımda 
    çevrenizdeki uluslar arasında alay konusuolacak, aşağılanacaksınız; ders 
    alınacak, şaşılacak bir durumadüşeceksiniz. Ben, RAB bunu söyledim. 
     
    Hez.5: 16 Sizi yok etmek için üzerinize öldürücü, yıkıcı kıtlıkoklarını 
    salacağım. Üzerinize salacağım kıtlığı daha daartıracak, sizi her türlü 
    yiyecekten yoksun bırakacağım. 
     
    Hez.5: 17 Üzerinize kıtlık ve yabanıl hayvanlar salacağım, sizi 
    çocuklarınızdan edecekler. Salgın hastalık ve dökülen kan sizi süpürüp yok 
    edecek; başınıza da kılıç getireceğim. Ben, RAB böyle söyledim." 
     
    İsrail Dağlarındaki Putataparlık Kınanıyor 
     
    BÖLÜM 6 
     
    Hez.6: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.6: 2 "Ey insanoğlu, yüzünü İsrail dağlarına doğru çevir ve onlarakarşı 
    peygamberlik et. 
     
    Hez.6: 3 De ki, 'Ey İsrail dağları, Egemen RAB'bin sözünü dinleyin.Egemen 
    RAB dağlara, tepelere, vadilere, derelere şöyle diyor:Üzerinize kılıç 
    göndereceğim, tapınma yerlerinizi yıkacağım. 
     
    Hez.6: 4 Sunaklarınızı devirecek, buhur sunaklarınızı paramparça edeceğim. 
    Kılıçtan geçirilmiş halkınızı putlarınızın önüne düşüreceğim. 
     
    Hez.6: 5 İsrailliler'in cesetlerini putlarının önüne atacak, kemiklerini 
    sunaklarının çevresine dağıtacağım. 
     
    Hez.6: 6 Yaşadığınız her yerde kentleriniz yakılıp yıkılacak, tapınma 
    yerleriniz yerle bir edilecek. Öyle ki, sunaklarınız devrilip yıkılsın*fç*, 
    putlarınız ezilip paramparça olsun, buhur sunaklarınız yok edilsin, el 
    emeğiniz boşa çıksın.D Not 6:6 Targum, Süryanice, Vulgata "Yıkılsın", 
    Masoretik metin "Suçlu çıkarılsın". 
     
    Hez.6: 7 Halkınız her yerde öldürülecek. O zaman benim RAB 
    olduğumuanlayacaksınız. 
     
    Hez.6: 8 "'Birkaç kişiyi ölümden kurtaracağım. Ülkelere, uluslararasına 
    dağılan bazılarınız kılıçtan kurtulacak. 
     
    Hez.6: 9 Kurtulanlar tutsak alındıkları uluslarda benianımsayacaklar. Benden 
    dönen sadakatsiz yüreklerinden, putlarıardınca şehvete sürükleyen 
    gözlerinden derin acı duydum.Yaptıkları kötülükler ve iğrenç uygulamalar 
    yüzündenkendilerinden tiksinecekler. 
     
    Hez.6: 10 Benim RAB olduğumu, başlarına bu felaketi getireceğimiboşuna 
    söylemediğimi anlayacaklar. 
     
    Hez.6: 11 "'Egemen RAB şöyle diyor: Ellerinizi çırpın, ayaklarınızıyere 
    vurun, İsrail halkının bütün kötü ve iğrenç uygulamalarındanötürü inleyin! 
    Çünkü kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla yok olacaklar. 
     
    Hez.6: 12 Uzaktakiler salgın hastalıktan ölecek, yakındakilerkılıçtan 
    geçirilecek, kuşatma sırasında sağ kalanlar kıtlıktanölecek. Böylece onlara 
    duyduğum öfkeye son vereceğim. 
     
    Hez.6: 13 Putlarının arasına, sunaklarının çevresine, her yüksektepeye, dağ 
    doruğuna, her yeşeren bol yapraklı ağacın altınacesetleri serilince, benim 
    RAB olduğumu anlayacaklar. Oralardaputlarına güzel kokulu buhur sundular. 
     
    Hez.6: 14 Elimi onlara karşı uzatacak, çölden Rivla'ya kadaryaşadıkları 
    ülkeyi yerle bir edip ıssız bırakacağım. O zamanbenim RAB olduğumu 
    anlayacaklar." 
     
    Son Yaklaştı 
     
    BÖLÜM 7 
     
    Hez.7: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.7: 2 "Ey insanoğlu, Egemen RAB İsrail ülkesine şöyle diyor: Sonyaklaştı! 
    Ülkenin dört köşesinin sonu geldi. 
     
    Hez.7: 3 Senin de sonun geldi! Senin üzerine öfkemi 
    yağdıracağım.Yaptıklarına göre seni yargılayacak, bütün iğrenç 
    uygulamalarınınkarşılığını vereceğim. 
     
    Hez.7: 4 Sana acımayacak, seni esirgemeyeceğim. Yaptıklarının vesendeki 
    iğrenç uygulamaların karşılığını vereceğim. O zaman benimRAB olduğumu 
    anlayacaksınız. 
     
    Hez.7: 5 "Egemen RAB şöyle diyor: Yıkım! İşte duyulmamış bir yıkım geliyor.
     
     
    Hez.7: 6 Sonun geldi! Evet, sonun geldi! Sana karşı uyanıyor. İşte geliyor. 
     
    Hez.7: 7 Ey ülkede yaşayan halk, yıkıma uğrayacaksın. Yıkım zamanı yaklaştı! 
    Gün yakın! Dağların üzerinden sevinç sesi yerine kargaşa sesi geliyor. 
     
    Hez.7: 8 Çok yakında kızgınlığımı üzerine boşaltacak, sana duyduğumöfkeyi 
    üzerine dökeceğim. Yaptıklarına göre seni yargılayacak,bütün iğrenç 
    uygulamalarının karşılığını vereceğim. 
     
    Hez.7: 9 Sana acımayacak, seni esirgemeyeceğim. Yaptıklarının vesendeki 
    iğrenç uygulamaların karşılığını vereceğim. O zaman senicezalandıranın ben 
    RAB olduğumu anlayacaksın. 
     
    Hez.7: 10 "İşte o gün! Gün yaklaştı! Yıkım hazır. Değnek çiçeklendi,gurur 
    tomurcuklandı. 
     
    Hez.7: 11 Zorbalık ayaklanıp kötülüğün sopası oldu. Halktan, o kalabalıktan 
    kimse kalmayacak; mallarından, görkemlerinden bir şey kalmayacak. 
     
    Hez.7: 12 "Son yaklaştı! Gün geldi! Alıcı sevinmesin, satıcıüzülmesin. Çünkü 
    öfkem bütün halkın üzerine yağacak. 
     
    Hez.7: 13 Satıcı yaşadığı sürece sattığını geri alamayacak. Çünküherkesi 
    ilgilendiren bu görüm değiştirilmeyecek. İşlediğigünahlar yüzünden kimse 
    canını koruyamayacak. 
     
    Hez.7: 14 Borazan çalındı, herkes hazır, ama kimse savaşa gitmeyecek.Çünkü 
    öfkem bütün halkın üzerindedir. 
     
    Hez.7: 15 "İşte dışarda kılıç, içerde salgın hastalık ve kıtlık. Kentin 
    dışındakiler kılıçla öldürülecek, kenttekilerse kıtlıktan, salgın 
    hastalıktan yok olacak. 
     
    Hez.7: 16 Sağ kalanlar vadilerdeki güvercinler gibi dağlara kaçacak; her 
    biri günahından ötürü inleyecek. 
     
    Hez.7: 17 Eller gevşeyecek, dizler titreyecek. 
     
    Hez.7: 18 Çul kuşanacak, dehşete düşecekler. Yüzleri utançtan kızaracak, 
    başları tıraş edilecek. 
     
    Hez.7: 19 Gümüşlerini sokağa atacaklar. Altınları kirli sayılacak.RAB'bin 
    öfkesini boşalttığı gün onları ne altınları, ne gümüşlerikurtarabilir. 
    Bunlarla ne açlıklarını giderebilir, ne karınlarınıdoyurabilirler. Altın ve 
    gümüş onları suça sürükledi. 
     
    Hez.7: 20 Mücevherlerinin güzelliğiyle gururlanırlardı. İğrenç,tiksindirici 
    putlarını bunlardan yaptılar. Bu yüzdenmücevherlerini kirli bir nesneye 
    çevireceğim. 
     
    Hez.7: 21 Hepsini yağma mal olarak yabancı uluslara, ganimet olarakdünyadaki 
    kötülere vereceğim; onları kirletecekler. 
     
    Hez.7: 22 Yüzümü onlardan çevireceğim. Değerli tapınağımıkirletecekler; 
    zorbalar içeri girip orayı kirletecekler. 
     
    Hez.7: 23 "Kendinize zincirler hazırlayın! Ülkede kan akıtılıyor,kent 
    zorbalık dolu. 
     
    Hez.7: 24 Ulusların en kötülerini buraya getireceğim; evlerinizi 
    mülkedinecekler. Güçlülerin gururuna son vereceğim. Kutsal yerleri 
    kirletilecek. 
     
    Hez.7: 25 Korku gelince esenlik arayacak, ama bulamayacaklar. 
     
    Hez.7: 26 Yıkım üstüne yıkım gelecek. Kötü haberler birbirinikovalayacak. 
    Peygamberden görüm isteyecekler; kâhin KutsalYasa'yı öğretemeyecek, ileri 
    gelenler öğüt veremeyecek. 
     
    Hez.7: 27 Kral yas tutacak, önder umutsuzluğa düşecek, ülkedeki halkın 
    korkudan elleri titreyecek. Onları yaptıklarına göre cezalandıracak, 
    yargıladıkları gibi yargılayacağım. O zaman benim RAB olduğumu 
    anlayacaklar." 
     
    Rab'bin Tapınağı'nda Putataparlık 
     
    BÖLÜM 8 
     
    Hez.8: 1 Sürgünlüğün altıncı yılı, altıncı ayın* beşinci günü evdeYahuda'nın 
    ileri gelenleriyle otururken Egemen RAB'bin eli bana dokundu. 
     
    Hez.8: 2 Baktım, insana*fd* benzer birini gördüm: Görünüşü, belindenaşağısı 
    ateşi andırıyor, belinden yukarısı maden gibi ışıldıyordu.D Not 8:2 
    Septuaginta "İnsana", Masoretik metin "Ateşe". 
     
    Hez.8: 3 Eli andıran bir şey uzatıp beni saçlarımdan tuttu. Ruh beni yerle 
    gök arasına kaldırdı ve Tanrı'dan gelen görümlerde Yeruşalim'e, iç avlunun 
    kuzeye bakan kapısının giriş bölümüne götürdü. Tanrı'nın kıskançlığını 
    uyandıran kıskançlık putu orada dikiliydi. 
     
    Hez.8: 4 Ovada gördüğüm görümdeki gibi, İsrail'in Tanrısı'nın görkemi 
    oradaydı. 
     
    Hez.8: 5 Sonra bana, "Ey insanoğlu, kuzeye bak!" dedi. Baktım, 
    sunakkapısının kuzeye bakan giriş bölümünde duran kıskançlık putunu gördüm. 
     
    Hez.8: 6 Bana, "İnsanoğlu, ne yaptıklarını görüyor musun?" 
    dedi,"Tapınağımdan uzaklaşayım diye İsrail halkı çok iğrenç şeyleryapıyor. 
    Bundan daha iğrenç şeyler göreceksin." 
     
    Hez.8: 7 Beni avlunun giriş bölümüne getirdi. Baktım, duvarda bir delik 
    gördüm. 
     
    Hez.8: 8 Bana, "Haydi duvarı del, insanoğlu" dedi. Duvarı deldim, orada bir 
    kapı gördüm. 
     
    Hez.8: 9 Bana, "İçeri gir de burada yaptıkları kötü ve iğrenç şeyleri gör" 
    dedi. 
     
    Hez.8: 10 Böylece içeriye girip baktım. Duvarın her yanına çeşit çeşit 
    sürüngen*, iğrenç hayvan şekilleri ve İsrail halkının bütün putları 
    oyulmuştu. 
     
    Hez.8: 11 İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişiyle Şafan oğluYaazanya 
    orada, putların önünde duruyordu. Her birinin elinde birbuhurdan vardı; 
    buhurun kokusu bulut gibi yükseliyordu. 
     
    Hez.8: 12 "İnsanoğlu, İsrail halkının ileri gelenlerinin kendiputlarının 
    odalarında, karanlıkta neler yaptıklarını gördün mü?"dedi, "Onlar, 'RAB bizi 
    görmüyor, RAB ülkeyi bıraktı diyorlar." 
     
    Hez.8: 13 Bana yine, "Daha iğrenç şeyler yaptıklarını da göreceksin" dedi. 
     
    Hez.8: 14 Bundan sonra beni RAB'bin Tapınağı'nın kuzeye bakan kapısının 
    giriş bölümüne götürdü. Orada oturup Tammuz*fe* için ağlayan kadınları 
    gördüm.D Not 8:14 "Tammuz": Babilliler'in verimlilik tanrısı. 
     
    Hez.8: 15 Bana, "İnsanoğlu, bunu gördün mü? Bundan daha iğrenç şeyler de 
    göreceksin" dedi. 
     
    Hez.8: 16 Beni RAB'bin Tapınağı'nın iç avlusuna götürdü. Tapınağın 
    girişinde, eyvanla sunak arasında yirmi beş kadar adam vardı. Sırtlarını 
    RAB'bin Tapınağı'na, yüzlerini doğuya dönmüş, güneşe tapınıyorlardı. 
     
    Hez.8: 17 Bana, "İnsanoğlu, bunları gördün mü?" dedi, "Yahuda halkıburada 
    yaptığı iğrenç şeyler yetmiyormuş gibi, ülkeyi zorbalıkladoldurup beni 
    sürekli öfkelendiriyor. Bak, dalı nasıl burunlarına uzatıyorlar*ff*!D Not 
    8:17 Putperest törenlerinde yapılan bir davranış. 
     
    Hez.8: 18 Bundan ötürü onlara öfkeyle davranacak, acımayacağım,onları 
    esirgemeyeceğim. Yüksek sesle beni çağırsalar bile onları dinlemeyeceğim." 
     
    Yeruşalim Cezalandırılıyor 
     
    BÖLÜM 9 
     
    Hez.9: 1 Sonra yüksek sesle, "Kenti cezalandıracak olanlar, ellerindeyok 
    edici silahlarıyla buraya gelsin" diye seslendiğini duydum. 
     
    Hez.9: 2 Kuzeye bakan yukarı kapı yolundan altı kişinin geldiğinigördüm. Her 
    birinin elinde ölümcül bir silah vardı. Aralarındaketen giysili, belinde 
    yazı takımı olan bir adam vardı. İçeriyegirip tunç* sunağın yanında 
    durdular. 
     
    Hez.9: 3 İsrail Tanrısı'nın görkemi bulunduğu yerden, Keruvlar'ın*üzerinden 
    ayrılıp tapınağın eşiğine gitti. RAB keten giysili,belinde yazı takımı olan 
    adama seslendi: 
     
    Hez.9: 4 "Yeruşalim Kenti'nin içinden geç, orada yapılan iğrençşeylerden 
    ötürü dövünüp ağlayanların alınlarına işaret koy" dedi. 
     
    Hez.9: 5 Öbürlerine, "Kent boyunca onu izleyin ve kimseye acımadan,kimseyi 
    esirgemeden öldürün" dediğini duydum. 
     
    Hez.9: 6 "Yaşlıyı, genci, genç kızı, kadını, çocukları öldürün. Yalnız 
    alınlarında işaret olanlara dokunmayın. İşe tapınağımdan başlayın." Onlar da 
    tapınağın önünde duran İsrail ileri gelenlerinden işe başladılar. 
     
    Hez.9: 7 Onlara, "Tapınağı kirletin, avlularını cesetlerle doldurun. Haydi 
    başlayın!" dedi. Bunun üzerine onlar gidip kenttekileri öldürmeye 
    başladılar. 
     
    Hez.9: 8 Onlar halkı öldürürken ben tek başıma kaldım. Yüzüstü yere kapanıp, 
    "Ah, ey Egemen RAB! Öfkeni Yeruşalim üzerine boşaltırken, geri kalan bütün 
    İsrailliler'i de mi yok edeceksin?" diye haykırdım. 
     
    Hez.9: 9 "İsrail ve Yahuda halkının günahı pek büyük" diye karşılık verdi, 
    "Ülke kan, kent haksızlık dolu. Onlar, 'RAB ülkeyi bıraktı, RAB görmüyor 
    diyorlar. 
     
    Hez.9: 10 Ben de onlara acımayacak, onları esirgemeyeceğim.Yaptıklarını 
    kendi başlarına getireceğim." 
     
    Hez.9: 11 Derken keten giysili, belinde yazı takımı olan adam,"Buyruklarını 
    yerine getirdim" diye haber verdi. 
     
    Rab'bin Yüceliği Tapınağı Bırakıyor 
     
    BÖLÜM 10 
     
    Hez.10: 1 Baktım, Keruvlar'ın* başı üzerindeki kubbenin 
    üzerindelaciverttaşından tahta benzer bir nesne gördüm. 
     
    Hez.10: 2 RAB keten giysili adama, "Keruvlar'ın altındakitekerleklerin 
    arasına gir. Avuçlarını Keruvlar'ın arasındaki ateşközleriyle doldurup 
    kentin üzerine közleri saç" dedi. Adamınoraya girdiğini gördüm. 
     
    Hez.10: 3 Adam oraya girdiğinde, Keruvlar tapınağın güney 
    tarafındaduruyordu. Bulut tapınağın iç avlusunu doldurdu. 
     
    Hez.10: 4 RAB'bin görkemi Keruvlar'ın üzerinden ayrılıp tapınağıneşiğine 
    gitti. Tapınak bulutla doldu. Avlu RAB'bin görkemininparıltısıyla doluydu. 
     
    Hez.10: 5 Keruvlar'ın kanatlarının sesi dış avludan bile duyuluyordu;tıpkı 
    Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın sesi gibiydi. 
     
    Hez.10: 6 RAB keten giysili adama, "Keruvlar'dan ve tekerleklerinarasından 
    ateş al" diye buyurunca, adam oraya girip bir tekerleğin yanında durdu. 
     
    Hez.10: 7 Sonra Keruvlar'dan biri aralarındaki ateşe elini uzattı, biraz 
    ateş alıp keten giysili adamın avuçlarına koydu. Adam ateşi alıp oradan 
    ayrıldı. 
     
    Hez.10: 8 Keruvlar'ın kanatları altında insan eline benzer bir şekil 
    göründü. 
     
    Hez.10: 9 Baktım, her Keruv'un yanında birer tane olmak üzere dörttekerlek 
    gördüm. Tekerlekler sarı yakut gibi parıldıyordu. 
     
    Hez.10: 10 Dördü de birbirine benziyor, iç içe girmiş bir tekerleği 
    andırıyordu. 
     
    Hez.10: 11 Hareket edince Keruvlar'ın baktıkları dört yönden birinedoğru, 
    sağa sola dönmeden ilerliyordu. Ön tekerlek nereyeyönelirse, öbür 
    tekerlekler de onun ardınca gidiyordu. 
     
    Hez.10: 12 Keruvlar'ın bedenleri -sırtları, elleri, kanatları- vedördünün de 
    tekerlekleri çepeçevre gözlerle doluydu. 
     
    Hez.10: 13 Tekerleklere "Dönen tekerlekler" dendiğini duydum. 
     
    Hez.10: 14 Her Keruv'un dört yüzü vardı: Birinci yüz öküz*fg* 
    yüzüne,ikincisi insan yüzüne, üçüncüsü aslan yüzüne, dördüncüsü kartal 
    yüzüne benziyordu.D Not 10:14 1:10'a göre "Öküz", Masoretik metin "Keruv". 
     
    Hez.10: 15 Keruvlar yukarıya doğru yükseldi. Bunlar daha önce KevarIrmağı 
    kıyısında gördüğüm canlı yaratıklardı. 
     
    Hez.10: 16 Keruvlar hareket edince, yanlarındaki tekerlekler dehareket 
    ediyor, Keruvlar yerden yükselmek için kanatlarınıaçınca, tekerlekler de 
    yanlarından ayrılmıyordu. 
     
    Hez.10: 17 Keruvlar durduğunda onlar da duruyor, Keruvlar 
    yerdenyükseldiğinde onlar da yükseliyordu. Çünkü yaratıkların ruhu 
    tekerleklerdeydi. 
     
    Hez.10: 18 RAB'bin görkemi tapınağın eşiğinden ayrılıp Keruvlar'ınüzerinde 
    durdu. 
     
    Hez.10: 19 Ben bakarken Keruvlar kanatlarını açıp yerden 
    yükseldi,tekerlekler de onlarla yükseldi. RAB'bin Tapınağı'nın 
    DoğuKapısı'nın girişinde durdular. İsrail Tanrısı'nın görkemi onların 
    üzerindeydi. 
     
    Hez.10: 20 Kevar Irmağı kıyısında, İsrail Tanrısı'nın altında gördüğümve 
    Keruvlar olduğunu anladığım canlı yaratıklar bunlardı. 
     
    Hez.10: 21 Her birinin dört yüzü, dört kanadı vardı. Kanatlarınınaltında 
    insan elini andıran bir şey vardı. 
     
    Hez.10: 22 Yüzleri Kevar Irmağı kıyısında gördüğüm yüzlere benziyordu.Her 
    biri dosdoğru ilerliyordu. 
     
    Yeruşalim'in Cezası 
     
    BÖLÜM 11 
     
    Hez.11: 1 Ruh beni yine yukarıya kaldırıp RAB'bin Tapınağı'nın Doğu 
    Kapısı'na götürdü. Kapının giriş bölümünde yirmi beş adam vardı. Aralarında 
    halkın önderlerinden Azzur oğlu Yaazanya'yı, Benaya oğlu Pelatya'yı gördüm. 
     
    Hez.11: 2 RAB bana, "İnsanoğlu, bunlar kötülük tasarlayan ve bu kenttekötü 
    öğüt veren adamlardır" dedi, 
     
    Hez.11: 3 "Onlar, 'Yıkım yakın değil, ev yapmanın zamanıdır. Bu kentkazan, 
    biz de etiz diyorlar. 
     
    Hez.11: 4 Bundan ötürü onları uyar, ey insanoğlu, onları uyar." 
     
    Hez.11: 5 Sonra RAB'bin Ruhu üzerime inip şunları söylememi buyurdu: "RAB 
    şöyle diyor: Ey İsrail halkı, neler söylediğinizi ve neler düşündüğünüzü 
    bilirim. 
     
    Hez.11: 6 Bu kentte birçok kişi öldürdünüz, kentin sokaklarını ölülerle 
    doldurdunuz. 
     
    Hez.11: 7 "Bundan ötürü Egemen RAB şöyle diyor: Oraya attığınız ölüler et, 
    kent de kazandır. Ama sizi kentin dışına süreceğim. 
     
    Hez.11: 8 Kılıçtan korktunuz, ama ben üzerinize kılıç göndereceğim. Egemen 
    RAB böyle diyor. 
     
    Hez.11: 9 Sizi kentten çıkarıp yabancıların eline teslim edeceğim. Sizi 
    cezalandıracağım. 
     
    Hez.11: 10 Kılıçla öldürüleceksiniz. Sizi İsrail sınırında cezalandıracağım. 
    O zaman benim RAB olduğumu anlayacaksınız. 
     
    Hez.11: 11 Bu kent sizin için kazan olmayacak, siz de onun içinde et 
    olmayacaksınız. Sizi İsrail sınırında cezalandıracağım. 
     
    Hez.11: 12 O zaman benim RAB olduğumu anlayacaksınız. Kurallarımı 
    izlemediniz, ilkelerime uymadınız; çevrenizdeki ulusların ilkelerine 
    uydunuz." 
     
    Hez.11: 13 Ben peygamberlikte bulunurken Benaya oğlu Pelatya öldü. Yüzüstü 
    yere kapanıp, "Ah, ey Egemen RAB! Geri kalan İsrailliler'i büsbütün mü yok 
    edeceksin?" diye yüksek sesle haykırdım. 
     
    Sürgündekiler İsrail Ülkesine Dönecek 
     
    Hez.11: 14 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.11: 15 "Ey insanoğlu, Yeruşalim'de yaşayanlar senin kardeşlerin, 
    akrabaların ve öbür İsrailliler için, 'Onlar RAB'den uzaklar, bu ülke mülk 
    olarak bize verildi demişler." 
     
    Hez.11: 16 "Bu yüzden de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Onları uzaktakiuluslar 
    arasına gönderdim, ülkeler arasına dağıttım. Öyleykengittikleri ülkelerde 
    kısa süre için onlara barınak oldum. 
     
    Hez.11: 17 "De ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Sizi uluslar 
    arasındantoplayacak, dağılmış olduğunuz ülkelerden geri getirecek, 
    İsrailülkesini yeniden size vereceğim. 
     
    Hez.11: 18 "Ülkeye dönecek, tiksindirici, iğrenç putları oradan söküp 
    atacaklar. 
     
    Hez.11: 19 Onlara tek bir yürek vereceğim, içlerine yeni bir ruhkoyacağım. 
    İçlerindeki taş yüreği çıkarıp onlara etten bir yürek vereceğim. 
     
    Hez.11: 20 O zaman kurallarımı izleyecek, ilkelerime uymaya 
    özengösterecekler. Onlar halkım olacak, ben de onların Tanrısı olacağım. 
     
    Hez.11: 21 Tiksindirici, iğrenç putlara gönülden yönelenlere 
    gelince,yaptıklarının aynısını başlarına getireceğim. Böyle diyor Egemen 
    RAB." 
     
    Rab'bin Görkemi Tapınaktan Ayrılıyor 
     
    Hez.11: 22 Keruvlar* kanatlarını açtı, tekerlekler yanlarındaduruyordu. 
    İsrail Tanrısı'nın görkemi onların üzerindeydi. 
     
    Hez.11: 23 RAB'bin görkemi kentin ortasından yükselip kentindoğusundaki dağa 
    kondu. 
     
    Hez.11: 24 Görümde Tanrı'nın Ruhu beni yukarı kaldırıp Kildan*ülkesindeki 
    sürgünlerin yanına götürdü. Sonra gördüğüm görüm kayboldu. 
     
    Hez.11: 25 Ben de RAB'bin bana gösterdiği her şeyi sürgündekilere anlattım. 
     
    Sürgüne Gidiş Simgelerle Anlatılıyor 
     
    BÖLÜM 12 
     
    Hez.12: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.12: 2 "İnsanoğlu, asi bir halkın arasında yaşıyorsun. Gözlerivarken 
    görmüyor, kulakları varken işitmiyorlar. Çünkü bu halk asidir. 
     
    Hez.12: 3 "Sen, insanoğlu, sürgüne gidecekmiş gibi eşyanı topla,onların gözü 
    önünde, gündüzün yola çık, bulunduğun yerden başkabir yere git. Kim bilir, 
    asi bir halk olmalarına karşın seni görüp anlayabilirler. 
     
    Hez.12: 4 Gündüzün, halkın gözü önünde topladığın sürgün eşyanı çıkar.Akşam 
    yine onların gözü önünde sürgüne giden biri gibi yola çık. 
     
    Hez.12: 5 Onlar seni izlerken duvarı delip eşyanı çıkar. 
     
    Hez.12: 6 Seni izlerlerken eşyanı sırtlayıp karanlıkta taşı. Ülkeyi görmemek 
    için yüzünü ört. Çünkü yapacakların İsrail halkı için bir uyarı olacaktır." 
     
    Hez.12: 7 Bana verilen buyruk uyarınca davrandım. Gündüzün sürgünegidecekmiş 
    gibi eşyalarımı çıkardım. Akşam elimle duvarı deldim.Eşyalarımı karanlıkta 
    çıkarıp onlar izlerken sırtımda taşıdım. 
     
    Hez.12: 8 Ertesi sabah RAB bana seslendi: 
     
    Hez.12: 9 "İnsanoğlu, o asi İsrail halkı sana, 'Ne yapıyorsun? Diye sormadı 
    mı? 
     
    Hez.12: 10 "Onlara de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Yeruşalim'deki önder ve 
    orada yaşayan bütün İsrail halkına ilişkin bir bildiridir bu. 
     
    Hez.12: 11 Ben sizin için bir uyarıyım de. Sana yaptığımın tıpkısıonlara da 
    yapılacak. Tutsak olarak sürgüne gidecekler. 
     
    Hez.12: 12 "Onların önderi karanlıkta eşyasını sırtında taşıyarak 
    yolakoyulacak. Eşyasını çıkarmak için duvarda bir gedik açacak.Ülkeyi 
    görmemek için yüzünü örtecek. 
     
    Hez.12: 13 Onun üzerine ağımı atacağım, kurduğum tuzağa düşecek. OnuBabil'e, 
    Kildan* ülkesine götüreceğim, ama ülkeyi göremeden orada ölecek. 
     
    Hez.12: 14 Çevresindekilerin tümünü -yardımcılarını, ordusunu dünyanın dört 
    bucağına dağıtacağım. Yalın kılıç onların peşlerine düşeceğim. 
     
    Hez.12: 15 Onları uluslar arasına dağıtıp ülkelere sürdüğümde, benimRAB 
    olduğumu anlayacaklar. 
     
    Hez.12: 16 Gittikleri uluslarda yaptıkları bütün iğrenç uygulamaları 
    anlatmaları için aralarından birkaç kişiyi kılıçtan, kıtlıktan, salgın 
    hastalıktan sağ bırakacağım. Böylece benim RAB olduğumu anlayacaklar." 
     
    Hez.12: 17 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.12: 18 "İnsanoğlu, yiyeceğini titreyerek ye, suyunu korkudan ürpererek 
    iç. 
     
    Hez.12: 19 Ülkede yaşayan halka de ki, 'Egemen RAB İsrail veYeruşalim'de 
    yaşayanlar için şöyle diyor: Yiyecekleriniumutsuzluk içinde yiyecek, 
    sularını şaşkınlık içinde içecekler.Orada yaşayanların yaptığı zorbalık 
    yüzünden ülke ıssız bırakılacak. 
     
    Hez.12: 20 Halkın içinde yaşadığı kentler yakılacak, ülke çöledönüşecek. O 
    zaman benim RAB olduğumu anlayacaksınız." 
     
    Hez.12: 21 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.12: 22 "İnsanoğlu, İsrail'de yaygın olan, 'Günler geçiyor, hergörüm boşa 
    çıkıyor deyişinin anlamı nedir? 
     
    Hez.12: 23 Onlara de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Ben bu deyişe 
    sonvereceğim. Bundan böyle İsrail'de bir daha söylenmeyecek. Yineonlara de 
    ki, 'Her görümün yerine geleceği günler yaklaştı. 
     
    Hez.12: 24 Artık İsrail halkı arasında yalan görüm ya da aldatıcı falcılık 
    olmayacak. 
     
    Hez.12: 25 Ama ben RAB, ne dersem gecikmeden olacak. Siz, ey asi İsrail 
    halkı, söylediklerimin tümünü sizin günlerinizde yerine getireceğim. Böyle 
    diyor Egemen RAB." 
     
    Hez.12: 26 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.12: 27 "İnsanoğlu, İsrail halkı, 'Onun gördüğü görüm uzak günleriçin, 
    peygamberlik sözleri de uzak gelecekle ilgili diyor. 
     
    Hez.12: 28 "Bundan ötürü onlara de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor:Söylediğim 
    sözlerden hiçbiri artık gecikmeyecek, ne dersemolacak. Böyle diyor Egemen 
    RAB." 
     
    Sahte Peygamberler Cezalandırılıyor 
     
    BÖLÜM 13 
     
    Hez.13: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.13: 2 "İnsanoğlu, peygamberlikte bulunan İsrail peygamberlerine karşı 
    sen peygamberlik et. Kendiliğinden peygamberlik eden o peygamberlere de ki, 
    'RAB'bin sözüne kulak verin! 
     
    Hez.13: 3 Egemen RAB şöyle diyor: Hiçbir görüm görmemiş ama 
    kurduklarıhayaller uyarınca davranan akılsız peygamberlerin vay başına! 
     
    Hez.13: 4 Ey İsrail, peygamberlerin yıkıntılar arasındaki çakallara 
    benziyor. 
     
    Hez.13: 5 RAB'bin gününde İsrail halkının savaşta direnmesi için gidip 
    duvardaki gedikleri onarmadınız. 
     
    Hez.13: 6 Onların görümleri uydurmadır. Yaptıkları yalanpeygamberliklere 
    RAB'bin sözüdür diyorlar. Oysa onları bengöndermedim. Yine de 
    söylediklerinin yerine geleceğini umuyorlar. 
     
    Hez.13: 7 Ben söylemediğim halde, RAB'bin sözüdür diyorsunuz. Oysagördüğünüz 
    görümler uydurma, yaptığınız falcılık yalan değil mi? 
     
    Hez.13: 8 "'Bu yüzden Egemen RAB şöyle diyor: Söylediğiniz boş 
    sözler,gördüğünüz yalan görümlerden ötürü size karşıyım. Böyle diyor Egemen 
    RAB. 
     
    Hez.13: 9 Elim uydurma görüm gören, yalan yere falcılık eden peygamberlere 
    karşı olacak. Onlar halkımın topluluğunda bulunmayacak, İsrail halkının 
    kütüğüne yazılmayacak, İsrail ülkesine girmeyecekler. O zaman benim Egemen 
    RAB olduğumu anlayacaksınız. 
     
    Hez.13: 10 "'Esenlik yokken esenlik diyerek halkımı aldatıyorlar. 
    Biridayanıksız bir duvar yapınca, sahte peygamberler üzerine sıva 
    vuruyorlar. 
     
    Hez.13: 11 Duvarı sıvayanlara de ki: Duvar yıkılacak; sağanak yağmur 
    yağacak, ardından dolu yağdıracağım. Şiddetli bir rüzgar çıkıp duvara karşı 
    esecek. 
     
    Hez.13: 12 Duvar çökünce size, nerede duvara vurduğunuz sıva demeyecekler 
    mi? 
     
    Hez.13: 13 "'Onun için Egemen RAB şöyle diyor: Öfkemden duvarı yerle bir 
    etmek için şiddetli bir rüzgar göndereceğim; kızgınlığımdan sağanak yağmur 
    ve dolu yağdıracağım. 
     
    Hez.13: 14 Sıva vurduğunuz duvarı yıkıp yerle bir edeceğim. Temeli açılıp 
    ortaya çıkacak. Yıkılacak ve altında yok olacaksınız. O zaman benim RAB 
    olduğumu anlayacaksınız. 
     
    Hez.13: 15-16 Böylece öfkemi duvarın ve duvara sıva vuranların 
    üzerineboşaltacağım. Size duvar da duvara sıva vuran da Yeruşalim'deesenlik 
    yokken esenlik görümleri gören İsrailli peygamberler deyok oldu diyeceğim. 
    Egemen RAB böyle diyor." 
     
    Hez.13: 17 "Sen, ey insanoğlu, kendiliğinden peygamberlik edenhalkının 
    kızlarına yüzünü çevir. Onlara karşı peygamberlik et. 
     
    Hez.13: 18 De ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: İnsanları tuzağa düşürmekiçin 
    herkese bilek bağı diken, her boyda baş örtüsü yapan kadınların vay başına! 
    Kendi canınızı korurken halkımın canını mı tuzağa düşüreceksiniz? 
     
    Hez.13: 19 Birkaç avuç arpayla birkaç dilim ekmek için halkımınarasında beni 
    küçük düşürdünüz. Yalana kulak veren halkıma yalansöyleyerek ölümü hak 
    etmemiş canları öldürdünüz, ölümü hak etmişcanları yaşattınız. 
     
    Hez.13: 20 "'Bundan ötürü Egemen RAB şöyle diyor: İnsanları kuş gibituzağa 
    düşüren sihirli bilek bağlarınıza karşıyım. Onları bileklerinizden 
    koparacağım. Kuş gibi tuzağa düşürdüğünüz insanları özgür kılacağım. 
     
    Hez.13: 21 Örtülerinizi yırtacak, halkımı elinizden kurtaracağım. Bir daha 
    tuzağınıza düşmeyecekler. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaksınız. 
     
    Hez.13: 22 Madem incitmek istemediğim doğru kişinin cesaretiniyalanlarınızla 
    kırdınız ve canını kurtarmak için kötü kişiyi kötüyolundan dönmemeye 
    yüreklendirdiniz, 
     
    Hez.13: 23 bir daha uydurma görümler görmeyecek, falcılıketmeyeceksiniz. 
    Halkımı elinizden kurtaracağım. O zaman benim RABolduğumu anlayacaksınız." 
     
    Rab Putataparlığı Cezalandırıyor 
     
    BÖLÜM 14 
     
    Hez.14: 1 İsrail ileri gelenlerinden kimisi gelip yanıma oturdu. 
     
    Hez.14: 2 O sırada RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.14: 3 "İnsanoğlu, bu adamların yüreği putlara bağlı. Diktikleriputların 
    kendilerini günaha sokmasına olanak veriyorlar. Öyleyseonların bana 
    danışmasına izin vermeli miyim? 
     
    Hez.14: 4 Bunun için onlarla konuş ve de ki, 'Egemen RAB şöyle 
    diyor:Yüreğini puta bağlayan, diktiği putun kendisini günaha sokmasınaolanak 
    veren, sonra da peygambere danışmaya gelen her İsrailli'yeputlarının 
    çokluğuna göre ben RAB kendim karşılık vereceğim. 
     
    Hez.14: 5 Bunu, putları yüzünden bana sırt çeviren İsrail halkınınyüreğini 
    yeniden kendime çekmek için yapacağım. 
     
    Hez.14: 6 "Bu yüzden İsrail halkına de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor:Geri 
    dönün! Putlarınızdan vazgeçin, iğrenç uygulamalarınızı bırakın! 
     
    Hez.14: 7 "'İsrail halkından biri ya da İsrail'de yaşayan bir yabancıbenden 
    ayrılır, yüreğini putlara bağlar, diktiği putların kendisini günaha 
    sokmasına olanak verir, sonra da bana danışmak üzere bir peygambere giderse, 
    ben RAB kendim ona karşılık vereceğim. 
     
    Hez.14: 8 O kişiye karşı çıkacağım. Onu bir belirti, bir alay konusuyapıp 
    halkımın arasından atacağım. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaksınız. 
     
    Hez.14: 9 "'Bir peygamber ayartılır da bir söz söylerse, onu ayartanbenim. 
    Elimi ona karşı uzatacağım, onu halkım İsrail'in arasındançıkarıp yok 
    edeceğim. 
     
    Hez.14: 10 Suçlarının cezasını çekecekler. Peygamber de ona danışanda aynı 
    şekilde cezalandırılacak. 
     
    Hez.14: 11 Böylece İsrail halkı bir daha benden ayrılmayacak,günahlarıyla 
    kendilerini kirletmeyecekler. Onlar halkımolacaklar, ben de onların Tanrısı 
    olacağım. Egemen RAB böyle diyor." 
     
    Kişisel Sorumluluk 
     
    Hez.14: 12 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.14: 13 "İnsanoğlu, eğer bir ülke bana sadakatsizlik eder, günahişlerse, 
    ben de o ülkeye karşı elimi uzatır, onu her türlü yiyecekten yoksun bırakır, 
    üzerine kıtlık gönderir, insanları ve hayvanları yok edersem; 
     
    Hez.14: 14 şu üç adam Nuh, Daniel*fh*, Eyüp- orada olsalar 
    bile,doğruluklarıyla ancak kendi canlarını kurtarabilirler. Egemen RAB böyle 
    diyor.D Not 14:14,20 Burada adı geçen Daniel'in İbranice yazılışı farklı 
    olduğundan bildiğimiz Peygamber Daniel olmayabilir. 
     
    Hez.14: 15 "Ya da ülkeye yabanıl hayvanlar gönderirsem ve ülkeyi kimsesiz 
    bırakırlarsa, ülke viraneye döner, hayvanlar yüzünden kimse içinden 
    geçemezse; 
     
    Hez.14: 16 Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, bu üç kişi o ülkedeyaşasa 
    bile, ne oğullarını ne de kızlarını kurtarabilirler. Ancakkendi canlarını 
    kurtarabilirler. Ülke ise viraneye döner. 
     
    Hez.14: 17 "Ya da o ülkeye kılıç gönderir, 'Kılıç ülkeyi yarsın der,oradaki 
    insanları ve hayvanları yok edersem; 
     
    Hez.14: 18 varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, bu üç kişi orada olsabile, 
    ne oğullarını ne de kızlarını kurtarabilirler. Ancak kendi canlarını 
    kurtarabilirler. 
     
    Hez.14: 19 "O ülkeye salgın hastalık gönderir, kan dökerek öfkemiyağdırır, 
    oradaki insanları ve hayvanları yok edersem; 
     
    Hez.14: 20 varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, Nuh, Daniel*fh* veEyüp 
    orada olsa bile, ne oğullarını ne de kızlarını kurtarabilirler. 
    Doğruluklarıyla ancak kendi canlarını kurtarabilirler. 
     
    Hez.14: 21 "Egemen RAB şöyle diyor: Yeruşalim'deki insanları ve hayvanları 
    yok etmek için üzerine dört ağır yargımı kılıcı, kıtlığı, yabanıl 
    hayvanları, salgın hastalığı- gönderdiğimde daha neler neler olacak! 
     
    Hez.14: 22 Orada sağ bırakılacak kimi oğullarınız, kızlarınız olacak,çıkıp 
    yanınıza gelecekler. Onların davranışlarını ve yaptıklarını görünce, 
    Yeruşalim'in başına getirdiğim yıkımdan ve her tür felaketten avuntu 
    bulacaksınız. 
     
    Hez.14: 23 Onların davranışlarını ve yaptıklarını görünce 
    avutulacak,Yeruşalim'in başına getirdiklerimin amaçsız 
    olmadığınıanlayacaksınız. Egemen RAB böyle diyor." 
     
    Yeruşalim, Yararsız Asma 
     
    BÖLÜM 15 
     
    Hez.15: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.15: 2 "İnsanoğlu, asma odununun herhangi bir orman ağacınındalından daha 
    fazla değeri var mı? 
     
    Hez.15: 3 Asma odunundan yararlı bir şey yapılabilir mi? Ya da üzerineeşya 
    asmak için ondan askı yaparlar mı? 
     
    Hez.15: 4 Yakıt olarak ateşe atılır da ateş odunun iki ucunu yakıportasını 
    kömürleştirince, işe yarar mı? 
     
    Hez.15: 5 Yanmadan önce işe yaramadıysa, yanıp kömür haline geldiktensonra 
    bir işe yarar mı? 
     
    Hez.15: 6 "Bu nedenle Egemen RAB şöyle diyor: Orman ağaçları arasındaasma 
    odununu nasıl yakıt olarak ateşe verdimse, Yeruşalim'de yaşayan halka da 
    aynısını yapacağım. 
     
    Hez.15: 7 Onlara yüz çevireceğim. Şimdi ateşten kurtulsalar bile, ateşonları 
    yine de yakıp yok edecek. Onlara yüz çevirince, benim RABolduğumu 
    anlayacaksınız. 
     
    Hez.15: 8 Ülkeyi viraneye çevireceğim. Çünkü bana sadakatsizlikettiler. 
    Egemen RAB böyle diyor." 
     
    Sadakatsiz Yeruşalim 
     
    BÖLÜM 16 
     
    Hez.16: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.16: 2 "İnsanoğlu, Yeruşalim'e yaptığı iğrenç uygulamaları bildir. 
     
    Hez.16: 3 De ki, 'Egemen RAB Yeruşalim'e şöyle diyor: Kökenin vedoğumun 
    açısından Kenan ülkesindensin; baban Amorlu, annense Hititli'ydi*. 
     
    Hez.16: 4 Doğduğun gün göbek bağın kesilmedi, temizlemek için 
    seniyıkamadılar, tuzla ovalamadılar, kundağa sarmadılar. 
     
    Hez.16: 5 Kimse bunlardan birini yapacak kadar sana acımadı, sevecenlik 
    göstermedi. Senden tiksindikleri için doğduğun gün seni kıra attılar. 
     
    Hez.16: 6 "'Yanından geçtim, senin kendi kanının içinde kımıldadığınıgördüm. 
    Kendi kanının içindeyken yaşa! dedim. Evet, Kendi kanınıniçindeyken yaşa! 
    dedim. 
     
    Hez.16: 7 Kırda yetişen bir bitki gibi seni geliştirdim. Geliştin,büyüdün, 
    kusursuz bir güzelliğe eriştin. Göğüslerin oluştu,saçların uzadı. Ama 
    çırılçıplaktın. 
     
    Hez.16: 8 "'Yine yanından geçtim, sana baktım, sevgi çağındı. 
    Giysimineteğini üzerine serdim, çıplaklığını örttüm. Sana ant içtim,seninle 
    antlaşma yaptım. Egemen RAB böyle diyor. Ve benim oldun. 
     
    Hez.16: 9 "'Seni yıkadım, üzerindeki kanı temizledim, derine zeytinyağı 
    sürdüm. 
     
    Hez.16: 10 Sana işlemeli giysiler giydirdim, deriden*fı* çarık verdim.Beline 
    ince keten kuşak bağladım, seni pahalı giysilerle örttüm,D Not 16:10 "Deri": 
    Yunus balığı derisi olabilir. 
     
    Hez.16: 11 takılarla süsledim. Bileklerine bilezikler, boynuna gerdanlık 
    taktım. 
     
    Hez.16: 12 Burnuna halka, kulaklarına küpeler, başına görkemli bir taç 
    taktım. 
     
    Hez.16: 13 Altınla gümüşle süslendin; giysilerin ince ketenden,pahalı, 
    işlemeli kumaştandı. İnce unla, balla, zeytinyağıylabeslendin. Gitgide 
    güzelleştin, krallığa yaraştın. 
     
    Hez.16: 14 Güzelliğinden ötürü ünün uluslar arasında yayıldı. Çünküseni 
    görkemimle donattığım için güzelliğin kusursuzdu. Egemen RABböyle diyor. 
     
    Hez.16: 15 "'Ama sen güzelliğine güvendin, ününü kullanarak fahişelikettin. 
    Her geçene gönlünü kaptırdın, kendini teslim ettin. 
     
    Hez.16: 16 Giysilerinden alıp kendine süslü tapınma yerleri yaptın,oralarda 
    fahişelik ettin. Böylesi ne olmuştur, ne de olacaktır. 
     
    Hez.16: 17 Sana verdiğim altın, gümüş süslerden erkek suretleriyaptın, 
    onlarla fahişelik ettin. 
     
    Hez.16: 18 İşlemeli giysilerini alıp onların üzerine örttün. 
    Onlarazeytinyağımı, buhurumu sundun. 
     
    Hez.16: 19 Yemen için sağladığım yiyeceği -ince unu, zeytinyağını,balı güzel 
    kokulu bir sunu olarak onlara sundun. Böyle yaptın diyor Egemen RAB. 
     
    Hez.16: 20 "'Bana doğurduğun oğulları, kızları alıp yiyecek olarakputlara 
    kurban ettin. Fahişelik etmen yetmiyormuş gibi, 
     
    Hez.16: 21 çocuklarımı kesip sunu olarak ateşte putlara kurban ettin. 
     
    Hez.16: 22 Bütün iğrenç uygulamalarını, fahişeliklerini yaparken gençlik 
    günlerini, çırılçıplak olduğun, kanının içinde kımıldandığın zamanı 
    anımsamadın. 
     
    Hez.16: 23 "'Egemen RAB, vay, vay başına diyor! Yaptığın kötülüklere ek 
    olarak, 
     
    Hez.16: 24 kendine fuhuş yuvaları kurdun, bütün meydanlarda yüksek tapınma 
    yerleri yaptın. 
     
    Hez.16: 25 Her yolun başına kendin için yüksek tapınma yerleri kurdun, 
    güzelliğini kirlettin, her geçene kendini teslim ettin, fahişeliklerini 
    artırdın. 
     
    Hez.16: 26 Şehvet düşkünü komşuların Mısırlılar'la fahişelik ettin. 
    Fahişeliklerini artırmakla beni öfkelendirdin. 
     
    Hez.16: 27 İşte bu yüzden elimi sana karşı uzattım, yiyecek payını azalttım. 
    Ahlaksız davranışından utanç duyan düşmanların Filist kızları dilediklerini 
    yapsınlar diye seni onlara teslim ettim. 
     
    Hez.16: 28 Asurlular'la da fahişelik ettin, çünkü doymamıştın. Evet, onlarla 
    fahişelik ettin, yine doymadın. 
     
    Hez.16: 29 Fahişeliğini ticaret diyarı olan Kildan* ülkesine dek artırdın, 
    yine de doymadın. 
     
    Hez.16: 30 "'Bütün bunları yaparken yüreğin ne kadar yıpranmış diyor Egemen 
    RAB, 'Yüzsüz bir fahişe gibi davrandın! 
     
    Hez.16: 31 Her yolun başına fuhuş yuvaları kurarken, bütün meydanlardayüksek 
    tapınma yerleri yaparken, fahişe gibi bile değildin, ücretini küçümsedin. 
     
    Hez.16: 32 "'Kocasının yerine yabancıları yeğleyen, zina eden bir kadındın! 
     
    Hez.16: 33 Fahişelere ücret ödenir. Oysa sen bütün oynaşlarına armağanlar 
    dağıttın. Fahişelik etmek için her yandan sana gelsinler diye rüşvet verdin. 
     
    Hez.16: 34 Fahişeliğinde öbür kadınlara benzemiyorsun. Çünkü fahişelikedesin 
    diye kimse senin peşine düşmüyor. Ücret ödeyen sensin,kimse sana ücret 
    ödemiyor. Bu yüzden öbürlerine benzemiyorsun. 
     
    Hez.16: 35 "'Bu nedenle, ey fahişe, RAB'bin sözünü dinle! 
     
    Hez.16: 36 Egemen RAB şöyle diyor: Yüzsüzlüğün ortaya döküldüğü,oynaşlarınla 
    fahişelik ederken çıplaklığın meydana çıktığı için,bütün iğrenç putların 
    yüzünden, onlara çocuklarının kanını verdiğin için, 
     
    Hez.16: 37 düşüp kalktığın bütün oynaşlarını sevdiklerini de nefret 
    ettiklerini de- toplayacağım. Sana karşı onları her yandan toplayacak, 
    çıplaklığını onların önüne sereceğim; bütün çıplaklığını görecekler. 
     
    Hez.16: 38 Sana zina eden, kan döken kadınlara verilen cezayı vereceğim. 
    Kanını akıtarak seni öfkemin ve kıskançlığımın öcüne terk edeceğim. 
     
    Hez.16: 39 Seni oynaşlarının eline teslim edeceğim. Fuhuş yuvalarınıyıkacak, 
    yüksek tapınma yerlerini bozacaklar. Üzerindekigiysileri soyacak, güzel 
    mücevherlerini alıp seni çırılçıplak bırakacaklar. 
     
    Hez.16: 40 Halkı sana karşı kışkırtacaklar. Seni taşlayacak,kılıçlarıyla 
    delik deşik edecekler. 
     
    Hez.16: 41 Evlerini ateşe verecek, seni birçok kadının gözü önünde 
    yargılayacaklar. Fahişeliklerine son vereceğim, artık oynaşlarına ücret 
    ödemeyeceksin. 
     
    Hez.16: 42 Böylece sana karşı öfkem yatışacak, kıskançlığım dinecek. 
    Susacak, bir daha öfkelenmeyeceğim. 
     
    Hez.16: 43 "'Madem gençlik günlerini anımsamadın, yaptıklarınla beni 
    öfkelendirdin, ben de yaptıklarını senin başına getireceğim. Böyle diyor 
    Egemen RAB. Bu iğrenç uygulamalarına ek olarak ahlaksızlık da ettin. 
     
    Hez.16: 44 "'Herkes senin için şu deyişi söyleyecek: Annesi nasılsa kızı da 
    öyle. 
     
    Hez.16: 45 Sen kocasından ve çocuklarından tiksinen annenin 
    kızısın;kocalarından ve çocuklarından tiksinen 
    kızkardeşlerininkızkardeşisin. Annen Hititli, baban Amorlu'ydu. 
     
    Hez.16: 46 Kızlarıyla senin kuzeyinde yaşayan Samiriye ablan,kızlarıyla 
    senin güneyinde yaşayan Sodom kızkardeşindir. 
     
    Hez.16: 47 Sen yalnız onların yolunda yürümekle, onların 
    iğrençuygulamalarına uymakla kalmadın, bütün yaptıklarınla kısa 
    süredeonlardan daha büyük kötülük ettin. 
     
    Hez.16: 48 Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, kızkardeşin 
    Sodom'lakızları, kızlarınla senin yaptıklarını asla yapmadılar. 
     
    Hez.16: 49 "'Kızkardeşin Sodom'un günahı şuydu: Kendisi de kızları 
    dagururluydu, ekmeğe doymuşlardı, umursamazlardı. Düşküne, yoksulayardım 
    elini uzatmadılar. 
     
    Hez.16: 50 Kendilerini beğenmişlerdi. Önümde iğrenç şeyler yaptılar.Bu 
    nedenle, gördüğün gibi onları önümden süpürüp attım. 
     
    Hez.16: 51 Samiriye işlediğin günahın yarısını bile işlemedi. Senonlardan 
    çok daha iğrenç şeyler yaptın. Yaptığın iğrençliklerlekızkardeşlerini suçsuz 
    çıkardın. 
     
    Hez.16: 52 Düşeceğin utanca katlanacaksın. Çünkü kızkardeşlerini haklıgibi 
    gösterdin. İşlediğin günahlar onlarınkinden daha iğrençolduğundan senin 
    yanında suçsuz kalıyorlar. Bunun için utan vedüşeceğin utanca katlan. Çünkü 
    kızkardeşlerini suçsuz çıkardın! 
     
    Hez.16: 53 "'Sodom'la kızlarını, Samiriye'yle kızlarını, onlarlabirlikte de 
    seni eski gönencine kavuşturacağım. 
     
    Hez.16: 54 Utanca boğulacaksın. Bütün yaptıklarından ötürükızkardeşlerine 
    avuntu olacak ve utanacaksın. 
     
    Hez.16: 55 Kızkardeşlerin Sodom ve Samiriye ile kızları eskidurumlarına 
    dönecekler; kızlarınla sen de öyle. 
     
    Hez.16: 56-57 Kötülüğün açığa çıkmadan önce, gururlu olduğun 
    günlerdekızkardeşin Sodom'un adını bile anmıyordun. Şimdi sen de 
    Edomkızlarıyla komşuları ve Filist kızlarınca -çevrende seninle 
    alayedenlerce- küçümseniyorsun. 
     
    Hez.16: 58 Ahlaksızlığının ve yaptığın iğrençliklerin 
    sonuçlarınakatlanacaksın. RAB böyle diyor. 
     
    Hez.16: 59 "'Egemen RAB şöyle diyor: Seninle yaptığım antlaşmayıbozarak 
    içtiğin andı küçümsedin. Ben de hak ettiğin biçimde senicezalandıracağım. 
     
    Hez.16: 60 Gençlik günlerinde seninle yaptığım antlaşmayıanımsayacağım. 
    Seninle sonsuza dek kalıcı bir antlaşma yapacağım. 
     
    Hez.16: 61 Büyük, küçük kızkardeşlerini yanına aldığında 
    yaptıklarınıanımsayacak ve utanacaksın. Seninle yaptığım antlaşmada 
    olmadığıhalde onları kızların olsunlar diye sana vereceğim. 
     
    Hez.16: 62 Seninle yeniden antlaşma yapacağım, benim RAB 
    olduğumuanlayacaksın. 
     
    Hez.16: 63 Bütün yaptıklarını bağışladığımda, anımsayacak ve utanacaksın. 
    Utancından bir daha ağzını açmayacaksın. Egemen RAB böyle diyor." 
     
    Kartalla Asmanın Simgesel Öyküsü 
     
    BÖLÜM 17 
     
    Hez.17: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.17: 2 "Ey insanoğlu, İsrail halkına bir bilmece sor, simgesel bir öykü 
    anlat. 
     
    Hez.17: 3 De ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Kanatları uzun ve güçlü,renk renk 
    tüylerle dolu iri bir kartal Lübnan'a geldi, bir sedirağacının tepesine 
    konup onu ele geçirdi. 
     
    Hez.17: 4 Ağacın tepesindeki filizleri koparıp ticaret ülkesinegötürdü, 
    tüccarlar kentine yerleştirdi. 
     
    Hez.17: 5 "'Ülkenin tohumundan alıp verimli toprağa ekti; onu söğütağacı 
    gibi akarsuların kıyısına dikti. 
     
    Hez.17: 6 Tohum filizlenip yerde yayılan bodur bir asma oldu. Dallarıkartala 
    doğru yayıldı, kökleriyse aşağıya, derine indi. Böylecedal salan, filiz 
    veren bir asma oldu. 
     
    Hez.17: 7 "'Gelgelelim, kanatları güçlü, bol tüylü başka bir irikartal da 
    vardı. Asma bu kez dikildiği yerden köklerini bukartala doğru çevirdi; 
    sulasın diye dallarını ona doğru saldı. 
     
    Hez.17: 8 Dallansın, ürün versin, görkemli bir asma olsun diyeakarsuların 
    kıyısındaki verimli toprağa dikilmişti. 
     
    Hez.17: 9 "Onlara de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Asma serpilecek mi?Kurusun 
    diye ilk kartal kökünü söküp meyvesini koparmayacak mı?Asmanın yeni 
    filizlenen bütün dalları kuruyacak. Kökünden söküpatmak için güçlü ele ya da 
    büyük orduya gerek duyulmayacak. 
     
    Hez.17: 10 Evet, asma dikilmiş, ama serpilip gelişecek mi? Doğurüzgarı ona 
    çarpınca büsbütün kurumayacak mı? Evet, filizlendiğiyerde solup kuruyacak." 
     
    Simgesel Öykü Açıklanıyor 
     
    Hez.17: 11 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.17: 12 "O asi halka de ki, 'Bunların ne anlama geldiğini 
    bilmiyormusunuz? Onlara de ki, 'Babil Kralı Yeruşalim'e gitti; 
    kralını,önderlerini tutsak alıp kendisiyle birlikte Babil'e götürdü. 
     
    Hez.17: 13 Sonra kralın soyundan gelen birini alıp ant içirerek onunlabir 
    antlaşma yaptı. Ülkenin önderlerini de tutsak aldı. 
     
    Hez.17: 14 Öyle ki, ülke gerilesin, bir daha yükselmesin, ancakyaptığı 
    antlaşmayı yerine getirerek yaşayabilsin. 
     
    Hez.17: 15 Ne var ki, Yahuda Kralı, kendisine at ve çok sayıda askervermesi 
    için Mısır'a elçiler göndererek Babil Kralı'nabaşkaldırdı. Yahuda Kralı 
    başaracak mı? Böyle şeyler yapankurtulur mu? Yaptığı antlaşmayı bozan 
    kurtulur mu? 
     
    Hez.17: 16 "'Egemen RAB, varlığım hakkı için diyor, onu tahta oturtankralın 
    ülkesinde, Babil'de ölecek. Çünkü içtiği andı küçümsedi,yaptığı antlaşmayı 
    bozdu. 
     
    Hez.17: 17 Babilliler birçok kişiyi yok etmek için toprak rampalar,kuşatma 
    duvarları yaptığında, firavun güçlü ordusu ve büyükkalabalıklarla savaşta 
    ona yardımcı olmayacak. 
     
    Hez.17: 18 Yaptığı antlaşmayı bozarak içtiği andı küçümsedi. Sözverdiği 
    halde, bütün bunları yaptı. Bu yüzden kurtulmayacak. 
     
    Hez.17: 19 "'Bu nedenle Egemen RAB şöyle diyor: Varlığım hakkı için,bana 
    içtiği andı küçümsediği, antlaşmamı bozduğu için onu cezalandıracağım. 
     
    Hez.17: 20 Ağımı gereceğim, tuzağıma düşecek. Onu Babil'e getirecek,bana 
    sadakatsizliğinden ötürü orada yargılayacağım. 
     
    Hez.17: 21 En seçkin askerleri kılıçtan geçirilecek, sağ kalanlardünyanın 
    dört bucağına dağılacak. O zaman konuşanın ben RABolduğumu anlayacaksınız. 
     
    Hez.17: 22 "'Egemen RAB şöyle diyor: Sedir ağacının tepesinden Bir filiz 
    alıp dikeceğim. En yüksek dallarından körpe bir çubuk koparıp Yüksek, ulu 
    bir dağın üzerine dikeceğim. 
     
    Hez.17: 23 Onu İsrail'in en yüksek dağının üzerine dikeceğim. Dal budak 
    salıp ürün verecek, Görkemli bir sedir ağacı olacak. Her çeşit kuş dallarına 
    tüneyecek, Gölgesinde barınacak. 
     
    Hez.17: 24 Bütün orman ağaçları Her yüksek ağacı bodurlaştıranın, Her bodur 
    ağacı yükseltenin, Her yeşil ağacı kurutanın Ve kuru ağacı yeşertenin Ben 
    RAB olduğumu anlayacaklar. Bunu ben RAB söylüyorum ve dediğimi yapacağım." 
     
    Kişisel Sorumluluk 
     
    BÖLÜM 18 
     
    Hez.18: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.18: 2 "İsrail için, 'Babalar koruk yedi, Çocukların dişleri kamaştı 
    diyorsunuz. Bu deyişle ne demek istiyorsunuz? 
     
    Hez.18: 3 "Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, İsrail'de artık budeyişi 
    ağzınıza almayacaksınız. 
     
    Hez.18: 4 Her yaşayan can benimdir. Babanın canı da, çocuğun canı 
    dabenimdir. Ölecek olan, günah işleyen candır. 
     
    Hez.18: 5 "Diyelim ki, adil ve doğru olanı yapan doğru bir adam var. 
     
    Hez.18: 6 Dağlarda putlara sunulan kurbandan yemez, İsrail halkının 
    putlarına bel bağlamaz. Komşusunun karısını kirletmez, Âdet gören kadına 
    yaklaşmaz. 
     
    Hez.18: 7 Kimseye haksızlık etmez,Rehin olarak aldığını geri 
    verir,Soygunculuk etmez,Aç olana ekmeğini verir,Çıplağı giydirir. 
     
    Hez.18: 8 Faizle para vermez, Aşırı kâr gütmez. Elini kötülükten çeker, İki 
    kişi arasında doğrulukla yargılar. 
     
    Hez.18: 9 Kurallarımı izler, İlkelerimi özenle uygular. İşte böyle biri 
    doğru kişidir. O yaşayacaktır. Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.18: 10 "Diyelim ki, bu adamın zorba, kan döken, Kardeşine bunlardan 
    birini yapan bir oğlu var. 
     
    Hez.18: 11 Babası bunlardan hiçbirini yapmazken, Oğul dağlarda putlara 
    sunulan kurbandan yer, Komşusunun karısını kirletir. 
     
    Hez.18: 12 Düşküne, yoksula haksızlık eder, Soygunculuk eder, Rehini geri 
    vermez. Putlara bel bağlar, İğrenç şeyler yapar. 
     
    Hez.18: 13 Faizle para verir, aşırı kâr güder. Böyle biri yaşayacak mı? 
    Hayır, yaşamayacak! Bütün bu iğrençlikleri yapmıştır, öldürülecektir. Onun 
    kanından kendisi sorumlu olacaktır. 
     
    Hez.18: 14 "Diyelim ki, bu oğulun da bir oğlu olur ve babasınınişlediği 
    bütün günahları görür, Ama hiçbirini yapmaz; 
     
    Hez.18: 15 Dağlarda putlara sunulan kurbandan yemez, İsrail halkının 
    putlarına bel bağlamaz, Komşusunun karısını kirletmez; 
     
    Hez.18: 16 Kimseye haksızlık etmez, Rehin almaz,Soygunculuk etmez, Aç olana 
    ekmeğini verir, Çıplağı giydirir. 
     
    Hez.18: 17 Böyle biri elini kötülükten*fi* çeker, Faiz almaz, aşırı kâr 
    gütmez, Kurallarımı izler, İlkelerimi uygularsa, Babasının günahı yüzünden 
    ölmeyecek, Kesinlikle yaşayacaktır.D Not 18:17 Septuaginta "Kötülükten", 
    Masoretik metin "Düşkünden". 
     
    Hez.18: 18 Ama babası kendi günahı yüzünden ölecektir. Çünkü zorbalık etti, 
    kardeşini soydu, Halkı arasında iyi olmayanı yaptı. 
     
    Hez.18: 19 "Ama siz, 'Oğul neden babasının işlediği suçlardan 
    sorumlututulmasın? dersiniz. Bu oğul adil ve doğru olanı yapmış, 
    bütünkurallarımı dikkatle izlemiştir. Böyle biri kesinlikle yaşayacaktır. 
     
    Hez.18: 20 Ölecek olan günah işleyen kişidir. Oğul babasının suçundansorumlu 
    tutulamaz, baba da oğlunun suçundan sorumlu tutulamaz.Doğru kişi 
    doğruluğunun, kötü kişi kötülüğünün karşılığını alacaktır. 
     
    Hez.18: 21 "Kötü kişi işlediği bütün günahlardan döner, buyruklarımauyar, 
    adil ve doğru olanı yaparsa, kesinlikle yaşayacak, ölmeyecektir. 
     
    Hez.18: 22 İşlediği günahlardan hiçbiri ona karşı anılmayacaktır.Doğruluğu 
    sayesinde yaşayacaktır. 
     
    Hez.18: 23 Ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötükişinin kötü 
    yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım.Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.18: 24 "Doğru kişi doğruluğundan döner, günah işler, kötü kişininyaptığı 
    bütün iğrenç şeyleri yaparsa, yaşayacak mı? Onun yaptığıdoğru işlerin 
    hiçbiri anılmayacaktır. Sadakatsizliği yüzündensuçludur, günahları yüzünden 
    ölecektir. 
     
    Hez.18: 25 "Siz yine de, 'Rab'bin yolu doğru değil diyorsunuz. Eyİsrail 
    halkı, dinle: Benim yolum mu doğru değil? Doğru olmayansizin yollarınız 
    değil mi? 
     
    Hez.18: 26 Doğru kişi doğruluğundan döner de kötülük yaparsa, buyüzden 
    ölecek. Evet, işlediği günah yüzünden ölecektir. 
     
    Hez.18: 27 Ama kötü kişi, yaptığı kötülükten döner, adil ve doğruolanı 
    yaparsa, canını kurtaracaktır. 
     
    Hez.18: 28 Çünkü isyanlarının farkına varıyor ve onlardan dönüyor.Böyle biri 
    kesinlikle yaşayacak, ölmeyecektir. 
     
    Hez.18: 29 Öyleyken, İsrail halkı, 'Rab'bin yolu doğru değil diyor.Ey İsrail 
    halkı, benim yollarım mı doğru değil? Doğru olmayansizin yollarınız değil 
    mi? 
     
    Hez.18: 30 "Bu yüzden, ey İsrail halkı, sizleri, her birinizi yolunuza göre 
    yargılayacağım. Egemen RAB böyle diyor. Dönün! İsyanlarınızdan dönün! 
    Günahın sizi yıkıma sürüklemesine izin vermeyin. 
     
    Hez.18: 31 İsyanlarınızı kendinizden uzaklaştırın. Yeni bir yürek,yeni bir 
    ruh edinin. Neden öleceksin, ey İsrail halkı? 
     
    Hez.18: 32 Çünkü ben kimsenin ölümünden sevinç duymam. Egemen RABböyle 
    diyor. Öyleyse günahınızdan dönün de yaşayın!" 
     
    İsrail Önderleri için Ağıt 
     
    BÖLÜM 19 
     
    Hez.19: 1 "Sen İsrail önderleri için şu ağıtı yak Hez.19: 2 ve de ki,"'Annen 
    neydi? Aslanlar arasında dişi bir aslan! Genç aslanlar arasında yatar, 
    Yavrularını beslerdi. 
     
    Hez.19: 3 Büyüttüğü yavrulardan biri Genç bir aslan oldu. Avını kapıp 
    parçalamayı öğrendi, İnsan yiyen bir aslan oldu. 
     
    Hez.19: 4 Haberi uluslar arasında duyuldu. Kurdukları tuzağa düştü, Onu 
    çengellerle Mısır'a sürüklediler. 
     
    Hez.19: 5 Dişi aslan bekledi, umudunun boşa çıktığını görünce, Yavrularından 
    başka birini alıp Genç bir aslan olarak yetiştirdi. 
     
    Hez.19: 6 Yavru aslanlar arasında dolaşmaya başladı, Genç bir aslan oldu. 
    Avını kapıp parçalamayı öğrendi, İnsan yiyen bir aslan oldu. 
     
    Hez.19: 7 Onların kalelerini yıktı*fj*, Kentlerini viraneye çevirdi. Ülkede 
    yaşayan herkes Onun kükreyişinden dehşete düştü.D Not 19:7 Targum 
    "Kalelerini yıktı", Masoretik metin "Dul kadınlarını tanıdı". 
     
    Hez.19: 8 Çevredeki uluslar üzerine geldiler, Ağlarını gerdiler, Onu tuzağa 
    düşürdüler. 
     
    Hez.19: 9 Çengel takıp onu kafese koydular Ve Babil Kralı'na götürdüler. 
    İsrail dağlarında kükreyişi bir daha duyulmasın diye Onu gözetim altında 
    tuttular. 
     
    Hez.19: 10 "'Annen su kıyısındaki bağında Dikilmiş bir asma gibiydi. Bol su 
    sayesinde dal budak saldı, Ürün verdi. 
     
    Hez.19: 11 Dalları kral asası olacak kadar güçlendi. Asma boy attı, 
    Bulutlara dek yükseldi. Yüksekliği ve dallarının çokluğu Herkesçe görüldü. 
     
    Hez.19: 12 Ama onu öfkeyle kökünden söküp yere attılar. Doğu rüzgarı ürününü 
    kuruttu. Güçlü dalları koparılıp kurudu, Ateş onları yakıp yok etti. 
     
    Hez.19: 13 Şimdi çöle, Kurak, susuz bir yere dikildi. 
     
    Hez.19: 14 Gövdesi ateş aldı, Filizini, ürününü yakıp yok etti. Kral asası 
    olacak kadar güçlü dalı kalmadı. Bu bir ağıttır ve ağıt olarak kalacaktır." 
     
    İsrail'in Hainliği 
     
    BÖLÜM 20 
     
    Hez.20: 1 Sürgünlüğümüzün yedinci yılı, beşinci ayın* onuncu günü,İsrail 
    ileri gelenlerinden bazı kişiler RAB'be danışmak için gelip önüme oturdular. 
     
    Hez.20: 2 RAB o sırada bana seslendi: 
     
    Hez.20: 3 "İnsanoğlu, İsrail ileri gelenlerine de ki, 'Egemen RABşöyle 
    diyor: Bana danışmaya mı geldiniz? Varlığım hakkı içindiyor Egemen RAB, bana 
    danışmanıza izin vermeyeceğim. 
     
    Hez.20: 4 "Onları yargılayacak mısın? Ey insanoğlu, onları yargılayacak 
    mısın? Öyleyse onlara atalarının iğrenç uygulamalarını anımsat. 
     
    Hez.20: 5 Onlara de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: İsrail'i seçtiğim günYakup 
    soyuna ant içtim ve kendimi Mısır'da onlara açıkladım. Antiçerek, Tanrınız 
    RAB benim dedim. 
     
    Hez.20: 6 O gün, onları Mısır'dan çıkaracağıma, kendileri için seçtiğim en 
    güzel ülkeye, süt ve bal akan ülkeye götüreceğime söz verdim. 
     
    Hez.20: 7 Onlara, herkes bel bağladığı iğrenç putları atsın, Mısırputlarıyla 
    kendinizi kirletmeyin, Tanrınız RAB benim dedim. 
     
    Hez.20: 8 "'Ne var ki, bana karşı geldiler, beni dinlemek istemediler.Bel 
    bağladıkları iğrenç putları hiçbiri atmadı, Mısır putlarınıda bırakmadılar. 
    Bu yüzden Mısır'da öfkemi onların üzerineyağdıracağımı, kızgınlığımı 
    dökeceğimi söyledim. 
     
    Hez.20: 9 Ama aralarında yaşadıkları ulusların gözünde adıma lekegelmesin 
    diye bunu yapmadım. Bu ulusların gözü önündeİsrailliler'i Mısır'dan 
    çıkararak kendimi onlara açıklamıştım. 
     
    Hez.20: 10 Bu yüzden İsrailliler'i Mısır'dan çıkarıp çöle götürdüm. 
     
    Hez.20: 11 Uygulayan kişiye yaşam veren kurallarımı onlara verdim,ilkelerimi 
    tanıttım. 
     
    Hez.20: 12 Kendilerini kutsal kılanın ben RAB olduğumu anlasınlar 
    diyearamızda bir belirti olarak Şabat* günlerimi de onlara verdim. 
     
    Hez.20: 13 "'Böyleyken İsrail halkı çölde bana başkaldırdı. Uygulayankişiye 
    yaşam veren kurallarımı izlemediler, ilkelerimireddettiler. Şabat günlerimi 
    de hiçe saydılar. Bu yüzden çöldeöfkemi üzerlerine yağdırıp onları yok 
    edeceğimi söyledim. 
     
    Hez.20: 14 Ama İsrailliler'i Mısır'dan çıkardığımı gören uluslarıngözünde 
    adıma leke gelmesin diye bunu yapmadım. 
     
    Hez.20: 15 Ben de kendilerine verdiğim en güzel ülkeye, süt ve balakan 
    ülkeye onları götürmeyeceğime çölde ant içtim. 
     
    Hez.20: 16 Çünkü ilkelerimi reddettiler, kurallarımı izlemediler,Şabat 
    günlerimi hiçe saydılar. Yürekleri putlarına bağlıydı. 
     
    Hez.20: 17 Yine de onlara acıdım, onları yok etmedim, çölde işlerineson 
    vermedim. 
     
    Hez.20: 18 Çölde çocuklarına atalarınızın kurallarını izlemeyin,ilkelerine 
    göre yaşamayın, putlarıyla kendinizi kirletmeyin dedim. 
     
    Hez.20: 19 Ben Tanrınız RAB'bim, benim kurallarımı izleyin, benimilkelerim 
    uyarınca yaşayın. 
     
    Hez.20: 20 Aramızda bir belirti olsun diye Şabat günlerimi kutsalsayın. O 
    zaman benim Tanrınız RAB olduğumu anlayacaksınız dedim. 
     
    Hez.20: 21 "'Ne var ki, çocuklar bana karşı geldiler. 
    Kurallarımıizlemediler. Uygulayan kişiye yaşam veren ilkelerim 
    uyarıncadikkatle yaşamadılar. Şabat günlerimi hiçe saydılar. Bu yüzdençölde 
    öfkemi üzerlerine yağdıracağımı, kızgınlığımı dökeceğimi söyledim. 
     
    Hez.20: 22 Ama elimi geri çektim, İsrailliler'i Mısır'dan çıkardığımıgören 
    ulusların gözünde adıma leke gelmesin diye bunu yapmadım. 
     
    Hez.20: 23 Onları ulusların arasına dağıtacağıma, başka 
    ülkeleregöndereceğime çölde ant içtim. 
     
    Hez.20: 24 Çünkü ilkelerimi izlemediler, kurallarımı reddettiler.Şabat 
    günlerimi hiçe saydılar, gözlerini atalarının putlarına diktiler. 
     
    Hez.20: 25 Ben de onlara iyi olmayan kurallar, yaşam vermeyen ilkelerverdim. 
     
    Hez.20: 26 Her ilk doğan çocuğu ateşte kurban ederek sunduklarısunularla 
    kendilerini kirletmelerine izin verdim. Öyle ki, onlarıdehşete düşüreyim de 
    benim RAB olduğumu anlasınlar. 
     
    Hez.20: 27 "Bu nedenle, ey insanoğlu, İsrail halkına de ki, 'EgemenRAB şöyle 
    diyor: Atalarınız yine ihanet etmekle bana küfretmiş oldular. 
     
    Hez.20: 28 Kendilerine vermeye ant içtiğim ülkeye onları 
    getirdiğimde,gördükleri her yüksek tepede, sık yapraklı her ağacın 
    altındakurbanlarını kestiler. Beni öfkelendiren sunularını, güzel 
    kokulusunularıyla dökmelik sunularını orada sundular. 
     
    Hez.20: 29 Onlara gittikleri bu puta tapılan yerin ne olduğunusordum." Orası 
    bugün de Bama*fk* adıyla anılıyor.D Not 20:29 "Bama": "Puta tapılan yer" 
    anlamına gelir. 
     
    Yargı ve Bağışlama 
     
    Hez.20: 30 "Bu nedenle İsrail halkına de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: 
    Atalarınız gibi siz de kendinizi kirletecek misiniz? Onların putlarına gönül 
    verecek misiniz? 
     
    Hez.20: 31 Şimdiye dek oğullarınızı ateşte kurban edip sunularınızısunmakla, 
    putlarınızla kendinizi kirlettiniz. Öyleyken gelip banadanışmanıza izin 
    verir miyim, ey İsrail halkı? Varlığım hakkıiçin diyor Egemen RAB, bana 
    danışmanıza izin vermeyeceğim. 
     
    Hez.20: 32 "'Siz ağaca, taşa tapan öteki uluslar gibi, dünyadaki öbürhalklar 
    gibi olmak istiyoruz diyorsunuz. Ama bu düşündüklerinizhiçbir zaman 
    gerçekleşmeyecek. 
     
    Hez.20: 33 Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, sizi güçlü vekudretli elle, 
    şiddetli öfkeyle yöneteceğim. 
     
    Hez.20: 34 Güçlü ve kudretli elle, şiddetli öfkeyle sizi uluslararasından 
    çıkaracak, dağılmış olduğunuz ülkelerden toplayacağım. 
     
    Hez.20: 35 Sizi ulusların çölüne getirecek, orada yüz yüze yargılayacağım. 
     
    Hez.20: 36 Atalarınızı Mısır Çölü'nde nasıl yargıladıysam, sizi deöyle 
    yargılayacağım. Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.20: 37 Sizi yoklayıp antlaşmama bağlı kalmanızı sağlayacağım. 
     
    Hez.20: 38 Aranızda bana karşı gelenlerle başkaldıranları ayıracağım.Onları 
    yaşadıkları ülkelerden çıkaracağım. Ama İsrail ülkesinegirmeyecekler. O 
    zaman benim RAB olduğumu anlayacaksınız. 
     
    Hez.20: 39 "'Ey İsrail halkı, Egemen RAB şöyle diyor: Her biriniz gidip 
    putlarınıza tapının! Ama sonra beni dinleyeceksiniz ve armağanlarınızla, 
    putlarınızla bir daha kutsal adımı kirletmeyeceksiniz. 
     
    Hez.20: 40 Çünkü kutsal dağımda, İsrail'in yüksek dağında, diyorEgemen RAB, 
    bütün İsrail halkı orada, ülkede bana kulluk edecek.Orada onları kabul 
    edeceğim. Orada sunularınızı, seçmearmağanlarınızı, bütün kutsal 
    adaklarınızı isteyeceğim. 
     
    Hez.20: 41 Sizi ulusların arasından çıkarıp dağılmış olduğunuzülkelerden 
    topladığımda, beni hoşnut eden bir koku gibi kabuledeceğim. Ulusların gözü 
    önünde aranızda kutsallığımı göstereceğim.  
     
    Hez.20: 42 Sizleri atalarınıza vermeye ant içtiğim ülkeye, İsrailülkesine 
    getirdiğimde, benim RAB olduğumu anlayacaksınız. 
     
    Hez.20: 43 Bütün yaptıklarınızı, kendinizi kirlettiğiniz bütünuygulamaları 
    orada anımsayacak, yaptığınız kötülüklerden ötürükendinizden 
    tiksineceksiniz. 
     
    Hez.20: 44 Ey İsrail halkı, kötü yollarınıza, yozlaşmışuygulamalarınıza göre 
    değil, adım uğruna sizinle ilgilendiğimde,benim RAB olduğumu anlayacaksınız. 
    Egemen RAB böyle diyor." 
     
    Güneye Uyarı 
     
    Hez.20: 45 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.20: 46 "İnsanoğlu, yüzünü güneye çevir, güneye seslen, NegevOrmanı'na 
    karşı peygamberlik et. 
     
    Hez.20: 47 Negev Ormanı'na de ki, 'RAB'bin sözüne kulak ver. Egemen RAB 
    şöyle diyor: Senin içinde ateş tutuşturacağım. Ateş bütün ağaçlarını -yeşil 
    ağacı da kuru ağacı da- yiyip bitirecek. Tutuşan alev söndürülemeyecek. 
    Güneyden kuzeye, her yüz ateşin sıcağından kavrulacak. 
     
    Hez.20: 48 Ateşi tutuşturanın ben RAB olduğumu herkes görecek, ateş 
    söndürülmeyecek." 
     
    Hez.20: 49 Bunun üzerine, "Ah, ey Egemen RAB!" dedim, "Onlar benimiçin, 
    'Simgesel öyküler anlatan adam değil mi bu? diyorlar." 
     
    Rab'bin Yargı Kılıcı 
     
    BÖLÜM 21 
     
    Hez.21: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.21: 2 "Ey insanoğlu, yüzünü Yeruşalim'e çevir, kutsal yerlerinekarşı 
    konuş, İsrail ülkesine karşı peygamberlik et. 
     
    Hez.21: 3 Ona de ki, 'RAB şöyle diyor: Ben sana karşıyım! Kılıcımı kınından 
    çıkaracak, içindeki doğru kişiyi de kötü kişiyi de kesip yok edeceğim. 
     
    Hez.21: 4 Doğru kişiyi de kötü kişiyi de kesip yok etmek için 
    kılıcımkınından çıkacak ve güneyden kuzeye herkese karşı olacak. 
     
    Hez.21: 5 Böylece herkes kılıcını kınından çıkaranın ben RAB 
    olduğumuanlayacak. Onu bir daha yerine koymayacağım. 
     
    Hez.21: 6 "Sen, ey insanoğlu, inle! Onların gözü önünde ezik bir yürekle acı 
    acı inle! 
     
    Hez.21: 7 Sana, 'Neden böyle inliyorsun? diye sorduklarında, 'Yakında 
    duyulacak haberden ötürü diye yanıtlayacaksın. 'Her yürek eriyecek, her el 
    gevşeyecek, her ruh baygın düşecek, her dizin bağı çözülecek. Evet, haber 
    duyulacak! Bu kesinlikle yerine gelecek. Egemen RAB böyle diyor." 
     
    Hez.21: 8 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.21: 9 "İnsanoğlu, peygamberlik et ve de ki, 'Rab şöyle diyor:"'Kılıç, 
    kılıç, Bilendi, cilalandı. 
     
    Hez.21: 10 Öldürmek için bilendi, Şimşek gibi çaksın diye cilalandı. Nasıl 
    sevinebiliriz? Kılıç oğlumun asasını sıradan bir sopa gibi küçümsedi. 
     
    Hez.21: 11 Kılıç kullanılmak için Cilalanmaya verildi; Öldürenin eline 
    verilsin diye bilenip cilalandı. 
     
    Hez.21: 12 İnsanoğlu, bağır, haykır! Çünkü bu kılıç halkıma karşı; Bütün 
    İsrail önderlerine karşı. Onlar halkımla birlikte kılıca teslim edildiler. 
    Bunun için bağrını döv. 
     
    Hez.21: 13 "'Deneme kuşkusuz gelecek. Kılıcın küçümsediği asavarlığını 
    sürdüremezse ne olur? Böyle diyor Egemen RAB. 
     
    Hez.21: 14 "Sen, ey insanoğlu, peygamberlik et, el çırp. Bırak kılıç iki, üç 
    kez vursun. Bu öldüren bir kılıçtır, Çok sayıda insan kıran, İnsanı her 
    yandan saran kılıçtır. 
     
    Hez.21: 15 Yürekleri erisin, Tökezleyip düşenler çok olsun diye Bütün 
    kapılarında öldürmek için Görevlendirdim kılıcı. Ah, kılıç şimşek gibi 
    parladı, Öldürmek için bilendi. 
     
    Hez.21: 16 Ey kılıç, sağa, sonra sola savrul, Ağzın nereye dönerse, oraya 
    savrul! 
     
    Hez.21: 17 Ben de elimi çırpacağım Ve öfkem dinecek. Bunu ben RAB 
    söylüyorum." 
     
    Babil Kralı'nın Kılıcı 
     
    Hez.21: 18 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.21: 19 "İnsanoğlu, Babil Kralı'nın kılıcı gelsin diye iki yol belirle; 
    ikisi de aynı ülkeden başlamalı. Kent yolunun başladığı yere bir işaret koy. 
     
    Hez.21: 20 Ammonlular'ın Rabba Kenti'ne ya da Yahuda'ya ve surlarlaçevrili 
    Yeruşalim'e ilerlesin diye kılıç için yol belirle. 
     
    Hez.21: 21 Çünkü Babil Kralı iki yolun ayrıldığı, yollarınçatallaştığı yerde 
    fala bakmak için duracak. Okları silkeleyecek,aile putlarına danışacak, 
    kurban edilen bir hayvanın ciğerine bakacak. 
     
    Hez.21: 22 Kütük yerleştirmek, öldür buyruğunu vermek, savaş naralarıatmak, 
    kapılara kütük yerleştirmek, toprak rampalar oluşturmak,kuşatma duvarları 
    yapmak için sağ elinde Yeruşalim'i gösteren ok olacak. 
     
    Hez.21: 23 Onunla ant içerek antlaşma yapanlar fala yanlış 
    bakıldığınısanacak. Ama kral suçlarını anımsatıp onları tutsak alacak. 
     
    Hez.21: 24 "Bundan ötürü Egemen RAB şöyle diyor: 'Madem 
    suçlarınızı,isyanlarınızı anımsattırdınız, bütün uygulamalarınızda 
    günahlarınızı açığa çıkardınız, madem bütün bunları yaptınız, siz de tutsak 
    alınıp götürüleceksiniz. 
     
    Hez.21: 25 "'Sen, ey saygısız, kötü İsrail önderi, günün yaklaştı, sonunda 
    yargı günün geldi. 
     
    Hez.21: 26 Egemen RAB şöyle diyor: Sarığı çıkar, tacı kaldır. Artıkeskisi 
    gibi olmayacak. Alçakgönüllü yükseltilecek, gururlu alçaltılacak. 
     
    Hez.21: 27 Yıkım! Yıkım! Kenti yerle bir edeceğim! Hak sahibigelinceye dek 
    onarılmayacak. Kenti ona vereceğim. 
     
    Hez.21: 28 "Sen, ey insanoğlu, peygamberlik et ve de ki, 'Aşağılayıcısözler 
    söyleyen Ammonlular için Egemen RAB şöyle diyor:"'Kılıç, kılıç, Öldürmek 
    için kınından çekilmiş, Yok etmek için, Şimşek gibi parlamak için 
    cilalanmış! 
     
    Hez.21: 29 Size ilişkin görümler aldatıcıdır, Açılan fal yalandır. 
    Öldürülecek kötülerin enseleri üzerine Yerleştirileceksin, ey kılıç! Onların 
    günü yaklaştı, Sonunda yargı günleri geldi. 
     
    Hez.21: 30 Kılıç kınına koyulsun! Yaratıldığınız yerde, Atalarınızın 
    ülkesinde Yargılayacağım sizi. 
     
    Hez.21: 31 Öfkemi üzerinize dökeceğim, Kızgınlığımı üzerinize üfleyeceğim; 
    Acımasız adamların, Yakıp yok etmekte usta kişilerin eline Teslim edeceğim 
    sizi. 
     
    Hez.21: 32 Ateşe yakıt olacaksınız, Kanınız ülkenizin ortasında dökülecek, 
    Bir daha anılmayacaksınız. Çünkü bunu ben RAB söylüyorum." 
     
    Yeruşalim'in Günahı 
     
    BÖLÜM 22 
     
    Hez.22: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.22: 2 "İnsanoğlu, Yeruşalim'i yargılayacak mısın? Kan döken bukenti 
    yargılayacak mısın? Öyleyse bütün iğrenç uygulamalarını ona bildir. 
     
    Hez.22: 3 Şöyle diyeceksin: 'Egemen RAB diyor ki: Ey kendi içinde kandökerek 
    yıkımını hazırlayan, putlar yaparak kendini kirleten kent! 
     
    Hez.22: 4 Döktüğün kan yüzünden suçlu bulundun, yaptığın putlarla kirlendin. 
    Böylece günlerin yaklaştı, yıllarının sonuna ulaştın. Bu yüzden seni 
    uluslara alay konusu edeceğim, bütün ülkelerin gözünde seni gülünç duruma 
    düşüreceğim. 
     
    Hez.22: 5 Ey adı kötüye çıkmış, kargaşa dolu kent, yakındakiler de 
    uzaktakiler de seninle alay edecekler. 
     
    Hez.22: 6 "'İşte içindeki her İsrail önderi yetkisini kullanarak kan 
    döküyor. 
     
    Hez.22: 7 Senin içinde anneye, babaya kötü davrandılar, yabancıya baskı 
    yaptılar, öksüze, dul kadına haksızlık ettiler. 
     
    Hez.22: 8 Benim kutsal eşyalarıma saygısızlık ettin, Şabat* günlerimi hiçe 
    saydın. 
     
    Hez.22: 9 Kan dökmek için iftira edenler, dağlarda putlara kurban edilen 
    hayvanları yiyenler, kendilerini şehvete kaptıranlar senin içinde yaşıyor. 
     
    Hez.22: 10 Babalarının karılarıyla yatanlar, âdet gören dinsel açıdankirli 
    kadınlarla cinsel ilişki kuranlar senin içinde yaşıyor. 
     
    Hez.22: 11 Senin içinde kimi komşusunun karısıyla iğrenç şeyler yaptı;kimi 
    utanmadan gelinini kirletti; kimi öz kızkardeşiyle ilişki kurdu. 
     
    Hez.22: 12 Senin içinde kan dökmek için rüşvet aldılar. Faiz aldın,tefecilik 
    yaptın, zorbalıkla komşularından haksız kazançsağladın. Beni unuttun. Egemen 
    RAB böyle diyor. 
     
    Hez.22: 13 "'Edindiğiniz haksız kazançtan, içinizde döktüğünüz kandanötürü 
    ellerimi birbirine vuracağım. 
     
    Hez.22: 14 Sizinle uğraşacağım gün cesaretiniz kalacak mı? Ellerinizgüçlü 
    olabilecek mi? Bunu ben RAB söylüyorum ve dediğimi yapacağım. 
     
    Hez.22: 15 Sizi uluslar arasına dağıtıp ülkelere süreceğim. Sizdekiruhsal 
    kirliliğe son vereceğim. 
     
    Hez.22: 16 Ulusların gözünde aşağılanacak ve benim RAB 
    olduğumuanlayacaksınız." 
     
    Hez.22: 17 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.22: 18 "İnsanoğlu, İsrail halkı benim için cüruf gibi oldu. Hepsipotada 
    tunç*, kalay, demir, kurşundur; gümüşün cürufudur. 
     
    Hez.22: 19 Bundan ötürü Egemen RAB şöyle diyor: 'Hepiniz cüruf gibiolduğunuz 
    için sizi Yeruşalim'in ortasına toplayacağım. 
     
    Hez.22: 20 Eritmek için ateşi üfleyerek gümüşü, tuncu, demiri,kurşunu, 
    kalayı nasıl potaya atıyorlarsa, ben de öfkemle,kızgınlığımla sizi 
    toplayacak, kentin ortasına koyup eriteceğim. 
     
    Hez.22: 21 Sizi toplayacak, öfkemin ateşini üzerinize üfleyeceğim; sizde 
    kentin içinde eriyip yok olacaksınız. 
     
    Hez.22: 22 Gümüş potada nasıl erirse, siz de kentin içinde 
    öyleeriyeceksiniz. O zaman üzerinize kızgınlığını dökenin ben, RABolduğumu 
    anlayacaksınız." 
     
    Hez.22: 23 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.22: 24 "İnsanoğlu, ülkeye de ki, 'Sen öfke günü temizlenmemiş,üzerine 
    yağmur yağmamış bir ülkesin. 
     
    Hez.22: 25 Önderleri*fl* kükreyen, avını parçalayan aslan gibi orada düzen 
    kurdular. Canlara kıydılar, hazineler, değerli nesneler aldılar, birçok 
    kadını dul bıraktılar.D Not 22:25 Septuaginta "Önderleri", Masoretik metin 
    "Peygamberleri". 
     
    Hez.22: 26 Kâhinleri yasamı hiçe saydılar, kutsal eşyalarımıkirlettiler, 
    kutsalla bayağı arasındaki ayrımı yapmadılar,kirliyle temiz arasındaki farkı 
    öğretmediler, Şabat günlerimdengözlerini çevirdiler. Kutsallığımı 
    önemsemediler. 
     
    Hez.22: 27 Yöneticileri avını parçalayan kurt gibidir. Haksız kazançelde 
    etmek için kan döküyor, canlara kıyıyorlar. 
     
    Hez.22: 28 Peygamberleri uydurma görümlerle, yalan fal açarak busuçları 
    gizlediler; ben RAB konuşmadığım halde, 'Egemen RAB şöylediyor diyorlar. 
     
    Hez.22: 29 Ülke halkı baskı uyguladı, soygunculuk etti. Düşküne,yoksula 
    baskı yaptı, yabancıya haksız yere kötü davrandı. 
     
    Hez.22: 30 "İçlerinde duvarı örecek, gedikte durup önümde ülkeyisavunacak, 
    onu yerle bir etmemi engelleyecek bir adam aradım, amahiç kimseyi bulmadım. 
     
    Hez.22: 31 Bunun için öfkemi üzerlerine boşaltacak, kızgınlığımlaonları 
    yakıp yok edeceğim. Yaptıklarını kendi başlarınagetireceğim." Egemen RAB 
    böyle diyor. 
     
    İki Günahlı Kızkardeşin Simgesel Öyküsü 
     
    BÖLÜM 23 
     
    Hez.23: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.23: 2 "İnsanoğlu, bir anneden doğma iki kadın vardı. 
     
    Hez.23: 3 Gençliklerinde Mısır'da fahişelik ettiler. Memeleri orada okşandı, 
    erdenliklerini orada yitirdiler. 
     
    Hez.23: 4 Büyüğünün adı Ohola, küçüğünün Oholiva'ydı. Benim oldular; 
    oğullar, kızlar doğurdular. Ohola Samiriye'dir, Oholiva da Yeruşalim. 
     
    Hez.23: 5-6 "Ohola benimken fahişelik etti. Oynaşları olan Asurlular'a gönül 
    verdi. Hepsi de genç, yakışıklı, lacivertler kuşanmış savaşçılar, valiler, 
    komutanlar, atlı askerlerdi. 
     
    Hez.23: 7 Asurlular'ın en seçkin adamlarına fahişe olarak kendini verdi. 
    Gönül verdiği bu kişilerin putlarına bağlanarak kendini kirletti. 
     
    Hez.23: 8 Mısır'da başladığı fahişeliği bırakmadı. Gençken onunla yattılar, 
    erdenliğini bozdular, şehvetlerini onun üzerine boşalttılar. 
     
    Hez.23: 9 "Bu nedenle onu oynaşlarının, gönül verdiği Asurlular'ın eline 
    teslim ettim. 
     
    Hez.23: 10 Çıplaklığını açtılar, oğullarını, kızlarını aldılar, onu kılıçla 
    öldürdüler. Kendisine verilen cezadan ötürü kadınlar arasında adı kötüye 
    çıktı. 
     
    Hez.23: 11 "Kızkardeşi Oholiva bunu gördü, ama şehveti ve fahişelikleri 
    kızkardeşininkinden daha utanç vericiydi.  
     
    Hez.23: 12 O da hepsi de genç, yakışıklı Asurlular'a -valilere,komutanlara, 
    iyi donanmış savaşçılara, atlılara- gönül verdi. 
     
    Hez.23: 13 Kendisini ne kadar kirlettiğini gördüm. İkisi de aynı yolu 
    izlediler. 
     
    Hez.23: 14-15 "Oholiva fahişeliklerini giderek artırdı. Duvara oyulmuşinsan 
    resimlerini -bellerine kuşak, başlarına geniş sarıkbağlamış kırmızı renkli 
    Kildani* resimlerini- gördü. Hepsi kökeniKildan ülkesine dayanan Babil 
    subaylarına benziyordu. 
     
    Hez.23: 16 Oholiva görür görmez onlara gönül verdi, Kildan ülkesineulaklar 
    gönderdi. 
     
    Hez.23: 17 Bunun üzerine Babilliler onunla yatakta sevişmek üzere geldiler, 
    zina ederek onu kirlettiler. Onu öyle kirlettiler ki, sonunda hepsinden 
    tiksinip yüzünü çevirdi. 
     
    Hez.23: 18 Fahişeliklerini sergileyip çıplaklığını açınca kızkardeşinden 
    tiksinerek yüzümü çevirdiğim gibi, ondan da tiksinerek yüzümü çevirdim. 
     
    Hez.23: 19 Gençliğinde Mısır'da yaptığı fahişelikleri 
    anımsayarak,fahişeliğini daha da artırdı. 
     
    Hez.23: 20 Erkeklik organları eşeğinkine, menileri aygırınkinebenzeyen 
    oynaşlarına gönül verdi. 
     
    Hez.23: 21 Öyle ki, Mısır'da gençliğindeki şehvet düşkünlüğünüözledin. 
    Memelerin orada okşanmış, erdenliğini orada yitirmiştin. 
     
    Hez.23: 22 "Bundan ötürü, ey Oholiva, Egemen RAB şöyle diyor:Tiksindiğin 
    oynaşlarını sana karşı kışkırtacağım. Onları heryandan sana karşı 
    ayaklandıracağım. 
     
    Hez.23: 23 Babilliler'i, bütün Kildaniler'i, Pekotlular'ı, 
    Şoalılar'ı,Koalılar'ı, onlarla birlikte bütün Asurlular'ı, yakışıklıgençleri 
    -valileri, komutanları, subayları, ünlü adamları,atlıları- sana karşı 
    ayaklandıracağım. 
     
    Hez.23: 24 Silahlarla, savaş ve yük arabalarıyla, çok uluslu birorduyla sana 
    saldıracaklar. Seni her yandan büyük, küçükkalkanlarla, miğferlerle 
    saracaklar. Cezalandırmaları için senionların eline teslim edeceğim. Seni 
    kendi kurallarına göreyargılayacaklar. 
     
    Hez.23: 25 Öfkemi sana yönelteceğim, onların sana kızgınlıkladavranmalarını 
    sağlayacağım. Burnunu, kulaklarını kesecekler. Sağkalanları kılıçla 
    öldürecekler. Oğullarını, kızlarını alacaklar,sağ kalanları ateş yakıp yok 
    edecek. 
     
    Hez.23: 26 Üzerindeki giysiyi soyacak, güzel mücevherlerini alacaklar. 
     
    Hez.23: 27 Mısır'da yaptığın ahlaksızlıklara, fahişeliklere sonvereceğim. 
    Böyle şeylere özlem duymayacak, bir daha Mısır'ıanımsamayacaksın. 
     
    Hez.23: 28 "Egemen RAB şöyle diyor: Seni nefret ettiğin, 
    tiksindiğinadamların eline teslim edeceğim. 
     
    Hez.23: 29-30 Sana düşman gibi davranacak, emeğinin bütün ürününüalacaklar. 
    Seni çırılçıplak bırakacaklar. Böylece utanç vericifahişeliklerin açığa 
    çıkacak. Bütün bunlar şehvet düşkünlüğünden,fahişeliğin yüzünden başına 
    geldi. Çünkü uluslarla fahişelikettin, onların putlarıyla kendini kirlettin. 
     
    Hez.23: 31 Kızkardeşinin yolunu izledin. Bu nedenle, sana onunkâsesinden* 
    içireceğim. 
     
    Hez.23: 32 "Egemen RAB şöyle diyor:Kızkardeşinin kâsesinden içeceksin, O 
    derin ve geniştir; Sana gülecek, seninle alay edecekler, Dopdolu bir kâse. 
     
    Hez.23: 33 Sarhoş olacak, umutsuzluğa boğulacaksın, Kızkardeşin Samiriye'nin 
    kâsesi Yıkım, perişanlık kâsesidir. 
     
    Hez.23: 34 Ondan içecek, tüketeceksin; Parçalarını kemirecek Ve göğsünü 
    paralayacaksın. Bunu ben söylüyorum diyor Egemen RAB. 
     
    Hez.23: 35 "Bundan ötürü Egemen RAB şöyle diyor: Madem beni unuttun,bana 
    sırt çevirdin, sen de ahlaksızlığının, fahişeliğinincezasını yükleneceksin." 
     
    Hez.23: 36 RAB bana seslendi: "İnsanoğlu, Ohola'yla Oholiva'yıyargılayacak 
    mısın? Öyleyse onlara iğrenç uygulamalarını bildir. 
     
    Hez.23: 37 Çünkü fahişelik ettiler, kan döktüler. Putlarıyla 
    fahişelikettiler; bana doğurdukları çocukları yiyecek olarak putlarına 
    sundular. 
     
    Hez.23: 38-39 Bununla kalmayarak, şunları da yaptılar: Çocuklarınıputlara 
    sundukları gün tapınağımı kirlettiler, Şabat* günlerimihiçe saydılar. Aynı 
    gün tapınağıma girip onu kirlettiler. İştetapınağımda bunları yaptılar. 
     
    Hez.23: 40 "Siz iki kızkardeş uzaklarda yaşayan adamların gelmesi 
    içinulaklar gönderdiniz. Adamlar gelince, onlar için yıkanıpgözlerinize 
    sürme çektiniz, mücevherlerinizi taktınız. 
     
    Hez.23: 41 Şık bir divanın üzerine oturdunuz, önüne bir sofra kurupüzerine 
    buhurumu, zeytinyağımı koydunuz. 
     
    Hez.23: 42 "Kaygısız kalabalığın sesi yankılandı çevresinde. Düzeysizbir 
    yığın kalabalıkla birlikte çölden Sabalılar getirildi. İki kızkardeşin 
    koluna bilezikler taktılar, başlarına güzel bir taç koydular. 
     
    Hez.23: 43 Fahişelikten yıpranmış kadın için, 'Bırakın, fahişe 
    olarakkullansınlar onu. Çünkü öyledir dedim. 
     
    Hez.23: 44 Onunla yattılar. Fahişeye gider gibi, bu iki ahlaksızkadının 
    -Ohola'yla Oholiva'nın- yanına gittiler. 
     
    Hez.23: 45 Ama doğru adamlar zina eden, kan döken kadınlara verilencezayla 
    onları cezalandıracaklar. Çünkü bu iki kadın fahişelik ettiler, elleri 
    kanlıdır. 
     
    Hez.23: 46 "Egemen RAB şöyle diyor: Onları dehşete düşürecek,mallarını 
    yağmalayacak bir kalabalık salacağım üzerlerine. 
     
    Hez.23: 47 Onları taşa tutacak, kılıçlarıyla parçalayacaklar;oğullarını, 
    kızlarını öldürecek, evlerini ateşe verecekler. 
     
    Hez.23: 48 "Ülkede ahlaksızlığa son vereceğim. Öyle ki, bütün kadınlariçin 
    bir uyarı olsun bu, sizin yaptığınız ahlaksızlığı yapmasınlar. 
     
    Hez.23: 49 Yaptığınız fahişeliklerin karşılığını ödeyecek, putlaratapınarak 
    işlediğiniz günahların cezasını çekeceksiniz. Böylecebenim Egemen RAB 
    olduğumu anlayacaksınız." 
     
    Paslanmış Kazan Simgesi 
     
    BÖLÜM 24 
     
    Hez.24: 1 Sürgünlüğümüzün dokuzuncu yılı, onuncu ayın* onuncu günü RABbana 
    şöyle seslendi: 
     
    Hez.24: 2 "Ey insanoğlu, bu günü, bu günün tarihini tam olarak yaz.Çünkü 
    Babil Kralı tam bu gün Yeruşalim'i kuşatmaya başladı. 
     
    Hez.24: 3 Bu asi halka simgesel bir öykü anlat. Onlara de ki, 'EgemenRAB 
    şöyle diyor:"'Kazanı ateşe koyun, ateşe koyun, İçine su doldurun. 
     
    Hez.24: 4 Etin parçalarını da koyun, Etin en iyi parçalarını, Budu ve döşü. 
    Seçme kemikleri de doldurun. 
     
    Hez.24: 5 Sürünün en iyilerini seçin, Kazanın altına odun*fm* yığın, Bırakın 
    su kaynasın, Kemikler pişsin.D Not 24:5 Olası metin "Odun", Masoretik metin 
    "Kemikler". 
     
    Hez.24: 6 Egemen RAB diyor ki, Kan döken o kentin vay başına! Pas tutmuş, 
    Pasından temizlenmemiş o kazanın vay başına! Kazandan eti kura çekmeden 
    Parça parça çıkarın. 
     
    Hez.24: 7 Çünkü döktüğü kan ortalıkta duruyor; Çıplak bir kayanın üzerine 
    döktü kanı, Toprakla örtülebilecek bir yere dökmedi. 
     
    Hez.24: 8 Öfkeyi alevlendirmek, Öç almak için, Onun kanını çıplak bir 
    kayanın üzerine döktüm ki,örtülemesin. 
     
    Hez.24: 9 Egemen RAB şöyle diyor: Kan döken kentin vay başına! Ben kendim 
    ateş için odun yığacağım. 
     
    Hez.24: 10 Odunları yığ! Ateşi tutuştur! Eti iyice pişir! Baharatı kat! 
    Kemikler kavrulsun! Hez.24: 11 Sonra boş kazanı Ateş közlerinin üzerine koy. 
    Kızsın, bakırı yansın, İçindeki pislik erisin, Pası yok olsun. 
     
    Hez.24: 12 Bütün emekler boşa çıktı, Kazanın kalın pası çıkmıyor. Ateş bile 
    pası temizlemiyor. 
     
    Hez.24: 13 Yaptığın ahlaksızlık seni kirletti. Seni temizlemek istedim, Ama 
    sen pisliğinden temizlenmek istemedin. Sana karşı öfkem yatışıncaya dek 
    Pisliğinden temizlenmeyeceksin. 
     
    Hez.24: 14 Bunu ben RAB söylüyorum. Harekete geçmenin zamanı geldi, 
    Esirgemeyeceğim, Acımayacak, pişman olmayacağım. Yollarına ve yaptıklarına 
    göre yargılanacaksın. Böyle diyor Egemen RAB." 
     
    Hezekiel'in Karısının Ölümü 
     
    Hez.24: 15 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.24: 16 "İnsanoğlu, en çok sevdiğin kişiyi bir vuruşta senin elinden 
    alacağım. Yas tutmayacak, ağlamayacak, gözyaşı dökmeyeceksin. 
     
    Hez.24: 17 İçin için inle; ölüler için yas tutmayacaksın. Sarığın başında, 
    çarığın ayaklarında kalsın; yüzünün alt kısmını örtme, yas tutanların*fn* 
    yiyeceğini yeme."D Not 24:17,22 Targum, Vulgata "Yas tutanların", Masoretik 
    metin "İnsanların". 
     
    Hez.24: 18 Sabah halka seslendim, akşam karım öldü. Ertesi sabah bana 
    söyleneni yaptım. 
     
    Hez.24: 19 Halk bana, "Bu yaptıklarının bizimle ilgisi ne? Bizeaçıklamayacak 
    mısın?" diye sordu. 
     
    Hez.24: 20 Bunun üzerine, "RAB bana şöyle seslendi" dedim, 
     
    Hez.24: 21 "İsrail halkına de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Övündüğünüzgüç 
    kaynağınız, gözünüzde değerli olan, yüreğinizin üzerinetitrediği tapınağımın 
    kirletilmesine izin vereceğim. Geridebıraktığınız oğullarınızla kızlarınız 
    kılıçtan geçirilecek. 
     
    Hez.24: 22 Ben ne yaptıysam, siz de aynısını yapacaksınız. Yüzünüzünalt 
    kısmını örtmeyeceksiniz, yas tutanların*fn* yiyeceğini yemeyeceksiniz. 
     
    Hez.24: 23 Sarıklarınız başlarınızda, çarıklarınız ayaklarınızda olacak. Yas 
    tutmayacak, ağlamayacaksınız. Ancak günahlarınızın içinde eriyip yok 
    olacaksınız, kendi aranızda inleyip duracaksınız. 
     
    Hez.24: 24 Hezekiel sizin için bir belirti olacak; o ne yaptıysa, siz de 
    aynısını yapacaksınız. Bunlar olunca, benim Egemen RAB olduğumu 
    anlayacaksınız. 
     
    Hez.24: 25-26 "Övündükleri güç kaynağını, sevinçlerini, 
    yüceliklerini,gözlerinde değerli olanı, yüreklerinin dilediğini, 
    oğullarıylakızlarını onlardan aldığım gün, yıkımdan kaçıp kurtulan birigelip 
    sana haberleri bildirecek, ey insanoğlu. 
     
    Hez.24: 27 O gün dilin çözülecek, kaçıp kurtulanla konuşacak, bir dahasuskun 
    olmayacaksın. O gün onlar için bir belirti olacaksın. Ozaman benim RAB 
    olduğumu anlayacaklar." 
     
    Ammon Kınanıyor 
     
    BÖLÜM 25 
     
    Hez.25: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.25: 2 "İnsanoğlu, yüzünü Ammonlular'a çevir, onlara karşı peygamberlik 
    et. 
     
    Hez.25: 3 Onlara de ki, 'Egemen RAB'bin sözünü dinleyin! Egemen RABşöyle 
    diyor: Madem tapınağım kirletildiği, İsrail ülkesi viraneye çevrildiği, 
    Yahuda halkı sürgüne gittiği zaman, Hah, hah! Diyerek alay ettiniz, 
     
    Hez.25: 4 ben de sizi miras olarak doğuda yaşayan halka teslimedeceğim. 
    Obalarını, çadırlarını ülkenizde kuracaklar; ürününüzüyiyecek, sütünüzü 
    içecekler. 
     
    Hez.25: 5 Rabba Kenti'ni develer için otlak, Ammon ülkesini sürüleriçin ağıl 
    yapacağım. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaksınız. 
     
    Hez.25: 6 Egemen RAB şöyle diyor: Madem İsrail'le alay ederek ellerinizi 
    çırptınız, ayaklarınızı yere vurdunuz, bütün yüreğinizle sevindiniz, 
     
    Hez.25: 7 ben de size karşı elimi uzatacak, çapul malı olarak siziuluslara 
    teslim edeceğim. Sizi halklar arasından süpürüp atacak,ülkeler arasından 
    söküp çıkaracak, yok edeceğim. O zaman benimRAB olduğumu anlayacaksınız." 
     
    Moav Kınanıyor 
     
    Hez.25: 8 "Egemen RAB şöyle diyor: 'Madem Moav ve Seir halkı, Bakın,Yahuda 
    halkının öteki uluslardan farkı yok, dedi, 
     
    Hez.25: 9 ben de Moav'ın sınırını, ülkenin süsü olan sınır 
    kentlerini,Beytyeşimot, Baal-Meon ve Kiryatayim'i savunmasız bırakacağım. 
     
    Hez.25: 10 Ammonlular uluslar arasında bir daha anılmasın diye 
    Moav'ıAmmonlular'la birlikte mülk olarak doğuda yaşayan halka vereceğim. 
     
    Hez.25: 11 Böylece Moav'ı cezalandıracağım. O zaman benim RAB 
    olduğumuanlayacaklar." 
     
    Edom Kınanıyor 
     
    Hez.25: 12 "Egemen RAB şöyle diyor: 'Madem Edom Yahuda halkından öçalarak 
    büyük suç işledi, 
     
    Hez.25: 13 Egemen RAB şöyle diyor: Ben de Edom'a karşı elimi 
    uzatacak,insanları da hayvanları da yok edecek, ülkeyi viraneye çevireceğim. 
    Teman'dan Dedan'a kadar Edomlular kılıçla vurulup yok olacaklar. 
     
    Hez.25: 14 Halkım İsrail aracılığıyla Edom'dan öç alacağım.İsrailliler 
    onlara öfkem, kızgınlığım uyarınca davranacak.Böylece Edomlular öcümü 
    anlayacaklar. Egemen RAB böyle diyor." 
     
    Filistliler Kınanıyor 
     
    Hez.25: 15 "Egemen RAB şöyle diyor: 'Madem Filistliler Yahuda'ya acımasızca 
    davrandılar, eskiden var olan düşmanlıklarıyla onu yerle bir ederek öç 
    aldılar, 
     
    Hez.25: 16 Egemen RAB şöyle diyor: Elimi Filistliler'e karşı uzatacağım, 
    Keretliler'i*fo* söküp atacağım, kıyıda yaşayanlardan sağ kalanlarını yok 
    edeceğim.D Not 25:16 "Keretliler": Büyük olasılıkla "Giritliler". 
     
    Hez.25: 17 Onlardan ağır bir öç alacak, onları öfkeyle 
    paylayacağım.Kendilerinden öç alınca, benim RAB olduğumu anlayacaklar." 
     
    Sur Kenti Kınanıyor 
     
    BÖLÜM 26  
     
    Hez.26: 1 Sürgünlüğümüzün on birinci yılı, ayın birinci günü RAB banaşöyle 
    seslendi: 
     
    Hez.26: 2 "İnsanoğlu, madem Sur Kenti, Yeruşalim için, 'Oh, oh! Ulusların 
    kapısı olan kent yıkıldı, kapıları bana açıldı. O viraneye döndü, ben 
    zenginleşeceğim dedi, 
     
    Hez.26: 3 Egemen RAB şöyle diyor: Ey Sur, sana karşıyım! Deniz dalgalarını 
    nasıl kabartırsa, ben de ulusları senin üzerine öyle saldırtacağım. 
     
    Hez.26: 4 Sur'un duvarlarını yıkacak, kulelerini yerle bir edecekler. 
    Toprağını kazıp süpürecek, seni çıplak bir kayalık haline getireceğim. 
     
    Hez.26: 5 Sur denizin ortasında, balıkçıların ağ gerdikleri bir yerolacak. 
    Egemen RAB böyle diyor. Uluslar Sur'u yağmalayacak, 
     
    Hez.26: 6 Sur'a bağlı kıyı kentlerinde yaşayanları kılıçtan geçirecek.O 
    zaman Surlular benim RAB olduğumu anlayacaklar. 
     
    Hez.26: 7 "Egemen RAB şöyle diyor: Krallar kralı Babil KralıNebukadnessar'ı 
    atlarla, savaş arabalarıyla, atlılarla, büyük birorduyla kuzeyden Sur'a 
    getiriyorum. 
     
    Hez.26: 8 Sur'a bağlı kıyı kentlerinde yaşayanları kılıçtan geçirecek, size 
    karşı kuşatma duvarları, toprak rampalar yapacak, kalkanını size karşı 
    kaldıracak. 
     
    Hez.26: 9 Duvarlarınızda gedik açmak için kütükler 
    yerleştirecek,silahlarıyla kulelerinizi yıkacak. 
     
    Hez.26: 10 Sayısız atının çıkardığı toz sizi örtecek. Duvarlarındagedik 
    açılmış bir kente girer gibi kent kapılarınızdangirdiğinde, atlıların, 
    tekerleklerin, savaş arabalarınıngürültüsünden duvarlarınız sarsılacak. 
     
    Hez.26: 11 Atlarının tırnakları bütün sokaklarınızı çiğneyecek.Halkınız 
    kılıçtan geçirilecek, güçlü sütunlarınız devrilecek. 
     
    Hez.26: 12 Servetinizi alacak, mallarınızı yağmalayacaklar.Duvarlarınızı 
    yıkacak, güzel evlerinizi yerle bir edecekler.Taşlarınızı, kerestenizi, 
    toprağınızı denize atacaklar. 
     
    Hez.26: 13 Okuduğunuz gürültülü şarkılara son vereceğim. Lirlerinizinsesi 
    bir daha duyulmayacak. 
     
    Hez.26: 14 Sizi çıplak bir kayalık haline getireceğim, balıkçılarınağ 
    gerdikleri bir yer olacaksınız. Bir daha kurulmayacaksınız.Çünkü ben RAB 
    söylüyorum. Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.26: 15 "Egemen RAB Sur'a şöyle diyor: Yıkımının sesinden,yaralıların 
    iniltisinden, senin içinde yapılan kıyım yüzündenkıyı halkları titreyecek. 
     
    Hez.26: 16 Kıyıda yaşayan bütün önderler tahtlarından inecek;kaftanlarını, 
    işlemeli giysilerini çıkaracaklar. Dehşet içindeyere oturup her an 
    titreyerek başlarına gelenlere şaşacaklar. 
     
    Hez.26: 17 Sonra senin için şöyle bir ağıt yakacaklar:"'Nasıl oldu da 
    yıkıldın, Ey denizcilerin oturduğu ünlü kent! Sen ve sende oturanlar, 
    Denizde güçlüydünüz. Dehşet salmıştınız Orada yaşayan herkese. 
     
    Hez.26: 18 Yıkımın olduğu gün Kıyı halkları titreyecek, Orada yaşayanlar 
    Çöküşüne şaşacaklar. 
     
    Hez.26: 19 "Egemen RAB şöyle diyor: Issız kalmış kentler gibi seniviran bir 
    kent yaptığım, engin denizleri üzerine boşalttığım,derin sular seni örttüğü 
    zaman, 
     
    Hez.26: 20 ölüm çukuruna inenlerle birlikte seni eski zaman insanlarının 
    yanına indireceğim. Ölüm çukuruna inenlerle birlikte eski kalıntılar 
    arasına, yeryüzünün derinliklerine yerleştireceğim. Öyle ki, bir daha dönüp 
    yaşayanlar diyarındayerini almayasın*fö*.D Not 26:20 Olası metin "Dönüp 
    yaşayanlar diyarında yerini almayasın" (bkz. Septuaginta), Masoretik metin 
    "Dönmeyesin, yaşayanlar diyarında yücelik vereyim". 
     
    Hez.26: 21 Seni yılgınlığa düşüreceğim, bu senin sonun olacak. 
    Seniarayacaklar ama bulamayacaklar. Egemen RAB böyle diyor." 
     
    Sur Kenti için Yakılan Ağıt 
     
    BÖLÜM 27 
     
    Hez.27: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.27: 2 "İnsanoğlu, Sur Kenti için bir ağıt yak. 
     
    Hez.27: 3 Denizin kıyısında kurulmuş, kıyı halklarıyla ticaret yapanSur 
    Kenti'ne de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor:"'Ey Sur, güzellikte kusursuzum 
    dedin. 
     
    Hez.27: 4 Sınırların denizin bağrındaydı, Kurucuların güzelliğini doruğa 
    ulaştırdılar. 
     
    Hez.27: 5 Bütün kerestelerini Senir'in çam ağaçlarından yaptılar, Sana direk 
    yapmak için Lübnan'dan sedir ağaçları aldılar. 
     
    Hez.27: 6 Küreklerini Başan meşelerinden, Güverteni Kittim*fp* kıyılarından 
    getirilen Selvi ağaçlarından yaptılar, Fildişiyle süslediler.D Not 27:6 
    "Kittim": Bugünkü Kıbrıs. 
     
    Hez.27: 7 Mısır'ın işlemeli ince keteninden yelkenin, Bayrağın oldu senin. 
    Güvertenin gölgeliği Elişa kıyılarının Lacivert, mor kumaşındandı. 
     
    Hez.27: 8 Kürekçilerin Saydalı ve Arvatlı'ydı, Gemicilerin, içindeki 
    becerikli kişilerdi, ey Sur. 
     
    Hez.27: 9 Gemilerindeki gedikleri onaranlar Geval'ın deneyimli, usta 
    adamlarıydı. Denizdeki bütün gemiler ve denizciler Mallarını değiş tokuş 
    etmek için sana geldiler. 
     
    Hez.27: 10 Persli, Ludlu, Pûtlu askerler Ordunda hizmet etti. Kalkanlarını, 
    miğferlerini Duvarlarına astılar, Sana görkem kazandırdılar. 
     
    Hez.27: 11 Arvat'tan, Helek'ten gelen adamlar Çepeçevre duvarlarını 
    korudular. Gammat'tan gelen adamlar Kulelerinde beklediler. Kalkanlarını 
    duvarlarına astılar. Güzelliğini doruğa ulaştırdılar. 
     
    Hez.27: 12 "'Tarşiş seninle ticaret yaptı, Sende her çeşit mal vardı. 
    Mallarına karşılık Sana gümüş, demir, kalay, kurşun verdiler. 
     
    Hez.27: 13 Yâvan, Tuval, Meşek seninle ticaret yaptı, Mallarına karşılık 
    Sana köle ve tunç* kaplar verdiler. 
     
    Hez.27: 14 Beyttogarma halkı Mallarına karşılık Sana at, savaş atı, katır 
    verdi. 
     
    Hez.27: 15 Rodos*fr* halkı seninle ticaret yaptı. Birçok kıyı halkı senin 
    müşterindi. Senden aldıkları mala karşılık Fildişi ve abanoz verdiler.D Not 
    27:15 Septuaginta "Rodos", Masoretik metin "Dedan". 
     
    Hez.27: 16 Sende çok çeşit ürün olduğundan, Edom seninle ticaret yaptı. 
    Mallarına karşılık Sana firuze, mor kumaş, işlemeli giysiler, İnce keten, 
    mercan, yakut verdiler. 
     
    Hez.27: 17 Yahuda ve İsrail seninle ticaret yaptı. Mallarına karşılık Sana 
    Minnit buğdayı, darı, bal, zeytinyağı, pelesenk verdiler. 
     
    Hez.27: 18-19 Ürünlerinin çeşitliliği, malının bolluğundan ötürü Şam seninle 
    ticaret yaptı. Mallarına karşılık Sana Helbon şarabıyla Sahar yünü, Uzal'dan 
    getirilmiş şarap tekneleri verdi*fs*. Sana getirilen mallar arasında 
    İşlenmiş demir, tarçın, güzel kokulu kamış vardı.D Not 27:18-19 Olası metin 
    "Şarap tekneleri verdi", Masoretik metin "Vedan ve Yâvan halkı alışveriş 
    yaptı". 
     
    Hez.27: 20 Dedan halkı mallarına karşılık Sana eyerlik kumaş verdi. 
     
    Hez.27: 21 Arabistan ve Kedar önderleri müşterindi, Mallarına karşılık Sana 
    kuzu, koç, teke verdiler. 
     
    Hez.27: 22 Saba ve Raama tüccarları seninle ticaret yaptı, Mallarına 
    karşılık Sana her çeşit baharatın en iyisini, değerli taşlar, altınverdiler. 
     
    Hez.27: 23 Harran, Kanne, Eden, Saba, Aşur, Kilmat tüccarları Seninle 
    ticaret yaptı. 
     
    Hez.27: 24 Pazarlarındaki mallara karşılık Güzel giysiler, lacivert kumaş, 
    işlemeler, Sık dokunmuş, iplerle sarılmış renkli halılar verdiler. 
     
    Hez.27: 25 Ticaret gemileri senin mallarını taşıdı, Denizin bağrında büyük 
    yükle doldun. 
     
    Hez.27: 26 Kürekçilerin seni açık denizlere götürdü, Ama doğu rüzgarı 
    Denizin bağrında parçaladı seni. 
     
    Hez.27: 27 Gemin kazaya uğrayacağı gün, Zenginliğin, malların, ticari 
    eşyaların, Gemicilerin, kılavuzların, kalafatçıların, Seninle ticaret 
    yapanlar, Askerlerin ve gemide olan herkes Denizin derinliklerine batacak. 
     
    Hez.27: 28 Gemicilerinin bağırışından Kıyılar titreyecek. 
     
    Hez.27: 29 Kürekçiler gemilerini bırakacak, Gemicilerle kılavuzlar kıyıda 
    duracak. 
     
    Hez.27: 30 Yüksek sesle haykırıp Senin için acı acı ağlayacaklar; Başlarına 
    toprak serpecek, Külde yuvarlanacaklar. 
     
    Hez.27: 31 Senin yüzünden başlarını tıraş edecek, Çul kuşanacaklar. Senin 
    için acı acı ağlayacak, Yas tutacaklar. 
     
    Hez.27: 32 Ağlayıp yas tutarken, Senin için bir ağıt yakacaklar: Her yanı 
    denizle çevrili Sur Kenti gibi Susturulmuş bir kent var mı? 
     
    Hez.27: 33 Malların denizaşırı ülkelere vardığında Birçok ulusu doyurdun, 
    Büyük zenginliğin, çeşit çeşit malınla Dünya krallarını zenginleştirdin. 
     
    Hez.27: 34 Şimdiyse denizde, suların derinliklerinde Darmadağın oldun, 
    Malların ve çalışanlarının tümü Seninle birlikte battı. 
     
    Hez.27: 35 Kıyı halkları Başına gelenlere şaştılar; Krallarının tüyleri 
    korkudan diken diken oldu, Yüzleri sarardı. 
     
    Hez.27: 36 Ulusların arasındaki tüccarlar, Başına gelenlere şaşacaklar; 
    Sonun korkunç oldu. Bir daha var olmayacaksın." 
     
    Sur Kralı Kınanıyor 
     
    BÖLÜM 28 
     
    Hez.28: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.28: 2 "İnsanoğlu, Sur önderine de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor:"'Gurura 
    kapılıp Ben tanrıyım, Denizlerin bağrında, Tanrı'nın tahtında oturuyorum 
    dedin. Kendini Tanrı sandın, Oysa sen Tanrı değil, insansın. 
     
    Hez.28: 3 İşte, Daniel'den*fş* daha bilgesin, Kimse senden bir giz 
    saklayamaz.D Not 28:3 Burada adı geçen Daniel'in İbranice yazılışı farklı 
    olduğundan bildiğimiz Peygamber Daniel olmayabilir.  
     
    Hez.28: 4 Bilgeliğin, anlayışın sayesinde, Kendine servet biriktirdin, 
    Hazinelerine altın, gümüş yığdın. 
     
    Hez.28: 5 Ticaretteki üstün becerilerin sayesinde Servetini çoğalttın, 
    Zenginliğin seni gurura sürükledi. 
     
    Hez.28: 6 Bu yüzden Egemen RAB şöyle diyor: Madem kendini Tanrı gibi bilge 
    sandın, 
     
    Hez.28: 7 Ben de yabancıları, en acımasız ulusları Üzerine göndereceğim. 
    Bilgeliğinin güzelliğine kılıç çekecek, Görkemini kirletecekler. 
     
    Hez.28: 8 Seni ölüm çukuruna indirecekler, Denizlerin bağrında korkunç bir 
    ölümle öleceksin. 
     
    Hez.28: 9 O zaman seni öldürenlerin önünde Ben Tanrı'yım diyecek misin? Seni 
    öldürenlerin elinde Sen Tanrı değil, insansın. 
     
    Hez.28: 10 Yabancıların elinde, Sünnetsizin* ölümüyle öleceksin. Egemen RAB 
    böyle diyor." 
     
    Hez.28: 11 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.28: 12 "İnsanoğlu, Sur Kralı için bir ağıt yak. Ona diyeceksin 
    ki,'Egemen RAB şöyle diyor:"'Kusursuzlukta örnek biriydin, Bilgeliğin ve 
    güzelliğin eksiksizdi. 
     
    Hez.28: 13 Sen Tanrı'nın bahçesi Aden'deydin. Yakut, topaz, aytaşı, Sarı 
    yakut, oniks, yeşim, Laciverttaşı, firuze, zümrütle, çeşit çeşit değerli 
    taşlabezenmiştin. Kakma ve oyma işlerin hep altındandı. Bunlar yaratıldığın 
    gün hazırlanmışlardı. 
     
    Hez.28: 14 Meshedilmiş*, koruyucu bir Keruv* olarak Seni oraya yerleştirdim. 
    Tanrı'nın kutsal dağındaydın, Yanan taşlar arasında dolaştın. 
     
    Hez.28: 15 Yaratıldığın günden Sende kötülük bulunana dek Yollarında 
    kusursuzdun. 
     
    Hez.28: 16 Ticaretinin bolluğundan Zorbalıkla doldun Ve günah işledin. Bu 
    yüzden kirli bir şey gibi Seni Tanrı'nın dağından attım, Yanan taşların 
    arasından kovdum, Ey koruyucu Keruv. 
     
    Hez.28: 17 Güzelliğinden ötürü Gurura kapıldın, Görkeminden ötürü 
    Bilgeliğini bozdun. Böylece seni yere attım, Kralların önünde seni yüzkarası 
    yaptım. 
     
    Hez.28: 18 İşlediğin pek çok günah Ve ticaretteki hileciliğin yüzünden 
    Kutsal yerlerini kirlettin. Seni yakıp yok edecek Bir ateş çıkardım içinden, 
    Bütün seyredenlerin gözü önünde Seni yeryüzünde küle çevirdim. 
     
    Hez.28: 19 Seni tanıyan bütün uluslar sana şaştı, Sonun korkunç oldu. Bir 
    daha var olmayacaksın." 
     
    Sayda Kenti Kınanıyor 
     
    Hez.28: 20 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.28: 21 "İnsanoğlu, yüzünü Sayda'ya çevir, ona karşı peygamberlik et. 
     
    Hez.28: 22 Diyeceksin ki, 'Egemen RAB şöyle diyor:"'İşte sana karşıyım, ey 
    Sayda, Senin içinde yüceleceğim. Onları cezalandırınca, Kutsallığımı onlara 
    gösterince, Benim RAB olduğumu anlayacaklar. 
     
    Hez.28: 23 Üzerine salgın hastalık gönderecek, Sokaklarında kan akıtacağım. 
    Kentin içinde, her yanında Kılıçla yaralananlar düşüp ölecekler. O zaman 
    benim RAB olduğumu anlayacaklar." 
     
    İsrail Halkı Esenliğe Kavuşacak 
     
    Hez.28: 24 "'İsrail halkını küçümseyen Çevre uluslardan hiçbiri Bir daha 
    İsrail için batan bir çalı, Acıtan bir diken olmayacak. O zaman benim RAB 
    olduğumu anlayacaklar. 
     
    Hez.28: 25 "'Egemen RAB şöyle diyor: İsrail halkını aralarına 
    dağılmışoldukları uluslardan topladığım, ulusların gözü önündekutsallığımı 
    gösterdiğim zaman kulum Yakup'a verdiğim kendiülkelerine yerleşecekler. 
     
    Hez.28: 26 Orada güvenlik içinde yaşayacak, evler yapacak, bağlardikecekler. 
    Onları küçümseyen bütün çevre uluslarıcezalandırdığımda güvenlik içinde 
    yaşayacaklar. O zaman benimTanrıları RAB olduğumu anlayacaklar." 
     
    Mısır Kınanıyor 
     
    BÖLÜM 29 
     
    Hez.29: 1 Sürgünlüğümüzün onuncu yılı, onuncu ayın* on ikinci günü RABbana 
    şöyle seslendi: 
     
    Hez.29: 2 "İnsanoğlu, yüzünü firavuna çevir, ona ve Mısır'a 
    karşıpeygamberlik et. 
     
    Hez.29: 3 Onlara de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor:"'Kendi kanallarının içinde 
    yatan Büyük canavar firavun, İşte, sana karşıyım. Sen ki, Nil benimdir, Onu 
    kendim için yaptım dersin. 
     
    Hez.29: 4 Çenelerine çengeller takacak, Kanallarındaki balıkları Senin 
    pullarına yapıştıracağım. Pullarına yapışmış balıklarla birlikte Seni 
    kanallarından çıkaracağım. 
     
    Hez.29: 5 Seni de kanallarındaki bütün balıkları da Çöle atacağım. Kırlara 
    düşeceksin, Toplanmayacak, gömülmeyeceksin. Seni yem olarak yabanıl 
    hayvanlara Ve yırtıcı kuşlara vereceğim. 
     
    Hez.29: 6 O zaman Mısır'da yaşayan herkes Benim RAB olduğumu 
    anlayacak."'Çünkü sen İsrail halkına kamış bir değnek oldun. 
     
    Hez.29: 7 Seni elleriyle tuttuklarında parçalanıp onların omuzlarınıyardın. 
    Sana dayandıklarında parçalanıp bellerini burktun*ft*.D Not 29:7 
    Septuaginta, Süryanice "Burktun", Masoretik metin "Dikdurdurdun". 
     
    Hez.29: 8 "'Bu yüzden Egemen RAB şöyle diyor: Üzerine halkını vehayvanlarını 
    öldürecek bir kılıç gönderiyorum. 
     
    Hez.29: 9 Mısır kimsesiz bırakılacak, viraneye çevrilecek. O zamanbenim RAB 
    olduğumu anlayacaklar."'Madem Nil benimdir, onu ben yaptım dedin, 
     
    Hez.29: 10 ben de sana ve kanallarına karşıyım. Mısır'ı Migdol'danAsvan'a, 
    Kûş* sınırına dek kimsesiz bırakacak, viraneye çevireceğim. 
     
    Hez.29: 11 İçinden insan ayağı da, hayvan ayağı da geçmeyecek. Kırkyıl orada 
    kimse yaşamayacak. 
     
    Hez.29: 12 Mısır'ı ıssız kalmış ülkeler gibi ıssız bırakacağım.Kentleri, 
    viran olmuş kentler arasında kırk yıl kimsesiz kalacak.Mısırlılar'ı uluslar 
    arasına gönderecek, ülkelere dağıtacağım. 
     
    Hez.29: 13 "'Egemen RAB şöyle diyor: Kırk yıl sonra onları dağılmışoldukları 
    uluslardan toplayacağım. 
     
    Hez.29: 14 Sürgündekileri geri getirip Patros'a, yurtlarınadöndüreceğim. 
    Orada güçsüz bir krallık oluşturacaklar. 
     
    Hez.29: 15 Krallıkların en güçsüzü olacak, bir daha ulusların 
    üzerindeegemenlik sürmeyecek. Ulusları yönetmesinler diye onları küçük 
    düşüreceğim. 
     
    Hez.29: 16 Mısır bir daha İsrail halkının güveneceği bir yerolmayacak. Ancak 
    Mısırlılar onlara Mısır'a dönmekle işlediklerigünahı anımsatacaklar. O zaman 
    İsrailliler benim Egemen RABolduğumu anlayacaklar." 
     
    Hez.29: 17 Sürgünlüğümüzün yirmi yedinci yılı, birinci ayın birincigünü RAB 
    bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.29: 18 "İnsanoğlu, Babil Kralı Nebukadnessar ordusunu Sur Kenti'nekarşı 
    büyük bir saldırıya geçirdi; herkesin saçı döküldü, ağıryük yüzünden omuz 
    derileri yüzüldü. Ama Sur'a karşı ordusunusaldırıya geçirmesine karşın, 
    bundan ne kendisi ne de ordusu yararlandı. 
     
    Hez.29: 19 Bu yüzden Egemen RAB şöyle diyor: Mısır'ı Babil 
    KralıNebukadnessar'a vereceğim, onun servetini alıp götürecek.Ordusuna ücret 
    olarak ülkeden yağmaladığı çapul malını dağıtacak. 
     
    Hez.29: 20 Hizmetine karşılık Mısır'ı ona verdim; çünkü o da ordusuda bana 
    hizmet ettiler. Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.29: 21 "O gün İsrail halkını güçle donatacağım. Onların arasındasenin 
    dilini çözeceğim. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar." 
     
    Rab Mısır'ı Cezalandıracak 
     
    BÖLÜM 30 
     
    Hez.30: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.30: 2 "İnsanoğlu, peygamberlik et ve de ki, 'Egemen RAB şöylediyor:"'Ah 
    o gün diye haykır. 
     
    Hez.30: 3 Çünkü o gün yakın. RAB'bin günü yakın, Bulutların günü, Ulusların 
    yıkım zamanı. 
     
    Hez.30: 4 Bir kılıç Mısır'a karşı çıkacak. Kûş'u* acılar saracak. Mısır'da 
    vurulanlar yere serilince Ülkenin serveti alınıp götürülecek, Temelleri yok 
    edilecek. 
     
    Hez.30: 5 Mısır'la birlikte Kûş, Pût, Lud, Arabistan, Kuv*fu* ve antlaşma 
    yaptığım halkım Kılıçtan geçirilecek.D Not 30:5 Masoretik metin "Kuv", 
    Septuaginta "Libyalılar". 
     
    Hez.30: 6 "'RAB şöyle diyor: Mısır'ı destekleyenler öldürülecek, Mısır'ın 
    övündüğü ordu çökecek, Migdol'dan Asvan'a dek kılıçtan geçirilecekler. Böyle 
    diyor Egemen RAB. 
     
    Hez.30: 7 Kimsesiz kalmış ülkeler arasında Kimsesiz kalacaklar. Kentleri 
    viran olmuş kentler gibi olacak. 
     
    Hez.30: 8 Mısır'ı ateşe verdiğimde, Onu destekleyenler ezildiğinde, Benim 
    RAB olduğumu anlayacaklar. 
     
    Hez.30: 9 "'O gün kaygısız Kûşlular'ı korkutmak için gemilerle 
    ulaklargöndereceğim. Mısır'ın yıkım günü geldiğinde korkuyakapılacaklar. 
    İşte o gün geliyor. 
     
    Hez.30: 10 "'Egemen RAB şöyle diyor: Babil Kralı Nebukadnessar aracılığıyla 
    Mısır'ın zenginliğine son vereceğim. 
     
    Hez.30: 11 O ve ordusu, ulusların en acımasızı, Ülkeyi yerle bir etmek için 
    gelecekler. Mısır'a karşı kılıçlarını çekecek, Ülkeyi öldürülenlerle 
    dolduracaklar. 
     
    Hez.30: 12 Nil'in kanallarını kurutup Ülkeyi kötü kişilere teslim edeceğim, 
    Ülkeyi de içindeki her şeyi de Yabancılar eliyle viran edeceğim. Bunu ben 
    RAB söylüyorum. 
     
    Hez.30: 13 Egemen RAB şöyle diyor: Putları yok edecek, Nof'taki*fü* değersiz 
    putlara son vereceğim. Mısır'da artık önder olmayacak, Ülkeye korku 
    salacağım.D Not 30:13,16 "Nof": Memfis diye de bilinir. 
     
    Hez.30: 14 Patros'u viraneye çevirecek, Soan'ı*fv* ateşe verecek, No*fy* 
    Kenti'ni cezalandıracağım.D Not 30:14 "Soan": Tanis olduğu sanılıyor. 
    30:14,16 "No": Tebes diye de bilinir. 
     
    Hez.30: 15 Öfkemi Mısır'ın kalesi Sin üzerine boşaltacak, Kalabalık No 
    halkına son vereceğim. 
     
    Hez.30: 16 Mısır'ı ateşe vereceğim, Sin acıdan kıvranacak, No*fy* Kenti'nin 
    surları yarılacak, Nof*fü* sürekli tedirgin olacak. 
     
    Hez.30: 17 On Kenti*fz* ve Pi-Beset gençleri Kılıçtan geçirilecek, Oradaki 
    halk sürgüne gönderilecek.D Not 30:17 "On Kenti": Heliopolis diye de 
    bilinir. 
     
    Hez.30: 18 Tahpanhes'te Mısır'ın boyunduruğunu kırdığım zaman, Orada gündüz 
    geceye dönecek, Övündüğü orduya son verilecek, Kent bulutlarla kaplanacak, 
    Köylerindeki halk sürgüne gönderilecek. 
     
    Hez.30: 19 Mısır'ı böyle cezalandırdığımda Benim RAB olduğumu anlayacaklar." 
     
    Hez.30: 20 Sürgünlüğümüzün on birinci yılı, birinci ayın* yedinci günüRAB 
    bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.30: 21 "İnsanoğlu, firavunun kolunu kırdım. İyileşmesin, kılıçtutacak 
    kadar güçlenmesin diye kimse onu bağlamadı, sargı beziyle sarmadı. 
     
    Hez.30: 22 Bu yüzden Egemen RAB şöyle diyor: Firavuna karşıyım. Heriki 
    kolunu, sağlam olanı da kırık olanı da kıracağım. Kılıcı elinden 
    düşüreceğim. 
     
    Hez.30: 23 Mısırlılar'ı uluslar arasına gönderecek, ülkelere dağıtacağım. 
     
    Hez.30: 24 Babil Kralı'nın kollarını güçlendirip kılıcımı onun eline 
    vereceğim. Firavunun ise kollarını kıracağım. Babil Kralı'nın önünde ağır 
    yaralı biri gibi inleyecek. 
     
    Hez.30: 25 Babil Kralı'nın gücüne güç katacak, firavunun 
    gücünüzayıflatacağım. Kılıcımı Babil Kralı'nın eline verdiğimde ve okılıcı 
    Mısır'a doğru uzattığında, benim RAB olduğumu anlayacaklar. 
     
    Hez.30: 26 Mısırlılar'ı uluslar arasına gönderecek, ülkeleredağıtacağım. O 
    zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar." 
     
    Sedir Ağacı Benzetmesi 
     
    BÖLÜM 31 
     
    Hez.31: 1 Sürgünlüğümüzün on birinci yılı, üçüncü ayın* birinci günüRAB bana 
    şöyle seslendi: 
     
    Hez.31: 2 "İnsanoğlu, firavuna ve halkına de ki,"'Görkemde kim seninle boy 
    ölçüşebilir? 
     
    Hez.31: 3 Asur'a bak! Lübnan'da bir sedir ağacıydı, Ormana gölge salan güzel 
    dalları vardı. Çok yüksekti, tepesi bulutlara erişiyordu. 
     
    Hez.31: 4 Sular ağacı besledi, Derin su kaynakları büyüttü. Akarsular dikili 
    olduğu yerin çevresine akıyor, Kanalları kırdaki bütün ağaçlara erişiyordu. 
     
    Hez.31: 5 Kırdaki bütün ağaçlardan daha çok büyüdü. Bol su verildiği için 
    Dal budak saldı, dalları uzadı. 
     
    Hez.31: 6 Kuşlar dallarına yuva yaptı, Yabanıl hayvanlar dalları altında 
    yavruladı, Büyük uluslar gölgesinde yaşadı. 
     
    Hez.31: 7 Güzellikte eşsizdi. Dalları giderek uzadı, Çünkü kökleri bol su 
    alıyordu. 
     
    Hez.31: 8 Tanrı'nın bahçesindeki sedir ağaçlarından hiçbiri Onunla boy 
    ölçüşemezdi, Çam ağaçları dalları kadar bile değildi. Çınarlar onun 
    dallarıyla boy ölçüşemezdi. Tanrı'nın bahçesindeki ağaçların hiçbiri Onun 
    kadar güzel değildi. 
     
    Hez.31: 9 Sık dallarla o sedir ağacını güzelleştirdim. Tanrı'nın bahçesi 
    Aden'deki bütün ağaçlar onu kıskandı. 
     
    Hez.31: 10 "'Bu yüzden Egemen RAB şöyle diyor: Ağaç büyüyüp boyattığı, 
    tepesi bulutlara eriştiği, büyüklüğünden ötürü gururakapıldığı için 
     
    Hez.31: 11 ben de onu kovdum, ulusların önderinin eline teslim ettim.Ona 
    kötülüğü uyarınca davranacak. 
     
    Hez.31: 12 Yabancı ulusların en acımasızı onu kesip yalnız bıraktı.Dalları 
    dağlara, derelere düştü; ülkenin vadilerinde kesilmişduruyor. Yeryüzündeki 
    bütün uluslar gölgesinden çekilip onu bıraktılar. 
     
    Hez.31: 13 Bütün kuşlar devrik ağaca kondu, yabanıl hayvanlar dallarıarasına 
    yerleşti. 
     
    Hez.31: 14 Öyle ki, suların yakınında yetişen hiçbir ağaç böylesibüyüyüp boy 
    atmasın, tepesini bulutlara eriştirmesin; bol suylasulanan hiçbir ağaç bu 
    denli yükselmesin. Çünkü hepsi ölümçukuruna inen insanlarla birlikte ölüme, 
    yerin derinliklerine gidecek. 
     
    Hez.31: 15 "'Egemen RAB şöyle diyor: Sedir ağacı ölüler diyarınaindiği gün, 
    ona yas tutsunlar diye derin su kaynaklarınıkapattım. Irmaklarını durdurdum, 
    gür sularının önünü kestim. Oağaç yüzünden Lübnan'ı karanlığa boğdum, bütün 
    orman ağaçlarını kuruttum. 
     
    Hez.31: 16 Ölüm çukuruna inenlerle birlikte onu ölüler diyarınaindirdiğimde, 
    yıkılışının gürültüsünden ulusları titrettim. Ozaman Aden Bahçesi'ndeki 
    bütün ağaçlar, Lübnan'ın en seçkin, eniyi, bol sulanan ağaçları yerin 
    derinliklerinde avunç buldu. 
     
    Hez.31: 17 Gölgesinde yaşayanlar, uluslar arasında onu destekleyenlerde 
    onunla birlikte ölüler diyarına, kılıçla öldürülmüşlerin yanına indiler. 
     
    Hez.31: 18 "'Aden ağaçlarından hangisi görkem ve yücelikte seninle 
    boyölçüşebilir? Ama sen de Aden ağaçlarıyla birlikte yerin derinliklerine 
    indirilecek, sünnetsizlere*, kılıçla öldürülmüşlere katılacaksın. "'İşte 
    firavunla halkının sonu böyle olacaktır. Egemen RAB böyle diyor." 
     
    Firavun için Yakılan Ağıt 
     
    BÖLÜM 32 
     
    Hez.32: 1 Sürgünlüğümüzün on ikinci yılı, on ikinci ayın* birinci günüRAB 
    bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.32: 2 "İnsanoğlu, firavun için bir ağıt yak. Ona de ki,"'Uluslar 
    arasında genç bir aslan gibi kendini öne sürdün, Ama sen denizlerdeki bir 
    canavar gibisin. Irmaklarını karıştırır, Ayaklarınla suları çalkalar, 
    Irmakları bulandırırsın." 
     
    Hez.32: 3 Egemen RAB şöyle diyor: "Büyük bir kalabalıkla Ağımı senin üzerine 
    atacağım; Onlar seni ağımla çekecekler. 
     
    Hez.32: 4 Seni karaya atacak, Kırlara fırlatacağım. Gökte uçan kuşların 
    senin üzerine konmalarını sağlayacağım, Yeryüzündeki yabanıl hayvanlara Seni 
    yem olarak vereceğim. 
     
    Hez.32: 5 Bedenini dağların üzerine serecek, Vadileri çürüyen bedeninle 
    dolduracağım. 
     
    Hez.32: 6 Ülkeyi dağlara dek akan kanınla ıslatacağım, Vadiler seninle 
    dolacak. 
     
    Hez.32: 7 Seni ortadan kaldırdığım zaman Gökleri örtecek, Yıldızları 
    karartacak, Güneşi bulutla kapatacağım. Ay ışığını vermeyecek. 
     
    Hez.32: 8 Senin yüzünden gökte ışık veren bütün cisimleri karartacak, Ülkeni 
    karanlığa gömeceğim." Böyle diyor Egemen RAB. 
     
    Hez.32: 9 "Seni tanımadığın ülkelere, Ulusların arasına sürgüne 
    gönderdiğimde*fa*, Pek çok halkın yüreği üzüntüyle sarsılacak.D Not 32:9 
    Septuaginta "Sürgüne gönderdiğimde", Masoretik metin "Yıkıma uğrattığımda". 
     
    Hez.32: 10 Başına gelenlerden ötürü Pek çok halkı şaşkına çevireceğim. 
    Kılıcımı önlerinde salladığım zaman, Senin yüzünden krallar dehşetle 
    ürperecek. Yıkıma uğradığın gün Hepsi kendi canı için Her an korkuyla 
    titreyecek. 
     
    Hez.32: 11 Egemen RAB şöyle diyor: Babil Kralı'nın kılıcı üzerine gelecek. 
     
    Hez.32: 12 Yiğitlerin, ulusların en acımasızının, Senin halkını kılıçtan 
    geçirmesine izin vereceğim. Mısır'ın gururunu kıracak, Bütün ordusunu yok 
    edecekler. 
     
    Hez.32: 13 Bol suların yanında bütün sığırlarını yok edeceğim. Bundan böyle 
    insan ayağı da hayvan ayağı da Suları karıştırıp bulandırmayacak. 
     
    Hez.32: 14 O zaman sularını dupduru kılacak, Irmaklarını yağ gibi 
    akıtacağım. Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.32: 15 Mısır'ı viraneye çevirdiğimde, Ülkeyi her şeyden yoksun 
    bıraktığımda, Orada yaşayan herkesi yok ettiğimde, Benim RAB olduğumu 
    anlayacaklar. 
     
    Hez.32: 16 "Ona yakacakları ağıt budur. Ulusların kızları bu ağıtı 
    yakacaklar. Mısır için, halkı için bu ağıtı yakacaklar." Egemen RAB böyle 
    diyor. 
     
    Hez.32: 17 Sürgünlüğümüzün on ikinci yılı, ayın on beşinci günü RAB bana 
    şöyle seslendi: 
     
    Hez.32: 18 "Ey insanoğlu, Mısır halkı için yas tut. Onları ve güçlüulusların 
    kızlarını ölüm çukuruna inenlerle birlikte yerin derinliklerine indir. 
     
    Hez.32: 19 Onlara de ki, 'Sen başkalarından daha mı güzelsin? Aşağıin ve 
    oradaki sünnetsizlere* katıl. 
     
    Hez.32: 20 Mısır halkı kılıçla öldürülenlerin arasına düşecek. Kılıçhazır, 
    bırakın Mısır bütün halkıyla birlikte sürüklensin. 
     
    Hez.32: 21 Güçlü önderler, ölüler diyarından, Mısır ve onudestekleyenler 
    için, 'Aşağı indiler, kılıçla öldürülensünnetsizlerle birlikte burada 
    yatıyorlar diyecekler. 
     
    Hez.32: 22 "Asur bütün ordusuyla orada. Kılıçtan geçirilmiş, 
    ölmüşaskerlerinin mezarları çevresini sarmış. 
     
    Hez.32: 23 Mezarları ölüm çukurunun en dibinde, ordusu mezarınınçevresinde 
    duruyor. Yaşayanlar diyarında korku salanların hepsikılıçtan geçirilmiş, 
    ölmüş. 
     
    Hez.32: 24 "Elam bütün halkıyla kendi mezarının çevresinde duruyor.Hepsi 
    kılıçtan geçirilmiş, ölmüş, sünnetsiz olarak yerinderinliklerine inmiş. 
    Yaşayanlar diyarında korku salmışlardı,şimdiyse utanç içinde ölüm çukuruna 
    inenlere katıldılar. 
     
    Hez.32: 25 Elam için öldürülenler arasında bir yatak yapıldı. Bütünhalkı 
    mezarının çevresinde. Hepsi sünnetsiz, kılıçtan geçirilerekölmüş. Yaşayanlar 
    diyarında korku salmışlardı, şimdiyse utançiçinde ölüm çukuruna inenlere 
    katıldılar, öldürülenlerin arasına yerleştirildiler. 
     
    Hez.32: 26 "Meşek ve Tuval bütün halkıyla kendi mezarları çevresinde 
    duruyor. Hepsi sünnetsiz, kılıçtan geçirilerek öldürülmüş. Yaşayanlar 
    diyarında korku salmışlardı. 
     
    Hez.32: 27 Ölüler diyarına savaş silahlarıyla inen, kılıçlarıbaşlarının 
    altına konan, kalkanları*fb* kemikleri üzerineyerleştirilen öbür öldürülmüş 
    sünnetsiz yiğitlerle birliktemezara konmayacak mı onlar? Oysa bu yiğitler 
    yaşayanlar diyarındakorku salmışlardı.D Not 32:27 Olası metin "Kalkanları", 
    Masoretik metin "Suçları". 
     
    Hez.32: 28 "Sen de, ey firavun, düşecek ve kılıçla öldürülenlerlebirlikte 
    sünnetsizlerin arasına konacaksın. 
     
    Hez.32: 29 "Edom, kralları ve önderleriyle orada. Güçlü olmalarınakarşın 
    kılıçla öldürülenlerin yanına kondular. Ölüm çukurunainenlerin, 
    sünnetsizlerin yanında yatıyorlar. 
     
    Hez.32: 30 "Bütün kuzey önderleri, bütün Saydalılar orada. Güçleriylekorku 
    saldıkları halde öldürülenlerle birlikte utanç içindeindiler. Sünnetsiz 
    olarak kılıçla öldürülenlerle birlikte utançiçinde ölüm çukuruna inenlerin 
    yanına kondular. 
     
    Hez.32: 31 "Firavunla ordusu kılıçla öldürülmüş bu büyük kalabalığıgörünce 
    avunç bulacak." Böyle diyor Egemen RAB. 
     
    Hez.32: 32 "Yaşayanlar diyarında korku salmasını sağladığım halde,firavunla 
    halkı, kılıçla öldürülenlerle birlikte sünnetsizlerinyanına konacak." Böyle 
    diyor Egemen RAB. 
     
    Tanrı Hezekiel'i Bekçi Olarak Görevlendiriyor 
     
    BÖLÜM 33 
     
    Hez.33: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.33: 2 "İnsanoğlu, kendi halkına şöyle diyeceksin: 'Bir ülkeninüzerine 
    kılıç gönderdiğim, ülke halkı aralarından birini seçip bekçi atadığı, 
     
    Hez.33: 3 bekçi kılıcın ülkenin üzerine yaklaştığını görüp halkıuyarmak için 
    boru çaldığı zaman; 
     
    Hez.33: 4 kim boru sesini işitip de uyarıyı dikkate almazsa, kılıç dagelip 
    onu öldürürse, kanından kendisi sorumludur. 
     
    Hez.33: 5 Boru sesini duymuş, ama uyarıyı dikkate almamıştır; 
    kanındankendisi sorumludur. Uyarıyı dikkate alsaydı, canını kurtaracaktı. 
     
    Hez.33: 6 Ne var ki, bekçi kılıcın ülkenin üzerine yaklaştığını görüphalkı 
    uyarmak için boru çalmazsa, kılıç da gelip halktan biriniöldürürse, o kişi 
    kendi günahı içinde öldürülmüştür; kanındanbekçiyi sorumlu tutacağım. 
     
    Hez.33: 7 "İnsanoğlu, seni İsrail halkına bekçi atadım. Benden bir sözduyar 
    duymaz onları benim yerime uyaracaksın. 
     
    Hez.33: 8 Kötü kişiye, 'Ey kötü kişi, kesinlikle öleceksin dediğimzaman, onu 
    uyarmaz, kötü yolundan döndürmek için konuşmazsan, okişi günahı içinde 
    ölecek; ama onun kanından seni sorumlu tutacağım. 
     
    Hez.33: 9 Ancak kötü kişiyi uyardığın halde yolundan dönmezse, ogünahı 
    içinde ölecek. Ama sen canını kurtarmış olacaksın. 
     
    Hez.33: 10 "İnsanoğlu, İsrail halkına de ki, 'Siz şöyle 
    diyorsunuz:İsyanlarımızla günahlarımız bizi çökertiyor, onlardan ötürüeriyip 
    yok oluyoruz. Durum böyleyken nasıl yaşayabiliriz? 
     
    Hez.33: 11 Onlara de ki, 'Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, benkötü 
    kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötüyollarından dönüp 
    yaşamasından sevinç duyarım. Dönün! Kötüyollarınızdan dönün! Niçin ölesiniz, 
    ey İsrail halkı! 
     
    Hez.33: 12 "Sen, ey insanoğlu, halkına de ki, 'Doğru kişi 
    Tanrı'yabaşkaldırırsa, doğruluğu onu kurtarmaz. Kötü kişi 
    kötülüğündendöndüğü zaman kötülüğü yıkımına neden olmaz. Doğru kişi 
    Tanrı'yabaşkaldırırsa, doğruluğu yaşamasını sağlamaz. 
     
    Hez.33: 13 Doğru kişi için, 'Kesinlikle yaşayacak desem, ama odoğruluğuna 
    güvenip de kötülük yapsa, yaptığı doğru işlerinhiçbiri anımsanmayacak. 
    Yaptığı kötülükten ötürü ölecek. 
     
    Hez.33: 14 Kötü kişiye, 'Kesinlikle öleceksin desem, ama o günahındandönüp 
    adil ve doğru olanı yapsa, 
     
    Hez.33: 15 aldığı rehini geri verse, çaldığını ödese, yaşam verenkurallar 
    uyarınca davranıp günah işlemese kesinlikle yaşayacak, ölmeyecektir. 
     
    Hez.33: 16 İşlediği günahlardan hiçbiri ona karşı anımsanmayacaktır,adil ve 
    doğru olanı yapmıştır; kesinlikle yaşayacaktır. 
     
    Hez.33: 17 "Senin halkın, 'Rab'bin yolu doğru değil diyor. Oysa doğruolmayan 
    onların yolu. 
     
    Hez.33: 18 Doğru kişi doğruluğundan döner de kötülük yaparsa, 
    yaptığıkötülüğün içinde ölecektir. 
     
    Hez.33: 19 Kötü kişi yaptığı kötülükten döner de adil ve doğru olanıyaparsa, 
    yaptığı bu işlerle yaşayacaktır. 
     
    Hez.33: 20 Ey İsrail halkı, 'Rab'bin yolu doğru değil diyorsun. Herbirinizi 
    kendi yoluna göre yargılayacağım." 
     
    Yeruşalim'in Düşüşü Açıklanıyor 
     
    Hez.33: 21 Sürgünlüğümüzün on ikinci yılı, onuncu ayın* beşinci 
    günüYeruşalim'den kaçıp kurtulan biri yanıma gelip, "Kent düştü!" dedi. 
     
    Hez.33: 22 Akşam, Yeruşalim'den kaçıp kurtulan adam gelmeden önce,RAB'bin 
    eli üzerimdeydi, konuşamıyordum. Sabah o yanıma gelmedenRAB dilimi çözdü. 
    Dilim açıldı, artık konuşabilirdim. 
     
    Hez.33: 23 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.33: 24 "İnsanoğlu, İsrail'in viran olmuş kentlerinde yaşayanlar,'İbrahim 
    tek kişiyken ülkeyi miras almıştı. Oysa biz kalabalığız,ülke miras olarak 
    bize verilmiştir diyorlar. 
     
    Hez.33: 25 Bu nedenle onlara de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Etikanıyla 
    yiyor, putlarınıza bel bağlıyor, kan döküyorsunuz. Yinede ülkeyi miras 
    almayı mı umuyorsunuz? 
     
    Hez.33: 26 Kılıcınıza güveniyor, iğrenç şeyler yapıyor, komşunuzunkarısını 
    kirletiyorsunuz. Yine de ülkeyi miras almayı mı umuyorsunuz? 
     
    Hez.33: 27 "Onlara de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Varlığım hakkıiçin, viran 
    olmuş kentlerde yaşayanlar kılıçtan geçirilecek,kırda yaşayanları yem olarak 
    yabanıl hayvanlara vereceğim,kalelerde, mağaralarda yaşayanlar salgın 
    hastalıkla yok olacak. 
     
    Hez.33: 28 Ülkeyi ıssız, kimsesiz bırakacağım, övündükleri güç sonbulacak. 
    İsrail dağları ıssız kalacak, oradan kimse geçmeyecek. 
     
    Hez.33: 29 Yaptıkları iğrenç şeylerden ötürü ülkeyi ıssız, 
    kimsesizbıraktığım zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar. 
     
    Hez.33: 30 "Sen, ey insanoğlu, halkın duvar diplerinde, evlerinkapıları 
    önünde senin hakkında konuşuyor. Birbirlerine, 'Haydi,gidip RAB'den gelen 
    sözün ne olduğunu duyalım diyorlar. 
     
    Hez.33: 31 Halk her zamanki gibi sana geliyor. Benim halkım olarakönünde 
    oturuyor, sözlerini dinliyor, ama dediklerini yapmıyorlar.Ağızlarıyla 
    istekli olduklarını açıklıyorlar, ama yürekleri haksız kazanç peşinde. 
     
    Hez.33: 32 Sen onlar için güzel sesle sevgi ezgileri okuyan, iyi çalgıçalan 
    biri gibisin. Sözlerini dinliyor, ama dediklerini yapmıyorlar. 
     
    Hez.33: 33 "Bütün bunlar gerçekleşince -ki gerçekleşecek- aralarındabir 
    peygamber bulunduğunu anlayacaklar." 
     
    İsrail'i Güden Çobanlar 
     
    BÖLÜM 34 
     
    Hez.34: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.34: 2 "İnsanoğlu, İsrail'in çobanlarına karşı peygamberlik et veonlara, 
    bu çobanlara şöyle de: 'Egemen RAB diyor ki: Vay kendikendini güden İsrail 
    çobanlarına! Çobanların sürüyü gütmesi gerekmez mi? 
     
    Hez.34: 3 Yağı yiyor, yünü giyiyor, besili koyunları*fc* kesiyorsunuz,ama 
    sürüyü kayırmıyorsunuz.D Not 34:3 İbranice'den "Koyun" olarak çevrilen 
    sözcük "Keçi" anlamına da gelir. 
     
    Hez.34: 4 Zayıfları güçlendirmediniz, hastaları iyileştirmediniz, 
    yaralıların yarasını sarmadınız. Yolunu şaşıranları geri getirmediniz, 
    yitikleri aramadınız. Ancak sertlik ve şiddetle onlara egemen oldunuz. 
     
    Hez.34: 5 Çobanları olmadığı için dağıldılar, yabanıl hayvanlara yem 
    oldular. 
     
    Hez.34: 6 Koyunlarım bütün dağlarda, yüksek tepelerde başıboş dolandılar. 
    Koyunlarım yeryüzüne dağıldı. Onları ne arayan var, ne soran. 
     
    Hez.34: 7 "'Bu yüzden, ey çobanlar, RAB'bin sözünü dinleyin: 
     
    Hez.34: 8 Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, çoban olmadığındankoyunlarım 
    yağma edildi, yabanıl hayvanlara yem oldu. Çobanlarımkoyunlarımı aramadılar, 
    onları güdeceklerine kendi kendilerini güttüler. 
     
    Hez.34: 9 Onun için, ey çobanlar, RAB'bin sözünü dinleyin. 
     
    Hez.34: 10 Egemen RAB şöyle diyor: Ben çobanlara karşıyım!Koyunlarımdan 
    onları sorumlu tutacağım, koyunlarımı gütmelerineson vereceğim. Öyle ki, 
    artık kendi kendilerini güdemeyecekler.Koyunlarımı onların ağzından 
    kurtaracağım, artık onlara yem olmayacaklar. 
     
    Hez.34: 11 "'Egemen RAB şöyle diyor: Ben kendim koyunlarımı arayıpsoracağım. 
     
    Hez.34: 12 Dağılmış koyunlarının arasındaki bir çoban sürüsüyle 
    nasılilgilenirse, ben de koyunlarımla öyle ilgileneceğim. Bulutlu,karanlık 
    bir gün dağılmış oldukları her yerden onları kurtaracağım. 
     
    Hez.34: 13 Onları ulusların arasından çıkaracak, ülkelerdentoplayacak, kendi 
    yurtlarına geri getireceğim. Onları İsraildağlarında, vadilerde, ülkenin 
    bütün oturulabilir yerlerinde güdeceğim. 
     
    Hez.34: 14 Onları iyi bir otlakta güdeceğim; yaylaları İsrail'inyüksek 
    dağları üzerinde olacak. Orada iyi bir otlakta yatacak,İsrail'in yüksek 
    dağlarındaki verimli otlaklarda otlayacaklar. 
     
    Hez.34: 15 Ben kendim koyunlarımı güdeceğim, onları kendimyatıracağım. 
    Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.34: 16 Yiteni arayacak, yolunu şaşıranı geri getireceğim.Yaralının 
    yarasını saracak, zayıfı güçlendireceğim. Amasemizlerle güçlüleri yok 
    edeceğim. Koyunlarımı adaletle güdeceğim. 
     
    Hez.34: 17 "'Siz, ey benim sürüm, Egemen RAB şöyle diyor: Koyunlakoyun 
    arasında yargıyı ben vereceğim. Koçlarla tekelere gelince, 
     
    Hez.34: 18 iyi otlakta otlamanız yetmiyor mu ki, otlaklarınızın gerikalanını 
    ayaklarınızla çiğniyorsunuz? Duru su içmeniz yetmiyormu ki, geri kalan suyu 
    ayaklarınızla bulandırıyorsunuz? 
     
    Hez.34: 19 Koyunlarım ayaklarınızın çiğnediğini otlamak, 
    ayaklarınızınbulandırdığını içmek zorunda kalıyor. 
     
    Hez.34: 20 "'Bu nedenle Egemen RAB onlara şöyle diyor: Semiz koyunlacılız 
    koyun arasında ben kendim yargıçlık yapacağım. 
     
    Hez.34: 21 Madem bütün cılız koyunları kovup dağıtıncaya dekböğrünüzle 
    vuruyor, omuzunuzla itiyor, boynuzlarınızla kakıyorsunuz, 
     
    Hez.34: 22 ben de koyunlarımı kurtaracağım, artık çapul malıolmayacaklar. 
    Koyunla koyun arasında ben yargıçlık yapacağım. 
     
    Hez.34: 23 Başlarına, onları güdecek tek çoban olarak kulum 
    Davut'ukoyacağım. Onları o güdecek, çobanları o olacak. 
     
    Hez.34: 24 Ben RAB onların Tanrısı olacağım, kulum Davut da onlarınarasında 
    önder olacak. Ben RAB, böyle diyorum. 
     
    Hez.34: 25 "'Onlarla bir barış antlaşması yapacağım, ülkedeki yırtıcı 
    hayvanları yok edeceğim. Çölde güvenlik içinde yaşayacak, ormanlarda 
    uyuyacaklar. 
     
    Hez.34: 26 Onları da dağımın çevresini de bereketli kılacağım. 
    Yağmuruzamanında yağdıracağım. Bereketli yağmurlar olacak. 
     
    Hez.34: 27 Kırdaki ağaçlar meyve verecek, toprak ürün verecek. Halk 
    ülkesinde güvenlik içinde olacak. Boyunduruklarının bağlarını koparıp onları 
    köle edenlerin elinden kurtardığım zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar. 
     
    Hez.34: 28 Artık ulusların çapul malı, yabanıl hayvanların yemi 
    olmayacaklar. Güvenlik içinde yaşayacaklar, kimse onları korkutmayacak. 
     
    Hez.34: 29 Onlar için ünlü bir fidanlık yetiştireceğim. Artık ülkekıtlıktan 
    yok olmayacak, ulusların aşağılamasına uğramayacaklar. 
     
    Hez.34: 30 O zaman ben Tanrıları RAB'bin onlarla birlikte olduğumu veİsrail 
    soyunun da benim halkım olduğunu anlayacaklar. Böyle diyor Egemen RAB. 
     
    Hez.34: 31 'Benim koyunlarım, otlağımın koyunları siz insanlarsınız.Ben 
    sizin Tanrınız'ım. Böyle diyor Egemen RAB." 
     
    Edom Kınanıyor 
     
    BÖLÜM 35 
     
    Hez.35: 1 RAB bana şöyle seslendi:  
     
    Hez.35: 2 "İnsanoğlu, yüzünü Seir Dağı'na çevir, ona karşı peygamberlik et. 
     
    Hez.35: 3 Ona de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Ey Seir Dağı, sanakarşıyım! 
    Elimi sana karşı uzatacak, seni viran edip kimsesiz bırakacağım. 
     
    Hez.35: 4 Kentlerini yerle bir edeceğim, kimsesiz kalacaksın. O zamanbenim 
    RAB olduğumu anlayacaksın. 
     
    Hez.35: 5 "'Madem İsrailliler'e hep kin besledin, yıkıma uğradıklarında, 
    cezalandırılmalarının zamanı doruğa ulaştığında, onları kılıca teslim ettin, 
     
    Hez.35: 6 varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, senin kanını akıtacağım, kan 
    peşini bırakmayacak. Madem kan dökmekten nefret etmedin, kan peşini 
    bırakmayacak. 
     
    Hez.35: 7 Seir Dağı'nı viran edip kimsesiz bırakacağım, oraya gidip geleni 
    kesip atacağım. 
     
    Hez.35: 8 Dağlarını ölülerle dolduracağım; kılıçtan geçirilenler 
    senintepelerinde, vadilerinde, derelerinde düşüp ölecekler. 
     
    Hez.35: 9 Seni sonsuza dek viran edeceğim, kentlerinde kimseoturmayacak. O 
    zaman benim RAB olduğumu anlayacaksın. 
     
    Hez.35: 10 "'Siz, bu iki ulus, bu iki ülke bizim olacak, onları 
    mirasalacağız demiştiniz. Oysa RAB oralardadır. 
     
    Hez.35: 11 Bundan ötürü varlığım hakkı için diyor Egemen RAB,beslediğiniz 
    kin yüzünden halkıma nasıl öfkeyle, kıskançlıkladavrandıysanız, ben de size 
    öyle davranacağım. Sizi yargıladığımzaman onlara kendimi tanıtacağım. 
     
    Hez.35: 12 O zaman İsrail dağlarına sövgülerinizi duyduğumuanlayacaksınız. 
    Şöyle demiştiniz: "Yerle bir oldular, yutalımdiye bize verildiler." 
     
    Hez.35: 13 Bana karşı böbürlendiğinizi, saygısızca konuştuğunuzu daduydum. 
     
    Hez.35: 14 Egemen RAB şöyle diyor: Bütün yeryüzü sevinirken, seniyerle bir 
    edeceğim. 
     
    Hez.35: 15 İsrail halkının mirası yerle bir olduğunda nasıl sevindinse, ben 
    de sana öyle davranacağım. Ey Seir Dağı, viran olacaksın; bütün Edom da 
    viran olacak. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar." 
     
    Tanrı İsrail'e Bereket Yağdırıyor 
     
    BÖLÜM 36 
     
    Hez.36: 1 "İnsanoğlu, İsrail dağlarına peygamberlik et ve de ki, 'Eyİsrail 
    dağları, RAB'bin sözünü dinleyin! 
     
    Hez.36: 2 Egemen RAB şöyle diyor: Düşman sizin hakkınızda, Hah, hah!Bu eski 
    tepeler mülkümüz oldu! dediği için 
     
    Hez.36: 3 peygamberlik et ve de ki, Egemen RAB şöyle diyor:Dağlarınızı viran 
    ettiler, sizi her yandan sıkıştırıp çiğnediler;böylece ulusların mülkü 
    oldunuz, dile düştünüz, alay konusu oldunuz, 
     
    Hez.36: 4 ey İsrail dağları, Egemen RAB'bin sözünü dinleyin! EgemenRAB 
    dağlarla tepelere, vadilerle derelere, yıkıntılara, çevrenizdeki ulusların 
    yağmasına, alayına uğramış, terk edilmiş kentlere şöyle diyor: 
     
    Hez.36: 5 Egemen RAB şöyle diyor: Yürekleri sevinç dolu, 
    aşağılayarakotlaklarınızı yağmalamak için ülkeme sahip çıkan öteki 
    uluslara,özellikle Edom'a karşı büyük bir kıskançlıkla konuştum. 
     
    Hez.36: 6 Bu nedenle İsrail ülkesi için peygamberlik et ve dağlara,tepelere, 
    vadilere, derelere de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Ulusların aşağılamasına 
    hedef olduğunuz için öfkeyle, kıskançlıkla konuştum. 
     
    Hez.36: 7 Bu nedenle Egemen RAB şöyle diyor: Ant içiyorum ki,çevrenizdeki 
    uluslar da aşağılanacaktır. 
     
    Hez.36: 8 "'Ama siz, ey İsrail dağları, dal budak salacak ve halkımİsrail 
    için ürün vereceksiniz. Çünkü halkım İsrail yakında yurduna dönecek. 
     
    Hez.36: 9 Sizi kayıracak, size yöneleceğim. İşlenecek, ekileceksiniz. 
     
    Hez.36: 10 Ülkenizde yaşayanların sayısını, evet, bütün İsrail halkının 
    sayısını çoğaltacağım. Kentlerde insanlar yaşayacak, yıkıntılar onarılacak. 
     
    Hez.36: 11 Ülkenizdeki insan ve hayvan sayısını çoğaltacağım. Verimli 
    olacak, çoğalacaklar. Geçmişte olduğu gibi ülkeniz insanlarla dolup taşacak. 
    Sizi eskisinden daha verimli kılacağım. O zaman benim RAB olduğumu 
    anlayacaksınız. 
     
    Hez.36: 12 Ülkenize insanların, halkım İsrail'in girmesinisağlayacağım. Sizi 
    sahiplenecekler. Siz de onların mirasıolacaksınız. Onları bir daha 
    çocuklarından yoksun bırakmayacaksınız. 
     
    Hez.36: 13 "'Egemen RAB şöyle diyor: Ey ülke, insanlar sana insanyiyen, 
    ulusunu çocuksuz bırakan ülke diyorlar. 
     
    Hez.36: 14 Bundan böyle artık sen insan yemeyecek, ulusunu 
    çocuksuzbırakmayacaksın. Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.36: 15 Artık ulusların aşağılamalarını size işittirmeyeceğim.Ulusların 
    aşağılamasına uğramayacaksınız. Halkınızın bir dahatökezlemesine izin 
    vermeyeceksiniz. Egemen RAB böyle diyor." 
     
    Hez.36: 16 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.36: 17 "İnsanoğlu, İsrail halkı kendi ülkesinde yaşarken tutumu ve 
    davranışlarıyla ülkeyi kirletti. Onların davranışı benim gözümde âdet gören 
    bir kadının kirliliği gibiydi. 
     
    Hez.36: 18 Bu yüzden öfkemi üzerlerine boşalttım. Çünkü ülkede kandöktüler, 
    putlarıyla onu kirlettiler. 
     
    Hez.36: 19 Onları uluslara dağıttım, ülkelere yayıldılar. Onlarıtutumlarına 
    ve davranışlarına göre yargıladım. 
     
    Hez.36: 20 Ulusların arasında her gittikleri yerde kutsal adımıkirlettiler. 
    Çünkü onlar için, 'Bu RAB'bin halkı, öyleykenülkesinden çıkmak zorunda kaldı 
    dendi. 
     
    Hez.36: 21 İsrail halkının gittiği uluslar arasında kirlettiği kutsaladımın 
    onuru için kaygılandım. 
     
    Hez.36: 22 "Bu nedenle İsrail halkına de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor:Ey 
    İsrail halkı, sizin hatırınız için değil, gittiğiniz uluslararasında 
    kirlettiğiniz kutsal adımın hatırı için bunları yapacağım. 
     
    Hez.36: 23 Uluslar arasında kirlenen, onlar arasında kirlettiğinizbüyük 
    adımın kutsallığını göstereceğim. Onların gözü önündekutsallığımı sizin 
    aracılığınızla kanıtladığımda, uluslar benimRAB olduğumu anlayacaklar. 
    Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.36: 24 "'Sizi uluslar arasından alacak, bütün ülkelerden 
    toplayıpülkenize geri getireceğim. 
     
    Hez.36: 25 Üzerinize temiz su dökeceğim, arınacaksınız. Sizi 
    bütünkirliliklerinizden ve putlarınızdan arındıracağım. 
     
    Hez.36: 26 Size yeni bir yürek verecek, içinize yeni bir ruhkoyacağım. 
    İçinizdeki taştan yüreği çıkaracak, size etten bir yürek vereceğim. 
     
    Hez.36: 27 Ruhumu içinize koyacağım; kurallarımı izlemenizi,buyruklarıma 
    uyup onları uygulamanızı sağlayacağım. 
     
    Hez.36: 28 Atalarınıza verdiğim ülkede yaşayacak, benim halkımolacaksınız, 
    ben de sizin Tanrınız olacağım. 
     
    Hez.36: 29 Sizi bütün kirliliklerinizden kurtaracağım. Buğdayaseslenecek ve 
    onu çoğaltacağım. Artık size kıtlık göndermeyeceğim. 
     
    Hez.36: 30 Ulusların arasında bir daha kıtlık utancı çekmemeniz 
    içinağaçların meyvesini, tarlaların ürününü çoğaltacağım. 
     
    Hez.36: 31 O zaman kötü yollarınızı, kötü işlerinizi 
    anımsayacaksınız.Günahlarınız, iğrenç uygulamalarınız yüzünden kendinizden 
    tiksineceksiniz. 
     
    Hez.36: 32 Bunu sizin hatırınız için yapmadığımı iyi bilin. Egemen RABböyle 
    diyor. Davranışlarınızdan utanın, yüzünüz kızarsın, ey İsrail halkı! 
     
    Hez.36: 33 "'Egemen RAB şöyle diyor: Sizi bütün günahlarınızdanarıttığım 
    gün, kentlerinizde yaşamanızı sağlayacağım; yıkıntılar onarılacak. 
     
    Hez.36: 34 Gelip geçenlerin gözünde viran olan ülkenin toprakları işlenecek. 
     
    Hez.36: 35 Şöyle diyecekler: Viran olan bu ülke Aden bahçesi gibioldu; 
    yıkılıp yerle bir olmuş, kimsesiz kalmış kentler yenidengüçlendiriliyor, 
    içinde oturuluyor. 
     
    Hez.36: 36 O zaman çevrenizde kalan uluslar yıkılanı yeniden yapanın,çıplak 
    yerleri yeniden dikenin ben RAB olduğumu anlayacaklar.Bunu ben RAB 
    söylüyorum ve dediğimi yapacağım. 
     
    Hez.36: 37 "Egemen RAB şöyle diyor: İsrail halkının benden yine 
    yardımdilemesini sağlayacak ve onlar için şunu yapacağım: Onları birkoyun 
    sürüsü gibi çoğaltacağım. 
     
    Hez.36: 38 Bayramlarda Yeruşalim nasıl kurbanlık hayvanlarladoluyorsa, viran 
    olmuş kentler de insan topluluklarıyla öyledolup taşacak. O zaman benim RAB 
    olduğumu anlayacaklar." 
     
    Kuru Kemikler 
     
    BÖLÜM 37 
     
    Hez.37: 1 RAB'bin eli üzerimdeydi, Ruhu'yla*fç* beni dışarı 
    çıkardı,kemiklerle dolu bir ovanın ortasına koydu.D Not 37:1,9,10 
    İbranice'de "Ruah" (Ruh) sözcüğü, "Rüzgar", "Soluk" anlamına da gelir. 
     
    Hez.37: 2 Beni onların arasında her yöne dolaştırdı. Ovada her yereyayılmış, 
    tamamen kurumuş pek çok kemik vardı. 
     
    Hez.37: 3 RAB, "İnsanoğlu, bu kemikler canlanabilir mi?" diye sordu.Ben, 
    "Sen bilirsin, ey Egemen RAB" diye yanıtladım. 
     
    Hez.37: 4 Bunun üzerine, "Bu kemikler üzerine peygamberlik et" dedi,"Onlara 
    de ki, 'Kuru kemikler, RAB'bin sözünü dinleyin! 
     
    Hez.37: 5 Egemen RAB bu kemiklere şöyle diyor: İçinize ruh 
    koyacağım,canlanacaksınız. 
     
    Hez.37: 6 Size kaslar verecek, üzerinizde et oluşturacağım, sizideriyle 
    kaplayacağım. İçinize ruh koyacağım, canlanacaksınız. Ozaman benim RAB 
    olduğumu anlayacaksınız." 
     
    Hez.37: 7 Böylece bana verilen buyruk uyarınca peygamberlik ettim. 
    Benpeygamberlik ederken bir gürültü oldu, bir takırtı duyuldu.Kemikler 
    birbirleriyle birleşiyordu. 
     
    Hez.37: 8 Baktım, işte üzerlerinde kaslar, etler oluşuyor, üstlerinideri 
    kaplıyordu. Ama onlarda ruh yoktu. 
     
    Hez.37: 9 Sonra bana şöyle dedi: "Rüzgara*fç* peygamberlik et,insanoğlu, 
    peygamberlik et ve de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Eyrüzgar, gel dört yandan 
    es. Bu öldürülmüşlerin üzerine üfle ki canlansınlar!" Hez.37: 10 Böylece 
    bana verilen buyruk uyarınca peygamberlik ettim.Onların içine soluk*fç* 
    girince canlanıp ayağa kalktılar. Çok,çok büyük bir kalabalık 
    oluşturuyorlardı. 
     
    Hez.37: 11 Sonra bana, "İnsanoğlu, bu kemikler bütün İsrail halkını 
    simgeliyor" dedi, "Onlar, 'Kemiklerimiz kurudu, umudumuz yok oldu, bittik 
    diyorlar. 
     
    Hez.37: 12 Bu yüzden peygamberlik et ve onlara de ki, 'Egemen RAB şöyle 
    diyor: Ey halkım, mezarlarınızı açıp sizi oradan çıkaracak, İsrail ülkesine 
    geri getireceğim. 
     
    Hez.37: 13 Mezarlarınızı açıp sizi çıkardığım zaman benim RAB 
    olduğumuanlayacaksınız, ey halkım. 
     
    Hez.37: 14 Ruhumu içinize koyacağım, canlanacaksınız. Sizi kendiülkenize 
    yerleştireceğim. O zaman, bunu söyleyenin ve yapanın benRAB olduğumu 
    anlayacaksınız." Böyle diyor RAB. 
     
    Yahuda ile İsrail Birleşiyor 
     
    Hez.37: 15 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.37: 16 "İnsanoğlu, bir değnek al, üzerine 'Yahuda ve dostlarıİsrailliler 
    için diye yaz. Sonra başka bir değnek al, üzerine'Yusuf'la dostları 
    İsrailliler için Efrayim'in değneği diye yaz. 
     
    Hez.37: 17 İki değneği yan yana getirerek birleştir. Öyle ki, elindebir 
    değnek gibi olsun. 
     
    Hez.37: 18 "Halkından biri, 'Bu yaptığının anlamı ne? Bize açıklamazmısın? 
    diye sorarsa, 
     
    Hez.37: 19 şöyle yanıtlayacaksın: 'Egemen RAB şöyle diyor: 
    Efrayim'inelindeki değneği -Yusuf'la dostları İsrail oymaklarının değneğini- 
    alıp Yahuda değneğiyle birleştireceğim. İkisinden bir değnek yapıp elimde 
    tutacağım. 
     
    Hez.37: 20 Üzerine yazdığın değnekleri görebilecekleri şekilde elinde tut. 
     
    Hez.37: 21 Onlara de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: İsrailliler'igittikleri 
    ulusların içinden alacağım. Onları her yerden toplayıpülkelerine geri 
    getireceğim. 
     
    Hez.37: 22 Onları ülkede, İsrail dağları üzerinde tek bir ulusyapacağım. 
    Hepsinin tek kralı olacak. Artık iki ayrı ulusolmayacaklar, iki krallığa 
    bölünmeyecekler. 
     
    Hez.37: 23 Artık putlarıyla, iğrenç uygulamalarıyla, isyanlarıylakendilerini 
    kirletmeyecekler. Onları yerleştikleri, içinde günahişledikleri yerlerden 
    kurtarıp arındıracağım. Onlar halkımolacak, ben de onların Tanrısı olacağım. 
     
    Hez.37: 24 "'Kulum Davut onların kralı olacak, hepsinin tek çobanıolacak. 
    Buyruklarımı izleyecek, kurallarıma uyacak, onları uygulayacaklar. 
     
    Hez.37: 25 Kulum Yakup'a verdiğim, atalarınızın yaşadığı 
    ülkeyeyerleşecekler. Kendileri, çocukları, çocuklarının çocuklarısonsuza dek 
    orada yaşayacaklar. Kulum Davut da sonsuza dekonların önderi olacak. 
     
    Hez.37: 26 Onlarla esenlik antlaşması yapacağım. Bu onlarla sonsuzadek 
    geçerli bir antlaşma olacak. Onları yeniden oraya yerleştiripsayıca 
    çoğaltacağım. Tapınağımı sonsuza dek onların ortasına kuracağım. 
     
    Hez.37: 27 Konutum aralarında olacak; onların Tanrısı olacağım, onlarda 
    benim halkım olacak. 
     
    Hez.37: 28 Tapınağım sonsuza dek onların arasında oldukça uluslarİsrail'i 
    kutsal kılanın ben RAB olduğumu anlayacaklar." 
     
    Gog Kınanıyor 
     
    BÖLÜM 38 
     
    Hez.38: 1 RAB bana şöyle seslendi: 
     
    Hez.38: 2 "İnsanoğlu, yüzünü Magog ülkesinden Roş'un, Meşek'in,Tuval'ın 
    önderi*fd* Gog'a çevir, ona karşı peygamberlik et. 
     
    Hez.38: 3 De ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Ey Roş'un, Meşek'in,Tuval'ın 
    önderi*fd* Gog, sana karşıyım.D Not 38:2,3 "Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın 
    önderi" ya da "Meşek'in, Tuval'ın baş önderi".  
     
    Hez.38: 4 Seni geldiğin yoldan geri çevirecek, çenelerine çengel takacağım. 
    Seni ve bütün ordunu, atları, tam donanmış atlıları, küçük büyük kalkanlı, 
    hepsi kılıç kullanan büyük kalabalığı dışarıya sürükleyeceğim. 
     
    Hez.38: 5 Onlarla birlikte hepsi kalkanlı, miğferli Persliler'i, 
    Kûşlular'ı*, Pûtlular'ı, 
     
    Hez.38: 6 Gomer'in bütün ordusunu, uzak kuzeydeki Beyttogarma'nınbütün 
    ordusunu ve yanındaki birçok ulusu da sürükleyeceğim. 
     
    Hez.38: 7 "'Hazır ol! Çevrende toplanmış büyük kalabalıkla birliktehazırlan. 
    Onları sen gözeteceksin. 
     
    Hez.38: 8 Uzun zaman sonra savaşa çağrılacaksın. Gelecek yıllarda,halkı 
    birçok ulustan uzun zamandır ıssız kalmış İsrail dağlarındatoplanmış, 
    savaştan rahata kavuşmuş bir ülkeye saldıracaksın.Uluslar arasından 
    çıkarılmış olan bu halk, şimdi güvenlik içinde yaşıyor. 
     
    Hez.38: 9 Sen, bütün askerlerin ve seninle olan birçok ulus çıkıpkasırga 
    gibi geleceksiniz; ülkeyi kaplayan bulut gibi olacaksınız. 
     
    Hez.38: 10 "'Egemen RAB şöyle diyor: O gün aklına bazı düşüncelergelecek, 
    kötü düzenler tasarlayacaksın. 
     
    Hez.38: 11 Diyeceksin ki: Sursuz köyleri olan bir ülkeye saldıracak,esenlik 
    ve güvenlik içinde yaşayan insanların üzerineyürüyeceğim. Bu köylerin tümü 
    sursuz; kapıları da kapı sürgüleri de yok. 
     
    Hez.38: 12 Viran olmuş kentlerde yaşayan halkı soyup malını yağmaedeceğim. 
    Sürüsü, malı olan, dünyanın ortasında yaşayan buulusların arasından 
    toplanmış halka karşı elimi uzatacağım. 
     
    Hez.38: 13 Saba, Dedan, Tarşiş tüccarları ve köyleri sana, Yağmalamak için 
    mi geldin? Çapul malı toplamak, altın, gümüş taşımak, hayvan, mal götürmek, 
    bol ganimet elde etmek için mi bu kalabalığı topladın? diyecek. 
     
    Hez.38: 14 "Bu yüzden, ey insanoğlu, peygamberlik et ve Gog'a de ki,'Egemen 
    RAB şöyle diyor: O gün halkım İsrail güvenlik içindeyaşarken bunu 
    farketmeyecek misin? 
     
    Hez.38: 15 Sen ve seninle birlikte birçok ulustan oluşan tümü atabinmiş 
    büyük bir kalabalık, güçlü bir ordu uzak kuzeyden geleceksiniz. 
     
    Hez.38: 16 Ülkeyi kaplayan bir bulut gibi halkım İsrail'in 
    üzerineyürüyeceksiniz. Son günlerde, ey Gog, seni ülkeme saldırtacağım.Öyle 
    ki, ulusların gözü önünde kutsallığımı senin aracılığınlagösterdiğim zaman 
    beni tanıyabilsinler. 
     
    Hez.38: 17 "'Egemen RAB şöyle diyor: Eski günlerde kullarım 
    İsrailpeygamberleri aracılığıyla hakkında konuştuğum kişi değil misinsen? O 
    dönemde seni onlara saldırtacağıma ilişkin yıllarca peygamberlik ettiler. 
     
    Hez.38: 18 "'Gog İsrail ülkesine saldırdığı gün öfkem alevlenecek.Egemen RAB 
    böyle diyor. 
     
    Hez.38: 19 Kıskançlığımla ve öfkemin şiddetiyle diyorum ki, o günİsrail 
    ülkesinde büyük bir yer sarsıntısı olacak. 
     
    Hez.38: 20 Denizdeki balıklar, gökteki kuşlar, kırdaki hayvanlar,yerde 
    sürünen bütün yaratıklar ve dünyadaki bütün insanlar önümdetitreyecekler. 
    Dağlar yerle bir edilecek, kayalıklar ufalanacak, her duvar çökecek. 
     
    Hez.38: 21 Bütün dağlarımda Gog'a karşı kılıcı çağıracağım. Egemen RABböyle 
    diyor. Herkes birbirine kılıç çekecek. 
     
    Hez.38: 22 Onu salgın hastalıkla, kanla cezalandıracağım; onun,ordusunun, 
    ondan yana olan birçok ulusun üzerine sağanak yağmur,dolu, ateşli kükürt 
    yağdıracağım. 
     
    Hez.38: 23 Böylece büyüklüğümü, kutsallığımı gösterecek, birçok 
    ulusungözünde kendimi tanıtacağım. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar." 
     
    Gog Yenilgiye Uğruyor 
     
    BÖLÜM 39 
     
    Hez.39: 1 "İnsanoğlu, Gog'a karşı peygamberlik et ve ona de ki,'Egemen RAB 
    şöyle diyor: Ey Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın önderi*fe*Gog, sana karşıyım.D 
    Not 39:1 "Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın önderi" ya da "Meşek'in, Tuval'ın baş 
    önderi".  
     
    Hez.39: 2 Seni geri çevirip sürükleyeceğim. Seni uzak kuzeyden 
    çıkarıpİsrail'in dağlarına getireceğim. 
     
    Hez.39: 3 Sol elindeki yayını vuracak, sağ elindeki oklarını düşüreceğim. 
     
    Hez.39: 4 Sen de askerlerinle senden yana olan uluslar da İsraildağlarına 
    serileceksiniz. Sizi yem olarak her çeşit yırtıcı kuşa,yabanıl hayvana 
    vereceğim. 
     
    Hez.39: 5 Açık kırlarda düşüp öleceksiniz. Çünkü bunu ben söyledim.Egemen 
    RAB böyle diyor. 
     
    Hez.39: 6 Magog'un ve kıyıda güvenlik içinde yaşayanların üzerine 
    ateşyağdıracağım. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar. 
     
    Hez.39: 7 "'Halkım İsrail arasında kutsal adımı tanıtacağım. Bundanböyle 
    kutsal adımın aşağılanmasına izin vermeyeceğim. Uluslarbenim İsrail'de 
    kutsal olan RAB olduğumu anlayacaklar. 
     
    Hez.39: 8 O gün yaklaştı! Söylediklerim olacak. Egemen RAB böylediyor. Budur 
    sözünü ettiğim gün! 
     
    Hez.39: 9 "'O zaman İsrail kentlerinde yaşayanlar dışarı çıkıptopladıkları 
    silahları yakacaklar. Küçük büyük kalkanları,yayları, okları, sopaları, 
    mızrakları ateşe atacaklar. Bunlarlayedi yıl ateş yakacaklar. 
     
    Hez.39: 10 Kırdan odun toplamayacak, ormandan odun kesmeyecekler.Yakmak için 
    silahları kullanacaklar. Mallarını yağmalayanları yağmalayacak, kendilerini 
    soyanları soyacaklar. Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.39: 11 "'O gün Lut Gölü'nün doğusunda, Gezginler Deresi'nde 
    Gog'aİsrail'de bilinen*ff* bir mezar yeri vereceğim. Gog'la bütünordusu 
    orada gömülecek. Oraya Hamon-Gog*fg* Vadisi adı verilecek.Oradan geçecek 
    gezginlerin önü kesilecek.D Not 39:11 Septuaginta, Targum, Vulgata 
    "Bilinen", Masoretik metin "Orada". 39:11 "Hamon-Gog": "Gog'un kalabalığı" 
    anlamına gelir. 
     
    Hez.39: 12 İsrail halkı ülkeyi arındırmak için onları gömecek. Bu yedi ay 
    sürecek. 
     
    Hez.39: 13 Onları bütün ülke halkı gömecek. Görkemimi açıkladığım günonlar 
    için onur olacak. Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.39: 14 "'Ülkeyi arındırmak için adamlar görevlendirilecek. Bazıları 
    ülkeyi sürekli dolaşacak, öbürleriyse yerde kalan cesetleri gömecekler. Yedi 
    aylık süre bitince, araştırma işine başlayacaklar. 
     
    Hez.39: 15 Bu adamlar ülkenin her yanını dolaşacak. Bir insan kemiği 
    görünce, mezarcılar onu Hamon-Gog Vadisi'ne gömünceye dek, yanına bir işaret 
    koyacak. 
     
    Hez.39: 16 Orada Hamona*fh* adında bir kent olacak. Böylelikle 
    ülkearındırılacak.D Not 39:16 "Hamona": "Kalabalık" anlamına gelir. 
     
    Hez.39: 17 "İnsanoğlu, Egemen RAB şöyle diyor: Her çeşit kuşa veyabanıl 
    hayvana seslen: 'Sizin için hazırlayacağım kurbana,İsrail dağları üzerindeki 
    büyük kurbana gelin, her yandantoplanın! Orada et yiyecek, kan içeceksiniz. 
     
    Hez.39: 18 Başan'ın besili hayvanlarının -koçların, kuzuların,tekelerin, 
    boğaların- etini yiyip kanını içer gibi yiğitlerinetini yiyecek, dünya 
    önderlerinin kanını içeceksiniz. 
     
    Hez.39: 19 Sizin için hazırlayacağım kurbandan doyana dek yağyiyeceksiniz, 
    sarhoş oluncaya dek kan içeceksiniz. 
     
    Hez.39: 20 Soframda atlardan, atlılardan, yiğitlerden ve her çeşitaskerden 
    bol bol yiyip doyacaksınız. Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.39: 21 "Görkemimi uluslar arasında açıklayacağım. Bütün 
    uluslarkendilerine verdiğim cezayı, üzerlerine koyduğum elimi görecekler. 
     
    Hez.39: 22 İsrail halkı o günden başlayarak benim Tanrıları RABolduğumu 
    anlayacak. 
     
    Hez.39: 23 Uluslar İsrail halkının işlediği suç yüzünden, bana ihanetettiği 
    için sürgüne gittiğini anlayacaklar. Yüzümü onlardangizledim, onları 
    düşmanlarının eline teslim ettim, hepsi kılıçtan geçirildi. 
     
    Hez.39: 24 Onları kirliliklerine, isyanlarına göre cezalandırdım,yüzümü 
    onlardan gizledim. 
     
    Hez.39: 25 "Bundan ötürü Egemen RAB şöyle diyor: Yakup'un sürgündekisoyunu 
    geri getirecek, İsrail halkına acıyacağım. Kutsal adımı kıskançlıkla 
    koruyacağım. 
     
    Hez.39: 26 Ülkelerinde güvenlik içinde yaşayınca, onları korkutankimse 
    olmayınca, utançlarını, bana ettikleri bütün ihanetleri unutacaklar. 
     
    Hez.39: 27 Onları uluslar arasından geri getirip düşman 
    ülkelerindentopladığım zaman, onlar aracılığıyla birçok ulusa kutsallığımı 
    göstereceğim. 
     
    Hez.39: 28 O zaman benim Tanrıları RAB olduğumu anlayacaklar. Onlarıuluslar 
    arasına sürgüne göndermeme karşın, hiçbirini bırakmadanülkelerine geri 
    getireceğim. 
     
    Hez.39: 29 Onlardan bir daha yüzümü gizlemeyeceğim, çünkü İsrail 
    halkıüzerine Ruhum'u dökeceğim." Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Yeni Tapınakla İlgili Görüm 
     
    BÖLÜM 40 
     
    Hez.40: 1 Sürgünlüğümüzün yirmi beşinci yılı, yılın başında, ayınonuncu 
    günü, Yeruşalim Kenti'nin düşüşünün on dördüncü yılı, tamo gün RAB'bin eli 
    beni yakalayıp oraya götürdü. 
     
    Hez.40: 2 Görümde Tanrı beni İsrail ülkesine götürüp çok yüksek birdağın 
    üzerine koydu. Dağın güneyinde kente benzer yapılar vardı. 
     
    Hez.40: 3 Tanrı beni oraya götürdü, tunca* benzer bir adam gördüm.Elinde 
    keten ip ve bir ölçü değneği tutarak kapının girişindeduruyordu. 
     
    Hez.40: 4 Bana, "İnsanoğlu, gözlerinle gör, kulaklarınla işit, 
    sanagöstereceğim her şeye dikkat et" dedi, "Sen bunun için burayagetirildin. 
    Göreceğin her şeyi İsrail halkına anlat." 
     
    Doğu Kapısı 
     
    Hez.40: 5 Tapınağı çepeçevre kuşatan bir duvar gördüm. Adamın elindekiölçü 
    değneğinin uzunluğu altı arşındı. Her arşına bir elin enikadar uzunluk 
    eklenmişti*fı*. Adam duvarı ölçtü; kalınlığı veyüksekliği bir ölçü değneği 
    kadardı.D Not 40:5 Yeni tapınakla ilgili bölümde kullanılan arşının 
    uzunluğu, bir arşına bir elin eni eklenerek elde edilir (yaklaşık 53 cm). 
     
    Hez.40: 6 Sonra doğuya bakan kapıya gitti, basamakları çıkıp kapıeşiğini 
    ölçtü. Eni bir ölçü değneği kadardı*fi*.D Not 40:6 "Kadardı" sözcüğünden 
    sonra Masoretik metinde şu tümce geçmektedir: "Bir kapı eşiğinin eni bir 
    ölçü değneği kadardı." Bu tümce Septuaginta'da yoktur. 
     
    Hez.40: 7 Bekçi odalarının her birinin uzunluğu ve genişliği bir ölçüdeğneği 
    kadardı. Odaların arasındaki duvarın kalınlığı beşarşındı. Tapınağa bakan 
    eyvanın kapı eşiği bir ölçü değneği uzunluktaydı. 
     
    Hez.40: 8 Eyvanı ölçtü; 
     
    Hez.40: 9 genişliği sekiz arşın, kapı sövelerinin kalınlığı ikişerarşındı. 
    Eyvan tapınağa bakıyordu. 
     
    Hez.40: 10 Doğu Kapısı'nın her yanında üçer bekçi odası vardı. Hepsiaynı 
    ölçüdeydi. Odalar arasındaki duvarların ölçüsü de aynıydı. 
     
    Hez.40: 11 Adam kapının genişliğini ölçtü. Genişliği on, iç girişingenişliği 
    on üç arşındı. 
     
    Hez.40: 12 Her bekçi odasının önünde bir arşın yüksekliğinde bir duvarvardı. 
    Odalar kare şeklindeydi, kenarları altışar arşındı. 
     
    Hez.40: 13 Sonra girişleri karşı karşıya olan odaların arkaduvarlarının 
    arasını ölçtü; yirmi beş arşındı. 
     
    Hez.40: 14 Sütunları ölçtü, altmış arşındı*fj*. Kapının çevresindekiavlu 
    sütunlara kadar uzanıyordu.D Not 40:14 Masoretik metin "Sütunları ölçtü, 
    altmış arşındı", Septuaginta "Eyvanın açık alanını ölçtü, yirmi arşındı". 
     
    Hez.40: 15 Kapı girişinden eyvanın sonuna kadarki uzaklık elli arşındı. 
     
    Hez.40: 16 Her iki yandaki bekçi odalarında, odalar arasındakiduvarlarda ve 
    eyvanın çepeçevre duvarlarında içe bakan kafeslipencereler vardı. Bölme 
    duvarları hurma ağacı motifleriyle kaplıydı. 
     
    Dış Avlu 
     
    Hez.40: 17 Adam bundan sonra beni dış avluya götürdü. Orada odalar vedış 
    avluyu çevreleyen taş yol vardı. Taş yol boyunca otuz oda vardı. 
     
    Hez.40: 18 Girişin iki yanındaki taş yolun genişliği kapılarınuzunluğu 
    kadardı. Bu aşağı taş yoldu. 
     
    Hez.40: 19 Avlunun genişliğini aşağı girişten iç avlunun girişine dekölçtü. 
    Doğu ve kuzeydeki uzaklık yüz arşındı. 
     
    Kuzey Kapısı 
     
    Hez.40: 20 Adam dış avlunun kuzeye bakan kapısının uzunluğunu vegenişliğini 
    ölçtü. 
     
    Hez.40: 21 İki yandaki üçer bekçi odasının, aralarındaki duvarlarınve 
    eyvanın ölçüsü, birinci kapının ölçüsünün aynısıydı. Uzunluğuelli arşın, 
    genişliği yirmi beş arşındı. 
     
    Hez.40: 22 Pencerelerin, eyvanın, hurma ağacı motiflerinin ölçüsü,doğuya 
    bakan kapının ölçüsünün aynısıydı. Oraya yedi basamaklaçıkılıyordu, eyvan 
    bunların karşısındaydı. 
     
    Hez.40: 23 Doğu Kapısı'na olduğu gibi, Kuzey Kapısı'na da bakan biriç avlu 
    kapısı vardı. Adam bu iki kapı arasındaki uzaklığı ölçtü, yüz arşındı. 
     
    Güney Kapısı 
     
    Hez.40: 24 Adam beni güneye doğru götürdü. Orada güneye bakan bir 
    kapıgördüm. Adam kapının sövelerini ve eyvanı ölçtü. Ölçüleri öbürlerinin 
    aynısıydı. 
     
    Hez.40: 25 Öbürlerinde olduğu gibi, bu kapının ve eyvanın her yanındada 
    pencereler vardı. Uzunluğu elli arşın, genişliği yirmi beş arşındı. 
     
    Hez.40: 26 Oraya yedi basamakla çıkılıyordu, eyvan bunlarınkarşısındaydı. 
    İki kapı sövesi de hurma ağacı motifleriyle kaplıydı. 
     
    Hez.40: 27 İç avlunun güneye bakan bir kapısı vardı. Adam bu 
    kapıdangüneydeki dış kapıya kadar olan uzaklığı ölçtü, yüz arşındı. 
     
    İç Avlunun Kapıları 
     
    Hez.40: 28 Adam beni Güney Kapısı'ndan iç avluya götürdü. GüneyKapısı'nı 
    ölçtü. Ölçüleri öbürlerinin aynısıydı. 
     
    Hez.40: 29 Bekçi odalarının, odalar arasındaki duvarların, eyvanınölçüleri 
    öbürlerinin aynısıydı. Dış duvarlarda ve eyvanın heryanında pencereler 
    vardı. Girişin uzunluğu elli arşın, genişliği yirmi beş arşındı. 
     
    Hez.40: 30-31 Eyvan*fk* dış avluya bakıyordu. Kapı söveleri hurmaağacı 
    motifleriyle kaplıydı. Oraya sekiz basamakla çıkılıyordu.D Not 40:30-31 
    Masoretik metinde "Eyvan" sözcüğünden önce şu tümce geçiyor: "İç avlunun 
    çevresindeki eyvanların uzunluğu yirmi beş arşın, genişliği beş arşındı." Bu 
    tümce bazı İbranice elyazmalarında geçmemektedir. 
     
    Hez.40: 32 Adam beni doğudaki iç avluya götürdü. Oradaki kapıyı 
    ölçtü.Ölçüleri öbürlerinin aynısıydı. 
     
    Hez.40: 33 Bekçi odalarının, odalar arasındaki duvarların, eyvanınölçüleri 
    öbürlerinin aynısıydı. Dış duvarlarda ve eyvanın heryanında pencereler 
    vardı. Girişin uzunluğu elli arşın, genişliği yirmi beş arşındı. 
     
    Hez.40: 34 Eyvan dış avluya bakıyordu. Kapı söveleri hurma ağacımotifleriyle 
    kaplıydı. Oraya sekiz basamakla çıkılıyordu. 
     
    Hez.40: 35 Sonra adam beni Kuzey Kapısı'na götürdü. Kapıyı ölçtü.Ölçüleri 
    öbürlerinin aynısıydı. 
     
    Hez.40: 36 Bunun da bekçi odaları, aralarındaki duvarlar, eyvanıaynıydı. 
    Kapının her yanında pencereler vardı. Girişin uzunluğuelli arşın, genişliği 
    yirmi beş arşındı. 
     
    Hez.40: 37 Eyvan dış avluya bakıyordu. Kapı söveleri her yanda hurmaağacı 
    motifleriyle kaplıydı. Oraya sekiz basamakla çıkılıyordu. 
     
    Kurbanların Hazırlandığı Odalar 
     
    Hez.40: 38 İç avlu girişlerindeki eyvanların yanında kapısı eyvanaaçılan bir 
    oda vardı. Yakmalık sunular* burada yıkanıyordu. 
     
    Hez.40: 39 Eyvanın her iki yanında ikişer masa vardı. Yakmalık sunu,günah 
    sunusu* ve suç sunusu* için hayvanlar bu masaların üzerinde kesiliyordu. 
     
    Hez.40: 40 Eyvanın dış duvarının yanında, Kuzey Kapısı'nınbasamaklarının her 
    iki yanında ikişer olmak üzere dört masa daha vardı. 
     
    Hez.40: 41 Böylece kurbanlık hayvanların kesimi için kapının her ikiyanında 
    dörder olmak üzere sekiz masa vardı. 
     
    Hez.40: 42 Yakmalık sunular için yontma taştan dört masa vardı. Hermasanın 
    uzunluğu ve genişliği birer buçuk arşın, yüksekliği birarşındı. Yakmalık 
    sunularla öbür kurbanların kesiminde kullanılanaletleri bunların üzerine 
    koyuyorlardı. 
     
    Hez.40: 43 Odanın duvarlarına çifte çengeller asılmıştı; her biri birel 
    genişliğindeydi. Masalar sunulacak kurban eti için kullanılıyordu. 
     
    Kâhinler için Ayrılan Odalar 
     
    Hez.40: 44 İç kapının dış bölümünde, iç avluda iki oda*fl* vardı.Bunlardan 
    biri Kuzey Kapısı'nın yanındaydı ve güneye bakıyordu,öbürü Güney*fm* 
    Kapısı'nın yanındaydı ve kuzeye bakıyordu.D Not 40:44 Septuaginta "İki oda", 
    Masoretik metin "Ezgiciler için odalar". 40:44 Septuaginta "Güney", 
    Masoretik metin "Doğu". 
     
    Hez.40: 45 Adam bana, "Güneye bakan oda tapınakta hizmet görecekkâhinler 
    için" dedi, 
     
    Hez.40: 46 "Kuzeye bakan oda da sunakta hizmet görecek kâhinler için.Bunlar 
    Levi soyundan, RAB'be hizmet etmek için O'na yaklaşan Sadokoğulları'dır." 
     
    Hez.40: 47 Adam avluyu ölçtü. Kareydi, uzunluğu yüz arşın, genişliğiyüz 
    arşındı. Sunak tapınağın önündeydi. 
     
    Tapınak 
     
    Hez.40: 48 Adam sonra beni tapınağın eyvanına götürüp eyvanın kapısövelerini 
    ölçtü. Her iki yandaki sövelerin genişliği beşer arşındı. Girişin genişliği 
    on dört arşın, iki yandaki duvarların genişliği de üçer arşındı*fn*. 
     
    Hez.40: 49 Eyvanın uzunluğu yirmi arşın, genişliği on iki arşındı*fo*. Oraya 
    basamaklarla çıkılıyordu. Kapı sövelerinin her bir yanında sütunlar vardı.D 
    Not 40:48 Septuaginta "Girişin genişliği on dört arşın, iki yandaki 
    duvarların genişliği de üçer arşındı", Masoretik metin "Girişin iki yanının 
    genişliği üçer arşındı". 40:49 Septuaginta "On iki arşın", Masoretik metin 
    "On bir arşın". 
     
    BÖLÜM 41 
     
    Hez.41: 1 Bundan sonra adam beni tapınağın ana bölümüne götürüp 
    kapısövelerini ölçtü. Sövelerin*fö* genişliği her yandan altı arşındı.D Not 
    41:1 Olası metin "Sövelerin" (bkz. Septuaginta), Masoretik metin "Çadırın". 
     
    Hez.41: 2 Girişinin genişliği on arşın, her yandan buna bağlı duvarların 
    genişliği beşer arşındı. Ana bölümü de ölçtü. Uzunluğu kırk arşın, genişliği 
    yirmi arşındı. 
     
    Hez.41: 3 Sonra iç odaya gidip girişin sövelerini ölçtü. Her biri iki arşın 
    genişliğindeydi. Girişin genişliği altı arşın, her yandan buna bağlı 
    duvarların genişliği yedi arşındı. 
     
    Hez.41: 4 Ana bölümün ötesindeki iç odayı ölçtü. Uzunluğu ve genişliği 
    yirmişer arşındı. Adam, "Bu En Kutsal Yer'dir*" dedi. 
     
    Hez.41: 5 Tapınağın duvarını ölçtü, kalınlığı altı arşındı. Tapınağın 
    çevresindeki her yan odanın genişliği dört arşındı. 
     
    Hez.41: 6 Bu yan odalar üç kattı, her katta otuz oda vardı. Tapınağın 
    duvarları boyunca yan odalara destek görevi yapan çıkıntılar vardı. Öyle ki, 
    destekler tapınak duvarlarına girmesin. 
     
    Hez.41: 7 Tapınağın çevresindeki yan odalar yukarı kata doğru çıktıkça 
    genişliyordu. Tapınağın çevresindeki yapının yukarıya çıkan bir merdiveni 
    vardı. Yukarıya doğru çıkıldıkça yan odalar genişliyordu. Merdivenle alt 
    kattan orta kata, oradan da üst kataçıkılıyordu. 
     
    Hez.41: 8 Tapınağın çevresinde yan odaların temelini oluşturan yüksek bir 
    kaldırım gördüm. Uzunluğu bir değnek kadar, yani altı arşındı. 
     
    Hez.41: 9-10 Yan odaların dış duvarının kalınlığı beş arşındı.Tapınağın yan 
    odaları ile kâhin odaları arasındaki açık alanıngenişliği tapınak çevresi 
    boyunca yirmi arşındı. 
     
    Hez.41: 11 Yan odaların girişi açık alana bakıyordu; biri kuzeyde,öbürü 
    güneydeydi. Açık alana bitişik temelin genişliği her yandan beş arşındı. 
     
    Hez.41: 12 Tapınağın batısında açık alana bakan bir yapı vardı. Genişliği 
    yetmiş arşındı; duvarının kalınlığı her yandan beş arşın, uzunluğu doksan 
    arşındı. 
     
    Hez.41: 13 Bundan sonra adam tapınağı ölçtü. Uzunluğu yüz arşındı.Tapınağın 
    açık alanı, yapı ve duvarları yüz arşın uzunluktaydı. 
     
    Hez.41: 14 Doğuda tapınağın açık alanının tapınağın önüyle birliktegenişliği 
    yüz arşındı. 
     
    Hez.41: 15 Adam tapınağın arkasındaki açık alana bakan yapının ikiyanındaki 
    koridorların uzunluğunu ölçtü; yüz arşındı. 
     
    Ana bölüm, iç oda, avluya bakan eyvan, 
     
    Hez.41: 16 kapı eşikleri, kafesli pencereler, eşiğin karşısındaki üçkatı 
    çevreleyen koridorlar tabandan pencerelere dek ağaçkaplıydı. Pencereler 
    açılıp kapanabiliyordu. 
     
    Hez.41: 17 Girişin üstü, iç oda, dışarısı ve bütün iç ve dış duvarlardüzenli 
    aralıklarla 
     
    Hez.41: 18 Keruv* ve hurma ağacı motifleriyle kaplıydı. İki Keruvarasında 
    bir hurma ağacı vardı. Her Keruv'un iki yüzü vardı: 
     
    Hez.41: 19 Bir yanda hurma ağacına bakan insan yüzü, öbür yanda hurmaağacına 
    bakan genç aslan yüzü. Tapınak çepeçevre Keruv ve hurmaağacı oymalarıyla 
    bezenmişti. 
     
    Hez.41: 20 Tabandan girişin üstündeki bölüme dek ana bölümün duvarlarıKeruv 
    ve hurma ağacı oymalarıyla kaplıydı. 
     
    Hez.41: 21 Ana bölümün kapı söveleri kare şeklindeydi, En KutsalYer'in 
    önündeki kapı söveleri bunlara benziyordu. 
     
    Hez.41: 22 Üç arşın yüksekliğinde, iki arşın uzunluğunda ağaçtanyapılmış bir 
    sunak vardı. Köşeleri, ayakları*fp*, yanlarıağaçtandı. Adam bana, "RAB'bin 
    önündeki masa budur" dedi.D Not 41:22 Septuaginta "Ayakları", Masoretik 
    metin "Uzunluğu". 
     
    Hez.41: 23 Ana bölümün ve En Kutsal Yer'in çift kanatlı birer kapısı vardı. 
     
    Hez.41: 24 Her kapının iki menteşeli kanadı vardı. 
     
    Hez.41: 25 Duvarlara olduğu gibi, ana bölümün kapılarına da Keruv vehurma 
    ağacı oymaları yapılmıştı. Dışarda, eyvanın önünde ağaçtanbir asma tavan 
    vardı. 
     
    Hez.41: 26 Eyvanın yan duvarlarındaki kafesli pencerelerin iki yanıhurma 
    ağacı oymalarıyla kaplıydı. Tapınağın yan odalarıyla asma tavanları 
    böyleydi. 
     
    Dış Avluda Odalar 
     
    BÖLÜM 42 
     
    Hez.42: 1 Adam beni kuzeye giden yoldan dış avluya çıkardı. Tapınağınaçık 
    alanına ve dış avlunun kuzeyindeki yapılara bakan odalara götürdü. 
     
    Hez.42: 2 Kapısı kuzeye bakan bu yapının uzunluğu yüz arşın, genişliğielli 
    arşındı. 
     
    Hez.42: 3 İç avlunun yirmi arşınlık bölümüyle dış avlunun taş yolunabakan üç 
    katın koridorları karşı karşıyaydı. 
     
    Hez.42: 4 Odaların önünde genişliği on arşın, uzunluğu yüz arşın*fr*olan bir 
    iç koridor vardı. Kapıları kuzeye bakıyordu.D Not 42:4 Septuaginta, 
    Süryanice ve 8. ayet "Yüz arşın", Masoretik metin "Bir arşın". 
     
    Hez.42: 5 Yapının üst kattaki odaları alt ve orta kattaki odalardandaha 
    dardı. Çünkü üst kattaki koridorlar daha çok yer kaplıyordu. 
     
    Hez.42: 6 Avlularda sütunlar olmasına karşın, üçüncü kattaki odaların 
    sütunları yoktu. Bu yüzden bu odalar alt ve orta kattaki odalardan daha 
    dardı. 
     
    Hez.42: 7 Odaların önünde, odalara ve dış avluya paralel bir dış duvar 
    vardı, elli arşın uzunluktaydı. 
     
    Hez.42: 8 Dış avlu yanındaki sıra odaların uzunluğu elli arşınken, anabölüme 
    daha yakın sıra odaların uzunluğu yüz arşındı. 
     
    Hez.42: 9 Alt kattaki odaların dış avludan girilecek gibi doğu yönündebir 
    girişleri vardı. 
     
    Hez.42: 10 İç avlunun güneyi*fs* boyunca, açık alana ve dış avludakiyapılara 
    bakan başka odalar vardı.D Not 42:10 Septuaginta "Güneyi", Masoretik metin 
    "Doğusu". 
     
    Hez.42: 11-12 Kuzeydeki odalarda olduğu gibi, bu odaların önünde debir geçit 
    vardı. Odaların uzunlukları, genişlikleri aynıydı,çıkışları ve boyutları 
    kuzeydeki odalara benziyordu. Güneydekiodaların girişleri kuzeydekiler 
    gibiydi. Geçidin başlangıcındabir giriş vardı. Arka duvarlar boyunca doğuya 
    uzanan bu geçitodalara açılıyordu. 
     
    Hez.42: 13 Bundan sonra adam, "Tapınağın açık alanına bakan kuzey 
    vegüneydeki odalar kutsaldır" dedi, "RAB'bin önünde hizmet edenkâhinler 
    orada en kutsal sunulardan yiyecekler. En kutsalsunuları -tahıl, günah ve 
    suç sunularını*- oraya koyacaklar. Çünkü orası kutsaldır. 
     
    Hez.42: 14 Kâhinler kutsal alana girdikten sonra, hizmet ederkengiydikleri 
    giysileri orada bırakmadan dış avluya çıkmayacaklar.Çünkü bu giysiler 
    kutsaldır. Halkın bulunduğu yerlere gitmedenönce başka giysiler giymeliler." 
     
    Hez.42: 15 Adam iç tapınağı ölçmeyi bitirince, beni Doğu Kapısı'ndandışarıya 
    götürdü, o alanı her yandan ölçtü. 
     
    Hez.42: 16 Doğu yanını ölçü değneğiyle ölçtü, beş yüz arşın*fş* kadardı.D 
    Not 42:16-19 Septuaginta "Arşın", Masoretik metin "Ölçü değneği". 
     
    Hez.42: 17 Kuzey yanını ölçtü, beş yüz arşın*fş* kadardı. 
     
    Hez.42: 18 Güney yanını ölçtü, beş yüz arşın*fş* kadardı. 
     
    Hez.42: 19 Sonra batıya dönüp ölçtü, beş yüz arşın*fş* kadardı. 
     
    Hez.42: 20 Böylece alanın dört yanını ölçtü. Kutsal olanı kutsalolmayandan 
    ayırmak için alanın çevresinde bir duvar vardı;uzunluğu ve genişliği beşer 
    yüz arşındı.  
     
    Tanrı'nın Görkemi Tapınağa Dönüyor 
     
    BÖLÜM 43 
     
    Hez.43: 1 Adam beni doğuya bakan kapıya götürdü. 
     
    Hez.43: 2 İsrail Tanrısı'nın görkeminin doğudan geldiğini gördüm. Sesi gürül 
    gürül akan suların sesi gibiydi. Görkeminden yeryüzü aydınlıkla doldu. 
     
    Hez.43: 3 Gördüğüm görüm, Tanrı kenti yok etmeye geldiğinde ve KevarIrmağı 
    kıyısında gördüğüm görümlere benziyordu. Yüzüstü yere düştüm. 
     
    Hez.43: 4 RAB'bin görkemi doğuya bakan kapıdan tapınağa girdi. 
     
    Hez.43: 5 Ruh beni ayağa kaldırıp iç avluya götürdü. RAB'bin görkemitapınağı 
    doldurdu. 
     
    Hez.43: 6 Adam orada yanımda dururken, tapınaktan birinin banaseslendiğini 
    duydum. 
     
    Hez.43: 7 Bana şöyle dedi: "İnsanoğlu, tahtımın yeri, ayaklarımınbasacağı, 
    İsrail halkıyla sonsuza dek yaşayacağım yer burasıdır.Bundan böyle İsrail 
    halkı da kralları da fahişelikleriyle vekrallarının cesetleriyle bir daha 
    kutsal adımı kirletmeyecek. 
     
    Hez.43: 8 Onlar kapı eşiklerini kapı eşiğimin, sövelerini sövelerimin 
    bitişiğine yerleştirdiler. Benimle aralarında yalnızca bir duvar vardı. 
    İğrenç uygulamalarıyla kutsal adımı kirlettiler. Bu yüzden öfkemle onları 
    yok ettim. 
     
    Hez.43: 9 Şimdi fahişeliklerini, krallarının cesetlerini 
    bendenuzaklaştırsınlar; ben de sonsuza dek aralarında yaşayayım. 
     
    Hez.43: 10 "İnsanoğlu, günahlarından utanmaları için bu tapınağıİsrail 
    halkına tanıt. Tapınağın tasarısını incelesinler. 
     
    Hez.43: 11 Eğer bütün yaptıklarından utanıyorlarsa, tapınağın 
    tasarını-düzenlemesini, girişlerini, çıkışlarını- kurallarını, 
    yasalarınıonlara bildir. Tasarı onların gözü önünde yaz ki, bütün 
    düzenine,kurallarına bağlılıkla uyabilsinler. 
     
    Hez.43: 12 Tapınakla ilgili yasa şudur: Dağın tepesinde tapınağı çevreleyen 
    bütün alan çok kutsal olacak. İşte tapınakla ilgili yasa böyle. 
     
    Sunak 
     
    Hez.43: 13 "Arşın ölçüsüyle sunağın ölçüleri şunlardır: -Bu arşın, birarşına 
    ek olarak bir elin eni kadardır.- Sunağı çevreleyenhendeğin derinliği bir 
    arşın, genişliği bir arşın, çevresindekikenarlık bir karış. Sunağın 
    yüksekliğiyse şöyle: 
     
    Hez.43: 14 Sunağın yerdeki hendekten alt çıkıntıya kadarki 
    bölümününyüksekliği iki arşın, genişliği bir arşın, küçük çıkıntıdan 
    büyükçıkıntıya kadarki bölümün yüksekliği dört arşın, genişliği bir arşın. 
     
    Hez.43: 15 Sunağın kurban yakılan üst bölümünün yüksekliği dört arşın;üst 
    bölümden yukarı doğru dört boynuz uzanacak. 
     
    Hez.43: 16 Sunağın üst bölümü kare şeklinde olacak. Uzunluğu on ikiarşın, 
    genişliği on iki arşın. 
     
    Hez.43: 17 Üst çıkıntının dört yandan uzunluğu ve genişliği de ondörder 
    arşın. Çevresindeki kenarlık yarım arşın, hendeğin çevresibir arşın. Sunağın 
    basamakları doğuya bakacak." 
     
    Hez.43: 18 Adam konuşmasını şöyle sürdürdü: "İnsanoğlu, Egemen RABşöyle 
    diyor: 'Sunak yapılacağı gün, üzerinde yakmalık sunular*sunmak ve kan dökmek 
    için kurallar şunlardır: 
     
    Hez.43: 19 Bana hizmet etmek üzere önüme gelen Sadok soyundan 
    Levilikâhinlere günah sunusu* olarak bir boğa vereceksin. Egemen RAB böyle 
    diyor. 
     
    Hez.43: 20 Boğanın kanından biraz alıp sunağın dört boynuzuna,çıkıntının 
    dört köşesine ve çevresindeki kenarlığın üzerinesüreceksin. Böylece sunağı 
    pak kılıp arındıracaksın. 
     
    Hez.43: 21 Boğayı günah sunusu olarak alacak, tapınağın dışında,tapınak 
    alanında belirlenen yerde yakacaksın. 
     
    Hez.43: 22 "'İkinci gün günah sunusu olarak kusursuz bir teke sunacaksın. 
    Sunağı boğanın kanıyla arındırdığın gibi tekenin kanıyla da arındır. 
     
    Hez.43: 23 Arındırma işlemini bitirince, sürüden kusursuz bir boğaylabir koç 
    sunacaksın. 
     
    Hez.43: 24 Bunları RAB'bin önüne getireceksin. Kâhinler üzerlerine tuzserpip 
    yakmalık sunu olarak RAB'be sunacaklar. 
     
    Hez.43: 25 "'Yedi gün boyunca günah sunusu olarak her gün bir 
    tekesağlayacaksın; kusursuz bir boğayla sürüden bir koç da sağlayacaksın. 
     
    Hez.43: 26 Yedi gün sunağı arındırıp pak kılacaklar. Böylece sunakadanmış 
    olacak. 
     
    Hez.43: 27 Yedi gün bitince, kâhinler sekizinci gün ve daha sonrayakmalık ve 
    esenlik sunularınızı* sunağın üzerinde sunacak. Ozaman sizi kabul edeceğim. 
    Egemen RAB böyle diyor." 
     
    Hizmet Edecek Olanlar 
     
    BÖLÜM 44 
     
    Hez.44: 1 Bundan sonra adam beni tapınağın doğuya bakan dış kapısınageri 
    getirdi. Kapı kapalıydı. 
     
    Hez.44: 2 RAB bana, "Bu kapı kapalı kalacak, açılmayacak, buradan kimse 
    girmeyecek!" dedi, "İsrail'in Tanrısı RAB bu kapıdan girdi, bu yüzden kapalı 
    kalacak. 
     
    Hez.44: 3 Yalnız önder -önder olduğu için- RAB'bin önünde oturup ekmekyemek 
    üzere eyvandan girebilir, aynı yoldan da çıkabilir." 
     
    Hez.44: 4 Adam Kuzey Kapısı yolundan tapınağın önüne getirdi beni. Baktım, 
    RAB'bin görkeminin tapınağı doldurduğunu gördüm. Yüzüstü yere düştüm. 
     
    Hez.44: 5 RAB bana şöyle seslendi: "İnsanoğlu, RAB'bin Tapınağı'nın bütün 
    kuralları ve yasalarıyla ilgili söyleyeceklerimi iyi dinle, her şeye iyi 
    bak, kulak ver. Tapınağa kimin girip çıkacağına dikkat et. 
     
    Hez.44: 6 Asi İsrail halkına de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Ey İsrail 
    halkı, yaptığınız iğrençliklere bir son verin artık! 
     
    Hez.44: 7 Yüreği ve bedeni sünnet edilmemiş yabancıları tapınağıma aldınız, 
    bana yiyecek olarak yağ, kan sunmakla tapınağımı kirlettiniz. Böylece iğrenç 
    uygulamalarınızla antlaşmamı bozdunuz. 
     
    Hez.44: 8 Kutsal eşyalarıma ilişkin sorumluluğunuzu yerine getirmediniz. 
    Tapınağımda bu eşyalara bakmaları için başkalarını görevlendirdiniz. 
     
    Hez.44: 9 Egemen RAB şöyle diyor: Yüreği ve bedeni sünnet edilmemişlerden, 
    İsrail halkı arasında yaşayan yabancılardan hiçbiri tapınağıma girmeyecek. 
     
    Hez.44: 10 "'İsrail kötü yola saptığı zaman beni bırakan, yoldan 
    sapıpputlarına bağlanan Levililer'se günahlarının cezasını çekecekler. 
     
    Hez.44: 11 Ama tapınağımda onlar hizmet edecek: Tapınağın 
    kapılarındansorumlu olacaklar; tapınağın hizmetini yapacak, yakmalık sunu*ve 
    kurbanlık hayvanları halk için kesecek, halkın önünde duracak,halka hizmet 
    edecekler. 
     
    Hez.44: 12 Putlarının önünde İsrail halkına hizmet ederek halkı 
    günahasoktular. Bu nedenle ben RAB onları günahları 
    yüzündencezalandıracağıma ant içtim. Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.44: 13 Kâhin olarak hizmet etmek üzere bana yaklaşmayacaklar.Kutsal 
    eşyalarıma, en kutsal sunularıma dokunmayacaklar. İğrençuygulamalarının 
    utancını yüklenecekler. 
     
    Hez.44: 14 Yine de tapınağın hizmeti ve orada yapılacak bütün işleriçin 
    onları görevlendireceğim. 
     
    Hez.44: 15 "'Ancak İsrail beni bırakıp kötü yola saptığındatapınağımın 
    hizmetini sadakatle yapan Sadok soyundan Levilikâhinler önümde hizmet etmek 
    üzere bana yaklaşacak. Yağ ve kansunularını sunmak için önümde onlar 
    duracak. Böyle diyor Egemen RAB. 
     
    Hez.44: 16 Yalnız onlar girecek tapınağıma; önümde hizmet etmek içinyalnız 
    onlar soframa yaklaşacak, görev yapacaklar. 
     
    Hez.44: 17 "'Kâhinler iç avlunun kapılarından girecekleri zaman keten giysi 
    giyecek; iç avlunun kapılarında ya da tapınakta hizmet ederken yünlü giysi 
    giymeyecekler. 
     
    Hez.44: 18 Başlarına keten sarık saracak, keten don giyecekler.Kendilerini 
    terletecek bir şey giymeyecekler. 
     
    Hez.44: 19 Dış avluya halkın yanına çıkmadan önce, hizmet ederkengiydikleri 
    giysileri çıkarıp kutsal odalara koyacak, başka giysiler giyecekler. Öyle 
    ki, o giysilerin kutsallığını halka geçirmesinler. 
     
    Hez.44: 20 "'Kâhinler başlarını tıraş etmeyecek, saçlarınıuzatmayacaklar. 
    Ancak saçlarını kesip düzeltecekler. 
     
    Hez.44: 21 İç avluya gireceği zaman hiçbir kâhin içki içmeyecek. 
     
    Hez.44: 22 Kâhinler dul ya da boşanmış kadınla evlenmeyecek. İsrail soyundan 
    erden bir kızla ya da başka bir kâhinden dul kalmış bir kadınla 
    evlenebilirler. 
     
    Hez.44: 23 Kutsalla bayağı arasındaki ayrımı halkıma onlar 
    öğretecek,kirliyle temizi ayırt etmeyi onlar gösterecekler. 
     
    Hez.44: 24 "'Davalarda yargıç olarak kâhinler görev yapacak, 
    ilkelerimuyarınca karar verecekler. Bayramlarımla ilgili 
    yasalarıma,kurallarıma uyacak, Şabat* günlerimi kutsal tutacaklar. 
     
    Hez.44: 25 "'Kâhin bir ölünün yanına giderek kendini kirletmeyecek;ölü 
    annesi, babası, oğlu, kızı, kardeşi ya da evlenmemişkızkardeşiyse kendini 
    kirletebilir. 
     
    Hez.44: 26 Arındıktan sonra yedi gün bekleyecek. 
     
    Hez.44: 27 Tapınakta hizmet etmek üzere iç avluya gireceği gün,kendisi için 
    bir günah sunusu* sunacak. Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.44: 28 "'Kâhinlerin payı vardır, onların mirası benim. İsrail'deonlara 
    mülk vermeyeceksiniz. Onların mirası benim. 
     
    Hez.44: 29 Kâhinler tahıl, günah ve suç sunularını* yiyecekler.İsrail'de 
    RAB'be adanan her şey onların olacak. 
     
    Hez.44: 30 İlk ürünlerin en iyileri ve bütün özel armağanlarınızkâhinlerin 
    olacak. Evinize bereket yağsın diye tahılınızın ilkinionlara vereceksiniz. 
     
    Hez.44: 31 Kâhinler ölü bulunmuş ya da yabanıl hayvan tarafındanparçalanmış 
    hiçbir kuş ya da hayvan yemeyecek." 
     
    Rab'bin Payı 
     
    BÖLÜM 45 
     
    Hez.45: 1 "'Ülkeyi mülk olarak paylaştırdığınız zaman, RAB'be ülkeden pay 
    olarak 25 000 arşın*ft* uzunlukta, 20 000 arşın*fu* genişlikte kutsal bir 
    bölge ayıracaksınız. Bütün bu bölge kutsal olacak.D Not 45:1,3,5,6 "25 000 
    arşın": Yaklaşık 13.3 km. 45:1 Septuaginta "20 000 arşın", yaklaşık 10.6 km. 
    Masoretik metin "10 000 arşın", yaklaşık 5.3 km. 
     
    Hez.45: 2 Uzunluğu ve genişliği 500 arşınlık bir bölüm kutsal yeriçin, 50 
    arşınlık bir yer de çevresindeki alan için ayrılacak. 
     
    Hez.45: 3 Bu bölgeden uzunluğu 25 000 arşınlık*ft*, genişliği 10 
    000arşınlık*fü* bir bölüm ölçeceksiniz. Tapınak, En Kutsal Yer* orada 
    olacak.D Not 45:3,5 "10 000 arşın": Yaklaşık 5.3 km. 
     
    Hez.45: 4 Burası tapınakta hizmet etmek üzere RAB'be yaklaşan kâhinlere 
    ayrılacak ve ülkenin kutsal payı olacak. Kâhinlerin evleri de tapınak da o 
    kutsal bölgede olacak. 
     
    Hez.45: 5 Tapınakta hizmet eden Levililer'e miras olarak 25 000 arşın*ft* 
    uzunlukta, 10 000 arşın*fü* genişlikte bir bölge verilecek. Orada, 
    yaşamaları için kendilerine ait kentler olacak*fv*.D Not 45:5 Septuaginta 
    "Yaşamaları için kendilerine ait kentler olacak", Masoretik metin "Mülk 
    olarak yirmi oda alacaklar". 
     
    Hez.45: 6 "'Kutsal bölgeye düşen payla birlikte kent için uzunluğu 25 
    000*ft*, genişliği 5 000 arşınlık*fy* bir pay ayıracaksınız; bu bütün İsrail 
    halkı için olacak.D Not 45:6 "5 000 arşın": Yaklaşık 2.7 km. 
     
    Hez.45: 7 "'Kutsal bölgeye düşen pay ile kente düşen payın ikiyanındaki 
    topraklar öndere verilecek. Batıdan batıya, doğudandoğuya doğru uzanacak. 
    Batı sınırından doğu sınırına dek uzunluğubir İsrail oymağına düşen pay 
    kadardır. 
     
    Hez.45: 8 Bu toprak İsrail'de önderin payı olacak. Bundan böyleönderlerim 
    halkıma bir daha baskı yapmayacak, ama oymaklarınagöre İsrail halkına ülkeyi 
    miras olarak verecekler. 
     
    Hez.45: 9 "'Egemen RAB şöyle diyor: Yeter artık, ey İsrail 
    önderleri!Zorbalığı, baskıyı bırakın. Adil ve doğru olanı yapın. 
    Halkımıkendi topraklarından kovmayın. Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.45: 10 Doğru ölçüler kullanın, kullandığınız efa*fz* ve bat*fa*doğru 
    olsun.D Not 45:10,11 "Efa": Yaklaşık 22 litrelik bir ölçek. 45:10,11 "Bat": 
    Yaklaşık 22 lt. 
     
    Hez.45: 11 Efa*fz* ile bat*fa* aynı ölçüde olsun. Bat homerin*fb* onda 
    birine, efa da homerin onda birine eşit olmalı. İkisinin de ölçüsü homere 
    göre olacak.D Not 45:11 "Bir homer": Yaklaşık 220 litrelik bir ölçek. 
     
    Hez.45: 12 Bir şekel*fc* yirmi geraya eşit olmalı. Altmış şekel*fç* de bir 
    minaya*fd* eşit olmalı."D Not 45:12 "Bir şekel": Yaklaşık 11.5 gr. 45:12 
    "Altmış şekel": İbranice "Yirmi şekel, yirmi beş şekel, on beş şekel". 45:12 
    "Altmış şekelden oluşan bir mina": Yaklaşık 690 gr. 
     
    Sunular ve Kutsal Günler 
     
    Hez.45: 13 "'Sunacağınız sunular şunlardır: Her homer buğdaydan efanın 
    altıda biri*fe*, her homer arpadan efanın altıda biri*ff* kadarını 
    vereceksiniz.D Not 45:13 "Buğdaydan efanın altıda biri": Yaklaşık 2.9 kg. 
    45:13 "Arpadan efanın altıda biri": Yaklaşık 2.4 kg. 
     
    Hez.45: 14 Bat ölçüsüne göre istenen zeytinyağı miktarı, her kordan*fg* 
    batın onda biri*fh* kadardır. Bir kor*fg* on bat ya da bir homere eşittir.D 
    Not 45:14 "Bir kor": Yaklaşık 220 lt. 45:14 "Batın onda biri": Yaklaşık 2.2 
    lt. 
     
    Hez.45: 15 İsrail'in sulak otlaklarındaki sürüden iki yüz koyundan bir koyun 
    alınacak. Halkın günahlarını bağışlatmak için bu koyunlar yakmalık sunular*, 
    tahıl ve esenlik sunuları* için kullanılacak. Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Hez.45: 16 Ülke halkı bu armağanları İsrail'deki öndere verecek. 
     
    Hez.45: 17 İsrail'de kutlanan bütün bayramlarda -şenliklerde, Yeni 
    Aytörenlerinde, Şabat* günlerinde- tahıl sunularını*, yakmalık vedökmelik 
    sunuları önder sağlayacak. İsrail halkının günahlarınıbağışlatmak için 
    yakmalık sunuları, günah, tahıl, esenlik sunularını sağlayacak. 
     
    Hez.45: 18 "'Egemen RAB şöyle diyor: Birinci ayın* birinci günükusursuz bir 
    boğa alacak, tapınağı arındıracaksın. 
     
    Hez.45: 19 Kâhin günah sunusunun* kanından alıp tapınağın kapı sövelerine, 
    sunağın üst çıkıntısının dört köşesine, iç avlunun kapı sövelerine sürecek. 
     
    Hez.45: 20 Yanlışlıkla ya da bilgisizlikten günah işleyen biri için ayın 
    yedinci günü aynısını yapacaksın. Böylece tapınağı arındıracaksın. 
     
    Hez.45: 21 "'Birinci ayın on dördüncü günü Fısıh Bayramı'nı* yedi 
    günkutlayacak, mayasız ekmek yiyeceksiniz. 
     
    Hez.45: 22 O gün önder kendisi ve ülke halkı için günah sunusu olarakbir 
    boğa sağlayacak. 
     
    Hez.45: 23 Yedi gün bayram boyunca her gün RAB'be yakmalık sunu* olarak 
    kusursuz yedi boğayla yedi koç, günah sunusu olarak da bir teke sağlayacak. 
     
    Hez.45: 24 Tahıl sunusu olarak her boğa ve koç için birer efa*fı*tahıl, her 
    efa için bir hin*fi* zeytinyağı sağlayacak.D Not 45:24 "Bir efa": Yaklaşık 
    22 litrelik bir ölçek. 45:24 "Bir hin": Yaklaşık 3.6 lt. 
     
    Hez.45: 25 "'Yedinci ayın on beşinci günü başlayan ve yedi gün sürenbayramda 
    önder yakmalık sunuları, günah ve tahıl sunularını,zeytinyağını her gün aynı 
    miktarda sağlayacak. 
     
    BÖLÜM 46 
     
    Hez.46: 1 "'Egemen RAB şöyle diyor: İç avlunun doğuya bakan kapısı altı 
    çalışma günü kapalı, Şabat Günü* ve Yeni Ay Günü ise açık kalacak. 
     
    Hez.46: 2 Önder dışarıdan eyvana girip kapı sövesinin yanında duracak. 
    Kâhinler onun yakmalık ve esenlik sunularını sunacaklar. Önder kapı eşiğinde 
    tapındıktan sonra çıkıp gidecek. Kapı akşama dek açık kalacak. 
     
    Hez.46: 3 Şabat günleri ve Yeni Ay törenlerinde ülke halkı bu kapının 
    girişinde RAB'bin önünde tapınacak. 
     
    Hez.46: 4 Önder Şabat Günü RAB'be sunacağı yakmalık sunu olarak kusursuz 
    altı kuzu, bir koç sunacak. 
     
    Hez.46: 5 Koç için verilecek tahıl sunusu bir efa*fj* tahıl olacak, kuzular 
    için verebileceği kadar tahıl sunusu sunabilir. Her efa tahıl için bir 
    hin*fk* zeytinyağı verilecek.D Not 46:5,7,11 "Bir efa": Yaklaşık 22 litrelik 
    bir ölçek. 46:5,7,11 "Bir hin": Yaklaşık 3.6 lt. 
     
    Hez.46: 6 Yeni Ay Günü kusursuz bir boğa, altı kuzu ve bir koç sunacak. 
     
    Hez.46: 7 Boğa ve koç için tahıl sunusu olarak birer efa*fj* tahıl 
    sağlayacak; kuzular için istediği kadar tahıl sağlayabilir. Her efa tahıl 
    için bir hin*fk* zeytinyağı sağlayacak. 
     
    Hez.46: 8 Önder içeri gireceği zaman eyvandan girecek ve aynı yoldandışarı 
    çıkacak. 
     
    Hez.46: 9 "'Ülke halkı bayramlarda RAB'bin önüne geldiğinde, tapınmakiçin 
    Kuzey Kapısı'ndan giren Güney Kapısı'ndan çıkacak, GüneyKapısı'ndan giren 
    Kuzey Kapısı'ndan çıkacak. Hiç kimse girdiğikapıdan çıkmayacak. Herkes 
    girdiği kapının karşısındaki kapıdan çıkacak. 
     
    Hez.46: 10 Önder halkın arasında olacak. Halkla birlikte girecek,halkla 
    birlikte çıkacak. 
     
    Hez.46: 11 "'Bayramlarda ve kutsal günlerde boğa ve koç için tahıl sunusu 
    olarak birer efa*fj* tahıl verecek; kuzular için verebileceği kadar tahıl 
    sağlayabilir. Her efa tahıl için bir hin*fk* zeytinyağı verecek. 
     
    Hez.46: 12 Önder RAB'be gönülden verilen yakmalık sunular ya daesenlik 
    sunuları sunacağı zaman doğuya bakan kapı kendisineaçılacak. Yakmalık 
    sunuları ya da esenlik sunularını Şabat Günüsunduğu gibi sunacak. Sonra 
    dışarı çıkacak; o çıktıktan sonra kapı kapanacak. 
     
    Hez.46: 13 "'Her gün, her sabah yakmalık sunu olarak RAB'be biryaşında 
    kusursuz bir kuzu sağlayacaksın. 
     
    Hez.46: 14 Bununla birlikte her sabah tahıl sunusu olarak efanınaltıda 
    biri*fl* tahıl ve ince unu ıslatmak için bir hinin üçtebiri*fm* kadar 
    zeytinyağı sağlayacaksın. Bu tahıl sunusununRAB'be sunulması sürekli bir 
    kural olacak.D Not 46:14 "Efanın altıda biri": Yaklaşık 3.6 litrelik bir 
    ölçek. 46:14 "Bir hinin üçte biri": Yaklaşık 1.2 lt. 
     
    Hez.46: 15 Böylece günlük yakmalık sunu olarak her sabah kuzu, tahılsunusu 
    ve zeytinyağı sunulacak." 
     
    Öndere Düşecek Pay 
     
    Hez.46: 16 "'Egemen RAB şöyle diyor: Eğer önder oğullarından birinekendi 
    mülkünden armağan ederse, bu mülk torunlarına da geçecek.Miras yoluyla bu 
    onların mülkü olacak. 
     
    Hez.46: 17 Önder görevlilerinden birine kendi mülkünden armağanederse, 
    görevli toprak parçasını özgürlük yılına dek elindetutacak. Sonra öndere 
    geri verecek. Önderin mirası ancakoğullarına geçebilir, onların olacak. 
     
    Hez.46: 18 Önder halkı mülkünden kovarak miraslarından etmemeli.Oğullarına 
    ancak kendi mülkünden miras verebilir. Öyle ki,halkımdan hiç kimse mülkünden 
    ayrılıp dağılmasın." 
     
    Tapınağın Mutfakları 
     
    Hez.46: 19 Bundan sonra adam beni kapı yanındaki girişten kuzeyebakan, 
    kâhinlere ait kutsal odalara getirdi. Bana batıda bir yer gösterdi. 
     
    Hez.46: 20 "Kâhinlerin suç sunusuyla* günah sunusunun* etinihaşlayacakları, 
    tahıl sunusunu* pişirecekleri yer burası" dedi,"Öyle ki, bunları dış avluya 
    çıkarıp kutsallıklarını halka geçirmesinler." 
     
    Hez.46: 21 Daha sonra adam beni dış avluya çıkarıp sırayla avlunundört 
    köşesine götürdü. Avlunun her köşesinde küçük birer avlu olduğunu gördüm. 
     
    Hez.46: 22 Dış avlunun dört köşesinde kırk arşın uzunluğunda, otuzarşın 
    genişliğinde birer kapalı avlu vardı. Köşelerdeki avluların ölçüsü aynıydı. 
     
    Hez.46: 23 Dört avlunun çevresinde de taş duvar vardı; duvarın dibindeyemek 
    pişirmek için yerler yapılmıştı. 
     
    Hez.46: 24 Bana, "Bunlar tapınakta hizmet edenlerin halkın sunduğukurban 
    etini pişirecekleri mutfaklar" dedi. 
     
    Tapınaktan Akan Irmak 
     
    BÖLÜM 47 
     
    Hez.47: 1 Adam beni tapınağın girişine geri getirdi. Doğuya doğrutapınağın 
    kapı eşiğinin altından sular aktığını gördüm. Tapınakdoğuya bakıyordu. Sular 
    tapınağın güney yanının altından, sunağıngüneyinden aşağıya akıyordu. 
     
    Hez.47: 2 Beni oradan, Kuzey Kapısı'ndan çıkarıp dış yoldan doğuyabakan dış 
    kapıya götürdü. Sular güney yönünden akıyordu. 
     
    Hez.47: 3 Adam elinde bir ölçü ipiyle doğuya doğru gitti. Bin arşınölçtükten 
    sonra beni ayak bileğine dek çıkan sulara getirdi. 
     
    Hez.47: 4 Bin arşın daha ölçtü ve beni dize kadar çıkan sularagetirdi. Bin 
    arşın daha ölçtü, beni bele kadar çıkan sulara getirdi. 
     
    Hez.47: 5 Bin arşın daha ölçtü, içinden geçemediğim bir ırmak oluştu.Sular 
    yükselmişti, içinden yürüyerek karşıya geçilemezdi,yüzülecek kadar derin bir 
    ırmak oluşmuştu. 
     
    Hez.47: 6 Bana, "İnsanoğlu, bunu gördün mü?" diye sordu.Daha sonra beni 
    ırmağın kıyısına geri getirdi. 
     
    Hez.47: 7 Oraya varınca, ırmağın her iki kıyısında birçok ağaç gördüm. 
     
    Hez.47: 8 Bana şöyle dedi: "Bu sular doğu bölgesine doğru akıyor,oradan 
    Arava Vadisi'ne, sonra Lut Gölü'ne dökülüyor. Göledökülünce oradaki sular 
    tatlı suya dönüşecek. 
     
    Hez.47: 9 Irmağın aktığı yerlerde her çeşit canlı yaratık kaynaşacak.Çok 
    sayıda balık olacak. Çünkü bu sular oraya akıyor, oradakituzlu suyu tatlı 
    suya dönüştürüyor. Irmak aktığı her yere yaşam getirecek. 
     
    Hez.47: 10 Irmak kıyısı boyunca balıkçılar duracak; Eyn-Gedi'den 
    Eyn-Eglayim'e dek ağ gerecek yerler olacak. Akdeniz'deki gibi çoksayıda 
    balık çeşidi olacak. 
     
    Hez.47: 11 Ama Lut Gölü'nün çamurlu, bataklık kesimi tatlı suyadönüşmeyecek, 
    tuzla olarak kalacak. 
     
    Hez.47: 12 Irmağın her iki yanında her çeşit meyve ağacı 
    yetişecek.Yaprakları solmayacak, meyveleri tükenmeyecek. Her ay 
    meyveverecekler, çünkü tapınaktan çıkan sular oraya akıyor. Meyveleriyiyecek 
    olarak, yaprakları şifa için kullanılacak." 
     
    Ülkenin Sınırları 
     
    Hez.47: 13 Egemen RAB şöyle diyor: "Ülkeyi mülk olarak İsrail'in oniki 
    oymağına böleceğiniz sınırlar şöyle*fn* olacak: Yusuf'a iki pay düşecek.D 
    Not 47:13 Septuaginta "Şöyle", Masoretik metin "Vadi". 
     
    Hez.47: 14 Ülkeyi on iki oymak arasında eşit olarak paylaşacaksınız.Ülkeyi 
    atalarınıza vereceğime ant içtim. Bu ülke size mülk olarak verilecek. 
     
    Hez.47: 15 "Ülkenin sınırı şöyle olacak: Kuzeyde Akdeniz'den, Hetlonyoluyla 
    Levo-Hamat'a, Sedat'a*fo*,D Not 47:15 Septuaginta "Levo-Hamat'a, Sedat'a", 
    Masoretik metin "Levo-Sedat'a, Hama'ya". 
     
    Hez.47: 16 Berota'ya ve Şam'la Hama'nın toprakları arasında 
    bulunanSivrayim'e, Havran sınırında Haser-Hattikon'a kadar uzanacak. 
     
    Hez.47: 17 Sınır denizden Hasar-Enan'a, Şam'ın kuzey sınırı boyuncauzanacak, 
    Hama sınırı kuzeyde olacak. Kuzey sınırı bu olacak. 
     
    Hez.47: 18 "Doğuda sınır Havran'la Şam arasında Gilat'ı İsrail'den ayıran 
    Şeria Irmağı boyunca Lut Gölü'ne ve Tamar'a dek uzanacak*fö*. Doğu sınırı bu 
    olacak.D Not 47:18 Süryanice "Lut Gölü'ne ve Tamar'a dek uzanacak", 
    Masoretik metin "Lut Gölü'ne dek ölçeceksiniz". 
     
    Hez.47: 19 "Güneyde sınır Tamar'dan Meriva-Kadeş sularına, MısırVadisi 
    boyunca Akdeniz'e dek uzanacak. Güney sınırı bu olacak. 
     
    Hez.47: 20 "Batıda Levo-Hamat'ın karşısındaki noktaya dek Akdenizsınır 
    oluşturacak. Batı sınırı bu olacak. 
     
    Hez.47: 21 "Bu ülkeyi İsrail oymaklarına göre aranızda paylaşacaksınız. 
     
    Hez.47: 22 Ülkeyi içinizde yaşayan ve içinizdeyken çocukları 
    olanyabancılarla kendiniz arasında mülk olarak bölüşeceksiniz. 
    Onlarıİsrail'de doğan yerliler sayacaksınız. Onların da İsrailoymakları 
    arasında sizin gibi mülkleri olacak. 
     
    Hez.47: 23 Yabancı hangi oymağa yerleşmişse, orada ona düşen payı mülkolarak 
    vereceksiniz." Egemen RAB böyle diyor. 
     
    Ülkenin Paylaştırılması 
     
    BÖLÜM 48 
     
    Hez.48: 1 "Oymakların adları şunlardır: Kuzey sınırında Dan'a bir pay 
    verilecek. Dan sınırı Hetlon yolundan Levo-Hamat'a uzanacak; Hasar-Enan ve 
    Hama'ya yakın Şam'ın kuzey sınırı doğudan batıya uzanan sınırın bir bölümünü 
    oluşturacak. 
     
    Hez.48: 2 "Aşer'e bir pay verilecek; sınırı Dan'ın doğudan batıyauzanan 
    sınırına bitişik olacak. 
     
    Hez.48: 3 "Naftali'ye bir pay verilecek; sınırı Aşer'in doğudan batıyauzanan 
    sınırına bitişik olacak. 
     
    Hez.48: 4 "Manaşşe'ye bir pay verilecek; sınırı Naftali'nin doğudanbatıya 
    uzanan sınırına bitişik olacak. 
     
    Hez.48: 5 "Efrayim'e bir pay verilecek; sınırı Manaşşe'nin doğudanbatıya 
    uzanan sınırına bitişik olacak. 
     
    Hez.48: 6 "Ruben'e bir pay verilecek; sınırı Efrayim'in doğudan batıyauzanan 
    sınırına bitişik olacak. 
     
    Hez.48: 7 "Yahuda'ya bir pay verilecek; sınırı Ruben'in doğudan batıyauzanan 
    sınırına bitişik olacak. 
     
    Hez.48: 8 "Yahuda'nın doğudan batıya uzanan sınırına bitişiktopraklar, 
    RAB'be ayıracağınız özel armağan olacak. Genişliği 25000 arşın*fp*, doğudan 
    batıya uzunluğu bir oymağa düşen pay kadarolacak. Tapınak bunun ortasında 
    olacak.D Not 48:8,9,10,13,15,20,21 "25 000 arşın": Yaklaşık 13.3 km. 
     
    Hez.48: 9 "RAB'be özel olarak sunacağınız payın uzunluğu 25 000arşın*fp*, 
    genişliği 10 000 arşın*fr* olacak.D Not 48:9,10,13,18 "10 000 arşın": 
    Yaklaşık 5.3 km. 
     
    Hez.48: 10 Bu kâhinler için kutsal pay olacak. Kuzeyde uzunluğu 25 
    000arşın*fp*, batıda genişliği 10 000 arşın*fr*, doğuda genişliği 10 000 
    arşın, güneyde uzunluğu 25 000 arşın olacak. RAB'bin Tapınağı bunun 
    ortasında olacak. 
     
    Hez.48: 11 Bu bölge Sadok soyundan gelen kutsanmış kâhinler içinolacak. 
    Onlar bana bağlılıkla hizmet ettiler, İsrail halkı yoldansaptığında 
    Levililer de yoldan saptı, ama onlar sapmadı. 
     
    Hez.48: 12 Orası ülkenin kutsal payından özel bir armağan olarak onlara 
    verilecek. Levililer'in topraklarına bitişik çok kutsal bir bölge olacak. 
     
    Hez.48: 13 "Levililer'in kâhinlerin sınırı yakınında 25 000 
    arşın*fp*uzunlukta, 10 000 arşın*fr* genişlikte bir payları olacak. 
    Bubölgenin uzunluğu 25 000 arşın, genişliği 10 000 arşın olacak. 
     
    Hez.48: 14 Levililer orayı satmayacak, değiş tokuş etmeyecekler. Bu, ülkenin 
    en iyi bölümüdür, başkasının eline geçmemeli. Çünkü orası RAB'be adanmıştır. 
     
    Hez.48: 15 "Bölgenin geri kalan 25 000 arşın*fp* uzunlukta, 5 000arşın*fs* 
    genişlikteki bölümü halkın yerleşmesi içindir. Orasıevlere, otlaklara 
    ayrılacak. Kent bunun ortasında kurulacak.D Not 48:15 "5 000 arşın": 
    Yaklaşık 2.7 km. 
     
    Hez.48: 16 Ölçüleri şöyle olacak: Kuzeyde, güneyde, doğuda, batıda 4500'er 
    arşın*fş*.D Not 48:16 "4 500 arşın": Yaklaşık 2.4 km. 
     
    Hez.48: 17 Kent için ayrılan otlak da kuzeyde, güneyde, doğuda, 
    batıda250'şer arşın olacak. 
     
    Hez.48: 18 Kutsal bölgenin sınırında kalan yerin doğusu 10 000arşın*fr*, 
    batısı 10 000 arşın olacak. Kutsal bölgeye bitişiktopraklarda yetişen ürün 
    kentte çalışanların olacak. 
     
    Hez.48: 19 İsrail'in her oymağından kentte çalışanlar toprağı işleyecekler. 
     
    Hez.48: 20 Bu bölgenin tamamı kare şeklindedir. Her yanı 25 000 
    arşındır*fp*. Özel bir armağan olarak kentin mülküyle birlikte kutsal 
    bölgeye düşen payı ayıracaksınız. 
     
    Hez.48: 21 "Kutsal bölgeye düşen pay ile kente düşen payın ikiyanındaki 
    topraklar öndere verilecek. Bu topraklar kutsal bölgeyedüşen 25 000 
    arşınlık*fp* payın doğusundan ve batısından ülkenindoğu ve batı sınırlarına 
    uzanacak. Oymaklara düşen paylar boyuncauzanan bu iki bölge önderin olacak. 
    Kutsal bölgeye düşen pay iletapınak bunun ortasında olacak. 
     
    Hez.48: 22 Böylece Levililer'e düşen pay ile kente düşen pay öndereverilen 
    toprakların ortasında kalacak. Öndere verilecek topraklarYahuda'yla Benyamin 
    sınırı arasında kalacak. 
     
    Hez.48: 23 "Geri kalan oymaklara düşen pay şöyle: Benyamin'e bir 
    payverilecek; sınırı doğudan batıya uzanacak. 
     
    Hez.48: 24 "Şimon'a bir pay verilecek; sınırı Benyamin'in doğudanbatıya 
    uzanan sınırına bitişik olacak. 
     
    Hez.48: 25 "İssakar'a bir pay verilecek; sınırı Şimon'un doğudanbatıya 
    uzanan sınırına bitişik olacak. 
     
    Hez.48: 26 "Zevulun'a bir pay verilecek; sınırı İssakar'ın doğudanbatıya 
    uzanan sınırına bitişik olacak. 
     
    Hez.48: 27 "Gad'a bir pay verilecek; sınırı Zevulun'un doğudan batıyauzanan 
    sınırına bitişik olacak. 
     
    Hez.48: 28 "Gad'ın güney sınırı Tamar'dan güneye, oradan 
    Meriva-Kadeşsularına, oradan da Mısır Vadisi boyunca Akdeniz'e dek uzanacak. 
     
    Hez.48: 29 "Mülk olarak İsrail oymaklarına bölüştüreceğiniz ülkebudur. 
    Onlara düşecek paylar bunlardır." Böyle diyor Egemen RAB. 
     
    Yeruşalim'in Kapıları 
     
    Hez.48: 30-31 "Kentin çıkış kapıları şunlar olacak: 4 500 arşın*fx* 
    uzunluktaki kuzey yanında üç kapı olacak. Kentin kapılarına İsrail 
    oymaklarının adları verilecek. Kuzeyde Ruben Kapısı, Yahuda Kapısı, Levi 
    Kapısı olacak.D Not 48:30-34 "4 500 arşın": Yaklaşık 2.4 km. 
     
    Hez.48: 32 4 500 arşın*fx* uzunluktaki doğu yanında üç kapı olacak: Yusuf 
    Kapısı, Benyamin Kapısı, Dan Kapısı. 
     
    Hez.48: 33 4 500 arşın*fx* uzunluktaki güney yanında üç kapı olacak: Şimon 
    Kapısı, İssakar Kapısı, Zevulun Kapısı. 
     
    Hez.48: 34 4 500 arşın*fx* uzunluktaki batı yanında üç kapı olacak: Gad 
    Kapısı, Aşer Kapısı, Naftali Kapısı. 
     
    Hez.48: 35 "Kentin çevresi 18 000 arşın*ft* olacak ve o günden başlayarak 
    kentin adı 'RAB orada*fu* olacak."D Not 48:35 "18 000 arşın": Yaklaşık 9.5 
    km. 48:35 "RAB orada": İbranice "Yahve şamma". 
   | 
      |