|
MARKOS
BÖLÜM 1
Vaftizci Yahya'nın Gelişi
(Mat.3:1-12; Luk.3:1-18; Yu.1:19-28)
Mar.1: 1 Tanrı'nın Oğlu İsa Mesih'le* ilgili Müjde'nin başlangıcı.
Mar.1: 2 Peygamber Yeşaya'nın Kitabı'nda şöyle yazılmıştır: "İşte, habercimi
senin önünden gönderiyorum; O senin yolunu hazırlayacak."
Mar.1: 3 "Çölde haykıran, `Rab'bin yolunu hazırlayın, Geçeceği patikaları
düzleyin' diye sesleniyor."
Mar.1: 4 Böylece Vaftizci Yahya çölde ortaya çıktı. İnsanları, günahlarının
bağışlanması için tövbe edip vaftiz* olmaya çağırıyordu.
Mar.1: 5 Bütün Yahudiye halkı ve Yeruşalimliler'in hepsi ona geliyor,
günahlarını itiraf ediyor, onun tarafından Şeria Irmağı'nda vaftiz
ediliyordu.
Mar.1: 6 Yahya'nın deve tüyünden giysisi, belinde deri kuşağı vardı. Çekirge
ve yaban balı yerdi.
Mar.1: 7 Şu haberi yayıyordu: "Benden sonra benden daha güçlü olan geliyor.
Eğilip O'nun çarıklarının bağını çözmeye bile layık değilim.
Mar.1: 8 Ben sizi suyla vaftiz ettim, ama O sizi Kutsal Ruh'la vaftiz
edecektir."
İsa Görevine Başlıyor
(Mat.3:13-4:22; Luk.3:21-22; 4:1-15; 5:1-11)
Mar.1: 9 O günlerde Celile'nin Nasıra Kenti'nden çıkıp gelen İsa, Yahya
tarafından Şeria Irmağı'nda vaftiz edildi.
Mar.1: 10 Tam sudan çıkarken, göklerin yarıldığını ve Ruh'un güvercin gibi
üzerine indiğini gördü.
Mar.1: 11 Göklerden, "Sen benim sevgili Oğlum'sun, senden hoşnudum" diyen
bir ses duyuldu.
Mar.1: 12 O an Ruh, İsa'yı çöle gönderdi.
Mar.1: 13 İsa çölde kaldığı kırk gün boyunca Şeytan tarafından denendi.
Yabanıl hayvanlar arasındaydı, melekler O'na hizmet ediyordu.
Mar.1: 14 Yahya'nın tutuklanmasından sonra İsa, Tanrı'nın Müjdesi'ni duyura
duyura Celile'ye gitti.
Mar.1: 15 "Zaman doldu" diyordu, "Tanrı'nın Egemenliği yaklaştı. Tövbe edin,
Müjde'ye inanın!"
Mar.1: 16 İsa, Celile Gölü'nün kıyısından geçerken, göle ağ atmakta olan
Simun ile kardeşi Andreas'ı gördü. Bu adamlar balıkçıydı.
Mar.1: 17 İsa onlara, "Ardımdan gelin" dedi, "Sizleri insan tutan balıkçılar
yapacağım."
Mar.1: 18 Onlar da hemen ağlarını bırakıp O'nun ardından gittiler.
Mar.1: 19 İsa biraz ileri gidince Zebedi'nin oğulları Yakup'la Yuhanna'yı
gördü. Teknede ağlarını onarıyorlardı.
Mar.1: 20 Hemen onları çağırdı. Onlar da babaları Zebedi'yi işçilerle
birlikte teknede bırakıp İsa'nın ardından gittiler.
İsa Kötü Ruhları Kovuyor, Hastaları İyileştiriyor
(Mat.8:14-17; Luk.4:31-44)
Mar.1: 21 Kefarnahum'a girdiler. Şabat Günü* İsa havraya gidip öğretmeye
başladı.
Mar.1: 22 Halk O'nun öğretişine şaşıp kaldı. Çünkü onlara din bilginleri*
gibi değil, yetkili biri gibi öğretiyordu.
Mar.1: 23-24 Tam o sırada havrada bulunan ve kötü ruha tutulmuş bir adam,
"Ey Nasıralı İsa, bizden ne istiyorsun?" diye bağırdı. "Bizi mahvetmeye mi
geldin? Senin kim olduğunu biliyorum, Tanrı'nın Kutsalı'sın sen!"
Mar.1: 25 İsa, "Sus, çık adamdan!" diyerek kötü ruhu azarladı.
Mar.1: 26 Kötü ruh adamı sarstı ve büyük bir çığlık atarak içinden çıktı.
Mar.1: 27 Herkes şaşıp kaldı. Birbirlerine, "Bu nasıl şey?" diye sormaya
başladılar. "Yepyeni bir öğreti! Kötü ruhlara bile yetkiyle buyruk veriyor,
onlar da sözünü dinliyor."
Mar.1: 28 Böylece İsa'yla ilgili haber, Celile bölgesinin her yerine hızla
yayıldı.
Mar.1: 29 İsa havradan çıkar çıkmaz, Yakup ve Yuhanna ile birlikte Simun ve
Andreas'ın evine gitti.
Mar.1: 30 Simun'un kaynanası ateşler içinde yatıyordu. Durumu hemen İsa'ya
bildirdiler.
Mar.1: 31 O da hastaya yaklaştı, elinden tutup kaldırdı. Kadının ateşi
düştü, onlara hizmet etmeye başladı.
Mar.1: 32 Akşam olup güneş batınca, bütün hastaları ve cinlileri İsa'ya
getirdiler.
Mar.1: 33 Bütün kent halkı kapıya toplanmıştı.
Mar.1: 34 İsa, çeşitli hastalıklara yakalanmış birçok kişiyi iyileştirdi,
birçok cini kovdu. Cinlerin konuşmasına izin vermiyordu. Çünkü onlar
kendisinin kim olduğunu biliyorlardı.
Mar.1: 35 Sabah çok erkenden, ortalık henüz ağarmadan İsa kalktı, evden
çıkıp ıssız bir yere gitti, orada dua etmeye başladı.
Mar.1: 36 Simun ile yanındakiler İsa'yı aramaya çıktılar.
Mar.1: 37 O'nu bulunca, "Herkes seni arıyor!" dediler.
Mar.1: 38 İsa onlara, "Başka yerlere, yakın kasabalara gidelim" dedi.
"Oralarda da Tanrı sözünü duyurayım. Bunun için çıkıp geldim."
Mar.1: 39 Böylece havralarında Tanrı sözünü duyurarak ve cinleri kovarak
bütün Celile bölgesini dolaştı.
İsa Bir Cüzamlıyı İyileştiriyor
(Mat.8:1-4; Luk.5:12-16)
Mar.1: 40 İsa'ya cüzamlı* biri geldi, diz çökerek, "İstersen beni temiz
kılabilirsin" diye yalvardı.
Mar.1: 41 İsa'nın yüreği sızladı, elini uzatıp adama dokundu, "İsterim,
temiz ol!" dedi.
Mar.1: 42 Adam anında cüzamdan kurtulup tertemiz oldu.
Mar.1: 43 İsa onu sıkıca uyararak hemen yanından uzaklaştırdı.
Mar.1: 44 "Sakın kimseye bir şey söyleme!" dedi. "Git, kâhine* görün ve
cüzamdan temizlendiğini herkese kanıtlamak için Musa'nın buyurduğu sunuları
sun."
Mar.1: 45 Ne var ki, adam çıkıp gitti, olayla ilgili haberi her tarafa yayıp
duyurmaya başladı. Öyle ki, İsa artık hiçbir kente açıkça giremez oldu.
Ancak dışarıda, ıssız yerlerde kalıyordu. Ve halk her yerden O'na akın
ediyordu.
BÖLÜM 2
Bir Felçlinin İyileştirilmesi
(Mat.9:1-8; Luk.5:17-26)
Mar.2: 1 Birkaç gün sonra İsa tekrar Kefarnahum'a geldiğinde, evde olduğu
duyuldu.
Mar.2: 2 O kadar çok insan toplandı ki, artık kapının önünde bile duracak
yer kalmamıştı. İsa onlara Tanrı sözünü anlatıyordu.
Mar.2: 3 Bu arada O'na dört kişinin taşıdığı felçli bir adamı getirdiler.
Mar.2: 4 Kalabalıktan O'na yaklaşamadıkları için, bulunduğu yerin üzerindeki
damı delip açarak felçliyi üstünde yattığı şilteyle birlikte aşağı
indirdiler.
Mar.2: 5 İsa onların imanını görünce felçliye, "Oğlum, günahların
bağışlandı" dedi.
Mar.2: 6-7 Orada oturan bazı din bilginleri ise içlerinden şöyle düşündüler:
"Bu adam neden böyle konuşuyor? Tanrı'ya küfrediyor! Tanrı'dan başka kim
günahları bağışlayabilir?"
Mar.2: 8 Akıllarından geçeni hemen ruhunda sezen İsa onlara, "Aklınızdan
neden böyle şeyler geçiriyorsunuz?" dedi.
Mar.2: 9 "Hangisi daha kolay, felçliye, `Günahların bağışlandı' demek mi,
yoksa, 'Kalk, şilteni topla, yürü' demek mi?
Mar.2: 10-11 Ne var ki, İnsanoğlu'nun* yeryüzünde günahları bağışlama
yetkisine sahip olduğunu bilesiniz diye..." Sonra felçliye, "Sana
söylüyorum, kalk, şilteni topla, evine git!" dedi.
Mar.2: 12 Adam kalktı, hemen şiltesini topladı, hepsinin gözü önünde çıkıp
gitti. Herkes şaşakalmıştı. Tanrı'yı övüyorlar, "Böylesini hiç görmemiştik"
diyorlardı.
Levi'nin Öğrencilere Katılması
(Mat.9:9-13; Luk.5:27-32)
Mar.2: 13 İsa yine çıkıp göl kıyısına gitti. Bütün halk yanına geldi, O da
onlara öğretmeye başladı.
Mar.2: 14 Yoldan geçerken, vergi toplama yerinde oturan Alfay oğlu Levi'yi
gördü. Ona, "Ardımdan gel" dedi. Levi de kalkıp İsa'nın ardından gitti.
Mar.2: 15 Sonra İsa, Levi'nin evinde yemek yerken, birçok vergi
görevlisiyle* günahkâr O'nunla ve öğrencileriyle birlikte sofraya oturmuştu.
O'nu izleyen böyle birçok kişi vardı.
Mar.2: 16 Ferisiler'den* bazı din bilginleri, O'nu günahkârlar ve vergi
görevlileriyle birlikte yemekte görünce öğrencilerine, "Niçin vergi
görevlileri ve günahkârlarla birlikte yemek yiyor?" diye sordular.
Mar.2: 17 Bunu duyan İsa onlara, "Sağlamların değil, hastaların hekime
ihtiyacı var" dedi. "Ben doğru kişileri değil, günahkârları çağırmaya
geldim."
Oruçla İlgili Soru
(Mat.9:14-17; Luk.5:33-39)
Mar.2: 18 Yahya'nın öğrencileriyle Ferisiler oruç tutarken, bazı kişiler
İsa'ya gelip, "Yahya'nın ve Ferisiler'in öğrencileri oruç tutuyor da senin
öğrencilerin neden tutmuyor?" diye sordular.
Mar.2: 19 İsa şöyle karşılık verdi: "Güvey aralarında olduğu sürece
davetliler oruç tutar mı? Güvey aralarında oldukça oruç tutmazlar!
Mar.2: 20 Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, onlar işte o
zaman, o gün oruç tutacaklar.
Mar.2: 21 Hiç kimse eski giysiyi yeni kumaş parçasıyla yamamaz. Yoksa yeni
yama çeker, eski giysiden kopar, yırtık daha beter olur.
Mar.2: 22 Hiç kimse yeni şarabı eski tulumlara doldurmaz. Yoksa şarap
tulumları patlatır, şarap da tulumlar da mahvolur. Yeni şarap yeni tulumlara
doldurulur."
Şabat Günü Sorunu
(Mat.12:1-8; Luk.6:1-5)
Mar.2: 23 Bir Şabat Günü* İsa ekinler arasından geçiyordu. Öğrencileri yolda
giderken başakları koparmaya başladılar.
Mar.2: 24 Ferisiler İsa'ya, "Bak, Şabat Günü yasak olanı neden yapıyorlar?"
dediler.
Mar.2: 25 İsa onlara, "Davut'la yanındakiler aç ve muhtaç kalınca Davut'un
ne yaptığını hiç okumadınız mı?" diye sordu.
Mar.2: 26 "Başkâhin Aviyatar'ın zamanında Davut, Tanrı'nın evine girdi,
kâhinlerden başkasının yemesi yasak olan adak ekmeklerini* yedi ve
yanındakilere de verdi."
Mar.2: 27 Sonra onlara, "İnsan Şabat Günü için değil, Şabat Günü insan için
yaratıldı" dedi.
Mar.2: 28 "Bu nedenle İnsanoğlu* Şabat Günü'nün de Rabbi'dir."
BÖLÜM 3
Eli Sakat Bir Adam İyileştiriliyor
(Mat.12:9-14; Luk.6:6-11)
Mar.3: 1 İsa yine havraya girdi. Orada eli sakat bir adam vardı.
Mar.3: 2 Bazıları İsa'yı suçlamak amacıyla, Şabat Günü* hastayı
iyileştirecek mi diye O'nu gözlüyorlardı.
Mar.3: 3 İsa, eli sakat adama, "Kalk, öne çık!" dedi.
Mar.3: 4 Sonra havradakilere, "Kutsal Yasa'ya göre Şabat Günü iyilik yapmak
mı doğru, kötülük yapmak mı? Can kurtarmak mı doğru, can almak mı?" diye
sordu. Onlardan ses çıkmadı.
Mar.3: 5 İsa, çevresindekilere öfkeyle baktı. Yüreklerinin duygusuzluğu O'nu
kederlendirmişti. Adama, "Elini uzat!" dedi. Adam elini uzattı, eli yine
sapasağlam oluverdi.
Mar.3: 6 Bunun üzerine Ferisiler dışarı çıktılar, İsa'yı yok etmek için
Hirodes yanlılarıyla hemen görüşmeye başladılar.
İsa, Celile Gölü'nün Kıyısında
Mar.3: 7-8 İsa, öğrencileriyle birlikte göl kıyısına çekildi. Celile'den
büyük bir kalabalık O'nun ardından geldi. Ayrıca, bütün yaptıklarını duyan
büyük kalabalıklar Yahudiye'den, Yeruşalim'den, İdumeya'dan, Şeria
Irmağı'nın karşı yakasından, Sur ve Sayda bölgelerinden kendisine akın etti.
Mar.3: 9 İsa, kalabalığın arasında sıkışıp kalmamak için öğrencilerine bir
kayık hazır bulundurmalarını söyledi.
Mar.3: 10 Birçoklarını iyileştirmiş olduğundan, çeşitli hastalıklara
yakalananlar O'na dokunmak için üzerine üşüşüyordu.
Mar.3: 11 Kötü ruhlar O'nu görünce ayaklarına kapanıyor, "Sen Tanrı'nın
Oğlu'sun!" diye bağırıyorlardı.
Mar.3: 12 Ama İsa, kim olduğunu açıklamamaları için onları sıkı sıkıya
uyardı.
İsa On İki Elçisini Seçiyor
(Mat.10:1-4; Luk.6:12-16)
Mar.3: 13 İsa, dağa çıkarak istediği kişileri yanına çağırdı. Onlar da
yanına gittiler.
Mar.3: 14-19 İsa bunlardan on iki kişiyi yanında bulundurmak, Tanrı sözünü
duyurmaya göndermek ve cinleri kovmaya yetkili kılmak üzere seçti. Seçtiği
bu on iki kişi şunlardır: Petrus adını verdiği Simun, Beni-Regeş, yani
Gökgürültüsü Oğulları adını verdiği Zebedi'nin oğulları Yakup ve Yuhanna,
Andreas, Filipus, Bartalmay, Matta, Tomas, Alfay oğlu Yakup, Taday,
Yurtsever* Simun ve İsa'ya ihanet eden Yahuda İskariot.
İsa ve Baalzevul
(Mat.12:22-32; Luk.11:14-23; 12:10)
Mar.3: 20 İsa bundan sonra eve gitti. Yine öyle büyük bir kalabalık toplandı
ki, İsa'yla öğrencileri yemek bile yiyemediler.
Mar.3: 21 Yakınları bunu duyunca, "Aklını kaçırmış" diyerek O'nu almaya
geldiler.
Mar.3: 22 Yeruşalim'den gelen din bilginleri ise, "Baalzevul* O'nun içine
girmiş" ve "Cinleri, cinlerin önderinin gücüyle kovuyor" diyorlardı.
Mar.3: 23 Bunun üzerine İsa din bilginlerini yanına çağırıp onlara
benzetmelerle seslendi. "Şeytan, Şeytan'ı nasıl kovabilir?" dedi.
Mar.3: 24 "Bir ülke kendi içinde bölünmüşse, ayakta kalamaz.
Mar.3: 25 Bir ev kendi içinde bölünmüşse, ayakta kalamaz.
Mar.3: 26 Şeytan da kendine karşı gelip kendi içinde bölünmüşse, artık
ayakta kalamaz; sonu gelmiş demektir.
Mar.3: 27 Hiç kimse güçlü adamın evine girip malını çalamaz. Ancak onu
bağladıktan sonra evini soyabilir.
Mar.3: 28-29 Size doğrusunu söyleyeyim, insanların işlediği her günah,
ettiği her küfür bağışlanacak, ama Kutsal Ruh'a küfreden asla
bağışlanmayacak. Bunu yapan, asla silinmeyecek bir günah işlemiş olur."
Mar.3: 30 İsa bu sözleri, "O'nda kötü ruh var" dedikleri için söyledi.
İsa'nın Annesiyle Kardeşleri
(Mat.12:46-50; Luk.8:19-21)
Mar.3: 31 Daha sonra İsa'nın annesiyle kardeşleri geldi. Dışarıda durdular,
haber gönderip O'nu çağırdılar.
Mar.3: 32 İsa'nın çevresinde oturan kalabalıktan bazıları, "Bak" dediler,
"Annenle kardeşlerin dışarıda, seni istiyorlar."
Mar.3: 33 İsa buna karşılık onlara, "Kimdir annem ve kardeşlerim?" dedi.
Mar.3: 34 Sonra çevresinde oturanlara bakıp şöyle dedi: "İşte annem, işte
kardeşlerim!
Mar.3: 35 Tanrı'nın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kızkardeşim ve
annem odur."
BÖLÜM 4
Tohum Benzetmesi
(Mat.13:1-9; Luk.8:4-8)
Mar.4: 1 İsa göl kıyısında halka yine öğretmeye başladı. Çevresinde çok
büyük bir kalabalık toplandı. Bu yüzden İsa göldeki bir tekneye binip
oturdu. Bütün kalabalık göl kıyısında duruyordu.
Mar.4: 2-3 İsa onlara benzetmelerle birçok şey öğretiyordu. Öğretirken,
"Şunu dinleyin" dedi. "Ekincinin biri tohum ekmeye çıktı.
Mar.4: 4 Ektiği tohumlardan kimi yol kenarına düştü. Kuşlar gelip bunları
yedi.
Mar.4: 5 Kimi, toprağı az kayalık yerlere düştü. Toprak derin olmadığından
hemen filizlendi.
Mar.4: 6 Ne var ki, güneş doğunca kavruldular, kök salamadıkları için
kuruyup gittiler.
Mar.4: 7 Kimi, dikenler arasına düştü. Dikenler büyüdü, filizleri boğdu ve
filizler ürün vermedi.
Mar.4: 8 Kimi ise iyi toprağa düştü, büyüyüp çoğaldı, ürün verdi. Bazısı
otuz, bazısı altmış, bazısı da yüz kat ürün verdi."
Mar.4: 9 Sonra İsa şunu ekledi: "İşitecek kulağı olan işitsin!"
Benzetmelerin Amacı
(Mat.13:10-17; Luk.8:9-10)
Mar.4: 10 Onikiler'le* öbür izleyicileri İsa'yla yalnız kalınca, kendisinden
benzetmelerin anlamını sordular.
Mar.4: 11 O da onlara şöyle dedi: "Tanrı'nın Egemenliği'nin sırrı sizlere
açıklandı, ama dışarıda olanlara her şey benzetmelerle anlatılır.
Mar.4: 12 Öyle ki, 'Bakıp bakıp görmesinler, Duyup duyup anlamasınlar da,
Dönüp bağışlanmasınlar.'"
Tohum Benzetmesi Açıklanıyor
(Mat.13:18-23; Luk.8:11-15)
Mar.4: 13 İsa sonra onlara, "Siz bu benzetmeyi anlamıyor musunuz?" dedi.
"Öyleyse bütün benzetmeleri nasıl anlayacaksınız?
Mar.4: 14 Ekincinin ektiği, Tanrı sözüdür.
Mar.4: 15 Bazı insanlar sözün ekildiği yerde yol kenarına düşen tohumlara
benzer. Bunlar sözü işitir işitmez, Şeytan gelir, yüreklerine ekilen sözü
alır götürür.
Mar.4: 16-17 Kayalık yerlere ekilenler ise, işittikleri sözü hemen sevinçle
kabul eden, ama kök salamadıkları için ancak bir süre dayanan kişilerdir.
Böyleleri Tanrı sözünden ötürü sıkıntı ya da zulme uğrayınca hemen
sendeleyip düşerler.
Mar.4: 18-19 Yine bazıları dikenler arasında ekilen tohumlara benzerler.
Bunlar sözü işitirler, ama dünyasal kaygılar, zenginliğin aldatıcılığı ve
daha başka hevesler araya girip sözü boğar ve ürün vermesini engeller.
Mar.4: 20 İyi toprağa ekilenler ise, sözü işiten, onu benimseyen, kimi otuz,
kimi altmış, kimi de yüz kat ürün veren kişilerdir."
Kandil Kandilliğe Konur
(Luk.8:16-18)
Mar.4: 21 Onlara, "Kandili, tahıl ölçeğinin ya da yatağın altına koymak için
mi getirirler?" dedi. "Kandilliğe koymak için değil mi?
Mar.4: 22 Gizli olan ne varsa, açığa çıkarılmak üzere gizlenmiştir; saklı
olan ne varsa, aydınlığa çıkmak üzere saklanmıştır.
Mar.4: 23 İşitecek kulağı olan işitsin!"
Mar.4: 24 İsa şöyle devam etti: "İşittiklerinize dikkat edin! Hangi ölçekle
verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız. Hatta size daha fazlası verilecek.
Mar.4: 25 Çünkü kimde varsa, ona daha çok verilecek. Ama kimde yoksa,
elindeki de alınacak."
Filizlenen Tohum Benzetmesi
Mar.4: 26 Sonra İsa şöyle dedi: "Tanrı'nın Egemenliği, toprağa tohum saçan
adama benzer.
Mar.4: 27 Gece olur, uyur; gündüz olur, kalkar. Kendisi nasıl olduğunu
bilmez ama, tohum filizlenir, gelişir.
Mar.4: 28 Toprak kendiliğinden ürün verir. Önce filizi, sonra başağı,
sonunda da başağı dolduran taneleri verir.
Mar.4: 29 Ürün olgunlaşınca, adam hemen orağı vurur. Çünkü biçim vakti
gelmiştir."
Hardal Tanesi Benzetmesi
(Mat.13:31-32,34; Luk.13:18-19)
Mar.4: 30 İsa sonra şöyle dedi: "Tanrı'nın Egemenliği'ni neye benzetelim,
nasıl bir benzetmeyle anlatalım?
Mar.4: 31-32 Tanrı'nın Egemenliği, hardal tanesine benzer. Hardal,
yeryüzünde toprağa ekilen tohumların en küçüğü olmakla birlikte, ekildikten
sonra gelişir, bütün bahçe bitkilerinin boyunu aşar. Öylesine dal budak
salar ki, kuşlar gölgesinde barınabilir."
Mar.4: 33 İsa, Tanrı sözünü, buna benzer birçok benzetmeyle halkın
anlayabildiği ölçüde anlatırdı.
Mar.4: 34 Benzetme kullanmadan onlara hiçbir şey anlatmazdı. Ama kendi
öğrencileriyle yalnız kaldığında, onlara her şeyi açıklardı.
İsa Fırtınayı Yatıştırıyor
(Mat.8:23-27; Luk.8:22-25)
Mar.4: 35 O gün akşam olunca öğrencilerine, "Karşı yakaya geçelim" dedi.
Mar.4: 36 Öğrenciler kalabalığı geride bırakarak İsa'yı, içinde bulunduğu
tekneyle götürdüler. Yanında başka tekneler de vardı.
Mar.4: 37 Bu sırada büyük bir fırtına koptu. Dalgalar tekneye öyle bindirdi
ki, tekne neredeyse suyla dolmuştu.
Mar.4: 38 İsa, teknenin kıç tarafında bir yastığa yaslanmış uyuyordu.
Öğrenciler O'nu uyandırıp, "Öğretmenimiz, öleceğiz! Hiç aldırmıyor musun?"
dediler.
Mar.4: 39 İsa kalkıp rüzgarı azarladı, göle, "Sus, sakin ol!" dedi. Rüzgar
dindi, ortalık sütliman oldu.
Mar.4: 40 İsa öğrencilerine, "Neden korkuyorsunuz? Hâlâ imanınız yok mu?"
dedi.
Mar.4: 41 Onlar ise büyük korku içinde birbirlerine, "Bu adam kim ki, rüzgar
da göl de O'nun sözünü dinliyor?" dediler.
BÖLÜM 5
Cinli Bir Adamın İyileştirilmesi
(Mat.8:28-34; Luk.8:26-39)
Mar.5: 1 Gölün karşı yakasına, Gerasalılar'ın memleketine vardılar.
Mar.5: 2 İsa tekneden iner inmez, kötü ruha tutulmuş bir adam mezarlık
mağaralardan çıkıp O'nu karşıladı.
Mar.5: 3 Mezarların içinde yaşayan bu adamı artık kimse zincirle bile bağlı
tutamıyordu.
Mar.5: 4 Birçok kez zincir ve kösteklerle bağlandığı halde, zincirleri
koparmış, köstekleri parçalamıştı. Hiç kimse onunla başa çıkamıyordu.
Mar.5: 5 Gece gündüz mezarlarda, dağlarda bağırıp duruyor, kendini taşlarla
yaralıyordu.
Mar.5: 6 Uzaktan İsa'yı görünce koşup geldi, O'nun önünde yere kapandı.
Mar.5: 7 Yüksek sesle haykırarak, "Ey İsa, yüce Tanrı'nın Oğlu, benden ne
istiyorsun? Tanrı hakkı için sana yalvarırım, bana işkence etme!" dedi.
Mar.5: 8 Çünkü İsa, "Ey kötü ruh, adamın içinden çık!" demişti.
Mar.5: 9 Sonra İsa adama, "Adın ne?" diye sordu. "Adım Tümen*. Çünkü sayımız
çok" dedi.
Mar.5: 10 Ruhları o bölgeden çıkarmaması için İsa'ya yalvarıp yakardı.
Mar.5: 11 Orada, dağın yamacında otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı.
Mar.5: 12 Kötü ruhlar İsa'ya, "Bizi şu domuzlara gönder, onlara girelim"
diye yalvardılar.
Mar.5: 13 İsa'nın izin vermesi üzerine kötü ruhlar adamdan çıkıp domuzların
içine girdiler. Yaklaşık iki bin domuzdan oluşan sürü, dik yamaçtan aşağı
koşuşarak göle atlayıp boğuldu.
Mar.5: 14 Domuzları güdenler kaçıp kentte ve köylerde olayın haberini
yaydılar. Halk olup biteni görmeye çıktı.
Mar.5: 15 İsa'nın yanına geldiklerinde, önceleri bir tümen cine tutulan
adamı giyinmiş, aklı başına gelmiş, oturmuş görünce korktular.
Mar.5: 16 Olayı görenler, cinli adama olanları ve domuzların başına
gelenleri halka anlattılar.
Mar.5: 17 Bunun üzerine halk, bölgelerinden ayrılması için İsa'ya yalvarmaya
başladı.
Mar.5: 18 İsa tekneye binerken, önceleri cinli olan adam O'na, "Seninle
geleyim" diye yalvardı.
Mar.5: 19 Ama İsa adama izin vermedi. Ona, "Evine, yakınlarının yanına dön"
dedi. "Rab'bin senin için neler yaptığını, sana nasıl merhamet ettiğini
onlara anlat."
Mar.5: 20 Adam da gitti, İsa'nın kendisi için neler yaptığını Dekapolis'te
duyurmaya başladı. Anlattıklarına herkes şaşıp kalıyordu.
Dirilen Kız, İyileşen Kadın
(Mat.9:18-26; Luk.8:40-56)
Mar.5: 21 İsa tekneyle karşı yakaya dönünce, çevresinde büyük bir kalabalık
toplandı. Kendisi gölün kıyısında duruyordu.
Mar.5: 22-23 Bu sırada havra yöneticilerinden Yair adında biri geldi. İsa'yı
görünce ayaklarına kapandı, "Küçük kızım can çekişiyor. Gelip ellerini onun
üzerine koy da kurtulsun, yaşasın!" diye yalvardı.
Mar.5: 24 İsa adamla birlikte gitti. Büyük bir kalabalık da ardından
gidiyor, O'nu sıkıştırıyordu.
Mar.5: 25 Orada, on iki yıldır kanaması olan bir kadın vardı.
Mar.5: 26 Birçok hekimin elinden çok çekmiş, varını yoğunu harcamış, ama
iyileşeceğine daha da kötüleşmişti.
Mar.5: 27 Kadın, İsa hakkında anlatılanları duymuştu. Bu nedenle,
kalabalıkta O'nun arkasından gelip giysisine dokundu.
Mar.5: 28 İçinden, "Giysilerine bile dokunsam kurtulurum" diyordu.
Mar.5: 29 O anda kanaması kesiliverdi. Kadın, bedeninin derinliğinde acıdan
kurtulduğunu hissetti.
Mar.5: 30 İsa ise, kendisinden bir gücün akıp gittiğini hemen anladı.
Kalabalığın ortasında dönüp, "Giysilerime kim dokundu?" diye sordu.
Mar.5: 31 Öğrencileri O'na, "Seni sıkıştıran kalabalığı görüyorsun! Nasıl
oluyor da, 'Bana kim dokundu' diye soruyorsun?" dediler.
Mar.5: 32 İsa kendisine dokunanı görmek için çevresine bakındı.
Mar.5: 33 Kadın da kendisindeki değişikliği biliyordu. Korkuyla titreyerek
geldi, İsa'nın ayaklarına kapandı ve O'na bütün gerçeği anlattı.
Mar.5: 34 İsa ona, "Kızım" dedi, "İmanın seni kurtardı. Esenlikle git.
Acıların son bulsun."
Mar.5: 35 İsa daha konuşurken, havra yöneticisinin evinden adamlar geldi.
Yöneticiye, "Kızın öldü" dediler. "Öğretmeni neden hâlâ rahatsız ediyorsun?"
Mar.5: 36 İsa bu sözlere aldırmadan havra yöneticisine, "Korkma, yalnız iman
et!" dedi.
Mar.5: 37 İsa, Petrus, Yakup ve Yakup'un kardeşi Yuhanna'dan başka hiç
kimsenin kendisiyle birlikte gitmesine izin vermedi.
Mar.5: 38 Havra yöneticisinin evine vardıklarında İsa, acı acı ağlayıp
feryat eden gürültülü bir kalabalıkla karşılaştı.
Mar.5: 39 İçeri girerek onlara, "Niye gürültü edip ağlıyorsunuz?" dedi.
"Çocuk ölmedi, uyuyor."
Mar.5: 40 Onlar ise kendisiyle alay ettiler. Ama İsa hepsini dışarı
çıkardıktan sonra çocuğun annesini babasını ve kendisiyle birlikte olanları
alıp çocuğun bulunduğu odaya girdi.
Mar.5: 41 Çocuğun elini tutarak ona, "Talita kumi!" dedi. Bu söz, "Kızım,
sana söylüyorum, kalk" demektir.
Mar.5: 42 On iki yaşında olan kız hemen ayağa kalktı, yürümeye başladı.
Oradakileri derin bir şaşkınlık aldı.
Mar.5: 43 İsa, "Bunu kimse bilmesin" diyerek onları sıkı sıkıya uyardı ve
kıza yemek verilmesini buyurdu.
BÖLÜM 6
İsa Reddediliyor
(Mat.13:53-58; Luk.4:16-30)
Mar.6: 1 İsa oradan ayrılarak kendi memleketine gitti. Öğrencileri de
ardından gittiler.
Mar.6: 2 Şabat Günü* olunca İsa havrada öğretmeye başladı. Söylediklerini
işiten birçok kişi şaşıp kaldı. "Bu adam bunları nereden öğrendi?" diye
soruyorlardı. "Kendisine verilen bu bilgelik nedir? Nasıl böyle mucizeler
yapabiliyor?
Mar.6: 3 Meryem'in oğlu, Yakup, Yose, Yahuda ve Simun'un kardeşi olan
marangoz değilmi bu? Kızkardeşleri burada, aramızda yaşamıyor mu?" Ve
gücenip O'nu reddettiler.
Mar.6: 4 İsa da onlara, "Bir peygamber, kendi memleketinden, akraba
çevresinden ve kendi evinden başka yerde hor görülmez" dedi.
Mar.6: 5 Orada birkaç hastayı, üzerlerine ellerini koyarak iyileştirmekten
başka hiçbir mucize yapamadı.
Mar.6: 6 Halkın imansızlığına şaşıyordu.
İsa On İki Elçisini Görevlendiriyor
(Mat.10:5-15; Luk.9:1-6)
İsa çevredeki köyleri dolaşıp öğretiyordu.
Mar.6: 7 On iki öğrencisini yanına çağırdı ve onları ikişer ikişer halk
arasına göndermeye başladı. Onlara kötü ruhlar üzerinde yetki verdi.
Mar.6: 8 Yolculuk için yanlarına değnekten başka bir şey almamalarını
söyledi. Ne ekmek, ne torba, ne de kuşaklarında para götüreceklerdi.
Mar.6: 9 Onlara çarık giymelerini söyledi. Ama, "İki mintan giymeyin" dedi.
Mar.6: 10 "Bir yere gittiğiniz zaman, oradan ayrılıncaya dek hep aynı evde
kalın" diye devam etti.
Mar.6: 11 "İnsanların sizi kabul etmedikleri, sizi dinlemedikleri bir yerden
ayrılırken, onlara uyarı olsun diye ayağınızın altındaki tozu silkin!"
Mar.6: 12 Böylece öğrenciler yola çıkıp insanları tövbeye çağırmaya
başladılar.
Mar.6: 13 Birçok cin kovdular; birçok hastayı, üzerlerine yağ sürerek
iyileştirdiler.
Yahya'nın Öldürülmesi
(Mat.14:1-12; Luk.9:7-9)
Mar.6: 14 Kral Hirodes* de olup bitenleri duydu. Çünkü İsa'nın ünü her
tarafa yayılmıştı. Bazıları, "Bu adam, ölümden dirilen Vaftizci Yahya'dır.
Olağanüstü güçlerin onda etkin olmasının nedeni budur" diyordu.
Mar.6: 15 Başkaları, "O İlyas'tır" diyor, yine başkaları, "Eski
peygamberlerden biri gibi bir peygamberdir" diyordu.
Mar.6: 16 Hirodes bunları duyunca, "Başını kestirdiğim Yahya dirildi!" dedi.
Mar.6: 17-18 Hirodes'in kendisi, kardeşi Filipus'un karısı Hirodiya'nın
yüzünden adam gönderip Yahya'yı tutuklatmış, zindana attırıp zincire
vurdurmuştu. Çünkü Hirodes bu kadınla evlenince Yahya ona, "Kardeşinin
karısıyla evlenmen Kutsal Yasa'ya aykırıdır" demişti.
Mar.6: 19 Hirodiya bu yüzden Yahya'ya kin bağlamıştı; onu öldürtmek istiyor,
ama başaramıyordu.
Mar.6: 20 Çünkü Yahya'nın doğru ve kutsal bir adam olduğunu bilen Hirodes
ondan korkuyor ve onu koruyordu. Yahya'yı dinlediği zaman büyük bir
şaşkınlık içinde kalıyor, yine de onu dinlemekten zevk alıyordu.
Mar.6: 21 Ne var ki, Hirodes'in kendi doğum gününde saray büyükleri,
komutanlar ve Celile'nin ileri gelenleri için verdiği şölende beklenen
fırsat doğdu.
Mar.6: 22 Hirodiya'nın kızı içeri girip dans etti. Bu, Hirodes'le
konuklarının hoşuna gitti. Kral genç kıza, "Dile benden, ne dilersen
veririm" dedi.
Mar.6: 23 Ant içerek, "Benden ne dilersen, krallığımın yarısı da olsa,
veririm" dedi.
Mar.6: 24 Kız dışarı çıkıp annesine, "Ne isteyeyim?" diye sordu. "Vaftizci
Yahya'nın başını iste" dedi annesi.
Mar.6: 25 Kız hemen koşup kralın yanına girdi, "Vaftizci Yahya'nın başını
bir tepsi üzerinde hemen bana vermeni istiyorum" diyerek dileğini açıkladı.
Mar.6: 26 Kral buna çok üzüldüyse de, konuklarının önünde içtiği anttan
ötürü kızı reddetmek istemedi.
Mar.6: 27 Hemen bir cellat gönderip Yahya'nın başını getirmesini buyurdu.
Cellat zindana giderek Yahya'nın başını kesti.
Mar.6: 28 Kesik başı bir tepsi üzerinde getirip genç kıza verdi, kız da
annesine götürdü.
Mar.6: 29 Yahya'nın öğrencileri bunu duyunca gelip cesedi aldılar ve mezara
koydular.
İsa Beş Bin Kişiyi Doyuruyor
(Mat.14:13-21; Luk.9:10-17; Yu.6:1-14)
Mar.6: 30 Elçiler, İsa'nın yanına dönerek yaptıkları ve öğrettikleri her
şeyi O'na anlattılar.
Mar.6: 31 İsa onlara, "Gelin, tek başımıza tenha bir yere gidelim de biraz
dinlenin" dedi. Gelen giden öyle çoktu ki, yemek yemeye bile vakit
bulamıyorlardı.
Mar.6: 32 Tekneye binip tek başlarına tenha bir yere doğru yol aldılar.
Mar.6: 33 Gittiklerini gören birçok kişi onları tanıdı. Halk civardaki bütün
kentlerden yaya olarak yola dökülüp onlardan önce oraya vardı.
Mar.6: 34 İsa tekneden inince büyük bir kalabalıkla karşılaştı. Çobansız
koyunlara benzeyen bu insanlara acıdı ve onlara birçok konuda öğretmeye
başladı.
Mar.6: 35-36 Vakit ilerlemişti. Öğrencileri İsa'ya gelip, "Burası ıssız bir
yer" dediler, "Vakit de ilerledi. Halkı salıver de çevredeki çiftlik ve
köylere gidip kendilerine yiyecek alsınlar."
Mar.6: 37 İsa ise, "Onlara siz yiyecek verin" diye karşılık verdi.
Öğrenciler İsa'ya, "Gidip iki yüz dinarlık ekmek alıp onlara yedirelim mi
yani?" diye sordular.
Mar.6: 38 İsa onlara, "Kaç ekmeğiniz var, gidin bakın" dedi. Öğrenip
geldiler, "Beş ekmekle iki balığımız var" dediler.
Mar.6: 39 İsa herkesi küme küme yeşil çayıra oturtmalarını buyurdu.
Mar.6: 40 Halk yüzer ellişer kişilik bölükler halinde oturdu.
Mar.6: 41 İsa beş ekmekle iki balığı aldı, gözlerini göğe kaldırarak
şükretti; sonra ekmekleri böldü ve halka dağıtmaları için öğrencilerine
verdi. İki balığı da hepsinin arasında paylaştırdı.
Mar.6: 42-43 Herkes yiyip doydu. Artakalan ekmek ve balıktan on iki sepet
dolusu topladılar.
Mar.6: 44 Yemek yiyen erkeklerin sayısı beş bin kadardı.
İsa Su Üstünde Yürüyor
(Mat.14:22-33; Yu.6:15-21)
Mar.6: 45 Bundan hemen sonra İsa öğrencilerine, tekneye binip kendisinden
önce karşı yakada bulunan Beytsayda'ya geçmelerini buyurdu. Bu arada kendisi
halkı evlerine gönderecekti.
Mar.6: 46 Onları uğurladıktan sonra, dua etmek için dağa çıktı.
Mar.6: 47-48 Akşam olduğunda, tekne gölün ortasına varmıştı. Yalnız başına
karada kalan İsa, öğrencilerinin kürek çekmekte çok zorlandıklarını gördü.
Çünkü rüzgar onlara karşı esiyordu. Sabaha karşı*fx* İsa, gölün üstünde
yürüyerek onlara yaklaştı. Yanlarından geçip gidecekti.
Mar.6: 49 Onlar ise, gölün üstünde yürüdüğünü görünce O'nu hayalet sanarak
bağrıştılar.
Mar.6: 50 Hepsi O'nu görmüş ve dehşete kapılmıştı. İsa hemen onlara
seslenerek, "Cesur olun, benim, korkmayın!" dedi.
Mar.6: 51 Tekneye binip onlara katılınca rüzgar dindi. Onlarsa büyük bir
şaşkınlık içindeydi.
Mar.6: 52 Ekmekle ilgili mucizeyi bile anlamamışlardı; zihinleri körelmişti.
İsa Ginnesar'da Hastaları İyileştiriyor
(Mat.14:34-36)
Mar.6: 53 İsa'yla öğrencileri gölü aştılar, Ginnesar'da karaya çıkıp tekneyi
bağladılar.
Mar.6: 54 Onlar tekneden inince, halk İsa'yı hemen tanıdı.
Mar.6: 55 Bazıları koşarak bütün yöreyi dolaştı. İsa'nın bulunduğu yeri
öğrenenler, hastaları şilteleriyle oraya götürmeye başladılar.
Mar.6: 56 Köy olsun, kent ya da çiftlik olsun, İsa'nın gittiği her yerde,
hastaları meydanlara yatırıyor, sadece giysisinin eteğine dokunmalarına izin
vermesi için yalvarıyorlardı. Dokunanların hepsi de iyileşti.
BÖLÜM 7
İnsanı Kirleten Nedir?
(Mat.15:1-20)
Mar.7: 1 Yeruşalim'den gelen Ferisiler ve bazı din bilginleri, İsa'nın
çevresinde toplandılar.
Mar.7: 2 O'nun öğrencilerinden bazılarının murdar*, yani yıkanmamış ellerle
yemek yediklerini gördüler.
Mar.7: 3 Ferisiler, hatta bütün Yahudiler, atalarının töresi uyarınca
ellerini iyice yıkamadan yemek yemezler.
Mar.7: 4 Çarşıdan dönünce de, yıkanmadan yemek yemezler. Ayrıca kâse, testi
ve bakır kapların yıkanmasıyla ilgili başka birçok töreye de uyarlar.
Mar.7: 5 Ferisiler ve din bilginleri İsa'ya, "Öğrencilerin neden
atalarımızın töresine uymuyorlar, niçin murdar ellerle yemek yiyorlar?" diye
sordular.
Mar.7: 6 İsa onları şöyle yanıtladı: "Yeşaya'nın siz ikiyüzlülerle ilgili
peygamberlik sözü ne kadar yerindedir! Yazmış olduğu gibi, 'Bu halk,
dudaklarıyla beni*fx* sayar, Ama yürekleri benden uzak.
Mar.7: 7 Bana boşuna taparlar. Çünkü öğrettikleri, sadece insan
buyruklarıdır.'
Mar.7: 8 Siz Tanrı buyruğunu bir yana bırakmış, insan töresine uyuyorsunuz."
Mar.7: 9 İsa onlara ayrıca şunu söyledi: "Kendi törenizi sürdürmek için
Tanrı buyruğunu bir kenara itmeyi ne de güzel beceriyorsunuz!
Mar.7: 10 Musa, 'Annene babana saygı göstereceksin' ve, 'Annesine ya da
babasına söven kesinlikle öldürülecektir' diye buyurmuştu.
Mar.7: 11-12 Ama siz, 'Eğer bir adam annesine ya da babasına, benden
alacağın bütün yardım kurbandır, yani Tanrı'ya adanmıştır derse, artık
annesi ya da babası için bir şey yapmasına izin yok' diyorsunuz.
Mar.7: 13 Böylece kuşaktan kuşağa aktardığınız törelerle Tanrı'nın sözünü
geçersiz kılıyorsunuz. Buna benzer daha birçok şey yapıyorsunuz."
Mar.7: 14 İsa, halkı yine yanına çağırıp onlara, "Hepiniz beni dinleyin ve
şunu belleyin" dedi.
Mar.7: 15-16 "İnsanın dışında olup içine giren hiçbir şey onu kirletemez.
İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır."*fx*
Mar.7: 17 İsa kalabalığı bırakıp eve girince, öğrencileri O'na bu
benzetmenin anlamını sordular.
Mar.7: 18 O da onlara, "Demek siz de anlamıyorsunuz, öyle mi?" dedi.
"Dışarıdan insanın içine giren hiçbir şeyin onu kirletemeyeceğini bilmiyor
musunuz?
Mar.7: 19 Dıştan giren, insanın yüreğine değil, midesine gider, oradan da
helaya atılır." İsa bu sözlerle, bütün yiyeceklerin temiz olduğunu bildirmiş
oluyordu.
Mar.7: 20 İsa şöyle devam etti: "İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır.
Mar.7: 21-22 Çünkü kötü düşünceler, fuhuş, hırsızlık, cinayet, zina,
açgözlülük, kötülük, hile, sefahat, kıskançlık, iftira, kibir ve akılsızlık
içten, insanın yüreğinden kaynaklanır.
Mar.7: 23 Bu kötülüklerin hepsi içten kaynaklanır ve insanı kirletir."
Fenikeli Kadının İmanı
(Mat.15:21-28)
Mar.7: 24 İsa oradan ayrılarak Sur*fx* bölgesine gitti. Burada bir eve
girdi. Kimsenin bunu bilmesini istemiyordu, ama gizlenemedi.
Mar.7: 25 Küçük kızı kötü ruha tutulmuş bir kadın, İsa'yla ilgili haberi
duyar duymaz geldi, ayaklarına kapandı.
Mar.7: 26 Yahudi olmayan bu kadın Suriye-Fenike ırkındandı. Kızından cini
kovması için İsa'ya rica etti.
Mar.7: 27 İsa ona, "Bırak, önce çocuklar doysunlar" dedi. "Çocukların
ekmeğini alıp köpeklere atmak doğru değildir."
Mar.7: 28 Kadın buna karşılık, "Haklısın, Rab" dedi. "Ama köpekler de
sofranın altında çocukların ekmek kırıntılarını yer."
Mar.7: 29 İsa ona, "Bu sözden ötürü cin kızından çıktı, gidebilirsin" dedi.
Mar.7: 30 Kadın evine gittiğinde çocuğunu cinden kurtulmuş, yatakta yatar
buldu.
Sağır Bir Adam İyileştiriliyor
Mar.7: 31 Sur bölgesinden ayrılan İsa, Sayda yoluyla Dekapolis bölgesinin
ortasından geçerek tekrar Celile Gölü'ne geldi.
Mar.7: 32 Ona sağır ve dili tutuk bir adam getirdiler, elini üzerine koyması
için yalvardılar.
Mar.7: 33 İsa adamı kalabalıktan ayırıp bir yana çekti. Parmaklarını adamın
kulaklarına soktu, tükürüp onun diline dokundu.
Mar.7: 34 Sonra göğe bakarak içini çekti ve adama, "Effata", yani "Açıl!"
dedi.
Mar.7: 35 Adamın kulakları hemen açıldı, dili çözüldü ve düzgün bir şekilde
konuşmaya başladı.
Mar.7: 36 İsa orada bulunanları, bunu kimseye söylememeleri için uyardı. Ama
onları ne kadar uyardıysa, onlar da haberi o kadar yaydılar.
Mar.7: 37 Halk büyük bir hayret içinde kalmıştı. "Yaptığı her şey iyi.
Sağırların kulaklarını açıyor, dilsizleri konuşturuyor!" diyorlardı.
BÖLÜM 8
İsa Dört Bin Kişiyi Doyuruyor
(Mat.15:32-39)
Mar.8: 1-2 O günlerde yine büyük bir kalabalık toplanmıştı. Yiyecek bir
şeyleri olmadığı için İsa öğrencilerini yanına çağırıp, "Halka acıyorum"
dedi. "Üç gündür yanımdalar, yiyecek hiçbir şeyleri yok.
Mar.8: 3 Onları aç aç evlerine gönderirsem, yolda bayılırlar. Hem bazıları
uzak yoldan geliyor."
Mar.8: 4 Öğrencileri buna karşılık, "Böyle ıssız bir yerde bu kadar kişiyi
doyuracak ekmeği insan nereden bulabilir?" dediler.
Mar.8: 5 İsa, "Kaç ekmeğiniz var?" diye sordu. "Yedi tane" dediler.
Mar.8: 6 Bunun üzerine İsa, halka yere oturmalarını buyurdu. Sonra yedi
ekmeği aldı, şükredip bunları böldü, dağıtmaları için öğrencilerine verdi.
Onlar da halka dağıttılar.
Mar.8: 7 Birkaç küçük balıkları da vardı. İsa şükredip bunları da
dağıtmalarını söyledi.
Mar.8: 8 Herkes yiyip doydu. Artakalan parçalardan yedi küfe dolusu
topladılar.
Mar.8: 9-10 Orada yaklaşık dört bin kişi vardı. İsa onları evlerine
gönderdikten sonra öğrencileriyle birlikte hemen tekneye binip Dalmanuta
bölgesine geçti.
Ferisiler'in ve Hirodes'in Mayası
(Mat.16:1-12)
Mar.8: 11 Ferisiler* gelip İsa'yla tartışmaya başladılar. O'nu denemek
amacıyla gökten bir belirti göstermesini istediler.
Mar.8: 12 İsa içten bir ah çekerek, "Bu kuşak neden bir belirti istiyor?"
dedi. "Size doğrusunu söyleyeyim, bu kuşağa hiçbir belirti gösterilmeyecek."
Mar.8: 13 Sonra onları orada bırakıp yine tekneye bindi ve karşı yakaya
yöneldi.
Mar.8: 14 Öğrenciler ekmek almayı unutmuşlardı. Teknede, yanlarında yalnız
bir ekmek vardı.
Mar.8: 15 İsa onlara şu uyarıda bulundu: "Dikkatli olun, Ferisiler'in
mayasından ve Hirodes'in* mayasından sakının!"
Mar.8: 16 Onlar ise kendi aralarında, "Ekmeğimiz olmadığı için böyle diyor"
şeklinde tartıştılar.
Mar.8: 17 Bunun farkında olan İsa, "Ekmeğiniz yok diye niçin
tartışıyorsunuz?" dedi. "Hâlâ akıl erdiremiyor, anlamıyor musunuz? Zihniniz
köreldi mi?
Mar.8: 18-19 Gözleriniz olduğu halde görmüyor musunuz? Kulaklarınız olduğu
halde işitmiyor musunuz? Hatırlamıyor musunuz, beş ekmeği beş bin kişiye
bölüştürdüğümde kaç sepet dolusu yemek fazlası topladınız?" "On iki"
dediler.
Mar.8: 20 "Yedi ekmeği dört bin kişiye bölüştürdüğümde kaç küfe dolusu yemek
fazlası topladınız?" "Yedi" dediler.
Mar.8: 21 İsa onlara, "Hâlâ anlamıyor musunuz?" dedi.
Beytsayda'da Kör Bir Adam İyileştiriliyor
Mar.8: 22 İsa ile öğrencileri Beytsayda'ya geldiler. Orada bazı kişiler
İsa'ya kör bir adam getirip ona dokunması için yalvardılar.
Mar.8: 23 İsa körün elinden tutarak onu köyün dışına çıkardı. Gözlerine
tükürüp ellerini üzerine koydu ve, "Bir şey görüyor musun?" diye sordu.
Mar.8: 24 Adam başını kaldırıp, "İnsanlar görüyorum" dedi, "Ağaçlara
benziyorlar, ama yürüyorlar."
Mar.8: 25 Sonra İsa ellerini yeniden adamın gözleri üzerine koydu. Adam
gözlerini açtı, baktı; iyileşmiş ve her şeyi açık seçik görmeye başlamıştı.
Mar.8: 26 İsa, "Köye bile girme!" diyerek onu evine gönderdi.
Petrus'un Mesih'i Tanıması
(Mat.16:13-20; Luk.9:18-21)
Mar.8: 27 İsa, öğrencileriyle birlikte Filipus Sezariyesi'ne bağlı köylere
gitti. Yolda öğrencilerine, "Halk benim kim olduğumu söylüyor?" diye sordu.
Mar.8: 28 Öğrencileri O'na şu karşılığı verdiler: "Vaftizci Yahya diyorlar.
Ama kimi İlyas, kimi de peygamberlerden biri olduğunu söylüyor."
Mar.8: 29 O da onlara, "Siz ne dersiniz, sizce ben kimim?" diye sordu.
Petrus, "Sen Mesih'sin*" yanıtını verdi.
Mar.8: 30 Bunun üzerine İsa bu konuda kimseye bir şey söylememeleri için
onları uyardı.
İsa Ölüp Dirileceğini Önceden Bildiriyor
(Mat.16:21-28; Luk.9:22-27)
Mar.8: 31 İsa, İnsanoğlu'nun* çok acı çekmesi, ileri gelenler, başkâhinler
ve din bilginlerince* reddedilmesi, öldürülmesi ve üç gün sonra dirilmesi
gerektiğini onlara anlatmaya başladı.
Mar.8: 32 Bunları açıkça söylüyordu. Bunun üzerine Petrus O'nu bir kenara
çekip azarlamaya başladı.
Mar.8: 33 İsa dönüp öteki öğrencilerine baktı; Petrus'u azarlayarak, "Çekil
önümden, Şeytan!" dedi. "Düşüncelerin Tanrı'ya değil, insana özgüdür."
Mar.8: 34 Öğrencileriyle birlikte halkı da yanına çağırıp şöyle konuştu:
"Ardımdan gelmek isteyen kendini inkâr etsin, çarmıhını yüklenip beni
izlesin.
Mar.8: 35 Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim ve Müjde'nin
uğruna yitiren ise onu kurtaracaktır.
Mar.8: 36 İnsan bütün dünyayı kazanıp da canından olursa, bunun kendisine ne
yararı olur?
Mar.8: 37 İnsan kendi canına karşılık ne verebilir?
Mar.8: 38 Bu vefasız ve günahkâr kuşağın ortasında, kim benden ve benim
sözlerimden utanırsa, İnsanoğlu da, Babası'nın görkemi içinde kutsal
meleklerle birlikte geldiğinde o kişiden utanacaktır."
BÖLÜM 9
Mar.9: 1 İsa, "Size doğrusunu söyleyeyim" diye devam etti, "Burada
bulunanlar arasında, Tanrı Egemenliği'nin güçlü biçimde gerçekleştiğini
görmeden ölümü tatmayacak olanlar var."
İsa'nın Görünümü Değişiyor
(Mat.17:1-13; Luk.9:28-36)
Mar.9: 2 Altı gün sonra İsa, yanına yalnız Petrus, Yakup ve Yuhanna'yı
alarak yüksek bir dağa çıktı. Onların gözü önünde İsa'nın görünümü değişti.
Mar.9: 3 Giysileri göz kamaştırıcı bir beyazlığa büründü; yeryüzünde hiçbir
çamaşırcının erişemeyeceği bir beyazlıktı bu.
Mar.9: 4 O anda Musa'yla İlyas öğrencilere göründü. İsa'yla konuşuyorlardı.
Mar.9: 5 Petrus İsa'ya, "Rabbî*, burada bulunmamız ne iyi oldu! Üç çardak
kuralım: Biri sana, biri Musa'ya, biri de İlyas'a" dedi.
Mar.9: 6 Ne söyleyeceğini bilmiyordu. Çünkü çok korkmuşlardı.
Mar.9: 7 Bu sırada bir bulut gelip onlara gölge saldı. Buluttan gelen bir
ses, "Sevgili Oğlum budur, O'nu dinleyin!" dedi.
Mar.9: 8 Öğrenciler birden çevrelerine baktılar, ama bu kez yanlarında
İsa'dan başka kimseyi göremediler.
Mar.9: 9 Dağdan inerlerken İsa, İnsanoğlu* ölümden dirilmeden orada
gördüklerini hiç kimseye söylememeleri için onları uyardı.
Mar.9: 10 Bu uyarıya uymakla birlikte kendi aralarında, "Ölümden dirilmek ne
demek?"diye tartışıp durdular.
Mar.9: 11 İsa'ya, "Din bilginleri* neden önce İlyas'ın gelmesi gerektiğini
söylüyorlar?" diye sordular.
Mar.9: 12 O da onlara şöyle dedi: "Gerçekten de önce İlyas gelir ve her şeyi
yeniden düzene koyar. Ama nasıl oluyor da İnsanoğlu'nun çok acı çekeceği ve
hiçe sayılacağı yazılmıştır?
Mar.9: 13 Size şunu söyleyeyim, İlyas geldi bile, onun hakkında yazılmış
olduğu gibi, ona yapmadıklarını bırakmadılar."
Cinli Bir Çocuğun İyileştirilmesi
(Mat.17:14-23; Luk.9:37-45)
Mar.9: 14 Öteki öğrencilerin yanına döndüklerinde, onların çevresinde büyük
bir kalabalığın toplandığını, birtakım din bilginlerinin onlarla
tartıştığını gördüler.
Mar.9: 15 Kalabalık İsa'yı görünce büyük bir şaşkınlığa kapıldı ve koşup
O'nu selamladı.
Mar.9: 16 İsa öğrencilerine, "Onlarla ne tartışıyorsunuz?" diye sordu.
Mar.9: 17 Halktan biri O'na, "Öğretmenim" diye karşılık verdi, "Dilsiz bir
ruha tutulan oğlumu sana getirdim.
Mar.9: 18 Ruh onu nerede yakalarsa yere çarpıyor. Çocuk ağzından köpükler
saçıyor, dişlerini gıcırdatıyor ve kaskatı kesiliyor. Ruhu kovmaları için
öğrencilerine başvurdum, ama başaramadılar."
Mar.9: 19 İsa onlara, "Ey imansız kuşak!" dedi. "Sizinle daha ne kadar
kalacağım? Size daha ne kadar katlanacağım? Çocuğu bana getirin!"
Mar.9: 20 Çocuğu kendisine getirdiler. Ruh, İsa'yı görür görmez çocuğu
şiddetle sarstı; çocuk yere düştü, ağzından köpükler saçarak yuvarlanmaya
başladı.
Mar.9: 21 İsa çocuğun babasına, "Bu hal çocuğun başına geleli ne kadar
oldu?" diye sordu. "Küçüklüğünden beri böyle" dedi babası.
Mar.9: 22 "Üstelik ruh onu öldürmek için sık sık ateşe, suya attı. Elinden
bir şey gelirse, bize yardım et, halimize acı!"
Mar.9: 23 İsa ona, "Elimden gelirse mi? İman eden biri için her şey mümkün!"
dedi.
Mar.9: 24 Çocuğun babası hemen, "İman ediyorum, imansızlığımı yenmeme yardım
et!"diye feryat etti.
Mar.9: 25 İsa, halkın koşuşup geldiğini görünce kötü ruhu azarlayarak, "Sana
buyuruyorum, dilsiz ve sağır ruh, çocuğun içinden çık ve ona bir daha
girme!" dedi.
Mar.9: 26 Bunun üzerine ruh bir çığlık attı ve çocuğu şiddetle sarsarak
çıktı. Çocuk ölü gibi hareketsiz kaldı, öyle ki oradakilerin birçoğu,
"Öldü!" diyordu.
Mar.9: 27 Ama İsa elinden tutup kaldırınca, çocuk ayağa kalktı.
Mar.9: 28 İsa eve girdikten sonra öğrencileri özel olarak O'na, "Biz kötü
ruhu neden kovamadık?" diye sordular.
Mar.9: 29 İsa onlara, "Bu tür ruhlar ancak duayla*fx* kovulabilir" yanıtını
verdi.
İsa Ölüp Dirileceğini Tekrar Bildiriyor
(Mat.17:22-23; Luk.9:43-45)
Mar.9: 30 Oradan ayrılmış, Celile bölgesinden geçiyorlardı. İsa hiç kimsenin
bunu bilmesini istemiyordu.
Mar.9: 31 Öğrencilerine öğretirken şöyle diyordu: "İnsanoğlu*, insanların
eline teslim edilecek ve öldürülecek, ama öldürüldükten üç gün sonra
dirilecek."
Mar.9: 32 Onlar bu sözleri anlamıyor, İsa'ya soru sormaktan da
korkuyorlardı.
En Büyük Kim?
(Mat.18:1-5; Luk.9:46-48)
Mar.9: 33 Kefarnahum'a vardılar. Eve girdikten sonra İsa onlara, "Yolda neyi
tartışıyordunuz?" diye sordu.
Mar.9: 34 Hiç birinden ses çıkmadı. Çünkü yolda aralarında kimin en büyük
olduğunu tartışmışlardı.
Mar.9: 35 İsa oturup Onikiler'i* yanına çağırdı. Onlara şöyle dedi: "Birinci
olmak isteyen en sonuncu olsun, herkesin hizmetkârı olsun."
Mar.9: 36-37 Küçük bir çocuğu alıp orta yere dikti, sonra onu kucağına
alarak onlara şöyle dedi: "Böyle bir çocuğu benim adım uğruna kabul eden,
beni kabul etmiş olur. Beni kabul eden de beni değil, beni göndereni kabul
etmiş olur."
Bize Karşı Olmayan Bizden Yanadır
(Luk.9:49-50)
Mar.9: 38 Yuhanna O'na, "Öğretmenim" dedi, "Senin adınla cin kovan birini
gördük, ama bizi izleyenlerden olmadığı için ona engel olmaya çalıştık."
Mar.9: 39 "Ona engel olmayın!" dedi İsa. "Çünkü benim adımla mucize yapıp da
ardından beni kötüleyecek kimse yoktur.
Mar.9: 40 Bize karşı olmayan, bizden yanadır.
Mar.9: 41 Size doğrusunu söyleyeyim, Mesih'e ait olduğunuz için sizlere bir
bardak su veren ödülsüz kalmayacaktır."
Birini Günaha Sokmanın Cezası
(Mat.18:6-9; Luk.17:1-2)
Mar.9: 42 "Kim bana iman eden bu küçüklerden birini günaha düşürürse,
boynuna kocamanbir değirmen taşı geçirilip denize atılması kendisi için daha
iyi olur.
Mar.9: 43-44 Eğer elin günah işlemene neden olursa, onu kes. Tek elle yaşama
kavuşman, iki elle sönmez ateşe, cehenneme gitmenden iyidir.
Mar.9: 45-46 Eğer ayağın günah işlemene neden olursa, onu kes. Tek ayakla
yaşama kavuşman, iki ayakla cehenneme atılmandan iyidir.
Mar.9: 47 Eğer gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Tanrı'nın
Egemenliği'ne tek gözle girmen, iki gözle cehenneme atılmandan iyidir.
Mar.9: 48 'Oradakileri kemiren kurt ölmez, Yakan ateş sönmez.'*fx*
Mar.9: 49 Çünkü herkes ateşle tuzlanacaktır.
Mar.9: 50 Tuz yararlıdır. Ama tuz tuzluluğunu yitirirse, bir daha ona nasıl
tat verebilirsiniz? İçinizde tuz olsun ve birbirinizle barış içinde
yaşayın!"
BÖLÜM 10
Boşanmayla İlgili Soru
(Mat.19:1-12; Luk.16:18)
Mar.10: 1 İsa oradan ayrılıp Yahudiye'nin* Şeria Irmağı'nın karşı
yakasındaki topraklarına geçti. Çevresinde yine kalabalıklar toplanmıştı;
her zamanki gibi onlara öğretiyordu.
Mar.10: 2 Yanına gelen bazı Ferisiler O'nu denemek amacıyla, "Bir erkeğin,
karısını boşaması Kutsal Yasa'ya uygun mudur?" diye sordular.
Mar.10: 3 İsa karşılık olarak, "Musa size ne buyurdu?" dedi.
Mar.10: 4 Onlar, "Musa, erkeğin bir boşanma belgesi yazarak karısını
boşamasına izin vermiştir" dediler.
Mar.10: 5 İsa onlara, "İnatçı olduğunuz için Musa bu buyruğu yazdı" dedi.
Mar.10: 6 "Tanrı, yaratılışın başlangıcından 'İnsanları erkek ve dişi olarak
yarattı.'
Mar.10: 7-8 'Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak,
ikisi tek beden olacak.' Şöyle ki, onlar artık iki değil, tek bedendir.
Mar.10: 9 O halde Tanrı'nın birleştirdiğini insan ayırmasın."
Mar.10: 10 Öğrencileri evde O'na yine bu konuyla ilgili bazı sorular
sordular.
Mar.10: 11 İsa onlara, "Karısını boşayıp başkasıyla evlenen, karısına karşı
zina etmiş olur" dedi.
Mar.10: 12 "Kocasını boşayıp başkasıyla evlenen kadın da zina etmiş olur."
İsa Küçük Çocukları Kutsuyor
(Mat.19:13-15; Luk.18:15-17)
Mar.10: 13 Bu arada bazıları küçük çocukları İsa'nın yanına getiriyor,
onlara dokunmasını istiyorlardı. Ne var ki, öğrenciler onları azarladılar.
Mar.10: 14 İsa bunu görünce kızdı. Öğrencilerine, "Bırakın, çocuklar bana
gelsin" dedi. "Onlara engel olmayın! Çünkü Tanrı'nın Egemenliği
böylelerinindir.
Mar.10: 15 Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği'ni bir çocuk gibi
kabul etmeyen, bu egemenliğe asla giremez."
Mar.10: 16 Çocukları kucağına aldı, ellerini üzerlerine koyup onları
kutsadı.
Zenginlik ve Sonsuz Yaşam
(Mat.19:16-30; Luk.18:18-30)
Mar.10: 17 İsa yola çıkarken, biri koşarak yanına geldi. Önünde diz çöküp
O'na, "İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?" diye
sordu.
Mar.10: 18 İsa, "Bana neden iyi diyorsun?" dedi. "İyi olan yalnız biri var,
O da Tanrı'dır.
Mar.10: 19 O'nun buyruklarını biliyorsun: 'Adam öldürmeyeceksin, zina
etmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan yere tanıklık etmeyeceksin, kimsenin
hakkını yemeyeceksin, annene babana saygı göstereceksin.'"
Mar.10: 20 Adam, "Öğretmenim, bunların hepsini gençliğimden beri yerine
getiriyorum dedi.
Mar.10: 21 Ona sevgiyle bakan İsa, "Bir eksiğin var" dedi. "Git neyin varsa
sat, parasını yoksullara ver; böylece gökte hazinen olur. Sonra gel, beni
izle."
Mar.10: 22 Bu sözler üzerine adamın yüzü asıldı, üzüntü içinde oradan
uzaklaştı. Çünkü çok malı vardı.
Mar.10: 23 İsa çevresine göz gezdirdikten sonra öğrencilerine, "Varlıklı
kişilerin Tanrı Egemenliği'ne girmesi ne güç olacak!" dedi.
Mar.10: 24 Öğrenciler O'nun sözlerine şaştılar. Ama İsa onlara yine,
"Çocuklar" dedi, "Tanrı'nın Egemenliği'ne girmek ne güçtür!
Mar.10: 25 Devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliği'ne
girmesinden daha kolaydır."
Mar.10: 26 Öğrenciler büsbütün şaşırmışlardı. Birbirlerine, "Öyleyse kim
kurtulabilir?" diyorlardı.
Mar.10: 27 İsa onlara bakarak, "İnsanlar için bu imkânsız, ama Tanrı için
değil. Tanrı için her şey mümkündür" dedi.
Mar.10: 28 Petrus O'na, "Bak, biz her şeyi bırakıp senin ardından geldik"
demeye başladı.
Mar.10: 29-30 "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi İsa, "Benim ve Müjde'nin
uğruna evini,kardeşlerini, anne ya da babasını, çocuklarını ya da
topraklarını bırakıp da şimdi, bu çağda çekeceği zulümlerle birlikte yüz kat
daha fazla eve, kardeşe, anneye, çocuğa, toprağa ve gelecek çağda sonsuz
yaşama kavuşmayacak hiç kimse yoktur.
Mar.10: 31 Ne var ki, birincilerin birçoğu sonuncu, sonuncuların birçoğu da
birinci olacak."
İsa Ölüp Dirileceğini Üçüncü Kez Bildiriyor
(Mat.20:17-19; Luk.18:31-34)
Mar.10: 32-33 Yola çıkmış Yeruşalim'e gidiyorlardı. İsa önlerinde yürüyordu.
Öğrencileri şaşkınlık içindeydi, ardından gelenler ise korkuyorlardı. İsa
Onikiler'i* yine bir yana çekip kendi başına gelecekleri anlatmaya başladı:
"Şimdi Yeruşalim'e gidiyoruz" dedi. "İnsanoğlu*, başkâhinlerin ve din
bilginlerinin eline teslim edilecek. Onlar da O'nu ölüm cezasına çarptıracak
ve öteki uluslara teslim edecekler.
Mar.10: 34 O'nunla alay edecek, üzerine tükürecek ve O'nu kamçılayıp
öldürecekler. Ne var ki O, üç gün sonra dirilecek."
Yakup'la Yuhanna'nın Dileği
(Mat.20:20-28)
Mar.10: 35 Zebedi'nin oğulları Yakup ile Yuhanna İsa'ya yaklaşıp,
"Öğretmenimiz, bir dileğimiz var, bunu yapmanı istiyoruz" dediler.
Mar.10: 36 İsa onlara, "Sizin için ne yapmamı istiyorsunuz?" diye sordu.
Mar.10: 37 "Sen yüceliğine kavuşunca birimize sağında, ötekimize de solunda
oturma ayrıcalığını ver" dediler.
Mar.10: 38 "Siz ne dilediğinizi bilmiyorsunuz" dedi İsa. "Benim içeceğim
kâseden siz içebilir misiniz? Benim vaftiz olacağım gibi siz de vaftiz
olabilir misiniz?"*fx*
Mar.10: 39-40 "Evet, olabiliriz" dediler. İsa onlara, "Benim içeceğim
kâseden siz de içeceksiniz, benim vaftiz olacağım gibi siz de vaftiz
olacaksınız" dedi. "Ama sağımda ya da solumda oturmanıza izin vermek benim
elimde değil. Bu yerler belirli kişiler için hazırlanmıştır."
Mar.10: 41 Bunu işiten on öğrenci Yakup'la Yuhanna'ya kızmaya başladılar.
Mar.10: 42 İsa onları yanına çağırıp şöyle dedi: "Bilirsiniz ki, ulusların
önderleri sayılanlar, onlara egemen kesilir, ileri gelenleri de onlara
ağırlıklarını hissettirirler.
Mar.10: 43 Sizin aranızda böyle olmayacak. Aranızda büyük olmak isteyen,
ötekilerin hizmetkârı olsun.
Mar.10: 44 Aranızda birinci olmak isteyen, hepinizin kulu olsun.
Mar.10: 45 Çünkü İnsanoğlu bile hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve
canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi."
Kör Bartimay'ın Gözleri Açılıyor
(Mat.20:29-34; Luk.18:35-43)
Mar.10: 46 Sonra Eriha'ya geldiler. İsa, öğrencileri ve büyük bir
kalabalıkla birlikte Eriha'dan ayrılırken, Timay oğlu Bartimay adında kör
bir dilenci yol kenarında oturuyordu
.
Mar.10: 47 Nasıralı İsa'nın orada olduğunu duyunca, "Ey Davut Oğlu İsa,
halime acı!" diye bağırmaya başladı.
Mar.10: 48 Birçok kimse onu azarlayarak susturmak istediyse de o, "Ey Davut
Oğlu, halime acı!" diyerek daha çok bağırdı.
Mar.10: 49 İsa durdu, "Çağırın onu" dedi.
Kör adama seslenerek, "Ne mutlu sana! Kalk, seni çağırıyor!" dediler.
Mar.10: 50 Adam abasını üstünden atarak ayağa fırladı ve İsa'nın yanına
geldi.
Mar.10: 51 İsa, "Senin için ne yapmamı istiyorsun?" diye sordu.
Kör adam, "Rabbuni*fx*, gözlerim görsün" dedi.
Mar.10: 52 İsa, "Gidebilirsin, imanın seni kurtardı" dedi. Adam o anda
yeniden görmeyebaşladı ve yol boyunca İsa'nın ardından gitti.
BÖLÜM 11
İsa'nın Yeruşalim'e Girişi
(Mat.21:1-11; Luk.19:28-40; Yu.12:12-19)
Mar.11: 1-2 Yeruşalim'e yaklaşıp Zeytin Dağı'nın yamacındaki Beytfaci ile
Beytanya'ya geldiklerinde İsa iki öğrencisini önden gönderdi. Onlara,
"Karşınızdaki köye gidin" dedi, "Köye girer girmez, üzerine daha hiç
kimsenin binmediği, bağlı duran bir sıpa bulacaksınız. Onu çözüp bana
getirin.
Mar.11: 3 Biri size, 'Bunu niye yapıyorsunuz?' derse, 'Rab'bin ona ihtiyacı
var, hemen geri gönderecek' dersiniz."
Mar.11: 4 Gittiler ve yol üzerinde, bir evin sokak kapısının yanında bağlı
buldukları sıpayı çözdüler.
Mar.11: 5 Orada duranlardan bazıları, "Sıpayı ne diye çözüyorsunuz?"
dediler.
Mar.11: 6 Öğrenciler İsa'nın kendilerine söylediklerini tekrarlayınca,
adamlar onları rahat bıraktı.
Mar.11: 7 Sıpayı İsa'ya getirip üzerine kendi giysilerini yaydılar. İsa
sıpaya bindi.
Mar.11: 8 Birçokları giysilerini, bazıları da çevredeki ağaçlardan
kestikleri dalları yola serdiler.
Mar.11: 9 Önden gidenler ve arkadan gelenler şöyle bağırıyorlardı:
"Hozana*! Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun!
Mar.11: 10 Atamız Davut'un yaklaşan egemenliği kutlu olsun! En yücelerde
hozana!"
Mar.11: 11 İsa Yeruşalim'e varınca tapınağa gitti, her tarafı gözden
geçirdi. Sonra vakit ilerlemiş olduğundan Onikiler'le* birlikte Beytanya'ya
döndü.
Meyvesiz İncir Ağacı
(Mat.21:18-19)
Mar.11: 12 Ertesi gün Beytanya'dan çıktıklarında İsa acıkmıştı.
Mar.11: 13 Uzakta, yapraklanmış bir incir ağacı görünce belki incir bulurum
diye yaklaştı. Ağacın yanına vardığında yapraktan başka bir şey bulamadı.
Çünkü incir mevsimi değildi.
Mar.11: 14 İsa ağaca, "Artık sonsuza dek senden kimse meyve yiyemesin!"
dedi. Öğrencileri de bunu duydular.
İsa Satıcıları Tapınaktan Kovuyor
(Mat.21:12-17; Luk.19:45-48; Yu.2:13-22)
Mar.11: 15 Oradan Yeruşalim'e geldiler. İsa tapınağın avlusuna girerek
oradaki alıcı ve satıcıları dışarı kovdu. Para bozanların* masalarını,
güvercin satanların
sehpalarını devirdi.
Mar.11: 16 Yük taşıyan hiç kimsenin tapınağın avlusundan geçmesine izin
vermedi.
Mar.11: 17 Halka öğretirken şunları söyledi: "'Evime, bütün ulusların dua
evi denecek' diye yazılmamış mı? Ama siz onu haydut inine çevirdiniz."
Mar.11: 18 Başkâhinler ve din bilginleri bunu duyunca İsa'yı yok etmek için
bir yol aramaya başladılar. O'ndan korkuyorlardı. Çünkü bütün halk O'nun
öğretisine hayrandı.
Mar.11: 19 Akşam olunca İsa'yla öğrencileri kentten ayrıldı.
İncir Ağacından Alınacak Ders
(Mat.21:20-22)
Mar.11: 20 Sabah erkenden incir ağacının yanından geçerlerken, ağacın kökten
kurumuş olduğunu gördüler.
Mar.11: 21 Olayı hatırlayan Petrus, "Rabbî*, bak! Lanetlediğin incir ağacı
kurumuş!" dedi.
Mar.11: 22 İsa onlara şöyle karşılık verdi: "Tanrı'ya iman edin.
Mar.11: 23 Size doğrusunu söyleyeyim, kim şu dağa, 'Kalk, denize atıl!' der
ve
yüreğinde kuşku duymadan dediğinin olacağına inanırsa, dileği yerine
gelecektir.
Mar.11: 24 Bunun için size diyorum ki, duayla dilediğiniz her şeyi daha
şimdiden almış olduğunuza inanın, dileğiniz yerine gelecektir.
Mar.11: 25-26 Kalkıp dua ettiğiniz zaman, birine karşı bir şikâyetiniz varsa
onu bağışlayın ki, göklerdeki Babanız da sizin suçlarınızı bağışlasın."*fx*
İsa'nın Yetkisi
(Mat.21:23-27; Luk.20:1-8)
Mar.11: 27-28 Yine Yeruşalim'e geldiler. İsa tapınakta gezinirken
başkâhinler, din bilginleri* ve ileri gelenler O'nun yanına gelip, "Bunları
hangi yetkiyle yapıyorsun, bunları yapma yetkisini sana kim verdi?" diye
sordular.
Mar.11: 29 İsa da onlara, "Size bir soru soracağım" dedi. "Bana yanıt verin,
ben de size bunları hangi yetkiyle yaptığımı söylerim.
Mar.11: 30 Yahya'nın vaftiz etme yetkisi Tanrı'dan*fx* mıydı, insanlardan
mı? Yanıt verin bana."
Mar.11: 31 Bunu aralarında şöyle tartışmaya başladılar: "'Tanrı'dan' dersek,
'Öyleyse ona niçin inanmadınız?' diyecek.
Mar.11: 32 Yok eğer 'İnsanlardan' dersek..." Halkın tepkisinden
korkuyorlardı. Çünkü herkes Yahya'yı gerçekten peygamber sayıyordu.
Mar.11: 33 İsa'ya, "Bilmiyoruz" diye yanıt verdiler. İsa da onlara, "Ben de
size bunları hangi yetkiyle yaptığımı söylemeyeceğim" dedi.
BÖLÜM 12
Bağ Kiracıları Benzetmesi
(Mat.21:33-46; Luk.20:9-19)
Mar.12: 1 İsa onlara benzetmelerle konuşmaya başladı. "Adamın biri bağ
dikti, çevresini çitle çevirdi, üzüm sıkmak için bir çukur kazdı, bir de
bekçi kulesi yaptı. Sonra bağı bağcılara kiralayıp yolculuğa çıktı.
Mar.12: 2 Mevsimi gelince bağın ürününden payına düşeni almak üzere
bağcılara bir köle yolladı.
Mar.12: 3 Bağcılar köleyi yakalayıp dövdü ve eli boş gönderdi.
Mar.12: 4 Bağ sahibi bu kez onlara başka bir köle yolladı. Onu da başından
yaralayıp aşağıladılar.
Mar.12: 5 Birini daha yolladı, onu öldürdüler. Daha birçok köle yolladı.
Kimini dövüp kimini öldürdüler.
Mar.12: 6 "Bağ sahibinin yanında tek kişi kaldı, o da sevgili oğluydu.
'Oğlumu sayarlar' diyerek bağcılara en son onu yolladı.
Mar.12: 7 "Ama bağcılar birbirlerine, 'Mirasçı budur, gelin onu öldürelim,
miras bizim olur' dediler.
Mar.12: 8 Böylece onu yakaladılar, öldürüp bağdan dışarı attılar.
Mar.12: 9 "Bu durumda bağın sahibi ne yapacak? Gelip bağcıları yok edecek,
bağı da başkalarına verecek.
Mar.12: 10-11 Şu Kutsal Yazı'yı okumadınız mı?'Yapıcıların reddettiği taş,
İşte köşenin baş taşı oldu. Rab'bin işidir bu, Gözümüzde harika bir iş!'"
Mar.12: 12 İsa'nın bu benzetmede kendilerinden söz ettiğini anlayan Yahudi
önderler O'nu tutuklamak istediler; ama halkın tepkisinden korktukları için
O'nu bırakıp gittiler.
Sezar'ın Hakkı Sezar'a
(Mat.22:15-22; Luk.20:20-26)
Mar.12: 13 Daha sonra İsa'yı söyleyeceği sözlerle tuzağa düşürmek amacıyla
Ferisiler'den ve Hirodes yanlılarından bazılarını O'na gönderdiler.
Mar.12: 14 Bunlar gelip İsa'ya, "Öğretmenimiz" dediler, "Senin dürüst biri
olduğunu, kimseyi kayırmadan, insanlar arasında ayrım yapmadan Tanrı yolunu
dürüstçe öğrettiğini biliyoruz. Sezar'a* vergi vermek Kutsal Yasa'ya uygun
mu, değil mi? Verelim mi, vermeyelim mi?"
Mar.12: 15 Onların ikiyüzlülüğünü bilen İsa şöyle dedi: "Beni neden
deniyorsunuz? Bana bir dinar getirin bakayım."
Mar.12: 16 Parayı getirdiler. İsa, "Bu resim, bu yazı kimin?" diye sordu.
"Sezar'ın" dediler.
Mar.12: 17 İsa da, "Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya
verin" dedi. İsa'nın sözlerine şaşakaldılar.
Dirilişle İlgili Soru
(Mat.22:23-33; Luk.20:27-40)
Mar.12: 18-19 Ölümden sonra diriliş olmadığını söyleyen Sadukiler İsa'ya
gelip şunu sordular: "Öğretmenimiz, Musa yazılarında bize şöyle buyurmuştur:
'Eğer bir adam ölür, geride bir dul bırakır, ama çocuk bırakmazsa, kardeşi
onun karısını alıp soyunu sürdürsün.'
Mar.12: 20 Yedi kardeş vardı. Birincisi evlendi ve çocuk bırakmadan öldü.
Mar.12: 21 İkincisi aynı kadını aldı, o da çocuk sahibi olmadan öldü.
Üçüncüsüne de öyle oldu.
Mar.12: 22 Yedisi de çocuksuz öldü. Hepsinden sonra kadın da öldü.
Mar.12: 23 Diriliş günü, ölümden dirildiklerinde kadın bunlardan hangisinin
karısı olacak? Çünkü yedisi de onunla evlendi."
Mar.12: 24 İsa onlara şöyle karşılık verdi: "Ne Kutsal Yazılar'ı ne de
Tanrı'nın gücünü biliyorsunuz. Yanılmanızın nedeni de bu değil mi?
Mar.12: 25 İnsanlar ölümden dirilince ne evlenir ne evlendirilir, göklerdeki
melekler gibidirler.
Mar.12: 26 Ölülerin dirilmesi konusuna gelince, Musa'nın Kitabı'nda,
alevlenen çalıyla ilgili bölümde Tanrı'nın Musa'ya söylediklerini okumadınız
mı? 'Ben İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un Tanrısı'yım'
diyor.
Mar.12: 27 Tanrı ölülerin değil, dirilerin Tanrısı'dır. Siz büyük bir
yanılgı içindesiniz."
En Büyük Buyruk
(Mat.22:34-40; Luk.10:25-28)
Mar.12: 28 Onların tartışmalarını dinleyen ve İsa'nın onlara güzel yanıt
verdiğini gören bir din bilgini* yaklaşıp O'na, "Buyrukların en önemlisi
hangisidir?" diye sordu.
Mar.12: 29 İsa şöyle karşılık verdi: "En önemlisi şudur: 'Dinle, ey İsrail!
Tanrımız Rab tek Rab'dir.
Mar.12: 30 Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve
bütün gücünle seveceksin.'
Mar.12: 31 İkincisi de şudur: 'Komşunu kendin gibi seveceksin.' Bunlardan
daha büyük buyruk yoktur."
Mar.12: 32 Din bilgini İsa'ya, "İyi söyledin, öğretmenim" dedi. "'Tanrı
tektir ve O'ndan başkası yoktur' demekle doğruyu söyledin.
Mar.12: 33 İnsanın Tanrı'yı bütün yüreğiyle, bütün anlayışıyla ve bütün
gücüyle sevmesi, komşusunu da kendi gibi sevmesi, bütün yakmalık sunulardan*
ve kurbanlardan daha önemlidir."
Mar.12: 34 İsa onun akıllıca yanıt verdiğini görünce, "Sen Tanrı'nın
Egemenliği'nden uzak değilsin" dedi. Bundan sonra kimse O'na soru sormaya
cesaret edemedi.
Mesih Kimin Oğlu?
(Mat.22:41-46; Luk.20:41-44)
Mar.12: 35 İsa tapınakta öğretirken şunu sordu: "Nasıl oluyor da din
bilginleri, 'Mesih*, Davut'un Oğlu'dur' diyorlar?
Mar.12: 36 Davut'un kendisi, Kutsal Ruh'tan esinlenerek şöyle demişti: Rab
Rabbim'e dedi ki, Ben düşmanlarını Ayaklarının altına serinceye dek Sağımda
otur.'
Mar.12: 37 Davut'un kendisi O'ndan Rab diye söz ettiğine göre, O nasıl
Davut'un Oğlu olur?" Oradaki büyük kalabalık O'nu zevkle dinliyordu.
İsa İkiyüzlü Din Bilginlerini Kınıyor
(Mat.23:1-36; Luk.20:45-47)
Mar.12: 38-39 İsa öğretirken şöyle dedi: "Uzun kaftanlar içinde dolaşmaktan,
meydanlarda selamlanmaktan, havralarda en seçkin yerlere ve şölenlerde
başköşelere kurulmaktan hoşlanan din bilginlerinden sakının.
Mar.12: 40 Dul kadınların malını mülkünü sömüren, gösteriş için uzun uzun
dua eden bu kişilerin cezası daha ağır olacaktır."
Dul Kadının Bağışı
(Luk.21:1-4)
Mar.12: 41 İsa tapınakta bağış toplanan yerin karşısında oturmuş, kutulara
para atan halkı seyrediyordu. Birçok zengin kişi kutuya bol para attı.
Mar.12: 42 Yoksul bir dul kadın da geldi, birkaç kuruş değerinde iki bakır
para*fx* attı.
Mar.12: 43 İsa öğrencilerini yanına çağırarak, "Size doğrusunu söyleyeyim"
dedi, "Bu yoksul dul kadın kutuya herkesten daha çok para attı.
Mar.12: 44 Çünkü ötekilerin hepsi, zenginliklerinden artanı attılar. Bu
kadın ise yoksulluğuna karşın, varını yoğunu, geçinmek için elinde ne varsa,
tümünü verdi."
BÖLÜM 13
Sonun Belirtileri
(Mat.24:1-28; Luk.21:5-24)
Mar.13: 1 İsa tapınaktan çıkarken öğrencilerinden biri O'na, "Öğretmenim"
dedi, "Şu güzel taşlara, şu görkemli yapılara bak!"
Mar.13: 2 İsa ona, "Bu büyük yapıları görüyor musun? Burada taş üstünde taş
kalmayacak, hepsi yıkılacak!" dedi.
Mar.13: 3-4 İsa, Zeytin Dağı'nda, tapınağın karşısında otururken Petrus,
Yakup, Yuhanna ve Andreas özel olarak kendisine şunu sordular: "Söyle bize,
bu dediklerin ne zaman olacak, bütün bunların gerçekleşmek üzere olduğunu
gösteren belirti ne olacak?"
Mar.13: 5 İsa onlara anlatmaya başladı: "Sakın kimse sizi saptırmasın" dedi.
Mar.13: 6 "Birçokları, 'Ben O'yum' diyerek benim adımla gelip birçok kişiyi
saptıracaklar.
Mar.13: 7 Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyunca korkmayın. Bunların
olması gerek,ama bu daha son demek değildir.
Mar.13: 8 Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer depremler,
kıtlıklar olacak. Bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır.
Mar.13: 9 "Ama siz kendinize dikkat edin! İnsanlar sizi mahkemelere verecek,
havralarda dövecekler. Benden ötürü valilerin, kralların önüne çıkarılacak,
böylece onlara tanıklık edeceksiniz.
Mar.13: 10 Ne var ki, önce Müjde'nin bütün uluslara duyurulması gerekir.
Mar.13: 11 Sizi tutuklayıp mahkemeye verdiklerinde, 'Ne söyleyeceğiz?' diye
önceden kaygılanmayın. O anda size ne esinlenirse onu söyleyin. Çünkü
konuşan siz değil, Kutsal Ruh olacak.
Mar.13: 12 Kardeş kardeşi, baba çocuğunu ölüme teslim edecek. Çocuklar anne
babalarına başkaldırıp onları öldürtecek.
Mar.13: 13 Benim adımdan ötürü herkes sizden nefret edecek. Ama sonuna kadar
dayanan kurtulacaktır.
Mar.13: 14 "Yıkıcı iğrenç şeyin*, bulunmaması gereken yerde dikildiğini
gördüğünüz zaman -okuyan anlasın- Yahudiye'de bulunanlar dağlara kaçsın.
Mar.13: 15 Damda olan, evinden bir şey almak için aşağı inmesin, içeri
girmesin.
Mar.13: 16 Tarlada olan, abasını almak için geri dönmesin.
Mar.13: 17 O günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline!
Mar.13: 18 Dua edin ki, kaçışınız kışa rastlamasın.
Mar.13: 19 Çünkü o günlerde öyle bir sıkıntı olacak ki, Tanrı'nın var ettiği
yaratılışın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, bundan sonra da
olmayacaktır.
Mar.13: 20 Rab o günleri kısaltmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama
Rab, seçilmiş olanlar, kendi seçtiği kişiler uğruna o günleri kısaltmıştır.
Mar.13: 21 Eğer o zaman biri size, 'İşte Mesih* burada', ya da, 'İşte
şurada' derse, inanmayın.
Mar.13: 22 Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar,
belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse seçilmiş
olanları saptıracaklar.
Mar.13: 23 Ama siz dikkatli olun. İşte size her şeyi önceden söylüyorum."
Mesih'in Tekrar Gelişi
(Mat.24:29-35; Luk.21:25-33)
Mar.13: 24-25 "Ama o günlerde, o sıkıntıdan sonra, 'Güneş kararacak, Ay ışık
vermez olacak, Yıldızlar gökten düşecek, Göksel güçler sarsılacak.'
Mar.13: 26 "O zaman İnsanoğlu'nun* bulutlar içinde büyük güç ve görkemle
geldiğini görecekler.
Mar.13: 27 İnsanoğlu o zaman meleklerini gönderecek, seçtiklerini yeryüzünün
bir ucundan göğün öbür ucuna dek, dünyanın dört bucağından toplayacak.
Mar.13: 28 "İncir ağacından ders alın. Dalları filizlenip yaprakları
sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız.
Mar.13: 29 Aynı şekilde, bu olayların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki
İnsanoğlu yakındır, kapıdadır.
Mar.13: 30 Size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar olmadan bu kuşak*fx*
ortadan kalkmayacak.
Mar.13: 31 Yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan
kalkmayacaktır."
Bilinmeyen Gün ve Saat
(Mat.24:36-44)
Mar.13: 32 "O günü ve o saati, ne gökteki melekler, ne de Oğul bilir;
Baba'dan başka kimse bilmez.
Mar.13: 33 Dikkat edin, uyanık kalın, dua edin. Çünkü o anın ne zaman
geleceğini bilemezsiniz.
Mar.13: 34 Bu, yolculuğa çıkan bir adamın durumuna benzer. Evinden
ayrılırken kölelerine yetki ve görev verir, kapıdaki nöbetçiye de uyanık
kalmasını buyurur.
Mar.13: 35 Siz de uyanık kalın. Çünkü ev sahibi ne zaman gelecek, akşam mı,
gece yarısı mı, horoz öttüğünde mi, sabaha doğru mu, bilemezsiniz.
Mar.13: 36 Ansızın gelip sizi uykuda bulmasın!
Mar.13: 37 Size söylediklerimi herkese söylüyorum; uyanık kalın!"
BÖLÜM 14
İsa'nın Ölümü Yaklaşıyor
(Mat.26:1-16; Luk.22:1-6; Yu.11:45-53)
Mar.14: 1 Fısıh ve Mayasız Ekmek Bayramı'na* iki gün kalmıştı. Başkâhinlerle
din bilginleri İsa'yı hileyle tutuklayıp öldürmenin bir yolunu arıyorlardı.
Mar.14: 2 "Bayramda olmasın, yoksa halk arasında kargaşalık çıkar"
diyorlardı.
Mar.14: 3 İsa Beytanya'da cüzamlı* Simun'un evinde sofrada otururken yanına
bir kadın geldi. Kadın kaymaktaşından bir kap içinde çok değerli, saf
hintsümbülü yağı getirmişti. Kabı kırarak yağı O'nun başına döktü.
Mar.14: 4-5 Bazıları buna kızdılar; birbirlerine, "Bu yağ niçin böyle boş
yere harcandı? Üç yüz dinardan fazlaya satılabilir, parası yoksullara
verilebilirdi" diyerek kadını azarlamaya başladılar.
Mar.14: 6 "Kadını rahat bırakın" dedi İsa. "Neden üzüyorsunuz onu? Benim
için güzel bir şey yaptı.
Mar.14: 7 Yoksullar her zaman aranızdadır, dilediğiniz anda onlara yardım
edebilirsiniz; ama ben her zaman aranızda olmayacağım.
Mar.14: 8 Kadın elinden geleni yaptı, beni gömülmeye hazırlamak üzere daha
şimdiden bedenimi yağladı.
Mar.14: 9 Size doğrusunu söyleyeyim, Müjde dünyanın neresinde duyurulursa,
bu kadının yaptığı da onun anılması için anlatılacak."
Mar.14: 10 Bu arada Onikiler'den* biri olan Yahuda İskariot, İsa'yı ele
vermek amacıyla başkâhinlerin yanına gitti.
Mar.14: 11 Onlar bunu işitince sevindiler, Yahuda'ya para vermeyi vaat
ettiler. O da İsa'yı ele vermek için fırsat kollamaya başladı.
Fısıh Yemeği
(Mat.26:17-30; Luk.22:7-23; Yu.13:21-30)
Mar.14: 12 Fısıh* kurbanının kesildiği Mayasız Ekmek Bayramı'nın* ilk günü
öğrencileri İsa'ya, "Fısıh yemeğini yemen için nereye gidip hazırlık
yapmamızı istersin?" diye sordular.
Mar.14: 13 O da öğrencilerinden ikisini şu sözlerle önden gönderdi: "Kente
gidin, orada su testisi taşıyan bir adam çıkacak karşınıza. Onu izleyin.
Mar.14: 14 Adamın gideceği evin sahibine şöyle deyin: 'Öğretmen,
öğrencilerimle birlikte Fısıh yemeğini yiyeceğim konuk odası nerede? diye
soruyor.'
Mar.14: 15 Ev sahibi size üst katta döşenmiş, hazır büyük bir oda
gösterecek. Orada bizim için hazırlık yapın."
Mar.14: 16 Öğrenciler yola çıkıp kente gittiler. Her şeyi, İsa'nın
kendilerine söylediği gibi buldular ve Fısıh yemeği için hazırlık yaptılar.
Mar.14: 17 Akşam olunca İsa Onikiler'le* birlikte geldi.
Mar.14: 18 Sofraya oturmuş yemek yerlerken İsa, "Size doğrusunu söyleyeyim"
dedi, "Sizden biri, benimle yemek yiyen biri bana ihanet edecek."
Mar.14: 19 Onlar da kederlenerek birer birer kendisine, "Beni demek
istemedin ya?" diye sormaya başladılar.
Mar.14: 20 İsa onlara, "Onikiler'den biridir, ekmeğini benimle birlikte
sahana batırandır" dedi.
Mar.14: 21 "Evet, İnsanoğlu* kendisi için yazılmış olduğu gibi gidiyor, ama
İnsanoğlu'na ihanet edenin vay haline! O adam hiç doğmamış olsaydı, kendisi
için daha iyi olurdu."
Mar.14: 22 İsa yemek sırasında eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve,
"Alın, bu benim bedenimdir" diyerek öğrencilerine verdi.
Mar.14: 23 Sonra bir kâse alıp şükretti ve bunu öğrencilerine verdi. Hepsi
bundan içti.
Mar.14: 24 "Bu benim kanım" dedi İsa, "Birçokları uğruna akıtılan antlaşma
kanıdır.
Mar.14: 25 Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği'nde tazesini
içeceğim o güne dek, asmanın ürününden bir daha içmeyeceğim."
Mar.14: 26 İlahi söyledikten sonra dışarı çıkıp Zeytin Dağı'na doğru
gittiler.
Petrus'un İnkârı Önceden Bildiriliyor
(Mat.26:31-35; Luk.22:31-34; Yu.13:36-38)
Mar.14: 27 Bu arada İsa öğrencilerine, "Hepiniz sendeleyip düşeceksiniz"
dedi. "Çünkü şöyle yazılmıştır: 'Çobanı vuracağım, Koyunlar darmadağın
olacak.'
Mar.14: 28 Ama ben dirildikten sonra sizden önce Celile'ye gideceğim."
Mar.14: 29 Petrus O'na, "Herkes sendeleyip düşse bile ben düşmem" dedi.
Mar.14: 30 "Sana doğrusunu söyleyeyim" dedi İsa, "Bugün, bu gece, horoz iki
kez ötmeden sen beni üç kez inkâr edeceksin."
Mar.14: 31 Ama Petrus üsteleyerek, "Seninle birlikte ölmem gerekse bile seni
asla inkâr etmem" dedi. Öğrencilerin hepsi de aynı şeyi söyledi.
Getsemani Bahçesinde
(Mat.26:36-46; Luk.22:39-46)
Mar.14: 32 Sonra Getsemani denilen yere geldiler. İsa öğrencilerine, "Ben
dua ederken siz burada oturun" dedi.
Mar.14: 33 Petrus'u, Yakup'u ve Yuhanna'yı yanına aldı. Hüzünlenmeye ve ağır
bir sıkıntı duymaya başlamıştı.
Mar.14: 34 Onlara, "Ölesiye kederliyim" dedi. "Burada kalın, uyanık durun."
Mar.14: 35 Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp dua etmeye başladı.
"Mümkünse o saati yaşamayayım" dedi.
Mar.14: 36 "Abba*fx*, Baba, senin için her şey mümkün, bu kâseyi* benden
uzaklaştır.*fx* Ama benim değil, senin istediğin olsun."
Mar.14: 37 Öğrencilerinin yanına döndüğünde onları uyumuş buldu. Petrus'a,
"Simun" dedi, "Uyuyor musun? Bir saat uyanık kalamadın mı?
Mar.14: 38 Uyanık durup dua edin ki, ayartılmayasınız. Ruh isteklidir, ama
beden güçsüzdür."
Mar.14: 39 Yine uzaklaştı, aynı sözleri tekrarlayarak dua etti.
Mar.14: 40 Geri geldiğinde öğrencilerini yine uyumuş buldu. Onların göz
kapaklarına ağırlık çökmüştü. İsa'ya ne diyeceklerini bilemiyorlardı.
Mar.14: 41 İsa üçüncü kez yanlarına döndü, "Hâlâ uyuyor, dinleniyor
musunuz?" dedi. "Yeter! Saat geldi. İşte İnsanoğlu* günahkârların eline
veriliyor.
Mar.14: 42 Kalkın, gidelim. İşte bana ihanet eden geldi!"
İsa Tutuklanıyor
(Mat.26:47-56; Luk.22:47-53; Yu.18:3-12)
Mar.14: 43 Tam o anda, İsa daha konuşurken, Onikiler'den* biri olan Yahuda
çıkageldi. Yanında başkâhinler, din bilginleri ve ileri gelenler tarafından
gönderilmiş kılıçlı sopalı bir kalabalık vardı.
Mar.14: 44 İsa'ya ihanet eden Yahuda, "Kimi öpersem, İsa O'dur. O'nu
tutuklayın, güvenlik altına alıp götürün" diye onlarla sözleşmişti.
Mar.14: 45 Gelir gelmez İsa'ya yaklaştı, "Rabbî*" diyerek O'nu öptü.
Mar.14: 46 Onlar da İsa'yı yakalayıp tutukladılar.
Mar.14: 47 İsa'nın yanında bulunanlardan biri kılıcını çekti, başkâhinin
kölesine vurup kulağını uçurdu.
Mar.14: 48 İsa onlara, "Niçin bir haydutmuşum gibi beni kılıç ve sopalarla
yakalamaya geldiniz?" dedi.
Mar.14: 49 "Her gün tapınakta, yanıbaşınızda öğretiyordum, beni
tutuklamadınız. Ama bu, Kutsal Yazılar yerine gelsin diye oldu."
Mar.14: 50 O zaman öğrencilerinin hepsi O'nu bırakıp kaçtı.
Mar.14: 51 İsa'nın ardından sadece keten beze sarınmış bir genç gidiyordu.
Bu genç de yakalandı.
Mar.14: 52 Ama keten bezden sıyrılıp çıplak olarak kaçtı.
İsa Yüksek Kurul'un Önünde
(Mat.26:57-68; Luk.22:54-55,63-71; Yu.18:13-14,19-24)
Mar.14: 53 İsa'yı görevli başkâhine götürdüler. Bütün başkâhinler, ileri
gelenler ve din bilginleri* de orada toplandı.
Mar.14: 54 Petrus, İsa'yı başkâhinin avlusunun içine kadar uzaktan izledi.
Avluda nöbetçilerle birlikte ateşin başında oturup ısınmaya başladı.
Mar.14: 55 Başkâhinler ve Yüksek Kurul'un* öteki üyeleri, İsa'yı ölüm
cezasına çarptırmak için kendisine karşı tanık arıyor, ama bulamıyorlardı.
Mar.14: 56 Birçok kişi O'na karşı yalan yere tanıklık ettiyse de,
tanıklıkları birbirini tutmadı.
Mar.14: 57-58 Bazıları kalkıp O'na karşı yalan yere şöyle tanıklık ettiler:
"Biz O'nun, 'Elle yapılmış bu tapınağı yıkacağım ve üç günde, elle
yapılmamış başka bir tapınak kuracağım' dediğini işittik."
Mar.14: 59 Ama bu noktada bile tanıklıkları birbirini tutmadı.
Mar.14: 60 Sonra başkâhin topluluğun ortasında ayağa kalkarak İsa'ya, "Hiç
yanıt vermeyecek misin? Nedir bunların sana karşı ettiği bu tanıklıklar?"
diye sordu.
Mar.14: 61 Ne var ki, İsa susmaya devam etti, hiç yanıt vermedi. Başkâhin
O'na yeniden, "Yüce Olan'ın*fx* Oğlu Mesih* sen misin?" diye sordu.
Mar.14: 62 İsa, "Benim" dedi. "Ve sizler, İnsanoğlu'nun* Kudretli
Olan'ın*fx* sağında oturduğunu ve göğün bulutlarıyla geldiğini
göreceksiniz."
Mar.14: 63-64 Başkâhin giysilerini yırtarak, "Artık tanıklara ne ihtiyacımız
var?" dedi. "Küfürü işittiniz. Buna ne diyorsunuz?" Hepsi İsa'nın ölüm
cezasını hak ettiğine karar verdiler.
Mar.14: 65 Bazıları O'nun üzerine tükürmeye, gözlerini bağlayarak O'nu
yumruklamaya başladılar. "Haydi, peygamberliğini göster!" diyorlardı.
Nöbetçiler de O'nu aralarına alıp tokatladılar.
Petrus İsa'yı İnkâr Ediyor
(Mat.26:69-75; Luk.22:56-62; Yu.18:15-18,25-27)
Mar.14: 66-67 Petrus aşağıda, avludayken, başkâhinin hizmetçi kızlarından
biri geldi. Isınmakta olan Petrus'u görünce onu dikkatle süzüp, "Sen de
Nasıralı İsa'yla birlikteydin" dedi.
Mar.14: 68 Petrus ise bunu inkâr ederek, "Senin neden söz ettiğini
bilmiyorum, anlamıyorum" dedi ve dışarıya, dış kapının önüne çıktı. Bu arada
horoz öttü.
Mar.14: 69 Hizmetçi kız Petrus'u görünce çevrede duranlara yine, "Bu adam
onlardan biri" demeye başladı.
Mar.14: 70 Petrus tekrar inkâr etti. Çevrede duranlar az sonra Petrus'a
yine, "Gerçekten onlardansın; sen de Celileli'sin" dediler.
Mar.14: 71 Petrus kendine lanet okuyup ant içerek, "Sözünü ettiğiniz o adamı
tanımıyorum" dedi.
Mar.14: 72 Tam o anda horoz ikinci kez öttü. Petrus, İsa'nın kendisine,
"Horoz iki kez ötmeden beni üç kez inkâr edeceksin" dediğini hatırladı ve
hüngür hüngür ağlamaya başladı.
BÖLÜM 15
İsa, Vali Pilatus'un Önünde
(Mat.27:1-2,11-14; Luk.23:1-5; Yu.18:28-38)
Mar.15: 1 Sabah olunca başkâhinler, ileri gelenler, din bilginleri ve Yüksek
Kurul'un* öteki üyeleri bir danışma toplantısı yaptıktan sonra İsa'yı
bağladılar, götürüp Pilatus'a teslim ettiler.
Mar.15: 2 Pilatus O'na, "Sen Yahudiler'in Kralı mısın?" diye sordu. İsa,
"Söylediğin gibidir" yanıtını verdi.
Mar.15: 3 Başkâhinler O'na karşı birçok suçlamada bulundular.
Mar.15: 4 Pilatus O'na yeniden, "Hiç yanıt vermeyecek misin?" diye sordu.
"Bak, seni ne çok şeyle suçluyorlar!"
Mar.15: 5 Ama İsa artık yanıt vermiyordu. Pilatus buna şaştı.
İsa Ölüm Cezasına Çarptırılıyor
(Mat.27:15-26; Luk.23:13-25; Yu.18:39-19:16)
Mar.15: 6 Pilatus, her Fısıh Bayramı'nda* halkın istediği bir tutukluyu
salıverirdi.
Mar.15: 7 Ayaklanma sırasında adam öldüren isyancılarla birlikte Barabba
adında bir tutuklu da vardı.
Mar.15: 8 Halk, Pilatus'a gelip her zamanki gibi kendileri için birini
salıvermesini istedi.
Mar.15: 9 Pilatus onlara, "Sizin için Yahudiler'in Kralı'nı salıvermemi
ister misiniz?" dedi.
Mar.15: 10 Başkâhinlerin İsa'yı kıskançlıktan ötürü kendisine teslim
ettiklerini biliyordu.
Mar.15: 11 Ne var ki başkâhinler, İsa'nın değil, Barabba'nın salıverilmesini
istemeleri için halkı kışkırttılar.
Mar.15: 12 Pilatus onlara tekrar seslenerek, "Öyleyse Yahudiler'in Kralı
dediğiniz adamı ne yapayım?" diye sordu.
Mar.15: 13 "O'nu çarmıha ger!" diye bağırdılar yine.
Mar.15: 14 Pilatus onlara, "O ne kötülük yaptı ki?" dedi. Onlar ise daha
yüksek sesle, "O'nu çarmıha ger!" diye bağrıştılar.
Mar.15: 15 Halkı memnun etmek isteyen Pilatus, onlar için Barabba'yı
salıverdi. İsa'yı ise kamçılattıktan sonra çarmıha gerilmek üzere askerlere
teslim etti.
Askerlerin İsa'yı Aşağılaması
(Mat.27:27-31; Yu.19:2-3)
Mar.15: 16 Askerler İsa'yı, Pretorium denilen vali konağına götürüp bütün
taburu topladılar.
Mar.15: 17 O'na mor bir giysi giydirdiler, dikenlerden bir taç örüp başına
geçirdiler.
Mar.15: 18 "Selam, ey Yahudiler'in Kralı!" diyerek O'nu selamlamaya
başladılar.
Mar.15: 19 Başına bir kamışla vuruyor, üzerine tükürüyor, diz çöküp önünde
yere kapanıyorlardı.
Mar.15: 20 O'nunla böyle alay ettikten sonra mor giysiyi üzerinden çıkarıp
kendi giysilerini giydirdiler ve çarmıha germek üzere O'nu dışarı
götürdüler.
İsa Çarmıha Geriliyor
(Mat.27:32-44; Luk.23:26-43; Yu.19:17-27)
Mar.15: 21 Kırdan gelmekte olan Simun adında Kireneli bir adam oradan
geçiyordu. İskender ve Rufus'un babası olan bu adama İsa'nın çarmıhını zorla
taşıttılar.
Mar.15: 22 İsa'yı Golgota, yani Kafatası denilen yere götürdüler.
Mar.15: 23 O'na mürle* karışık şarap vermek istediler, ama içmedi.
Mar.15: 24 Sonra O'nu çarmıha gerdiler. Kim ne alacak diye kura çekerek
giysilerini aralarında paylaştılar.
Mar.15: 25 İsa'yı çarmıha gerdiklerinde saat dokuzdu.
Mar.15: 26 Üzerindeki suç yaftasında, YAHUDİLER'İN KRALI diye yazılıydı.
Mar.15: 27-28 İsa'yla birlikte, biri sağında öbürü solunda olmak üzere iki
haydudu da çarmıha gerdiler.*fx*
Mar.15: 29-30 Oradan geçenler başlarını sallayıp İsa'ya sövüyor, "Hani sen
tapınağı yıkıp üç günde yeniden kuracaktın? Çarmıhtan in de kurtar kendini!"
diyorlardı.
Mar.15: 31 Aynı şekilde başkâhinler ve din bilginleri de O'nunla alay ederek
aralarında, "Başkalarını kurtardı, kendini kurtaramıyor" diye
konuşuyorlardı.
Mar.15: 32 "İsrail'in Kralı Mesih şimdi çarmıhtan insin de görüp iman
edelim." İsa'yla birlikte çarmıha gerilenler de O'na hakaret ettiler.
İsa'nın Ölümü
(Mat.27:45-56; Luk.23:44-49; Yu.19:28-30)
Mar.15: 33 Öğleyin on ikiden üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü.
Mar.15: 34 Saat üçte İsa yüksek sesle, "Elohi, Elohi, lema şevaktani" yani,
"Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?" diye bağırdı.
Mar.15: 35 Orada duranlardan bazıları bunu işitince, "Bakın, İlyas'ı
çağırıyor" dediler.
Mar.15: 36 Aralarından biri koşup bir süngeri ekşi şaraba batırdı, bir
kamışın ucuna takarak İsa'ya içirdi. "Dur bakalım, İlyas gelip O'nu
indirecek mi?" dedi.
Mar.15: 37 Ama İsa yüksek sesle bağırarak son nefesini verdi.
Mar.15: 38 O anda tapınaktaki perde* yukarıdan aşağıya yırtılarak ikiye
bölündü.
Mar.15: 39 İsa'nın karşısında duran yüzbaşı, O'nun bu şekilde son nefesini
verdiğini görünce, "Bu adam gerçekten Tanrı'nın Oğlu'ydu" dedi.
Mar.15: 40 Olup bitenleri uzaktan izleyen bazı kadınlar da vardı. Aralarında
Mecdelli Meryem, küçük Yakup ile Yose'nin annesi Meryem ve Salome
bulunuyordu.
Mar.15: 41 İsa daha Celile'deyken bu kadınlar O'nun ardından gitmiş, O'na
hizmet etmişlerdi. O'nunla birlikte Yeruşalim'e gelmiş olan daha birçok
kadın da olup bitenleri izliyordu.
İsa'nın Gömülmesi
(Mat.27:57-61; Luk.23:50-56; Yu.19:38-42)
Mar.15: 42-43 O gün Hazırlık Günü, yani Şabat Günü'nden* önceki gündü. Artık
akşam oluyordu. Bu nedenle, Yüksek Kurul'un* saygın bir üyesi olup Tanrı'nın
Egemenliği'ni umutla bekleyen Aramatyalı Yusuf geldi, cesaretini toplayarak
Pilatus'un huzuruna çıktı, İsa'nın cesedini istedi.
Mar.15: 44 Pilatus, İsa'nın bu kadar çabuk ölmüş olmasına şaştı. Yüzbaşıyı
çağırıp, "Öleli çok oldu mu?" diye sordu.
Mar.15: 45 Yüzbaşıdan durumu öğrenince Yusuf'a, cesedi alması için izin
verdi.
Mar.15: 46 Yusuf keten bez satın aldı, cesedi çarmıhtan indirip beze sardı,
kayaya oyulmuş bir mezara yatırarak mezarın girişine bir taş yuvarladı.
Mar.15: 47 Mecdelli Meryem ile Yose'nin annesi Meryem, İsa'nın nereye
konulduğunu gördüler.
BÖLÜM 16
İsa'nın Dirilişi
(Mat.28:1-8; Luk.24:1-12; Yu.20:1-10)
Mar.16: 1 Şabat Günü* geçince, Mecdelli Meryem, Yakup'un annesi Meryem ve
Salome gidip İsa'nın cesedine sürmek üzere baharat satın aldılar.
Mar.16: 2 Haftanın ilk günü* sabah çok erkenden, güneşin doğuşuyla birlikte
mezara gittiler.
Mar.16: 3 Aralarında, "Mezarın girişindeki taşı bizim için kim yana
yuvarlayacak?" diye konuşuyorlardı.
Mar.16: 4 Başlarını kaldırıp bakınca, o kocaman taşın yana yuvarlanmış
olduğunu gördüler.
Mar.16: 5 Mezara girip sağ tarafta, beyaz kaftan giyinmiş genç bir adamın
oturduğunu görünce çok şaşırdılar.
Mar.16: 6 Adam onlara, "Şaşırmayın!" dedi. "Çarmıha gerilen Nasıralı İsa'yı
arıyorsunuz. O dirildi, burada yok. İşte O'nu yatırdıkları yer.
Mar.16: 7 Şimdi öğrencilerine ve Petrus'a gidip şöyle deyin: 'İsa sizden
önce Celile'ye gidiyor. Size bildirdiği gibi, kendisini orada
göreceksiniz.'"
Mar.16: 8 Kadınlar mezardan çıkıp kaçtılar. Onları bir titreme, bir
şaşkınlık almıştı. Korkularından kimseye bir şey söylemediler.
İsa Öğrencilerine Görünüyor
(Mat.28:9-10; Luk.24:13-35; Yu.20:11-18)
Mar.16: 9 İsa, haftanın ilk günü* sabah erkenden dirildiği zaman önce
Mecdelli Meryem'e göründü. Ondan yedi cin kovmuştu.
Mar.16: 10 Meryem gitti, İsa'yla bulunmuş olan, şimdiyse yas tutup gözyaşı
döken öğrencilerine haberi verdi.
Mar.16: 11 Ne var ki onlar, İsa'nın yaşadığını, Meryem'e göründüğünü duyunca
inanmadılar.
Mar.16: 12 Bundan sonra İsa kırlara doğru yürümekte olan öğrencilerinden
ikisine değişik bir biçimde göründü.
Mar.16: 13 Bunlar geri dönüp öbürlerine haber verdiler, ama öbürleri bunlara
da inanmadılar.
Mar.16: 14 İsa daha sonra, sofrada otururlarken Onbirler'e* göründü. Onları
imansızlıklarından ve yüreklerinin duygusuzluğundan ötürü azarladı. Çünkü
kendisini diri görenlere inanmamışlardı.
İsa Öğrencilerini Bütün Dünyaya Gönderiyor
(Mat.28:16-20; Luk.24:36-53; Yu.20:19-23; Elç.1:6-11)
Mar.16: 15 İsa onlara şöyle buyurdu: "Dünyanın her yanına gidin, Müjde'yi
bütün yaratılışa duyurun.
Mar.16: 16 İman edip vaftiz olan kurtulacak, iman etmeyen ise hüküm giyecek.
Mar.16: 17-18 İman edenlerle birlikte görülecek belirtiler şunlardır: Benim
adımla cinleri kovacaklar, yeni dillerle konuşacaklar, yılanları elleriyle
tutacaklar. Öldürücü bir zehir içseler bile, zarar görmeyecekler. Ellerini
hastaların üzerine koyacaklar ve hastalar iyileşecek."
Mar.16: 19 Rab İsa, onlara bu sözleri söyledikten sonra göğe alındı ve
Tanrı'nın sağında oturdu.
Mar.16: 20 Öğrencileri de gidip Tanrı sözünü her yere yaydılar. Rab onlarla
birlikte çalışıyor, görülen belirtilerle sözünü doğruluyordu.*fx*
DİPNOTLAR:
6:47-48 "Sabaha karşı": Grekçe "Gecenin dördüncü nöbetinde" (bkz. Sözlük,
"Saat").
7:6 "Beni": Tanrı'yı.
7:15-16 Birçok Grekçe elyazması, "İşitecek kulağı olan işitsin!" sözlerini
de içerir (bkz. Mar.4: 9,23).
7:24 "Sur": Bazı Grekçe elyazmalarında, "Sur ve Sayda" diye geçer.
9:29 "Duayla": Birçok Grekçe elyazmasında, "Dua ve oruçla" diye geçer.
9:48 Bu ayet bazı Grekçe elyazmalarında ayrıca 45. ve 47. ayetlerden önce
tekrarlanır.
10:38 Bu ayette İsa, çekeceği acılardan ve çarmıhtaki ölümünden söz
etmektedir.
10:51 "Rabbuni": Aramice'de* öğretmenim anlamına gelir.
11:25-26 Birçok Grekçe elyazması, "Ama siz bağışlamazsanız, göklerdeki
Babanız da sizin suçlarınızı bağışlamaz" sözlerini de içerir (bkz. Mat.6:15;
18:35).
11:30 "Yahya'nın vaftiz etme yetkisi Tanrı'dan": Grekçe "Yahya'nın vaftizi
gökten". 31. ayette de "Tanrı'dan" diye çevrilen sözcük Grekçe "Gökten" diye
geçer.
12:42 "Birkaç kuruş değerinde iki bakır para": Grekçe "Bir kodrantis olan
iki lepton" (bkz. Birimler Cetveli).
13:30 "Kuşak" ya da "Soy".
14:35-36 Grekçe, "Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp mümkünse o saatin
kendisinden geçmesi için dua etti. Dedi ki, 'Abba, Baba, senin için her şey
mümkün, bu kâseyi benden uzaklaştır.'"
14:36 "Abba": Aramice'de* baba anlamına gelir.
14:61 "Yüce Olan'ın": Grekçe "Mübarek'in", yani "Tanrı'nın".
14:62 "Kudretli Olan": Tanrı.
15:27-28 Birçok Grekçe elyazması, "Böylece 'O, suçlularla bir sayıldı' diyen
Kutsal Yazı yerine geldi" sözlerini de içerir (bkz. Luk.22:37).
16:20 9-20 ayetleri bazı Grekçe elyazmalarında yoktur._
|
|