|
EYÜP
BÖLÜM 1
Eyüp.1: 1 Ûs ülkesinde Eyüp adında bir adam yaşardı. Kusursuz, doğru bir
adamdı. Tanrı'dan korkar, kötülükten kaçınırdı.
Eyüp.1: 2 Yedi oğlu, üç kızı vardı.
Eyüp.1: 3 Yedi bin koyuna, üç bin deveye, beş yüz çift öküze, beş yüz çift
eşeğe ve pek çok köleye sahipti. Doğudaki insanların en zengini oydu.
Eyüp.1: 4 Oğulları sırayla evlerinde şölen verir, birlikte yiyip içmek için
üç kızkardeşlerini de çağırırlardı.
Eyüp.1: 5 Bu şölen dönemi bitince Eyüp onları çağırtıp kutsardı. Sabah
erkenden kalkar, "Çocuklarım günah işlemiş, içlerinden Tanrı'ya sövmüş
olabilirler" diyerek her biri için yakmalık sunu* sunardı. Eyüp hep böyle
yapardı.
Eyüp'ün İlk Sınavı
Eyüp.1: 6 Bir gün ilahi varlıklar*fa* RAB'bin huzuruna çıkmak
içingeldiklerinde, Şeytan da onlarla geldi.D Not 1:6 "İlahi varlıklar":
İbranice "Tanrı oğulları".
Eyüp.1: 7 RAB Şeytan'a, "Nereden geliyorsun?" dedi.Şeytan, "Dünyada gezip
dolaşmaktan" diye yanıtladı.
Eyüp.1: 8 RAB, "Kulum Eyüp'e bakıp da düşündün mü?" dedi, "Çünkü dünyada
onun gibisi yoktur. Kusursuz, doğru bir adamdır. Tanrı'dan korkar,
kötülükten kaçınır."
Eyüp.1: 9 Şeytan, "Eyüp Tanrı'dan boşuna mı korkuyor?" diye yanıtladı.
Eyüp.1: 10 "Onu, ev halkını, sahip olduğu her şeyi sen çitle çevirip
korumadın mı? Elleriyle yaptığı her şeyi bereketli kıldın. Sürüleri bütün
ülkeye yayıldı.
Eyüp.1: 11 Ama elini uzatır da sahip olduğu her şeyi yok edersen, yüzüne
karşı sövecektir."
Eyüp.1: 12 RAB Şeytan'a, "Peki" dedi, "Sahip olduğu her şeyi senin eline
bırakıyorum, yalnız kendisine dokunma." Böylece Şeytan RAB'bin huzurundan
ayrıldı.
Eyüp.1: 13 Bir gün Eyüp'ün oğullarıyla kızları ağabeylerinin evinde yemek
yiyip şarap içerken
Eyüp.1: 14 bir ulak gelip Eyüp'e şöyle dedi: "Öküzler çift sürüyor, eşekler
onların yanında otluyordu.
Eyüp.1: 15 Sabalılar baskın yaptı, hepsini alıp götürdü. Uşakları kılıçtan
geçirdiler. Yalnız ben kaçıp kurtuldum sana durumu bildirmek için."
Eyüp.1: 16 O daha sözünü bitirmeden başka bir ulak gelip, "Tanrı
ateşyağdırdı" dedi, "Koyunlarla uşakları yakıp küle çevirdi. Yalnızcaben
kaçıp kurtuldum durumu sana bildirmek için."
Eyüp.1: 17 O daha sözünü bitirmeden başka bir ulak gelip,"Kildaniler* üç
bölük halinde develere saldırdı" dedi, "Hepsinialıp götürdüler, uşakları
kılıçtan geçirdiler. Yalnızca benkurtuldum durumu sana bildirmek için."
Eyüp.1: 18 O daha sözünü bitirmeden başka bir ulak gelip,"Oğullarınla
kızların ağabeylerinin evinde yemek yiyip şarap içerken
Eyüp.1: 19 ansızın çölden şiddetli bir rüzgar esti" dedi, "Evin dörtköşesine
çarptı; ev gençlerin üzerine yıkıldı, hepsi öldü. Yalnızben kurtuldum durumu
sana bildirmek için."
Eyüp.1: 20 Bunun üzerine Eyüp kalktı, kaftanını yırtıp saçınısakalını kesti,
yere kapanıp tapındı.
Eyüp.1: 21 Dedi ki,"Bu dünyaya çıplak geldim, çıplak gideceğim.RAB verdi,
RAB aldı,RAB'bin adına övgüler olsun!"
Eyüp.1: 22 Bütün bu olaylara karşın Eyüp günah işlemedi ve Tanrı'yısuçlamadı.
Eyüp'ün İkinci Sınavı
BÖLÜM 2
Eyüp.2: 1 Başka bir gün ilahi varlıklar RAB'bin huzuruna çıkmak için
geldiklerinde Şeytan da RAB'bin huzuruna çıkmak için onlarla gelmişti.
Eyüp.2: 2 RAB Şeytan'a, "Nereden geliyorsun?" dedi.Şeytan, "Dünyada gezip
dolaşmaktan" diye yanıtladı.
Eyüp.2: 3 RAB, "Kulum Eyüp'e bakıp da düşündün mü?" dedi, "Çünkü dünyada
onun gibisi yoktur. Kusursuz, doğru bir adamdır. Tanrı'dan korkar,
kötülükten kaçınır. Onu boş yere yok etmek için beni kışkırttın, ama o
doğruluğunu hâlâ sürdürüyor."
Eyüp.2: 4 "Cana can!" diye yanıtladı Şeytan, "İnsan canı için her şeyini
verir.
Eyüp.2: 5 Elini uzat da, onun etine, kemiğine dokun, yüzüne karşı
sövecektir."
Eyüp.2: 6 RAB, "Peki" dedi, "Onu senin eline bırakıyorum. Yalnız canına
dokunma."
Eyüp.2: 7 Böylece Şeytan RAB'bin huzurundan ayrıldı. Eyüp'ün
bedenindetepeden tırnağa kadar kötü çıbanlar çıkardı.
Eyüp.2: 8 Eyüp çıbanlarını kaşımak için bir çömlek parçası aldı. Küliçinde
oturuyordu.
Eyüp.2: 9 Karısı, "Hâlâ doğruluğunu sürdürüyor musun?" dedi, "Tanrı'yasöv de
öl bari!"
Eyüp.2: 10 Eyüp, "Aptal kadınlar gibi konuşuyorsun" diye karşılık verdi,
"Nasıl olur? Tanrı'dan gelen iyiliği kabul edelim de kötülüğü kabul
etmeyelim mi?"Bütün bu olaylara karşın Eyüp'ün ağzından günah sayılabilecek
bir söz çıkmadı.
Eyüp'ün Üç Arkadaşı
Eyüp.2: 11 Eyüp'ün üç dostu -Temanlı Elifaz, Şuahlı Bildat, Naamalı Sofar-
Eyüp'ün başına gelen bunca kötülüğü duyunca kalkıp bir araya geldiler.
Acısını paylaşmak, onu avutmak için yanına gitmek üzere anlaştılar.
Eyüp.2: 12 Uzaktan onu tanıyamadılar; yüksek sesle ağlayıp kaftanlarını
yırtarak başlarına toprak saçtılar.
Eyüp.2: 13 Yedi gün yedi gece onunla birlikte yere oturdular. Kimse ağzını
açmadı, çünkü ne denli acı çektiğini görüyorlardı.
Eyüp Konuşuyor
BÖLÜM 3
Eyüp.3: 1-2 Sonunda Eyüp ağzını açtı ve doğduğu güne lanet edip şöyle dedi:
Eyüp.3: 3 "Doğduğum gün yok olsun,'Bir oğul doğdu denen gece yok olsun!
Eyüp.3: 4 Karanlığa bürünsün o gün,Yüce Tanrı onunla ilgilenmesin,Üzerine
ışık doğmasın.
Eyüp.3: 5 Karanlık ve ölüm gölgesi sahip çıksın o güne,Bulut çöksün
üzerine;Işığını karanlık söndürsün.
Eyüp.3: 6 Zifiri karanlık yutsun o geceyi,Yılın günleri arasında
sayılmasın,Aylardan hiçbirine girmesin.
Eyüp.3: 7 Kısır olsun o gece,Sevinç sesi duyulmasın içinde.
Eyüp.3: 8 Günleri lanetleyenler,Livyatan'ı* uyandırmaya hazır olanlar,O günü
lanetlesin.
Eyüp.3: 9 Akşamının yıldızları kararsın,Boş yere aydınlığı beklesin,Tan
atışını görmesin.
Eyüp.3: 10 Çünkü sıkıntı yüzü görmemem içinAnamın rahminin kapılarını üstüme
kapamadı.
Eyüp.3: 11 "Neden doğarken ölmedim,Rahimden çıkarken son soluğumu vermedim?
Eyüp.3: 12 Neden beni dizler,Emeyim diye memeler karşıladı?
Eyüp.3: 13 Çünkü şimdi huzur içinde yatmış,Uyuyup dinlenmiş olurdum;
Eyüp.3: 14 Yaptırdıkları kentler şimdi viran olanDünya kralları ve
danışmanlarıyla birlikte,
Eyüp.3: 15 Evlerini gümüşle dolduranAltın sahibi önderlerle birlikte.
Eyüp.3: 16 Neden düşük bir çocuk gibi,Gün yüzü görmemiş yavrular gibi
toprağa gömülmedim?
Eyüp.3: 17 Orada kötüler kargaşayı bırakır,Yorgunlar rahat eder.
Eyüp.3: 18 Tutsaklar huzur içinde yaşar,Angaryacının sesini duymazlar.
Eyüp.3: 19 Küçük de büyük de oradadır,Köle efendisinden özgürdür.
Eyüp.3: 20 "Niçin sıkıntı çekenlere ışık,Acı içindekilere yaşam verilir?
Eyüp.3: 21 Oysa onlar gelmeyen ölümü özler,Onu define arar gibi ararlar;
Eyüp.3: 22 Mezara kavuşuncaNeşeden coşar, sevinç bulurlar.
Eyüp.3: 23 Neden yaşam verilir nereye gideceğini bilmeyen insana,Çevresini
Tanrı'nın çitle çevirdiği kişiye?
Eyüp.3: 24 Çünkü iniltim ekmekten önce geliyor,Su gibi dökülmekte feryadım.
Eyüp.3: 25 Korktuğum,Çekindiğim başıma geldi.
Eyüp.3: 26 Huzur yok, sükûnet yok, rahat yok,Yalnız kargaşa var."
Elifaz
BÖLÜM 4
Eyüp.4: 1 Temanlı Elifaz şöyle yanıtladı:
Eyüp.4: 2 "Biri sana bir şey söylemeye çalışsa gücenir misin?Kim konuşmadan
durabilir?
Eyüp.4: 3 Evet, pek çoklarına sen ders verdin, Zayıf elleri güçlendirdin,
Eyüp.4: 4 Tökezleyeni senin sözlerin ayakta tuttu, Titreyen dizleri sen
pekiştirdin.
Eyüp.4: 5 Ama şimdi senin başına gelince gücüne gidiyor,Sana dokununca
yılgınlığa düşüyorsun.
Eyüp.4: 6 Senin güvendiğin Tanrı'dan korkun değil mi,Umudun kusursuz
yaşamında değil mi?
Eyüp.4: 7 "Düşün biraz: Hangi suçsuz yok oldu,Nerede doğrular yıkıma uğradı?
Eyüp.4: 8 Benim gördüğüm kadarıyla, fesat sürenler,Kötülük tohumu ekenler
ektiklerini biçiyor.
Eyüp.4: 9 Tanrı'nın soluğuyla yok oluyor,Öfkesinin rüzgarıyla tükeniyorlar.
Eyüp.4: 10 Aslanın kükremesi, homurtusu kesildi,Dişleri kırıldı genç
aslanların.
Eyüp.4: 11 Aslan av bulamadığı için yok oluyor,Dişi aslanın yavruları
dağılıyor.
Eyüp.4: 12 "Bir söz gizlice erişti bana,Fısıltısı kulağıma ulaştı.
Eyüp.4: 13 Gece rüyaların doğurduğu düşünceler içinde,İnsanları ağır uyku
bastığı zaman,
Eyüp.4: 14 Beni dehşet ve titreme aldı,Bütün kemiklerimi sarstı.
Eyüp.4: 15 Önümden bir ruh geçti,Tüylerim ürperdi.
Eyüp.4: 16 Durdu, ama ne olduğunu seçemedim.Bir suret duruyordu gözümün
önünde,Çıt çıkmazken bir ses duydum:
Eyüp.4: 17 'Tanrı karşısında insan doğru olabilir mi?Kendisini yaratanın
karşısında temiz çıkabilir mi?
Eyüp.4: 18 Bakın, Tanrı kullarına güvenmez,Meleklerinde hata bulur da,
Eyüp.4: 19 Çamur evlerde oturanlara,Mayası toprak olanlara,Güveden kolay
ezilenlere mi güvenir?
Eyüp.4: 20 Ömürleri sabahtan akşama varmaz,Kimse farkına varmadan sonsuza
dek yok olurlar.
Eyüp.4: 21 İçlerindeki çadır ipleri çekilince,Bilgelikten yoksun olarak ölüp
giderler.
BÖLÜM 5
Eyüp.5: 1 "Haydi çağır, seni yanıtlayan çıkacak mı?Meleklerin hangisine
yöneleceksin?
Eyüp.5: 2 Aptalı üzüntü öldürür,Budalayı kıskançlık bitirir.
Eyüp.5: 3 Ben aptalın kök saldığını görünce,Hemen yurduna lanet ettim.
Eyüp.5: 4 Çocukları güvenlikten uzak,Mahkeme kapısında ezilir,Savunan
çıkmaz.
Eyüp.5: 5 Ürününü açlar yer,Dikenler arasındakini bile toplarlar;Mallarını
susamışlar*fb* yutmak ister.D Not 5:5 Süryanice ve Vulgata "Susamışlar",
Masoretik metin "Tuzak".
Eyüp.5: 6 Çünkü dert topraktan çıkmaz,Sıkıntı yerden bitmez.
Eyüp.5: 7 Havaya uçuşan kıvılcımlar gibiSıkıntı çekmek için doğar insan.
Eyüp.5: 8 "Oysa ben Tanrı'ya yönelir,Davamı O'na bırakırdım.
Eyüp.5: 9 Anlayamadığımız büyük işler,Sayısız şaşılası işler yapan O'dur.
Eyüp.5: 10 Yeryüzüne yağmur yağdırır,Tarlalara sular gönderir.
Eyüp.5: 11 Düşkünleri yükseltir,Yaslıları esenliğe çıkarır.
Eyüp.5: 12 Kurnazların oyununu bozar,Düzenlerini gerçekleştiremesinler diye.
Eyüp.5: 13 Bilgeleri kurnazlıklarında yakalar,Düzenbazların oyunu son bulur.
Eyüp.5: 14 Gündüz karanlığa toslar,Öğlen, geceymiş gibi el yordamıyla
ararlar.
Eyüp.5: 15 Yoksulu onların kılıç gibi ağzındanVe güçlünün elinden O
kurtarır.
Eyüp.5: 16 Yoksul umutlanır,Haksızlık ağzını kapar.
Eyüp.5: 17 "İşte, ne mutlu Tanrı'nın eğittiği insana!Bu yüzden Her Şeye Gücü
Yeten'in yola getirişini küçümseme.
Eyüp.5: 18 Çünkü O hem yaralar hem sarar,O incitir, ama elleri sağaltır.
Eyüp.5: 19 Altı kez sıkıntıya düşsen seni kurtarır,Yedinci kez de sana zarar
vermez.
Eyüp.5: 20 Kıtlıkta ölümden,Savaşta kılıçtan seni O koruyacak.
Eyüp.5: 21 Kamçılayan dillerden uzak kalacak,Yıkım gelince korkmayacaksın.
Eyüp.5: 22 Yıkıma, açlığa gülüp geçecek,Yabanıl hayvanlardan ürkmeyeceksin.
Eyüp.5: 23 Çünkü tarladaki taşlarla anlaşacaksın,Yabanıl hayvanlar seninle
barışacak.
Eyüp.5: 24 Çadırının güvenlik içinde olduğunu bilecek,Yurdunu yoklayınca
eksik bulmayacaksın.
Eyüp.5: 25 Çocuklarının çoğalacağını bileceksin,Soyun ot gibi bitecek.
Eyüp.5: 26 Zamanında toplanan demetler gibi,Mezara dinç gireceksin.
Eyüp.5: 27 "İşte araştırdık, doğrudur,Onun için bunu dinle ve belle."
Eyüp
BÖLÜM 6
Eyüp.6: 1 Eyüp şöyle yanıtladı:
Eyüp.6: 2 "Keşke üzüntüm tartılabilse,Acım teraziye konabilseydi!
Eyüp.6: 3 Denizlerin kumundan ağır gelirdi,Bu yüzden abuk sabuk konuştum.
Eyüp.6: 4 Çünkü Her Şeye Gücü Yeten'in okları içimde,Ruhum onların zehirini
içiyor,Tanrı'nın dehşetleri karşıma dizildi.
Eyüp.6: 5 Otu olan yaban eşeği anırır mı,Yemi olan öküz böğürür mü?
Eyüp.6: 6 Tatsız bir şey tuzsuz yenir mi,Yumurta akında tat bulunur mu?
Eyüp.6: 7 Böyle yiyeceklere dokunmak istemiyorum,Beni hasta ediyorlar.
Eyüp.6: 8 "Keşke dileğim yerine gelse,Tanrı özlediğimi bana verse!
Eyüp.6: 9 Kerem edip beni ezse,Elini çabuk tutup yaşam bağımı kesse!
Eyüp.6: 10 Yine avunur,Amansız derdime karşın sevinirdim,Çünkü Kutsal
Olan'ın sözlerini yadsımadım.
Eyüp.6: 11 Gücüm nedir ki, bekleyeyim?Sonum nedir ki, sabredeyim?
Eyüp.6: 12 Taş kadar güçlü müyüm,Etim tunçtan* mı?
Eyüp.6: 13 Çaresiz kalıncaKendimi kurtaracak gücüm mü olur?
Eyüp.6: 14 "Kederli insana dost sevgisi gerekir,Her Şeye Gücü Yeten'den
korkmaktan vaz geçse bile.
Eyüp.6: 15 Kardeşlerim kuru bir dere gibi beni aldattı;Hani gürül gürül akan
dereler vardır,
Eyüp.6: 16 Eriyen buzlarla taşan,Kar sularıyla beslenen,
Eyüp.6: 17 Ama kurak mevsimde akmayan,Sıcakta yataklarında tükenen
dereler...İşte öyle aldattılar beni.
Eyüp.6: 18-19 O dereler için kervanlar yolundan sapar,Çöle çıkıp yok
olurlar.Tema'nın kervanları su arar,Saba'dan gelen yolcular umutla bakar.
Eyüp.6: 20 Ama oraya varınca umut bağladıkları için utanır,Hayal kırıklığına
uğrarlar.
Eyüp.6: 21 Artık siz de bir hiç oldunuz,Dehşete kapılıp korkuyorsunuz.
Eyüp.6: 22-23 'Benim için bir şey verinYa da, 'Rüşvet veripBeni düşmanın
elinden kurtarın,Acımasızların elinden alın dedim mi?
Eyüp.6: 24 "Bana öğretin, susayım,Yanlışımı gösterin.
Eyüp.6: 25 Doğru söz acıdır!Ama tartışmalarınız neyi kanıtlıyor?
Eyüp.6: 26 Sözlerimi düzeltmek mi istiyorsunuz?Çaresizin sözlerini boş laf
mı sayıyorsunuz?
Eyüp.6: 27 Öksüzün üzerine kura çeker,Arkadaşınızın üzerine pazarlık
ederdiniz.
Eyüp.6: 28 "Şimdi lütfedip bana bakın,Yüzünüze karşı yalan söyleyecek
değilim ya.
Eyüp.6: 29 Bırakın artık, haksızlık etmeyin,Bir daha düşünün, davamda
haklıyım.
Eyüp.6: 30 Ağzımdan haksız bir söz çıkıyor mu,Damağım kötü niyeti ayırt
edemiyor mu?
BÖLÜM 7
Eyüp.7: 1 "Yeryüzünde insan yaşamı savaşı andırmıyor mu,Günleri
gündelikçinin günlerinden farklı mı?
Eyüp.7: 2 Gölgeyi özleyen köle,Ücretini bekleyen gündelikçi gibi,
Eyüp.7: 3 Miras olarak bana boş aylar verildi,Payıma sıkıntılı geceler
düştü.
Eyüp.7: 4 Yatarken, 'Ne zaman kalkacağım diye düşünüyorum,Ama gece uzadıkça
uzuyor,Gün doğana dek dönüp duruyorum.
Eyüp.7: 5 Bedenimi kurt, kabuk kaplamış,Çatlayan derimden irin akıyor.
Eyüp.7: 6 "Günlerim dokumacının mekiğinden hızlı,Umutsuz tükenmekte.
Eyüp.7: 7 Ey Tanrı, yaşamımın bir soluk olduğunu anımsa,Gözüm bir daha
mutluluk yüzü görmeyecek.
Eyüp.7: 8 Şu anda bana bakan gözler bir daha beni görmeyecek,Senin gözlerin
üzerimde olacak,Ama ben yok olacağım.
Eyüp.7: 9 Bir bulutun dağılıp gitmesi gibi,Ölüler diyarına inen bir daha
çıkmaz.
Eyüp.7: 10 Bir daha evine dönmez,Bulunduğu yer artık onu tanımaz.
Eyüp.7: 11 "Bu yüzden sessiz kalmayacak,İçimdeki sıkıntıyı dile
getireceğim;Canımın acısıyla yakınacağım.
Eyüp.7: 12 Ben deniz ya da deniz canavarı mıyım ki,Başıma bekçi koydun?
Eyüp.7: 13 Yatağım beni rahatlatır,Döşeğim acılarımı dindirir diye
düşündüğümde,
Eyüp.7: 14 Beni düşlerle korkutuyor,Görümlerle yıldırıyorsun.
Eyüp.7: 15 Öyle ki, boğulmayı,Ölmeyi şu yaşama yeğliyorum.
Eyüp.7: 16 Yaşamımdan tiksiniyor,Sonsuza dek yaşamak istemiyorum;Çek elini
benden, çünkü günlerimin anlamı kalmadı.
Eyüp.7: 17 "İnsan ne ki, onu büyütesin,Üzerinde kafa yorasın,
Eyüp.7: 18 Her sabah onu yoklayasın,Her an onu sınayasın?
Eyüp.7: 19 Gözünü üzerimden hiç ayırmayacak mısın,Tükürüğümü yutacak kadar
bile beni rahat bırakmayacak mısın?
Eyüp.7: 20 Günah işledimse, ne yaptım sana,Ey insan gözcüsü?Niçin beni
kendine hedef seçtin?Sana yük mü oldum?
Eyüp.7: 21 Niçin isyanımı bağışlamaz,Suçumu affetmezsin?Çünkü yakında
toprağa gireceğim,Beni çok arayacaksın, ama ben artık olmayacağım."
Bildat
BÖLÜM 8
Eyüp.8: 1 Şuahlı Bildat şöyle yanıtladı:
Eyüp.8: 2 "Ne zamana dek böyle konuşacaksın?Sözlerin sert rüzgar gibi.
Eyüp.8: 3 Tanrı adaleti saptırır mı,Her Şeye Gücü Yeten doğru olanı çarpıtır
mı?
Eyüp.8: 4 Oğulların ona karşı günah işlediyse,İsyanlarının cezasını
vermiştir.
Eyüp.8: 5 Ama sen gayretle Tanrı'yı arar,Her Şeye Gücü Yeten'e yalvarırsan,
Eyüp.8: 6 Temiz ve doğruysan,O şimdi bile senin için kolları sıvayıpSeni hak
ettiğin yere geri getirecektir.
Eyüp.8: 7 Başlangıcın küçük olsa da,Sonun büyük olacak.
Eyüp.8: 8 "Lütfen, önceki kuşaklara sor,Atalarının neler öğrendiğini iyice
araştır.
Eyüp.8: 9 Çünkü biz daha dün doğduk, bir şey bilmeyiz,Yeryüzündeki
günlerimiz sadece bir gölge.
Eyüp.8: 10 Onlar sana anlatıp öğretmeyecek,İçlerindeki sözleri dile
getirmeyecek mi?
Eyüp.8: 11 "Bataklık olmayan yerde kamış biter mi?Susuz yerde saz büyür mü?
Eyüp.8: 12 Henüz yeşilken, kesilmeden,Otlardan önce kururlar.
Eyüp.8: 13 Tanrı'yı unutan herkesin sonu böyledir,Tanrısız insanın umudu
böyle yok olur.
Eyüp.8: 14 Onun güvendiği şey kırılır,Dayanağı ise bir örümcek ağıdır.
Eyüp.8: 15 Örümcek ağına yaslanır, ama ağ çöker,Ona tutunur, ama ağ taşımaz.
Eyüp.8: 16 Tanrısızlar güneşte iyi sulanmış bitkiyi andırır,Dalları bahçenin
üzerinden aşar;
Eyüp.8: 17 Kökleri taş yığınına sarılır,Çakılların arasında yer aranır.
Eyüp.8: 18 Ama yerinden sökülürse,Yeri, 'Seni hiç görmedim diyerek onu
yadsır.
Eyüp.8: 19 İşte sevinci böyle son bulur,Yerinde başka bitkiler biter.
Eyüp.8: 20 "Tanrı kusursuz insanı reddetmez,Kötülük edenlerin elinden
tutmaz.
Eyüp.8: 21 O senin ağzını yine gülüşle,Dudaklarını sevinç haykırışıyla
dolduracaktır.
Eyüp.8: 22 Düşmanlarını utanç kaplayacak,Kötülerin çadırı yok olacaktır.
Eyüp
BÖLÜM 9
Eyüp.9: 1 Eyüp şöyle yanıtladı:
Eyüp.9: 2 "Biliyorum, gerçekten öyledir,Ama Tanrı'nın önünde insan nasıl
haklı çıkabilir?
Eyüp.9: 3 Biri O'nunla tartışmak istese,Binde bir bile O'na yanıt veremez.
Eyüp.9: 4 O'nun bilgisi derin, gücü eşsizdir,Kim O'na direndi de ayakta
kaldı?
Eyüp.9: 5 O dağları yerinden oynatır da,Dağlar farkına varmaz,Öfkeyle altüst
eder onları.
Eyüp.9: 6 Dünyayı yerinden oynatır,Direklerini titretir.
Eyüp.9: 7 Güneşe buyruk verir, doğmaz güneş,Yıldızları mühürler.
Eyüp.9: 8 O'dur tek başına gökleri geren,Denizin dalgaları üzerinde yürüyen.
Eyüp.9: 9 Büyük Ayı'yı, Oryon'u, Ülker'i,Güney takımyıldızlarını yaratan
O'dur.
Eyüp.9: 10 Anlayamadığımız büyük işler,Sayısız şaşılası işler yapan O'dur.
Eyüp.9: 11 İşte, yanımdan geçer, O'nu göremem,Geçip gider, farkına bile
varmam.
Eyüp.9: 12 Evet, O avını kaparsa, kim O'nu durdurabilir?Kim O'na, 'Ne
yapıyorsun diyebilir?
Eyüp.9: 13 Tanrı öfkesini dizginlemez,O'nun ayağına kapanır.Rahav'ın*fc*
yardımcıları bileD Not 9:13 "Rahav": Kenan efsanelerinde geçen kaos ve
kötülük güçlerini simgeleyen bir deniz canavarı.
Eyüp.9: 14 "Nerde kaldı ki, ben O'na yanıt vereyim,O'nunla tartışmak için
söz bulayım?
Eyüp.9: 15 Haklı olsam da O'na yanıt veremez,Merhamet etmesi için yargıcıma
yalvarırdım ancak.
Eyüp.9: 16 O'nu çağırsam, O da bana yanıt verseydi,Yine de inanmazdım sesime
kulak verdiğine.
Eyüp.9: 17 O beni kasırgayla eziyor,Nedensiz yaralarımı çoğaltıyor.
Eyüp.9: 18 Soluk almama izin vermiyor,Ancak beni acıya doyuruyor.
Eyüp.9: 19 Sorun güç sorunuysa, O güçlüdür!Adalet sorunuysa, kim O'nu
mahkemeye çağırabilir?
Eyüp.9: 20 Suçsuz olsam ağzım beni suçlar,Kusursuz olsam beni suçlu çıkarır.
Eyüp.9: 21 "Kusursuz olsam da kendime aldırdığım yok,Yaşamımı hor görüyorum.
Eyüp.9: 22 Hepsi bir, bu yüzden diyorum ki,'O suçluyu da suçsuzu da yok
ediyor.
Eyüp.9: 23 Kırbaç ansızın ölüm saçınca,O suçsuzların sıkıntısıyla eğlenir.
Eyüp.9: 24 Dünya kötülerin eline verilmiş,Yargıçların gözünü kapayan O'dur.O
değilse, kimdir?
Eyüp.9: 25 "Günlerim koşucudan çabuk,İyilik görmeden geçmekte.
Eyüp.9: 26 Kamış sandal gibi kayıp gidiyor,Avının üstüne süzülen kartal
gibi.
Eyüp.9: 27 'Acılarımı unutayım,Üzgün çehremi değiştirip gülümseyeyim desem,
Eyüp.9: 28 Bütün dertlerimden yılarım,Çünkü beni suçsuz saymayacağını
biliyorum.
Eyüp.9: 29 Madem suçlanacağım,Neden boş yere uğraşayım?
Eyüp.9: 30 Sabun otuyla yıkansam,Ellerimi kül suyuyla temizlesem,
Eyüp.9: 31 Beni yine pisliğe batırırsın,Giysilerim bile benden tiksinir.
Eyüp.9: 32 O benim gibi bir insan değil ki,O'na yanıt vereyim,Birlikte
mahkemeye gideyim.
Eyüp.9: 33 Keşke aramızda bir hakem olsa da,Elini ikimizin üstüne koysa!
Eyüp.9: 34 Tanrı sopasını üzerimden kaldırsın,Dehşeti beni yıldırmasın.
Eyüp.9: 35 O zaman konuşur, O'ndan korkmazdım,Ama bu durumda bir şey
yapamam.
BÖLÜM 10
Eyüp.10: 1 "Yaşamımdan usandım,Özgürce yakınacak,İçimdeki acıyla
konuşacağım.
Eyüp.10: 2 Tanrı'ya: Beni suçlama diyeceğim,Ama söyle, niçin benimle
çekişiyorsun.
Eyüp.10: 3 Hoşuna mı gidiyor gaddarlık etmek,Kendi ellerinin emeğini
reddedipKötülerin tasarılarını onaylamak?
Eyüp.10: 4 Sende insan gözü mü var?İnsanın gördüğü gibi mi görüyorsun?
Eyüp.10: 5 Günlerin ölümlü birinin günleri gibi,Yılların insanın yılları
gibi mi ki,
Eyüp.10: 6 Suçumu arıyor,Günahımı araştırıyorsun?
Eyüp.10: 7 Kötü olmadığımı,Senin elinden beni kimsenin kurtaramayacağını
biliyorsun.
Eyüp.10: 8 "Senin ellerin bana biçim verdi, beni yarattı,Şimdi dönüp beni
yok mu edeceksin?
Eyüp.10: 9 Lütfen anımsa, balçık gibi bana sen biçim verdin,Beni yine
toprağa mı döndüreceksin?
Eyüp.10: 10 Beni süt gibi dökmedin mi,Peynir gibi katılaştırmadın mı?
Eyüp.10: 11 Bana et ve deri giydirdin,Beni kemiklerle, sinirlerle ördün.
Eyüp.10: 12 Bana yaşam verdin, sevgi gösterdin,İlgin ruhumu korudu.
Eyüp.10: 13 "Ama bunları yüreğinde gizledin,Biliyorum aklındakini:
Eyüp.10: 14 Günah işleseydim, beni gözlerdin,Suçumu cezasız bırakmazdın.
Eyüp.10: 15 Suçluysam, vay başıma!Suçsuzken bile başımı kaldıramıyorum,Çünkü
utanç doluyum, çaresizim.
Eyüp.10: 16 Başımı kaldırsam, aslan gibi beni avlar,Şaşılası gücünü yine
gösterirsin üstümde.
Eyüp.10: 17 Bana karşı yeni tanıklar çıkarır,Öfkeni artırırsın.Orduların
dalga dalga üzerime geliyor.
Eyüp.10: 18 "Niçin doğmama izin verdin?Keşke ölseydim, hiçbir göz beni
görmeden!
Eyüp.10: 19 Hiç var olmamış olurdum,Rahimden mezara taşınırdım.
Eyüp.10: 20 Birkaç günlük ömrüm kalmadı mı?Beni rahat bırak da biraz yüzüm
gülsün;
Eyüp.10: 21 Dönüşü olmayan yere gitmeden önce,Karanlık ve ölüm gölgesi
diyarına,
Eyüp.10: 22 Zifiri karanlık diyarına,Ölüm gölgesi, kargaşa
diyarına,Aydınlığın karanlığı andırdığı yere."
Sofar
BÖLÜM 11
Eyüp.11: 1 Naamalı Sofar şöyle yanıtladı:
Eyüp.11: 2 "Bunca söz yanıtsız mı kalsın?Çok konuşan haklı mı sayılsın?
Eyüp.11: 3 Saçmalıkların karşısında sussun mu insanlar?Sen alay edince kimse
seni utandırmasın mı?
Eyüp.11: 4 Tanrı'ya, 'İnancım arıdır diyorsun,'Senin gözünde temizim.
Eyüp.11: 5 Ama keşke Tanrı konuşsa,Sana karşı ağzını açsa da,
Eyüp.11: 6 Bilgeliğin sırlarını bildirse!Çünkü bilgelik çok yönlüdür.Bil ki,
Tanrı günahlarından bazılarını unuttu bile.
Eyüp.11: 7 "Tanrı'nın derin sırlarını anlayabilir misin?Her Şeye Gücü
Yeten'in sınırlarına ulaşabilir misin?
Eyüp.11: 8 Onlar gökler kadar yüksektir, ne yapabilirsin?Ölüler diyarından
derindir, nasıl anlayabilirsin?
Eyüp.11: 9 Ölçüleri yeryüzünden uzun,Denizden geniştir.
Eyüp.11: 10 "Gelip seni hapsetse, mahkemeye çağırsa,Kim O'na engel olabilir?
Eyüp.11: 11 Çünkü O yalancıları tanır,Kötülüğü görür de dikkate almaz mı?
Eyüp.11: 12 Ne zaman yaban eşeği insan doğurursa,Aptal da o zaman sağduyulu
olur.
Eyüp.11: 13 "O'na yüreğini adar,Ellerini açarsan,
Eyüp.11: 14 İşlediğin günahı kendinden uzaklaştırır,Çadırında haksızlığa yer
vermezsen,
Eyüp.11: 15 Utanmadan başını kaldırır,Sağlam ve korkusuz olabilirsin.
Eyüp.11: 16 Sıkıntılarını unutur,Akıp gitmiş sular gibi anarsın onları.
Eyüp.11: 17 Yaşamın öğlen güneşinden daha parlak olur,Karanlık sabaha döner.
Eyüp.11: 18 Güven duyarsın, çünkü umudun olur,Çevrene bakıp güvenlik içinde
yatarsın.
Eyüp.11: 19 Uzanırsın, korkutan olmaz,Birçokları senden lütuf diler.
Eyüp.11: 20 Ama kötülerin gözlerinin feri sönecek,Kaçacak yer
bulamayacaklar,Tek umutları son soluklarını vermek olacak."
Eyüp
BÖLÜM 12
Eyüp.12: 1 Eyüp şöyle yanıtladı:
Eyüp.12: 2 "Kendinizi birşey sandığınız belli,Ama bilgelik de sizinle
birlikte ölecek!
Eyüp.12: 3 Sizin kadar benim de aklım var,Sizden aşağı kalmam.Kim bilmez
bunları?
Eyüp.12: 4 "Gülünç oldum dostlarıma,Ben ki, Tanrı'ya yakarırdım, yanıtlardı
beni.Doğru ve kusursuz adam gülünç oldu.
Eyüp.12: 5 Kaygısızlar felaketi küçümser,Ayağı kayanı umursamaz.
Eyüp.12: 6 Soyguncuların çadırlarında rahatlık var,Tanrı'yı gazaba
getirenler güvenlik içinde,Tanrı'ya değil, kendi bileklerine güveniyorlar.
Eyüp.12: 7 "Ama şimdi sor hayvanlara, sana öğretsinler,Gökte uçan kuşlara
sor, sana anlatsınlar,
Eyüp.12: 8 Toprağa söyle, sana öğretsin,Denizdeki balıklara sor, sana bilgi
versinler.
Eyüp.12: 9 Hangisi bilmezBunu RAB'bin yaptığını?
Eyüp.12: 10 Her yaratığın canı,Bütün insanlığın soluğu O'nun elindedir.
Eyüp.12: 11 Damağın yemeği tattığı gibiKulak da sözleri denemez mi?
Eyüp.12: 12 Bilgelik yaşlılarda,Akıl uzun yaşamdadır.
Eyüp.12: 13 "Bilgelik ve güç Tanrı'ya özgüdür,O'ndadır öğüt ve akıl.
Eyüp.12: 14 O'nun yıktığı onarılamaz,O'nun hapsettiği kişi özgür olamaz.
Eyüp.12: 15 Suları tutarsa, kuraklık olur,Salıverirse dünyayı sel götürür.
Eyüp.12: 16 Güç ve zafer O'na aittir,Aldanan da aldatan da O'nundur.
Eyüp.12: 17 Danışmanları çaresiz kılar,Yargıçları çıldırtır.
Eyüp.12: 18 Kralların bağladığı bağı çözer,Bellerine kuşak bağlar.
Eyüp.12: 19 Kâhinleri* çaresiz kılar,Koltuklarında yıllananları devirir.
Eyüp.12: 20 Güvenilir danışmanları susturur,Yaşlıların aklını alır.
Eyüp.12: 21 Rezalet saçar soylular üzerine,Güçlülerin kuşağını gevşetir.
Eyüp.12: 22 Karanlıkların derin sırlarını açar,Ölüm gölgesini aydınlığa
çıkarır.
Eyüp.12: 23 Ulusları büyütür, ulusları yok eder,Ulusları genişletir,
ulusları sürgün eder.
Eyüp.12: 24 Dünya önderlerinin aklını başından alır,Yolu izi belirsiz bir
çölde dolaştırır onları.
Eyüp.12: 25 Karanlıkta el yordamıyla yürür, ışık yüzü görmezler;Sarhoş gibi
dolaştırır onları.
BÖLÜM 13
Eyüp.13: 1 "İşte, gözlerim her şeyi gördü,Kulağım duydu, anladı.
Eyüp.13: 2 Sizin bildiğinizi ben de biliyorum,Sizden aşağı kalmam.
Eyüp.13: 3 Ama ben Her Şeye Gücü Yeten'le konuşmak,Davamı Tanrı'yla
tartışmak istiyorum.
Eyüp.13: 4 Sizlerse yalan düzüyorsunuz,Hepiniz değersiz hekimlersiniz.
Eyüp.13: 5 Keşke büsbütün sussanız!Sizin için bilgelik olurdu bu.
Eyüp.13: 6 Şimdi davamı dinleyin,Yakınmama kulak verin.
Eyüp.13: 7 Tanrı adına haksızlık mı edeceksiniz?O'nun adına yalan mı
söyleyeceksiniz?
Eyüp.13: 8 O'nun tarafını mı tutacaksınız?Tanrı'nın davasını mı
savunacaksınız?
Eyüp.13: 9 Sizi sorguya çekerse, iyi mi olur?İnsanları aldattığınız gibi
O'nu da mı aldatacaksınız?
Eyüp.13: 10 Gizlice O'nun tarafını tutarsanız,Kuşkusuz sizi azarlar.
Eyüp.13: 11 O'nun görkemi sizi yıldırmaz mı?Dehşeti üzerinize düşmez mi?
Eyüp.13: 12 Anlattıklarınız kül kadar değersizdir,Savunduklarınızsa çamurdan
farksız.
Eyüp.13: 13 "Susun, bırakın ben konuşayım,Başıma ne gelirse gelsin.
Eyüp.13: 14 Hayatım tehlikeye girecekse girsin,Canım zora düşecekse düşsün.
Eyüp.13: 15 Beni öldürecek, umudum kalmadı*fç*, Hiç olmazsa yürüdüğüm yolun
doğruluğunu yüzüne karşı savunayım.D Not 13:15 "Beni öldürecek, umudum
kalmadı" ya da "Beni öldürsebile O'na güvenim sarsılmaz."
Eyüp.13: 16 Aslında bu benim kurtuluşum olacak,Çünkü tanrısız bir adam O'nun
karşısına çıkamaz.
Eyüp.13: 17 Sözlerimi iyi dinleyin,Kulaklarınızdan çıkmasın söyleyeceklerim.
Eyüp.13: 18 İşte davamı hazırladım,Haklı çıkacağımı biliyorum.
Eyüp.13: 19 Kim suçlayacak beni?Biri varsa susar, son soluğumu veririm.
Eyüp.13: 20 "Yalnız şu iki şeyi lütfet, Tanrım,O zaman kendimi senden
gizlemeyeceğim:
Eyüp.13: 21 Elini üstümden çekVe dehşetinle beni yıldırma.
Eyüp.13: 22 Sonra beni çağır, yanıtlayayım,Ya da bırak ben konuşayım, sen
yanıtla.
Eyüp.13: 23 Suçlarım, günahlarım ne kadar?Bana suçumu, günahımı göster.
Eyüp.13: 24 Niçin yüzünü gizliyorsun,Beni düşman*fd* gibi görüyorsun?D Not
13:24 İbranice "Düşman" sözcüğü "Eyüp" sözcüğünü çağrıştırıyor, bu yolla bir
söz sanatı yapılmış.
Eyüp.13: 25 Rüzgarın sürüklediği yaprağa dönmüşüm,Beni mi korkutacaksın?Kuru
samanı mı kovalayacaksın?
Eyüp.13: 26 Çünkü hakkımda acı şeyler yazıyor,Gençliğimde işlediğim
günahları bana miras veriyorsun.
Eyüp.13: 27 Ayaklarımı tomruğa vuruyor,Yollarımı gözetliyor,İzimi
sürüyorsun.
Eyüp.13: 28 "Oysa insan telef olmuş, çürük bir şey,Güve yemiş giysi gibidir.
BÖLÜM 14
Eyüp.14: 1 "İnsanı kadın doğurur,Günleri sayılı ve sıkıntı doludur.
Eyüp.14: 2 Çiçek gibi açıp solar,Gölge gibi gelip geçer.
Eyüp.14: 3 Gözlerini böyle birine mi dikiyorsun,Yargılamak için önüne
çağırıyorsun?
Eyüp.14: 4 Kim temizi kirliden çıkarabilir?Hiç kimse!
Eyüp.14: 5 Madem insanın günleri belirlenmiş,Aylarının sayısı
saptanmış,Sınır koymuşsun, öteye geçemez;
Eyüp.14: 6 Gözünü ondan ayır da,Çalışma saatini dolduran gündelikçi gibi
rahat etsin.
Eyüp.14: 7 "Oysa bir ağaç için umut vardır,Kesilse, yeniden sürgün
verir,Eksilmez filizleri.
Eyüp.14: 8 Kökü yerde kocasa,Kütüğü toprakta ölse bile,
Eyüp.14: 9 Su kokusu alır almaz filizlenir,Bir fidan gibi dal budak salar.
Eyüp.14: 10 İnsan ise ölüp yok olur,Son soluğunu verir ve her şey biter.
Eyüp.14: 11 Suyu akıp giden gölYa da kuruyan ırmak nasıl çöle dönerse,
Eyüp.14: 12 İnsan da öyle, yatar, bir daha kalkmaz,Gökler yok oluncaya dek
uyanmaz, Uyandırılmaz.
Eyüp.14: 13 "Keşke beni ölüler diyarına gizlesen,Öfken geçinceye dek
saklasan,Bana bir süre versen de, beni sonra anımsasan.
Eyüp.14: 14 İnsan ölür de dirilir mi?Başka biri nöbetimi devralıncaya
dekSavaş boyunca umutla beklerdim.
Eyüp.14: 15 Sen çağırırdın, ben yanıtlardım,Ellerinle yaptığın yaratığı
özlerdin.
Eyüp.14: 16 O zaman adımlarımı sayar,Günahımın hesabını tutmazdın.
Eyüp.14: 17 İsyanımı torbaya koyup mühürler,Suçumu örterdin.
Eyüp.14: 18 "Ama dağın yıkılıp çöktüğü,Kayanın yerinden taşındığı,
Eyüp.14: 19 Suyun taşı aşındırdığı,Selin toprağı sürükleyip götürdüğü
gibi,İnsanın umudunu yok ediyorsun.
Eyüp.14: 20 Onu hep yenersin, yok olup gider,Çehresini değiştirir, uzağa
gönderirsin.
Eyüp.14: 21 Oğulları saygı görür, onun haberi olmaz,Aşağılanırlar, anlamaz.
Eyüp.14: 22 Ancak kendi canının acısını duyar,Yalnız kendisi için yas tutar.
Elifaz
BÖLÜM 15
Eyüp.15: 1 Temanlı Elifaz şöyle yanıtladı:
Eyüp.15: 2 "Bilge kişi boş sözlerle yanıtlar mı,Karnını doğu rüzgarıyla
doldurur mu?
Eyüp.15: 3 Boş sözlerle tartışır,Yararsız söylevler verir mi?
Eyüp.15: 4 Tanrı korkusunu bile ortadan kaldırıyor,Tanrı'nın huzurunda
düşünmeyi engelliyorsun.
Eyüp.15: 5 Çünkü suçun ağzını kışkırtıyor,Hilekârların diliyle konuşuyorsun.
Eyüp.15: 6 Kendi ağzın seni suçluyor, ben değil,Dudakların sana karşı
tanıklık ediyor.
Eyüp.15: 7 "İlk doğan insan sen misin?Yoksa dağlardan önce mi var oldun?
Eyüp.15: 8 Tanrı'nın sırrını mı dinledin de,Yalnız kendini bilge görüyorsun?
Eyüp.15: 9 Senin bildiğin ne ki, biz bilmeyelim?Senin anladığın ne ki, bizde
olmasın?
Eyüp.15: 10 Bizde ak saçlı da yaşlı da var,Babandan bile yaşlı.
Eyüp.15: 11 Az mı geliyor Tanrı'nın avutması sana,Söylediği yumuşak sözler?
Eyüp.15: 12 Niçin yüreğin seni sürüklüyor,Gözlerin parıldıyor,
Eyüp.15: 13 Tanrı'ya öfkeni gösteriyorsun,Ağzından böyle sözler dökülüyor?
Eyüp.15: 14İnsan gerçekten temiz olabilir mi?Kadından doğan biri doğru
olabilir mi?
Eyüp.15: 15 Tanrı meleklerine güvenmiyorsa,Gökler bile O'nun gözünde temiz
değilse,
Eyüp.15: 16 Haksızlığı su gibi içenİğrenç, bozuk insana mı güvenecek?
Eyüp.15: 17 "Dinle beni, sana açıklayayım,Gördüğümü anlatayım,
Eyüp.15: 18 Bilgelerin atalarından öğrenip bildirdiği,Gizlemediği
gerçekleri;
Eyüp.15: 19 O atalar ki, ülke yalnız onlara verilmişti,Aralarına henüz
yabancı girmemişti.
Eyüp.15: 20 Kötü insan yaşamı boyunca kıvranır,Zorbaya ayrılan yıllar
sayılıdır.
Eyüp.15: 21 Dehşet sesleri kulağından eksilmez,Esenlik içindeyken
soyguncunun saldırısına uğrar.
Eyüp.15: 22 Karanlıktan kurtulabileceğine inanmaz,Kılıç onu gözler.
Eyüp.15: 23 'Nerede? diyerek ekmek ardınca dolaşır,Karanlık günün
yanıbaşında olduğunu bilir.
Eyüp.15: 24 Acı ve sıkıntı onu yıldırır,Savaşa hazır bir kral gibi onu
yener.
Eyüp.15: 25 Çünkü Tanrı'ya el kaldırmış,Her Şeye Gücü Yeten'e meydan okumuş,
Eyüp.15: 26 Kalın, yumrulu kalkanıylaO'na inatla saldırmıştı.
Eyüp.15: 27 "Yüzü semirdiği,Göbeği yağ bağladığı halde,
Eyüp.15: 28 Yıkılmış kentlerde,Taş yığınına dönmüş oturulmaz evlerde
oturacak,
Eyüp.15: 29 Zengin olmayacak, serveti tükenecek,Malları ülkeye
yayılmayacaktır.
Eyüp.15: 30 Karanlıktan kaçamayacak,Filizlerini alev kurutacak,Tanrı'nın
ağzından çıkan solukla yok olacaktır.
Eyüp.15: 31 Boş şeye güvenerek kendini aldatmasın,Çünkü ödülü boşluk
olacaktır.
Eyüp.15: 32 Gününden önce işi tamamlanacak,Dalı yeşermeyecektir.
Eyüp.15: 33 Asma gibi koruğunu dökecek,Zeytin ağacı gibi çiçeğini
dağıtacaktır.
Eyüp.15: 34 Çünkü tanrısızlar sürüsü kısır olur,Rüşvetçilerin çadırlarını
ateş yakıp yok eder.
Eyüp.15: 35 Fesada gebe kalıp kötülük doğururlar,İçleri yalan doludur."
Eyüp
BÖLÜM 16
Eyüp.16: 1 Eyüp şöyle yanıtladı:
Eyüp.16: 2 "Buna benzer çok şey duydum,Oysa siz avutmuyor, sıkıntı
veriyorsunuz.
Eyüp.16: 3 Boş sözleriniz hiç sona ermeyecek mi?Nedir derdiniz, boyuna
karşılık veriyorsunuz?
Eyüp.16: 4 Yerimde siz olsaydınız,Ben de sizin gibi konuşabilirdim;Size
karşı güzel sözler dizer,Başımı sallayabilirdim.
Eyüp.16: 5 Ağzımdan çıkan sözlerle yüreklendirir,Dudaklarımdan dökülen
avutucu sözlerle yatıştırırdım sizi.
Eyüp.16: 6 "Konuşsam bile acım dinmez,Sussam ne değişir?
Eyüp.16: 7 Ey Tanrı, beni tükettin,Bütün ev halkımı dağıttın.
Eyüp.16: 8 Beni sıkıp buruşturdun, bana karşı tanık oldu bu;Zayıflığım
kalkmış tanıklık ediyor bana karşı.
Eyüp.16: 9 Tanrı öfkeyle saldırıp parçalıyor beni,Dişlerini gıcırdatıyor
bana,Düşmanım gözlerini üzerime dikiyor.
Eyüp.16: 10 İnsanlar bana dudak büküyor,Aşağılayarak tokat
atıyor,Birleşiyorlar bana karşı.
Eyüp.16: 11 Tanrı haksızlara teslim ediyor beni,Kötülerin kucağına atıyor.
Eyüp.16: 12 Ben rahat yaşıyordum, ama Tanrı paraladı beni,Boynumdan tutup
yere çaldı.Beni hedef yaptı kendine.
Eyüp.16: 13 Okçuları beni kuşatıyor,Acımadan böbreklerimi deşiyor,Ödümü
yerlere döküyor.
Eyüp.16: 14 Bedenimde gedik üstüne gedik açıyor,Dev gibi üzerime saldırıyor.
Eyüp.16: 15 "Giymek için çul diktim,Gururumu ayak altına aldım.
Eyüp.16: 16 Ağlamaktan yüzüm kızardı,Gözlerimin altı morardı.
Eyüp.16: 17 Yine de ellerim şiddetten uzak,Duam içtendir.
Eyüp.16: 18 "Ey toprak, kanımı örtme,Feryadım asla dinmesin.
Eyüp.16: 19 Daha şimdiden tanığım göklerde,Beni savunan yücelerdedir.
Eyüp.16: 20 Dostlarım benimle eğleniyor,Gözlerim Tanrı'ya yaş döküyor;
Eyüp.16: 21 Tanrı kendisiyle insan arasındaİnsanoğluyla komşusu arasında hak
arasın diye.
Eyüp.16: 22 "Çünkü birkaç yıl sonra,Dönüşü olmayan yolculuğa çıkacağım.
BÖLÜM 17
Eyüp.17: 1 "Yaşama gücüm tükendi, günlerim kısaldı,Mezar gözlüyor beni.
Eyüp.17: 2 Çevremi alaycılar kuşatmış,Gözümü onların aşağılamasıyla açıp
kapıyorum.
Eyüp.17: 3 "Ey Tanrı, kefilim ol kendine karşı,Başka kim var bana güvence
verecek?
Eyüp.17: 4 Çünkü onların aklını anlayışa kapadın,Bu yüzden onları zafere
kavuşturmayacaksın.
Eyüp.17: 5 Para için dostlarını satan adamınÇocuklarının gözünün feri söner.
Eyüp.17: 6 "Tanrı beni insanların diline düşürdü,Yüzüme tükürmekteler.
Eyüp.17: 7 Kederden gözümün feri söndü,Kollarım bacaklarım çırpı gibi.
Eyüp.17: 8 Dürüst insanlar buna şaşıyor,Suçsuzlar tanrısızlara saldırıyor.
Eyüp.17: 9 Doğrular kendi yolunu tutuyor,Elleri temiz olanlar gittikçe
güçleniyor.
Eyüp.17: 10 "Ama siz, hepiniz gelin yine deneyin!Aranızda bir bilge
bulamayacağım.
Eyüp.17: 11 Günlerim geçti, tasarılarım,Dileklerim suya düştü.
Eyüp.17: 12 Bu insanlar geceyi gündüze çeviriyorlar,Karanlığa 'Işık yakındır
diyorlar.
Eyüp.17: 13 Ölüler diyarını evim diye gözlüyorsam,Yatağımı karanlığa
seriyorsam,
Eyüp.17: 14 Çukura 'Babam,Kurda 'Annem, kızkardeşim diyorsam,
Eyüp.17: 15 Umudum nerede?Kim benim için umut görebilir?
Eyüp.17: 16 Umut benimle ölüler diyarına mı inecek?Toprağa birlikte mi
gireceğiz?"
Bildat
BÖLÜM 18
Eyüp.18: 1 Şuahlı Bildat şöyle yanıtladı:
Eyüp.18: 2 "Ne zaman bitecek bu sözler?Biraz anlayışlı olun da konuşalım.
Eyüp.18: 3 Niçin hayvan yerine konuyoruz,Gözünüzde aptal sayılıyoruz?
Eyüp.18: 4 Sen kendini öfkenle paralıyorsun,Senin uğruna dünyadan vaz mı
geçilecek?Kayalar yerini mi değiştirecek?
Eyüp.18: 5 "Evet, kötünün ışığı sönecek,Ateşinin alevi parlamayacak.
Eyüp.18: 6 Çadırındaki ışık karanlığa dönecek,Yanındaki kandil sönecek.
Eyüp.18: 7 Adımlarının gücü zayıflayacak,Kurduğu düzene kendi düşecek.
Eyüp.18: 8 Ayakları onu ağa götürecek,Kendi ayağıyla tuzağa basacak.
Eyüp.18: 9 Topuğu kapana girecek,Tuzak onu kapacak.
Eyüp.18: 10 Toprağa gizlenmiş bir ilmek,Yoluna koyulmuş bir kapan bekliyor
onu.
Eyüp.18: 11 Dehşet saracak onu her yandan,Her adımında onu kovalayacak.
Eyüp.18: 12 Gücünü kıtlık kemirecek,Tökezleyince, felaket yanında
bitiverecek.
Eyüp.18: 13 Derisini hastalık yiyecek,Kollarıyla bacaklarını ölüm yutacak.
Eyüp.18: 14 Güvenli çadırından atılacak,Dehşet kralının önüne sürüklenecek.
Eyüp.18: 15 Çadırında ateş oturacak*fe*,Yurdunun üzerine kükürt saçılacak.D
Not 18:15 "Ateş oturacak" ya da "Hiç bir şey kalmayacak."
Eyüp.18: 16 Kökleri dipten kuruyacak,Dalları üstten solacak.
Eyüp.18: 17 Ülkede anısı yok olacak,Adı dünyadan silinecek.
Eyüp.18: 18 Işıktan karanlığa sürülecek,Dünyadan kovulacak.
Eyüp.18: 19 Ne çocuğu ne torunu kalacak halkı arasında,Yaşadığı yerde
kimsesi kalmayacak.
Eyüp.18: 20 Batıdakiler onun yıkımına şaşacak,Doğudakiler dehşet içinde
bakacak.
Eyüp.18: 21 Evet, kötülerin yaşamı işte böyle son bulur,Tanrı'yı
tanımayanların varacağı yer budur."
Eyüp
BÖLÜM 19
Eyüp.19: 1 Eyüp şöyle yanıtladı:
Eyüp.19: 2 "Ne zamana dek beni üzecek,Sözlerinizle ezeceksiniz?
Eyüp.19: 3 On kez oldu beni aşağılıyor,Hiç utanmadan saldırıyorsunuz.
Eyüp.19: 4 Yanlış yola sapmışsam,Bu benim suçum.
Eyüp.19: 5 Kendinizi gerçekten benden üstün görüyor,Utancımı bana karşı
kullanıyorsanız,
Eyüp.19: 6 Bilin ki, Tanrı bana haksızlık yaptı,Beni ağıyla kuşattı.
Eyüp.19: 7 "İşte, 'Zorbalık bu! diye haykırıyorum, ama yanıt yok,Yardım için
bağırıyorum, ama adalet yok.
Eyüp.19: 8 Yoluma set çekti, geçemiyorum,Yollarımı karanlığa boğdu.
Eyüp.19: 9 Üzerimden onurumu soydu,Başımdaki tacı kaldırdı.
Eyüp.19: 10 Her yandan yıktı beni, tükendim,Umudumu bir ağaç gibi kökünden
söktü.
Eyüp.19: 11 Öfkesi bana karşı alev alev yanıyor,Beni hasım sayıyor.
Eyüp.19: 12 Orduları üstüme üstüme geliyor,Bana karşı rampalar
yapıyor,Çadırımın çevresinde ordugah kuruyorlar.
Eyüp.19: 13 "Kardeşlerimi benden uzaklaştırdı,Tanıdıklarım bana büsbütün
yabancılaştı.
Eyüp.19: 14 Akrabalarım uğramaz oldu,Yakın dostlarım beni unuttu.
Eyüp.19: 15 Evimdeki konuklarla hizmetçilerBeni yabancı sayıyor,Garip oldum
gözlerinde.
Eyüp.19: 16 Kölemi çağırıyorum, yanıtlamıyor,Dil döksem bile.
Eyüp.19: 17 Soluğum karımı tiksindiriyor,Kardeşlerim benden iğreniyor.
Eyüp.19: 18 Çocuklar bile beni küçümsüyor,Ayağa kalksam benimle
eğleniyorlar.
Eyüp.19: 19 Bütün yakın dostlarım benden iğreniyor,Sevdiklerim yüz
çeviriyor.
Eyüp.19: 20 Bir deri bir kemiğe döndüm,Ölümün eşiğine geldim.
Eyüp.19: 21 "Ey dostlarım, acıyın bana, siz acıyın,Çünkü Tanrı'nın eli vurdu
bana.
Eyüp.19: 22 Neden Tanrı gibi siz de beni kovalıyor,Etime doymuyorsunuz?
Eyüp.19: 23 "Keşke şimdi sözlerim yazılsa,Kitaba geçseydi,
Eyüp.19: 24 Demir kalemle, kurşunlaSonsuza dek kalsın diye kayaya
kazılsaydı!
Eyüp.19: 25 Oysa ben kurtarıcımın yaşadığını,Sonunda yeryüzüne geleceğini
biliyorum.
Eyüp.19: 26 Derim yok olduktan sonra,Yeni bedenimle*ff* Tanrı'yı göreceğim.D
Not 19:26 "Yeni bedenimle" ya da "Etim olmadan."
Eyüp.19: 27 O'nu kendim göreceğim,Kendi gözlerimle, başkası değil.Yüreğim
bayılıyor bağrımda!
Eyüp.19: 28 Eğer, 'Sıkıntının kökü onda olduğu içinOnu kovalım diyorsanız,
Eyüp.19: 29 Kılıçtan korkmalısınız,Çünkü kılıç cezası öfkeli olur,O zaman
adaletin var olduğunu göreceksiniz."
Sofar
BÖLÜM 20
Eyüp.20: 1 Naamalı Sofar şöyle yanıtladı:
Eyüp.20: 2 "Sıkıntılı düşüncelerim beni yanıt vermeye zorluyor,Bu yüzden çok
heyecanlıyım.
Eyüp.20: 3 Beni utandıran bir azar işitiyorum,Anlayışım yanıt vermemi
gerektiriyor.
Eyüp.20: 4 "Bilmiyor musun eskiden beri,İnsan dünyaya geldiğinden beri,
Eyüp.20: 5 Kötünün zafer çığlığı kısadır,Tanrısızın sevinciyse bir anlıktır.
Eyüp.20: 6 Boyu göklere erişse,Başı bulutlara değse bile,
Eyüp.20: 7 Sonsuza dek yok olacak, kendi pisliği gibi;Onu görmüş olanlar,
'Nerede o? diyecekler.
Eyüp.20: 8 Düş gibi uçacak, bir daha bulunamayacak,Gece görümü gibi yok
olacak.
Eyüp.20: 9 Kendisini görmüş olan gözler bir daha onu görmeyecek,Yaşadığı
yerde artık görünmeyecektir.
Eyüp.20: 10 Çocukları yoksulların lütfunu dileyecek,Malını kendi eliyle geri
verecektir.
Eyüp.20: 11 Kemiklerini dolduran gençlik ateşiKendisiyle birlikte toprakta
yatacak.
Eyüp.20: 12 "Kötülük ağzında tatlı gözükse,Onu dilinin altına gizlese bile,
Eyüp.20: 13 Tutsa, bırakmasa,Damağının altına saklasa bile,
Eyüp.20: 14 Yediği yiyecek midesinde ekşiyecek,İçinde kobra zehirine
dönüşecek.
Eyüp.20: 15 Yuttuğu servetleri kusacak,Tanrı onları midesinden çıkaracak.
Eyüp.20: 16 Kobra zehiri emecek,Engereğin zehir dişi onu öldürecek.
Eyüp.20: 17 Akarsuların, bal ve ayran akan derelerinSefasını süremeyecek.
Eyüp.20: 18 Zahmetle kazandığınıYemeden geri verecek,Elde ettiği kazancın
tadını çıkaramayacak.
Eyüp.20: 19 Çünkü yoksulları ezip yüzüstü bıraktı,Kendi yapmadığı evi zorla
aldı.
Eyüp.20: 20 "Hırsı yüzünden rahat nedir bilmedi,Serveti onu kurtaramayacak.
Eyüp.20: 21 Yediğinden artakalan olmadı,Bu yüzden bolluğu uzun sürmeyecek.
Eyüp.20: 22 Varlık içinde yokluk çekecek,Sıkıntı tepesine binecek.
Eyüp.20: 23 Karnını tıka basa doyurduğunda,Tanrı kızgın öfkesini ondan
çıkaracak,Üzerine gazap yağdıracak.
Eyüp.20: 24 Demir silahtan kaçacak olsa,Tunç* ok onu delip geçecek.
Eyüp.20: 25 Çekilince ok sırtından,Parıldayan ucu ödünden çıkacak,Dehşet
çökecek üzerine.
Eyüp.20: 26 Koyu karanlık onun hazinelerini gözlüyor.Körüklenmemiş ateş onu
yiyip bitirecek,Çadırında artakalanı tüketecek.
Eyüp.20: 27 Suçunu gökler açığa çıkaracak,Yeryüzü ona karşı ayaklanacak.
Eyüp.20: 28 Varlığını seller,Azgın sular götürecek Tanrı'nın öfkelendiği
gün.
Eyüp.20: 29 Budur kötünün Tanrı'dan aldığı pay,Budur Tanrı'nın ona verdiği
miras."
Eyüp
BÖLÜM 21
Eyüp.21: 1 Eyüp şöyle yanıtladı:
Eyüp.21: 2 "Sözümü dikkatle dinleyin,Bana verdiğiniz avuntu bu olsun.
Eyüp.21: 3 Bırakın ben de konuşayım,Ben konuştuktan sonra alay edin.
Eyüp.21: 4 "Yakınmam insana mı karşı?Niçin sabırsızlanmayayım?
Eyüp.21: 5 Bana bakın da şaşın,Elinizi ağzınıza koyun.
Eyüp.21: 6 Bunu düşündükçe içimi korku sarıyor,Bedenimi titreme alıyor.
Eyüp.21: 7 Kötüler niçin yaşıyor,Yaşlandıkça güçleri artıyor?
Eyüp.21: 8 Çocukları sapasağlam çevrelerinde,Soyları gözlerinin önünde.
Eyüp.21: 9 Evleri güvenlik içinde, korkudan uzak,Tanrı'nın sopası onlara
dokunmuyor.
Eyüp.21: 10 Boğalarının çiftleşmesi hiç boşa çıkmaz,İnekleri hep doğurur,
hiç düşük yapmaz.
Eyüp.21: 11 Çocuklarını sürü gibi salıverirler,Yavruları oynaşır.
Eyüp.21: 12 Tef ve lir eşliğinde şarkı söyler,Ney sesiyle eğlenirler.
Eyüp.21: 13 Ömürlerini bolluk içinde geçirir,Esenlik içinde ölüler diyarına
inerler.
Eyüp.21: 14 Tanrı'ya, 'Bizden uzak dur! derler,'Yolunu öğrenmek istemiyoruz.
Eyüp.21: 15 Her Şeye Gücü Yeten kim ki, O'na kulluk edelim?Ne kazancımız
olur O'na dua etsek?
Eyüp.21: 16 Ama zenginlikleri kendi ellerinde değil.Kötülerin öğüdü benden
uzak olsun.
Eyüp.21: 17 "Kaç kez kötülerin kandili söndü,Başlarına felaket geldi,Tanrı
öfkelendiğinde paylarına düşen kederi verdi?
Eyüp.21: 18 Kaç kez rüzgarın sürüklediği saman gibi,Kasırganın uçurduğu
saman çöpü gibi oldular?
Eyüp.21: 19 'Tanrı babaların cezasını çocuklarına çektirirdiyorsunuz,
Kendilerine çektirsin de bilsinler nasıl olduğunu.
Eyüp.21: 20 Yıkımlarını kendi gözleriyle görsünler,Her Şeye Gücü Yeten'in
gazabını içsinler.
Eyüp.21: 21 Çünkü sayılı ayları sona erinceGeride bıraktıkları aileleri için
niye kaygı çeksinler?
Eyüp.21: 22 "En yüksektekileri bile yargılayan Tanrı'yaKim akıl öğretebilir?
Eyüp.21: 23 Biri gücünün doruğunda ölür,Büsbütün rahat ve kaygısız.
Eyüp.21: 24 Bedeni iyi beslenmiş,İlikleri dolu.
Eyüp.21: 25 Ötekiyse acı içinde ölür,İyilik nedir hiç tatmamıştır.
Eyüp.21: 26 Toprakta birlikte yatarlar,Üzerlerini kurt kaplar.
Eyüp.21: 27 "Bakın, düşüncelerinizi,Bana zarar vermek için kurduğunuz
düzenleri biliyorum.
Eyüp.21: 28 'Büyük adamın evi nerede? diyorsunuz,'Kötülerin çadırları
nerede?
Eyüp.21: 29 Yolculara hiç sormadınız mı?Anlattıklarına kulak asmadınız mı?
Eyüp.21: 30 Felaket günü kötü insan esirgenir,Gazap günü ona kurtuluş yolu
gösterilir.
Eyüp.21: 31 Kim davranışını onun yüzüne vurur?Kim yaptığının karşılığını ona
ödetir?
Eyüp.21: 32 Mezarlığa taşınır,Kabri başında nöbet tutulur.
Eyüp.21: 33 Vadi toprağı tatlı gelir ona,Herkes ardından gider,Önüsıra
gidenlerse sayısızdır.
Eyüp.21: 34 "Boş laflarla beni nasıl avutursunuz?Yanıtlarınızdan çıkan tek
sonuç yalandır."
Elifaz
BÖLÜM 22
Eyüp.22: 1 Temanlı Elifaz şöyle yanıtladı:
Eyüp.22: 2 "İnsan Tanrı'ya yararlı olabilir mi?Bilge kişinin bile O'na
yararı dokunabilir mi?
Eyüp.22: 3 Doğruluğun Her Şeye Gücü Yeten'e ne zevk verebilir,Kusursuz
yaşamın O'na ne kazanç sağlayabilir?
Eyüp.22: 4 Seni azarlaması, dava etmesiO'ndan korktuğun için mi?
Eyüp.22: 5 Kötülüğün büyük,Günahların sonsuz değil mi?
Eyüp.22: 6 Çünkü kardeşlerinden nedensiz rehin alıyor,Onları soyuyordun.
Eyüp.22: 7 Yorguna su içirmedin,Açtan ekmeği esirgedin;
Eyüp.22: 8 Ülkeye bileğinle sahip oldun,Saygın biri olarak orada yaşadın.
Eyüp.22: 9 Dul kadınları eli boş çevirdin,Öksüzlerin kolunu kanadını kırdın.
Eyüp.22: 10 Bu yüzden her yanın tuzaklarla çevrili,Ansızın gelen korkuyla
yılıyorsun,
Eyüp.22: 11 Her şey kararıyor, göremez oluyorsun,Seller altına alıyor seni.
Eyüp.22: 12 "Tanrı göklerin yükseklerinde değil mi?Yıldızlara bak, ne kadar
yüksekteler!
Eyüp.22: 13 Sen ise, 'Tanrı ne bilir? diyorsun,'Zifiri karanlığın içinden
yargılayabilir mi?
Eyüp.22: 14 Koyu bulutlar O'na engeldir, göremez,Gökkubbenin üzerinde
dolaşır.
Eyüp.22: 15 Kötülerin yürüdüğüEski yolu mu tutacaksın?
Eyüp.22: 16 Onlar ki, vakitleri gelmeden çekilip alındılar,Temellerini sel
bastı.
Eyüp.22: 17 Tanrı'ya, 'Bizden uzak dur! dediler,'Her Şeye Gücü Yeten bize ne
yapabilir?
Eyüp.22: 18 Ama onların evlerini iyilikle dolduran O'ydu.Bunun için
kötülerin öğüdü benden uzak olsun.
Eyüp.22: 19 "Doğrular onların yıkımını görüp sevinir,Suçsuzlar şöyle diyerek
eğlenir:
Eyüp.22: 20 'Düşmanlarımız yok edildi,Malları yanıp kül oldu.
Eyüp.22: 21 "Tanrı'yla dost ol, barış ki,Bolluğa eresin.
Eyüp.22: 22 Ağzından çıkan öğretiyi benimse,Sözlerini yüreğinde tut.
Eyüp.22: 23 Her Şeye Gücü Yeten'e dönersen, eski haline kavuşursun.Kötülüğü
çadırından uzak tutar,
Eyüp.22: 24 Altınını yere,Ofir altınını vadideki çakılların arasına atarsan,
Eyüp.22: 25 Her Şeye Gücü Yeten senin altının,Değerli gümüşün olur.
Eyüp.22: 26 O zaman Her Şeye Gücü Yeten'den zevk alır,Yüzünü Tanrı'ya
kaldırırsın.
Eyüp.22: 27 O'na dua edersin, dinler seni,Adaklarını yerine getirirsin.
Eyüp.22: 28 Neye karar verirsen yapılır,Yollarını ışık aydınlatır.
Eyüp.22: 29 İnsanlar seni alçaltınca, güvenini yitirme,Çünkü Tanrı
alçakgönüllüleri kurtarır.
Eyüp.22: 30 O suçsuz olmayanı bile kurtarır,Senin ellerinin temizliği
sayesinde kurtulur suçlu."
Eyüp
BÖLÜM 23
Eyüp.23: 1 Eyüp şöyle yanıtladı:
Eyüp.23: 2 "Bugün de acı acı yakınacağım,İniltime karşın Tanrı'nın
üzerimdeki eli ağırdır.
Eyüp.23: 3 Keşke O'nu nerede bulacağımı bilseydim,Tahtına varabilseydim!
Eyüp.23: 4 Davamı önünde dile getirir,Kanıtlarımı art arda sıralardım.
Eyüp.23: 5 Bana vereceği yanıtı öğrenir,Ne diyeceğini anlardım.
Eyüp.23: 6 Eşsiz gücüyle bana karşı mı çıkardı?Hayır, yalnızca dinlerdi
beni.
Eyüp.23: 7 Haklı kişi davasını oraya, O'nun önüne getirebilirdi,Ben de
yargılanmaktan sonsuza dek kurtulurdum.
Eyüp.23: 8 "Doğuya gitsem orada değil,Batıya gitsem O'nu bulamıyorum.
Eyüp.23: 9 Kuzeyde iş görse O'nu seçemiyorum,Güneye dönse O'nu göremiyorum.
Eyüp.23: 10 Ama O tuttuğum yolu biliyor,Beni sınadığında altın gibi
çıkacağım.
Eyüp.23: 11 Adımlarını yakından izledim,Sapmadan yolunu tuttum.
Eyüp.23: 12 Ağzından çıkan buyruklardan ayrılmadım,Günlük ekmeğimden çok
ağzından çıkan sözlere değer verdim.
Eyüp.23: 13 "O tek başınadır, kim O'nu caydırabilir?Canı ne isterse onu
yapar.
Eyüp.23: 14 Benimle ilgili kararını yerine getirir,Daha nice tasarısı
vardır.
Eyüp.23: 15 Bu yüzden dehşete düşerim huzurunda,Düşündükçe korkarım O'ndan.
Eyüp.23: 16 Tanrı cesaretimi kırdı,Her Şeye Gücü Yeten beni yıldırdı.
Eyüp.23: 17 Karanlık beni susturamadı,Yüzümü örten koyu karanlık.
BÖLÜM 24
Eyüp.24: 1 "Niçin Her Şeye Gücü Yeten yargı için vakit saptamıyor?Neden O'nu
tanıyanlar bu günleri görmesin?
Eyüp.24: 2 İnsanlar sınır taşlarını kaldırıyor,Çaldıkları sürüleri
otlatıyorlar.
Eyüp.24: 3 Öksüzlerin eşeğini kovuyor,Dul kadının öküzünü rehin alıyorlar.
Eyüp.24: 4 Yoksulları yoldan saptırıyor,Ülkenin düşkünlerini gizlenmeye
zorluyorlar.
Eyüp.24: 5 Bakın, yoksullar çöldeki yaban eşekleri gibiYiyecek bulmak için
erkenden işe çıkıyorlar,Çocuklarına yiyeceği kırlar sağlıyor.
Eyüp.24: 6 Yemlerini tarlalardan topluyor,Kötülerin bağındaki artıkları
eşeliyorlar.
Eyüp.24: 7 Geceyi giysisiz, çıplak geçiriyorlar,Örtünecek şeyleri yok
soğukta.
Eyüp.24: 8 Dağlara yağan sağanaktan ıslanıyor,Sığınakları olmadığı için
kayalara sarılıyorlar.
Eyüp.24: 9 Öksüz memeden uzaklaştırılıyor,Düşkünün bebeği rehin alınıyor.
Eyüp.24: 10 Giysisiz, çıplak dolaşıyor,Aç karnına demet taşıyorlar.
Eyüp.24: 11 Teraslar arasında zeytin eziyor,Susuzluktan kavrulurkenŞarap
için üzüm sıkıyorlar.
Eyüp.24: 12 Kentlerden insan iniltileri yükseliyor,Yaralı canlar feryat
ediyor,Ama Tanrı haksızlığı önemsemiyor.
Eyüp.24: 13 "Bunlar ışığa başkaldıranlardır;Onun yolunu tanımaz,İzinde
yürümezler.
Eyüp.24: 14 Gün kararınca*fg* katil kalkar,Düşkünü, yoksulu öldürür,Hırsız
gibi sıvışır geceleyin.D Not 24:14 "Gün kararınca": İbranice "Işıkta".
Eyüp.24: 15 Zina edenin gözü alaca karanlıktadır,'Beni kimse görmez diye
düşünür,Yüzünü örtüyle gizler.
Eyüp.24: 16 Hırsızlar karanlıkta evleri deler,Gündüz gizlenir, ışık nedir
bilmezler.
Eyüp.24: 17 Çünkü zifiri karanlık, sabahıdır onların,Karanlığın dehşetiyle
dostturlar.
Eyüp.24: 18 "Diyorsunuz ki, 'Suyun üstündeki köpüktür onlar,Lanetlidir
ülkedeki payları,Kimse bağlara gitmez.
Eyüp.24: 19 Kuraklık ve sıcağın eriyen karı alıp götürdüğü gibiÖlüler diyarı
da günahlıları alıp götürür.
Eyüp.24: 20 Rahim onları unutacak,Kurtlara yem olacak,Bir daha
anılmayacaklar.Haksızlık bir ağaç gibi kırılacak.
Eyüp.24: 21 Onlar çocuğu olmayan kısır kadınları yolar,Dul kadına iyilik
etmezler.
Eyüp.24: 22 Tanrı, gücüyle zorbaları yok eder,Harekete geçince zorbaların
yaşama umudu kalmaz.
Eyüp.24: 23 Tanrı onlara güven verir, O'na güvenirler,Ama gözü yürüdükleri
yoldadır.
Eyüp.24: 24 Kısa süre yükselir, sonra yok olurlar,Düşerler, tıpkı ötekiler
gibi alınıp götürülür,Başak başı gibi kesilirler.
Eyüp.24: 25 "Böyle değilse, kim beni yalancı çıkarabilir,Söylediklerimin boş
olduğunu gösterebilir?"
Bildat
BÖLÜM 25
Eyüp.25: 1 Şuahlı Bildat şöyle yanıtladı:
Eyüp.25: 2 "Egemenlik ve heybet Tanrı'ya özgüdür,Yüce göklerde düzen kuran
O'dur.
Eyüp.25: 3 Orduları sayılabilir mi?Işığı kimin üzerine doğmaz?
Eyüp.25: 4 İnsan Tanrı'nın önünde nasıl doğru olabilir?Kadından doğan biri
nasıl temiz olabilir?
Eyüp.25: 5 O'nun gözünde ay parlak,Yıldızlar temiz değilse,
Eyüp.25: 6 Nerede kaldı bir kurtçuk olan insan,Bir böcek olan insanoğlu!"
Eyüp
BÖLÜM 26
Eyüp.26: 1 Eyüp şöyle yanıtladı:
Eyüp.26: 2 "Çaresize nasıl yardım ettin!Güçsüz pazıyı nasıl kurtardın!
Eyüp.26: 3 Bilge olmayana ne öğütler verdin!Sağlam bilgiyi pek güzel
öğrettin!
Eyüp.26: 4 Bu sözleri kime söyledin?Senin ağzından konuşan ruh kimin?
Eyüp.26: 5 "Suların ve sularda yaşayanların altındaÖlüler titriyor.
Eyüp.26: 6 Tanrı'nın önünde ölüler diyarı çıplaktır,Yıkım diyarı örtüsüz.
Eyüp.26: 7 O boşluğun üzerine kuzey göklerini yayar,Hiçliğin üzerine dünyayı
asar.
Eyüp.26: 8 Bulutların içine suları sarar,Bulutlar yırtılmaz onların ağırlığı
altında.
Eyüp.26: 9 Dolunayın yüzünü örter,Üstüne bulutlarını serper.
Eyüp.26: 10 Suların yüzeyine sınır çizerIşıkla karanlığın ayrıldığı yerde.
Eyüp.26: 11 Göklerin direkleri sarsılır,Şaşkına dönerler O azarlayınca.
Eyüp.26: 12 Gücüyle denizi çalkalar,Ustaca Rahav'ı*fh* vurur.D Not 26:12
"Rahav": Kenan efsanelerinde geçen kaos ve kötülükgüçlerini simgeleyen bir
deniz canavarı.
Eyüp.26: 13 Gökler O'nun soluğuyla açılır,O'nun eli parçalar kaçan yılanı.
Eyüp.26: 14 Bunlar yaptıklarının küçücük parçaları,O'ndan duyduğumuz hafif
bir fısıltıdır.Gürleyen gücünü kim anlayabilir?"*fı*D Not 26:14 Birçok
uzmana göre 26:5-14 ayetleri Bildat'ınsözleridir.
BÖLÜM 27
Eyüp.27: 1 Eyüp anlatmaya devam etti:
Eyüp.27: 2 "Hakkımı elimden alan Tanrı'nın varlığı hakkı için,Bana acı
çektiren Her Şeye Gücü Yeten'in hakkı için,
Eyüp.27: 3 İçimde yaşam belirtisi olduğu sürece,Tanrı'nın soluğu burnumda
olduğu sürece,
Eyüp.27: 4 Ağzımdan kötü söz çıkmayacak,Dilimden yalan dökülmeyecek.
Eyüp.27: 5 Size asla hak vermeyecek,Son soluğumu verene dek suçsuz olduğumu
söyleyeceğim.
Eyüp.27: 6 Doğruluğuma sarılacak, onu bırakmayacağım,Yaşadığım sürece
vicdanım beni suçlamayacak.
Eyüp.27: 7 "Düşmanlarım kötüler gibi,Bana saldıranlar haksızlar gibi
cezalandırılsın.
Eyüp.27: 8 Tanrısız insanın umudu nedirTanrı onu yok ettiğinde, canını
aldığında?
Eyüp.27: 9 Başına sıkıntı geldiğinde,Tanrı feryadını duyar mı?
Eyüp.27: 10 Her Şeye Gücü Yeten'den zevk alır mı?Her zaman Tanrı'ya yakarır
mı?
Eyüp.27: 11 "Tanrı'nın gücünü size öğreteceğim,Her Şeye Gücü Yeten'in
tasarısını gizlemeyeceğim.
Eyüp.27: 12 Aslında siz, hepiniz gördünüz bunu,Öyleyse ne diye boş boş
konuşuyorsunuz?
Eyüp.27: 13 "Kötünün Tanrı'dan alacağı pay,Zorbanın Her Şeye Gücü Yeten'den
alacağı miras şudur:
Eyüp.27: 14 Çocukları ne kadar çok olursa olsun, kılıçla öldürülecek,Soyu
yeterince ekmek bulamayacaktır.
Eyüp.27: 15 Sağ kalanlar hastalıktan ölüp gömülecek,Dul karıları
ağlamayacaktır.
Eyüp.27: 16 Kötü insan kum gibi gümüş yığsa,Yığınla giysi biriktirse,
Eyüp.27: 17 Onun biriktirdiğini doğru insan giyecek,Gümüşü suçsuz
paylaşacak.
Eyüp.27: 18 Evini güve kozası gibi inşa eder,Bekçinin kurduğu çardak gibi.
Eyüp.27: 19 Zengin olarak yatar, ama bu öyle sürmez,Gözlerini açtığında
hepsi yok olup gitmiştir.
Eyüp.27: 20 Dehşet onu sel gibi basar,Kasırga gece kapar götürür.
Eyüp.27: 21 Doğu rüzgarı onu uçurup götürür,Yerinden silip süpürür.
Eyüp.27: 22 Acımasızca üzerine eser,Elinden kaçmaya çalışırken.
Eyüp.27: 23 Onunla alay ederek el çırpar,Yerinden ıslık çalar."*fi*D Not
27:23 Bazı uzmanlara göre 27:13-23 ayetleri Sofar'ın sözleridir.
Bilgelik Üzerine
BÖLÜM 28
Eyüp.28: 1 Gümüş maden ocağından elde edilir,Altını arıtmak için de bir yer
vardır.
Eyüp.282 Demir topraktan çıkarılır,Bakırsa taştan.
Eyüp.28: 3 İnsan karanlığa son verir,Koyu karanlığın, ölüm gölgesinin
taşlarınıSon sınırına kadar araştırır.
Eyüp.28: 4 Maden kuyusunu insanların oturduğu yerden uzakta açar,İnsan
ayağının unuttuğu yerlerde,Herkesten uzak iplere sarılıp sallanır.
Eyüp.28: 5 Ekmek topraktan çıkar,Toprağın altı ise yanmış, altüst olmuştur.
Eyüp.28: 6 Kayalarından laciverttaşı çıkar,Yüzeyi altın tozunu andırır.
Eyüp.28: 7 Yırtıcı kuş yolu bilmez,Doğanın gözü onu görmemiştir.
Eyüp.28: 8 Güçlü hayvanlar oraya ayak basmamış,Aslan oradan geçmemiştir.
Eyüp.28: 9 Madenci elini çakmak taşına uzatır,Dağları kökünden altüst eder.
Eyüp.28: 10 Kayaların içinden tüneller açar,Gözleri değerli ne varsa görür.
Eyüp.28: 11 Irmakların kaynağını tıkar,Gizli olanı ışığa çıkarır.
Eyüp.28: 12 Ama bilgelik nerede bulunur?Aklın yeri neresi?
Eyüp.28: 13 İnsan onun değerini bilmez,Yaşayanlar diyarında ona rastlanmaz.
Eyüp.28: 14 Engin, "Bende değil" der,Deniz, "Yanımda değil."
Eyüp.28: 15 Onun bedeli saf altınla ödenmez,Değeri gümüşle ölçülmez.
Eyüp.28: 16 Ona Ofir altınıyla, değerli oniksle,Laciverttaşıyla değer
biçilmez.
Eyüp.28: 17 Ne altın ne cam onunla karşılaştırılabilir,Saf altın kaplara
değişilmez.
Eyüp.28: 18 Yanında mercanla billurun sözü edilmez,Bilgeliğin değeri
mücevherden üstündür.
Eyüp.28: 19 Kûş* topazı onunla denk sayılmaz,Saf altınla ona değer biçilmez.
Eyüp.28: 20 Öyleyse bilgelik nereden geliyor?Aklın yeri neresi?
Eyüp.28: 21 O bütün canlıların gözünden uzaktır,Gökte uçan kuşlardan bile
saklıdır.
Eyüp.28: 22 Yıkım'la Ölüm:"Kulaklarımız ancak fısıltısını duydu" der.
Eyüp.28: 23 Onun yolunu Tanrı anlar,Yerini bilen O'dur.
Eyüp.28: 24 Çünkü O yeryüzünün uçlarına kadar bakar,Göklerin altındaki her
şeyi görür.
Eyüp.28: 25 Rüzgara güç verdiği,Suları ölçtüğü,
Eyüp.28: 26 Yağmura kural koyduğu,Yıldırıma yol açtığı zaman,
Eyüp.28: 27 Bilgeliği görüp değerini biçti,Onu onaylayıp araştırdı.
Eyüp.28: 28 İnsana, "İşte Rab korkusu, bilgelik budur" dedi,"Kötülükten
kaçınmak akıllılıktır."
Eyüp
BÖLÜM 29
Eyüp.29: 1 Eyüp yine anlatmaya başladı:
Eyüp.29: 2 "Keşke geçen aylar geri gelseydi,Tanrı'nın beni kolladığı,
Eyüp.29: 3 Kandilinin başımın üstünde parladığı,Işığıyla karanlıkta
yürüdüğüm günler,
Eyüp.29: 4 Keşke olgunluk günlerim geri gelseydi,Tanrı'nın çadırımı dostça
koruduğu,
Eyüp.29: 5 Her Şeye Gücü Yeten'in henüz benimle olduğu,Çocuklarımın çevremde
bulunduğu,
Eyüp.29: 6 Yollarımın sütle yıkandığı,Yanımdaki kayanın zeytinyağı akıttığı
günler!
Eyüp.29: 7 "Kent kapısına gidipKürsümü meydana koyduğumda,
Eyüp.29: 8 Gençler beni görüp gizlenir,Yaşlılar kalkıp ayakta dururlardı;
Eyüp.29: 9 Önderler konuşmaktan çekinir,Elleriyle ağızlarını kaparlardı;
Eyüp.29: 10 Soyluların sesi kesilir,Dilleri damaklarına yapışırdı.
Eyüp.29: 11 Beni duyan kutlar,Beni gören överdi;
Eyüp.29: 12 Çünkü yardım isteyen yoksulu,Desteği olmayan öksüzü kurtarırdım.
Eyüp.29: 13 Ölmekte olanın hayır duasını alır,Dul kadının yüreğini sevinçten
coştururdum.
Eyüp.29: 14 Doğruluğu giysi gibi giyindim,Adalet kaftanım ve sarığımdı
sanki.
Eyüp.29: 15 Körlere göz,Topallara ayaktım.
Eyüp.29: 16 Yoksullara babalık eder,Garibin davasını üstlenirdim.
Eyüp.29: 17 Haksızın çenesini kırar,Avını dişlerinin arasından kapardım.
Eyüp.29: 18 "'Son soluğumu yuvamda vereceğim diye düşünüyordum,'Günlerim kum
taneleri kadar çok.
Eyüp.29: 19 Köküm sulara erişecek,Çiy geceyi dallarımda geçirecek.
Eyüp.29: 20 Aldığım övgüler tazelenecek,Elimdeki yay yenilenecek.
Eyüp.29: 21 "İnsanlar beni saygıyla dinler,Öğüdümü sessizce beklerlerdi.
Eyüp.29: 22 Ben konuştuktan sonra onlar konuşmazdı,Sözlerim üzerlerine
damlardı.
Eyüp.29: 23 Yağmuru beklercesine beni bekler,Son yağmurları içercesine
sözlerimi içerlerdi.
Eyüp.29: 24 Kendilerine gülümsediğimde gözlerine inanmazlardı,Güler
yüzlülüğüm onlara cesaret verirdi.
Eyüp.29: 25 Onların yolunu ben seçer, başlarında dururdum,Askerlerinin
ortasında kral gibi otururdum,Yaslıları avutan biri gibiydim.
BÖLÜM 30
Eyüp.30: 1 "Ama şimdi, yaşı benden küçük olanlarBenimle alay etmekte,Oysa
babalarını sürümün köpeklerininYanına koymaya tenezzül etmezdim.
Eyüp.30: 2 Çünkü güçleri tükenmişti,Bileklerinin gücü ne işime yarardı?
Eyüp.30: 3 Yoksulluktan, açlıktan bitkindiler,Akşam çölde, ıssız çorak
yerlerde kök kemiriyorlardı.
Eyüp.30: 4 Çalılıklarda karapazı topluyor,Retem kökü yiyorlardı.
Eyüp.30: 5 Toplumdan kovuluyorlardı,İnsanlar hırsızmışlar gibi onlara
bağırıyordu.
Eyüp.30: 6 Korkunç vadilerde, yerdeki deliklerde,Kaya kovuklarında
yaşıyorlardı.
Eyüp.30: 7 Çalıların arasında anırır,Çalı altında birbirine sokulurlardı.
Eyüp.30: 8 Aptalların, adı sanı belirsiz insanların çocuklarıydılar,Ülkeden
kovulmuşlardı.
Eyüp.30: 9 "Şimdiyse destan oldum dillerine,Ağızlarına doladılar beni.
Eyüp.30: 10 Benden tiksiniyor, uzak duruyorlar,Yüzüme tükürmekten
çekinmiyorlar.
Eyüp.30: 11 Tanrı ipimi çözüp beni alçalttığı içinDizginsiz davranmaya
başladılar bana.
Eyüp.30: 12 Sağımdaki ayak takımı üzerime yürüyor,Ayaklarımı kaydırıyor,Bana
karşı rampalar kuruyorlar.
Eyüp.30: 13 Yolumu kesiyor,Kimseden yardım görmedenBeni yok etmeye
çalışıyorlar.
Eyüp.30: 14 Koca bir gedikten girer gibi ilerliyor,Yıkıntılar arasından
üzerime yuvarlanıyorlar.
Eyüp.30: 15 Dehşet çöktü üzerime,Onurum rüzgara kapılmış gibi
uçtu,Mutluluğum bulut gibi geçip gitti.
Eyüp.30: 16 "Şimdi tükeniyorum,Acı günler beni ele geçirdi.
Eyüp.30: 17 Geceleri kemiklerim sızlıyor,Beni kemiren acılar hiç durmuyor.
Eyüp.30: 18 Tanrı'nın şiddetiÜzerimdeki giysiye dönüştü,Gömleğimin yakası
gibi beni sıkıyor.
Eyüp.30: 19 Beni çamura fırlattı,Toza, küle döndüm.
Eyüp.30: 20 "Sana yakarıyorum, ama yanıt vermiyorsun,Ayağa kalktığımda
gözünü bana dikiyorsun.
Eyüp.30: 21 Bana acımasız davranıyor,Bileğinin gücüyle beni eziyorsun.
Eyüp.30: 22 Beni kaldırıp rüzgara bindiriyorsun,Fırtınanın içinde darma
duman ediyorsun.
Eyüp.30: 23 Biliyorum, beni ölüme,Bütün canlıların toplanacağı yere
götüreceksin.
Eyüp.30: 24 "Kuşkusuz düşenin dostu olmaz,Felakete uğrayıp yardım
istediğinde.
Eyüp.30: 25 Sıkıntıya düşenler için ağlamaz mıydım?Yoksullar için üzülmez
miydim?
Eyüp.30: 26 Ama ben iyilik beklerken kötülük geldi,Işık umarken karanlık
geldi.
Eyüp.30: 27 İçim kaynıyor, rahatım yok,Önümde acı günler var.
Eyüp.30: 28 Yaslı yaslı dolaşıyorum, güneş yok,Topluluk içinde kalkıp feryat
ediyorum.
Eyüp.30: 29 Çakallarla kardeş,Baykuşlarla arkadaş oldum.
Eyüp.30: 30 Derim karardı, soyuluyor,Kemiklerim ateşten yanıyor.
Eyüp.30: 31 Lirimin sesi yas feryadına,Neyimin sesi ağlayanların sesine
döndü.
BÖLÜM 31
Eyüp.31: 1 "Gözlerimle antlaşma yaptımŞehvetle bir kıza bakmamak için.
Eyüp.31: 2 Çünkü insanın yukarıdan, Tanrı'dan payı nedir,Yücelerden, Her
Şeye Gücü Yeten'den mirası ne?
Eyüp.31: 3 Kötüler için felaket,Haksızlık yapanlar için bela değil mi?
Eyüp.31: 4 Yürüdüğüm yolları görmüyor mu,Attığım her adımı saymıyor mu?
Eyüp.31: 5 "Eğer yalan yolunda yürüdümse,Ayağım hileye seğirttiyse,
Eyüp.31: 6 -Tanrı beni doğru teraziyle tartsın,Kusursuz olduğumu görsün-
Eyüp.31: 7 Adımım yoldan saptıysa,Yüreğim gözümü izlediyse,Ellerim pisliğe
bulaştıysa,
Eyüp.31: 8 Ektiğimi başkaları yesin,Ekinlerim kökünden sökülsün.
Eyüp.31: 9 "Eğer gönlümü bir kadına kaptırdıysam,Komşumun kapısında pusuya
yattıysam,
Eyüp.31: 10 Karım başkasının buğdayını öğütsün,Onunla başka erkekler yatsın.
Eyüp.31: 11 Çünkü bu utanç verici,Yargılanması gereken bir suç olurdu.
Eyüp.31: 12 Yıkım diyarına dek yakan bir ateştir o,Bütün ürünümü kökünden
kavururdu.
Eyüp.31: 13 "Benimle ters düştüklerindeKölemin ve hizmetçimin hakkını
yemişsem,
Eyüp.31: 14 Tanrı yargıladığında ne yaparım?Hesap sorduğunda ne yanıt
veririm?
Eyüp.31: 15 Beni ana karnında yaratan onu da yaratmadı mı?Rahimde bize biçim
veren O değil mi?
Eyüp.31: 16 "Eğer yoksulların dileğini geri çevirdimse,Dul kadının umudunu
kırdımsa,
Eyüp.31: 17 Ekmeğimi yalnız yedim,Öksüzle paylaşmadımsa,
Eyüp.31: 18 Gençliğimden beri öksüzü baba gibi büyütmedimse,Doğduğumdan beri
dul kadına yol göstermedimse,
Eyüp.31: 19 Giysisi olmadığı için can çekişen biriniYa da örtüsü olmayan bir
yoksulu gördüm de,
Eyüp.31: 20 Koyunlarımın yünüyle ısıtmadıysam,O da içinden beni
kutsamadıysa,
Eyüp.31: 21 Mahkemede sözümün geçtiğini bilerekÖksüze el kaldırdımsa,
Eyüp.31: 22 Kolum omuzumdan düşsün,Kol kemiğim kırılsın.
Eyüp.31: 23 Çünkü Tanrı'dan gelecek beladan korkarım,O'nun görkeminden ötürü
böyle bir şey yapamam.
Eyüp.31: 24 "Eğer umudumu altına bağladımsa,Saf altına, 'Güvencim sensin
dedimse,
Eyüp.31: 25 Servetim çok,Varlığımı bileğimle kazandım diye sevindimse,
Eyüp.31: 26 Işıldayan güneşe,Parıldayarak hareket eden aya bakıp da,
Eyüp.31: 27 İçimden ayartıldımsa,Elim onlara taptığımı gösteren bir öpücük
yolladıysa,
Eyüp.31: 28 Bu da yargılanacak bir suç olurdu,Çünkü yücelerdeki Tanrı'yı
yadsımış olurdum.
Eyüp.31: 29 "Eğer düşmanımın yıkımına sevindim,Başına kötülük geldi diye
keyiflendimse,
Eyüp.31: 30 -Kimsenin canına lanet ederekAğzımın günah işlemesine izin
vermedim-
Eyüp.31: 31 Evimdeki insanlar, 'Eyüp'ün verdiği etleKarnını doyurmayan var
mı? diye sormadıysa,
Eyüp.31: 32 -Hiçbir yabancı geceyi sokakta geçirmezdi,Çünkü kapım her zaman
yolculara açıktı-
Eyüp.31: 33-34 Kalabalıktan çok korktuğum,Boyların aşağılamasından
yıldığım,Susup dışarı çıkmadığım içinSuçumu bağrımda gizleyipAdem gibi
isyanımı örttümse,
Eyüp.31: 35 -"Keşke beni dinleyen biri olsa!İşte savunmamı imzalıyorum,Her
Şeye Gücü Yeten bana yanıt versin!Hasmımın yazdığı tomar elimde olsa,
Eyüp.31: 36 Kuşkusuz onu omuzumda taşır,Taç gibi başıma koyardım.
Eyüp.31: 37 Attığım her adımı ona bildirir,Kendisine bir önder gibi
yaklaşırdım.-
Eyüp.31: 38 "Toprağım bana feryat ediyorsa,Sabanın açtığı yarıklar bir
ağızdan ağlıyorsa,
Eyüp.31: 39 Ürününü para ödemeden yedimseYa da üzerinde oturanların kalbini
kırdımsa,
Eyüp.31: 40 Orada buğday yerine diken,Arpa yerine delice bitsin."
Eyüp'ün konuşması sona erdi.
Elihu
BÖLÜM 32
Eyüp.32: 1 Böylece bu üç kişi Eyüp'e yanıt vermekten vaz geçti, çünküEyüp
kendi doğruluğundan emindi.
Eyüp.32: 2 Ram ailesinden Bûzlu Barakel oğlu Elihu Eyüp'e çoköfkelendi.
Çünkü Eyüp kendini Tanrı'dan haklı görüyordu.
Eyüp.32: 3 Elihu Eyüp'ün üç arkadaşına da öfkelendi, çünkü
Eyüp'ü*fj*suçlamalarına karşın sağlam bir yanıt bulamamışlardı.D Not 32:3
"Eyüp'ü": Bazı eski İbrani din bilginlerine göre "Tanrı'yı".
Eyüp.32: 4 Elihu Eyüp'le konuşmak için sırasını beklemişti, çünküötekiler
yaşça kendisinden büyüktü.
Eyüp.32: 5 Bu üç kişinin başka bir şey söyleyemeyeceğini görünce
öfkesialevlendi.
Eyüp.32: 6 Bûzlu Barakel oğlu Elihu şöyle konuştu:"Ben yaşça küçüğüm, sizse
yaşlısınız.Bu yüzden çekindim, bildiğimi söylemekten korktum.
Eyüp.32: 7 'Çok gün görenler konuşsun dedim,'Çok yıl yaşayanlar bilgeliği
öğretsin.
Eyüp.32: 8 Oysa insana ruh,Her Şeye Gücü Yeten'in soluğu akıl verir.
Eyüp.32: 9 Akıl yaşta değil baştadır.Adaleti anlamak yaşa bakmaz.
Eyüp.32: 10 "Bu yüzden, 'Beni dinleyin diyorum,Ben de bildiğimi söyleyeyim.
Eyüp.32: 11 Siz konuşurken ben bekledim,Siz ne diyeceğinizi
araştırırkenDüşüncelerinizi dinledim.
Eyüp.32: 12 Bütün dikkatimi size çevirdim.Ama hiçbiriniz Eyüp'ün
haksızlığını kanıtlayamadı,Onun söylediklerine karşılık veremedi.
Eyüp.32: 13 'Biz bilgeliğe eriştik,Bırakın Tanrı onu haksız çıkarsın, insan
değil demeyin.
Eyüp.32: 14 Ama Eyüp'ün sözlerinin hedefi ben değildim,Bu yüzden onu sizin
sözlerinizle yanıtlamayacağım.
Eyüp.32: 15 "Onlar yıldı, yanıt veremiyorlar artık,Söyleyecek şeyleri
kalmadı.
Eyüp.32: 16 Onlar konuşmuyor diye ben beklemeli miyim, Duruyor, yanıt
vermiyorlar diye?
Eyüp.32: 17 Benim de söyleyecek sözüm var,Ben de bildiğimi söyleyeceğim.
Eyüp.32: 18 Çünkü içim dolu,İçimdeki ruh beni zorluyor.
Eyüp.32: 19 İçim açılmamış şarap gibi,Yeni şarap tulumları gibi patlamak
üzere.
Eyüp.32: 20 Konuşup rahatlamalıyım,Ağzımı açıp yanıtlamalıyım.
Eyüp.32: 21 Kimseye ayrıcalık göstermeyecek,Kimseye yaltaklanmayacağım.
Eyüp.32: 22 Çünkü yaltaklanmayı bilsem,Yaratıcım beni hemen yok ederdi.
BÖLÜM 33
Eyüp.33: 1 "Ama şimdi lütfen sözümü dinle, Eyüp,Söyleyeceğim her şeye kulak
ver.
Eyüp.33: 2 Ağzımı açtım açacağım,Söyleyeceklerim dilimin ucunda.
Eyüp.33: 3 Sözlerim temiz bir yürekten çıkıyor,Dudaklarım bildiklerini
içtenlikle söylüyor.
Eyüp.33: 4 Beni Tanrı'nın Ruhu yarattı,Her Şeye Gücü Yeten'in soluğu yaşam
veriyor bana.
Eyüp.33: 5 Elinden gelirse beni yanıtla,Kendini hazırla, karşımda dur.
Eyüp.33: 6 Tanrı'nın önünde ben de tıpkı senin gibiyim,Ben de balçıktan
yaratıldım.
Eyüp.33: 7 Onun için dehşetim seni yıldırmasın,Baskım sana ağır gelmesin.
Eyüp.33: 8 "Sesin hâlâ kulaklarımda,Şöyle demiştin:
Eyüp.33: 9 'Ben kusursuz ve günahsızım,Temiz ve suçsuzum.
Eyüp.33: 10 Yine de Tanrı bana karşı bahane arıyor,Beni düşman görüyor.
Eyüp.33: 11 Ayaklarımı tomruğa vuruyor,Yollarımı gözetliyor.
Eyüp.33: 12 "Ama sana şunu söyleyeyim,Bu konuda haksızsın.Çünkü Tanrı
insandan büyüktür.
Eyüp.33: 13 İnsanın hiçbir sözünü yanıtlamıyor diyeNiçin O'nunla
çekişiyorsun?
Eyüp.33: 14 Çünkü insan anlamasa da,Tanrı şu ya da bu yolla konuşur.
Eyüp.33: 15 Rüyada, geceleyin görümde,İnsanları ağır uyku basınca,Yatakta
yatarlarken,
Eyüp.33: 16 Kulaklarına konuşur,Uyarısıyla onları korkutur;
Eyüp.33: 17 Onları yaptıkları kötülükten döndürmek,Gururdan uzak tutmak,
Eyüp.33: 18 Canlarını çukurdan,Hayatlarını ölümden kurtarmak için.
Eyüp.33: 19 İnsan yatağında acılarla,Kemiklerinde dinmez sızılarla yola
getirilir.
Eyüp.33: 20 Öyle ki, içi yemek kaldırmaz,En lezzetli yiyecekten tiksinir.
Eyüp.33: 21 Eti erir, görünmez olur,Gözükmeyen kemikleri ortaya çıkar.
Eyüp.33: 22 Canı çukura,Hayatı ölüm meleklerine yaklaşır.
Eyüp.33: 23 "Yine de insana doğruyu bildirmek içinYanında bir melek, bin
melekten biriArabulucu olarak bulunursa,
Eyüp.33: 24 Ona lütfeder de,'Onu ölüm çukuruna inmekten kurtar,Ben fidyeyi
buldum derse,
Eyüp.33: 25 Eti çocuk eti gibi yenilenir,Gençlik günlerine döner.
Eyüp.33: 26 Dua ettiğinde Tanrı ondan hoşnut kalır,O da Tanrı'nın yüzünü
görüp sevinir.Tanrı onun durumunu düzeltir.
Eyüp.33: 27 Sonra insanların önünde türkü çağırır:'Günah işleyip doğru
yoldan saptım,Ama Tanrı hak ettiğim cezayı vermedi bana,
Eyüp.33: 28 Canımı çukura inmekten O kurtardı,Işığı görmek için yaşayacağım.
Eyüp.33: 29-30 "İşte, insanın canını çukurdan çıkarmak,Onu yaşam ışığıyla
aydınlatmak içinTanrı bütün bunları iki kez,Hatta üç kez yapar.
Eyüp.33: 31 "İyi dinle, Eyüp, kulak ver,Sen sus, ben konuşacağım.
Eyüp.33: 32 Söyleyeceğin bir şey varsa söyle,Çünkü seni haklı çıkarmak
isterim.
Eyüp.33: 33 Yoksa, beni dinle,Sus da sana bilgelik öğreteyim."
BÖLÜM 34
Eyüp.34: 1 Elihu konuşmasına şöyle devam etti:
Eyüp.34: 2 "Ey bilgeler, sözlerimi dinleyin,Kulak verin bana, ey bilgi
sahipleri.
Eyüp.34: 3 Çünkü damak nasıl yemeği tadarsa,Kulak da sözleri sınar.
Eyüp.34: 4 Gelin, doğruyu seçelim,İyiyi birlikte öğrenelim.
Eyüp.34: 5 "Çünkü Eyüp, 'Ben suçsuzum diyor,'Tanrı hakkımı elimden aldı.
Eyüp.34: 6 Haklı olduğum halde yalancı sayılıyorum,Suçsuz olduğum halde
okunla yaraladın beni.
Eyüp.34: 7 Eyüp gibisi var mı?Alayı su gibi içiyor!
Eyüp.34: 8 Kötülük yapanlarla dostluk edip geziyor,Kötülerle aynı yolda
yürüyor.
Eyüp.34: 9 Çünkü, 'Tanrı'yı hoşnut etmeye çalışmakİnsana yarar getirmez
diyor.
Eyüp.34: 10 "Bu yüzden, ey sağduyulu insanlar, beni dinleyin!Tanrı kötülük
yapar mı,Her Şeye Gücü Yeten haksızlık eder mi? Asla!
Eyüp.34: 11 Çünkü O herkese yaptığının karşılığını öder,Hak ettiğini başına
getirir.
Eyüp.34: 12 Tanrı kesinlikle kötülük etmez,Her Şeye Gücü Yeten adaleti
saptırmaz.
Eyüp.34: 13 Kim yeryüzünü O'na emanet etti?Kim O'nu bütün dünyanın başına
atadı?
Eyüp.34: 14 Eğer niyet eder deRuhunu ve soluğunu geri çekerse,
Eyüp.34: 15 Bütün insanlık bir anda yok olur,İnsan yine toprağa döner.
Eyüp.34: 16 "Aklın varsa dinle,Kulak ver sözlerime.
Eyüp.34: 17 Adaletten nefret eden hiç hüküm sürebilir mi?Adil ve güçlü olanı
suçlayacak mısın?
Eyüp.34: 18 Krallara, 'Değersizsiniz,Soylulara, 'Kötüsünüz diyen,
Eyüp.34: 19 Önderlere ayrıcalık tanımayan,Zengini yoksuldan çok önemsemeyen
O değil mi?Çünkü hepsi O'nun ellerinin işidir.
Eyüp.34: 20 Gece yarısı bir anda ölürler,Herkes sarsılır, ölüp
gider,Güçlüler de insan eli değmeden alınıp götürülür.
Eyüp.34: 21 "Tanrı'nın gözleri insanların yolundan ayrılmaz,Attıkları her
adımı görür.
Eyüp.34: 22 Kötülük yapanların gizlenebileceğiNe karanlık bir yer vardır, ne
de ölüm gölgesi.
Eyüp.34: 23 Yargılanmak için önüne gelsinler diye,Tanrı insanları
sorgulamaya pek gerek duymaz.
Eyüp.34: 24 Araştırmadan güçlü insanları kırar,Onların yerine başkalarını
diker.
Eyüp.34: 25 Çünkü ne yaptıklarını bilir,Gece onları deviriverir, ezilirler.
Eyüp.34: 26 Herkesin gözü önündeKötülükleri yüzünden onları cezalandırır;
Eyüp.34: 27 Artık O'nun ardından gitmedikleri,Yollarının hiçbirini dikkate
almadıkları için.
Eyüp.34: 28 Yoksulun feryadını O'na duyurdular;Düşkünlerin feryadını işitti.
Eyüp.34: 29 Ama Tanrı sessiz kalırsa kim O'nu suçlayabilir?Yüzünü gizlerse
kim O'nu görebilir?Bir ulusa karşı da bir insana karşı da O hep aynıdır,
Eyüp.34: 30 Tanrısız insan krallık etmesin,Halka tuzak kurmasın diye.
Eyüp.34: 31 "Kimse Tanrı'ya,'Suçluyum, artık kötülük yapmayacağım dedi mi,
Eyüp.34: 32 'Göremediğimi sen bana öğret,Haksızlık ettimse, bir daha etmem?
Eyüp.34: 33 O'nu reddettiğin halde,Senin keyfince mi seni
ödüllendirmeli?Çünkü karar verecek olan sensin, ben değil,Öyleyse anlat bana
bildiğini.
Eyüp.34: 34 "Sağduyulu insanlar,Beni dinleyen bilgeler diyecekler ki,
Eyüp.34: 35 'Eyüp bilgisizce konuşuyor,Sözlerinin değeri yok.
Eyüp.34: 36 Kötü biri gibi yanıtladığı içinKeşke Eyüp'ün sınanması sonsuza
dek sürse!
Eyüp.34: 37 Çünkü günahına isyan da ekliyor,Önümüzde alay edercesine el
çırpıyor,Tanrı'ya karşı konuştukça konuşuyor."
BÖLÜM 35
Eyüp.35: 1 Elihu konuşmasına şöyle devam etti:
Eyüp.35: 2 "'Tanrı'nın önünde haklıyım diyorsun.Doğru buluyor musun bunu?
Eyüp.35: 3 Ama hâlâ, 'Günah işlemezsemYararım ne, kazancım ne? diye
soruyorsun.
Eyüp.35: 4 "Ben yanıtlayayım seniVe arkadaşlarını.
Eyüp.35: 5 Göklere bak da gör,Üzerinde yükselen bulutlara göz gezdir.
Eyüp.35: 6 Günah işlersen, Tanrı'ya ne zararı olur?İsyanların çoksa ne olur
O'na?
Eyüp.35: 7 Doğruysan, O'na verdiğin nedir,Ya da ne alır O senin elinden?
Eyüp.35: 8 Kötülüğün ancak senin gibi birine zarar verir,Doğruluğun ise
yalnız insanoğlu içindir.
Eyüp.35: 9 "İnsanlar ağır baskı altında feryat ediyor,Güçlülere karşı yardım
istiyor.
Eyüp.35: 10 Ama kimse, 'Nerede Yaratıcım Tanrı? demiyor;O Tanrı ki, gece
bize ezgiler verir,
Eyüp.35: 11 Yeryüzündeki hayvanlardan çok bize öğretirVe bizi gökteki
kuşlardan daha bilge kılar.
Eyüp.35: 12 Kötülerin gururu yüzünden insanlar feryat ediyor,Ama yanıtlayan
yok.
Eyüp.35: 13 Gerçek şu ki, Tanrı boş feryadı dinlemez,Her Şeye Gücü Yeten
bunu önemsemez.
Eyüp.35: 14 O'nu görmediğini söylediğin zaman bileDavan O'nun önündedir,
bekle;
Eyüp.35: 15 Madem bu öfkeyle şimdi cezalandırmadı,İsyana da pek aldırmaz
diyorsun.
Eyüp.35: 16 Bu yüzden Eyüp ağzını boş yere açıyor,Bilgisizce konuştukça
konuşuyor."
BÖLÜM 36
Eyüp.36: 1 Elihu konuşmasına şöyle devam etti:
Eyüp.36: 2 "Biraz bekle, sana açıklayayım,Çünkü Tanrı için söylenecek daha
çok söz var.
Eyüp.36: 3 Bilgimi geniş kaynaklardan toplayacağım,Yaratıcıma hak vereceğim.
Eyüp.36: 4 Kuşkusuz söylediğim hiçbir şey yalan değil,Karşında bilgide
yetkin biri var.
Eyüp.36: 5 "Tanrı güçlüdür, ama kimseyi hor görmez,Güçlü ve amacında
kararlı.
Eyüp.36: 6 Kötüleri yaşatmaz,Ezilenin hakkını verir.
Eyüp.36: 7 Gözlerini doğru kişiden ayırmaz,Onu krallarla birlikte tahta
oturtur,Sonsuza dek yükseltir.
Eyüp.36: 8 Ama insanlar zincire vurulur,Baskı altında tutulurlarsa,
Eyüp.36: 9 Onlara yaptıklarını,Gurura kapılıp isyan ettiklerini bildirir.
Eyüp.36: 10 Öğüdünü dinletir,Kötülükten dönmelerini buyurur.
Eyüp.36: 11 Eğer dinler ve O'na kulluk ederlerse,Kalan günlerini
bolluk,Yıllarını rahatlık içinde geçirirler.
Eyüp.36: 12 Ama dinlemezlerse ölür,Ders almadan yok olurlar.
Eyüp.36: 13 "Tanrısızlar öfkelerini içlerinde gizler,Kendilerini
bağladığında Tanrı'dan yardım istemezler.
Eyüp.36: 14 Genç yaşta ölüp giderler,Yaşamları putperest tapınaklarında
fuhşu iş edinmiş erkeklerarasında sona erer.
Eyüp.36: 15 Ama Tanrı acı çekenleri acı çektikleri için kurtarır,Düşkünlere
kendini dinletir.
Eyüp.36: 16 "Evet, seni sıkıntıdan çeker çıkarırdı;Darlığın olmadığı geniş
bir yere,Zengin yiyeceklerle bezenmiş bir sofraya.
Eyüp.36: 17 Oysa şimdi kötülerin hak ettiği cezayı çekiyorsun,Yargı ve
adalet yakalamış seni.
Eyüp.36: 18 Dikkat et, para seni baştan çıkarmasın,Büyük bir rüşvet seni
saptırmasın.
Eyüp.36: 19 Zenginliğin ya da bütün gücün yeter miSıkıntı çekmeni önlemeye?
Eyüp.36: 20 Halkların yeryüzündenYok edildiği geceyi özleme.
Eyüp.36: 21 Dikkat et, kötülüğe dönme,Çünkü sen onu düşkünlüğe yeğledin.
Eyüp.36: 22 "İşte Tanrı gücüyle yükselir,O'nun gibi öğretmen var mı?
Eyüp.36: 23 Kim O'na ne yapması gerektiğini söyleyebilir?Kim O'na,
'Haksızlık ettin diyebilir?
Eyüp.36: 24 O'nun işlerini yüceltmelisin, anımsa bunu,İnsanların ezgilerle
övdüğü işlerini.
Eyüp.36: 25 Bütün insanlar bunları görmüştür,Herkes onları uzaktan izler.
Eyüp.36: 26 Evet, Tanrı öyle büyüktür ki, O'nu anlayamayız,Varlığının süresi
hesaplanamaz.
Eyüp.36: 27 "Su damlalarını yukarı çeker,Buharından yağmur damlatır.
Eyüp.36: 28 Bulutlar nemini döker,İnsanların üzerine bol yağmur yağdırır.
Eyüp.36: 29 Bulutları nasıl yaydığını,Göksel konutundan nasıl gürlediğini
kim anlayabilir?
Eyüp.36: 30 Şimşekleri çevresine nasıl yaydığına,Denizin dibine dek nasıl
ulaştırdığına bakın.
Eyüp.36: 31 Tanrı halkları böyle yönetir,Bol yiyecek sağlar.
Eyüp.36: 32 Şimşeği elleriyle tutar,Hedefine vurmasını buyurur.
Eyüp.36: 33 O'nun gürleyişi fırtınayı haber verir,Sığırlar bile fırtına
kopacağını bildirir.
BÖLÜM 37
Eyüp.37: 1 "Yüreğim titrer buna,Yerinden oynar.
Eyüp.37: 2 Dinleyin, gürleyen sesini dinleyin,Ağzından çıkan sesi!
Eyüp.37: 3 Şimşeğini göğün altındaki her yere,Yeryüzünün dört bucağına
salar.
Eyüp.37: 4 Ardından bir ses gümbürder,Görkemli sesiyle gürler.Sesi duyulunca
şimşekleri alıkoymaz.
Eyüp.37: 5 Tanrı'nın sesi şaşılacak biçimde gürler,O, anlayışımızın ötesinde
büyük işler yapar.
Eyüp.37: 6 Çünkü kara, 'Yere düş der,Sağanağa, 'Bütün şiddetinle boşal.
Eyüp.37: 7 Yarattığı bütün insanlar ne yaptığını bilsin diye,Herkese işini
bıraktırır.
Eyüp.37: 8 Hayvanlar kovuklarına girer,İnlerinde otururlar.
Eyüp.37: 9 Kasırga yuvasından kopar,Soğuk saçılan rüzgarlardan.
Eyüp.37: 10 Tanrı'nın soluğu suları dondurur,Geniş sular buz tutar.
Eyüp.37: 11 Bulutlara nem yükler,Şimşeğini her yana yayar.
Eyüp.37: 12 Yeryüzünde ne buyurursa yapmak üzereBulutlar O'nun istediği
yönde döner durur.
Eyüp.37: 13 Ya insanları cezalandırmakYa da yeryüzünü sulayıp sevgisini
göstermek içinYağmur gönderir.
Eyüp.37: 14 "Dinle, Eyüp,Dur da düşün Tanrı'nın şaşılası işlerini.
Eyüp.37: 15 Tanrı'nın bulutları nasıl düzenlediğini,Şimşeğini nasıl
çaktırdığını biliyor musun?
Eyüp.37: 16 Bulutların dengesini,Bilgisi kusursuz olanın şaşılası işlerini
biliyor musun?
Eyüp.37: 17 Dünyanın soluğu kesildiğindeGüneyin kavurucu rüzgarı
altındaGiysilerin seni terletmez mi?
Eyüp.37: 18 Dökme tunç* bir ayna kadar sert olan gökkubbeyiO'nunla birlikte
yayabilir misin?
Eyüp.37: 19 "O'na ne söyleyeceğimizi öğret bize,Çünkü karanlık yüzünden
sözümüze düzen veremiyoruz.
Eyüp.37: 20 Konuşmak istediğim O'na söylenebilir mi?Kimse yutulmak ister mi?
Eyüp.37: 21 Rüzgar geçip göğü temizlediğindeGökte parıldayan ışığa kimse
bakamaz.
Eyüp.37: 22 Altın parıltısı geliyor kuzeyden,Tanrı korkunç görkeme bürünmüş.
Eyüp.37: 23 Her Şeye Gücü Yeten'e biz ulaşamayız.Gücü yücedir,Adaleti ve
eşsiz doğruluğuyla kimseyi ezmez.
Eyüp.37: 24 Bu yüzden insanlar O'na saygı duyar,Çünkü O, bilgeleri dikkate
almaz."
Tanrı Konuşuyor
BÖLÜM 38
Eyüp.38: 1 RAB kasırganın içinden Eyüp'ü şöyle yanıtladı:
Eyüp.38: 2 "Bilgisizce sözlerleTasarımı karartan bu adam kim?
Eyüp.38: 3 Şimdi erkek gibi kuşağını beline vur da,Ben sorayım, sen anlat.
Eyüp.38: 4 "Ben dünyanın temelini atarken sen neredeydin?Anlıyorsan söyle.
Eyüp.38: 5 Kim saptadı onun ölçülerini? Kuşkusuz biliyorsun!Kim çekti ipi
üzerine?
Eyüp.38: 6 Neyin üstüne yapıldı temelleri?Kim koydu köşe taşını,
Eyüp.38: 7 Sabah yıldızları birlikte şarkı söylerken,İlahi varlıklar*fk*
sevinçle çığrışırken?D Not 38:7 "İlahi varlıklar": İbranice "Tanrı
oğulları".
Eyüp.38: 8 "Denizin ardından kapıları kim kapadı,Ana rahminden fışkırdığı
zaman;
Eyüp.38: 9 Ona bulutları giysi,Koyu karanlığı kundak yaptığım,
Eyüp.38: 10 Sınırını koyduğum,Kapılarıyla sürgülerini yerleştirdiğim,
Eyüp.38: 11 'Buraya kadar gelip öteye geçmeyeceksin,Gururlu dalgaların
şurada duracak dediğim zaman?
Eyüp.38: 12 "Sen ömründe sabaha buyruk verdin mi,Şafağa yerini gösterdin mi;
Eyüp.38: 13 Yeryüzünün uçlarını tutsun,Oradaki kötüler silkilip atılsın
diye?
Eyüp.38: 14 Mühür basılan balçık gibi biçim değiştirir yeryüzü,Giysi
kıvrımları gibi göze çarpar.
Eyüp.38: 15 Kötülerin ışıkları alınır,Kalkan kolları kırılır.
Eyüp.38: 16 "Denizin kaynaklarına vardın mı,Gezdin mi enginin diplerinde?
Eyüp.38: 17 Ölüm kapıları sana gösterildi mi?Gördün mü ölüm gölgesinin
kapılarını?
Eyüp.38: 18 Dünyanın genişliğini kavradın mı?Anlat bana, bütün bunları
biliyorsan.
Eyüp.38: 19 "Işığın bulunduğu yerin yolu nerede?Ya karanlık, onun yeri
neresi?
Eyüp.38: 20 Onları yerlerine götürebilir misin?Evlerinin yolunu biliyor
musun?
Eyüp.38: 21 Bilmediğin şey yok zaten,Çünkü onlarla aynı zamanda doğmuştun!O
kadar yaşlısın!
Eyüp.38: 22 "Karın ambarlarına girdin mi,Dolunun ambarlarını gördün mü?
Eyüp.38: 23 Ben onları sıkıntılı günler için,Kavga ve savaş günleri için
saklıyorum.
Eyüp.38: 24 Nerede ışığın dağıtıldığı,Doğu rüzgarının yeryüzüne saçıldığı
yere giden yol?
Eyüp.38: 25 Kim sellere kanal,Yıldırımlara yol açtı;
Eyüp.38: 26 Kimsenin yaşamadığı toprakları,İnsanın bulunmadığı çölü sulasın
diye;
Eyüp.38: 27 Kurak ve ıssız yeri doyursun,Ot bitirsin diye?
Eyüp.38: 28 Yağmurun babası var mı?Çiy damlalarını kim yarattı?
Eyüp.38: 29 Buz kimin rahminden çıktı?Göklerden düşen kırağıyı kim doğurdu,
Eyüp.38: 30 Sular taş gibi katılaşıpEnginin yüzü donunca?
Eyüp.38: 31 "Ülker yıldızlarını bağlayabilir misin?Oryon'un bağlarını
çözebilir misin?
Eyüp.38: 32 Mevsimlerinde çıkartabilir misin takımyıldızları?Büyük ve Küçük
Ayı'ya yol gösterebilir misin?
Eyüp.38: 33 Biliyor musun göklerin yasalarını?Tanrı'nın yönetimini
yeryüzünde kurabilir misin?
Eyüp.38: 34 "Başına bol yağmur yağsın diyeBulutlara sesini duyurabilir
misin?
Eyüp.38: 35 Varıp da, 'Buradayız desinler diye,Şimşekleri gönderebilir
misin?
Eyüp.38: 36 Kim mısırturnasına*fl* bilgelik,Horoza*fl* anlayış verdi?D Not
38:36 Mısırturnasıyla horozun havadaki olası değişikliği sezdikleri
sanılırdı. Bu iki sözcük "yüreğimiz" ve "aklımız" anlamına da gelebilir.
Eyüp.38: 37 Kimin bulutları sayacak bilgisi var?Kim göklerin tulumlarını
boşaltabilir,
Eyüp.38: 38 Toprak sertleşipParçaları birbirine yapışınca?
Eyüp.38: 39 "Dişi aslanlar için sen avlanabilir misin,Genç aslanların
karnını doyurabilir misin,
Eyüp.38: 40 İnlerine sindikleri,Çalılıkta pusuya yattıkları zaman?
Eyüp.38: 41 Kuzguna yiyeceğini kim sağlıyor,Yavruları Tanrı'ya feryat
edipAçlıktan kıvrandığı zaman?
BÖLÜM 39
Eyüp.39: 1 "Dağ keçilerinin ne zaman doğurduğunu biliyor musun?Geyiklerin
yavruladığı zamanı sen mi gözlüyorsun?
Eyüp.39: 2 Sen mi sayıyorsun doğuruncaya dek geçirdikleri
ayları?Doğurdukları zamanı biliyor musun?
Eyüp.39: 3 Çöküp yavrularını doğurur,Kurtulurlar sancılarından.
Eyüp.39: 4 Güçlenir, kırda büyür yavrular,Gider, bir daha dönmezler.
Eyüp.39: 5 "Kim yaban eşeğini başı boş gönderdi,Kim bağlarını çözdü?
Eyüp.39: 6 Yurt olarak ona bozkırı,Barınak olarak tuzlayı verdim.
Eyüp.39: 7 Kentteki kargaşaya güler o,Sürücünün bağırdığını duymaz.
Eyüp.39: 8 Otlamak için tepeleri dolaşır,Yeşillik arar.
Eyüp.39: 9 "Yaban öküzü sana kulluk etmek ister mi?Geceyi senin yemliğinin
yanında geçirir mi?
Eyüp.39: 10 Sabanla yarık açsın diye ona bağ vurabilir misin?Arkanda,
ovalarda tırmık çeker mi?
Eyüp.39: 11 Çok güçlü diye ona bel bağlayabilir misin?Ağır işini ona
bırakabilir misin?
Eyüp.39: 12 Ekinini getireceğine,Buğdayını harman yerinde toplayacağına
güvenir misin?
Eyüp.39: 13 "Devekuşunun kanatları sevinçle dalgalanır,Ama leyleğin
kanatları ve tüyleriyle kıyaslanamaz.
Eyüp.39: 14 Devekuşu yumurtalarını yere bırakır,Onları kumda ısıtır,
Eyüp.39: 15 Ayak altında ezilebileceklerini,Yabanıl hayvanlarca
çiğnenebileceklerini düşünmez.
Eyüp.39: 16 Yavrularına sert davranır, kendinin değilmiş gibi,Çektiği
zahmetin boşa gideceğine üzülmez.
Eyüp.39: 17 Çünkü Tanrı ona bilgelik bağışlamamış,Anlayıştan pay
vermemiştir.
Eyüp.39: 18 Yine de koşmak için kabarıncaAta ve binicisine güler.
Eyüp.39: 19 "Sen mi ata güç verdin,Dalgalanan yeleyi boynuna giydirdin?
Eyüp.39: 20 Sen misin onu çekirge gibi sıçratan,Gururlu kişnemesiyle korku
saçtıran?
Eyüp.39: 21 Ayakları toprağı şiddetle eşer,Gücünden ötürü sevinçle
coşar,Savaşçının üstüne yürür.
Eyüp.39: 22 Korkuya güler, hiçbir şeyden yılmaz,Kılıç önünde geri adım
atmaz.
Eyüp.39: 23 Ok kılıfı, parıldayan mızrak ve palaÜzerinde takırdar atın.
Eyüp.39: 24 Coşku ve heyecanla uzaklıkları yutar,Boru çalınca duramaz
yerinde.
Eyüp.39: 25 Boru çaldıkça, 'Hi! diye kişner,Savaş kokusunu, komutanların
gürleyen sesini,Savaş çığlıklarını uzaklardan duyar.
Eyüp.39: 26 "Atmaca senin bilgeliğinle mi süzülüyor,Kanatlarını güneye doğru
açıyor?
Eyüp.39: 27 Kartal senin buyruğunla mı yükseliyor,Yuvasını yükseklere
kuruyor?
Eyüp.39: 28 Uçurum kenarlarında konaklıyor,Sivri kayalar onun kalesi.
Eyüp.39: 29 Oradan gözetliyor yiyeceğini,Gözleri avını uzaktan seçiyor.
Eyüp.39: 30 Onun yavruları kanla beslenir,Leşler neredeyse, o da oradadır."
BÖLÜM 40
Eyüp.40: 1 RAB Eyüp'e şöyle dedi:
Eyüp.40: 2 "Her Şeye Gücü Yeten'le çatışan O'nu yola getirebilir mi?Tanrı'yı
suçlayan yanıtlasın."
Eyüp.40: 3 O zaman Eyüp RAB'bi şöyle yanıtladı:
Eyüp.40: 4 "Bak, ben değersiz biriyim,Sana nasıl yanıt verebilirim?Ağzımı
elimle kapıyorum.
Eyüp.40: 5 Bir kez konuştum, yanıt almadım,İkinci kez konuşamam artık."
Eyüp.40: 6 RAB kasırganın içinden Eyüp'ü şöyle yanıtladı:
Eyüp.40: 7 "Şimdi erkek gibi kuşağını beline vur da,Ben sorayım, sen anlat.
Eyüp.40: 8 "Adaletimi boşa mı çıkaracaksın?Kendini haklı çıkarmak için beni
mi suçlayacaksın?
Eyüp.40: 9 Sende Tanrı'nın bileği gibi bilek var mı?Sesin O'nunki gibi
gürleyebilir mi?
Eyüp.40: 10 Öyleyse şan ve şerefe bürün,Görkem ve yücelik kuşan.
Eyüp.40: 11 Gazabının ateşini saç,Gururluya bakıp onu alçalt.
Eyüp.40: 12 Gururluya bakıp onu çökert,Kötüleri bulundukları yerde ez.
Eyüp.40: 13 Hepsini birlikte toprağa göm,Mezarda yüzlerini kefenle sar.
Eyüp.40: 14 O zaman sağ kolunun seni kurtarabileceğiniBen de kabul ederim.
Eyüp.40: 15 "Seninle birlikte yarattığım Behemot'a*fm* bak,Sığır gibi ot
yiyor.D Not 40:15 "Behemot": Behemot'un hangi hayvan olduğu kesin
bilinmiyor. Su aygırı, fil, timsah ya da soyu tükenmiş bir hayvan olduğu
sanılıyor.
Eyüp.40: 16 Bak, ne güç var belinde,Karnının kasları ne güçlü!
Eyüp.40: 17 Kuyruğunu sedir ağacı gibi sallıyor,Sımsıkıdır uyluk lifleri.
Eyüp.40: 18 Kemikleri tunç* borular,Kaburgaları demir çubuklar gibidir.
Eyüp.40: 19 Tanrı'nın yapıtları arasında ilk sırayı alır,Yalnız Yaratıcısı
ona kılıçla yaklaşır.
Eyüp.40: 20 Tepeler ürünlerini ona getirir,Bütün yabanıl hayvanlar yanında
oynaşır.
Eyüp.40: 21 Hünnap çalıları altında,Kamışlarla örtülü bir bataklıkta yatar.
Eyüp.40: 22 Hünnaplar onu gölgelerinde saklar,Vadideki kavaklar kuşatır.
Eyüp.40: 23 Irmak coşsa bile o ürkmez,Güvenlik içindedir,Şeria Irmağı
boğazına dayansa bile.
Eyüp.40: 24 Gözleri açıkken kim onu tutabilir,Kim kancayla burnunu
delebilir?
BÖLÜM 41
Eyüp.41: 1 "Livyatan'ı*fn* çengelle çekebilir misin,Dilini halatla
bağlayabilir misin?D Not 41:1 "Livyatan": Livyatan'ın hangi hayvan olduğu
kesin olarak bilinmiyor. Timsah ya da soyu tükenmiş bir hayvan olduğu
sanılıyor.
Eyüp.41: 2 Burnuna sazdan ip takabilir misin,Kancayla çenesini delebilir
misin?
Eyüp.41: 3 Yalvarıp yakarır mı sana,Tatlı tatlı konuşur mu?
Eyüp.41: 4 Seninle antlaşma yapar mı,Onu ömür boyu köle edesin diye?
Eyüp.41: 5 Kuşla oynar gibi onunla oynayabilir misin,Hizmetçilerin eğlensin
diye ona tasma takabilir misin?
Eyüp.41: 6 Balıkçılar onun üzerine pazarlık eder mi?Tüccarlar aralarında onu
böler mi?
Eyüp.41: 7 Derisini zıpkınlarla,Başını mızraklarla doldurabilir misin?
Eyüp.41: 8 Elini üzerine koy da, çıkacak çıngarı gör,Bir daha yapmayacaksın
bunu.
Eyüp.41: 9 Onu yakalamak için umutlanma,Görünüşü bile insanın ödünü
patlatır.
Eyüp.41: 10 Onu uyandıracak kadar yürekli adam yoktur.Öyleyse benim karşımda
kim durabilir?
Eyüp.41: 11 Kim benden hesap vermemi isteyebilir?Göklerin altında ne varsa
bana aittir.
Eyüp.41: 12 "Onun kolları, bacakları,Zorlu gücü, güzel yapısı
hakkındaKonuşmadan edemeyeceğim.
Eyüp.41: 13 Onun giysisinin önünü kim açabilir?Kim onun iki katlı zırhını
delebilir*fo*?D Not 41:13 Olası metin "Kim onun iki katlı zırhını
delebilir?" (bkz. Septuaginta), Masoretik metin "Kim çift gem takmak için
ona yaklaşabilir?"
Eyüp.41: 14 Ağzının kapılarını açmaya kim yeltenebilir,Dehşet verici dişleri
karşısında?
Eyüp.41: 15 Sımsıkı kenetlenmiştirSırtındaki*fö* sıra sıra pullar,D Not
41:15 Olası metin "Sırtındaki" (bkz. Septuaginta, Vulgata),Masoretik metin
"Gurur duyduğu".
Eyüp.41: 16 Öyle yakındır ki birbirineAralarından hava bile geçmez.
Eyüp.41: 17 Birbirlerine geçmişler,Yapışmış, ayrılmazlar.
Eyüp.41: 18 Aksırması ışık saçar,Gözleri şafak gibi parıldar.
Eyüp.41: 19 Ağzından alevler fışkırır,Kıvılcımlar saçılır.
Eyüp.41: 20 Kaynayan kazandan,Yanan sazdan çıkan duman gibiBurnundan duman
tüter.
Eyüp.41: 21 Soluğu kömürleri tutuşturur,Alev çıkar ağzından.
Eyüp.41: 22 Boynu güçlüdür,Dehşet önü sıra gider.
Eyüp.41: 23 Etinin katmerleri birbirine yapışmış,Sertleşmiş üzerinde,
kımıldamazlar.
Eyüp.41: 24 Göğsü taş gibi serttir,Değirmenin alt taşı gibi sert.
Eyüp.41: 25 Ayağa kalktı mı güçlüler dehşete düşer,Çıkardığı gürültüden
ödleri patlar.
Eyüp.41: 26 Üzerine gidildi mi ne kılıç işler,Ne mızrak, ne cirit, ne de
kargı.
Eyüp.41: 27 Demir saman gibi gelir ona,Tunç* çürük odun gibi.
Eyüp.41: 28 Oklar onu kaçırmaz,Anız gibi gelir ona sapan taşları.
Eyüp.41: 29 Anız sayılır onun için topuzlar,Vınlayan palaya güler.
Eyüp.41: 30 Keskin çömlek parçaları gibidir karnının altı,Döven gibi uzanır
çamura.
Eyüp.41: 31 Derin suları kaynayan kazan gibi fokurdatır,Denizi merhem
çömleği gibi karıştırır.
Eyüp.41: 32 Ardında parlak bir iz bırakır,İnsan enginin saçları ağarmış
sanır.
Eyüp.41: 33 Yeryüzünde bir eşi daha yoktur,Korkusuz bir yaratıktır.
Eyüp.41: 34 Kendini büyük gören her varlığı aşağılar,Gururlu her varlığın
kralı odur."
Eyüp'ün Yeni Bir Yaşama Dönüşü
BÖLÜM 42
Eyüp.42: 1 O zaman Eyüp RAB'bi şöyle yanıtladı:
Eyüp.42: 2 "Senin her şeyi yapabileceğini biliyorum,Hiçbir amacına engel
olunmaz.
Eyüp.42: 3 'Tasarımı bilgisizce karartan bu adam kim? Diye sordun.Kuşkusuz
anlamadığım şeyleri konuştum,Beni aşan, bilmediğim şaşılası işleri.
Eyüp.42: 4 "'Dinle de konuşayım dedin,'Ben sorayım, sen anlat.
Eyüp.42: 5 Kulaktan duymaydı bildiklerim senin hakkında,Şimdiyse gözlerimle
gördüm seni.
Eyüp.42: 6 Bu yüzden kendimi hor görüyor,Toz ve kül içinde tövbe ediyorum."
Rab'bin Kararı
Eyüp.42: 7 RAB Eyüp'le konuştuktan sonra, Temanlı Elifaz'a:"Sana ve iki
dostuna karşı öfkem alevlendi" dedi, "Çünkü kulumEyüp gibi hakkımda doğruyu
konuşmadınız.
Eyüp.42: 8 Şimdi yedi boğa, yedi koç alıp kulum Eyüp'ün yanına
gidin,kendiniz için yakmalık sunu* sunun. Kulum Eyüp sizin için duaetsin.
Çünkü onun duasını kabul eder, aptallığınızın karşılığınıvermem. Kulum Eyüp
gibi hakkımda doğruyu konuşmadınız."
Eyüp.42: 9 Temanlı Elifaz, Şuahlı Bildat, Naamalı Sofar gidip
RAB'binsöylediğini yaptılar. RAB de Eyüp'ün duasını kabul etti.
Tanrı Eyüp'ü Yeniden Bolluğa Kavuşturuyor
Eyüp.42: 10 Eyüp dostları için dua ettikten sonra, RAB onu eskigönencine
kavuşturup ona önceki varlığının iki katını verdi.
Eyüp.42: 11 Bütün erkek ve kız kardeşleri, eski tanıdıklarının hepsi Eyüp'ün
yanına gelip evinde onunla birlikte yemek yediler. Acısını paylaşıp RAB'bin
başına getirmiş olduğu felaketlerden ötürü onu avuttular. Her biri ona bir
parça gümüş*fp*, bir dealtın halka verdi.D Not 42:11 "Bir parça gümüş":
İbranice "Bir kesita". Kesita ağırlığı ve değeri bilinmeyen bir para
birimiydi.
Eyüp.42: 12 RAB Eyüp'ün sonunu başından bereketli kıldı. On dört binkoyuna,
altı bin deveye, bin çift öküze, bin eşeğe sahip oldu.
Eyüp.42: 13 Yedi oğlu, üç kızı oldu.
Eyüp.42: 14 İlk kızının adını Yemima, ikincisinin Kesia,
üçüncüsününKeren-Happuk koydu.
Eyüp.42: 15 Ülkenin hiçbir yerinde Eyüp'ün kızları kadar güzel kızlaryoktu.
Babaları, kardeşlerinin yanısıra onlara da miras verdi.
Eyüp.42: 16 Bundan sonra Eyüp yüz kırk yıl daha yaşadı, oğullarını,dört
göbek torunlarını gördü.
Eyüp.42: 17 Kocayıp yaşama doyarak öldü.
|
|