|
LUKA
BÖLÜM 1
Luk.1: 1-3 Sayın Teofilos, Birçok kişi aramızda olup bitenlerin tarihçesini
yazmaya girişti. Nitekim başlangıçtan beri bu olayların görgü tanığı ve
Tanrı sözünün hizmetkârı olanlar bunları bize ilettiler. Ben de bütün bu
olayları ta başından özenle araştırmış biri olarak bunları sana sırasıyla
yazmayı uygun gördüm.
Luk.1: 4 Öyle ki, sana verilen bilgilerin doğruluğunu bilesin.
Yahya'nın Doğumu Önceden Bildiriliyor
Luk.1: 5 Yahudiye Kralı Hirodes* zamanında, Aviya bölüğünden Zekeriya adında
bir kâhin* vardı. Harun soyundan gelen karısının adı ise Elizabet'ti.
Luk.1: 6 Her ikisi de Tanrı'nın gözünde doğru kişilerdi, Rab'bin bütün
buyruk ve kurallarına eksiksizce uyarlardı.
Luk.1: 7 Elizabet kısır olduğu için çocukları olmuyordu. İkisinin de yaşı
ilerlemişti.
Luk.1: 8 Zekeriya, hizmet sırasının kendi bölüğünde olduğu bir gün,
Tanrı'nın önünde kâhinlik görevini yerine getiriyordu.
Luk.1: 9 Kâhinlik geleneği uyarınca Rab'bin Tapınağı'na girip buhur yakma
görevi kurayla ona verilmişti.
Luk.1: 10 Buhur yakma saatinde bütün halk topluluğu dışarıda dua ediyordu.
Luk.1: 11 Bu sırada, Rab'bin bir meleği buhur sunağının sağında durup
Zekeriya'ya göründü.
Luk.1: 12 Zekeriya onu görünce şaşırdı, korkuya kapıldı.
Luk.1: 13 Melek, "Korkma, Zekeriya" dedi, "Duan kabul edildi. Karın Elizabet
sana bir oğul doğuracak, adını Yahya koyacaksın.
Luk.1: 14 Sevinip coşacaksın. Birçokları da onun doğumuna sevinecek.
Luk.1: 15 O, Rab'bin gözünde büyük olacak. Hiç şarap ve içki içmeyecek; daha
annesinin rahmindeyken Kutsal Ruh'la dolacak.
Luk.1: 16 İsrailoğulları'ndan birçoğunu, Tanrıları Rab'be döndürecek.
Luk.1: 17 Babaların yüreklerini çocuklarına döndürmek, söz dinlemeyenleri
doğru kişilerin anlayışına yöneltmek ve Rab için hazırlanmış bir halk
yetiştirmek üzere, İlyas'ın ruhu ve gücüyle Rab'bin önünden gidecektir."
Luk.1: 18 Zekeriya meleğe, "Bundan nasıl emin olabilirim?" dedi. "Çünkü ben
yaşlandım, karımın da yaşı ilerledi."
Luk.1: 19 Melek ona şöyle karşılık verdi: "Ben Tanrı'nın huzurunda duran
Cebrail'im. Seninle konuşmak ve bu müjdeyi sana bildirmek için gönderildim.
Luk.1: 20 İşte, belirlenen zamanda yerine gelecek olan sözlerime inanmadığın
için dilin tutulacak, bunların gerçekleşeceği güne dek konuşamayacaksın."
Luk.1: 21 Zekeriya'yı bekleyen halk, onun tapınakta bu kadar uzun süre
kalmasına şaştı.
Luk.1: 22 Zekeriya ise dışarı çıktığında onlarla konuşamadı. O zaman
tapınakta bir görüm gördüğünü anladılar. Kendisi onlara işaretler yapıyor,
ama konuşamıyordu.
Luk.1: 23 Görev süresi bitince Zekeriya evine döndü.
Luk.1: 24 Bir süre sonra karısı Elizabet gebe kaldı ve beş ay evine kapandı.
Luk.1: 25 "Bunu benim için yapan Rab'dir" dedi. "Bu günlerde benimle
ilgilenerek insanlar arasında utancımı giderdi."
İsa'nın Doğumu Önceden Bildiriliyor
Luk.1: 26-27 Elizabet'in hamileliğinin altıncı ayında Tanrı, Melek Cebrail'i
Celile'de bulunan Nasıra adlı kente, Davut'un soyundan Yusuf adındaki adamla
nişanlı kıza gönderdi. Kızın adı Meryem'di.
Luk.1: 28 Onun yanına giren melek, "Selam, ey Tanrı'nın lütfuna erişen kız!
Rab seninledir" dedi.
Luk.1: 29 Söylenenlere çok şaşıran Meryem, bu selamın ne anlama
gelebileceğini düşünmeye başladı.
Luk.1: 30 Ama melek ona, "Korkma Meryem" dedi, "Sen Tanrı'nın lütfuna
eriştin.
Luk.1: 31 Bak, gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın.
Luk.1: 32 O büyük olacak, kendisine 'Yüceler Yücesi'nin Oğlu' denecek. Rab
Tanrı O'na, atası Davut'un tahtını verecek.
Luk.1: 33 O da sonsuza dek Yakup'un soyu üzerinde egemenlik sürecek,
egemenliğinin sonu gelmeyecektir."
Luk.1: 34 Meryem meleğe, "Bu nasıl olur? Ben erkeğe varmadım ki" dedi.
Luk.1: 35 Melek ona şöyle yanıt verdi: "Kutsal Ruh senin üzerine gelecek,
Yüceler Yücesi'nin gücü sana gölge salacak. Bunun için doğacak olana kutsal,
Tanrı Oğlu denecek.
Luk.1: 36 Bak, senin akrabalarından Elizabet de yaşlılığında bir oğula gebe
kaldı. Kısır bilinen bu kadın şimdi altıncı ayındadır.
Luk.1: 37 Tanrı'nın yapamayacağı hiçbir şey yoktur."
Luk.1: 38 "Ben Rab'bin kuluyum" dedi Meryem, "Bana dediğin gibi olsun."
Bundan sonar melek onun yanından ayrıldı.
Meryem, Elizabet'i Ziyaret Ediyor
Luk.1: 39 O günlerde Meryem kalkıp aceleyle Yahuda'nın dağlık bölgesindeki
bir kente gitti.
Luk.1: 40 Zekeriya'nın evine girip Elizabet'i selamladı.
Luk.1: 41-42 Elizabet Meryem'in selamını duyunca rahmindeki çocuk hopladı.
Kutsal Ruh'la dolan Elizabet yüksek sesle şöyle dedi: "Kadınlar arasında
kutsanmış bulunuyorsun, rahminin ürünü de kutsanmıştır!
Luk.1: 43 Nasıl oldu da Rabbim'in annesi yanıma geldi?
Luk.1: 44 Bak, selamın kulaklarıma eriştiği an, çocuk rahmimde sevinçle
hopladı.
Luk.1: 45 İman eden kadına ne mutlu! Çünkü Rab'bin ona söylediği sözler
gerçekleşecektir."
Luk.1: 46-47 Meryem de şöyle dedi: "Canım Rab'bi yüceltir; Ruhum, Kurtarıcım
Tanrı sayesinde sevinçle coşar.
Luk.1: 48 Çünkü O, sıradan biri olan kuluyla ilgilendi. İşte, bundan böyle
bütün kuşaklar beni mutlu sayacak.
Luk.1: 49 Çünkü Güçlü Olan, benim için büyük işler yaptı. O'nun adı
kutsaldır.
Luk.1: 50 Kuşaklar boyunca kendisinden korkanlara merhamet eder.
Luk.1: 51 Bileğiyle büyük işler yaptı; Gururluları yüreklerindeki
kuruntularla darmadağın etti.
Luk.1: 52 Hükümdarları tahtlarından indirdi, Sıradan insanları yükseltti.
Luk.1: 53 Aç olanları iyiliklerle doyurdu, Zenginleri ise elleri boş
çevirdi.
Luk.1: 54-55 Atalarımıza söz verdiği gibi, İbrahim'e ve onun soyuna sonsuza
dek Merhamet etmeyi unutmayarak Kulu İsrail'in yardımına yetişti."
Luk.1: 56 Meryem, üç ay kadar Elizabet'in yanında kaldı, sonra kendi evine
döndü.
Yahya'nın Doğumu
Luk.1: 57 Elizabet'in doğurma vakti geldi ve bir oğul doğurdu.
Luk.1: 58 Komşularıyla akrabaları, Rab'bin ona ne büyük merhamet
gösterdiğini duyunca, onun sevincine katıldılar.
Luk.1: 59 Sekizinci gün çocuğun sünnetine geldiler. Ona babası Zekeriya'nın
adını vereceklerdi.
Luk.1: 60 Ama annesi, "Hayır, adı Yahya olacak" dedi.
Luk.1: 61 Ona, "Akrabaların arasında bu adı taşıyan kimse yok ki" dediler.
Luk.1: 62 Bunun üzerine babasına işaretle çocuğun adını ne koymak istediğini
sordular.
Luk.1: 63 Zekeriya bir yazı levhası istedi ve, "Adı Yahya'dır" diye yazdı.
Herkes şaşakaldı.
Luk.1: 64 O anda Zekeriya'nın ağzı açıldı, dili çözüldü. Tanrı'yı överek
konuşmaya başladı.
Luk.1: 65 Çevrede oturanların hepsi korkuya kapıldı. Bütün bu olaylar,
Yahudiye'nin dağlık bölgesinin her yanında konuşulur oldu.
Luk.1: 66 Duyan herkes derin derin düşünüyor, "Acaba bu çocuk ne olacak?"
diyordu. Çünkü Rab*fx* onunla birlikteydi.
Zekeriya'nın Şükran İlahisi
Luk.1: 67 Çocuğun babası Zekeriya, Kutsal Ruh'la dolarak şu peygamberlikte
bulundu:
Luk.1: 68 "İsrail'in Tanrısı Rab'be övgüler olsun! Çünkü halkının yardımına
gelip onları fidyeyle kurtardı.
Luk.1: 69-71 Eski çağlardan beri Kutsal peygamberlerinin ağzından bildirdiği
gibi, Kulu Davut'un soyundan Bizim için güçlü bir kurtarıcı*fx* çıkardı;
Düşmanlarımızdan, Bizden nefret edenlerin hepsinin elinden Kurtuluşumuzu
sağladı.
Luk.1: 72 Böylece atalarımıza merhamet ederek Kutsal antlaşmasını anmış
oldu.
Luk.1: 73-75 Nitekim bizi düşmanlarımızın elinden kurtaracağına
Ve ömrümüz boyunca Kendi önünde kutsallık ve doğruluk içinde, Korkusuzca
kendisine tapınmamızı sağlayacağına dair Atamız İbrahim'e ant içerek söz
vermişti.
Luk.1: 76-77 Sen de, ey çocuk, Yüceler Yücesi'nin peygamberi diye
anılacaksın. Rab'bin yollarını hazırlamak üzere önünden gidecek Ve O'nun
halkına, Günahlarının bağışlanmasıyla kurtulacaklarını bildireceksin.
Luk.1: 78-79 Çünkü Tanrımız'ın yüreği merhamet doludur. O'nun merhameti
sayesinde, Yücelerden doğan Güneş*fx*, Karanlıkta ve ölümün gölgesinde
yaşayanlara ışık saçmak Ve ayaklarımızı esenlik yoluna yöneltmek üzere
Yardımımıza gelecektir."
Luk.1: 80 Çocuk büyüyor, ruhsal yönden güçleniyordu. İsrail halkına
görüneceği güne dek ıssız yerlerde yaşadı.
BÖLÜM 2
İsa'nın Doğumu
(Mat.1:18-25)
Luk.2: 1 O günlerde Sezar* Avgustus bütün Roma dünyasında bir nüfus
sayımının yapılması için buyruk çıkardı.
Luk.2: 2 Bu ilk sayım, Kirinius'un Suriye valiliği zamanında yapıldı.
Luk.2: 3 Herkes yazılmak için kendi kentine gitti.
Luk.2: 4 Böylece Yusuf da, Davut'un soyundan ve torunlarından olduğu için
Celile'nin Nasıra Kenti'nden Yahudiye bölgesine, Davut'un kenti Beytlehem'e
gitti.
Luk.2: 5 Orada, hamile olan nişanlısı Meryem'le birlikte yazılacaktı.
Luk.2: 6-7 Onlar oradayken, Meryem'in doğurma vakti geldi ve ilk oğlunu
doğurdu. Onu kundağa sarıp bir yemliğe yatırdı. Çünkü handa*fx* yer yoktu.
Çobanlar ve Melekler
Luk.2: 8 Aynı yörede, sürülerinin yanında nöbet tutarak geceyi kırlarda
geçiren çobanlar vardı.
Luk.2: 9 Rab'bin bir meleği onlara göründü ve Rab'bin görkemi çevrelerini
aydınlattı. Büyük bir korkuya kapıldılar.
Luk.2: 10-11 Melek onlara, "Korkmayın!" dedi. "Size, bütün halkı çok
sevindirecek bir haber müjdeliyorum: Bugün size, Davut'un kentinde bir
Kurtarıcı doğdu. Bu, Rab olan Mesih'tir*.
Luk.2: 12 İşte size bir işaret: Kundağa sarılmış ve yemlikte yatan bir bebek
bulacaksınız."
Luk.2: 13-14 Birdenbire meleğin yanında, göksel ordulardan oluşan büyük bir
topluluk belirdi. Tanrı'yı överek, "En yücelerde Tanrı'ya yücelik olsun,
Yeryüzünde O'nun hoşnut kaldığı insanlara Esenlik olsun!" dediler.
Luk.2: 15 Melekler yanlarından ayrılıp göğe çekildikten sonra çobanlar
birbirlerine, "Haydi, Beytlehem'e gidelim, Rab'bin bize bildirdiği bu olayı
görelim" dediler.
Luk.2: 16 Aceleyle gidip Meryem'le Yusuf'u ve yemlikte yatan bebeği
buldular.
Luk.2: 17 Onları görünce, çocukla ilgili kendilerine anlatılanları
bildirdiler.
Luk.2: 18 Bunu duyanların hepsi, çobanların söylediklerine şaşıp kaldılar.
Luk.2: 19 Meryem ise bütün bu sözleri derin derin düşünerek yüreğinde
saklıyordu.
Luk.2: 20 Çobanlar, işitip gördüklerinin tümü için Tanrı'yı yüceltip överek
geri döndüler. Her şeyi, kendilerine anlatıldığı gibi bulmuşlardı.
İsa'nın Tapınakta Tanrı'ya Adanması
Luk.2: 21 Sekizinci gün, çocuğu sünnet etme zamanı gelince, O'na İsa adı
verildi. Bu, O'nun anne rahmine düşmesinden önce meleğin kendisine verdiği
isimdi.
Luk.2: 22 Musa'nın Yasası'na göre arınma günlerinin*fx* bitiminde Yusuf'la
Meryem çocuğu Rab'be adamak için Yeruşalim'e* götürdüler.
Luk.2: 23 Nitekim Rab'bin Yasası'nda, "İlk doğan her erkek çocuk Rab'be
adanmış sayılacak" diye yazılmıştır.
Luk.2: 24 Ayrıca Rab'bin Yasası'nda buyrulduğu gibi, kurban olarak "bir çift
kumru ya da iki güvercin yavrusu" sunacaklardı.
Luk.2: 25 O sırada Yeruşalim'de Şimon adında bir adam vardı. Doğru ve dindar
biriydi. İsrail'in avutulmasını özlemle bekliyordu. Kutsal Ruh onun
üzerindeydi.
Luk.2: 26 Rab'bin Mesihi'ni görmeden ölmeyeceği Kutsal Ruh aracılığıyla
kendisine bildirilmişti.
Luk.2: 27-28 Böylece Şimon, Ruh'un yönlendirmesiyle tapınağa geldi. Küçük
İsa'nın annesi babası, Kutsal Yasa'nın ilgili kuralını yerine getirmek üzere
O'nu içeri getirdiklerinde, Şimon O'nu kucağına aldı, Tanrı'yı överek şöyle
dedi:
Luk.2: 29 "Ey Rabbim, verdiğin sözü tuttun; Artık ben, kulun huzur içinde
ölebilirim*fx*.
Luk.2: 30-32 Çünkü senin sağladığın, Bütün halkların gözü önünde
hazırladığın kurtuluşu, Ulusları aydınlatıp Halkın İsrail'e yücelik
kazandıracak ışığı Gözlerimle gördüm."
Luk.2: 33 İsa'nın annesiyle babası, O'nun hakkında söylenenlere şaştılar.
Luk.2: 34 Şimon onları kutsayıp çocuğun annesi Meryem'e şöyle dedi: "Bu
çocuk, İsrail'de birçok kişinin düşmesine ya da yükselmesine yol açmak ve
aleyhinde konuşulacak bir belirti olmak üzere belirlenmiştir.
Luk.2: 35 Senin kalbine de adeta bir kılıç saplanacak. Bütün bunlar,
birçoklarının yüreğindeki düşüncelerin açığa çıkması için olacak."
Luk.2: 36-37 Anna adında çok yaşlı bir kadın peygamber vardı. Aşer
oymağından Fanuel'in kızıydı. Genç kız olarak evlenip kocasıyla yedi yıl
yaşadıktan sonra dul kalmıştı. Şimdi seksen dört yaşındaydı. Tapınaktan
ayrılmaz, oruç tutup dua ederek gece gündüz Tanrı'ya tapınırdı.
Luk.2: 38 Tam o sırada ortaya çıkan Anna, Tanrı'ya şükrederek Yeruşalim'in
kurtuluşunu bekleyen herkese İsa'dan söz etmeye başladı.
Luk.2: 39 Yusuf'la Meryem, Rab'bin Yasası'nda öngörülen her şeyi yerine
getirdikten sonra Celile'ye, kendi kentleri Nasıra'ya döndüler.
Luk.2: 40 Çocuk büyüyor, güçleniyor ve bilgelikte yetkinleşiyordu. Tanrı'nın
lütfu O'nun üzerindeydi.
İsa Tapınakta
Luk.2: 41 İsa'nın annesi babası her yıl Fısıh Bayramı'nda* Yeruşalim'e
giderlerdi.
Luk.2: 42 İsa on iki yaşına gelince, bayram geleneğine uyarak yine gittiler.
Luk.2: 43-44 Bayramdan sonra eve dönerlerken küçük İsa Yeruşalim'de kaldı.
Bunu farketmeyen annesiyle babası, çocuğun yol arkadaşlarıyla birlikte
olduğunu sanarak bir günlük yol gittiler. Sonra O'nu akrabalar ve dostlar
arasında aramaya başladılar.
Luk.2: 45 Bulamayınca O'nu araya araya Yeruşalim'e döndüler.
Luk.2: 46 Üç gün sonra O'nu tapınakta buldular. Din öğretmenleri arasında
oturmuş, onları dinliyor, sorular soruyordu.
Luk.2: 47 O'nu dinleyen herkes, zekâsına ve verdiği yanıtlara hayran
kalıyordu.
Luk.2: 48 Annesiyle babası O'nu görünce şaşırdılar. Annesi, "Çocuğum, bize
bunu niçin yaptın? Bak, babanla ben büyük kaygı içinde seni arayıp durduk"
dedi.
Luk.2: 49 O da onlara, "Beni niçin arayıp durdunuz?" dedi. "Babam'ın evinde
bulunmam gerektiğini bilmiyor muydunuz?"
Luk.2: 50 Ne var ki onlar ne demek istediğini anlamadılar.
Luk.2: 51 İsa onlarla birlikte yola çıkıp Nasıra'ya döndü. Onların sözünü
dinlerdi. Annesi bütün bu olup bitenleri yüreğinde sakladı.
Luk.2: 52 İsa bilgelikte ve boyda gelişiyor, Tanrı'nın ve insanların
beğenisini kazanıyordu.
BÖLÜM 3
Yahya Rab'bin Yolunu Hazırlıyor
(Mat.3:1-12; Mar.1:1-8; Yu.1:19-28)
Luk.3: 1 Sezar* Tiberius'un egemenliğinin on beşinci yılıydı. Yahudiye'de
Pontius Pilatus valilik yapıyordu. Celile'yi Hirodes*, İtureya ve Trahonitis
bölgesini Hirodes'in kardeşi Filipus, Avilini'yi Lisanias yönetiyordu.
Luk.3: 2 Hanan ile Kayafa başkâhinlik ediyorlardı. Bu sırada Tanrı çölde
bulunan Zekeriya oğlu Yahya'ya seslendi.
Luk.3: 3 O da Şeria Irmağı'nın çevresindeki bütün bölgeyi dolaşarak
insanları, günahlarının bağışlanması için tövbe edip vaftiz* olmaya çağırdı.
Luk.3: 4 Nitekim Peygamber Yeşaya'nın sözlerini içeren kitapta şöyle
yazılmıştır: "Çölde haykıran, 'Rab'bin yolunu hazırlayın, Geçeceği
patikaları düzleyin' diye sesleniyor.
Luk.3: 5 'Her vadi doldurulacak, Her dağ ve her tepe alçaltılacak.
Dolambaçlı yollar doğrultulacak, Engebeli yollar düzleştirilecek.
Luk.3: 6 Ve bütün insanlar Tanrı'nın sağladığı kurtuluşu görecektir.'"
Luk.3: 7 Yahya, vaftiz olmak için kendisine gelen kalabalıklara şöyle
seslendi: "Ey engerekler soyu! Gelecek gazaptan kaçmak için sizi kim uyardı?
Luk.3: 8 Bundan böyle tövbeye yaraşır meyveler verin! Kendi kendinize, 'Biz
İbrahim'in soyundanız' demeye kalkmayın. Ben size şunu söyleyeyim: Tanrı,
İbrahim'e şu taşlardan da çocuk yaratabilir.
Luk.3: 9 Balta ağaçların köküne dayanmış bile. İyi meyve vermeyen her ağaç
kesilip ateşe atılır."
Luk.3: 10 Halk ona, "Öyleyse biz ne yapalım?" diye sordu.
Luk.3: 11 Yahya onlara, "İki mintanı olan birini mintanı olmayana versin;
yiyeceği olan yiyeceği olmayanla paylaşsın" yanıtını verdi.
Luk.3: 12 Bazı vergi görevlileri* de vaftiz olmaya gelerek, "Öğretmenimiz,
biz ne yapalım?" dediler.
Luk.3: 13 Yahya, "Size buyrulandan çok vergi almayın" dedi.
Luk.3: 14 Bazı askerler de, "Ya biz ne yapalım?" diye sordular. O da, "Kaba
kuvvetle ya da yalan suçlamalarla kimseden para koparmayın" dedi,
"Ücretinizle yetinin."
Luk.3: 15 Halk umut içinde bekliyordu. Yahya'yla ilgili olarak herkesin
aklında, "Acaba Mesih* bu mu?" sorusu vardı.
Luk.3: 16 Yahya ise hepsine şöyle yanıt verdi: "Ben sizi suyla vaftiz
ediyorum, ama benden daha güçlü Olan geliyor. Ben O'nun çarıklarının bağını
çözmeye bile layık değilim. O sizi Kutsal Ruh'la ve ateşle vaftiz edecek.
Luk.3: 17 Harman yerini temizlemek ve buğdayı toplayıp ambarına yığmak için
yabası elinde hazır duruyor. Samanı ise sönmeyen ateşte yakacak."
Luk.3: 18 Yahya başka birçok konuda halka çağrıda bulunuyor, Müjde'yi
duyuruyordu.
Luk.3: 19-20 Ne var ki bölgenin kralı* Hirodes, kardeşinin karısı
Hirodiya'yla ilgili olayı ve kendi yapmış olduğu bütün kötülükleri yüzüne
vuran Yahya'yı hapse attırarak kötülüklerine bir yenisini ekledi.
İsa'nın Vaftiz Olması
(Mat.3:13-17; Mar.1:9-11)
Luk.3: 21-22 Bütün halk vaftiz olduktan sonra İsa da vaftiz oldu. Dua
ederken gök açıldı ve Kutsal Ruh, bedensel görünümde, güvercin gibi O'nun
üzerine indi. Gökten, "Sen benim sevgili Oğlum'sun, senden hoşnudum" diyen
bir ses duyuldu.
İsa'nın Soyu
(Mat.1:1-17)
Luk.3: 23 İsa görevine başladığı zaman otuz yaşlarındaydı. Yusuf'un oğlu
olduğu sanılıyordu. Yusuf da Eli oğlu,
Luk.3: 24 Mattat oğlu, Levi oğlu, Malki oğlu, Yannay oğlu, Yusuf oğlu,
Luk.3: 25 Mattitya oğlu, Amos oğlu, Nahum oğlu, Hesli oğlu, Nagay oğlu,
Luk.3: 26 Mahat oğlu, Mattitya oğlu, Şimi oğlu, Yosek oğlu, Yoda oğlu,
Luk.3: 27 Yohanan oğlu, Reşa oğlu, Zerubbabil oğlu, Şealtiel oğlu, Neri
oğlu,
Luk.3: 28 Malki oğlu, Addi oğlu, Kosam oğlu, Elmadam oğlu, Er oğlu,
Luk.3: 29 Yeşu oğlu, Eliezer oğlu, Yorim oğlu, Mattat oğlu, Levi oğlu,
Luk.3: 30 Şimon oğlu, Yahuda oğlu, Yusuf oğlu, Yonam oğlu, Elyakim oğlu,
Luk.3: 31 Mala oğlu, Menna oğlu, Mattata oğlu, Natan oğlu, Davut oğlu,
Luk.3: 32 İşay oğlu, Ovet oğlu, Boaz oğlu, Salmon*fx* oğlu, Nahşon oğlu,
Luk.3: 33 Amminadav oğlu, Ram oğlu*fx*, Hesron oğlu, Peres oğlu, Yahuda
oğlu,
Luk.3: 34 Yakup oğlu, İshak oğlu, İbrahim oğlu, Terah oğlu, Nahor oğlu,
Luk.3: 35 Seruk oğlu, Reu oğlu, Pelek oğlu, Ever oğlu, Şelah oğlu,
Luk.3: 36 Kenan oğlu, Arpakşat oğlu, Sam oğlu, Nuh oğlu, Lemek oğlu,
Luk.3: 37 Metuşelah oğlu, Hanok oğlu, Yeret oğlu, Mahalalel oğlu, Kenan
oğlu,
Luk.3: 38 Enoş oğlu, Şit oğlu, Adem oğlu, Tanrı Oğlu'ydu.
BÖLÜM 4
İsa'nın Çölde Denenmesi
(Mat.4:1-11; Mar.1:12-13)
Luk.4: 1-2 Kutsal Ruh'la dolu olarak Şeria Irmağı'ndan dönen İsa, Ruh'un
yönlendirmesiyle çölde dolaştırılarak kırk gün İblis tarafından denendi. O
günlerde hiçbir şey yemedi. Dolayısıyla bu süre sonunda acıktı.
Luk.4: 3 Bunun üzerine İblis O'na, "Tanrı'nın Oğlu'ysan, şu taşa söyle ekmek
olsun" dedi.
Luk.4: 4 İsa, "'İnsan yalnız ekmekle yaşamaz' diye yazılmıştır" karşılığını
verdi.
Luk.4: 5 Sonra İblis İsa'yı yükseklere çıkararak bir anda O'na dünyanın
bütün ülkelerini gösterdi.
Luk.4: 6 O'na, "Bütün bunların yönetimini ve zenginliğini sana vereceğim"
dedi. "Bunlar bana teslim edildi, ben de dilediğim kişiye veririm.
Luk.4: 7 Bana taparsan, hepsi senin olacak."
Luk.4: 8 İsa ona şu karşılığı verdi: "'Tanrın Rab'be tapacak, yalnız O'na
kulluk edeceksin' diye yazılmıştır."
Luk.4: 9 İblis O'nu Yeruşalim'e götürüp tapınağın tepesine çıkardı.
"Tanrı'nın Oğlu'ysan, kendini buradan aşağı at" dedi.
Luk.4: 10 "Çünkü şöyle yazılmıştır: 'Tanrı, seni korumaları için Meleklerine
buyruk verecek.'
Luk.4: 11 'Ayağın bir taşa çarpmasın diye Seni elleri üzerinde
taşıyacaklar.'"
Luk.4: 12 İsa ona şöyle karşılık verdi: "'Tanrın Rab'bi denemeyeceksin!'
diye buyrulmuştur."
Luk.4: 13 İblis, İsa'yı her bakımdan denedikten sonra bir süre için O'nun
yanından ayrıldı.
İsa Celile'de
(Mat.4:12-17; Mar.1:14-15)
Luk.4: 14 İsa, Ruh'un gücüyle donanmış olarak Celile'ye döndü. Haber bütün
bölgeye yayıldı.
Luk.4: 15 Oranın havralarında öğretiyor, herkes tarafından övülüyordu.
Luk.4: 16-17 İsa, büyüdüğü Nasıra Kenti'ne geldiğinde her zamanki gibi Şabat
Günü* havraya gitti. Kutsal Yazılar'ı okumak üzere ayağa kalkınca O'na
Peygamber Yeşaya'nın Kitabı verildi. Kitabı açarak şu sözlerin yazılı olduğu
yeri buldu:
Luk.4: 18-19 "Rab'bin Ruhu üzerimdedir. Çünkü O beni yoksullara Müjde'yi
iletmek için meshetti*. Tutsaklara serbest bırakılacaklarını, Körlere
gözlerinin açılacağını duyurmak için, Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak Ve
Rab'bin lütuf yılını ilan etmek için Beni gönderdi."
Luk.4: 20 Sonra kitabı kapattı, görevliye geri verip oturdu. Havradakilerin
hepsi dikkatle O'na bakıyordu.
Luk.4: 21 İsa, "Dinlediğiniz bu Yazı bugün yerine gelmiştir" diye konuşmaya
başladı.
Luk.4: 22 Herkes İsa'yı övüyor, ağzından çıkan lütufkâr sözlere hayran
kalıyordu. "Yusuf'un oğlu değil mi bu?" diyorlardı.
Luk.4: 23 İsa onlara şöyle dedi: "Kuşkusuz bana şu deyimi hatırlatacaksınız:
'Ey hekim, önce kendini iyileştir! Kefarnahum'da yaptıklarını duyduk.
Aynısını burada, kendi memleketinde de yap.'"
Luk.4: 24 "Size doğrusunu söyleyeyim" diye devam etti İsa, "Hiçbir peygamber
kendi memleketinde kabul görmez.
Luk.4: 25 Yine size gerçeği söyleyeyim, gökyüzünün üç yıl altı ay kapalı
kaldığı, bütün ülkede korkunç bir kıtlığın baş gösterdiği İlyas zamanında
İsrail'de çok sayıda dul kadın vardı.
Luk.4: 26 İlyas bunlardan hiçbirine gönderilmedi; yalnız Sayda bölgesinin
Sarefat Kenti'nde bulunan dul bir kadına gönderildi.
Luk.4: 27 Peygamber Elişa'nın zamanında İsrail'de çok sayıda cüzamlı* vardı.
Bunlardan hiçbiri iyileştirilmedi; yalnız Suriyeli Naaman iyileştirildi."
Luk.4: 28 Havradakiler bu sözleri duyunca öfkeden kudurdular.
Luk.4: 29 Ayağa kalkıp İsa'yı kentin dışına kovdular. O'nu uçurumdan aşağı
atmak için kentin kurulduğu tepenin yamacına götürdüler.
Luk.4: 30 Ama İsa onların arasından geçerek oradan uzaklaştı.
İsa Kötü Bir Ruhu Kovuyor
(Mar.1:21-28)
Luk.4: 31 Sonra İsa Celile'nin Kefarnahum Kenti'ne gitti. Şabat Günü* halka
öğretiyordu.
Luk.4: 32 Yetkiyle konuştuğu için O'nun öğretişine şaşıp kaldılar.
Luk.4: 33-34 Havrada cinli, içinde kötü ruh olan bir adam vardı. Adam yüksek
sesle, "Ey Nasıralı İsa, bırak bizi! Bizden ne istiyorsun?" diye bağırdı.
"Bizi mahvetmeye mi geldin? Senin kim olduğunu biliyorum, Tanrı'nın
Kutsalı'sın sen!"
Luk.4: 35 İsa, "Sus, çık adamdan!" diyerek cini azarladı. Cin adamı herkesin
önünde yere vurduktan sonra, ona hiç zarar vermeden içinden çıktı.
Luk.4: 36 Herkes şaşkına dönmüştü. Birbirlerine, "Bu nasıl söz? Güç ve
yetkiyle kötü ruhlara çıkmalarını buyuruyor, onlar da çıkıyor!" diyorlardı.
Luk.4: 37 İsa'yla ilgili haber o bölgenin her yanında yankılandı.
İsa Birçok Hastayı İyileştiriyor
(Mat.8:14-17; Mar.1:29-34)
Luk.4: 38 İsa havradan ayrılarak Simun'un evine gitti. Simun'un kaynanası
hastaydı, ateşler içindeydi. Onun için İsa'dan yardım istediler.
Luk.4: 39 İsa kadının başucunda durup ateşi azarladı, kadının ateşi düştü.
Kadın hemen ayağa kalkıp onlara hizmet etmeye başladı.
Luk.4: 40 Güneş batarken herkes çeşitli hastalıklara yakalanmış akrabalarını
İsa'ya getirdi. İsa her birinin üzerine ellerini koyarak onları iyileştirdi.
Luk.4: 41 Birçoğunun içinden cinler de, "Sen Tanrı'nın Oğlu'sun!" diye
bağırarak çıkıyordu. Ne var ki, İsa onları azarladı, konuşmalarına izin
vermedi. Çünkü kendisinin Mesih* olduğunu biliyorlardı.
Luk.4: 42 Sabah olunca İsa dışarı çıkıp ıssız bir yere gitti. Halk ise O'nu
arıyordu. Bulunduğu yere geldiklerinde O'nu yanlarında alıkoymaya
çalıştılar.
Luk.4: 43 Ama İsa, "Öbür kentlerde de Tanrı'nın Egemenliği'yle ilgili
Müjde'yi yaymam gerek" dedi. "Çünkü bunun için gönderildim."
Luk.4: 44 Böylece Yahudiye'deki*fx* havralarda Tanrı sözünü duyurmaya devam
etti.
BÖLÜM 5
İsa'nın İlk Öğrencileri
(Mat.4:18-22; Mar.1:16-20)
Luk.5: 1 Halk, Ginnesar Gölü'nün kıyısında duran İsa'nın çevresini sarmış,
Tanrı'nın sözünü dinliyordu.
Luk.5: 2 İsa, gölün kıyısında iki tekne gördü. Balıkçılar teknelerinden
inmiş ağlarını yıkıyorlardı.
Luk.5: 3 İki tekneden Simun'a ait olanına binen İsa, ona kıyıdan biraz
açılmasını rica etti. Sonra oturdu, teknenin içinden halka öğretmeye devam
etti.
Luk.5: 4 Konuşmasını bitirince Simun'a, "Derin sulara açılın, balık tutmak
için ağlarınızı atın" dedi.
Luk.5: 5 Simun şu karşılığı verdi: "Efendimiz, bütün gece çabaladık, hiçbir
şey tutamadık. Yine de senin sözün üzerine ağları atacağım."
Luk.5: 6 Bunu yapınca öyle çok balık yakaladılar ki, ağları yırtılmaya
başladı.
Luk.5: 7 Öbür teknedeki ortaklarına işaret ederek gelip yardım etmelerini
istediler. Onlar da geldiler ve her iki tekneyi balıkla doldurdular;
tekneler neredeyse batıyordu.
Luk.5: 8 Simun Petrus bunu görünce, "Ya Rab, benden uzak dur, ben günahlı
bir adamım" diyerek İsa'nın dizlerine kapandı.
Luk.5: 9 Kendisi ve yanındakiler, tutmuş oldukları balıkların çokluğuna
şaşıp kalmışlardı.
Luk.5: 10 Simun'un ortakları olan Zebedi oğulları Yakup'la Yuhanna'yı da
aynı şaşkınlık almıştı. İsa Simun'a, "Korkma" dedi, "Bundan böyle balık
yerine insan tutacaksın."
Luk.5: 11 Sonra onlar tekneleri karaya çektiler ve her şeyi bırakıp İsa'nın
ardından gittiler.
İsa Bir Cüzamlıyı İyileştiriyor
(Mat.8:1-4; Mar.1:40-45)
Luk.5: 12 İsa kentlerden birindeyken, her yanını cüzam* kaplamış bir adamla
karşılaştı. Adam İsa'yı görünce yüzüstü yere kapanıp yalvardı: "Ya Rab,
istersen beni temiz kılabilirsin" dedi.
Luk.5: 13 İsa elini uzatıp adama dokundu, "İsterim, temiz ol!" dedi. Adam
anında cüzamdan kurtuldu.
Luk.5: 14 İsa ona, bundan kimseye söz etmemesini buyurdu. "Git, kâhine*
görün ve cüzamdan temizlendiğini herkese kanıtlamak için Musa'nın buyurduğu
sunuları sun" dedi.
Luk.5: 15 Ne var ki, İsa'yla ilgili haber daha da çok yayıldı. Kalabalık
halk toplulukları İsa'yı dinlemek ve hastalıklarından kurtulmak amacıyla
akın akın geliyordu.
Luk.5: 16 Kendisi ise ıssız yerlere çekilip dua ediyordu.
Bir Felçlinin İyileştirilmesi
(Mat.9:1-8; Mar.2:1-12)
Luk.5: 17 Bir gün İsa öğretiyordu. Celile'nin ve Yahudiye'nin bütün
köylerinden ve Yeruşalim'den gelen Ferisiler'le* Kutsal Yasa öğretmenleri
O'nun çevresinde oturuyorlardı. İsa, Rab'bin gücü sayesinde hastaları
iyileştiriyordu.
Luk.5: 18 O sırada birkaç kişi, yatak üzerinde taşıdıkları felçli bir adamı
evden içeri sokup İsa'nın önüne koymaya çalışıyordu.
Luk.5: 19 Kalabalıktan ötürü onu içeri sokacak yol bulamayınca dama
çıktılar, kiremitleri kaldırıp adamı yatakla birlikte orta yere, İsa'nın
önüne indirdiler.
Luk.5: 20 İsa onların imanını görünce, "Dostum, günahların bağışlandı" dedi.
Luk.5: 21 Din bilginleriyle* Ferisiler, "Tanrı'ya küfreden bu adam kim?
Tanrı'dan başka kim günahları bağışlayabilir?" diye düşünmeye başladılar.
Luk.5: 22 Akıllarından geçenleri bilen İsa onlara şöyle seslendi:
"Aklınızdan neden böyle şeyler geçiriyorsunuz?
Luk.5: 23 Hangisi daha kolay, 'Günahların bağışlandı' demek mi, yoksa 'Kalk,
yürü' demek mi?
Luk.5: 24 Ne var ki, İnsanoğlu'nun* yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine
sahip olduğunu bilesiniz diye..." Sonra felçli adama, "Sana söylüyorum,
kalk, yatağını toplayıp evine git!" dedi.
Luk.5: 25 Adam onların gözü önünde hemen ayağa kalktı, üzerinde yattığı
yatağı topladı ve Tanrı'yı yücelterek evine gitti.
Luk.5: 26 Herkesi bir şaşkınlık almıştı. Tanrı'yı yüceltiyor, büyük korku
içinde, "Bugün şaşılacak işler gördük!" diyorlardı.
Levi'nin Öğrencilere Katılması
(Mat.9:9-13; Mar.2:13-17)
Luk.5: 27 Bu olaydan sonra İsa dışarı çıktı, vergi toplama yerinde oturan
Levi adında bir vergi görevlisini* gördü. Adama, "Ardımdan gel" dedi.
Luk.5: 28 O da kalktı, her şeyi bırakıp İsa'nın ardından gitti.
Luk.5: 29 Sonra Levi, evinde İsa'nın onuruna büyük bir şölen verdi. Vergi
görevlileriyle başka kişilerden oluşan büyük bir kalabalık onlarla birlikte
yemeğe oturmuştu.
Luk.5: 30 Ferisiler'le onların din bilginleri söylenmeye başladılar. İsa'nın
öğrencilerine, "Siz neden vergi görevlileri ve günahkârlarla birlikte yiyip
içiyorsunuz?" dediler.
Luk.5: 31 İsa onlara şu karşılığı verdi: "Sağlıklı olanların değil,
hastaların hekime ihtiyacı var.
Luk.5: 32 Ben doğru kişileri değil, günahkârları tövbeye çağırmaya geldim."
Oruçla İlgili Soru
(Mat.9:14-17; Mar.2:18-22)
Luk.5: 33 Onlar İsa'ya, "Yahya'nın öğrencileri sık sık oruç tutup dua
ediyorlar, Ferisiler'in öğrencileri de öyle. Seninkiler ise yiyip içiyor"
dediler.
Luk.5: 34 İsa şöyle karşılık verdi: "Güvey aralarında olduğu sürece
davetlilere oruç tutturabilir misiniz?
Luk.5: 35 Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, onlar işte o
zaman, o günler oruç tutacaklar."
Luk.5: 36 İsa onlara şu benzetmeyi de anlattı: "Hiç kimse yeni giysiden bir
parça yırtıp eski giysiyi yamamaz. Yoksa hem yeni giysi yırtılır, hem de o
giysiden koparılan yama eskisine uymaz.
Luk.5: 37 Hiç kimse yeni şarabı eski tulumlara doldurmaz. Yoksa yeni şarap
tulumları patlatır; hem şarap dökülür, hem de tulumlar mahvolur.
Luk.5: 38 Yeni şarabı yeni tulumlara doldurmak gerek.
Luk.5: 39 Üstelik hiç kimse eski şarabı içtikten sonra yenisini istemez.
'Eskisi güzel' der."
BÖLÜM 6
Şabat Günü Sorunu
(Mat.12:1-14; Mar.2:23-3:6)
Luk.6: 1 Bir Şabat Günü* İsa ekinler arasından geçiyordu. Öğrencileri
başakları koparıyor, avuçlarında ufalayıp yiyorlardı.
Luk.6: 2 Ferisiler'den bazıları, "Şabat Günü yasak olanı neden
yapıyorsunuz?" dediler.
Luk.6: 3 İsa onlara şöyle karşılık verdi: "Davut'la yanındakiler acıkınca
Davut'un ne yaptığını okumadınız mı?
Luk.6: 4 Tanrı'nın evine girdi, kâhinlerden başkasının yemesi yasak olan
adak ekmeklerini* alıp yedi ve yanındakilere de verdi."
Luk.6: 5 Sonra İsa onlara, "İnsanoğlu* Şabat Günü'nün de Rabbi'dir" dedi.
Luk.6: 6 Bir başka Şabat Günü İsa havraya girmiş öğretiyordu. Orada sağ eli
sakat bir adam vardı.
Luk.6: 7 İsa'yı suçlamak için fırsat kollayan din bilginleriyle Ferisiler,
Şabat Günü hastaları iyileştirecek mi diye O'nu gözlüyorlardı.
Luk.6: 8 İsa, onların ne düşündüklerini biliyordu. Eli sakat olan adama,
"Ayağa kalk, öne çık" dedi. O da kalktı, orta yerde durdu.
Luk.6: 9 İsa onlara, "Size sorayım" dedi, "Kutsal Yasa'ya göre Şabat Günü
iyilik yapmak mı doğru, kötülük yapmak mı? Can kurtarmak mı doğru, öldürmek
mi?"
Luk.6: 10 Gözlerini hepsinin üzerinde gezdirdikten sonra adama, "Elini uzat"
dedi. Adam elini uzattı, eli yine sapasağlam oluverdi.
Luk.6: 11 Onlar ise öfkeden deliye döndüler ve aralarında İsa'ya ne
yapabileceklerini tartışmaya başladılar.
İsa On İki Elçisini Seçiyor
(Mat.10:1-4; Mar.3:13-19)
Luk.6: 12 O günlerde İsa, dua etmek için dağa çıktı ve bütün geceyi Tanrı'ya
dua ederek geçirdi.
Luk.6: 13-16 Gün doğunca öğrencilerini yanına çağırdı ve onların arasından,
elçi diye adlandırdığı şu on iki kişiyi seçti: Petrus adını verdiği Simun,
onun kardeşi Andreas, Yakup, Yuhanna, Filipus, Bartalmay, Matta, Tomas,
Alfay oğlu Yakup, Yurtsever* diye tanınan Simun, Yakup oğlu Yahuda ve İsa'ya
ihanet eden Yahuda İskariot.
Luk.6: 17 İsa bunlarla birlikte aşağı inip düzlük bir yerde durdu.
Öğrencilerinden büyük bir kalabalık ve bütün Yahudiye'den, Yeruşalim'den,
Sur'la Sayda yakınlarındaki kıyı bölgesinden gelen büyük bir halk topluluğu
da oradaydı.
Luk.6: 18 İsa'yı dinlemek ve hastalıklarına şifa bulmak için gelmişlerdi.
Kötü ruhlar yüzünden sıkıntı çekenler de iyileştiriliyordu.
Luk.6: 19 Kalabalıkta herkes İsa'ya dokunmak için çabalıyordu. Çünkü O'nun
içinden akan bir güç herkese şifa veriyordu.
Mutlular ve Mutsuzlar
(Mat.5:1-12)
Luk.6: 20 İsa, gözlerini öğrencilerine çevirerek şöyle dedi: "Ne mutlu size,
ey yoksullar! Çünkü Tanrı'nın Egemenliği sizindir.
Luk.6: 21 Ne mutlu size, şimdi açlık çekenler! Çünkü doyurulacaksınız. Ne
mutlu size, şimdi ağlayanlar! Çünkü güleceksiniz.
Luk.6: 22 İnsanoğlu'na* bağlılığınız yüzünden İnsanlar sizden nefret
ettikleri, Sizi toplum dışı edip aşağıladıkları Ve adınızı kötüleyip sizi
reddettikleri zaman Ne mutlu size!
Luk.6: 23 O gün sevinin, coşkuyla zıplayın! Çünkü gökteki ödülünüz büyüktür.
Nitekim onların ataları da Peygamberlere böyle davrandılar.
Luk.6: 24 Ama vay halinize, ey zenginler, Çünkü tesellinizi almış
bulunuyorsunuz!
Luk.6: 25 Vay halinize, şimdi karnı tok olan sizler, Çünkü açlık
çekeceksiniz! Vay halinize, ey şimdi gülenler, Çünkü yas tutup
ağlayacaksınız!
Luk.6: 26 Bütün insanlar sizin için iyi sözler söyledikleri zaman, Vay
halinize! Çünkü onların ataları da Sahte peygamberlere böyle davrandılar."
Düşmanlarınızı Sevin
(Mat.5:38-48; 7:12)
Luk.6: 27-28 "Ama beni dinleyen sizlere şunu söylüyorum: Düşmanlarınızı
sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik
dileyin, size hakaret edenler için dua edin.
Luk.6: 29 Bir yanağınıza vurana öbür yanağınızı da çevirin. Abanızı alandan
mintanınızı da esirgemeyin.
Luk.6: 30 Sizden bir şey dileyen herkese verin, malınızı alandan onu geri
istemeyin.
Luk.6: 31 İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara
öyle davranın.
Luk.6: 32 "Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, bu size ne övgü
kazandırır? Günahkârlar bile kendilerini sevenleri sever.
Luk.6: 33 Size iyilik yapanlara iyilik yaparsanız, bu size ne övgü
kazandırır? Günahkârlar bile böyle yapar.
Luk.6: 34 Geri alacağınızı umduğunuz kişilere ödünç verirseniz, bu size ne
övgü kazandırır? Günahkârlar bile verdiklerini geri almak koşuluyla
günahkârlara ödünç verirler.
Luk.6: 35 Ama siz düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın, hiçbir karşılık
beklemeden ödünç verin. Alacağınız ödül büyük olacak, Yüceler Yücesi'nin
oğulları olacaksınız. Çünkü O, nankör ve kötü kişilere karşı iyi yüreklidir.
Luk.6: 36 Babanız merhametli olduğu gibi, siz de merhametli olun."
Başkasını Yargılamayın
(Mat.7:1-5)
Luk.6: 37 "Başkasını yargılamayın, siz de yargılanmazsınız. Suçlu
çıkarmayın, siz de suçlu çıkarılmazsınız. Başkasını bağışlayın, siz de
bağışlanırsınız.
Luk.6: 38 Verin, size verilecektir. İyice bastırılmış, silkelenmiş ve
taşmış, dolu bir ölçekle kucağınıza boşaltılacak. Hangi ölçekle verirseniz,
aynı ölçekle alacaksınız."
Luk.6: 39 İsa onlara şu benzetmeyi de anlattı: "Kör köre kılavuzluk edebilir
mi? İkisi de çukura düşmez mi?
Luk.6: 40 Öğrenci öğretmeninden üstün değildir, ama eğitimini tamamlayan her
öğrenci öğretmeni gibi olacaktır.
Luk.6: 41 "Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki
merteği farketmezsin?
Luk.6: 42 Kendi gözündeki merteği görmezken, kardeşine nasıl, 'Kardeş, izin
ver, gözündeki çöpü çıkarayım' dersin? Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki
merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi
görürsün."
Ağaç ve Meyvesi
(Mat.7:16-20; 12:33-35)
Luk.6: 43 "İyi ağaç kötü meyve, kötü ağaç da iyi meyve vermez.
Luk.6: 44 Her ağaç meyvesinden tanınır. Dikenli bitkilerden incir toplanmaz,
çalılardan üzüm devşirilmez.
Luk.6: 45 İyi insan yüreğindeki iyilik hazinesinden iyilik, kötü insan
içindeki kötülük hazinesinden kötülük çıkarır. İnsanın ağzı, yüreğinden
taşanı söyler.
Luk.6: 46 "Niçin beni 'Ya Rab, ya Rab' diye çağırıyorsunuz da söylediklerimi
yapmıyorsunuz?
Luk.6: 47 Bana gelen ve sözlerimi duyup uygulayan kişinin kime benzediğini
size anlatayım.
Luk.6: 48 Böyle bir kişi, evini yaparken toprağı kazan, derinlere inip
temeli kaya üzerine atan adama benzer. Sel sularıyla kabaran ırmak o eve
saldırsa da, onu sarsamaz. Çünkü ev sağlam yapılmıştır.
Luk.6: 49 Ama sözlerimi duyup da uygulamayan kişi, evini temel koymaksızın
toprağın üzerine kuran adama benzer. Kabaran ırmak saldırınca ev hemen
çöker. Evin yıkılışı da korkunç olur."
BÖLÜM 7
Yüzbaşının İmanı
(Mat.8:5-13)
Luk.7: 1 İsa, kendisini dinleyen halka bütün bu sözleri söyledikten sonra
Kefarnahum'a gitti.
Luk.7: 2 Orada bir yüzbaşının çok değer verdiği kölesi ölüm döşeğinde hasta
yatıyordu.
Luk.7: 3 İsa'yla ilgili haberleri duyan yüzbaşı, gelip kölesini
iyileştirmesini rica etmek üzere O'na Yahudiler'in bazı ileri gelenlerini
gönderdi.
Luk.7: 4 Bunlar İsa'nın yanına gelince içten bir yalvarışla O'na şöyle
dediler: "Bu adam senin yardımına layıktır.
Luk.7: 5 Çünkü ulusumuzu seviyor. Havramızı yaptıran da kendisidir."
Luk.7: 6 İsa onlarla birlikte yola çıktı. Eve yaklaştığı sırada, yüzbaşı
bazı dostlarını yollayıp O'na şu haberi gönderdi: "Ya Rab, zahmet etme;
evime girmene layık değilim.
Luk.7: 7 Bu yüzden yanına gelmeye de kendimi layık görmedim. Sen yeter ki
bir söz söyle, uşağım iyileşir.
Luk.7: 8 Ben de buyruk altında bir görevliyim, benim de buyruğumda
askerlerim var. Birine, 'Git' derim, gider; ötekine, 'Gel' derim, gelir;
köleme, 'Şunu yap' derim, yapar."
Luk.7: 9 Bu sözleri duyan İsa yüzbaşıya hayran kaldı. Ardından gelen
kalabalığa dönerek, "Size şunu söyleyeyim" dedi, "İsrail'de bile böyle iman
görmedim."
Luk.7: 10 Gönderilenler eve döndüklerinde köleyi iyileşmiş buldular.
İsa Bir Dulun Oğlunu Diriltiyor
Luk.7: 11 Bundan kısa bir süre sonra İsa, Nain denilen bir kente gitti.
Öğrencileriyle büyük bir kalabalık O'na eşlik ediyordu.
Luk.7: 12 İsa kentin kapısına tam yaklaştığı sırada, dul annesinin tek oğlu
olan bir adamın cenazesi kaldırılıyordu. Kent halkından büyük bir kalabalık
da kadınla birlikteydi.
Luk.7: 13 Rab kadını görünce ona acıdı. Kadına, "Ağlama" dedi.
Luk.7: 14 Yaklaşıp cenaze sedyesine dokununca sedyeyi taşıyanlar durdu. İsa,
"Delikanlı" dedi, "Sana söylüyorum, kalk!"
Luk.7: 15 Ölü doğrulup oturdu ve konuşmaya başladı. İsa onu annesine geri
verdi.
Luk.7: 16 Herkesi bir korku almıştı. "Aramızda büyük bir peygamber ortaya
çıktı!" ve "Tanrı, halkının yardımına geldi!" diyerek Tanrı'yı yüceltmeye
başladılar.
Luk.7: 17 İsa'yla ilgili bu haber bütün Yahudiye'ye ve çevre bölgelere
yayıldı.
İsa ve Vaftizci Yahya
(Mat.11:2-19)
Luk.7: 18-19 Yahya'nın öğrencileri bütün bu olup bitenleri kendisine
bildirdiler. Öğrencilerinden ikisini yanına çağıran Yahya, "Gelecek Olan sen
misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?" diye sormaları için onları Rab'be
gönderdi.
Luk.7: 20 Adamlar İsa'nın yanına gelince şöyle dediler: "Bizi sana Vaftizci
Yahya gönderdi. 'Gelecek Olan sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?'
diye soruyor."
Luk.7: 21 Tam o sırada İsa, çeşitli hastalıklara, illetlere ve kötü ruhlara
tutulmuş birçok kişiyi iyileştirdi, birçok körün gözünü açtı.
Luk.7: 22 Sonra Yahya'nın öğrencilerine şöyle karşılık verdi: "Gidin, görüp
işittiklerinizi Yahya'ya bildirin. Körlerin gözleri açılıyor, kötürümler
yürüyor, cüzamlılar temiz kılınıyor, sağırlar işitiyor, ölüler diriliyor ve
Müjde yoksullara duyuruluyor.
Luk.7: 23 Benden ötürü sendeleyip düşmeyene ne mutlu!"
Luk.7: 24 Yahya'nın gönderdiği haberciler gittikten sonra İsa, halka
Yahya'dan söz etmeye başladı. "Çöle ne görmeye gittiniz?" dedi. "Rüzgarda
sallanan bir kamış mı?
Luk.7: 25 Söyleyin, ne görmeye gittiniz? Pahalı giysiler giymiş bir adam mı?
Oysa şahane giysiler giyip bolluk içinde yaşayanlar kral saraylarında
bulunur.
Luk.7: 26 Öyleyse ne görmeye gittiniz? Bir peygamber mi? Evet! Size şunu
söyleyeyim, gördüğünüz kişi peygamberden de üstündür.
Luk.7: 27 'İşte, habercimi senin önünden gönderiyorum; O önden gidip senin
yolunu hazırlayacak' diye yazılmış olan sözler onunla ilgilidir.
Luk.7: 28 Size şunu söyleyeyim, kadından doğanlar arasında Yahya'dan daha
üstün olanı yoktur. Bununla birlikte, Tanrı'nın Egemenliği'nde en küçük olan
ondan üstündür."
Luk.7: 29 Yahya tarafından vaftiz edilen halk, hatta vergi görevlileri* bile
bunu duyunca Tanrı'nın adil olduğunu doğruladılar.
Luk.7: 30 Oysa Yahya tarafından vaftiz edilmeye yanaşmayan Ferisiler'le
Kutsal Yasa uzmanları, Tanrı'nın kendileriyle ilgili tasarısını reddettiler.
Luk.7: 31 İsa, "Bu kuşağın insanlarını neye benzeteyim? Bunlar neye
benziyorlar?"
dedi.
Luk.7: 32 "Çarşı meydanında oturup birbirlerine, 'Size kaval çaldık,
oynamadınız; Ağıt yaktık, ağlamadınız' \m diye seslenen çocuklara
benziyorlar.
Luk.7: 33 Vaftizci Yahya geldiği zaman oruç tutup şaraptan kaçındı, ona
'cinli' diyorsunuz.
Luk.7: 34 İnsanoğlu* geldiği zaman yiyip içti. Bu kez de diyorsunuz ki, 'Şu
obur ve ayyaş adama bakın! Vergi görevlileri* ve günahkârlarla dost oldu!'
Luk.7: 35 Ne var ki bilgelik, onu benimseyen herkes tarafından doğrulanır."
İsa ve Günahkâr Kadın
Luk.7: 36 Ferisiler'den biri İsa'yı yemeğe çağırdı. O da Ferisi'nin evine
gidip sofraya oturdu.
Luk.7: 37-38 O sırada, kentte günahkâr olarak tanınan bir kadın, İsa'nın,
Ferisi'nin evinde yemek yediğini öğrenince kaymaktaşından bir kap içinde
güzel kokulu yağ getirdi. İsa'nın arkasında, ayaklarının dibinde durup
ağlayarak, gözyaşlarıyla O'nun ayaklarını ıslatmaya başladı. Saçlarıyla
ayaklarını sildi, öptü ve yağı üzerlerine sürdü.
Luk.7: 39 İsa'yı evine çağırmış olan Ferisi bunu görünce kendi kendine, "Bu
adam peygamber olsaydı, kendisine dokunan bu kadının kim ve ne tür bir kadın
olduğunu, günahkâr biri olduğunu anlardı" dedi.
Luk.7: 40 Bunun üzerine İsa Ferisi'ye, "Simun" dedi, "Sana bir söyleyeceğim
var." O da, "Buyur, öğretmenim" dedi.
Luk.7: 41 "Tefeciye borçlu iki kişi vardı. Biri beş yüz, öbürü de elli dinar
borçluydu.
Luk.7: 42 Borçlarını ödeyecek güçte olmadıklarından, tefeci her ikisinin de
borcunu bağışladı. Buna göre, hangisi onu çok sever?"
Luk.7: 43 Simun, "Sanırım, kendisine daha çok bağışlanan" diye yanıtladı.
İsa ona, "Doğru söyledin" dedi.
Luk.7: 44 Sonra kadına bakarak Simun'a şunları söyledi: "Bu kadını görüyor
musun? Ben senin evine geldim, ayaklarım için bana su vermedin. Bu kadın ise
ayaklarımı gözyaşlarıyla ıslatıp saçlarıyla sildi.
Luk.7: 45 Sen beni öpmedin, ama bu kadın eve girdiğimden beri ayaklarımı
öpüp duruyor.
Luk.7: 46 Sen başıma zeytinyağı sürmedin, ama bu kadın ayaklarıma güzel
kokulu yağ sürdü.
Luk.7: 47 Bu nedenle sana şunu söyleyeyim, kendisinin çok olan günahları
bağışlanmıştır. Çok sevgi göstermesinin nedeni budur. Oysa kendisine az
bağışlanan, az sever."
Luk.7: 48 Sonra kadına, "Günahların bağışlandı" dedi.
Luk.7: 49 İsa'yla birlikte sofrada oturanlar kendi aralarında, "Kim bu adam?
Günahları bile bağışlıyor!" şeklinde konuşmaya başladılar.
Luk.7: 50 İsa ise kadına, "İmanın seni kurtardı, esenlikle git" dedi.
BÖLÜM 8
İsa'yı İzleyen Kadınlar
Luk.8: 1 Bundan kısa bir süre sonra İsa on iki öğrencisiyle birlikte köy
kent dolaşmaya başladı. Tanrı'nın Egemenliği'ni duyurup müjdeliyordu.
Luk.8: 2-3 Kötü ruhlardan ve hastalıklardan kurtulan bazı kadınlar, içinden
yedi cin çıkmış olan Mecdelli denilen Meryem, Hirodes'in* kâhyası Kuza'nın
karısı Yohanna, Suzanna ve daha birçokları İsa'yla birlikte dolaşıyordu.
Bunlar, kendi olanaklarıyla İsa'ya ve öğrencilerine yardım ediyorlardı.
Tohum Benzetmesi
(Mat.13:1-23; Mar.4:1-20)
Luk.8: 4-5 Büyük bir kalabalığın toplandığı, insanların her kentten
kendisine akın akın geldiği bir sırada İsa şu benzetmeyi anlattı: "Ekincinin
biri tohum ekmeye çıktı. Ektiği tohumlardan kimi yol kenarına düştü, ayak
altında çiğnenip gökteki kuşlara yem oldu.
Luk.8: 6 Kimi kayalık yere düştü, filizlenince susuzluktan kuruyup gitti.
Luk.8: 7 Kimi, dikenler arasına düştü. Filizlerle birlikte büyüyen dikenler
filizleri boğdu.
Luk.8: 8 Kimi ise iyi toprağa düştü, büyüyünce yüz kat ürün verdi." Bunları
söyledikten sonra, "İşitecek kulağı olan işitsin!" diye seslendi.
Luk.8: 9-10 İsa, bu benzetmenin anlamını kendisinden soran öğrencilerine,
"Tanrı Egemenliği'nin sırlarını bilme ayrıcalığı size verildi" dedi. "Ama
başkalarına benzetmelerle sesleniyorum. Öyle ki, 'Gördükleri halde
görmesinler, Duydukları halde anlamasınlar.'
Luk.8: 11 "Benzetmenin anlamı şudur: Tohum Tanrı'nın sözüdür.
Luk.8: 12 Yol kenarındakiler sözü işiten kişilerdir. Ama sonra İblis gelir,
inanıp kurtulmasınlar diye sözü yüreklerinden alır götürür.
Luk.8: 13 Kayalık yere düşenler, işittikleri sözü sevinçle kabul eden, ama
kök salamadıkları için ancak bir süre inanan kişilerdir. Böyleleri
denendikleri zaman imandan dönerler.
Luk.8: 14 Dikenler arasına düşenler, sözü işiten ama zamanla yaşamın
kaygıları, zenginlikleri ve zevkleri içinde boğulan, dolayısıyla olgun ürün
vermeyenlerdir.
Luk.8: 15 İyi toprağa düşenler ise, sözü işitince onu iyi ve sağlam bir
yürekte saklayanlardır. Bunlar sabırla dayanarak ürün verirler."
Her Şey Işığa Çıkacak
(Mar.4:21-25)
Luk.8: 16 "Hiç kimse kandil yakıp bunu bir kapla örtmez, ya da yatağın
altına koymaz. Tersine, içeri girenler ışığı görsünler diye onu kandilliğe
koyar.
Luk.8: 17 Çünkü açığa çıkarılmayacak gizli hiçbir şey yok; bilinmeyecek,
aydınlığa çıkmayacak saklı hiçbir şey yoktur.
Luk.8: 18 Bunun için, nasıl dinlediğinize dikkat edin. Kimde varsa, ona daha
çok verilecek. Ama kimde yoksa, kendisinde var sandığı bile elinden
alınacak."
İsa'nın Yakınları
(Mat.12:46-50; Mar.3:31-35)
Luk.8: 19 İsa'nın annesiyle kardeşleri O'na geldiler, ama kalabalıktan ötürü
kendisine yaklaşamadılar.
Luk.8: 20 İsa'ya, "Annenle kardeşlerin dışarıda duruyor, seni görmek
istiyorlar" diye haber verildi.
Luk.8: 21 İsa haberi getirenlere şöyle karşılık verdi: "Annemle kardeşlerim,
Tanrı'nın sözünü duyup yerine getirenlerdir."
İsa Fırtınayı Dindiriyor
(Mat.8:23-27; Mar.4:35-41)
Luk.8: 22 Bir gün İsa öğrencileriyle birlikte bir tekneye binerek onlara,
"Gölün karşı yakasına geçelim" dedi. Böylece kıyıdan açıldılar.
Luk.8: 23 Teknede giderlerken İsa uykuya daldı. O sırada gölde fırtına
koptu. Tekne su almaya başlayınca tehlikeli bir duruma düştüler.
Luk.8: 24 Gidip İsa'yı uyandırarak, "Efendimiz, Efendimiz, öleceğiz!"
dediler. İsa kalkıp rüzgarı ve kabaran dalgaları azarladı. Fırtına dindi ve
ortalık sütliman oldu.
Luk.8: 25 İsa öğrencilerine, "Nerede imanınız?" dedi. Onlar korku ve
şaşkınlık içindeydiler. Birbirlerine, "Bu adam kim ki, rüzgara, suya bile
buyruk veriyor, onlar da sözünü dinliyor!" dediler.
Cinli Bir Adamın İyileştirilmesi
(Mat.8:28-34; Mar.5:1-20)
Luk.8: 26 Celile'nin karşısında bulunan Gerasalılar'ın memleketine vardılar.
Luk.8: 27 İsa karaya çıkınca kentten bir adam O'nu karşıladı. Cinli ve uzun
zamandan beri giysi giymeyen bu adam evde değil, mezarlık mağaralarda
yaşıyordu.
Luk.8: 28 Adam İsa'yı görünce çığlık atıp önünde yere kapandı. Yüksek sesle,
"Ey İsa, yüce Tanrı'nın Oğlu, benden ne istiyorsun?" dedi. "Sana yalvarırım,
bana işkence etme!"
Luk.8: 29 Çünkü İsa, kötü ruha adamın içinden çıkmasını buyurmuştu. Kötü ruh
adamı sık sık etkisi altına alıyordu. Adam zincir ve kösteklerle bağlanıp
başına nöbetçi konulduğu halde bağlarını paralıyor ve cin tarafından ıssız
yerlere sürülüyordu.
Luk.8: 30 İsa ona, "Adın ne?" diye sordu. O da, "Tümen*" diye yanıtladı.
Çünkü onun içine bir sürü cin girmişti.
Luk.8: 31 Cinler, dipsiz derinliklere gitmelerini buyurmasın diye İsa'ya
yalvarıp durdular.
Luk.8: 32 Orada, dağın yamacında otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı.
Cinler, domuzların içine girmelerine izin vermesi için İsa'ya yalvardılar. O
da onlara izin verdi.
Luk.8: 33 Adamdan çıkan cinler domuzların içine girdiler. Sürü dik yamaçtan
aşağı koşuşarak göle atlayıp boğuldu.
Luk.8: 34 Domuzları güdenler olup biteni görünce kaçtılar, kentte ve
köylerde olayın haberini yaydılar.
Luk.8: 35 Bunun üzerine halk olup biteni görmeye çıktı. İsa'nın yanına
geldikleri zaman, cinlerden kurtulan adamı giyinmiş ve aklı başına gelmiş
olarak İsa'nın ayakları dibinde oturmuş buldular ve korktular.
Luk.8: 36 Olayı görenler, cinli adamın nasıl kurtulduğunu halka anlattılar.
Luk.8: 37 O zaman Gerasa yöresinden gelen bütün kalabalık büyük bir korkuya
kapılarak İsa'nın yanlarından ayrılmasını rica ettiler. O da geri dönmek
üzere tekneye bindi.
Luk.8: 38-39 Cinlerden kurtulan adam İsa'nın yanında kalmak için O'na
yalvardı. Ama İsa, "Evine dön, Tanrı'nın senin için neler yaptığını anlat"
diyerek onu salıverdi. Adam da gitti, İsa'nın kendisi için neler yaptığını
bütün kentte duyurdu.
Dirilen Kız, İyileşen Kadın
(Mat.9:18-26; Mar.5:21-43)
Luk.8: 40 Karşı yakaya dönen İsa'yı halk karşıladı. Çünkü herkes O'nu
bekliyordu.
Luk.8: 41 O sırada, havra yöneticisi olan Yair adında bir adam gelip İsa'nın
ayaklarına kapandı, evine gelmesi için yalvardı.
Luk.8: 42 Çünkü on iki yaşlarındaki biricik kızı ölmek üzereydi. İsa oraya
giderken kalabalık O'nu her yandan sıkıştırıyordu.
Luk.8: 43 On iki yıldır kanaması olan bir kadın da oradaydı. Varını yoğunu
hekimlere harcamıştı; ama hiçbiri onu iyileştirememişti.
Luk.8: 44 İsa'nın arkasından yetişip giysisinin eteğine dokundu ve o anda
kanaması kesildi.
Luk.8: 45 İsa, "Bana kim dokundu?" dedi. Herkes inkâr ederken Petrus*fx*,
"Efendimiz, kalabalık seni çepeçevre sarmış sıkıştırıyor" dedi.
Luk.8: 46 Ama İsa, "Birisi bana dokundu" dedi. "İçimden bir gücün akıp
gittiğini hissettim."
Luk.8: 47 Yaptığını gizleyemeyeceğini anlayan kadın titreyerek geldi,
İsa'nın ayaklarına kapandı. Bütün halkın önünde, O'na neden dokunduğunu ve o
anda nasıl iyileştiğini anlattı.
Luk.8: 48 İsa ona, "Kızım" dedi, "İmanın seni kurtardı. Esenlikle git."
Luk.8: 49 İsa daha konuşurken havra yöneticisinin evinden biri geldi.
Yöneticiye, "Kızın öldü" dedi, "Artık öğretmeni rahatsız etme."
Luk.8: 50 İsa bunu duyunca havra yöneticisine şöyle dedi: "Korkma, yalnız
iman et, kızın kurtulacak."
Luk.8: 51 İsa adamın evine gelince Petrus, Yuhanna, Yakup ve kızın annesi
babası dışında hiç kimsenin kendisiyle birlikte içeri girmesine izin
vermedi.
Luk.8: 52 Herkes kız için ağlıyor, dövünüyordu. İsa, "Ağlamayın" dedi, "Kız
ölmedi, uyuyor."
Luk.8: 53 Kızın öldüğünü bildikleri için İsa'yla alay ettiler.
Luk.8: 54 O ise kızın elini tutarak, "Kızım, kalk!" diye seslendi.
Luk.8: 55 Ruhu yeniden bedenine dönen kız hemen ayağa kalktı. İsa, kıza
yemek verilmesini buyurdu.
Luk.8: 56 Kızın annesiyle babası şaşkınlık içindeydi. İsa, olanları hiç
kimseye anlatmamaları için onları uyardı.
BÖLÜM 9
İsa On İki Elçisini Görevlendiriyor
(Mat.10:5-15; Mar.6:7-13)
Luk.9: 1 İsa, Onikiler'i* yanına çağırıp onlara bütün cinler üzerinde ve
hastalıkları iyileştirmek için güç ve yetki verdi.
Luk.9: 2 Sonra onları Tanrı'nın Egemenliği'ni duyurmaya ve hastalara şifa
vermeye gönderdi.
Luk.9: 3 Onlara şöyle dedi: "Yolculuk için yanınıza hiçbir şey almayın: Ne
değnek, ne torba, ne ekmek, ne para, ne de yedek mintan.
Luk.9: 4 Hangi eve girerseniz, kentten ayrılıncaya dek orada kalın.
Luk.9: 5 Sizi kabul etmeyenlere gelince, kentten ayrılırken onlara uyarı
olsun diye ayaklarınızın tozunu silkin."
Luk.9: 6 Onlar da yola çıktılar, her yerde Müjde'yi yayarak ve hastaları
iyileştirerek köy köy dolaştılar.
Luk.9: 7-8 Bölgenin kralı* Hirodes bütün bu olanları duyunca şaşkına döndü.
Çünkü bazıları Yahya'nın ölümden dirildiğini, bazıları İlyas'ın göründüğünü,
başkaları ise eski peygamberlerden birinin dirildiğini söylüyordu.
Luk.9: 9 Hirodes, "Yahya'nın başını ben kestirdim. Şimdi hakkında böyle
haberler duyduğum bu adam kim?" diyor ve İsa'yı görmenin bir yolunu
arıyordu.
İsa Beş Bin Kişiyi Doyuruyor
(Mat.14:13-21; Mar.6:30-44; Yu.6:1-44)
Luk.9: 10 Elçiler geri dönünce, yaptıkları her şeyi İsa'ya anlattılar. Sonra
İsa yalnızca onları yanına alıp Beytsayda denilen bir kente çekildi.
Luk.9: 11 Bunu öğrenen halk O'nun ardından gitti. İsa onları ilgiyle
karşıladı, kendilerine Tanrı'nın Egemenliği'nden söz etti ve şifaya ihtiyacı
olanları iyileştirdi.
Luk.9: 12 Günbatımına doğru Onikiler gelip O'na, "Halkı salıver de çevredeki
köylere ve çiftliklere gidip kendilerine barınak ve yiyecek bulsunlar. Çünkü
ıssız bir yerdeyiz" dediler.
Luk.9: 13 İsa, "Onlara siz yiyecek verin" dedi. "Beş ekmekle iki balıktan
başka bir şeyimiz yok" dediler. "Yoksa bunca halk için yiyecek almaya biz mi
gidelim?"
Luk.9: 14 Orada yaklaşık beş bin erkek vardı. İsa öğrencilerine, "Halkı
yaklaşık ellişer kişilik kümeler halinde yere oturtun" dedi.
Luk.9: 15 Öğrenciler öyle yapıp herkesi yere oturttular.
Luk.9: 16 İsa, beş ekmekle iki balığı aldı, gözlerini göğe kaldırarak
şükretti; sonra bunları böldü ve halka dağıtmaları için öğrencilerine verdi.
Luk.9: 17 Herkes yiyip doydu. Artakalan parçalardan on iki sepet dolusu
toplandı.
Petrus'un Mesih'i Tanıması
(Mat.16:13-28; Mar.8:27-9:1)
Luk.9: 18 Bir gün İsa tek başına dua ediyordu, öğrencileri de yanındaydı.
İsa onlara, "Halk benim kim olduğumu söylüyor?" diye sordu.
Luk.9: 19 Şöyle yanıtladılar: "Vaftizci Yahya diyorlar. Ama kimi İlyas, kimi
de eski peygamberlerden biri dirilmiş, diyor."
Luk.9: 20 İsa onlara, "Siz ne dersiniz" dedi, "Sizce ben kimim?" Petrus,
"Sen Tanrı'nın Mesihi'sin*" yanıtını verdi.
Luk.9: 21 İsa, onları uyararak bunu hiç kimseye söylememelerini buyurdu.
Luk.9: 22 İnsanoğlu'nun* çok acı çekmesi, ileri gelenler, başkâhinler ve din
bilginlerince reddedilmesi, öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini
söyledi.
Luk.9: 23 Sonra hepsine, "Ardımdan gelmek isteyen kendini inkâr etsin, her
gün çarmıhını yüklenip beni izlesin" dedi,
Luk.9: 24 "Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim uğruma
yitiren ise onu kurtaracaktır.
Luk.9: 25 İnsan bütün dünyayı kazanıp da canını yitirirse, canından olursa,
bunun kendisine ne yararı olur?
Luk.9: 26 Kim benden ve benim sözlerimden utanırsa, İnsanoğlu da kendisinin,
Babası'nın ve kutsal meleklerin görkemi içinde geldiğinde o kişiden
utanacaktır.
Luk.9: 27 Size gerçeği söyleyeyim, burada bulunanlar arasında, Tanrı'nın
Egemenliği'ni görmeden ölümü tatmayacak olanlar var."
İsa'nın Görünümü Değişiyor
(Mat.17:1-8; Mar.9:2-8)
Luk.9: 28 Bu sözleri söyledikten yaklaşık sekiz gün sonra İsa, yanına
Petrus, Yuhanna ve Yakup'u alarak dua etmek üzere dağa çıktı.
Luk.9: 29 İsa dua ederken yüzünün görünümü değişti, giysileri şimşek gibi
parıldayan bir beyazlığa büründü.
Luk.9: 30-31 O anda görkem içinde beliren iki kişi İsa'yla konuşmaya
başladılar. Bunlar Musa ile İlyas'tı. İsa'nın yakında Yeruşalim'de
gerçekleşecek olan ayrılışını*fx* konuşuyorlardı.
Luk.9: 32 Petrus ile yanındakilerin üzerine uyku çökmüştü. Ama uykuları
iyice dağılınca İsa'nın görkemini ve yanında duran iki kişiyi gördüler.
Luk.9: 33 Bunlar İsa'nın yanından ayrılırken Petrus İsa'ya, "Efendimiz"
dedi, "Burada bulunmamız ne iyi oldu! Üç çardak kuralım: Biri sana, biri
Musa'ya, biri de İlyas'a." Aslında ne söylediğinin farkında değildi.
Luk.9: 34 Petrus daha bunları söylerken bir bulut gelip onlara gölge saldı.
Bulut onları sarınca korktular.
Luk.9: 35 Buluttan gelen bir ses, "Bu benim Oğlum'dur, seçilmiş Olan'dır.
O'nu dinleyin!" dedi.
Luk.9: 36 Ses kesilince İsa'nın tek başına olduğu görüldü. Öğrenciler bunu
gizli tuttular ve o günlerde hiç kimseye gördüklerinden söz etmediler.
Cinli Bir Çocuğun İyileştirilmesi
(Mat.17:14-23; Mar.9:14-32)
Luk.9: 37 Ertesi gün dağdan indikleri zaman, İsa'yı büyük bir kalabalık
karşıladı.
Luk.9: 38 Kalabalığın içinden bir adam, "Öğretmenim" diye seslendi,
"Yalvarırım, oğlumu bir gör, o tek çocuğumdur.
Luk.9: 39 Bir ruh onu yakalıyor, o da birdenbire çığlık atıyor. Ruh onu,
ağzından köpükler gelene dek şiddetle sarsıyor. Bedenini yara bere içinde
bırakarak güçbela ayrılıyor.
Luk.9: 40 Ruhu kovmaları için öğrencilerine yalvardım, ama başaramadılar."
Luk.9: 41 İsa şöyle karşılık verdi: "Ey imansız ve sapmış kuşak! Sizinle
daha ne kadar kalıp size katlanacağım? Oğlunu buraya getir."
Luk.9: 42 Çocuk daha İsa'ya yaklaşırken cin onu yere vurup şiddetle sarstı.
Ama İsa kötü ruhu azarladı, çocuğu iyileştirerek babasına geri verdi.
Luk.9: 43-44 Herkes Tanrı'nın büyük gücüne şaşıp kaldı.
İsa Ölüp Dirileceğini Tekrar Bildiriyor
(Mat.17:22-23; Mar.9:30-32)
Herkes İsa'nın bütün yaptıkları karşısında hayret içindeyken, İsa
öğrencilerine, "Şu sözlerime iyice kulak verin" dedi. "İnsanoğlu*,
insanların eline teslim edilecek."
Luk.9: 45 Onlar bu sözü anlamadılar. Sözü kavramasınlar diye anlamı
kendilerinden gizlenmişti. Üstelik İsa'ya bu sözle ilgili soru sormaktan
korkuyorlardı.
En Büyük Kim?
(Mat.18:1-5; Mar.9:33-40)
Luk.9: 46 Öğrenciler, aralarında kimin en büyük olduğunu tartışmaya
başladılar.
Luk.9: 47-48 Akıllarından geçeni bilen İsa, küçük bir çocuğu tutup yanına
çekti ve onlara şöyle dedi: "Bu çocuğu benim adım uğruna kabul eden, beni
kabul etmiş olur. Beni kabul eden de beni göndereni kabul etmiş olur.
Aranızda en küçük kim ise, işte en büyük odur."
Luk.9: 49 Yuhanna buna karşılık, "Efendimiz" dedi, "Senin adınla cin kovan
birini gördük, ama bizimle birlikte seni izlemediği için ona engel olmaya
çalıştık."
Luk.9: 50 İsa, "Ona engel olmayın!" dedi. "Size karşı olmayan, sizden
yanadır."
Samiriyeliler İsa'yı İstemiyor
Luk.9: 51 Göğe alınacağı gün yaklaşınca İsa, kararlı adımlarla Yeruşalim'e
doğru yola çıktı.
Luk.9: 52 Kendi önünden haberciler gönderdi. Bunlar, kendisi için hazırlık
yapmak üzere gidip Samiriyeliler'e* ait bir köye girdiler.
Luk.9: 53 Ama Samiriyeliler İsa'yı kabul etmediler. Çünkü Yeruşalim'e doğru
gidiyordu.
Luk.9: 54 Öğrencilerden Yakup'la Yuhanna bunu görünce, "Rab, bunları yok
etmek için bir buyrukla gökten ateş yağdırmamızı ister misin?" dediler.
Luk.9: 55 Ama İsa dönüp onları azarladı.
Luk.9: 56 Sonra*fx* başka bir köye gittiler.
İsa'yı İzlemenin Bedeli
(Mat.8:19-22)
Luk.9: 57 Yolda giderlerken bir adam İsa'ya, "Nereye gidersen, senin
ardından geleceğim" dedi.
Luk.9: 58 İsa ona, "Tilkilerin ini, kuşların yuvası var, ama İnsanoğlu'nun
başını yaslayacak bir yeri yok" dedi.
Luk.9: 59 Bir başkasına, "Ardımdan gel" dedi. Adam ise, "İzin ver, önce
gidip babamı gömeyim" dedi.
Luk.9: 60 İsa ona şöyle dedi: "Bırak ölüleri, kendi ölülerini kendileri
gömsün. Sen gidip Tanrı'nın Egemenliği'ni duyur."
Luk.9: 61 Bir başkası, "Ya Rab" dedi, "Senin ardından geleceğim ama, izin
ver, önce evimdekilerle vedalaşayım."
Luk.9: 62 İsa ona, "Sabanı tutup da geriye bakan, Tanrı'nın Egemenliği'ne
layık değildir" dedi.
BÖLÜM 10
Yetmişler'in Görevlendirilmesi
Luk.10: 1 Bu olaylardan sonra Rab yetmiş kişi daha görevlendirdi. Bunları
ikişer ikişer, kendisinin gideceği her kente, her yere kendi önünden
gönderdi.
Luk.10: 2 Onlara, "Ürün bol, ama işçi az" dedi, "Bu nedenle ürünün sahibi
Rab'be yalvarın, ürününü kaldıracak işçiler göndersin.
Luk.10: 3 Haydi gidin! İşte, sizi kuzular gibi kurtların arasına
gönderiyorum.
Luk.10: 4 Yanınıza ne kese, ne torba, ne de çarık alın. Yolda hiç kimseyle
selamlaşmayın.
Luk.10: 5 Hangi eve girerseniz, önce, 'Bu eve esenlik olsun!' deyin.
Luk.10: 6 Orada esenliksever biri varsa, dilediğiniz esenlik onun üzerinde
kalacak; yoksa, size dönecektir.
Luk.10: 7 Girdiğiniz evde kalın, size ne verirlerse onu yiyip için. Çünkü
işçi ücretini hak eder. Evden eve taşınmayın.
Luk.10: 8 "Bir kente girdiğinizde sizi kabul ederlerse, önünüze konulanı
yiyin.
Luk.10: 9 Orada bulunan hastaları iyileştirin ve kendilerine, 'Tanrı'nın
Egemenliği size yaklaştı' deyin.
Luk.10: 10-11 Ama bir kente girdiğinizde sizi kabul etmezlerse, o kentin
caddelerine çıkıp şöyle deyin: 'Kentinizden ayaklarımızda kalan tozu bile
size karşı silkiyoruz. Yine de şunu bilin ki, Tanrı'nın Egemenliği
yaklaştı.'
Luk.10: 12 Size şunu söyleyeyim, yargı günü o kentin hali Sodom Kenti'nin
halinden beter olacaktır.
Luk.10: 13 "Vay haline, ey Horazin! Vay haline, ey Beytsayda! Sizlerde
yapılan mucizeler Sur ve Sayda'da yapılmış olsaydı, çoktan çul* kuşanıp kül
içinde oturarak tövbe etmiş olurlardı.
Luk.10: 14 Ama yargı günü sizin haliniz Sur ve Sayda'nın halinden beter
olacaktır.
Luk.10: 15 Ya sen, ey Kefarnahum, göğe mi çıkarılacaksın? Hayır, ölüler
diyarına indirileceksin!
Luk.10: 16 "Sizi dinleyen beni dinlemiş olur, sizi reddeden beni reddetmiş
olur. Beni reddeden de beni göndereni reddetmiş olur."
Luk.10: 17 Yetmişler sevinç içinde döndüler. "Ya Rab" dediler, "Senin adını
andığımızda cinler bile bize boyun eğiyor."
Luk.10: 18 İsa onlara şöyle dedi: "Şeytan'ın gökten yıldırım gibi düştüğünü
gördüm.
Luk.10: 19 Ben size, yılanları ve akrepleri ayak altında ezmek ve düşmanın
bütün gücünü alt etmek için yetki verdim. Hiçbir şey size zarar
vermeyecektir.
Luk.10: 20 Bununla birlikte, ruhların size boyun eğmesine sevinmeyin,
adlarınızın gökte yazılmış olmasına sevinin."
Luk.10: 21 O anda İsa Kutsal Ruh'un etkisiyle coşarak şöyle dedi: "Baba,
yerin ve göğün Rabbi! Bu gerçekleri bilge ve akıllı kişilerden gizleyip
küçük çocuklara açtığın için sana şükrederim. Evet Baba, senin isteğin
buydu.
Luk.10: 22 "Babam her şeyi bana teslim etti. Oğul'un kim olduğunu Baba'dan
başka kimse bilmez. Baba'nın kim olduğunu da Oğul'dan ve Oğul'un O'nu
tanıtmak istediği kişilerden başkası bilmez."
Luk.10: 23 Sonra öğrencilerine dönüp özel olarak şöyle dedi: "Sizin
gördüklerinizi gören gözlere ne mutlu!
Luk.10: 24 Size şunu söyleyeyim, nice peygamberler, nice krallar sizin
ördüklerinizi görmek istediler, ama göremediler. Sizin işittiklerinizi
işitmek istediler, ama işitemediler."
İyi Samiriyeli
Luk.10: 25 Bir Kutsal Yasa uzmanı İsa'yı denemek amacıyla gelip şöyle dedi:
"Öğretmenim, sonsuz yaşamı miras almak için ne yapmalıyım?"
Luk.10: 26 İsa ona, "Kutsal Yasa'da ne yazılmıştır?" diye sordu. "Orada ne
okuyorsun?"
Luk.10: 27 Adam şöyle karşılık verdi: "Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün
canınla, bütün gücünle ve bütün aklınla seveceksin. Komşunu da kendin gibi
seveceksin."
Luk.10: 28 İsa ona, "Doğru yanıt verdin" dedi. "Bunu yap ve yaşayacaksın."
Luk.10: 29 Oysa adam kendini haklı çıkarmak isteyerek İsa'ya, "Peki, komşum
kim?"dedi.
Luk.10: 30 İsa şöyle yanıt verdi: "Adamın biri Yeruşalim'den Eriha'ya
inerken haydutların eline düştü. Onu soyup dövdüler, yarı ölü bırakıp
gittiler.
Luk.10: 31 Bir rastlantı olarak o yoldan bir kâhin geçiyordu. Adamı görünce
yolun öbür yanından geçip gitti.
Luk.10: 32 Bir Levili* de oraya varıp adamı görünce aynı şekilde geçip
gitti.
Luk.10: 33 O yoldan geçen bir Samiriyeli* ise adamın bulunduğu yere gelip
onu görünce, yüreği sızladı.
Luk.10: 34 Adamın yanına gitti, yaralarının üzerine yağla şarap dökerek
sardı. Sonra adamı kendi hayvanına bindirip hana götürdü, onunla ilgilendi.
Luk.10: 35 Ertesi gün iki dinar çıkararak hancıya verdi. 'Ona iyi bak' dedi,
'Bundan fazla ne harcarsan, dönüşümde sana öderim.'
Luk.10: 36 "Sence bu üç kişiden hangisi haydutlar arasına düşen adama komşu
gibi davrandı?"
Luk.10: 37 Yasa uzmanı, "Ona acıyıp yardım eden" dedi. İsa, "Git, sen de
öyle yap" dedi.
İsa, Marta ve Meryem'in Evinde
Luk.10: 38 İsa, öğrencileriyle birlikte yola devam edip bir köye girdi.
Marta adında bir kadın İsa'yı evinde konuk etti.
Luk.10: 39 Marta'nın Meryem adındaki kızkardeşi, Rab'bin ayakları dibine
oturmuş O'nun konuşmasını dinliyordu.
Luk.10: 40 Marta ise işlerinin çokluğundan ötürü telaş içindeydi. İsa'nın
yanına gelerek, "Ya Rab" dedi, "Kardeşimin beni hizmet işlerinde yalnız
bırakmasına aldırmıyor musun? Ona söyle de bana yardım etsin."
Luk.10: 41 Rab ona şu karşılığı verdi: "Marta, Marta, sen çok şey için
kaygılanıp telaşlanıyorsun.
Luk.10: 42 Oysa gerekli olan tek bir şey vardır. Meryem iyi olanı seçti ve
bu kendisinden alınmayacak."
BÖLÜM 11
Nasıl Dua Etmeli
(Mat.6:9-13; 7:7-11)
Luk.11: 1 İsa bir yerde dua ediyordu. Duasını bitirince öğrencilerinden
biri, "Ya Rab"dedi, "Yahya'nın kendi öğrencilerine öğrettiği gibi sen de
bize dua etmesini öğret."
Luk.11: 2 İsa onlara, "Dua ederken şöyle söyleyin" dedi: "Baba, adın kutsal
kılınsın. Egemenliğin gelsin.
Luk.11: 3 Her gün bize gündelik ekmeğimizi ver.
Luk.11: 4 Günahlarımızı bağışla. Çünkü biz de bize karşı suç işleyen herkesi
bağışlıyoruz. Ayartılmamıza izin verme."
Luk.11: 5-7 Sonra şöyle dedi: "Sizlerden birinin bir arkadaşı olur da gece
yarısı ona gidip, 'Arkadaş, bana üç ekmek ödünç ver. Bir arkadaşım yoldan
geldi, önüne koyacak bir şeyim yok' derse, öbürü içerden, 'Beni rahatsız
etme! Kapı kilitli, çocuklarım da yanımda yatıyor. Kalkıp sana bir şey
veremem' der mi hiç?
Luk.11: 8 Size şunu söyleyeyim, arkadaşlık gereği kalkıp ona istediğini
vermese bile, adamın yüzsüzlüğünden ötürü kalkar, ihtiyacı neyse ona verir.
Luk.11: 9 "Ben size şunu söyleyeyim: Dileyin, size verilecek; arayın,
bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır.
Luk.11: 10 Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.
Luk.11: 11 "Aranızda hangi baba, ekmek isteyen oğluna taş verir? Ya da balık
isterse balık yerine yılan verir?
Luk.11: 12 Ya da yumurta isterse ona akrep verir?
Luk.11: 13 Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel
armağanlar vermeyi biliyorsanız, gökteki Baba'nın, kendisinden dileyenlere
Kutsal Ruh'u vereceği çok daha kesin değil mi?"
İsa ve Baalzevul
(Mat.12:22-30; Mar.3:20-27)
Luk.11: 14 İsa adamın birinden dilsiz bir cini kovuyordu. Cin çıkınca adamın
dili çözüldü. Halk hayret içinde kaldı.
Luk.11: 15 Ama içlerinden bazıları, "Cinleri, cinlerin önderi Baalzevul'un*
gücüyle kovuyor" dediler.
Luk.11: 16 Bazıları ise O'nu denemek amacıyla gökten bir belirti
göstermesini istediler.
Luk.11: 17 Onların ne düşündüğünü bilen İsa şöyle dedi: "Kendi içinde
bölünen ülke yıkılır, kendi içinde bölünen ev çöker.
Luk.11: 18 Şeytan da kendi içinde bölünmüşse, onun egemenliği nasıl ayakta
kalabilir? Siz, benim Baalzevul'un gücüyle cinleri kovduğumu söylüyorsunuz.
Luk.11: 19 Eğer ben cinleri Baalzevul'un gücüyle kovuyorsam, sizin
adamlarınız kimin gücüyle kovuyor? Sizi bu durumda kendi adamlarınız
yargılayacak.
Luk.11: 20 Ama ben cinleri Tanrı'nın eliyle kovuyorsam, Tanrı'nın Egemenliği
üzerinize gelmiş demektir.
Luk.11: 21 "Tepeden tırnağa silahlanmış güçlü bir adam kendi evini koruduğu
sürece, malları güvenlik içinde olur.
Luk.11: 22 Ne var ki, ondan daha güçlü biri saldırıp onu alt ettiğinde
güvendiği bütün silahları elinden alır ve mallarını yağmalayarak bölüştürür.
Luk.11: 23 Benden yana olmayan bana karşıdır, benimle birlikte toplamayan
dağıtıyor demektir.
Luk.11: 24 "Kötü ruh insandan çıkınca kurak yerlerde dolanıp huzur arar.
Bulamayınca da, 'Çıktığım eve, kendi evime döneyim' der.
Luk.11: 25 Eve gelince orayı süpürülmüş, düzeltilmiş bulur.
Luk.11: 26 Bunun üzerine gider, kendisinden kötü yedi ruh daha alır ve eve
girip yerleşirler. Böylece o kişinin son durumu ilkinden beter olur."
Luk.11: 27 İsa bu sözleri söylerken kalabalığın içinden bir kadın O'na, "Ne
mutlu seni taşımış olan rahme, emzirmiş olan memelere!" diye seslendi.
Luk.11: 28 İsa, "Daha doğrusu, ne mutlu Tanrı'nın sözünü dinleyip
uygulayanlara!" dedi.
Yunus'un Belirtisi
(Mat.12:38-42)
Luk.11: 29 Çevredeki kalabalık büyürken İsa konuşmaya başladı. "Şimdiki
kuşak kötü bir kuşaktır" dedi. "Doğaüstü bir belirti istiyor, ama ona
Yunus'un belirtisinden başka bir belirti gösterilmeyecek.
Luk.11: 30 Yunus nasıl Ninova halkına bir belirti olduysa, İnsanoğlu* da bu
kuşak için öyle olacaktır.
Luk.11: 31 Güney Kraliçesi, yargı günü bu kuşağın adamlarıyla birlikte
kalkıp onları yargılayacak. Çünkü kraliçe, Süleyman'ın bilgece sözlerini
dinlemek için dünyanın ta öbür ucundan gelmişti. Bakın, Süleyman'dan daha
üstün olan buradadır.
Luk.11: 32 Ninova halkı, yargı günü bu kuşakla birlikte kalkıp bu kuşağı
yargılayacak. Çünkü Ninovalılar, Yunus'un çağrısı üzerine tövbe ettiler.
Bakın, Yunus'tan daha üstün olan buradadır."
Bedenin Işığı
(Mat.5:15; 6:22-23)
Luk.11: 33 "Hiç kimse kandil yakıp onu gizli yere ya da tahıl ölçeğinin
altına koymaz. Tersine, içeri girenler ışığı görsünler diye onu kandilliğe
koyar.
Luk.11: 34 Bedenin ışığı gözdür. Gözün sağlamsa, bütün bedenin de aydınlık
olur. Gözün bozuksa, bedenin de karanlık olur.
Luk.11: 35 Öyleyse dikkat et, sendeki 'ışık' karanlık olmasın.
Luk.11: 36 Eğer bütün bedenin aydınlık olur ve hiçbir yanı karanlık
kalmazsa, kandilin seni ışınlarıyla aydınlattığı zamanki gibi, bedenin
tümden aydınlık olur."
Vay Halinize, Ferisiler!
(Mat.23:1-36; 12:38-40)
Luk.11: 37 İsa konuşmasını bitirince bir Ferisi* O'nu evine yemeğe çağırdı.
O da içeri girerek sofraya oturdu.
Luk.11: 38 İsa'nın yemekten önce yıkanmadığını gören Ferisi şaştı.
Luk.11: 39 Rab ona şöyle dedi: "Siz Ferisiler, bardağın ve tabağın dışını
temizlersiniz, ama içiniz açgözlülük ve kötülükle doludur.
Luk.11: 40 Ey akılsızlar! Dışı yapanla içi yapan aynı değil mi?
Luk.11: 41 Siz kaplarınızın içindekini*fx* sadaka olarak verin, o zaman
sizin için her şey temiz olur.
Luk.11: 42 "Ama vay halinize, ey Ferisiler! Siz nanenin, sedefotunun ve her
tür sebzenin ondalığını verirsiniz de, adaleti ve Tanrı sevgisini ihmal
edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden esas bunları yerine getirmeniz
gerekirdi.
Luk.11: 43 Vay halinize, ey Ferisiler! Havralarda en seçkin yerlere
kurulmaya, meydanlarda selamlanmaya bayılırsınız.
Luk.11: 44 Vay halinize! İnsanların, farkında olmadan üzerlerinde gezindiği
belirsiz mezarlara benziyorsunuz."
Luk.11: 45 Kutsal Yasa uzmanlarından biri söz alıp İsa'ya, "Öğretmenim,
bunları söylemekle bize de hakaret etmiş oluyorsun" dedi.
Luk.11: 46 İsa, "Sizin de vay halinize, ey Yasa uzmanları!" dedi. "İnsanlara
taşınması güç yükler yüklersiniz, kendiniz ise bu yükleri kaldırmak için
parmağınızı bile kıpırdatmazsınız.
Luk.11: 47 Vay halinize! Peygamberlerin anıtlarını yaparsınız, oysa onları
sizin atalarınız öldürmüştür.
Luk.11: 48 Böylelikle atalarınızın yaptıklarına tanıklık ederek bunları
onaylamış oluyorsunuz. Çünkü onlar peygamberleri öldürdüler, siz de
anıtlarını yapıyorsunuz.
Luk.11: 49 İşte bunun için Tanrı'nın Bilgeliği şöyle demiştir: 'Ben onlara
peygamberler ve elçiler göndereceğim, bunlardan kimini öldürecek, kimine
zulmedecekler.'
Luk.11: 50-51 Böylece bu kuşak, Habil'in kanından tutun da, sunakla tapınak
arasında öldürülen Zekeriya'nın kanına değin, dünyanın kuruluşundan beri
akıtılan bütün peygamberlerin kanından sorumlu tutulacaktır. Evet, size
söylüyorum, bu kuşak sorumlu tutulacaktır.
Luk.11: 52 Vay halinize, ey Yasa uzmanları! Bilgi kapısının anahtarını alıp
götürdünüz. Kendiniz bu kapıdan girmediniz, girmek isteyenlere de engel
oldunuz."
Luk.11: 53 İsa oradan ayrılınca, din bilginleriyle Ferisiler O'nu şiddetle
sıkıştırarak birçok konuda ağzını aramaya başladılar.
Luk.11: 54 Ağzından çıkacak bir sözle O'nu tuzağa düşürmek için fırsat
kolluyorlardı.
BÖLÜM 12
Uyarılar ve Teşvikler
(Mat.10:26-31)
Luk.12: 1 O sırada halktan binlerce kişi birbirlerini ezercesine
toplanmıştı. İsa önce kendi öğrencilerine şunları söylemeye başladı:
"Ferisiler'in mayasından -yani, ikiyüzlülükten- kaçının.
Luk.12: 2 Örtülü olup da açığa çıkarılmayacak, gizli olup da bilinmeyecek
hiçbir şey yoktur.
Luk.12: 3 Bunun için karanlıkta söylediğiniz her söz gün ışığında duyulacak,
kapalı kapılar ardında kulağa fısıldadıklarınız damlardan duyurulacaktır.
Luk.12: 4 "Siz dostlarıma söylüyorum, bedeni öldüren, ama ondan sonra başka
bir şey yapamayanlardan korkmayın.
Luk.12: 5 Kimden korkmanız gerektiğini size açıklayayım: Kişiyi öldürdükten
sonra cehenneme atma yetkisine sahip olan Tanrı'dan korkun. Evet, size
söylüyorum, O'ndan korkun.
Luk.12: 6 Beş serçe iki meteliğe satılmıyor mu? Ama bunlardan bir teki bile
Tanrı katında unutulmuş değildir.
Luk.12: 7 Nitekim başınızdaki bütün saçlar bile sayılıdır. Korkmayın, siz
birçok serçeden daha değerlisiniz.
Luk.12: 8 "Size şunu söyleyeyim, insanların önünde beni açıkça kabul eden
herkesi, İnsanoğlu* da Tanrı'nın melekleri önünde açıkça kabul edecek.
Luk.12: 9 Ama kim beni insanlar önünde inkâr ederse, kendisi de Tanrı'nın
melekleri önünde inkâr edilecek.
Luk.12: 10 İnsanoğlu'na karşı bir söz söyleyen herkes bağışlanacak. Oysa
Kutsal Ruh'a küfreden bağışlanmayacaktır.
Luk.12: 11 "Sizi havra topluluklarının, yöneticilerin ve yetkililerin önüne
çıkardıklarında, 'Kendimizi neyle, nasıl savunacağız?' ya da, 'Ne
söyleyeceğiz?' diye kaygılanmayın.
Luk.12: 12 Kutsal Ruh o anda size ne söylemeniz gerektiğini öğretecektir."
Zengin Budala
Luk.12: 13 Kalabalığın içinden biri İsa'ya, "Öğretmenim, kardeşime söyle de
mirası benimle paylaşsın" dedi.
Luk.12: 14 İsa ona şöyle dedi: "Ey adam! Kim beni üzerinizde yargıç ya da
hakem yaptı?"
Luk.12: 15 Sonra onlara, "Dikkatli olun!" dedi. "Her türlü açgözlülükten
sakının. Çünkü insanın yaşamı, malının çokluğuna bağlı değildir."
Luk.12: 16 İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: "Zengin bir adamın toprakları
bol ürün verdi.
Luk.12: 17 Adam kendi kendine, 'Ne yapacağım? Ürünlerimi koyacak yerim yok'
diye düşündü.
Luk.12: 18 Sonra, 'Şöyle yapacağım' dedi. 'Ambarlarımı yıkıp daha
büyüklerini yapacağım, bütün tahıllarımı ve mallarımı oraya yığacağım.
Luk.12: 19 Kendime, ey canım, yıllarca yetecek kadar bol malın var. Rahatına
bak, ye, iç, yaşamın tadını çıkar diyeceğim.'
Luk.12: 20 "Ama Tanrı ona, 'Ey akılsız!' dedi. 'Bu gece canın senden
istenecek. Biriktirdiğin bu şeyler kime kalacak?'
Luk.12: 21 "Kendisi için servet biriktiren, ama Tanrı katında zengin olmayan
kişinin sonu böyle olur."
Kaygılanmayın
(Mat.6:25-34)
Luk.12: 22 İsa öğrencilerine şöyle dedi: "Bu nedenle size şunu söylüyorum:
'Ne yiyeceğiz?' diye canınız için, 'Ne giyeceğiz?' diye bedeniniz için
kaygılanmayın.
Luk.12: 23 Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemlidir.
Luk.12: 24 Kargalara bakın! Ne eker, ne biçerler; ne kilerleri, ne ambarları
vardır. Tanrı yine de onları doyurur. Siz kuşlardan çok daha değerlisiniz!
Luk.12: 25 Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık*fx* uzatabilir?
Luk.12: 26 Bu küçücük işe bile gücünüz yetmediğine göre, öbür konularda
neden kaygılanıyorsunuz?
Luk.12: 27 "Zambakların nasıl büyüdüğüne bakın! Ne çalışırlar, ne de iplik
eğirirler. Ama size şunu söyleyeyim, bütün görkemine karşın Süleyman bile
bunlardan biri gibi giyinmiş değildi.
Luk.12: 28 Ey kıt imanlılar, bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır
otunu böyle giydiren Tanrı'nın sizi de giydireceği çok daha kesindir.
Luk.12: 29 'Ne yiyeceğiz, ne içeceğiz?' diye düşünüp tasalanmayın.
Luk.12: 30 Dünya ulusları hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa Babanız,
bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir.
Luk.12: 31 Siz O'nun egemenliğinin ardından gidin, o zaman size bunlar da
verilecektir.
Luk.12: 32 "Korkma, ey küçük sürü! Çünkü Babanız, egemenliği size vermeyi
uygun gördü.
Luk.12: 33 Mallarınızı satın, sadaka olarak verin. Kendinize eskimeyen
keseler, göklerde tükenmeyen bir hazine edinin. Orada ne hırsız ona
yaklaşır, ne de güve onu yer.
Luk.12: 34 Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır."
Uyanık ve Hazırlıklı Olun
(Mat.10:34-36; 24:42-51; Mar.10:38; 13:34-36)
Luk.12: 35 "Kuşaklarınız belinizde bağlı ve kandilleriniz yanar durumda
hazır olun.
Luk.12: 36 Düğün şenliğinden dönecek olan efendilerinin gelip kapıyı çaldığı
an kapıyı açmak için hazır bekleyen köleler gibi olun.
Luk.12: 37 Efendileri geldiğinde uyanık bulunan kölelere ne mutlu! Size
doğrusunu söyleyeyim, efendileri beline kuşağını bağlayacak, kölelerini
sofraya oturtacak ve gelip onlara hizmet edecek.
Luk.12: 38 Efendi gecenin ister ikinci, ister üçüncü nöbetinde*fx* gelsin,
uyanık bulacağı kölelere ne mutlu!
Luk.12: 39 Ama şunu bilin ki, ev sahibi, hırsızın hangi saatte geleceğini
bilse, evinin soyulmasına fırsat vermez.
Luk.12: 40 Siz de hazır olun. Çünkü İnsanoğlu* beklemediğiniz saatte
gelecektir."
Luk.12: 41 Petrus, "Ya Rab" dedi, "Bu benzetmeyi bizim için mi anlatıyorsun,
yoksa herkes için mi?"
Luk.12: 42 Rab de şöyle dedi: "Efendinin, uşaklarına vaktinde azık vermek
için başlarına atadığı güvenilir ve akıllı kâhya kimdir?
Luk.12: 43 Efendisi eve döndüğünde işinin başında bulacağı o köleye ne
mutlu!
Luk.12: 44 Size gerçeği söyleyeyim, efendisi onu bütün malının üzerinde
yetkili kılacak.
Luk.12: 45-46 Ama o köle içinden, 'Efendim gecikiyor' der, kadın ve erkek
hizmetkârları dövmeye, yiyip içip sarhoş olmaya başlarsa, efendisi, onun
beklemediği günde, ummadığı saatte gelecek, onu şiddetle cezalandırıp
imansızlarla bir tutacaktır.
Luk.12: 47 "Efendisinin isteğini bilip de hazırlık yapmayan, onun isteğini
yerine getirmeyen köle çok dayak yiyecek.
Luk.12: 48 Oysa bilmeden dayağı hak eden davranışlarda bulunan, az dayak
yiyecek. Kime çok verilmişse, ondan çok istenecek. Kime çok şey emanet
edilmişse, kendisinden daha fazlası istenecektir.
Luk.12: 49 "Ben dünyaya ateş yağdırmaya geldim. Keşke bu ateş daha şimdiden
alevlenmiş olsaydı!
Luk.12: 50 Katlanmam gereken bir vaftiz var. Bu vaftiz gerçekleşinceye dek
nasıl da sıkıntı çekiyorum!*fx*
Luk.12: 51 Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır
diyorum, ayrılık getirmeye geldim.
Luk.12: 52 Bundan böyle bir evde beş kişi, ikiye karşı üç, üçe karşı iki
bölünmüş olacak.
Luk.12: 53 Baba oğluna karşı, oğul babasına karşı, anne kızına karşı, kız
annesine karşı, kaynana gelinine karşı, gelin kaynanasına karşı olacaktır."
Belirtileri Anlamak
(Mat.5:25-26; 16:2-3)
Luk.12: 54 İsa halka şunları da söyledi: "Batıda bir bulutun yükseldiğini
görünce siz hemen, 'Sağanak geliyor' diyorsunuz, ve öyle oluyor.
Luk.12: 55 Rüzgarın güneyden estiğini görünce, 'Çok sıcak olacak'
diyorsunuz, ve öyle oluyor.
Luk.12: 56 Sizi ikiyüzlüler! Yeryüzünün ve gökyüzünün görünümünden bir anlam
çıkarabiliyorsunuz da, şimdiki zamanın anlamını nasıl oluyor da
çıkaramıyorsunuz?
Luk.12: 57 "Doğru olana neden kendiniz karar vermiyorsunuz?
Luk.12: 58 Sizden davacı olanla birlikte yargıca giderken, yolda onunla
anlaşmak için elinizden geleni yapın. Yoksa o sizi yargıcın önüne sürükler,
yargıç gardiyanın eline verir, gardiyan da sizi hapse atar.
Luk.12: 59 Size şunu söyleyeyim, borcunuzun son kuruşunu*fx* ödemedikçe
oradan asla çıkamazsınız."
BÖLÜM 13
Tövbe Ediniz
Luk.13: 1 O sırada bazı kişiler gelip İsa'ya bir haber getirdiler.
Pilatus'un nasıl bazı Celileliler'i öldürüp kanlarını kendi kestikleri
kurbanların kanına kattığını anlattılar.
Luk.13: 2 İsa onlara şöyle karşılık verdi: "Böyle acı çeken bu
Celileliler'in, bütün öbür Celileliler'den daha günahlı olduğunu mu
sanıyorsunuz?
Luk.13: 3 Size hayır diyorum. Ama tövbe etmezseniz, hepiniz böyle
mahvolacaksınız.
Luk.13: 4 Ya da, Şiloah'taki kule üzerlerine yıkılınca ölen o on sekiz
kişinin, Yeruşalim'de yaşayan öbür insanların hepsinden daha suçlu olduğunu
mu sanıyorsunuz?
Luk.13: 5 Size hayır diyorum. Ama tövbe etmezseniz, hepiniz böyle
mahvolacaksınız."
Meyve Vermeyen Ağaç
Luk.13: 6 İsa şu benzetmeyi anlattı: "Adamın birinin bağında dikili bir
incir ağacı vardı. Adam gelip ağaçta meyve aradı, ama bulamadı.
Luk.13: 7 Bağcıya, 'Bak' dedi, 'Ben üç yıldır gelip bu incir ağacında meyve
arıyorum, bulamıyorum. Onu kes. Toprağın besinini neden boş yere tüketsin?'
Luk.13: 8 "Bağcı, 'Efendim' diye karşılık verdi, 'Ağacı bir yıl daha bırak,
bu arada ben çevresini kazıp gübreleyeyim.
Luk.13: 9 Gelecek yıl meyve verirse, ne iyi; vermezse, onu kesersin.'" Beli
Bükük Bir Kadının İyileştirilmesi
Luk.13: 10 Bir Şabat Günü* İsa, havralardan birinde öğretiyordu.
Luk.13: 11 On sekiz yıldır içinde hastalık ruhu bulunan bir kadın da
oradaydı. İki büklüm olmuş, belini hiç doğrultamıyordu.
Luk.13: 12 İsa onu görünce yanına çağırdı. "Kadın" dedi, "Hastalığından
kurtuldun."
Luk.13: 13 Ellerini kadının üzerine koydu. Kadın hemen doğruldu ve Tanrı'yı
yüceltmeye başladı.
Luk.13: 14 İsa'nın hastayı Şabat Günü iyileştirmesine kızan havra yöneticisi
kalabalığa seslenerek, "Çalışmak için altı gün vardır" dedi. "O günler gelip
iyileşin, Şabat Günü değil."
Luk.13: 15 Rab ona şu karşılığı verdi: "Sizi ikiyüzlüler! Her biriniz Şabat
Günü kendi öküzünü ya da eşeğini yemlikten çözüp suya götürmez mi?
Luk.13: 16 Buna göre, Şeytan'ın on sekiz yıldır bağlı tuttuğu, İbrahim'in
bir kızı olan bu kadının da Şabat Günü bu bağdan çözülmesi gerekmez miydi?"
Luk.13: 17 İsa'nın bu sözleri, kendisine karşı gelenlerin hepsini utandırdı.
Bütün kalabalık ise O'nun yaptığı görkemli işlerin tümünü sevinçle
karşıladı.
Hardal Tanesi ve Maya
(Mat.13:31-33; Mar.4:30-32)
Luk.13: 18 Sonra İsa şunları söyledi: "Tanrı'nın Egemenliği neye benzer, onu
neye benzeteyim?
Luk.13: 19 Tanrı'nın Egemenliği, bir adamın bahçesine ektiği hardal tanesine
benzer. Tane gelişip ağaç olur, kuşlar dallarında barınır."
Luk.13: 20 İsa yine, "Tanrı'nın Egemenliği'ni neye benzeteyim?" dedi.
Luk.13: 21 "O, bir kadının üç ölçek*fx* una karıştırdığı mayaya benzer.
Sonunda bütün hamur kabarır."
Dar Kapı
(Mat.7:13-14,21-23)
Luk.13: 22 İsa köy kent dolaşarak öğretiyor, Yeruşalim'e doğru ilerliyordu.
Luk.13: 23-24 Biri O'na, "Ya Rab" dedi, "Kurtulanların sayısı az mı olacak?"
İsa oradakilere şöyle dedi: "Dar kapıdan girmeye gayret edin. Size şunu
söyleyeyim, çok kişi içeri girmek isteyecek, ama giremeyecek.
Luk.13: 25 Ev sahibi kalkıp kapıyı kapattıktan sonra dışarıda durup, 'Ya
Rab, kapıyı aç bize!' diyerek kapıyı vurmaya başlayacaksınız. "O da size,
'Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi bilmiyorum' diye karşılık verecek.
Luk.13: 26 "O zaman, 'Biz senin önünde yiyip içtik, sen de bizim
sokaklarımızda öğrettin' demeye başlayacaksınız.
Luk.13: 27 "O da size şöyle diyecek: 'Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi
bilmiyorum. Çekilin önümden, ey kötülük yapanlar!'
Luk.13: 28 "İbrahim'i, İshak'ı, Yakup'u ve bütün peygamberleri Tanrı'nın
Egemenliği'nde, kendinizi ise dışarı atılmış gördüğünüz zaman, aranızda
ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.
Luk.13: 29 İnsanlar doğudan batıdan, kuzeyden güneyden gelecek ve Tanrı'nın
Egemeniği'nde sofraya oturacaklar.
Luk.13: 30 Ve işte, sonuncu olan bazıları birinci, birinci olan bazıları da
sonuncu olacak."
Ey Yeruşalim!
(Mat.23:37-39)
Luk.13: 31 Tam o sırada bazı Ferisiler gelip İsa'ya, "Buradan ayrılıp başka
yere git. Hirodes* seni öldürmek istiyor" dediler.
Luk.13: 32 İsa onlara şöyle dedi: "Gidin, o tilkiye söyleyin, 'Bugün ve
yarın cinleri kovup hastaları iyileştireceğim ve üçüncü gün hedefime
ulaşacağım.'
Luk.13: 33 Yine de bugün, yarın ve öbür gün yoluma devam etmeliyim. Çünkü
bir peygamberin Yeruşalim'in dışında ölmesi düşünülemez!
Luk.13: 34 "Ey Yeruşalim! Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleri
taşlayan Yeruşalim! Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi ben
de kaç kez senin çocuklarını toplamak istedim, ama siz istemediniz.
Luk.13: 35 Bakın, eviniz ıssız bırakılacak! Size şunu söyleyeyim: 'Rab'bin
adıyla gelene övgüler olsun!' diyeceğiniz zamana dek beni bir daha
görmeyeceksiniz."
BÖLÜM 14
İsa Bir Ferisi'nin Evinde
Luk.14: 1 Bir Şabat Günü* İsa Ferisiler'in ileri gelenlerinden birinin evine
yemek yemeye gitti. Herkes O'nu dikkatle gözlüyordu.
Luk.14: 2 Önünde, vücudu su toplamış bir adam vardı.
Luk.14: 3 İsa, Kutsal Yasa uzmanlarına ve Ferisiler'e, "Şabat Günü bir
hastayı iyileştirmek Kutsal Yasa'ya uygun mudur, değil midir?" diye sordu.
Luk.14: 4 Onlar ses çıkarmadılar. İsa adamı tutup iyileştirdi, sonra eve
gönderdi.
Luk.14: 5 İsa onlara şöyle dedi: "Hanginiz oğlu ya da öküzü Şabat Günü
kuyuya düşer de hemen çıkarmaz?"
Luk.14: 6 Onlar buna hiçbir karşılık veremediler.
Luk.14: 7-9 Yemeğe çağrılanların başköşeleri seçtiğini farkeden İsa, onlara
şu benzetmeyi anlattı: "Biri seni düğüne çağırdığı zaman başköşeye kurulma.
Belki senden daha saygın birini de çağırmıştır. İkinizi de çağıran gelip,
'Yerini bu adama ver' diyebilir. O zaman utançla kalkıp en arkaya geçersin.
Luk.14: 10 Bir yere çağrıldığın zaman git, en arkada otur. Öyle ki, seni
çağıran gelince, 'Arkadaşım, daha öne buyurmaz mısın?' desin. O zaman
seninle birlikte sofrada oturan herkesin önünde onurlandırılmış olursun.
Luk.14: 11 Kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan
yüceltilecektir."
Şölen Benzetmesi
(Mat.22:1-10)
Luk.14: 12 İsa kendisini yemeğe çağırmış olana da şöyle dedi: "Bir öğlen ya
da akşam yemeği verdiğin zaman dostlarını, kardeşlerini, akrabalarını ve
zengin komşularını çağırma. Yoksa onlar da seni çağırarak karşılık verirler.
Luk.14: 13 Ama ziyafet verdiğin zaman yoksulları, kötürümleri, sakatları,
körleri çağır.
Luk.14: 14 Böylece mutlu olursun. Çünkü bunlar sana karşılık verecek durumda
değildirler. Karşılığı sana, doğru kişiler dirildiği zaman verilecektir."
Luk.14: 15 Sofrada oturanlardan biri bunu duyunca İsa'ya, "Tanrı'nın
Egemenliği'nde yemek yiyecek olana ne mutlu!" dedi.
Luk.14: 16 İsa ona şöyle dedi: "Adamın biri büyük bir şölen hazırlayıp
birçok konuk çağırdı.
Luk.14: 17 Şölen saati gelince davetlilere, 'Buyurun, her şey hazır' diye
haber vermek üzere kölesini gönderdi.
Luk.14: 18 "Ne var ki, hepsi anlaşmışçasına özür dilemeye başladılar.
Birincisi, 'Bir tarla satın aldım, gidip görmek zorundayım. Rica ederim,
beni hoş gör' dedi.
Luk.14: 19 "Bir başkası, 'Beş çift öküz aldım, onları denemeye gidiyorum.
Rica ederim, beni hoş gör' dedi.
Luk.14: 20 "Yine bir başkası, 'Yeni evlendim, bu nedenle gelemiyorum' dedi.
Luk.14: 21 "Köle geri dönüp durumu efendisine bildirdi. Bunun üzerine ev
sahibi öfkelenerek kölesine, 'Koş' dedi, 'Kentin caddelerine, sokaklarına
çık; yoksulları, kötürümleri, körleri, sakatları buraya getir.'
Luk.14: 22 "Köle, 'Efendim, buyruğun yerine getirilmiştir, ama daha yer var'
dedi.
Luk.14: 23 "Efendisi köleye, 'Çıkıp yolları ve çit boylarını dolaş,
bulduklarını gelmeye zorla da evim dolsun' dedi.
Luk.14: 24 'Size şunu söyleyeyim, ilk çağrılan o adamlardan hiçbiri benim
yemeğimden tatmayacaktır.'"
İsa'nın Öğrencileri
(Mat.10:37-38)
Luk.14: 25-26 Kalabalık halk toplulukları İsa'yla birlikte yol alıyordu. İsa
dönüp onlara şöyle dedi: "Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını,
çocuklarını, kardeşlerini, hatta kendi canını bile gözden çıkarmazsa*fx*,
öğrencim olamaz.
Luk.14: 27 Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen, öğrencim olamaz.
Luk.14: 28 "Aranızdan biri bir kule yapmak isterse, bunu tamamlayacak kadar
parası var mı yok mu diye önce oturup yapacağı masrafı hesap etmez mi?
Luk.14: 29-30 Çünkü temel atıp da işi bitiremezse, durumu gören herkes, 'Bu
adam inşaata başladı, ama bitiremedi' diyerek onunla eğlenmeye başlar.
Luk.14: 31 "Ya da hangi kral başka bir kralla savaşa gittiğinde, üzerine
yirmi bin askerle yürüyen düşmana on bin askerle karşı koyabilir miyim diye
önce oturup bir değerlendirme yapmaz?
Luk.14: 32 Eğer karşı koyamayacaksa, öbürü henüz uzaktayken elçiler gönderip
barış koşullarını ister.
Luk.14: 33 Aynı şekilde sizden kim varını yoğunu gözden çıkarmazsa, öğrencim
olamaz.
Luk.14: 34 "Tuz yararlıdır. Ama tuz tadını yitirirse, bir daha nasıl o tadı
kazanabilir?
Luk.14: 35 Ne toprağa, ne de gübreye yarar; onu çöpe atarlar. İşitecek
kulağı olan işitsin."
BÖLÜM 15
Kaybolan Koyun Benzetmesi
(Mat.18:12-14)
Luk.15: 1 Bütün vergi görevlileriyle* günahkârlar İsa'yı dinlemek için O'na
akın ediyordu.
Luk.15: 2 Ferisiler'le din bilginleri ise, "Bu adam günahkârları kabul
ediyor, onlarla birlikte yemek yiyor" diye söyleniyorlardı.
Luk.15: 3-4 Bunun üzerine İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: "Sizlerden
birinin yüz koyunu olsa ve bunlardan bir tanesini kaybetse, doksan dokuzu
bozkırda bırakarak kaybolanı bulana dek onun ardına düşmez mi?
Luk.15: 5-6 Onu bulunca da sevinç içinde omuzlarına alır, evine döner;
arkadaşlarını, komşularını çağırıp onlara, 'Benimle birlikte sevinin,
kaybolan koyunumu buldum!' der.
Luk.15: 7 Size şunu söyleyeyim, aynı şekilde gökte, tövbe eden tek bir
günahkâr için, tövbeyi gereksinmeyen doksan dokuz doğru kişi için duyulandan
daha büyük sevinç duyulacaktır."
Kaybolan Para Benzetmesi
Luk.15: 8 "Ya da on gümüş parası olan bir kadın bunlardan bir tanesini
kaybetse, kandil yakıp evi süpürerek parayı bulana dek her tarafı dikkatle
aramaz mı?
Luk.15: 9 Parayı bulunca da arkadaşlarını, komşularını çağırıp, 'Benimle
birlikte sevinin, kaybettiğim parayı buldum!' der.
Luk.15: 10 Size şunu söyleyeyim, aynı şekilde Tanrı'nın melekleri de tövbe
eden bir tek günahkâr için sevinç duyacaklar." Kaybolan Oğul Benzetmesi
Luk.15: 11 İsa, "Bir adamın iki oğlu vardı" dedi.
Luk.15: 12 "Bunlardan küçüğü babasına, 'Baba' dedi, 'Malından payıma düşeni
ver bana.' Baba da servetini iki oğlu arasında paylaştırdı.
Luk.15: 13 "Bundan birkaç gün sonra küçük oğul her şeyini toplayıp uzak bir
ülkeye gitti. Orada sefahat içinde bir yaşam sürerek varını yoğunu çarçur
etti.
Luk.15: 14 Delikanlı her şeyini harcadıktan sonra, o ülkede şiddetli bir
kıtlık baş gösterdi, o da yokluk çekmeye başladı.
Luk.15: 15 Bunun üzerine gidip o ülkenin vatandaşlarından birinin hizmetine
girdi. Adam onu, domuz gütmek üzere otlaklarına yolladı.
Luk.15: 16 Delikanlı, domuzların yediği keçiboynuzlarıyla karnını doyurmaya
can atıyordu. Ama hiç kimse ona bir şey vermedi.
Luk.15: 17 "Aklı başına gelince şöyle dedi: 'Babamın nice işçisinin
fazlasıyla yiyeceği var, bense burada açlıktan ölüyorum.
Luk.15: 18 Kalkıp babamın yanına döneceğim, ona, Baba diyeceğim,
Tanrı'ya*fx* ve sana karşı günah işledim.
Luk.15: 19 Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim. Beni
işçilerinden biri gibi kabul et.'
Luk.15: 20 "Böylece kalkıp babasının yanına döndü. Kendisi daha uzaktayken
babası onu gördü, ona acıdı, koşup boynuna sarıldı ve onu öptü.
Luk.15: 21 Oğlu ona, 'Baba' dedi, 'Tanrı'ya*fx* ve sana karşı günah işledim.
Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim.'
Luk.15: 22 "Babası ise kölelerine, 'Çabuk, en iyi kaftanı getirip ona
giydirin!' dedi. 'Parmağına yüzük takın, ayaklarına çarık giydirin!
Luk.15: 23 Besili danayı getirip kesin, yiyelim, eğlenelim.
Luk.15: 24 Çünkü benim bu oğlum ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu,
bulundu.' Böylece eğlenmeye başladılar.
Luk.15: 25 "Babanın büyük oğlu ise tarladaydı. Gelip eve yaklaştığında çalgı
ve oyun seslerini duydu.
Luk.15: 26 Uşaklardan birini yanına çağırıp, 'Ne oluyor?' diye sordu.
Luk.15: 27 "O da, 'Kardeşin geldi, baban da ona sağ salim kavuştuğu için
besili danayı kesti' dedi.
Luk.15: 28-29 "Büyük oğul öfkelendi, içeri girmek istemedi. Babası dışarı
çıkıp ona yalvardı. Ama o, babasına şöyle yanıt verdi: 'Bak, bunca yıl senin
için köle gibi çalıştım, hiçbir zaman buyruğundan çıkmadım. Ne var ki sen
bana, arkadaşlarımla eğlenmem için hiçbir zaman bir oğlak bile vermedin.
Luk.15: 30 Oysa senin malını fahişelerle yiyen şu oğlun eve dönünce, onun
için besili danayı kestin.'
Luk.15: 31 "Babası ona, 'Oğlum, sen her zaman yanımdasın, neyim varsa
senindir' dedi.
Luk.15: 32 'Ama sevinip eğlenmek gerekiyordu. Çünkü bu kardeşin ölmüştü,
yaşama döndü; kaybolmuştu, bulundu!'"
BÖLÜM 16
Kurnaz Kâhya
Luk.16: 1 İsa öğrencilerine şunları da anlattı: "Zengin bir adamın bir
kâhyası vardı. Kâhya, efendisinin mallarını çarçur ediyor diye efendisine
ihbar edildi.
Luk.16: 2 Efendisi kâhyayı çağırıp ona, 'Nedir bu senin hakkında
duyduklarım? Kâhyalığının hesabını ver. Çünkü sen artık kâhyalık edemezsin'
dedi.
Luk.16: 3 "Kâhya kendi kendine, 'Ne yapacağım ben?' dedi. 'Efendim kâhyalığı
elimden alıyor. Toprak kazmaya gücüm yetmez, dilenmekten utanırım.
Luk.16: 4 Kâhyalıktan kovulduğum zaman başkaları beni evlerine kabul
etsinler diye ne yapacağımı biliyorum.'
Luk.16: 5 "Böylelikle efendisine borcu olanların hepsini tek tek yanına
çağırdı. Birincisine, 'Efendime ne kadar borcun var?' dedi.
Luk.16: 6 "Adam, 'Yüz ölçek*fx* zeytinyağı' karşılığını verdi. "Kâhya ona,
'Borç senedini al ve hemen otur, elli ölçek diye yaz' dedi.
Luk.16: 7 "Sonra bir başkasına, 'Senin borcun ne kadar?' dedi. "'Yüz
ölçek*fx* buğday' dedi öteki. "Ona da, 'Borç senedini al, seksen ölçek diye
yaz' dedi.
Luk.16: 8 "Efendisi, dürüst olmayan kâhyayı, akıllıca davrandığı için övdü.
Gerçekten bu çağın insanları, kendilerine benzer kişilerle ilişkilerinde,
ışıkta yürüyenlerden*fx* daha akıllı oluyorlar.
Luk.16: 9 Size şunu söyleyeyim, dünyanın aldatıcı servetini*fx* kendinize
dost edinmek için kullanın ki, bu servet yok olunca sizi sonsuza dek kalacak
konutlara Kabul etsinler."
Servet ve Güvenilirlik
Luk.16: 10 "En küçük işte güvenilir olan kişi, büyük işte de güvenilir olur.
En küçük işte dürüst olmayan kişi, büyük işte de dürüst olmaz.
Luk.16: 11 Dünyanın aldatıcı serveti konusunda güvenilir değilseniz, gerçek
serveti size kim emanet eder?
Luk.16: 12 Başkasının malı konusunda güvenilir değilseniz, kendi malınız
olmak üzere size kim bir şey verir?
Luk.16: 13 "Hiçbir uşak iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip
öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı'ya,
hem paraya*fx* kulluk edemezsiniz."
Luk.16: 14 Parayı seven Ferisiler bütün bu sözleri duyunca İsa'yla alay
etmeye başladılar.
Luk.16: 15 O da onlara şöyle dedi: "Siz insanlar önünde kendinizi temize
çıkarıyorsunuz, ama Tanrı yüreğinizi biliyor. İnsanların gururlandıkları ne
varsa, Tanrı'ya iğrenç gelir.
Luk.16: 16 "Kutsal Yasa ve peygamberlerin devri Yahya'nın zamanına dek
sürdü. O zamandan bu yana Tanrı'nın Egemenliği müjdeleniyor ve herkes oraya
zorla girmeye çalışıyor.
Luk.16: 17 Yerin ve göğün ortadan kalkması, Kutsal Yasa'nın ufacık bir
noktasının yok olmasından daha kolaydır.
Luk.16: 18 "Karısını boşayıp başkasıyla evlenen zina etmiş olur. Kocasından
boşanmış bir kadınla evlenen de zina etmiş olur."
Dilenci ile Zengin Adam
Luk.16: 19 "Zengin bir adam vardı. Mor, ince keten giysiler giyer, bolluk
içinde her gün eğlenirdi.
Luk.16: 20-21 Her tarafı yara içinde olan Lazar adında yoksul bir adam bu
zenginin kapısının önüne bırakılırdı; zenginin sofrasından düşen
kırıntılarla karnını doyurmaya can atardı. Bir yandan da köpekler gelip onun
yaralarını yalardı.
Luk.16: 22 "Bir gün yoksul adam öldü, melekler onu alıp İbrahim'in yanına
götürdüler. Sonra zengin adam da öldü ve gömüldü.
Luk.16: 23 Ölüler diyarında ıstırap çeken zengin adam başını kaldırıp uzakta
İbrahim'i ve onun yanında Lazar'ı gördü.
Luk.16: 24 'Ey babamız İbrahim, acı bana!' diye seslendi. 'Lazar'ı gönder de
parmağının ucunu suya batırıp dilimi serinletsin. Bu alevlerin içinde azap
çekiyorum.'
Luk.16: 25 "İbrahim, 'Oğlum' dedi, 'Yaşamın boyunca senin iyilik payını,
Lazar'ın da kötülük payını aldığını unutma. Şimdiyse o burada teselli
ediliyor, sen de azap çekiyorsun.
Luk.16: 26 Üstelik, aramıza öyle bir uçurum kondu ki, ne buradan size gelmek
isteyenler gelebilir, ne de oradan kimse bize gelebilir.'
Luk.16: 27 "Zengin adam şöyle dedi: 'Öyleyse baba, sana rica ederim, Lazar'ı
babamın evine gönder.
Luk.16: 28 Çünkü beş kardeşim var. Lazar onları uyarsın ki, onlar da bu
ıstırap yerine düşmesinler.'
Luk.16: 29 "İbrahim, 'Onlarda Musa'nın ve peygamberlerin sözleri var, onları
dinlesinler' dedi.
Luk.16: 30 "Zengin adam, 'Hayır, İbrahim baba, dinlemezler!' dedi. 'Ancak
ölüler arasından biri onlara giderse, tövbe ederler.'
Luk.16: 31 "İbrahim ona, 'Eğer Musa ile peygamberleri dinlemezlerse, ölüler
arasından biri dirilse bile ikna olmazlar' dedi."
BÖLÜM 17
Günah, İman ve Görev
(Mat.18:6-7; Mar.9:42)
Luk.17: 1 İsa öğrencilerine şöyle dedi: "İnsanı günaha düşüren tuzakların
olması kaçınılmazdır. Ama bu tuzaklara aracılık eden kişinin vay haline!
Luk.17: 2 Böyle bir kişi bu küçüklerden birini günaha düşüreceğine, boynuna
bir değirmen taşı geçirilip denize atılsa, kendisi için daha iyi olur.
Luk.17: 3 Yaşantınıza dikkat edin! Kardeşiniz günah işlerse, onu azarlayın;
tövbe ederse, bağışlayın.
Luk.17: 4 Günde yedi kez size karşı günah işler ve yedi kez size gelip,
'Tövbe ediyorum' derse, onu bağışlayın."
Luk.17: 5 Elçiler Rab'be, "İmanımızı artır!" dediler.
Luk.17: 6 Rab şöyle dedi: "Bir hardal tanesi kadar imanınız olsa, şu dut
ağacına, 'Kökünden sökül ve denizin içine dikil' dersiniz, o da sözünüzü
dinler.
Luk.17: 7 "Hanginizin çift süren ya da çobanlık eden bir kölesi olur da,
tarladan dönüşünde ona, 'Çabuk gel, sofraya otur' der?
Luk.17: 8 Tersine ona, 'Yemeğimi hazırla, kuşağını bağla, ben yiyip içerken
bana hizmet et. Sonra sen yiyip içersin' demez mi?
Luk.17: 9 Verdiği buyrukları yerine getirdi diye köleye teşekkür eder mi?
Luk.17: 10 Siz de böylece, size verilen buyrukların hepsini yerine
getirdikten sonra, 'Biz değersiz kullarız; sadece yapmamız gerekeni yaptık'
deyin."
On Cüzamlı
Luk.17: 11 Yeruşalim'e doğru yoluna devam eden İsa, Samiriye ile Celile
arasındaki sınır bölgesinden geçiyordu.
Luk.17: 12-13 Köyün birine girerken O'nu cüzamlı* on adam karşıladı. Bunlar
uzakta durarak, "İsa, Efendimiz, halimize acı!" diye seslendiler.
Luk.17: 14 İsa onları görünce, "Gidin, kâhinlere* görünün" dedi. Adamlar
yolda giderken cüzamdan temizlendiler.
Luk.17: 15-16 Onlardan biri, iyileştiğini görünce yüksek sesle Tanrı'yı
yücelterek geri döndü, yüzüstü İsa'nın ayaklarına kapanıp O'na teşekkür
etti. Bu adam Samiriyeli'ydi*.
Luk.17: 17 İsa, "İyileşenler on kişi değil miydi?" diye sordu. "Öbür dokuzu
nerede?
Luk.17: 18 Tanrı'yı yüceltmek için bu yabancıdan başka geri dönen olmadı
mı?"
Luk.17: 19 Sonra adama, "Ayağa kalk, git" dedi. "İmanın seni kurtardı."
Tanrı'nın Egemenliği Ne Zaman Gelecek?
(Mat.24:23-28,37-41)
Luk.17: 20 Ferisiler İsa'ya, "Tanrı'nın Egemenliği ne zaman gelecek?" diye
sordular. İsa onlara şöyle yanıt verdi: "Tanrı'nın Egemenliği göze görünür
bir şekilde gelmez.
Luk.17: 21 İnsanlar da, 'İşte burada' ya da, 'İşte şurada' demeyecekler.
Çünkü Tanrı'nın Egemenliği içinizdedir."
Luk.17: 22 İsa öğrencilerine şöyle dedi: "Öyle günler gelecek ki,
İnsanoğlu'nun* günlerinden birini görmeyi özleyeceksiniz, ama
görmeyeceksiniz.
Luk.17: 23 İnsanlar size, 'İşte orada', 'İşte burada' diyecekler. Gitmeyin,
onların arkasından koşmayın.
Luk.17: 24 Şimşek çakıp göğü bir ucundan öbür ucuna dek nasıl aydınlatırsa,
İnsanoğlu kendi gününde öyle olacaktır.
Luk.17: 25 Ama önce O'nun çok acı çekmesi ve bu kuşak tarafından
reddedilmesi gerekir.
Luk.17: 26 "Nuh'un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu'nun günlerinde de
öyle olacak.
Luk.17: 27 Nuh'un gemiye bindiği güne dek insanlar yiyip içiyor, evlenip
evlendiriliyorlardı. Sonra tufan gelip hepsini yok etti.
Luk.17: 28 Lut'un günlerinde de durum aynıydı. İnsanlar yiyip içiyor, alıp
satıyor, tohum ekiyor, ev yapıyorlardı.
Luk.17: 29 Ama Lut'un Sodom'dan ayrıldığı gün gökten ateşle kükürt yağdı ve
hepsini yok etti.
Luk.17: 30 "İnsanoğlu'nun ortaya çıkacağı gün durum aynı olacaktır.
Luk.17: 31 O gün damda olan, evdeki eşyalarını almak için aşağı inmesin.
Tarlada olan da geri dönmesin.
Luk.17: 32 Lut'un karısını hatırlayın!
Luk.17: 33 Canını esirgemek isteyen onu yitirecek. Canını yitiren ise onu
yaşatacaktır.
Luk.17: 34 Size şunu söyleyeyim, o gece aynı yatakta olan iki kişiden biri
alınacak, öbürü bırakılacak.
Luk.17: 35-36 Birlikte buğday öğüten iki kadından biri alınacak, öbürü
bırakılacak."*fx*
Luk.17: 37 Onlar İsa'ya, "Bu olaylar nerede olacak, Rab?" diye sordular. O
da onlara, "Leş neredeyse, akbabalar da oraya üşüşecek" dedi.
BÖLÜM 18
Sürekli Dua
Luk.18: 1-2 İsa öğrencilerine, hiç usanmadan, her zaman dua etmeleri
gerektiğini belirten şu benzetmeyi anlattı: "Kentin birinde Tanrı'dan
korkmayan, insana saygı duymayan bir yargıç vardı.
Luk.18: 3 Yine o kentte bir dul kadın vardı. Yargıca sürekli gidip, 'Davacı
olduğum kişiden hakkımı al' diyordu.
Luk.18: 4-5 "Yargıç bir süre ilgisiz kaldı. Ama sonunda kendi kendine, 'Ben
her ne kadar Tanrı'dan korkmaz, insana saygı duymazsam da, bu dul kadın beni
rahatsız ettiği için hakkını alacağım. Yoksa sürekli gelip beni canımdan
bezdirecek' dedi."
Luk.18: 6 Rab şöyle devam etti: "Adaletsiz yargıcın ne söylediğini duydunuz.
Luk.18: 7 Tanrı da, gece gündüz kendisine yakaran seçilmişlerinin hakkını
almayacak mı? Onları çok bekletecek mi?
Luk.18: 8 Size şunu söyleyeyim, onların hakkını tez alacaktır. Ama
İnsanoğlu* geldiği zaman acaba yeryüzünde iman bulacak mı?"
Ferisi ve Vergi Görevlisi
Luk.18: 9-10 Kendi doğruluklarına güvenip başkalarına tepeden bakan bazı
kişilere İsa şu benzetmeyi anlattı: "Biri Ferisi*, öbürü vergi görevlisi*
iki kişi dua etmek üzere tapınağa çıktı.
Luk.18: 11 Ferisi ayakta kendi kendine şöyle dua etti: 'Tanrım, öbür
insanlara -soygunculara, hak yiyenlere, zina edenlere- ya da şu vergi
görevlisine benzemediğim için sana şükrederim.
Luk.18: 12 Haftada iki gün oruç tutuyor, bütün kazancımın ondalığını
veriyorum.'
Luk.18: 13 "Vergi görevlisi ise uzakta durdu, gözlerini göğe kaldırmak bile
istemiyordu, ancak göğsünü döverek, 'Tanrım, ben günahkâra merhamet et'
diyordu.
Luk.18: 14 "Size şunu söyleyeyim, Ferisi değil, bu adam aklanmış olarak
evine döndü. Çünkü kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan
ise yüceltilecektir."
İsa Küçük Çocukları Kutsuyor
(Mat.19:13-15; Mar.10:13-16)
Luk.18: 15 Bazıları bebekleri bile İsa'ya getiriyor, onlara dokunmasını
istiyorlardı. Bunu gören öğrenciler onları azarladılar.
Luk.18: 16 Ama İsa çocukları yanına çağırarak, "Bırakın, çocuklar bana
gelsin, onlara engel olmayın!" dedi. "Çünkü Tanrı'nın Egemenliği
böylelerinindir.
Luk.18: 17 Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği'ni bir çocuk gibi
kabul etmeyen, bu egemenliğe asla giremez."
Zenginlik ve Sonsuz Yaşam
(Mat.19:16-30; Mar.10:17-31)
Luk.18: 18 İleri gelenlerden biri İsa'ya, "İyi öğretmenim, sonsuz yaşama
kavuşmak için ne yapmalıyım?" diye sordu.
Luk.18: 19 İsa, "Bana neden iyi diyorsun?" dedi. "İyi olan yalnız biri var,
O da Tanrı'dır.
Luk.18: 20 O'nun buyruklarını biliyorsun: 'Zina etmeyeceksin, adam
öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan yere tanıklık etmeyeceksin, annene
babana saygı göstereceksin.'"
Luk.18: 21 "Bunların hepsini gençliğimden beri yerine getiriyorum" dedi
adam.
Luk.18: 22 İsa bunu duyunca ona, "Hâlâ bir eksiğin var" dedi. "Neyin varsa
hepsini sat, parasını yoksullara dağıt; böylece göklerde hazinen olur. Sonra
gel, beni izle."
Luk.18: 23 Adam bu sözleri duyunca çok üzüldü. Çünkü son derece zengindi.
Luk.18: 24 Onun üzüntüsünü gören İsa, "Varlıklı kişilerin Tanrı
Egemenliği'ne girmesi ne kadar güç!" dedi.
Luk.18: 25 "Nitekim devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı
Egemenliği'ne girmesinden daha kolaydır."
Luk.18: 26 Bunu işitenler, "Öyleyse kim kurtulabilir?" dediler.
Luk.18: 27 İsa, "İnsanlar için imkânsız olan, Tanrı için mümkündür" dedi.
Luk.18: 28 Petrus, "Bak, biz her şeyimizi bırakıp senin ardından geldik"
dedi.
Luk.18: 29-30 İsa onlara şöyle dedi: "Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı'nın
Egemenliği uğruna evini, karısını, kardeşlerini, annesiyle babasını ya da
çocuklarını bırakıp da bu çağda bunların kat kat fazlasına ve gelecek çağda
sonsuz yaşama kavuşmayacak hiç kimse yoktur."
İsa Ölüp Dirileceğini Üçüncü Kez Bildiriyor
(Mat.20:17-19; Mar.10:32-34)
Luk.18: 31 İsa, Onikiler'i* bir yana çekip onlara şöyle dedi: "Şimdi
Yeruşalim'e gidiyoruz. Peygamberlerin İnsanoğlu'yla* ilgili yazdıklarının
tümü yerine gelecektir.
Luk.18: 32-33 O, öteki uluslara teslim edilecek. O'nunla alay edecek, O'na
hakaret edecekler; üzerine tükürecek ve O'nu kamçılayıp öldürecekler. Ne var
ki O, üçüncü gün dirilecek."
Luk.18: 34 Öğrenciler bu sözlerden hiçbir şey anlamadılar. Bu sözlerin
anlamı onlardan gizlenmişti, anlatılanları kavrayamıyorlardı.
Bir Körün Gözleri Açılıyor
(Mat.20:29-34; Mar.10:46-52)
Luk.18: 35 İsa Eriha'ya yaklaşırken kör bir adam yol kenarında oturmuş
dileniyordu.
Luk.18: 36 Adam oradan geçen kalabalığı duyunca, "Ne oluyor?" diye sordu.
Luk.18: 37 Ona, "Nasıralı İsa geçiyor" dediler.
Luk.18: 38 O da, "Ey Davut Oğlu İsa, halime acı!" diye bağırdı.
Luk.18: 39 Önden gidenler onu azarlayarak susturmak istedilerse de o, "Ey
Davut Oğlu, halime acı!" diyerek daha çok bağırdı.
Luk.18: 40-41 İsa durup adamın kendisine getirilmesini buyurdu. Adam
yaklaşınca İsa, "Senin için ne yapmamı istiyorsun?" diye sordu. O da, "Ya
Rab, gözlerim görsün" dedi.
Luk.18: 42 İsa, "Gözlerin görsün" dedi. "İmanın seni kurtardı."
Luk.18: 43 Adam o anda yeniden görmeye başladı ve Tanrı'yı yücelterek
İsa'nın ardından gitti. Bunu gören bütün halk Tanrı'ya övgüler sundu.
BÖLÜM 19
İsa ile Zakkay
Luk.19: 1 İsa Eriha'ya girdi. Kentin içinden geçiyordu.
Luk.19: 2 Orada vergi görevlilerinin* başı olan, Zakkay adında zengin bir
adam vardı.
Luk.19: 3 İsa'nın kim olduğunu görmek istiyor, ama boyu kısa olduğu için
kalabalıktan ötürü göremiyordu.
Luk.19: 4 İsa'yı görebilmek için önden koşup bir yabanıl incir ağacına
tırmandı. Çünkü İsa oradan geçecekti.
Luk.19: 5 İsa oraya varınca yukarı bakıp, "Zakkay, çabuk aşağı in!" dedi.
"Bugün senin evinde kalmam gerekiyor."
Luk.19: 6 Zakkay hızla aşağı indi ve sevinç içinde İsa'yı evine buyur etti.
Luk.19: 7 Bunu görenlerin hepsi söylenmeye başladı: "Gidip günahkâr birine
konuk oldu!" dediler.
Luk.19: 8 Zakkay ayağa kalkıp Rab'be şöyle dedi: "Ya Rab, işte malımın
yarısını yoksullara veriyorum. Bir kimseden haksızlıkla bir şey aldımsa,
dört katını geri vereceğim."
Luk.19: 9 İsa dedi ki, "Bu ev bugün kurtuluşa kavuştu. Çünkü bu adam da
İbrahim'in oğludur.
Luk.19: 10 Nitekim İnsanoğlu*, kaybolanı arayıp kurtarmak için geldi."
Güvenilirlik Sınavı
(Mat.25:14-30)
Luk.19: 11 Oradakiler bu sözleri dinlerken İsa konuşmasını bir benzetmeyle
sürdürdü. Çünkü Yeruşalim'e yaklaşmıştı ve onlar, Tanrı'nın Egemenliği'nin
hemen ortaya çıkacağını sanıyorlardı.
Luk.19: 12 Bu nedenle İsa şöyle dedi: "Soylu bir adam, kral atanıp dönmek
üzere uzak bir ülkeye gitti.
Luk.19: 13 Gitmeden önce kölelerinden onunu çağırıp onlara birer mina verdi.
'Ben dönünceye dek bu paraları işletin' dedi.
Luk.19: 14 "Ne var ki, ülkesinin halkı adamdan nefret ediyordu. Arkasından
temsilciler göndererek, 'Bu adamın üzerimize kral olmasını istemiyoruz' diye
haber ilettiler.
Luk.19: 15 "Adam kral atanmış olarak geri döndüğünde, parayı vermiş olduğu
köleleri çağırtıp ne kazandıklarını öğrenmek istedi.
Luk.19: 16 Birincisi geldi, 'Efendimiz' dedi, 'Senin bir minan on mina daha
kazandı.'
Luk.19: 17 "Efendisi ona, 'Aferin, iyi köle!' dedi. 'En küçük işte güvenilir
olduğunu gösterdiğin için on kent üzerinde yetkili olacaksın.'
Luk.19: 18 "İkincisi gelip, 'Efendimiz, senin bir minan beş mina daha
kazandı' dedi.
Luk.19: 19 "Efendisi ona da, 'Sen beş kent üzerinde yetkili olacaksın' dedi.
Luk.19: 20 "Başka biri geldi, 'Efendimiz' dedi, 'İşte senin minan! Onu bir
mendile sarıp sakladım.
Luk.19: 21 Çünkü senden korktum, sert adamsın; kendinden koymadığını alır,
ekmediğini biçersin.'
Luk.19: 22 "Efendisi ona, 'Ey kötü köle, seni kendi ağzından çıkan sözle
yargılayacağım' dedi. 'Kendinden koymadığını alan, ekmediğini biçen sert bir
adam olduğumu bildiğine göre,
Luk.19: 23 neden paramı faize vermedin? Ben de geldiğimde onu faiziyle geri
alırdım.'
Luk.19: 24 "Sonra çevrede duranlara, 'Elindeki minayı alın, on minası olana
verin' dedi.
Luk.19: 25 "Ona, 'Efendimiz' dediler, 'Onun zaten on minası var!'
Luk.19: 26 "O da, 'Size şunu söyleyeyim, kimde varsa ona daha çok verilecek.
Ama kimde yoksa, kendisinde olan da elinden alınacak' dedi.
Luk.19: 27 'Beni kral olarak istemeyen o düşmanlarıma gelince, onları buraya
getirin ve gözümün önünde kılıçtan geçirin!'"
İsa'nın Yeruşalim'e Girişi
(Mat.21:1-11; Mar.11:1-11; Yu.12:12-19)
Luk.19: 28 İsa, bu sözleri söyledikten sonra önden yürüyerek Yeruşalim'e
doğru ilerledi.
Luk.19: 29-30 Zeytin Dağı'nın yamacındaki Beytfaci ile Beytanya'ya
yaklaştığında iki öğrencisini önden gönderdi. Onlara, "Karşıdaki köye gidin"
dedi, "Köye girince, üzerine daha hiç kimsenin binmediği, bağlı duran bir
sıpa bulacaksınız. Onu çözüp bana getirin.
Luk.19: 31 Biri size, 'Onu niçin çözüyorsunuz?' diye sorarsa, 'Rab'bin ona
ihtiyacı var' dersiniz."
Luk.19: 32 Gönderilen öğrenciler gittiler, her şeyi İsa'nın kendilerine
anlattığı gibi buldular.
Luk.19: 33 Sıpayı çözerlerken hayvanın sahipleri onlara, "Sıpayı niye
çözüyorsunuz?" dediler.
Luk.19: 34 Onlar da, "Rab'bin ona ihtiyacı var" karşılığını verdiler.
Luk.19: 35 Sıpayı İsa'ya getirdiler, üzerine kendi giysilerini atarak İsa'yı
üstüne bindirdiler.
Luk.19: 36 İsa ilerlerken halk, giysilerini yola seriyordu.
Luk.19: 37 İsa Zeytin Dağı'ndan aşağı inen yola yaklaştığı sırada,
öğrencilerinden oluşan kalabalığın tümü, görmüş oldukları bütün mucizelerden
ötürü, sevinç içinde yüksek sesle Tanrı'yı övmeye başladılar.
Luk.19: 38 "Rab'bin adıyla gelen Kral'a övgüler olsun! Gökte esenlik, en
yücelerde yücelik olsun!" diyorlardı.
Luk.19: 39 Kalabalığın içinden bazı Ferisiler O'na, "Öğretmen, öğrencilerini
sustur!" dediler.
Luk.19: 40 İsa, "Size şunu söyleyeyim, bunlar susacak olsa, taşlar
bağıracaktır!" diye karşılık verdi.
İsa Yeruşalim için Ağlıyor
Luk.19: 41 İsa Yeruşalim'e yaklaşıp kenti görünce ağladı.
Luk.19: 42 "Keşke bugün sen de esenliğe giden yolu bilseydin" dedi. "Ama
şimdilik bu senin gözlerinden gizlendi.
Luk.19: 43 Senin için öyle günler gelecek ki, düşmanların seni setlerle
çevirecek, kuşatıp her yandan sıkıştıracaklar.
Luk.19: 44 Seni de, bağrındaki çocukları da yere çalacaklar. Sende taş
üstünde taş bırakmayacaklar. Çünkü Tanrı'nın senin yardımına geldiği zamanı
farketmedin."
İsa Satıcıları Tapınaktan Kovuyor
(Mat.21:12-17; Mar.11:15-19; Yu.2:12-22)
Luk.19: 45 Sonra İsa tapınağın avlusuna girerek satıcıları dışarı kovmaya
başladı.
Luk.19: 46 Onlara, "'Evim dua evi olacak' diye yazılmıştır. Ama siz onu
haydut inine çevirdiniz" dedi.
Luk.19: 47-48 İsa her gün tapınakta öğretiyordu. Başkâhinler, din bilginleri
ve halkın ileri gelenleri ise O'nu yok etmek istiyor, ama bunu nasıl
yapacaklarını bilemiyorlardı. Çünkü bütün halk O'nu can kulağıyla
dinliyordu.
BÖLÜM 20
İsa'nın Yetkisi
(Mat.21:23-27; Mar.11:27-33)
Luk.20: 1 O günlerden birinde, İsa tapınakta halka öğretip Müjde'yi
duyururken, başkâhinler ve din bilginleri*, ileri gelenlerle birlikte
çıkageldiler.
Luk.20: 2 O'na, "Söyle bize, bunları hangi yetkiyle yapıyorsun? Bu yetkiyi
sana kim verdi?" diye sordular.
Luk.20: 3-4 İsa onlara şu karşılığı verdi: "Ben de size bir soru soracağım.
Söyleyin bana, Yahya'nın vaftiz* etme yetkisi Tanrı'dan*fx* mıydı,
insanlardan mı?"
Luk.20: 5 Bunu aralarında şöyle tartıştılar: "'Tanrı'dan' dersek, 'Ona niçin
inanmadınız?' diyecek.
Luk.20: 6 Yok eğer 'İnsanlardan' dersek, bütün halk bizi taşa tutacak. Çünkü
Yahya'nın peygamber olduğuna inanmışlardır."
Luk.20: 7 Sonunda, "Nereden olduğunu bilmiyoruz" yanıtını verdiler.
Luk.20: 8 İsa da onlara, "Ben de size bunları hangi yetkiyle yaptığımı
söylemeyeceğim" dedi.
Bağ Kiracıları Benzetmesi
(Mat.21:33-46; Mar.12:1-12)
Luk.20: 9 İsa sözüne devam ederek halka şu benzetmeyi anlattı: "Adamın biri
bağ dikti, bunu bağcılara kiralayıp uzun süre yolculuğa çıktı.
Luk.20: 10 Mevsimi gelince, bağın ürününden payına düşeni vermeleri için
bağcılara bir köle yolladı. Ama bağcılar köleyi dövüp eli boş gönderdiler.
Luk.20: 11 Bağ sahibi başka bir köle daha yolladı. Bağcılar onu da dövdüler,
aşağılayıp eli boş gönderdiler.
Luk.20: 12 Adam bir üçüncüsünü yolladı, bağcılar onu da yaralayıp kovdular.
Luk.20: 13 "Bağın sahibi, 'Ne yapacağım?' dedi. 'Sevgili oğlumu göndereyim.
Belki onu sayarlar.'
Luk.20: 14 "Ama bağcılar onu görünce aralarında şöyle konuştular: 'Mirasçı
budur; onu öldürelim de miras bize kalsın.'
Luk.20: 15 Böylece, onu bağdan dışarı atıp öldürdüler. "Bu durumda bağın
sahibi onlara ne yapacak?
Luk.20: 16 Gelip o bağcıları yok edecek, bağı da başkalarına verecek." Halk
bunu duyunca, "Tanrı korusun!" dedi.
Luk.20: 17 İsa gözlerinin içine bakarak şöyle dedi: "Öyleyse Kutsal
Yazılar'daki şu sözün anlamı nedir? 'Yapıcıların reddettiği taş, İşte
köşenin baş taşı oldu.'
Luk.20: 18 O taşın üzerine düşen herkes paramparça olacak, taş da kimin
üzerine düşerse onu ezip toz edecek."
Luk.20: 19 İsa'nın bu benzetmeyi kendilerine karşı anlattığını farkeden din
bilginleriyle başkâhinler O'nu o anda yakalamak istediler, ama halkın
tepkisinden korktular.
Sezar'ın Hakkı Sezar'a
(Mat.22:15-22; Mar.12:13-17)
Luk.20: 20 İsa'yı dikkatle gözlüyorlardı. O'na, kendilerine dürüst süsü
veren muhbirler gönderdiler. O'nu, söyleyeceği bir sözle tuzağa düşürmek ve
böylelikle valinin yetki ve yargısına teslim etmek istiyorlardı.
Luk.20: 21-22 Muhbirler O'na, "Öğretmenimiz, senin doğru olanı söyleyip
öğrettiğini, insanlar arasında ayrım yapmaksızın Tanrı yolunu dürüstçe
öğrettiğini biliyoruz. Sezar'a* vergi vermemiz Kutsal Yasa'ya uygun mu,
değil mi?" diye sordular.
Luk.20: 23-24 Onların hilesini anlayan İsa, "Bana bir dinar gösterin" dedi.
"Üzerindeki resim ve yazı kimin?" "Sezar'ın" dediler.
Luk.20: 25 O da, "Öyleyse Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını
Tanrı'ya verin" dedi.
Luk.20: 26 İsa'yı, halkın önünde söylediği sözlerle tuzağa düşüremediler.
Verdiği yanıta şaşarak susup kaldılar.
Dirilişle İlgili Soru
(Mat.22:23-33; Mar.12:18-27)
Luk.20: 27-28 Ölümden sonra dirilişi yadsıyan Sadukiler'den bazıları İsa'ya
gelip şunu sordular: "Öğretmenimiz, Musa yazılarında bize şöyle buyurmuştur:
'Eğer bir adamın evli kardeşi çocuksuz ölürse, adam ölenin karısını alıp
soyunu sürdürsün.'
Luk.20: 29 Yedi kardeş vardı. Birincisi kendine bir eş aldı, ama çocuksuz
öldü.
Luk.20: 30-31 İkincisi de, üçüncüsü de kadını aldı; böylece kardeşlerin
yedisi de çocuk bırakmadan öldü.
Luk.20: 32 Son olarak kadın da öldü.
Luk.20: 33 Buna göre, diriliş günü kadın bunlardan hangisinin karısı olacak?
Çünkü yedisi de onunla evlendi."
Luk.20: 34 İsa onlara şöyle dedi: "Bu çağın insanları evlenip
evlendirilirler.
Luk.20: 35 Ama gelecek çağa ve ölülerin dirilişine erişmeye layık görülenler
ne evlenir, ne evlendirilir.
Luk.20: 36 Bir daha ölmeleri de söz konusu değildir. Çünkü meleklere
benzerler ve dirilişin çocukları olarak Tanrı'nın çocuklarıdırlar.
Luk.20: 37 Musa bile alevlenen çalıyla ilgili bölümde Rab için, 'İbrahim'in
Tanrısı, İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un Tanrısı' deyimini kullanarak ölülerin
dirileceğine işaret etmişti.
Luk.20: 38 Tanrı ölülerin değil, dirilerin Tanrısı'dır. Çünkü O'na göre
bütün insanlar yaşamaktadır."
Luk.20: 39-40 Artık O'na başka soru sormaya cesaret edemeyen din
bilginlerinden bazıları, "Öğretmenimiz, güzel konuştun" dediler.
Mesih Kimin Oğlu?
(Mat.22:41-46; Mar.12:35-37)
Luk.20: 41 İsa onlara şöyle dedi: "Nasıl oluyor da, 'Mesih* Davut'un
Oğlu'dur' diyorlar?
Luk.20: 42-43 Çünkü Davut'un kendisi Mezmurlar Kitabı'nda şöyle diyor: Rab
Rabbim'e dedi ki, Ben düşmanlarını Ayaklarının altına serinceye dek*fx*
Sağımda otur.'
Luk.20: 44 Davut O'ndan 'Rab' diye söz ettiğine göre, O nasıl Davut'un Oğlu
olur?"
Luk.20: 45-46 Bütün halk dinlerken İsa öğrencilerine şöyle dedi: "Uzun
kaftanlar içinde dolaşmaktan hoşlanan, meydanlarda selamlanmaya, havralarda
en seçkin yerlere, şölenlerde başköşelere kurulmaya bayılan din
bilginlerinden sakının.
Luk.20: 47 Dul kadınların malını mülkünü sömüren, gösteriş için uzun uzun
dua eden bu kişilerin cezası daha ağır olacaktır."
BÖLÜM 21
Dul Kadının Bağışı
(Mar.12:41-44)
Luk.21:1 İsa başını kaldırdı ve bağış toplanan yerde bağışlarını bırakan
zenginleri gördü.
Luk.21:2-3 Yoksul bir dul kadının oraya iki bakır para*fx* attığını görünce,
"Size gerçeği söyleyeyim" dedi, "Bu yoksul dul kadın herkesten daha çok
verdi.
Luk.21:4 Çünkü bunların hepsi kutuya, zenginliklerinden artanı attılar. Bu
kadın ise yoksulluğuna karşın, geçinmek için elinde ne varsa hepsini verdi."
Sonun Belirtileri
(Mat.24:1-35; Mar.13:1-31)
Luk.21:5-6 Bazı kişiler tapınağın nasıl güzel taşlar ve adaklarla süslenmiş
olduğundan söz edince İsa, "Burada gördüklerinize gelince, öyle günler
gelecek ki, taş üstünde taş kalmayacak, hepsi yıkılacak!" dedi.
Luk.21:7 Onlar da, "Peki, öğretmenimiz, bu dediklerin ne zaman olacak?
Bunların gerçekleşmek üzere olduğunu gösteren belirti ne olacak?" diye
sordular.
Luk.21:8 İsa, "Sakın sizi saptırmasınlar" dedi. "Birçokları, 'Ben O'yum' ve
'Zaman yaklaştı' diyerek benim adımla gelecekler. Onların ardından gitmeyin.
Luk.21:9 Savaş ve isyan haberleri duyunca telaşlanmayın. Önce bunların
olması gerek, ama son hemen gelmeyecek."
Luk.21:10 Sonra onlara şöyle dedi: "Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak.
Luk.21:11 Şiddetli depremler, yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar,
korkunç olaylar ve gökte olağanüstü belirtiler olacak.
Luk.21:12 "Ama bütün bu olaylardan önce sizi yakalayıp zulmedecekler. Sizi
havralara teslim edecek, zindanlara atacaklar. Benim adımdan ötürü
kralların, valilerin önüne çıkarılacaksınız.
Luk.21:13 Bu size tanıklık etme fırsatı olacak.
Luk.21:14 Buna göre kendinizi nasıl savunacağınızı önceden düşünmemekte
kararlı olun.
Luk.21:15 Çünkü ben size öyle bir konuşma yeteneği, öyle bir bilgelik
vereceğim ki, size karşı çıkanların hiçbiri buna karşı direnemeyecek, bir
şey diyemeyecek.
Luk.21:16 Anne babanız, kardeşleriniz, akraba ve dostlarınız bile sizi ele
verecek ve bazılarınızı öldürtecekler.
Luk.21:17 Benim adımdan ötürü herkes sizden nefret edecek.
Luk.21:18 Ne var ki, başınızdaki saçlardan bir tel bile yok olmayacaktır.
Luk.21:19 Dayanmakla canlarınızı kazanacaksınız.
Luk.21:20 "Yeruşalim'in ordular tarafından kuşatıldığını görünce bilin ki,
kentin yıkılacağı zaman yaklaşmıştır.
Luk.21:21 O zaman Yahudiye'de bulunanlar dağlara kaçsın, kentte olanlar
dışarı çıksın, kırdakiler kente dönmesin.
Luk.21:22 Çünkü o günler, yazılmış olanların tümünün gerçekleşeceği ceza
günleridir.
Luk.21:23 O günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline! Çünkü
ülke büyük sıkıntıya düşecek ve bu halk gazaba uğrayacaktır.
Luk.21:24 Kılıçtan geçirilecek, tutsak olarak bütün uluslar arasına
sürülecekler. Yeruşalim, öteki ulusların dönemleri tamamlanıncaya dek
onların ayakları altında çiğnenecektir.
Luk.21:25 "Güneşte, ayda ve yıldızlarda belirtiler görülecek. Yeryüzünde
uluslar denizin ve dalgaların uğultusundan şaşkına dönecek, dehşete
düşecekler.
Luk.21:26 Dünyanın üzerine gelecek felaketleri bekleyen insanlar korkudan
bayılacak. Çünkü göksel güçler sarsılacak.
Luk.21:27 O zaman İnsanoğlu'nun* bulut içinde büyük güç ve görkemle
geldiğini görecekler.
Luk.21:28 Bu olaylar gerçekleşmeye başlayınca doğrulun ve başlarınızı
kaldırın. Çünkü kurtuluşunuz yakın demektir."
Luk.21:29 İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: "İncir ağacına ya da herhangi
bir ağaca bakın.
Luk.21:30 Bunların yapraklandığını gördüğünüz zaman yaz mevsiminin yakın
olduğunu kendiliğinizden anlarsınız.
Luk.21:31 Aynı şekilde, bu olayların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki,
Tanrı'nın Egemenliği yakındır.
Luk.21:32 Size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar olmadan, bu kuşak*fx*
ortadan kalkmayacak.
Luk.21:33 Yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan
kalkmayacaktır.
Luk.21:34-35 "Kendinize dikkat edin! Yürekleriniz sefahat, sarhoşluk ve bu
yaşamın kaygılarıyla ağırlaşmasın. O gün, üzerinize bir tuzak gibi aniden
inmesin. Çünkü o gün bütün yeryüzünde yaşayan herkesin üzerine gelecektir.
Luk.21:36 Her an uyanık kalın, gerçekleşmek üzere olan bütün bu olaylardan
kurtulabilmek ve İnsanoğlu'nun önünde durabilmek için dua edin."
Luk.21:37 İsa gündüz tapınakta öğretiyor, geceleri ise kentten dışarı çıkıp
Zeytin Dağı'nda sabahlıyordu.
Luk.21:38 Sabah erkenden bütün halk O'nu tapınakta dinlemek için O'na akın
ediyordu.
BÖLÜM 22
Yahuda'nın İhaneti
(Mat.26:1-5,14-15; Mar.14:1-2,10-11; Yu.11:45-53)
Luk.22: 1 Fısıh* denilen Mayasız Ekmek Bayramı* yaklaşmıştı.
Luk.22: 2 Başkâhinlerle din bilginleri İsa'yı ortadan kaldırmak için bir yol
arıyor, ama halktan korkuyorlardı.
Luk.22: 3 Şeytan, Onikiler'den* biri olup İskariot diye adlandırılan
Yahuda'nın yüreğine girdi.
Luk.22: 4 Yahuda gitti, başkâhinler ve tapınak koruyucularının
komutanlarıyla İsa'yı nasıl ele verebileceğini görüştü.
Luk.22: 5 Onlar buna sevindiler ve kendisine para vermeye razı oldular.
Luk.22: 6 Bunu kabul eden Yahuda, kalabalığın olmadığı bir zamanda İsa'yı
ele vermek için fırsat kollamaya başladı.
Fısıh Yemeği
(Mat.26:17-35; Mar.14:12-31; Yu.13:21-30,36-38; 1Ko.11:23-25)
Luk.22: 7 Fısıh* kurbanının kesilmesi gereken Mayasız Ekmek Günü geldi.
Luk.22: 8 İsa, Petrus'la Yuhanna'yı, "Gidin, Fısıh yemeğini yiyebilmemiz
için hazırlık yapın" diyerek önden gönderdi.
Luk.22: 9 O'na, "Nerede hazırlık yapmamızı istersin?" diye sordular.
Luk.22: 10-11 İsa onlara, "Bakın" dedi, "Kente girdiğinizde karşınıza su
testisi taşıyan bir adam çıkacak. Adamı, gideceği eve kadar izleyin ve evin
sahibine şöyle deyin: 'Öğretmen, öğrencilerimle birlikte Fısıh yemeğini
yiyeceğim konuk odası nerede? diye soruyor.'
Luk.22: 12 Ev sahibi size üst katta, döşenmiş büyük bir oda gösterecek.
Orada hazırlık yapın."
Luk.22: 13 Onlar da gittiler, her şeyi İsa'nın kendilerine söylediği gibi
buldular ve Fısıh yemeği için hazırlık yaptılar.
Luk.22: 14-15 Yemek saati gelince İsa, elçileriyle birlikte sofraya oturdu
ve onlara şöyle dedi: "Ben acı çekmeden önce bu Fısıh yemeğini sizinle
birlikte yemeyi çok arzulamıştım.
Luk.22: 16 Size şunu söyleyeyim, Fısıh yemeğini, Tanrı'nın Egemenliği'nde
yetkinliğe erişeceği*fx* zamana dek, bir daha yemeyeceğim."
Luk.22: 17 Sonra kâseyi alarak şükretti ve, "Bunu alın, aranızda paylaşın"
dedi.
Luk.22: 18 "Size şunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği gelene dek, asmanın
ürününden bir daha içmeyeceğim."
Luk.22: 19 Sonra eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve onlara verdi.
"Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın"
dedi.
Luk.22: 20 Aynı şekilde, yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: "Bu kâse,
sizin uğrunuza akıtılan kanımla gerçekleşen yeni antlaşmadır.
Luk.22: 21 Ama bana ihanet edecek kişinin eli şu anda benimkiyle birlikte
sofradadır.
Luk.22: 22 İnsanoğlu*, belirlenmiş olan yoldan gidiyor. Ama O'na ihanet eden
adamın vay haline!"
Luk.22: 23 Elçiler, aralarında bunu kimin yapabileceğini tartışmaya
başladılar.
Luk.22: 24 Ayrıca aralarında hangisinin en üstün sayılacağı konusunda bir
çekişme oldu.
Luk.22: 25 İsa onlara, "Ulusların kralları, kendi uluslarına egemen
kesilirler. İleri gelenleri de kendilerine iyiliksever unvanını
yakıştırırlar" dedi.
Luk.22: 26 "Ama siz böyle olmayacaksınız. Aranızda en büyük olan, en küçük
gibi olsun; yöneten, hizmet eden gibi olsun.
Luk.22: 27 Hangisi daha büyük, sofrada oturan mı, hizmet eden mi? Sofrada
oturan değil mi? Oysa ben aranızda hizmet eden biri gibi oldum.
Luk.22: 28 Denendiğim zamanlar benimle birlikte dayanmış olanlar
sizlersiniz.
Luk.22: 29 Babam bana nasıl bir egemenlik verdiyse, ben de size bir
egemenlik veriyorum.
Luk.22: 30 Öyle ki, egemenliğimde benim soframda yiyip içesiniz ve tahtta
oturarak İsrail'in on iki oymağını yargılayasınız.
Luk.22: 31 "Simun, Simun, Şeytan sizleri buğday gibi kalburdan geçirmek için
izin almıştır.
Luk.22: 32 Ama ben, imanını yitirmeyesin diye senin için dua ettim. Geri
döndüğün zaman kardeşlerini güçlendir."
Luk.22: 33 Simun İsa'ya, "Ya Rab, ben seninle birlikte zindana da, ölüme de
gitmeye hazırım" dedi.
Luk.22: 34 İsa, "Sana şunu söyleyeyim, Petrus, bu gece horoz ötmeden beni
tanıdığını üç kez inkâr edeceksin" dedi.
Luk.22: 35 Sonra İsa onlara, "Ben sizi kesesiz, torbasız ve çarıksız
gönderdiğim zaman, herhangi bir eksiğiniz oldu mu?" diye sordu. "Hiçbir
eksiğimiz olmadı" dediler.
Luk.22: 36 O da onlara, "Şimdi ise kesesi olan da, torbası olan da yanına
alsın" dedi. "Kılıcı olmayan, abasını satıp bir kılıç alsın.
Luk.22: 37 Size şunu söyleyeyim, yazılmış olan şu sözün yaşamımda yerine
gelmesi gerekiyor: 'O, suçlularla bir sayıldı.' Gerçekten de benimle ilgili
yazılmış olanlar yerine gelmektedir."
Luk.22: 38 "Ya Rab, işte burada iki kılıç var" dediler. O da onlara,
"Yeter!" dedi.
Zeytin Dağı'ndaki Dua
(Mat.26:36-46; Mar.14:32-42)
Luk.22: 39 İsa dışarı çıktı, her zamanki gibi Zeytin Dağı'na gitti.
Öğrenciler de O'nun ardından gittiler.
Luk.22: 40 Oraya varınca İsa onlara, "Dua edin ki ayartılmayasınız" dedi.
Luk.22: 41-42 Onlardan bir taş atımı kadar uzaklaştı ve diz çökerek şöyle
dua etti: "Baba, senin isteğine uygunsa, bu kâseyi* benden uzaklaştır. Yine
de benim değil, senin istediğin olsun."
Luk.22: 43 Gökten bir melek İsa'ya görünerek O'nu güçlendirdi.
Luk.22: 44 Derin bir acı içinde olan İsa daha hararetle dua etti. Teri,
toprağa düşen kan damlalarını andırıyordu.
Luk.22: 45 İsa duadan kalkıp öğrencilerin yanına dönünce onları üzüntüden
uyumuş buldu.
Luk.22: 46 Onlara, "Niçin uyuyorsunuz?" dedi. "Kalkıp dua edin ki
ayartılmayasınız."
İsa Tutuklanıyor
(Mat.26:47-68; Mar.14:43-50; Yu.18:3-12)
Luk.22: 47-48 İsa daha konuşurken bir kalabalık çıkageldi. Onikiler'den*
biri, Yahuda adındaki kişi, kalabalığa öncülük ediyordu. İsa'yı öpmek üzere
yaklaşınca İsa, "Yahuda" dedi, "İnsanoğlu'na* bir öpücükle mi ihanet
ediyorsun?"
Luk.22: 49 İsa'nın çevresindekiler olacakları anlayınca, "Ya Rab, kılıçla
vuralım mı?" dediler.
Luk.22: 50 İçlerinden biri başkâhinin kölesine vurarak sağ kulağını uçurdu.
Luk.22: 51 Ama İsa, "Bırakın, yeter!" dedi, sonra kölenin kulağına dokunarak
onu
iyileştirdi.
Luk.22: 52 İsa, üzerine yürüyen başkâhinlere, tapınak koruyucularının
komutanlarına ve ileri gelenlere şöyle dedi: "Niçin bir haydutmuşum gibi
kılıç ve sopalarla geldiniz?
Luk.22: 53 Her gün tapınakta sizinle birlikteydim, bana el sürmediniz. Ama
bu saat sizindir, karanlığın egemen olduğu saattir."
Luk.22: 54 İsa'yı tutukladılar, alıp başkâhinin evine götürdüler. Petrus
onları uzaktan izliyordu.
Luk.22: 55 Avlunun ortasında ateş yakıp çevresinde oturduklarında Petrus da
gelip onlarla birlikte oturdu.
Luk.22: 56 Bir hizmetçi kız ateşin ışığında oturan Petrus'u gördü. Onu
dikkatle süzerek, "Bu da O'nunla birlikteydi" dedi.
Luk.22: 57 Ama Petrus, "Ben O'nu tanımıyorum, kadın!" diye inkâr etti.
Luk.22: 58 Biraz sonra onu gören başka biri, "Sen de onlardansın" dedi.
Petrus, "Değilim, arkadaş!" dedi.
Luk.22: 59 Yaklaşık bir saat sonra yine bir başkası ısrarla, "Gerçekten bu
da O'nunla birlikteydi" dedi. "Çünkü Celileli'dir."
Luk.22: 60 Petrus, "Sen ne diyorsun be adam, anlamıyorum!" dedi. Tam o anda,
Petrus daha konuşurken horoz öttü.
Luk.22: 61-62 Rab arkasına dönüp Petrus'a baktı. O zaman Petrus, Rab'bin
kendisine, "Bu gece horoz ötmeden beni üç kez inkâr edeceksin" dediğini
hatırladı ve dışarı çıkıp acı acı ağladı.
Luk.22: 63 İsa'yı göz altında tutan adamlar O'nunla alay ediyor, O'nu
dövüyorlardı.
Luk.22: 64 Gözlerini bağlayıp, "Peygamberliğini göster bakalım, sana vuran
kim?" diye soruyorlardı.
Luk.22: 65 Kendisine daha bir sürü küfür yağdırdılar.
İsa Yüksek Kurul'un Önünde
(Mat.26:59-66; Mar.14:55-64; Yu.18:19-24)
Luk.22: 66 Gün doğunca halkın ileri gelenleri, başkâhinler ve din bilginleri
toplandılar. İsa, bunlardan oluşan Yüksek Kurul'un* önüne çıkarıldı.
Luk.22: 67 O'na, "Sen Mesih* isen, söyle bize" dediler. İsa onlara şöyle
dedi: "Size söylesem, inanmazsınız.
Luk.22: 68 Size soru sorsam, yanıt vermezsiniz.
Luk.22: 69 Ne var ki, bundan böyle İnsanoğlu*, kudretli Tanrı'nın sağında
oturacaktır."
Luk.22: 70 Onların hepsi, "Yani, sen Tanrı'nın Oğlu musun?" diye sordular. O
da onlara, "Söylediğiniz gibi, ben O'yum" dedi.
Luk.22: 71 "Artık tanıklığa ne ihtiyacımız var?" dediler. "İşte kendi
ağzından duyduk!"
BÖLÜM 23
İsa Vali Pilatus'un Önünde
(Mat.27:1-2,11-14; Mar.15:1-5; Yu.18:28-38)
Luk.23: 1 Sonra bütün kurul üyeleri kalkıp İsa'yı Pilatus'a götürdüler.
Luk.23: 2 O'nu şöyle suçlamaya başladılar: "Bu adamın ulusumuzu yoldan
saptırdığını gördük. Sezar'a* vergi ödenmesine engel oluyor, kendisinin de
Mesih*, yani bir kral olduğunu söylüyor."
Luk.23: 3 Pilatus İsa'ya, "Sen Yahudiler'in Kralı mısın?" diye sordu. İsa,
"Söylediğin gibidir" yanıtını verdi.
Luk.23: 4 Pilatus, başkâhinlerle halka, "Bu adamda hiçbir suç görmüyorum"
dedi.
Luk.23: 5 Ama onlar üstelediler: "Yahudiye'nin her tarafında öğretisini
yayarak halkı kışkırtıyor; Celile'den başlayıp ta buraya kadar geldi"
dediler.
Luk.23: 6 Pilatus bunu duyunca, "Bu adam Celileli mi?" diye sordu.
Luk.23: 7 İsa'nın, Hirodes'in* yönetimindeki bölgeden geldiğini öğrenince,
kendisini o sırada Yeruşalim'de bulunan Hirodes'e gönderdi.
Luk.23: 8 Hirodes İsa'yı görünce çok sevindi. O'na ilişkin haberleri duyduğu
için çoktandır O'nu görmek istiyor, gerçekleştireceği bir belirtiye tanık
olmayı umuyordu.
Luk.23: 9 O'na birçok soru sordu, ama O hiç karşılık vermedi.
Luk.23: 10 Orada duran başkâhinlerle din bilginleri, İsa'yı ağır bir dille
suçladılar.
Luk.23: 11 Hirodes de askerleriyle birlikte O'nu aşağılayıp alay etti. O'na
gösterişli bir kaftan giydirip Pilatus'a geri gönderdi.
Luk.23: 12 Bu olaydan önce birbirine düşman olan Hirodes'le Pilatus, o gün
dost oldular.
Pilatus'un Kararı
(Mat.27:15-26; Mar.15:6-15; Yu.18:39-19:16)
Luk.23: 13-14 Pilatus, başkâhinleri, yöneticileri ve halkı toplayarak
onlara, "Siz bu adamı bana, halkı saptırıyor diye getirdiniz" dedi. "Oysa
ben bu adamı sizin önünüzde sorguya çektim ve kendisinde öne sürdüğünüz
suçlardan hiçbirini bulmadım.
Luk.23: 15 Hirodes de bulmamış olmalı ki, O'nu bize geri gönderdi.
Görüyorsunuz, ölüm cezasını gerektiren hiçbir şey yapmadı.
Luk.23: 16-17 Bu nedenle ben O'nu dövdürüp salıvereceğim."*fx*
Luk.23: 18 Ama onlar hep bir ağızdan, "Yok et bu adamı, bize Barabba'yı
salıver!" diye bağırdılar.
Luk.23: 19 Barabba, kentte çıkan bir ayaklanmaya katılmaktan ve adam
öldürmekten hapse atılmıştı.
Luk.23: 20 İsa'yı salıvermek isteyen Pilatus onlara yeniden seslendi.
Luk.23: 21 Onlar ise, "O'nu çarmıha ger, çarmıha ger!" diye bağrışıp
durdular.
Luk.23: 22 Pilatus üçüncü kez, "Bu adam ne kötülük yaptı ki?" dedi. "Ölüm
cezasını gerektirecek hiçbir suç bulmadım O'nda. Bu nedenle O'nu dövdürüp
salıvereceğim."
Luk.23: 23-24 Ne var ki onlar, yüksek sesle bağrışarak İsa'nın çarmıha
gerilmesi için direttiler. Sonunda bağırışları baskın çıktı ve Pilatus,
onların isteğinin yerine getirilmesine karar verdi.
Luk.23: 25 İstedikleri kişiyi, ayaklanmaya katılmak ve adam öldürmekten
hapse atılan kişiyi salıverdi. İsa'yı ise onların isteğine bıraktı.
İsa Çarmıha Geriliyor
(Mat.27:32-44; Mar.15:21-32; Yu.19:17-27)
Luk.23: 26 Askerler İsa'yı götürürken, kırdan gelmekte olan Simun adında
Kireneli bir adamı yakaladılar, çarmıhı sırtına yükleyip İsa'nın arkasından
yürüttüler.
Luk.23: 27 Büyük bir halk topluluğu da İsa'nın ardından gidiyordu.
Aralarında İsa için dövünüp ağıt yakan kadınlar vardı.
Luk.23: 28 İsa bu kadınlara dönerek, "Ey Yeruşalim kızları, benim için
ağlamayın" dedi. "Kendiniz ve çocuklarınız için ağlayın.
Luk.23: 29 Çünkü öyle günler gelecek ki, 'Kısır kadınlara, hiç doğurmamış
rahimlere, emzirmemiş memelere ne mutlu!' diyecekler.
Luk.23: 30 O zaman dağlara, 'Üzerimize düşün!' ve tepelere, 'Bizi örtün!'
diyecekler.
Luk.23: 31 Çünkü yaş ağaca böyle yaparlarsa, kuruya neler olacaktır?"
Luk.23: 32 İsa'yla birlikte idam edilmek üzere ayrıca iki suçlu da
götürülüyordu.
Luk.23: 33 Kafatası denilen yere vardıklarında İsa'yı, biri sağında öbürü
solunda olmak üzere, iki suçluyla birlikte çarmıha gerdiler.
Luk.23: 34 İsa, "Baba, onları bağışla" dedi. "Çünkü ne yaptıklarını
bilmiyorlar." O'nun giysilerini aralarında paylaşmak için kura çektiler.
Luk.23: 35 Halk orada durmuş, olanları seyrediyordu. Yöneticiler İsa'yla
alay ederek, "Başkalarını kurtardı; eğer Tanrı'nın Mesihi*, Tanrı'nın
seçtiği O ise, kendini de kurtarsın" diyorlardı.
Luk.23: 36-37 Askerler de yaklaşıp İsa'yla eğlendiler. O'na ekşi şarap
sunarak, "Sen Yahudiler'in Kralı'ysan, kurtar kendini!" dediler.
Luk.23: 38 Başının üzerinde şu yafta vardı: YAHUDİLER'İN KRALI BUDUR
Luk.23: 39 Çarmıha asılan suçlulardan biri, "Sen Mesih değil misin? Haydi,
kendini de bizi de kurtar!" diye küfür etti.
Luk.23: 40 Ne var ki, öbür suçlu onu azarladı. "Sende Tanrı korkusu da mı
yok?" diye karşılık verdi. "Sen de aynı cezayı çekiyorsun.
Luk.23: 41 Nitekim biz haklı olarak cezalandırılıyor, yaptıklarımızın
karşılığını alıyoruz. Oysa bu adam hiçbir kötülük yapmadı."
Luk.23: 42 Sonra, "Ey İsa, kendi egemenliğine girdiğinde beni an" dedi.
Luk.23: 43 İsa ona, "Sana doğrusunu söyleyeyim, sen bugün benimle birlikte
cennette olacaksın" dedi.
İsa'nın Ölümü
(Mat.27:45-56; Mar.15:33-41; Yu.19:28-30)
Luk.23: 44-45 Öğleyin on iki sularında güneş karardı, üçe kadar bütün
ülkenin üzerine karanlık çöktü. Tapınaktaki perde* ortasından yırtıldı.
Luk.23: 46 İsa yüksek sesle, "Baba, ruhumu ellerine bırakıyorum!" diye
seslendi. Bunu söyledikten sonra son nefesini verdi.
Luk.23: 47 Olanları gören yüzbaşı, "Bu adam gerçekten doğru biriydi" diyerek
Tanrı'yı yüceltmeye başladı.
Luk.23: 48 Olayı seyretmek için biriken halkın tümü olup bitenleri görünce
göğüslerini döve döve geri döndüler.
Luk.23: 49 Ama İsa'nın bütün tanıdıkları ve Celile'den O'nun ardından gelen
kadınlar uzakta durmuş, olanları seyrediyorlardı.
İsa'nın Gömülmesi
(Mat.27:57-61; Mar.15:42-47; Yu.19:38-42)
Luk.23: 50 Yüksek Kurul* üyelerinden Yusuf adında iyi ve doğru bir adam
vardı.
Luk.23: 51 Bir Yahudi kenti olan Aramatya'dan olup Tanrı'nın Egemenliği'ni
umutla bekleyen Yusuf, Kurul'un kararını ve eylemini onaylamamıştı.
Luk.23: 52 Pilatus'a gidip İsa'nın cesedini istedi.
Luk.23: 53 Cesedi çarmıhtan indirip keten beze sardı, hiç kimsenin
konulmadığı, kayaya oyulmuş bir mezara yatırdı.
Luk.23: 54 Hazırlık Günü'ydü* ve Şabat Günü* başlamak üzereydi.
Luk.23: 55 İsa'yla birlikte Celile'den gelen kadınlar da Yusuf'un ardından
giderek mezarı ve İsa'nın cesedinin oraya nasıl konulduğunu gördüler.
Luk.23: 56 Evlerine dönerek baharat ve güzel kokulu yağlar hazırladılar. Ama
Şabat Günü, Tanrı'nın buyruğu uyarınca dinlendiler.
BÖLÜM 24
İsa'nın Dirilişi
(Mat.28:1-10; Mar.16:1-8; Yu.20:1-10)
Luk.24: 1 Kadınlar haftanın ilk günü*, sabah çok erkenden, hazırlamış
oldukları baharatı alıp mezara gittiler.
Luk.24: 2 Taşı mezarın girişinden yuvarlanmış buldular.
Luk.24: 3 Ama içeri girince Rab İsa'nın cesedini bulamadılar.
Luk.24: 4 Onlar bu durum karşısında şaşırıp kalmışken, şimşek gibi
parıldayan giysilere bürünmüş iki kişi yanlarında belirdi.
Luk.24: 5 Korkuya kapılan kadınlar başlarını yere eğdiler. Adamlar ise
onlara, "Diri olanı neden ölüler arasında arıyorsunuz?" dediler.
Luk.24: 6 "O burada yok, dirildi. Daha Celile'deyken size söylediğini
anımsayın.
Luk.24: 7 İnsanoğlu'nun* günahlı insanların eline verilmesi, çarmıha
gerilmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini bildirmişti."
Luk.24: 8 O zaman İsa'nın sözlerini anımsadılar.
Luk.24: 9 Mezardan dönen kadınlar bütün bunları Onbirler'e* ve ötekilerin
hepsine bildirdiler.
Luk.24: 10 Bunları elçilere anlatanlar, Mecdelli Meryem, Yohanna, Yakup'un
annesi Meryem ve bunlarla birlikte bulunan öbür kadınlardı.
Luk.24: 11 Ne var ki, bu sözler elçilere saçma geldi ve kadınlara
inanmadılar.
Luk.24: 12 Yine de, Petrus kalkıp mezara koştu. Eğilip içeri baktığında
keten bezlerden başka bir şey görmedi. Olay karşısında şaşkına dönmüş bir
halde oradan uzaklaştı.
Emmaus Yolunda İki Öğrenci
(Mar.16:12-13)
Luk.24: 13 Aynı gün öğrencilerden ikisi, Yeruşalim'den altmış ok atımı*fx*
uzaklıkta bulunan ve Emmaus denilen bir köye gitmekteydiler.
Luk.24: 14 Bütün bu olup bitenleri kendi aralarında konuşuyorlardı.
Luk.24: 15 Bunları konuşup tartışırlarken İsa yanlarına geldi ve onlarla
birlikte yürümeye başladı.
Luk.24: 16 Ama onların gözleri O'nu tanıma gücünden yoksun bırakılmıştı.
Luk.24: 17 İsa, "Yolda birbirinizle ne tartışıp duruyorsunuz?" dedi. Üzgün
bir halde, oldukları yerde durdular.
Luk.24: 18 Bunlardan adı Kleopas olan O'na, "Yeruşalim'de bulunup da bu
günlerde orada olup bitenleri bilmeyen tek yabancı sen misin?" diye karşılık
verdi.
Luk.24: 19 İsa onlara, "Hangi olup bitenleri?" dedi. O'na, "Nasıralı İsa'yla
ilgili olayları" dediler. "O adam, Tanrı'nın ve bütün halkın önünde gerek
söz, gerek eylemde güçlü bir peygamberdi.
Luk.24: 20-23 Başkâhinlerle yöneticilerimiz O'nu, ölüm cezasına çarptırmak
için valiye teslim ederek çarmıha gerdirdiler; oysa biz O'nun, İsrail'i
kurtaracak kişi olduğunu ummuştuk. Dahası var, bu olaylar olalı üç gün oldu
ve aramızdan bazı kadınlar bizi şaşkına çevirdiler. Bu sabah erkenden mezara
gittiklerinde, O'nun cesedini bulamamışlar. Sonra geldiler, bir görümde,
İsa'nın yaşamakta olduğunu bildiren melekler gördüklerini söylediler.
Luk.24: 24 Bizimle birlikte olanlardan bazıları mezara gitmiş ve durumu, tam
kadınların anlatmış olduğu gibi bulmuşlar. Ama O'nu görmemişler."
Luk.24: 25 İsa onlara, "Sizi akılsızlar! Peygamberlerin bütün söylediklerine
inanmakta ağır davranan kişiler!
Luk.24: 26 Mesih'in* bu acıları çekmesi ve yüceliğine kavuşması gerekli
değil miydi?" dedi.
Luk.24: 27 Sonra Musa'nın ve bütün peygamberlerin yazılarından başlayarak,
Kutsal Yazılar'ın hepsinde kendisiyle ilgili olanları onlara açıkladı.
Luk.24: 28-29 Gitmekte oldukları köye yaklaştıkları sırada İsa, yoluna devam
edecekmiş gibi davrandı. Ama onlar, "Bizimle kal. Neredeyse akşam olacak,
gün batmak üzere" diyerek O'nu zorladılar. Böylece İsa onlarla birlikte
kalmak üzere içeri girdi.
Luk.24: 30 Onlarla sofrada otururken İsa ekmek aldı, şükretti ve ekmeği
bölüp onlara verdi.
Luk.24: 31 O zaman onların gözleri açıldı ve kendisini tanıdılar. İsa ise
gözlerinin önünden kayboldu.
Luk.24: 32 Onlar birbirine, "Yolda kendisi bizimle konuşurken ve Kutsal
Yazılar'ı bize açıklarken yüreklerimiz nasıl da sevinçle çarpıyordu, değil
mi?" dediler.
Luk.24: 33 Kalkıp hemen Yeruşalim'e döndüler. Onbirler'i* ve onlarla
birlikte olanları toplanmış buldular.
Luk.24: 34 Bunlar, "Rab gerçekten dirildi, Simun'a görünmüş!" diyorlardı.
Luk.24: 35 Kendileri de yolda olup bitenleri ve ekmeği böldüğü zaman İsa'yı
nasıl tanıdıklarını anlattılar.
İsa Onbirler'e Görünüyor
(Mat.28:16-20; Mar.16:14-18; Yu.20:19-23; Elç.1:6-8)
Luk.24: 36 Bunları anlatırlarken İsa gelip aralarında durdu. Onlara, "Size
esenlik olsun!" dedi.
Luk.24: 37 Ürktüler, bir hayalet gördüklerini sanarak korkuya kapıldılar.
Luk.24: 38 İsa onlara, "Neden telaşlanıyorsunuz? Neden kuşkular doğuyor
içinizde?" dedi.
Luk.24: 39 "Ellerime, ayaklarıma bakın; işte benim! Dokunun da görün.
Hayaletin eti kemiği olmaz, ama görüyorsunuz, benim var."
Luk.24: 40 Bunu söyledikten sonra onlara ellerini ve ayaklarını gösterdi.
Luk.24: 41 Sevinçten hâlâ inanamayan, şaşkınlık içindeki öğrencilerine,
"Sizde yiyecek bir şey var mı?" diye sordu.
Luk.24: 42 Kendisine bir parça kızarmış balık verdiler.
Luk.24: 43 İsa onu alıp gözlerinin önünde yedi.
Luk.24: 44 Sonra onlara şöyle dedi: "Daha sizlerle birlikteyken, 'Musa'nın
Yasası'nda, peygamberlerin yazılarında ve Mezmurlar'da benimle ilgili
yazılmış olanların tümünün gerçekleşmesi gerektir' demiştim."
Luk.24: 45 Bundan sonra Kutsal Yazılar'ı anlayabilmeleri için zihinlerini
açtı.
Luk.24: 46-47 Onlara dedi ki, "Şöyle yazılmıştır: Mesih acı çekecek ve
üçüncü gün ölümden dirilecek; günahların bağışlanması için tövbe çağrısı da
Yeruşalim'den başlayarak bütün uluslara O'nun adıyla duyurulacak.
Luk.24: 48 Sizler bu olayların tanıklarısınız.
Luk.24: 49 Ben de Babam'ın vaat ettiğini size göndereceğim. Ama siz,
yücelerden gelecek güçle kuşanıncaya dek kentte kalın."
İsa'nın Göğe Yükselmesi
(Mar.16:19-20; Elç.1:9-11)
Luk.24: 50 İsa onları kentin dışına, Beytanya'nın yakınlarına kadar götürdü.
Ellerini kaldırarak onları kutsadı.
Luk.24: 51 Ve onları kutsarken yanlarından ayrıldı, göğe alındı.
Luk.24: 52 Öğrencileri O'na tapındılar ve büyük sevinç içinde Yeruşalim'e
döndüler.
Luk.24: 53 Sürekli tapınakta bulunuyor, Tanrı'yı övüyorlardı.
DİPNOTLAR:
1:66 "Rab": Grekçe "Rab'bin eli".
1:69-71 "Güçlü bir kurtarıcı": Grekçe "Bir kurtuluş boynuzu". (Boynuz, güç
simgesidir.)
1:78-79 "Doğan Güneş": Mesih* (bkz. Mal.4:2).
2:6-7 "Han" ya da "Konuk odası". Aynı sözcük Luk.22: 11'de de böyle
çevrilir.
2:22 "Arınma günleri": Lev.12:1-4'e göre bir kadın, bir erkek çocuk
doğurduktan sonra kırk gün süreyle dinsel açıdan kirli sayılırdı. Bu dönemin
sonunda bir kurban sunarak tekrar temiz hale gelirdi.
2:29 "Artık ben, kulun huzur içinde ölebilirim": Grekçe "Kulunu şimdi
esenlikle salıveriyorsun".
3:32 "Salmon": Bazı Grekçe elyazmalarında, "Sala" diye geçer.
3:33 "Ram oğlu": Bazı Grekçe elyazmalarında, "Admin oğlu, Arni oğlu" diye
geçer.
4:44 "Yahudiye'deki": Birçok Grekçe elyazmasında, "Celile'deki" diye geçer.
8:45 "Petrus": Birçok Grekçe elyazmasında, "Petrus ve yanındakiler" diye
geçer.
9:30-31 "Ayrılış": Ölüm.
9:56 Bazı Grekçe elyazmalarında 54-56 ayetleri şöyle geçer: ..."'Rab,
İlyas'ın yaptığı gibi, bunları yok etmek için bir buyrukla gökten ateş
yağdırmamızı ister misin?' dediler. 55 Ama İsa dönüp onları azarladı ve
şöyle dedi: 'Siz hangi ruha ait olduğunuzu bilmiyorsunuz. 56 Çünkü İnsanoğlu
insanları yok etmeye değil, kurtarmaya geldi.' Sonra..."
11:41 "Kaplarınızın içindekini": Grekçe "İçtekileri".
12:25 "Ömrünü bir anlık" ya da "Boyunu bir arşın".
12:38 "Nöbet": Bkz. Sözlük, "Saat".
12:50 Bu ayette İsa vaftiz diye çarmıhtaki ölümünden söz etmektedir.
12:59 "Kuruş": Grekçe "Lepton" (bkz. Birimler Cetveli).
13:21 "Ölçek": Grekçe "Saton" (bkz. Birimler Cetveli).
14:25-26 "Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını,
kardeşlerini, hatta kendi canını bile gözden çıkarmazsa": Grekçe "Biri bana
gelip de babasından, annesinden, karısından, çocuklarından, kardeşlerinden,
hatta kendi canından bile nefret etmezse".
15:18,21 "Tanrı'ya": Grekçe "Göğe".
16:6 "Ölçek": Grekçe "Batos" (bkz. Birimler Cetveli).
16:7 "Ölçek": Grekçe "Koros" (bkz. Birimler Cetveli).
16:8 "Işıkta yürüyenlerden": Grekçe "Işık oğullarından".
16:9 "Dünyanın aldatıcı serveti": Grekçe "Haksızlık mamonu". Aramice'de*
zenginlik anlamına gelen mamon sözcüğü, para ya da para kazanma hırsı
anlamında kullanılır. Buna benzer bir deyim 11. ayette de kullanılmaktadır.
16:13 "Para": Grekçe "Mamon". Aramice'de* zenginlik anlamına gelen mamon
sözcüğü, para ya da para kazanma hırsı anlamında kullanılır.
17:35-36 Bazı Grekçe elyazmaları, "Tarlada bulunan iki kişiden biri
alınacak, öbürü bırakılacak" sözlerini de içerir (bkz. Mat.24:40).
20:3-4 "Yahya'nın vaftiz etme yetkisi Tanrı'dan": Grekçe "Yahya'nın vaftizi
gökten". 5. ayette de "Tanrı'dan" diye çevrilen sözcük Grekçe "Gökten" diye
geçer.
20:42-43 "Ayaklarının altına serinceye dek": Grekçe "Ayaklarına tabure
yapıncaya dek".
21:2-3 "Bakır para": Grekçe "Lepton" (bkz. Birimler Cetveli).
21:32 "Kuşak" ya da "Soy".
22:16 "Yetkinliğe erişeceği": Grekçe "Tamamlanacağı".
23:16-17 Birçok Grekçe elyazması, "Pilatus'un her Fısıh Bayramı'nda onlar
için
bir kişi salıvermesi gerekiyordu" sözlerini de içerir.
24:13 "Altmış ok atımı": Yaklaşık 11 km.
|
|