|
MATTA
BÖLÜM 1
İsa Mesih'in Soyu
(Luk.3:23-38)
Mat.1: 1-2 İbrahim oğlu, Davut oğlu İsa Mesih'in soy kaydı şöyledir:İbrahim
İshak'ın babasıydı,İshak Yakup'un babasıydı,Yakup Yahuda ve kardeşlerinin
babasıydı,
Mat.1: 3 Yahuda, Tamar'dan doğan Peres'le Zerah'ın babasıydı,Peres Hesron'un
babasıydı,Hesron Ram'ın babasıydı,
Mat.1: 4 Ram Amminadav'ın babasıydı,Amminadav Nahşon'un babasıydı,Nahşon
Salmon'un babasıydı,
Mat.1: 5 Salmon, Rahav'dan doğan Boaz'ın babasıydı,Boaz, Rut'tan doğan
Ovet'in babasıydı,Ovet İşay'ın babasıydı,
Mat.1: 6 İşay Kral Davut'un babasıydı,Davut, Uriya'nın karısından doğan
Süleyman'ın babasıydı,
Mat.1: 7 Süleyman Rehavam'ın babasıydı,Rehavam Aviya'nın babasıydı,Aviya
Asa'nın babasıydı,
Mat.1: 8 Asa Yehoşafat'ın babasıydı,Yehoşafat Yoram'ın babasıydı,Yoram
Uzziya'nın babasıydı,
Mat.1: 9 Uzziya Yotam'ın babasıydı,Yotam Ahaz'ın babasıydı,Ahaz Hizkiya'nın
babasıydı,
Mat.1: 10 Hizkiya Manaşşe'nin babasıydı,Manaşşe Amon'un babasıydı,Amon
Yoşiya'nın babasıydı,
Mat.1: 11 Yoşiya, Babil sürgünü* sırasında doğan Yehoyakin'le kardeşlerinin
babasıydı,
Mat.1: 12 Yehoyakin, Babil sürgününden sonra doğan Şealtiel'in babasıydı,Şealtiel
Zerubbabil'in babasıydı,
Mat.1: 13 Zerubbabil Avihut'un babasıydı,Avihut Elyakim'in babasıydı,Elyakim
Azor'un babasıydı,
Mat.1: 14 Azor Sadok'un babasıydı,Sadok Ahim'in babasıydı,Ahim Elihut'un
babasıydı,
Mat.1: 15 Elihut Elazar'ın babasıydı,Elazar Mattan'ın babasıydı,Mattan
Yakup'un babasıydı,
Mat.1: 16 Yakup Meryem'in kocası Yusuf'un babasıydı.Meryem'den Mesih* diye
tanınan İsa doğdu.
Mat.1: 17 Buna göre, İbrahim'den Davut'a kadar toplam on dört kuşak,
Davut'tan Babil sürgününe kadar on dört kuşak, Babil sürgününden Mesih'e
kadar on dört kuşak vardır.
İsa Mesih'in Doğumu
(Luk.2:1-7)
Mat.1: 18 İsa Mesih'in doğumu şöyle oldu: Annesi Meryem, Yusuf'la
nişanlıydı. Ama birlikte olmalarından önce Meryem'in Kutsal Ruh'tan gebe
olduğu anlaşıldı.
Mat.1: 19 Nişanlısı Yusuf, doğru bir adam olduğu ve onu herkesin önünde
utandırmak istemediği için ondan sessizce ayrılmak niyetindeydi.
Mat.1: 20 Ama böyle düşünmesi üzerine Rab'bin bir meleği rüyada ona
görünerek şöyle dedi: "Davut oğlu Yusuf, Meryem'i kendine eş olarak almaktan
korkma. Çünkü onun rahminde oluşan, Kutsal Ruh'tandır.
Mat.1: 21 Meryem bir oğul doğuracak. Adını İsa*fx* koyacaksın. Çünkü halkını
günahlarından O kurtaracak."
Mat.1: 22 Bütün bunlar, Rab'bin peygamber aracılığıyla bildirdiği şu söz
yerine gelsin diye oldu:
Mat.1: 23 "İşte, kız gebe kalıp bir oğul doğuracak; adını İmmanuel
koyacaklar."İmmanuel, Tanrı bizimle demektir.
Mat.1: 24 Yusuf uyanınca Rab'bin meleğinin buyruğuna uydu ve Meryem'i eş
olarak yanına aldı.
Mat.1: 25 Ama oğlunu doğuruncaya dek Yusuf ona dokunmadı. Doğan çocuğun
adını İsa koydu.
BÖLÜM 2
Yıldızbilimcilerin Ziyareti
Mat.2: 1-2 İsa'nın Kral Hirodes* devrinde Yahudiye'nin Beytlehem Kenti'nde
doğmasından sonra bazı yıldızbilimciler doğudan Yeruşalim'e* gelip şöyle
dediler: "Yahudiler'in Kralı olarak doğan çocuk nerede? Doğuda O'nun
yıldızını gördük*fx* ve O'na tapınmaya geldik."
Mat.2: 3 Kral Hirodes bunu duyunca kendisi de bütün Yeruşalim halkı da
tedirgin oldu.
Mat.2: 4 Bütün başkâhinleri ve halkın din bilginlerini* toplayarak onlara
Mesih'in nerede doğacağını sordu.
Mat.2: 5 "Yahudiye'nin Beytlehem Kenti'nde" dediler. "Çünkü peygamber
aracılığıyla şöyle yazılmıştır:
Mat.2: 6 'Ey sen, Yahuda'daki Beytlehem,Yahuda önderleri arasında hiç de en
önemsizi değilsin! Çünkü halkım İsrail'i güdecek önder Senden çıkacak.'"
Mat.2: 7 Bunun üzerine Hirodes yıldızbilimcileri gizlice çağırıp onlardan
yıldızın göründüğü anı tam olarak öğrendi.
Mat.2: 8 "Gidin, çocuğu dikkatle arayın, bulunca bana haber verin, ben de
gelip O'na tapınayım" diyerek onları Beytlehem'e gönderdi.
Mat.2: 9 Yıldızbilimciler, kralı dinledikten sonra yola çıktılar. Doğuda*fx*
görmüş oldukları yıldız onlara yol gösteriyordu, çocuğun bulunduğu yerin
üzerine varınca durdu.
Mat.2: 10 Yıldızı gördüklerinde olağanüstü bir sevinç duydular.
Mat.2: 11 Eve girip çocuğu annesi Meryem'le birlikte görünce yere kapanarak
O'na tapındılar. Hazinelerini açıp O'na armağan olarak altın, günnük ve mür*
sundular.
Mat.2: 12 Sonra gördükleri bir düşte Hirodes'in yanına dönmemeleri için
uyarılınca ülkelerine başka yoldan döndüler.
Mısır'a Kaçış
Mat.2: 13 Yıldızbilimciler gittikten sonra Rab'bin bir meleği Yusuf'a rüyada
görünerek, "Kalk!" dedi, "Çocukla annesini al, Mısır'a kaç. Ben sana haber
verinceye dek orada kal. Çünkü Hirodes öldürmek için çocuğu aratacak."
Mat.2: 14 Böylece Yusuf kalktı, aynı gece çocukla annesini alıp Mısır'a
doğru yola çıktı.
Mat.2: 15 Hirodes'in ölümüne dek orada kaldı. Bu, Rab'bin peygamber
aracılığıyla bildirdiği şu söz yerine gelsin diye oldu: "Oğlumu Mısır'dan
çağırdım."
Mat.2: 16 Hirodes, yıldızbilimciler tarafından aldatıldığını anlayınca çok
öfkelendi. Onlardan öğrendiği vakti göz önüne alarak Beytlehem ve bütün
yöresinde bulunan iki ve iki yaşından küçük erkek çocukların hepsini
öldürttü.
Mat.2: 17 Böylelikle Peygamber Yeremya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine
gelmiş oldu:
Mat.2: 18 "Rama'da bir ses duyuldu, Ağlayış ve acı feryat sesleri! Çocukları
için ağlayan Rahel Avutulmak istemiyor. Çünkü onlar yok artık!"
Nasıra'ya Dönüş
Mat.2: 19-20 Hirodes öldükten sonra, Rab'bin bir meleği Mısır'da Yusuf'a
rüyada görünerek, "Kalk!" dedi, "Çocukla annesini al, İsrail'e dön. Çünkü
çocuğun canına kıymak isteyenler öldü."
Mat.2: 21 Bunun üzerine Yusuf kalktı, çocukla annesini alıp İsrail'e döndü.
Mat.2: 22 Ama Yahudiye'de Hirodes'in yerine oğlu Arhelas'ın kral olduğunu
duyunca oraya gitmekten korktu. Rüyada uyarılınca Celile bölgesine gitti.
Mat.2: 23 Oraya varınca Nasıra denen kente yerleşti. Bu, peygamberler
aracılığıyla bildirilen, "O'na Nasıralı denecektir" sözü yerine gelsin diye
oldu.
BÖLÜM 3
Yahya'nın Çağrısı
(Mar.1:1-8; Luk.3:1-18; Yu.1:19-28)
Mat.3: 1-2 O günlerde Vaftizci Yahya Yahudiye Çölü'nde ortaya çıktı. Şu
çağrıyı yapıyordu: "Tövbe edin! Göklerin Egemenliği yaklaşmıştır."
Mat.3: 3 Nitekim Peygamber Yeşaya aracılığıyla sözü edilen kişi Yahya'dır.
Yeşaya şöyle demişti: "Çölde haykıran,'Rab'bin yolunu hazırlayın,Geçeceği
patikaları düzleyin' diye sesleniyor."
Mat.3: 4 Yahya'nın deve tüyünden giysisi, belinde deri kuşağı vardı.
Yediği,çekirge ve yaban balıydı.
Mat.3: 5-6 Yeruşalim, bütün Yahudiye ve Şeria yöresinin halkı ona
geliyor,günahlarını itiraf ediyor, onun tarafından Şeria Irmağı'nda vaftiz
ediliyordu.
Mat.3: 7 Ne var ki, birçok Ferisi'yle Saduki'nin* vaftiz olmak için
kendisine geldiğini gören Yahya onlara şöyle seslendi: "Ey engerekler soyu!
Gelecek gazaptan kaçmak için sizi kim uyardı?
Mat.3: 8 Bundan böyle tövbeye yaraşır meyveler verin.
Mat.3: 9 Kendi kendinize, 'Biz İbrahim'in soyundanız' diye düşünmeyin. Ben
size şunu söyleyeyim: Tanrı, İbrahim'e şu taşlardan da çocuk yaratabilir.
Mat.3: 10 Balta ağaçların köküne dayanmış bile. İyi meyve vermeyen her ağaç
kesilip ateşe atılır.
Mat.3: 11 Gerçi ben sizi tövbe için suyla vaftiz ediyorum, ama benden sonra
gelen benden daha güçlüdür. Ben O'nun çarıklarını çıkarmaya bile layık
değilim. O sizi Kutsal Ruh'la ve ateşle vaftiz edecek.
Mat.3: 12 Yabası elindedir. Harman yerini temizleyecek, buğdayını toplayıp
ambara yığacak, samanı ise sönmeyen ateşte yakacak."
İsa Vaftiz Oluyor
(Mar.1:9-11; Luk.3:21-22)
Mat.3: 13 Bu sırada İsa, Yahya tarafından vaftiz edilmek üzere Celile'den
Şeria Irmağı'na, Yahya'nın yanına geldi.
Mat.3: 14 Ne var ki Yahya, "Benim senin tarafından vaftiz edilmem gerekirken
sen mi bana geliyorsun?" diyerek O'na engel olmak istedi.
Mat.3: 15 İsa ona şu karşılığı verdi: "Şimdilik buna razı ol! Çünkü doğru
olan her şeyi bu şekilde yerine getirmemiz gerekir." O zaman Yahya O'nun
dediğine razı oldu.
Mat.3: 16 İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı. O anda gökler açıldı ve
İsa,Tanrı'nın Ruhu'nun güvercin gibi inip üzerine konduğunu gördü.
Mat.3: 17 Göklerden gelen bir ses, "Sevgili Oğlum budur, O'ndan hoşnudum"
dedi.
BÖLÜM 4
İsa Deneniyor
(Mar.1:12-13; Luk.4:1-13)
Mat.4: 1 Bundan sonra İsa, İblis tarafından denenmek üzere Ruh aracılığıyla
çöle götürüldü.
Mat.4: 2 İsa kırk gün kırk gece oruç* tuttuktan sonra acıktı.
Mat.4: 3 O zaman Ayartıcı*fx* yaklaşıp, "Tanrı'nın Oğlu'ysan, söyle şu
taşlar ekmek olsun" dedi.
Mat.4: 4 İsa ona şu karşılığı verdi: "'İnsan yalnız ekmekle yaşamaz,
Tanrı'nın ağzından çıkan her sözle yaşar' diye yazılmıştır."
Mat.4: 5-6 Sonra İblis O'nu kutsal kente* götürdü. Tapınağın tepesine
çıkarıp,"Tanrı'nın Oğlu'ysan, kendini aşağı at" dedi, "Çünkü şöyle
yazılmıştır:'Tanrı, senin için meleklerine buyruk verecek.''Ayağın bir taşa
çarpmasın diyeSeni elleri üzerinde taşıyacaklar.'"
Mat.4: 7 İsa İblis'e şu karşılığı verdi: "'Tanrın Rab'bi denemeyeceksin'
diye de yazılmıştır."
Mat.4: 8 İblis bu kez İsa'yı çok yüksek bir dağa çıkardı. O'na bütün
görkemiyle dünya ülkelerini göstererek,
Mat.4: 9 "Yere kapanıp bana taparsan, bütün bunları sana vereceğim" dedi.
Mat.4: 10 İsa ona şöyle karşılık verdi: "Çekil git, Şeytan! 'Tanrın Rab'be
tapacak, yalnız O'na kulluk edeceksin' diye yazılmıştır."
Mat.4: 11 Bunun üzerine İblis İsa'yı bırakıp gitti. Melekler gelip İsa'ya
hizmet ettiler.
İsa Müjde'yi Duyurmaya Başlıyor
(Mar.1:14-15; Luk.4:14-15)
Mat.4: 12 İsa, Yahya'nın tutuklandığını duyunca Celile'ye döndü.
Mat.4: 13 Nasıra'dan ayrılarak Zevulun ve Naftali yöresinde, Celile Gölü
kıyısında bulunan Kefarnahum'a yerleşti.
Mat.4: 14-15 Bu, Peygamber Yeşaya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine
gelsin diye oldu:"Zevulun ve Naftali bölgeleri,Şeria Irmağı'nın ötesinde,
Deniz Yolu'nda,Ulusların yaşadığı Celile!
Mat.4: 16 Karanlıkta yaşayan halk,Büyük bir ışık gördü.Ölümün gölgelediği
diyarda Yaşayanlara ışık doğdu."
Mat.4: 17 O günden sonra İsa şu çağrıda bulunmaya başladı: "Tövbe edin!
Çünkü Göklerin Egemenliği yaklaştı."
İsa İlk Öğrencilerini Seçiyor
(Mar.1:16-20; Luk.5:1-11)
Mat.4: 18 İsa, Celile Gölü'nün kıyısında yürürken Petrus diye de anılan
Simun'la kardeşi Andreas'ı gördü. Balıkçı olan bu iki kardeş göle ağ
atıyorlardı.
Mat.4: 19 Onlara, "Ardımdan gelin" dedi, "Sizleri insan tutan balıkçılar
yapacağım."
Mat.4: 20 Onlar da hemen ağlarını bırakıp O'nun ardından gittiler.
Mat.4: 21 İsa daha ileri gidince başka iki kardeşi, Zebedi'nin oğulları
Yakup'la Yuhanna'yı gördü. Babaları Zebedi'yle birlikte teknede ağlarını
onarıyorlardı.Onları da çağırdı.
Mat.4: 22 Hemen tekneyi ve babalarını bırakıp İsa'nın ardından gittiler.
İsa Hastaları İyileştiriyor
(Luk.6:17-19)
Mat.4: 23 İsa, Celile bölgesinin her tarafını dolaştı. Buralardaki
havralarda öğretiyor, göksel egemenliğin Müjdesi'ni duyuruyor, halk arasında
rastlanan her hastalığı, her illeti iyileştiriyordu.
Mat.4: 24 Ünü bütün Suriye'ye yayılmıştı. Türlü hastalıklara yakalanmış
bütün hastaları, acı çekenleri, cinlileri, saralıları, felçlileri O'na
getirdiler; hepsini iyileştirdi.
Mat.4: 25 Celile, Dekapolis, Yeruşalim, Yahudiye ve Şeria Irmağı'nın karşı
yakasından gelen büyük kalabalıklar O'nun ardından gidiyordu.
BÖLÜM 5
Gerçek Mutluluk
(Luk.6:20-23)
Mat.5: 1 İsa kalabalıkları görünce dağa çıktı. Oturunca öğrencileri yanına
geldi.
Mat.5: 2 İsa konuşmaya başlayıp onlara şunları öğretti:
Mat.5: 3 "Ne mutlu ruhta yoksul olanlara!Çünkü Göklerin Egemenliği
onlarındır.
Mat.5: 4 Ne mutlu yaslı olanlara!Çünkü onlar teselli edilecekler.
Mat.5: 5 Ne mutlu yumuşak huylu olanlara!Çünkü onlar yeryüzünü miras
alacaklar.
Mat.5: 6 Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara!Çünkü onlar doyurulacaklar.
Mat.5: 7 Ne mutlu merhametli olanlara!Çünkü onlar merhamet bulacaklar.
Mat.5: 8 Ne mutlu yüreği temiz olanlara!Çünkü onlar Tanrı'yı görecekler.
Mat.5: 9 Ne mutlu barışı sağlayanlara!Çünkü onlara Tanrı oğulları denecek.
Mat.5: 10 Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere!Çünkü Göklerin Egemenliği
onlarındır.
Mat.5: 11 "Benim yüzümden insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size
karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size!
Mat.5: 12 Sevinin, sevinçle coşun! Çünkü göklerdeki ödülünüz büyüktür.
Sizden önce yaşayan peygamberlere de böyle zulmettiler."
Tuz ve Işık
(Mar.9:50; Luk.14:34-35)
Mat.5: 13 "Yeryüzünün tuzu sizsiniz. Ama tuz tadını yitirirse, bir daha ona
nasıl tuz tadı verilebilir? Artık dışarı atılıp ayak altında çiğnenmekten
başka işe yaramaz.
Mat.5: 14 "Dünyanın ışığı sizsiniz. Tepeye kurulan kent gizlenemez.
Mat.5: 15 Kimse kandil yakıp tahıl ölçeğinin altına koymaz. Tersine,
kandilliğe koyar; evdekilerin hepsine ışık sağlar.
Mat.5: 16 Sizin ışığınız insanların önünde öyle parlasın ki, iyi işlerinizi
görerek göklerdeki Babanız'ı yüceltsinler!"
Kutsal Yasa
Mat.5: 17 "Kutsal Yasa'yı* ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak
için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim.
Mat.5: 18 Size doğrusunu söyleyeyim, yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey
gerçekleşmeden, Kutsal Yasa'dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok
olmayacak.
Mat.5: 19 Bu nedenle, bu buyrukların en küçüğünden birini kim çiğner ve
başkalarına öyle öğretirse, Göklerin Egemenliği'nde en küçük sayılacak. Ama
bu buyrukları kim yerine getirir ve başkalarına öğretirse, Göklerin
Egemenliği'nde büyük sayılacak.
Mat.5: 20 Size şunu söyleyeyim: Doğruluğunuz din bilginleriyle*
Ferisiler'inkini* aşmadıkça, Göklerin Egemenliği'ne asla giremezsiniz!"
Öfke ve Cinayet
Mat.5: 21 "Atalarımıza, 'Adam öldürmeyeceksin. Öldüren yargılanacak'
dendiğini duydunuz.
Mat.5: 22 Ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenen herkes
yargılanacaktır. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz*fx* söylerse, Yüksek
Kurul'da* yargılanacaktır.Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak
edecektir.
Mat.5: 23-24 Bu yüzden, sunakta adak sunarken kardeşinin sana karşı bir
şikâyeti olduğunu anımsarsan, adağını orada, sunağın önünde bırak, git önce
kardeşinle barış; sonra gelip adağını sun.
Mat.5: 25 Senden davacı olanla daha yoldayken çabucak anlaş. Yoksa o seni
yargıca, yargıç da gardiyana teslim edebilir; sonunda da hapse
atılabilirsin.
Mat.5: 26 Sana doğrusunu söyleyeyim, borcunun son kuruşunu*fx* ödemeden
oradan asla çıkamazsın."
Zina ve Boşanma
Mat.5: 27 "'Zina etmeyeceksin' dendiğini duydunuz.
Mat.5: 28 Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam,
yüreğinde o kadınla zina etmiş olur.
Mat.5: 29 Eğer sağ gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Çünkü
vücudunun bir üyesinin yok olması, bütün vücudunun cehenneme atılmasından
iyidir.
Mat.5: 30 Eğer sağ elin günah işlemene neden olursa, onu kes at. Çünkü
vücudunun bir üyesinin yok olması, bütün vücudunun cehenneme gitmesinden
iyidir.
Mat.5: 31 "'Kim karısını boşarsa ona boşanma belgesi versin' denmiştir.
Mat.5: 32 Ama ben size diyorum ki, karısını fuhuş dışında bir nedenle
boşayan onu zinaya itmiş olur. Boşanmış bir kadınla evlenen de zina etmiş
olur."
Ant İçmek
Mat.5: 33 "Yine atalarımıza, 'Yalan yere ant içmeyeceksin, ama Rab'bin
önünde içtiğin antları yerine getireceksin' dendiğini duydunuz.
Mat.5: 34-35 Oysa ben size diyorum ki, hiç ant içmeyin: Ne gök üzerine,
çünkü orası Tanrı'nın tahtıdır; ne yer üzerine, çünkü orası O'nun ayak
taburesidir;ne de Yeruşalim üzerine, çünkü orası Büyük Kral'ın kentidir.
Mat.5: 36 Başınızın üzerine de ant içmeyin. Çünkü saçınızın tek telini ak ya
da kara edemezsiniz.
Mat.5: 37 'Evet'iniz evet, 'hayır'ınız hayır olsun. Bundan fazlası
Şeytan'dandır*fx*."
Göze Göz, Dişe Diş
(Luk.6:29-30)
Mat.5: 38 "'Göze göz, dişe diş' dendiğini duydunuz.
Mat.5: 39 Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza
bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin.
Mat.5: 40 Size karşı davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da
verin.
Mat.5: 41 Sizi bin adım yol yürümeye zorlayanla iki bin adım yürüyün.
Mat.5: 42 Sizden bir şey dileyene verin, sizden ödünç isteyeni geri
çevirmeyin."
Düşmanlarınızı Sevin
(Luk.6:27-28,32-36)
Mat.5: 43 "'Komşunu seveceksin, düşmanından nefret edeceksin' dendiğini
duydunuz.
Mat.5: 44 Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler
için dua edin.
Mat.5: 45 Öyle ki, göklerdeki Babanız'ın oğulları olasınız. Çünkü O,
güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem
doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır.
Mat.5: 46 Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur? Vergi
görevlileri* de öyle yapmıyor mu?
Mat.5: 47 Yalnız kardeşlerinize selam verirseniz, fazladan ne yapmış
olursunuz?Putperestler de öyle yapmıyor mu?
Mat.5: 48 Bu nedenle, göksel Babanız yetkin olduğu gibi, siz de yetkin
olun."
BÖLÜM 6
Yoksullara Yardım
Mat.6: 1 "Doğruluğunuzu insanların gözü önünde gösteriş amacıyla
sergilemekten kaçının. Yoksa göklerdeki Babanız'dan ödül alamazsınız.
Mat.6: 2 "Bu nedenle, birisine sadaka verirken bunu borazan çaldırarak ilan
etmeyin. İkiyüzlüler, insanların övgüsünü kazanmak için havralarda ve
sokaklarda böyle yaparlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini
almışlardır.
Mat.6: 3 Siz sadaka verirken, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin.
Mat.6: 4 Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlice yapılanı gören
Babanız sizi ödüllendirecektir."
Dua
(Luk.11:2-4)
Mat.6: 5 "Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes
kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua
etmekten zevk alırlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini
almışlardır.
Mat.6: 6 Ama siz dua edeceğiniz zaman iç odanıza çekilip kapıyı örtün ve
gizlide olan Babanız'a dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi
ödüllendirecektir.
Mat.6: 7 Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın.
Onlar söz kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar.
Mat.6: 8 Siz onlara benzemeyin! Çünkü Babanız nelere gereksinmeniz olduğunu
siz daha O'ndan dilemeden önce bilir.
Mat.6: 9 "Bunun için siz şöyle dua edin:'Göklerdeki Babamız,Adın kutsal
kılınsın.
Mat.6: 10 Egemenliğin gelsin.Gökte olduğu gibi, yeryüzünde deSenin istediğin
olsun.
Mat.6: 11 Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver.
Mat.6: 12 Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi,Sen de bizim
suçlarımızı bağışla.
Mat.6: 13 Ayartılmamıza izin verme.Bizi kötü olandan kurtar.Çünkü egemenlik,
güç ve yücelik Sonsuzlara dek senindir! Amin*fx*'.
Mat.6: 14 "Başkalarının suçlarını bağışlarsanız, göksel Babanız da sizin
suçlarınızı bağışlar.
Mat.6: 15 Ama siz başkalarının suçlarını bağışlamazsanız, Babanız da sizin
suçlarınızı bağışlamaz."
Oruç
Mat.6: 16 "Oruç* tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar
oruç tuttuklarını insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm
verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır.
Mat.6: 17 Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın.
Mat.6: 18 Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanız'a oruçlu
görünesiniz.Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir."
Göksel Hazineler
(Luk.12:33-36; 16:13)
Mat.6: 19 "Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas
onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar.
Mat.6: 20 Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve
ne pas onları yiyip bitirir, ne de hırsızlar girip çalar.
Mat.6: 21 Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.
Mat.6: 22 "Bedenin ışığı gözdür. Gözünüz sağlamsa*fx*, bütün bedeniniz
aydınlık olur.
Mat.6: 23 Gözünüz bozuksa*fx*, bütün bedeniniz karanlık olur. Buna
göre,içinizdeki 'ışık' karanlıksa, ne korkunçtur o karanlık!
Mat.6: 24 "Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip
öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı'ya,
hem de paraya*fx* kulluk edemezsiniz."
Kaygılanmayın
(Luk.12:22-31)
Mat.6: 25 "Bu nedenle size şunu söylüyorum: 'Ne yiyip ne içeceğiz?' diye
canınız için, 'Ne giyeceğiz?' diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can
yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi?
Mat.6: 26 Gökte uçan kuşlara bakın! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlarda
yiyecek biriktirirler. Göksel Babanız yine de onları doyurur. Siz onlardan
çok daha değerli değil misiniz?
Mat.6: 27 Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık*fx* uzatabilir?
Mat.6: 28 Giyecek konusunda neden kaygılanıyorsunuz? Kır zambaklarının nasıl
büyüdüğüne bakın! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler.
Mat.6: 29 Ama size şunu söyleyeyim, bütün görkemine karşın Süleyman bile
bunlardan biri gibi giyinmiş değildi.
Mat.6: 30 Bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren
Tanrı'nın sizi de giydireceği çok daha kesin değil mi, ey kıt imanlılar?
Mat.6: 31 "Öyleyse, 'Ne yiyeceğiz?' 'Ne içeceğiz?' ya da 'Ne giyeceğiz?'
diyerek kaygılanmayın.
Mat.6: 32 Uluslar hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa göksel Babanız
bütün bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir.
Mat.6: 33 Siz öncelikle O'nun egemenliğinin ve doğruluğunun ardından gidin,
o zaman size bütün bunlar da verilecektir.
Mat.6: 34 O halde yarın için kaygılanmayın. Yarının kaygısı yarının olsun.
Her günün derdi kendine yeter."
BÖLÜM 7
Başkasını Yargılamayın
(Luk.6:37-38,41-42)
Mat.7: 1 "Başkasını yargılamayın ki, siz de yargılanmayasınız.
Mat.7: 2 Çünkü nasıl yargılarsanız öyle yargılanacaksınız. Hangi ölçekle
verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız.
Mat.7: 3 Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki
merteği farketmezsin?
Mat.7: 4 Kendi gözünde mertek varken kardeşine nasıl, 'İzin ver, gözündeki
çöpü çıkarayım' dersin?
Mat.7: 5 Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman
kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.
Mat.7: 6 "Kutsal olanı köpeklere vermeyin. İncilerinizi domuzların önüne
atmayın. Yoksa bunları ayaklarıyla çiğnedikten sonra dönüp sizi
parçalayabilirler."
Tanrı'dan Dileyin
(Luk.11:9-13)
Mat.7: 7 "Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size
açılacaktır.
Mat.7: 8 Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.
Mat.7: 9 Hanginiz kendisinden ekmek isteyen oğluna taş verir?
Mat.7: 10 Ya da balık isterse yılan verir?
Mat.7: 11 Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar
vermeyi biliyorsanız, göklerdeki Babanız'ın, kendisinden dileyenlere güzel
armağanlar vereceği çok daha kesin değil mi?
Mat.7: 12 "İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara
öyle davranın. Çünkü Kutsal Yasa'nın ve peygamberlerin söylediği budur."
Dar Kapı, Geniş Kapı
(Luk.13:24)
Mat.7: 13 "Dar kapıdan girin. Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol
enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur.
Mat.7: 14 Oysa yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar
azdır."
Ağaç ve Meyvesi
(Mat.12:33-35; Luk.6:43-44)
Mat.7: 15 "Sahte peygamberlerden sakının! Onlar size kuzu postuna bürünerek
yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır.
Mat.7: 16 Onları meyvelerinden tanıyacaksınız. Dikenli bitkilerden
üzüm,devedikenlerinden incir toplanabilir mi?
Mat.7: 17 Bunun gibi, her iyi ağaç iyi meyve verir, kötü ağaç ise kötü meyve
verir.
Mat.7: 18 İyi ağaç kötü meyve, kötü ağaç da iyi meyve veremez.
Mat.7: 19 İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır.
Mat.7: 20 Böylece sahte peygamberleri meyvelerinden tanıyacaksınız.
Mat.7: 21 "Bana, 'Ya Rab, ya Rab!' diye seslenen herkes Göklerin
Egemenliği'ne girmeyecek. Ancak göklerdeki Babam'ın isteğini yerine getiren
girecektir.
Mat.7: 22 O gün birçokları bana diyecek ki, 'Ya Rab, ya Rab! Biz senin
adınla peygamberlik etmedik mi? Senin adınla cinler kovmadık mı? Senin
adınla birçok mucize yapmadık mı?'
Mat.7: 23 O zaman ben de onlara açıkça, 'Sizi hiç tanımadım, uzak durun
benden, ey kötülük yapanlar!' diyeceğim."
Sağlam Temel, Çürük Temel
(Luk.6:47-49)
Mat.7: 24 "İşte bu sözlerimi duyup uygulayan herkes, evini kaya üzerine
kuran akıllı adama benzer.
Mat.7: 25 Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, eve saldırır; ama ev
yıkılmaz.Çünkü kaya üzerine kurulmuştur.
Mat.7: 26 Bu sözlerimi duyup da uygulamayan herkes, evini kum üzerine kuran
budala adama benzer.
Mat.7: 27 Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, evi sarsar. Ev yıkılır;
yıkılışı da korkunç olur."
Mat.7: 28 İsa konuşmasını bitirince, halk O'nun öğretişine şaşıp kaldı.
Mat.7: 29 Çünkü onlara kendi din bilginleri gibi değil, yetkili biri gibi
öğretiyordu.
BÖLÜM 8
İsa Bir Cüzamlıyı İyileştiriyor
(Mar.1:40-45; Luk.5:12-16)
Mat.8: 1 İsa dağdan inince büyük bir kalabalık O'nun ardından gitti.
Mat.8: 2 Bu sırada cüzamlı* bir adam yaklaşıp, "Ya Rab, istersen beni temiz
kılabilirsin" diyerek O'nun ayaklarına kapandı.
Mat.8: 3 İsa elini uzatıp adama dokundu, "İsterim, temiz ol!" dedi. Adam
anında cüzamdan temizlendi.
Mat.8: 4 Sonra İsa adama, "Sakın kimseye bir şey söyleme!" dedi. "Git,
kâhine* görün ve cüzamdan temizlendiğini herkese kanıtlamak için Musa'nın
buyurduğu sunuyu sun."
Yüzbaşının İmanı
(Luk.7:1-10)
Mat.8: 5-6 İsa Kefarnahum'a varınca bir yüzbaşı O'na gelip, "Ya Rab" diye
yalvardı, "Uşağım felç oldu, evde yatıyor; korkunç acı çekiyor."
Mat.8: 7 İsa, "Gelip onu iyileştireceğim" dedi.
Mat.8: 8 Ama yüzbaşı, "Ya Rab, evime girmene layık değilim" dedi, "Yeter ki
bir söz söyle, uşağım iyileşir.
Mat.8: 9 Ben de buyruk altında bir adamım, benim de buyruğumda askerlerim
var. Birine, 'Git' derim, gider; ötekine, 'Gel' derim, gelir; köleme, 'Şunu
yap'derim, yapar."
Mat.8: 10 İsa, duyduğu bu sözlere hayran kaldı. Ardından gelenlere, "Size
doğrusunu söyleyeyim" dedi, "Ben İsrail'de böyle imanı olan birini görmedim.
Mat.8: 11 Size şunu söyleyeyim, doğudan ve batıdan birçok insan gelecek,
Göklerin Egemenliği'nde İbrahim'le, İshak'la ve Yakup'la birlikte sofraya
oturacaklar.
Mat.8: 12 Ama bu egemenliğin asıl mirasçıları dışarıdaki karanlığa atılacak.
Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacak."
Mat.8: 13 Sonra İsa yüzbaşıya, "Git, inandığın gibi olsun" dedi.Ve uşak o
anda iyileşti.
İsa Birçoklarını İyileştiriyor
(Mar.1:29-34; Luk.4:38-41)
Mat.8: 14 İsa Petrus'un evine geldiğinde onun kaynanasının ateşler içinde
yattığını gördü.
Mat.8: 15 Eline dokununca kadının ateşi düştü. Kadın kalkıp İsa'ya hizmet
etmeye başladı.
Mat.8: 16 Akşam olunca birçok cinliyi kendisine getirdiler. İsa onlardaki
kötü ruhları tek sözle kovdu, hastaların hepsini iyileştirdi.
Mat.8: 17 Bu, Peygamber Yeşaya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin
diye oldu:"Zayıflıklarımızı O kaldırdı,Hastalıklarımızı O üstlendi."
İsa'yı İzlemenin Bedeli
(Luk.9:57-62)
Mat.8: 18 İsa, çevresindeki kalabalığı görünce gölün karşı yakasına
geçilmesini buyurdu.
Mat.8: 19 O sırada din bilginlerinden* biri O'na yaklaşıp, "Öğretmenim"
dedi,"Nereye gidersen, senin ardından geleceğim."
Mat.8: 20 İsa ona, "Tilkilerin ini, kuşların yuvası var, ama İnsanoğlu'nun*
başını yaslayacak bir yeri yok" dedi.
Mat.8: 21 Başka bir öğrencisi İsa'ya, "Ya Rab, izin ver, önce gidip babamı
gömeyim" dedi.
Mat.8: 22 İsa ona, "Ardımdan gel" dedi. "Bırak ölüleri, kendi ölülerini
kendileri gömsün."
İsa Fırtınayı Dindiriyor
(Mar.4:35-41; Luk.8:22-25)
Mat.8: 23 İsa tekneye binince, ardından öğrencileri de bindi.
Mat.8: 24 Gölde ansızın büyük bir fırtına koptu. Öyle ki, dalgalar teknenin
üzerinden aşıyordu. İsa bu arada uyuyordu.
Mat.8: 25 Öğrenciler gidip O'nu uyandırarak, "Ya Rab, kurtar bizi, yoksa
öleceğiz!" dediler.
Mat.8: 26 İsa, "Neden korkuyorsunuz, ey kıt imanlılar?" dedi. Sonra kalkıp
rüzgarı ve gölü azarladı. Ortalık sütliman oldu.
Mat.8: 27 Hepsi hayret içinde kaldı. "Bu nasıl bir adam ki, rüzgar da göl de
O'nun sözünü dinliyor?" dediler.
İki Cinlinin İyileştirilmesi
(Mar.5:1-20; Luk.8:26-39)
Mat.8: 28 İsa gölün karşı yakasında Gadaralılar'ın memleketine vardı. Orada
O'nu mezarlık mağaralardan çıkan iki cinli karşıladı. Bunlar öyle
tehlikeliydi ki,kimse o yoldan geçemiyordu.
Mat.8: 29 İsa'ya, "Ey Tanrı'nın Oğlu, bizden ne istiyorsun?" diye
bağırdılar."Buraya, vaktinden önce bize işkence etmek için mi geldin?"
Mat.8: 30 Onlardan uzakta otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı.
Mat.8: 31 Cinler İsa'ya, "Bizi kovacaksan, şu domuz sürüsüne gönder" diye
yalvardılar.
Mat.8: 32 İsa onlara, "Gidin!" dedi. Cinler de adamlardan çıkıp domuzların
içine girdiler. O anda bütün sürü dik yamaçtan aşağı koşuşarak göle atlayıp
boğuldu.
Mat.8: 33 Domuzları güdenler kaçıp kente gittiler. Cinli adamlarla ilgili
haberler dahil, olup bitenlerin hepsini anlattılar.
Mat.8: 34 Bunun üzerine bütün kent halkı İsa'yı karşılamaya çıktı. O'nu
görünce bölgelerinden ayrılması için yalvardılar.
BÖLÜM 9
Bir Felçlinin İyileştirilmesi
(Mar.2:1-12; Luk.5:17-26)
Mat.9: 1 İsa tekneye binip karşı kıyıya geçti ve kendi kentine gitti.
Mat.9: 2 Kendisine, yatak üzerinde felçli bir adam getirdiler. İsa onların
imanını görünce felçliye, "Cesur ol, oğlum, günahların bağışlandı" dedi.
Mat.9: 3 Bunun üzerine bazı din bilginleri içlerinden, "Bu adam Tanrı'ya
küfrediyor!" dediler.
Mat.9: 4 Onların ne düşündüklerini bilen İsa dedi ki, "Yüreğinizde neden
kötü düşüncelere yer veriyorsunuz?
Mat.9: 5 Hangisi daha kolay? 'Günahların bağışlandı' demek mi, yoksa 'Kalk,
yürü' demek mi?
Mat.9: 6 Ne var ki, İnsanoğlu'nun* yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine
sahipolduğunu bilesiniz diye..." Sonra felçliye, "Kalk, yatağını topla,
evine git!" dedi.
Mat.9: 7 Adam da kalkıp evine gitti.
Mat.9: 8 Halk bunu görünce korkuya kapıldı. İnsana böyle bir yetki veren
Tanrı'yı yücelttiler.
Matta'nın Öğrencilere Katılması
(Mar.2:13-17; Luk.5:27-32)
Mat.9: 9 İsa oradan geçerken, vergi toplama yerinde oturan birini gördü.
Matta adındaki bu adama, "Ardımdan gel" dedi. Adam da kalkıp İsa'nın
ardından gitti.
Mat.9: 10 Sonra İsa, Matta'nın evinde sofrada otururken, birçok vergi
görevlisiyle* günahkâr gelip O'nunla ve öğrencileriyle birlikte sofraya
oturdu.
Mat.9: 11 Bunu gören Ferisiler, İsa'nın öğrencilerine, "Sizin öğretmeniniz
neden vergi görevlileri ve günahkârlarla birlikte yemek yiyor?" diye
sordular.
Mat.9: 12 İsa bunu duyunca şöyle dedi: "Sağlamların değil, hastaların hekime
ihtiyacı var.
Mat.9: 13 Gidin de, 'Ben kurban değil, merhamet isterim' sözünün anlamını
öğrenin. Çünkü ben doğru kişileri değil, günahkârları çağırmaya geldim."
Oruçla İlgili Soru
(Mar.2:18-22; Luk.5:33-39)
Mat.9: 14 Bu arada Yahya'nın öğrencileri gelip İsa'ya, "Neden biz ve
Ferisiler oruç tutuyoruz da senin öğrencilerin tutmuyor?" diye sordular.
Mat.9: 15 İsa şöyle karşılık verdi: "Güvey aralarındayken, davetliler yas
tutar mı? Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, o zaman oruç
tutacaklar.
Mat.9: 16 Hiç kimse eski giysiyi yeni kumaş parçasıyla yamamaz. Çünkü yeni
kumaş çeker, giysiden kopar, yırtık daha beter olur.
Mat.9: 17 Hiç kimse yeni şarabı eski tulumlara doldurmaz. Yoksa tulumlar
patlar; hem şarap dökülür, hem de tulumlar mahvolur. Yeni şarap yeni
tulumlara konur,böylece her ikisi de korunmuş olur."
Dirilen Kız, İyileşen Kadın
(Mar.5:21-43; Luk.8:40-56)
Mat.9: 18 İsa onlara bu sözleri söylerken bir havra yöneticisi gelip O'nun
önünde yere kapanarak, "Kızım az önce öldü. Ama sen gelip elini onun üzerine
koyarsan, dirilecek" dedi.
Mat.9: 19 İsa kalkıp öğrencileriyle birlikte adamın ardından gitti.
Mat.9: 20 Tam o sırada, on iki yıldır kanaması olan bir kadın İsa'nın
arkasından yetişip giysisinin eteğine dokundu.
Mat.9: 21 İçinden, "Giysisine bir dokunsam kurtulurum" diyordu.
Mat.9: 22 İsa arkasına dönüp onu görünce, "Cesur ol, kızım! İmanın seni
kurtardı" dedi. Ve kadın o anda iyileşti.
Mat.9: 23-24 İsa, yöneticinin evine varıp kaval çalanlarla gürültülü
kalabalığı görünce, "Çekilin!" dedi. "Kız ölmedi, uyuyor." Onlar ise
kendisiyle alay ettiler.
Mat.9: 25 Kalabalık dışarı çıkarılınca İsa içeri girip kızın elini tuttu,
kız ayağa kalktı.
Mat.9: 26 Bu haber bütün bölgeye yayıldı.
İki Körle Bir Dilsizin İyileştirilmesi
Mat.9: 27 İsa oradan ayrılırken iki kör, "Ey Davut Oğlu, halimize acı!" diye
feryat ederek O'nun ardından gittiler.
Mat.9: 28 İsa eve girince körler yanına geldi. Onlara, "İstediğinizi
yapabileceğime inanıyor musunuz?" diye sordu. Körler, "İnanıyoruz, ya Rab!"
dediler.
Mat.9: 29 Bunun üzerine İsa körlerin gözlerine dokunarak, "İmanınıza göre
olsun" dedi.
Mat.9: 30 Ve adamların gözleri açıldı İsa, "Sakın kimse bunu bilmesin"
diyerek onları sıkı sıkı uyardı.
Mat.9: 31 Onlar ise çıkıp İsa'yla ilgili haberi bütün bölgeye yaydılar.
Mat.9: 32 Adamlar çıkarken İsa'ya dilsiz bir cinli getirdiler.
Mat.9: 33 Cin kovulunca adamın dili çözüldü. Halk hayret içinde, "İsrail'de
böylesi hiç görülmemiştir" diyordu.
Mat.9: 34 Ferisiler ise, "Cinleri, cinlerin önderinin gücüyle kovuyor"
diyorlardı.
Ürün Bol, İşçi Az
Mat.9: 35 İsa bütün kent ve köyleri dolaşarak havralarda öğretiyor, göksel
egemenliğin Müjdesi'ni duyuruyor, her hastalığı, her illeti iyileştiriyordu.
Mat.9: 36 Kalabalıkları görünce onlara acıdı. Çünkü çobansız koyunlar gibi
şaşkın ve perişandılar.
Mat.9: 37 O zaman İsa öğrencilerine, "Ürün bol, ama işçi az" dedi,
Mat.9: 38 "Bu nedenle ürünün sahibi Rab'be yalvarın, ürününü kaldıracak
işçiler göndersin."
BÖLÜM 10
İsa On İki Elçisini Göreve Gönderiyor
(Mar.3:13-19; 6:7-13; Luk.6:12-16; 9:1-6)
Mat.10: 1 İsa on iki öğrencisini yanına çağırıp onlara kötü ruhlar üzerinde
yetki verdi. Böylece kötü ruhları kovacak, her hastalığı, her illeti
iyileştireceklerdi.
Mat.10: 2-4 Bu on iki elçinin adları şöyle: Birincisi Petrus adıyla bilinen
Simun,onun kardeşi Andreas, Zebedi'nin oğulları Yakup ve Yuhanna, Filipus ve
Bartalmay, Tomas ve vergi görevlisi Matta, Alfay oğlu Yakup ve
Taday,Yurtsever* Simun ve İsa'ya ihanet eden Yahuda İskariot.
Mat.10: 5 İsa Onikiler'i şu buyrukla halkın arasına gönderdi: "Öteki
ulusların arasına girmeyin. Samiriyeliler'in kentlerine de uğramayın.
Mat.10: 6 Bunun yerine, İsrail halkının yitik koyunlarına gidin.
Mat.10: 7 Gittiğiniz her yerde Göklerin Egemenliği'nin yaklaştığını duyurun.
Mat.10: 8 Hastaları iyileştirin, ölüleri diriltin, cüzamlıları* temiz
kılın,cinleri kovun. Karşılıksız aldınız, karşılıksız verin.
Mat.10: 9 Kuşağınıza altın, gümüş, ya da bakır para koymayın.
Mat.10: 10 Yolculuk için ne torba, ne yedek mintan, ne çarık, ne de değnek
alın.Çünkü işçi yiyeceğini hak eder.
Mat.10: 11 Hangi kent ya da köye girerseniz, orada saygıdeğer birini arayın
ve ayrılıncaya dek onunla kalın.
Mat.10: 12 Onun evine girerken, evdekilere esenlik dileyin.
Mat.10: 13 Eğer evdekiler buna layıksa, dilediğiniz esenlik üzerlerinde
kalsın; layık değillerse, size geri dönsün.
Mat.10: 14 Sizi kabul etmez, sözlerinizi dinlemezlerse o evden ya da kentten
ayrılırken, ayaklarınızın tozunu silkin.
Mat.10: 15 Size doğrusunu söyleyeyim, yargı günü o kentin hali Sodom'la
Gomora bölgesinin halinden beter olacaktır."
Gelecekteki Sıkıntılar
(Mar.13:9-13; Luk.21:12-17)
Mat.10: 16 "İşte, sizi koyunlar gibi kurtların arasına gönderiyorum. Yılan
gibi zeki, güvercin gibi saf olun.
Mat.10: 17 İnsanlardan sakının. Çünkü sizi mahkemelere verecek, havralarında
kamçılayacaklar.
Mat.10: 18 Benden ötürü valilerin, kralların önüne çıkarılacak, böylece
onlara ve uluslara tanıklık edeceksiniz.
Mat.10: 19 Sizleri mahkemeye verdiklerinde, neyi nasıl söyleyeceğinizi
düşünerek kaygılanmayın. Ne söyleyeceğiniz o anda size bildirilecek.
Mat.10: 20 Çünkü konuşan siz değil, aracılığınızla konuşan Babanız'ın Ruhu
olacak.
Mat.10: 21 "Kardeş kardeşi, baba çocuğunu ölüme teslim edecek. Çocuklar anne
babaya başkaldırıp onları öldürtecek.
Mat.10: :22 Benim adımdan ötürü herkes sizden nefret edecek. Ama sonuna
kadar dayanan kurtulacaktır.
Mat.10: 23 Bir kentte size zulmettikleri zaman ötekine kaçın. Size doğrusunu
söyleyeyim, İnsanoğlu* gelinceye dek İsrail'in bütün kentlerini
dolaşmışolmayacaksınız.
Mat.10: 24 "Öğrenci öğretmeninden, köle efendisinden üstün değildir.
Mat.10: 25 Öğrencinin öğretmeni gibi, kölenin de efendisi gibi olması
yeterlidir.İnsanlar evin efendisine Baalzevul* derlerse, ev halkına neler
demezler!"
Kimden Korkmalı
(Luk.12:2-9)
Mat.10: 26 "Bu yüzden onlardan korkmayın. Çünkü örtülü olup da açığa
çıkarılmayacak, gizli olup da bilinmeyecek hiçbir şey yoktur.
Mat.10: 27 Size karanlıkta söylediklerimi, siz gün ışığında söyleyin.
Kulağınıza fısıldananı, damlardan duyurun.
Mat.10: 28 Bedeni öldüren, ama canı öldüremeyenlerden korkmayın. Canı da
bedeni de cehennemde mahvedebilen Tanrı'dan korkun.
Mat.10: 29 İki serçe bir meteliğe satılmıyor mu? Ama Babanız'ın izni olmadan
bunlardan bir teki bile yere düşmez.
Mat.10: 30 Size gelince, başınızdaki bütün saçlar bile sayılıdır.
Mat.10: 31 Onun için korkmayın, siz birçok serçeden daha değerlisiniz.
Mat.10: 32 "İnsanların önünde beni açıkça kabul eden herkesi, ben de
göklerdeki Babam'ın önünde açıkça kabul edeceğim.
Mat.10: 33 İnsanların önünde beni inkâr edeni, ben de göklerdeki Babam'ın
önünde inkâr edeceğim."
İsa'ya Layık Olmak
(Mar.9:41; Luk.12:51-53; 14:26-27)
Mat.10: 34 "Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Barış değil, kılıç
getirmeye geldim.
Mat.10: 35 Çünkü ben babayla oğulun, anneyle kızın, gelinle kaynananın
arasına ayrılık sokmaya geldim.
Mat.10: 36 'İnsanın düşmanı kendi ev halkı olacak.'
Mat.10: 37 Annesini ya da babasını beni sevdiğinden çok seven bana layık
değildir. Oğlunu ya da kızını beni sevdiğinden çok seven bana layık
değildir.
Mat.10: 38 Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen bana layık değildir.
Mat.10: 39 Canını kurtaran onu yitirecek. Canını benim uğruma yitiren ise
onu kurtaracaktır.
Mat.10: 40 "Sizi kabul eden beni kabul etmiş olur. Beni kabul eden de beni
göndereni kabul etmiş olur.
Mat.10: 41 Bir peygamberi peygamber olduğu için kabul eden, peygambere
yaraşan bir ödül alacaktır. Doğru birini doğru olduğu için kabul eden, doğru
kişiye yaraşan bir ödül alacaktır.
Mat.10: 42 Bu sıradan kişilerden birine, öğrencim olduğu için bir bardak
soğuk su bile veren, size doğrusunu söyleyeyim, ödülsüz kalmayacaktır."
BÖLÜM 11
İsa ve Vaftizci Yahya
(Luk.7:18-35)
Mat.11: 1 İsa, on iki öğrencisine bu buyrukları verdikten sonra onların
kentlerinde öğretmek ve Tanrı sözünü duyurmak üzere oradan ayrıldı.
Mat.11: 2-3 Tutukevinde bulunan Yahya, Mesih'in yaptığı işleri duyunca, O'na
gönderdiği öğrencileri aracılığıyla şunu sordu: "Gelecek Olan sen misin,
yoksa başkasını mı bekleyelim?"
Mat.11: 4 İsa onlara şöyle karşılık verdi: "Gidin, işitip gördüklerinizi
Yahya'ya bildirin.
Mat.11: 5 Körlerin gözleri açılıyor, kötürümler yürüyor, cüzamlılar temiz
kılınıyor, sağırlar işitiyor, ölüler diriliyor ve Müjde yoksullara
duyuruluyor.
Mat.11: 6 Benden ötürü sendeleyip düşmeyene ne mutlu!"
Mat.11: 7 Yahya'nın öğrencileri ayrılırken İsa halka Yahya'dan söz etmeye
başladı. "Çöle ne görmeye gittiniz?" dedi. "Rüzgarda sallanan bir kamış mı?
Mat.11: 8 Söyleyin, ne görmeye gittiniz? Pahalı giysiler giymiş bir adam mı?
Oysa pahalı giysi giyenler, kral saraylarında bulunur.
Mat.11: 9 Öyleyse ne görmeye gittiniz? Bir peygamber mi? Evet! Size şunu
söyleyeyim, gördüğünüz kişi peygamberden de üstündür.
Mat.11: 10 'İşte, habercimi senin önünden gönderiyorum; O önden gidip senin
yolunu hazırlayacak' diye yazılmış olan sözler onunla ilgilidir.
Mat.11: 11 Size doğrusunu söyleyeyim, kadından doğanlar arasında Vaftizci
Yahya'dan daha üstün biri çıkmamıştır. Bununla birlikte, Göklerin
Egemenliği'nde en küçük olan ondan üstündür.
Mat.11: 12 Vaftizci Yahya'nın ortaya çıktığı günden bu yana Göklerin
Egemenliği zorlanıyor, zorlu kişiler onu ele geçirmeye çalışıyor*fx*.
Mat.11: 13 Yahya'ya dek bütün peygamberlerle Kutsal Yasa, olacakları önceden
bildirdiler.
Mat.11: 14 Eğer bunu kabul etmek isterseniz, gelecek olan İlyas odur.
Mat.11: 15 Kulağı olan, işitsin!
Mat.11: 16-17 "Bu kuşağın insanlarını neye benzeteyim? Çarşı meydanlarında
oturup arkadaşlarına, 'Size kaval çaldık, oynamadınız; Ağıt yaktık,
dövünmediniz' diye seslenen çocuklara benziyorlar.
Mat.11: 18 Yahya geldiği zaman oruç tutup içkiden kaçındı, ona 'cinli'
diyorlar.
Mat.11: 19 İnsanoğlu* geldiği zaman yiyip içti. Bu kez de diyorlar ki, 'Şu
obur ve ayyaş adama bakın! Vergi görevlileri* ve günahkârlarla dost oldu!'
Ne var ki bilgelik, ortaya koyduğu işlerle doğrulanır."
Tövbe Etmeyen Kentler
(Luk.10:13-15)
Mat.11: 20-21 Sonra İsa, mucizelerinin çoğunu yapmış olduğu kentleri, tövbe
etmedikleri için şöyle azarlamaya başladı: "Vay haline, ey Horazin! Vay
haline, ey Beytsayda! Sizlerde yapılan mucizeler Sur ve Sayda'da yapılmış
olsaydı, çoktan çul* kuşanıp kül içinde oturarak tövbe etmiş olurlardı.
Mat.11: 22 Size şunu söyleyeyim, yargı günü sizin haliniz Sur ve Sayda'nın
halinden beter olacaktır!
Mat.11: 23 Ya sen, ey Kefarnahum, göğe mi çıkarılacaksın? Hayır, ölüler
diyarına indirileceksin! Çünkü sende yapılan mucizeler Sodom'da yapılmış
olsaydı, bugüne dek ayakta kalırdı.
Mat.11: 24 Sana şunu söyleyeyim, yargı günü senin halin Sodom bölgesinin
halinden beter olacaktır!"
Yorgunlara Müjde
(Luk.10:21-22)
Mat.11: 25 İsa bundan sonra şöyle dedi: "Baba, yerin ve göğün Rabbi! Bu
gerçekleri bilge ve akıllı kişilerden gizleyip küçük çocuklara açtığın için
sana şükrederim.
Mat.11: 26 Evet Baba, senin isteğin buydu.
Mat.11: 27 "Babam her şeyi bana teslim etti. Oğul'u, Baba'dan başka kimse
tanımaz. Baba'yı da Oğul'dan ve Oğul'un O'nu tanıtmak istediği kişilerden
başkası tanımaz.
Mat.11: 28 "Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size
rahat veririm.
Mat.11: 29 Boyunduruğumu yüklenin, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu,
alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur.
Mat.11: 30 Boyunduruğumu taşımak kolay, yüküm hafiftir."
BÖLÜM 12
Şabat Günü Sorunu
(Mar.2:23-3:6; Luk.6:1-11)
Mat.12: 1 O sıralarda, bir Şabat Günü* İsa ekinler arasından geçiyordu.
Öğrencileri acıkınca başakları koparıp yemeye başladılar.
Mat.12: 2 Bunu gören Ferisiler İsa'ya, "Bak, öğrencilerin Şabat Günü yasak
olanı yapıyor" dediler.
Mat.12: 3 İsa onlara, "Davut'la yanındakiler acıkınca Davut'un ne yaptığını
okumadınız mı?" diye sordu.
Mat.12: 4 "Tanrı'nın evine girdi, kendisinin ve yanındakilerin yemesi yasak
olan, ancak kâhinlerin yiyebileceği adak ekmeklerini* yedi.
Mat.12: 5 Ayrıca kâhinlerin her hafta tapınakta Şabat Günü'yle ilgili
buyruğu çiğnedikleri halde suçlu sayılmadıklarını Kutsal Yasa'da okumadınız
mı?
Mat.12: 6 Size şunu söyleyeyim, burada tapınaktan daha üstün bir şey var.
Mat.12: 7 Eğer siz, 'Ben kurban değil, merhamet isterim' sözünün anlamını
bilseydiniz, suçsuzları yargılamazdınız.
Mat.12: 8 Çünkü İnsanoğlu* Şabat Günü'nün de Rabbi'dir."
Mat.12: 9 İsa oradan ayrılıp onların havrasına gitti.
Mat.12: 10 Orada eli sakat bir adam vardı. İsa'yı suçlamak amacıyla
kendisine, "Şabat Günü bir hastayı iyileştirmek Kutsal Yasa'ya uygun mudur?"
diye sordular.
Mat.12: 11 İsa onlara şu karşılığı verdi: "Hanginizin bir koyunu olur da
Şabat Günü çukura düşerse onu tutup çıkarmaz?
Mat.12: 12 İnsan koyundan çok daha değerlidir! Demek ki, Şabat Günü iyilik
yapmak Yasa'ya uygundur."
Mat.12: 13 Sonra adama, "Elini uzat" dedi. Adam elini uzattı. Eli öteki gibi
yine sapasağlam oluverdi.
Mat.12: 14 Bunun üzerine Ferisiler dışarı çıktılar, İsa'yı yok etmek için
anlaştılar.
Tanrı'nın Seçtiği Kul
Mat.12: 15 İsa bunu bildiği için oradan ayrıldı. Birçok kişi ardından gitti.
İsa hepsini iyileştirdi.
Mat.12: 16 Kim olduğunu açıklamamaları için onları uyardı.
Mat.12: 17-18 Bu, Peygamber Yeşaya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine
gelsin diye oldu: "İşte Kulum, O'nu ben seçtim. Gönlümün hoşnut olduğu
sevgili Kulum O'dur. Ruhum'u O'nun üzerine koyacağım, O da adaleti uluslara
bildirecek.
Mat.12: 19 Çekişip bağırmayacak, Sokaklarda kimse O'nun sesini duymayacak.
Mat.12: 20 Ezilmiş kamışı kırmayacak, Tüten fitili söndürmeyecek, Ve sonunda
adaleti zafere ulaştıracak.
Mat.12: 21 Uluslar da O'nun adına umut bağlayacak."
İsa ve Baalzevul
(Mar.3:20-30; Luk.6:43-45; 11:14-23)
Mat.12: 22 Daha sonra İsa'ya kör ve dilsiz bir cinli getirdiler. İsa adamı
iyileştirdi. Adam konuşmaya, görmeye başladı.
Mat.12: 23 Bütün kalabalık şaşırıp kaldı. "Bu, Davut'un Oğlu* olabilir mi?"
diye soruyorlardı.
Mat.12: 24 Ferisiler bunu duyunca, "Bu adam cinleri, ancak cinlerin önderi
Baalzevul'un* gücüyle kovuyor" dediler.
Mat.12: 25 Onların ne düşündüğünü bilen İsa şöyle dedi: "Kendi içinde
bölünen ülke yıkılır. Kendi içinde bölünen kent ya da ev ayakta kalamaz.
Mat.12: 26 Eğer Şeytan Şeytan'ı kovarsa, kendi içinde bölünmüş demektir. Bu
durumda onun egemenliği nasıl ayakta kalabilir?
Mat.12: 27 Eğer ben cinleri Baalzevul'un gücüyle kovuyorsam, sizin
adamlarınız kimin gücüyle kovuyor? Bu durumda sizi kendi adamlarınız
yargılayacak.
Mat.12: 28 Ama ben cinleri Tanrı'nın Ruhu'yla kovuyorsam, Tanrı'nın
Egemenliği üzerinize gelmiş demektir.
Mat.12: 29 "Bir kimse güçlü adamın evine girip malını nasıl çalabilir? Ancak
onu bağladıktan sonra evini soyabilir.
Mat.12: 30 "Benden yana olmayan bana karşıdır. Benimle birlikte toplamayan
dağıtıyor demektir.
Mat.12: 31 Bunun için size diyorum ki, insanların işlediği her günah, ettiği
her küfür bağışlanacak; ama Ruh'a edilen küfür bağışlanmayacaktır.
Mat.12: 32 İnsanoğlu'na* karşı bir söz söyleyen, bağışlanacak; ama Kutsal
Ruh'a karşı bir söz söyleyen, ne bu çağda, ne de gelecek çağda
bağışlanacaktır.
Mat.12: 33 "Ya ağacı iyi, meyvesini de iyi sayın; ya da ağacı kötü,
meyvesini de kötü sayın. Çünkü her ağaç meyvesinden tanınır.
Mat.12: 34 Sizi engerekler soyu! Kötü olan sizler nasıl iyi sözler
söyleyebilirsiniz? Çünkü ağız yürekten taşanı söyler.
Mat.12: 35 İyi insan içindeki iyilik hazinesinden iyilik, kötü insan
içindeki kötülük hazinesinden kötülük çıkarır.
Mat.12: 36 Size şunu söyleyeyim, insanlar söyledikleri her boş söz için
yargı günü hesap verecekler.
Mat.12: 37 Kendi sözlerinizle aklanacak, yine kendi sözlerinizle suçlu
çıkarılacaksınız."
Yunus'un Belirtisi
(Mar.8:11-12; Luk.11:24-26,29-32)
Mat.12: 38 Bunun üzerine bazı din bilginleri ve Ferisiler, "Öğretmenimiz,
senden doğaüstü bir belirti görmek istiyoruz" dediler.
Mat.12: 39 İsa onlara şu karşılığı verdi: "Kötü ve vefasız kuşak bir belirti
istiyor! Ama ona Peygamber Yunus'un belirtisinden başka bir belirti
gösterilmeyecektir.
Mat.12: 40 Yunus, nasıl üç gün üç gece o koca balığın karnında kaldıysa,
İnsanoğlu* da üç gün üç gece yerin bağrında kalacaktır.
Mat.12: 41 Ninova halkı, yargı günü bu kuşakla birlikte kalkıp bu kuşağı
yargılayacak. Çünkü Ninovalılar, Yunus'un çağrısı üzerine tövbe ettiler.
Bakın, Yunus'tan daha üstün olan buradadır.
Mat.12: 42 Güney Kraliçesi, yargı günü bu kuşakla birlikte kalkıp bu kuşağı
yargılayacak. Çünkü kraliçe, Süleyman'ın bilgece sözlerini dinlemek için
dünyanın ta öbür ucundan gelmişti. Bakın, Süleyman'dan daha üstün olan
buradadır.
Mat.12: 43 "Kötü ruh insandan çıkınca kurak yerlerde dolanıp huzur arar, ama
bulamaz.
Mat.12: 44 O zaman, 'Çıktığım eve, kendi evime döneyim' der. Eve gelince
orayı bomboş, süpürülmüş, düzeltilmiş bulur.
Mat.12: 45 Bunun üzerine gider, yanına kendisinden kötü yedi ruh daha alır
ve eve girip yerleşirler. Böylece o kişinin son durumu ilkinden beter olur.
Bu kötü kuşağın başına gelecek olan da budur."
İsa'nın Annesi ve Kardeşleri
(Mar.3:31-35; Luk.8:19-21)
Mat.12: 46 İsa daha halka konuşurken, annesiyle kardeşleri geldi. Dışarıda
durmuş, O'nunla konuşmak istiyorlardı.
Mat.12: 47 Birisi İsa'ya, "Bak, annenle kardeşlerin dışarıda duruyor,
seninle görüşmek istiyorlar" dedi.
Mat.12: 48 İsa, kendisiyle konuşana, "Kimdir annem, kimdir kardeşlerim?"
karşılığını verdi.
Mat.12: 49 Eliyle öğrencilerini göstererek, "İşte annem, işte kardeşlerim!"
dedi.
Mat.12: 50 "Göklerdeki Babam'ın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim,
kızkardeşim ve annem odur."
BÖLÜM 13
Tohum Benzetmesi
(Mar.4:1-20; Luk.8:4-15)
Mat.13: 1 Aynı gün İsa evden çıktı, gidip göl kıyısında oturdu.
Mat.13: 2 Çevresinde büyük bir kalabalık toplandı. Bu yüzden İsa tekneye
binip oturdu. Bütün kalabalık kıyıda duruyordu.
Mat.13: 3 İsa onlara benzetmelerle birçok şey anlattı. "Bakın" dedi,
"Ekincinin biri tohum ekmeye çıktı.
Mat.13: 4 Ektiği tohumlardan kimi yol kenarına düştü. Kuşlar gelip bunları
yedi.
Mat.13: 5 Kimi, toprağı az, kayalık yerlere düştü; toprak derin olmadığından
hemen filizlendi.
Mat.13: 6 Ne var ki, güneş doğunca kavruldular, kök salamadıkları için
kuruyup gittiler.
Mat.13: 7 Kimi, dikenler arasına düştü. Dikenler büyüdü, filizleri boğdu.
Mat.13: 8 Kimi ise iyi toprağa düştü. Bazısı yüz, bazısı altmış, bazısı da
otuz kat ürün verdi.
Mat.13: 9 Kulağı olan işitsin!"
Mat.13: 10 Öğrencileri gelip İsa'ya, "Halka neden benzetmelerle
konuşuyorsun?" diye sordular.
Mat.13: 11 İsa şöyle yanıtladı: "Göklerin Egemenliği'nin sırlarını bilme
ayrıcalığı size verildi, ama onlara verilmedi.
Mat.13: 12 Çünkü kimde varsa, ona daha çok verilecek, bolluğa
kavuşturulacak. Ama kimde yoksa, elindeki de alınacak.
Mat.13: 13 Onlara benzetmelerle konuşmamın nedeni budur. Çünkü, 'Gördükleri
halde görmezler, Duydukları halde duymaz ve anlamazlar.'
Mat.13: 14 "Böylece Yeşaya'nın peygamberlik sözü onlar için gerçekleşmiş
oldu: 'Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız, Bakacak bakacak, ama hiç
görmeyeceksiniz!
Mat.13: 15 Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, Kulakları ağırlaştı.
Gözlerini kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, Kulakları duymasın,
yürekleri anlamasın Ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.'
Mat.13: 16 "Ama ne mutlu size ki, gözleriniz görüyor, kulaklarınız işitiyor!
Mat.13: 17 Size doğrusunu söyleyeyim, nice peygamberler, nice doğru kişiler
sizin gördüklerinizi görmek istediler, ama göremediler. Sizin
işittiklerinizi işitmek istediler, ama işitemediler.
Mat.13: 18 "Şimdi ekinciyle ilgili benzetmeyi siz dinleyin.
Mat.13: 19 Kim göksel egemenlikle ilgili sözü işitir de anlamazsa, kötü
olan* gelir, onun yüreğine ekileni söker götürür. Yol kenarına ekilen tohum
işte budur.
Mat.13: 20-21 Kayalık yerlere ekilen ise işittiği sözü hemen sevinçle kabul
eden, ama kök salamadığı için ancak bir süre dayanan kişidir. Böyle biri
Tanrı sözünden ötürü sıkıntı ya da zulme uğrayınca hemen sendeleyip düşer.
Mat.13: 22 Dikenler arasında ekilen de şudur: Sözü işitir, ama dünyasal
kaygılar ve zenginliğin aldatıcılığı sözü boğar ve ürün vermesini engeller.
Mat.13: 23 İyi toprağa ekilen tohum ise, sözü işitip anlayan birine benzer.
Böylesi elbette ürün verir, kimi yüz, kimi altmış, kimi de otuz kat."
Deliceler Benzetmesi
Mat.13: 24 İsa onlara başka bir benzetme anlattı: "Göklerin Egemenliği,
tarlasına iyi tohum eken adama benzer" dedi.
Mat.13: 25 "Herkes uyurken, adamın düşmanı geldi, buğdayın arasına delice
ekip gitti.
Mat.13: 26 Ekin gelişip başak salınca, deliceler de göründü.
Mat.13: 27 "Mal sahibinin köleleri gelip ona şöyle dediler: 'Efendimiz, sen
tarlana iyi tohum ekmedin mi? Bu deliceler nereden çıktı?'
Mat.13: 28 "Mal sahibi, 'Bunu bir düşman yapmıştır' dedi. "'Gidip deliceleri
toplamamızı ister misin?' diye sordu köleler.
Mat.13: 29 "'Hayır' dedi adam. 'Deliceleri toplarken belki buğdayı da
sökersiniz.
Mat.13: 30 Bırakın biçim vaktine dek birlikte büyüsünler. Biçim vakti
orakçılara, önce deliceleri toplayın diyeceğim, yakmak için demet yapın.
Buğdayı ise toplayıp ambarıma koyun.'"
Hardal Tanesi ve Maya Benzetmeleri
(Mar.4:30-34; Luk.13:18-21)
Mat.13: 31 İsa onlara bir benzetme daha anlattı: "Göklerin Egemenliği, bir
adamın tarlasına ektiği hardal tanesine benzer" dedi.
Mat.13: 32 "Hardal tohumların en küçüğü olduğu halde, gelişince bahçe
bitkilerinin boyunu aşar, ağaç olur. Böylece kuşlar gelip dallarında
barınır."
Mat.13: 33 İsa onlara başka bir benzetme anlattı: "Göklerin Egemenliği, bir
kadının üç ölçek*fx* una karıştırdığı mayaya benzer. Sonunda bütün hamur
kabarır."
Mat.13: 34 İsa bütün bunları halka benzetmelerle anlattı. Benzetme
kullanmadan onlara hiçbir şey anlatmazdı.
Mat.13: 35 Bu, peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye
oldu: "Ağzımı benzetmeler anlatarak açacağım, Dünyanın kuruluşundan beri
Gizli kalmış sırları dile getireceğim."
Deliceler Benzetmesi Açıklanıyor
Mat.13: 36 Bundan sonra İsa halktan ayrılıp eve gitti. Öğrencileri yanına
gelip, "Tarladaki delicelerle ilgili benzetmeyi bize açıkla" dediler.
Mat.13: 37 İsa, "İyi tohumu eken, İnsanoğlu'dur*" diye karşılık verdi.
Mat.13: 38 "Tarla ise dünyadır. İyi tohum, göksel egemenliğin oğulları,
deliceler de kötü olanın* oğullarıdır.
Mat.13: 39 Deliceleri eken düşman, İblis'tir. Biçim vakti, çağın sonu;
orakçılar ise meleklerdir.
Mat.13: 40 "Deliceler nasıl toplanıp yakılırsa, çağın sonunda da böyle
olacaktır.
Mat.13: 41-42 İnsanoğlu meleklerini gönderecek, onlar da insanları günaha
düşüren her şeyi, kötülük yapan herkesi O'nun egemenliğinden toplayıp kızgın
fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.
Mat.13: 43 Doğru kişiler o zaman Babaları'nın egemenliğinde güneş gibi
parlayacaklar. Kulağı olan işitsin!"
Define ve İnci Benzetmeleri
Mat.13: 44 "Göklerin Egemenliği, tarlada saklı bir defineye benzer. Onu
bulan yeniden sakladı, sevinçle koşup gitti, varını yoğunu satıp tarlayı
satın aldı.
Mat.13: 45 "Yine Göklerin Egemenliği, güzel inciler arayan bir tüccara
benzer.
Mat.13: 46 Tüccar, çok değerli bir inci bulunca gitti, varını yoğunu satıp o
inciyi satın aldı."
Ağ Benzetmesi
Mat.13: 47 "Yine Göklerin Egemenliği, denize atılan ve her çeşit balığı
toplayan ağa benzer.
Mat.13: 48 Ağ dolunca onu kıyıya çekerler. Oturup işe yarayan balıkları
kaplara koyar, yaramayanları atarlar.
Mat.13: 49-50 Çağın sonunda da böyle olacak. Melekler gelecek, kötü kişileri
doğruların arasından ayırıp kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş
gıcırtısı olacaktır."
Mat.13: 51 İsa, "Bütün bunları anladınız mı?" diye sordu. "Evet" karşılığını
verdiler.
Mat.13: 52 O da onlara, "İşte böylece Göklerin Egemenliği için eğitilmiş her
din bilgini, hazinesinden hem yeni hem eski değerler çıkaran bir mal
sahibine benzer" dedi.
İsa Reddediliyor
(Mar.6:1-6; Luk.4:16-30)
Mat.13: 53 İsa bütün bu benzetmeleri anlattıktan sonra oradan ayrıldı.
Mat.13: 54 Kendi memleketine gitti ve oradaki havrada halka öğretmeye
başladı. Halk şaşıp kalmıştı. "Adamın bu bilgeliği ve mucizeler yaratan gücü
nereden geliyor?" diyorlardı.
Mat.13: 55 "Marangozun oğlu değil mi bu? Annesinin adı Meryem değil mi?
Yakup, Yusuf, Simun ve Yahuda O'nun kardeşleri değil mi?
Mat.13: 56 Kızkardeşlerinin hepsi aramızda yaşamıyor mu? O halde O'nun bütün
bu yaptıkları nereden geliyor?"
Mat.13: 57 Ve gücenip O'nu reddettiler. Ama İsa onlara şöyle dedi: "Bir
peygamber, kendi memleketinden ve evinden başka yerde hor görülmez."
Mat.13: 58 İmansızlıkları yüzünden İsa orada pek fazla mucize yapmadı.
BÖLÜM 14
Yahya'nın Öldürülmesi
(Mar.6:14-29; Luk.9:7-9)
Mat.14: 1-2 O günlerde İsa'yla ilgili haberleri duyan bölge kralı* Hirodes,
adamlarına, "Bu, Vaftizci Yahya'dır" dedi. "Ölümden dirildi. Olağanüstü
güçlerin onda etkin olmasının nedeni budur."
Mat.14: 3 Hirodes, kardeşi Filipus'un karısı Hirodiya yüzünden Yahya'yı
tutuklatmış, bağlatıp zindana attırmıştı.
Mat.14: 4 Çünkü Yahya Hirodes'e, "O kadınla evlenmen Kutsal Yasa'ya
aykırıdır" demişti.
Mat.14: 5 Hirodes Yahya'yı öldürtmek istemiş, ama halktan korkmuştu. Çünkü
halk Yahya'yı peygamber sayıyordu.
Mat.14: 6-7 Hirodes'in doğum günü şenliği sırasında Hirodiya'nın kızı ortaya
çıkıp dans etti. Bu, Hirodes'in öyle hoşuna gitti ki, ant içerek kıza ne
dilerse vereceğini söyledi.
Mat.14: 8 Kız, annesinin kışkırtmasıyla, "Bana şimdi, bir tepsi üzerinde
Vaftizci Yahya'nın başını ver" dedi.
Mat.14: 9 Kral buna çok üzüldüyse de, konuklarının önünde içtiği anttan
ötürü bu dileğin yerine getirilmesini buyurdu.
Mat.14: 10 Adam gönderip zindanda Yahya'nın başını kestirdi.
Mat.14: 11 Kesik baş tepsiyle getirilip kıza verildi, kız da bunu annesine
götürdü.
Mat.14: 12 Yahya'nın öğrencileri gelip cesedi aldılar ve gömdüler. Sonra
gidip İsa'ya haber verdiler.
İsa Beş Bin Kişiyi Doyuruyor
(Mar.6:30-44; Luk.9:10-17; Yu.6:1-14)
Mat.14: 13 İsa bunu duyunca, tek başına tenha bir yere çekilmek üzere bir
tekneyle oradan ayrıldı. Bunu öğrenen halk, kentlerden çıkıp O'nu yaya
olarak izledi.
Mat.14: 14 İsa tekneden inince büyük bir kalabalıkla karşılaştı. Onlara
acıdı ve hasta olanlarını iyileştirdi.
Mat.14: 15 Akşama doğru öğrencileri yanına gelip, "Burası ıssız bir yer"
dediler, "Vakit de geç oldu. Halkı salıver de köylere gidip kendilerine
yiyecek alsınlar."
Mat.14: 16 İsa, "Gitmelerine gerek yok, onlara siz yiyecek verin" dedi.
Mat.14: 17 Öğrenciler, "Burada beş ekmekle iki balıktan başka bir şeyimiz
yok ki" dediler.
Mat.14: 18 İsa, "Onları buraya, bana getirin" dedi.
Mat.14: 19 Halka çayıra oturmalarını buyurduktan sonra, beş ekmekle iki
balığı aldı, gözlerini göğe kaldırarak şükretti; sonra ekmekleri bölüp
öğrencilerine verdi, onlar da halka dağıttılar.
Mat.14: 20 Herkes yiyip doydu. Artakalan parçalardan on iki sepet dolusu
topladılar.
Mat.14: 21 Yemek yiyenlerin sayısı, kadın ve çocuklar hariç, yaklaşık beş
bin erkekti.
İsa Su Üstünde Yürüyor
(Mar.6:45-56; Yu.6:15-21)
Mat.14: 22 Bundan hemen sonra İsa öğrencilerine, tekneye binip kendisinden
önce karşı yakaya geçmelerini buyurdu. Bu arada halkı evlerine gönderecekti.
Mat.14: 23 Halkı gönderdikten sonra dua etmek için tek başına dağa çıktı.
Akşam olurken orada yalnızdı.
Mat.14: 24 O sırada tekne kıyıdan bir hayli uzakta*fx* dalgalarla
boğuşuyordu. Çünkü rüzgar karşı yönden esiyordu.
Mat.14: 25 Sabaha karşı*fx* İsa, gölün üstünde yürüyerek onlara yaklaştı.
Mat.14: 26 Öğrenciler, O'nun gölün üstünde yürüdüğünü görünce dehşete
kapıldılar. "Bu bir hayalet!" diyerek korkuyla bağrıştılar.
Mat.14: 27 Ama İsa hemen onlara seslenerek, "Cesur olun, benim, korkmayın!"
dedi.
Mat.14: 28 Petrus buna karşılık, "Ya Rab" dedi, "Eğer sen isen, buyruk ver
suyun üstünden yürüyerek sana geleyim."
Mat.14: 29 İsa, "Gel!" dedi. Petrus da tekneden indi, suyun üstünden
yürüyerek İsa'ya yaklaştı.
Mat.14: 30 Ama rüzgarın ne kadar güçlü estiğini görünce korktu, batmaya
başladı. "Ya Rab, beni kurtar!" diye bağırdı.
Mat.14: 31 İsa hemen elini uzatıp onu tuttu. Ona, "Ey kıt imanlı, neden
kuşku duydun?" dedi.
Mat.14: 32 Onlar tekneye bindikten sonra rüzgar dindi.
Mat.14: 33 Teknedekiler, "Sen gerçekten Tanrı'nın Oğlu'sun" diyerek O'na
tapındılar.
Mat.14: 34 Gölü aşıp Ginnesar'da karaya çıktılar.
Mat.14: 35 Yöre halkı İsa'yı tanıyınca çevreye haber saldı. Bütün hastaları
O'na getirdiler.
Mat.14: 36 Giysisinin eteğine bir dokunsak diye yalvarıyorlardı.
Dokunanların hepsi iyileşti.
BÖLÜM 15
Töre mi, Tanrı'nın Sözü mü?
(Mar.7:1-13)
Mat.15: 1-2 Bu sırada Yeruşalim'den bazı Ferisiler ve din bilginleri İsa'ya
gelip, "Öğrencilerin neden atalarımızın töresini çiğniyor?" diye sordular,
"Yemekten önce ellerini yıkamıyorlar."
Mat.15: 3 İsa onlara şu karşılığı verdi: "Ya siz, neden töreniz uğruna Tanrı
buyruğunu çiğniyorsunuz?
Mat.15: 4 Çünkü Tanrı şöyle buyurdu: 'Annene babana saygı göstereceksin';
'Annesine ya da babasına söven kesinlikle öldürülecektir.'
Mat.15: 5-6 Ama siz, 'Her kim anne ya da babasına, benden alacağın bütün
yardım Tanrı'ya adanmıştır derse, artık babasına saygı göstermek zorunda
değildir' diyorsunuz. Böylelikle, töreniz uğruna Tanrı'nın sözünü geçersiz
kılmış oluyorsunuz.
Mat.15: 7-8 Ey ikiyüzlüler! Yeşaya'nın sizinle ilgili şu peygamberlik sözü
ne kadar yerindedir: 'Bu halk dudaklarıyla beni sayar, Ama yürekleri benden
uzak.
Mat.15: 9 Bana boşuna taparlar. Çünkü öğrettikleri, sadece insan
buyruklarıdır.'"
İnsanı Kirleten Nedir?
(Mar.7:14-23)
Mat.15: 10 İsa, halkı yanına çağırıp onlara, "Dinleyin ve şunu belleyin"
dedi.
Mat.15: 11 "Ağızdan giren şey insanı kirletmez. İnsanı kirleten ağızdan
çıkandır."
Mat.15: 12 Bu sırada öğrencileri O'na gelip, "Biliyor musun?" dediler,
"Ferisiler bu sözü duyunca gücendiler."
Mat.15: 13 İsa şu karşılığı verdi: "Göksel Babam'ın dikmediği her fidan
kökünden sökülecektir.
Mat.15: 14 Bırakın onları; onlar körlerin kör kılavuzlarıdır. Eğer kör köre
kılavuzluk ederse, ikisi de çukura düşer."
Mat.15: 15 Petrus, "Bu benzetmeyi bize açıkla" dedi.
Mat.15: 16 "Siz de mi hâlâ anlamıyorsunuz?" diye sordu İsa.
Mat.15: 17 "Ağza giren her şeyin mideye indiğini, oradan da helaya
atıldığını bilmiyor musunuz?
Mat.15: 18 Ne var ki ağızdan çıkan, yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten de
budur.
Mat.15: 19 Çünkü kötü düşünceler, cinayet, zina, fuhuş, hırsızlık, yalan
yere tanıklık ve iftira hep yürekten kaynaklanır.
Mat.15: 20 İnsanı kirleten bunlardır. Yıkanmamış ellerle yemek yemek insanı
kirletmez."
Kenanlı Kadının İmanı
(Mar.7:24-30)
Mat.15: 21 İsa oradan ayrılıp Sur ve Sayda bölgesine geçti.
Mat.15: 22 O yöreden Kenanlı bir kadın İsa'ya gelip, "Ya Rab, ey Davut Oğlu,
halime acı! Kızım cine tutuldu, çok kötü durumda" diye feryat etti.
Mat.15: 23 İsa kadına hiçbir karşılık vermedi. Öğrencileri yaklaşıp, "Sal
şunu, gitsin!" diye rica ettiler. "Arkamızdan bağırıp duruyor."
Mat.15: 24 İsa, "Ben yalnız İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına
gönderildim" diye yanıtladı.
Mat.15: 25 Kadın ise yaklaşıp, "Ya Rab, bana yardım et!" diyerek O'nun
önünde yere kapandı*fx*.
Mat.15: 26 İsa ona, "Çocukların ekmeğini alıp köpeklere atmak doğru
değildir" dedi.
Mat.15: 27 Kadın, "Haklısın, ya Rab" dedi. "Ama köpekler de efendilerinin
sofrasından düşen kırıntıları yer."
Mat.15: 28 O zaman İsa ona şu karşılığı verdi: "Ey kadın, imanın büyük!
Dilediğin gibi olsun." Ve kadının kızı o saatte iyileşti.
İsa Dört Bin Kişiyi Doyuruyor
(Mar.8:1-10)
Mat.15: 29 İsa oradan ayrıldı, Celile Gölü'nün kıyısından geçerek dağa çıkıp
oturdu.
Mat.15: 30 Yanına büyük bir kalabalık geldi. Beraberlerinde kötürüm, kör,
çolak, dilsiz ve daha birçok hasta getirdiler. Hastaları O'nun ayaklarının
dibine bıraktılar. O da onları iyileştirdi.
Mat.15: 31 Halk, dilsizlerin konuştuğunu, çolakların iyileştiğini, körlerin
gördüğünü, kötürümlerin yürüdüğünü görünce şaştı ve İsrail'in Tanrısı'nı
yüceltti.
Mat.15: 32 İsa öğrencilerini yanına çağırıp, "Halka acıyorum" dedi. "Üç
gündür yanımdalar, yiyecek hiçbir şeyleri yok. Onları aç aç evlerine
göndermek istemiyorum, yolda bayılabilirler."
Mat.15: 33 Öğrenciler kendisine, "Böyle ıssız bir yerde bu kadar kalabalığı
doyuracak ekmeği nereden bulalım?" dediler.
Mat.15: 34 İsa, "Kaç ekmeğiniz var?" diye sordu. "Yedi ekmekle birkaç küçük
balığımız var" dediler.
Mat.15: 35 Bunun üzerine İsa, halka yere oturmalarını buyurdu.
Mat.15: 36 Yedi ekmekle balıkları aldı, şükredip bunları böldü,
öğrencilerine verdi. Onlar da halka dağıttılar.
Mat.15: 37 Herkes yiyip doydu. Artakalan parçalardan yedi küfe dolusu
topladılar.
Mat.15: 38 Yemek yiyenlerin sayısı, kadın ve çocuklar hariç, dört bin
erkekti.
Mat.15: 39 İsa, halkı evlerine gönderdikten sonra tekneye binip Magadan
bölgesine geçti.
BÖLÜM 16
Doğaüstü Bir Belirti İsteniyor
(Mar.8:11-13; Luk.12:54-56)
Mat.16: 1 Ferisiler'le Sadukiler* İsa'nın yanına geldiler. O'nu denemek
amacıyla kendilerine gökten bir belirti göstermesini istediler.
Mat.16: 2 İsa onlara şu karşılığı verdi: "Akşam, 'Gökyüzü kızıl olduğuna
göre hava iyi olacak' dersiniz.
Mat.16: 3 Sabah, 'Bugün gök kızıl ve bulutlu, hava bozacak' dersiniz.
Gökyüzünün görünümünü yorumlayabiliyorsunuz da, zamanın belirtilerini
yorumlayamıyor musunuz?
Mat.16: 4 Kötü ve vefasız kuşak bir belirti istiyor! Ama ona Yunus'un
belirtisinden başka bir belirti gösterilmeyecek." Sonra İsa onları bırakıp
gitti.
Ferisiler'le Sadukiler'in Mayası
(Mar.8:14-21)
Mat.16: 5 Öğrenciler gölün karşı yakasına geçerken ekmek almayı
unutmuşlardı.
Mat.16: 6 İsa onlara, "Dikkatli olun, Ferisiler'in ve Sadukiler'in
mayasından kaçının!" dedi.
Mat.16: 7 Onlar ise kendi aralarında tartışarak, "Ekmek almadığımız için
böyle diyor" dediler.
Mat.16: 8 Bunun farkında olan İsa şöyle dedi: "Ey kıt imanlılar! Ekmeğiniz
yok diye niçin tartışıyorsunuz?
Mat.16: 9-10 Hâlâ anlamıyor musunuz? Beş ekmekle beş bin kişinin doyduğunu,
kaç sepet dolusu yemek fazlası topladığınızı hatırlamıyor musunuz? Yedi
ekmekle dört bin kişinin doyduğunu, kaç küfe dolusu yemek fazlası
topladığınızı hatırlamıyor musunuz?
Mat.16: 11 Ben size, 'Ferisiler'in ve Sadukiler'in mayasından kaçının'
derken, ekmekten söz etmediğimi nasıl olur da anlamazsınız?"
Mat.16: 12 Ekmek mayasından değil de, Ferisiler'le Sadukiler'in öğretisinden
kaçının dediğini o zaman anladılar.
Petrus'un Mesih'i Tanıması
(Mar.8:27-30; Luk.9:18-21)
Mat.16: 13 İsa, Filipus Sezariyesi bölgesine geldiğinde öğrencilerine şunu
sordu: "Halk, İnsanoğlu'nun* kim olduğunu söylüyor?"
Mat.16: 14 Öğrencileri şu karşılığı verdiler: "Kimi Vaftizci Yahya, kimi
İlyas, kimi de Yeremya ya da peygamberlerden biridir diyor."
Mat.16: 15 İsa onlara, "Siz ne dersiniz" dedi, "Sizce ben kimim?"
Mat.16: 16 Simun Petrus, "Sen, yaşayan Tanrı'nın Oğlu Mesih'sin*" yanıtını
verdi.
Mat.16: 17 İsa ona, "Ne mutlu sana, Yunus oğlu Simun!" dedi. "Bu sırrı sana
açan insan*fx* değil, göklerdeki Babam'dır.
Mat.16: 18 Ben de sana şunu söyleyeyim, sen Petrus'sun*fx* ve ben kilisemi*
bu kayanın*fx* üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı
direnemeyecek.
Mat.16: 19 Göklerin Egemenliği'nin anahtarlarını sana vereceğim. Yeryüzünde
bağlayacağın her şey göklerde de bağlanmış olacak; yeryüzünde çözeceğin her
şey göklerde de çözülmüş olacak."
Mat.16: 20 Bu sözlerden sonra İsa, kendisinin Mesih olduğunu kimseye
söylememeleri için öğrencilerini uyardı.
İsa Ölüp Dirileceğini Önceden Bildiriyor
(Mar.8:31-9:1; Luk.9:22-27)
Mat.16: 21 Bundan sonra İsa, kendisinin Yeruşalim'e gitmesi, ileri gelenler,
başkâhinler ve din bilginlerinin elinden çok acı çekmesi, öldürülmesi ve
üçüncü gün dirilmesi gerektiğini öğrencilerine anlatmaya başladı.
Mat.16: 22 Bunun üzerine Petrus O'nu bir kenara çekip azarlamaya başladı.
"Tanrı korusun, ya Rab! Senin başına asla böyle bir şey gelmeyecek!" dedi.
Mat.16: 23 Ama İsa Petrus'a dönüp, "Çekil önümden, Şeytan!" dedi, "Bana
engel oluyorsun. Düşüncelerin Tanrı'ya değil, insana özgüdür."
Mat.16: 24 Sonra İsa, öğrencilerine şunları söyledi: "Ardımdan gelmek
isteyen kendini inkâr etsin, çarmıhını yüklenip beni izlesin.
Mat.16: 25 Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim uğruma
yitiren ise onu kurtaracaktır.
Mat.16: 26 İnsan bütün dünyayı kazanıp da canından olursa, bunun kendisine
ne yararı olur? İnsan kendi canına karşılık ne verebilir?
Mat.16: 27 İnsanoğlu*, Babası'nın görkemi içinde melekleriyle gelecek ve
herkese, yaptığının karşılığını verecektir.
Mat.16: 28 Size doğrusunu söyleyeyim, burada bulunanlar arasında,
İnsanoğlu'nun kendi egemenliği içinde gelişini görmeden ölümü tatmayacak
olanlar var."
BÖLÜM 17
İsa'nın Görünümü Değişiyor
(Mar.9:2-13; Luk.9:28-36)
Mat.17: 1 Altı gün sonra İsa, yanına yalnız Petrus, Yakup ve Yakup'un
kardeşi Yuhanna'yı alarak yüksek bir dağa çıktı.
Mat.17: 2 Onların gözü önünde İsa'nın görünümü değişti. Yüzü güneş gibi
parladı, giysileri ışık gibi bembeyaz oldu.
Mat.17: 3 O anda Musa'yla İlyas öğrencilere göründü. İsa'yla konuşuyorlardı.
Mat.17: 4 Petrus İsa'ya, "Ya Rab" dedi, "Burada bulunmamız ne iyi oldu!
İstersen burada üç çardak kurayım: Biri sana, biri Musa'ya, biri de
İlyas'a."
Mat.17: 5 Petrus daha konuşurken parlak bir bulut onlara gölge saldı.
Buluttan gelen bir ses, "Sevgili Oğlum budur, O'ndan hoşnudum. O'nu
dinleyin!" dedi.
Mat.17: 6 Öğrenciler bunu işitince, dehşet içinde yüzüstü yere kapandılar.
Mat.17: 7 İsa gelip onlara dokundu, "Kalkın, korkmayın!" dedi.
Mat.17: 8 Başlarını kaldırınca İsa'dan başka kimseyi göremediler.
Mat.17: 9 Dağdan inerlerken İsa onlara, "İnsanoğlu* ölümden dirilmeden,
gördüklerinizi kimseye söylemeyin" diye buyurdu.
Mat.17: 10 Öğrencileri O'na şunu sordular: "Peki, din bilginleri* neden önce
İlyas'ın gelmesi gerektiğini söylüyorlar?"
Mat.17: 11 İsa, "İlyas gerçekten gelecek ve her şeyi yeniden düzene koyacak"
diye yanıtladı.
Mat.17: 12 "Size şunu söyleyeyim, İlyas zaten geldi, ama onu tanımadılar,
ona yapmadıklarını bırakmadılar. Aynı şekilde İnsanoğlu da onların elinden
acı çekecektir."
Mat.17: 13 O zaman öğrenciler İsa'nın kendilerine Vaftizci Yahya'dan söz
ettiğini anladılar.
Cinli Çocuk İyileştiriliyor
(Mar.9:14-32; Luk.9:37-45)
Mat.17: 14 Kalabalığın yanına vardıklarında bir adam İsa'ya yaklaşıp önünde
diz çöktü.
Mat.17: 15 "Ya Rab" dedi, "Oğlumun haline acı! Sarası var, çok acı çekiyor.
Sık sık ateşe, suya düşüyor.
Mat.17: 16 Onu senin öğrencilerine getirdim, ama iyileştiremediler."
Mat.17: 17 İsa, "Ey imansız ve sapmış kuşak!" dedi. "Sizinle daha ne kadar
kalacağım? Size daha ne kadar katlanacağım? Çocuğu buraya, bana getirin."
Mat.17: 18 İsa cini azarlayınca, cin çocuktan çıktı, çocuk o anda iyileşti.
Mat.17: 19 Sonra öğrenciler tek başlarına İsa'ya gelip, "Biz cini neden
kovamadık?" diye sordular.
Mat.17: 20-21 İsa, "İmanınız kıt olduğu için" karşılığını verdi. "Size
doğrusunu söyleyeyim, bir hardal tanesi kadar imanınız olsa şu dağa,
'Buradan şuraya göç' derseniz, göçer; sizin için imkânsız bir şey
olmayacaktır."*fx*
İsa Ölüp Dirileceğini Tekrar Bildiriyor
(Mar.9:30-32; Luk.9:43-45)
Mat.17: 22-23 Celile'de bir araya geldiklerinde İsa onlara, "İnsanoğlu*,
insanların eline teslim edilecek ve öldürülecek, ama üçüncü gün dirilecek"
dedi. Öğrenciler buna çok kederlendiler.
Tapınak Vergisi
Mat.17: 24 Kefarnahum'a geldiklerinde, iki dirhemlik tapınak vergisini*fx*
toplayanlar Petrus'a gelip, "Öğretmeniniz tapınak vergisini ödemiyor mu?"
diye sordular.
Mat.17: 25 Petrus, "Ödüyor" dedi. Petrus eve gelince, daha kendisi bir şey
söylemeden İsa ona, "Simun, ne dersin?" dedi. "Dünya kralları gümrük ya da
vergiyi kimlerden alır? Kendi oğullarından mı, yabancılardan mı?"
Mat.17: 26 Petrus'un, "Yabancılardan" demesi üzerine İsa, "O halde oğullar
muaftır" dedi.
Mat.17: 27 "Ama vergi toplayanları gücendirmeyelim. Göle gidip oltanı at.
Tuttuğun ilk balığı çıkar, onun ağzını aç, dört dirhemlik bir akçe*fx*
bulacaksın. Parayı al, ikimizin vergisi olarak onlara ver."
BÖLÜM 18
En Büyük Kim?
(Mar.9:33-37,42-48; Luk.9:46-48; 17:1-2)
Mat.18: 1 Bu sırada öğrencileri İsa'ya yaklaşıp, "Göklerin Egemenliği'nde en
büyük kimdir?" diye sordular.
Mat.18: 2-3 İsa, yanına küçük bir çocuk çağırdı, onu orta yere dikip şöyle
dedi: "Size doğrusunu söyleyeyim, yolunuzdan dönüp küçük çocuklar gibi
olmazsanız, Göklerin Egemenliği'ne asla giremezsiniz.
Mat.18: 4 Kim bu çocuk gibi alçakgönüllü olursa, Göklerin Egemenliği'nde en
büyük odur.
Mat.18: 5 Böyle bir çocuğu benim adım uğruna kabul eden, beni kabul etmiş
olur.
Mat.18: 6 "Ama kim bana iman eden bu küçüklerden birini günaha düşürürse,
boynuna kocaman bir değirmen taşı asılıp denizin dibine atılması kendisi
için daha iyi olur.
Mat.18: 7 İnsanı günaha düşüren tuzaklardan ötürü vay dünyanın haline! Böyle
tuzakların olması kaçınılmazdır. Ama bu tuzaklara aracılık eden kişinin vay
haline!
Mat.18: 8 "Eğer elin ya da ayağın günah işlemene neden olursa, onu kesip at.
Tek el, tek ayakla yaşama kavuşman, iki elle, iki ayakla sönmez ateşe
atılmandan iyidir.
Mat.18: 9 Eğer gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Tek gözle
yaşama kavuşman, iki gözle cehennem ateşine atılmandan iyidir.
Mat.18: 10-11 "Bu küçüklerden birini bile hor görmekten sakının! Size şunu
söyleyeyim, onların göklerdeki melekleri, göklerdeki Babam'ın yüzünü her
zaman görürler."*fx*
Kaybolan Koyun Benzetmesi
(Luk.15:3-7)
Mat.18: 12 "Siz ne dersiniz? Bir adamın yüz koyunu olsa ve bunlardan biri
yolunu şaşırsa, doksan dokuzunu dağlarda bırakıp yolunu şaşıranı aramaya
gitmez mi?
Mat.18: 13 Size doğrusunu söyleyeyim, eğer onu bulursa, yolunu şaşırmamış
doksan dokuz koyun için sevindiğinden daha çok onun için sevinir.
Mat.18: 14 Bunun gibi, göklerdeki Babanız da bu küçüklerden hiçbirinin
kaybolmasını istemez."
Bir Kardeş Günah İşlerse
Mat.18: 15 "Eğer kardeşin sana karşı günah işlerse, ona git, suçunu
kendisine göster. Her şey yalnız ikinizin arasında kalsın. Kardeşin seni
dinlerse, onu kazanmış olursun.
Mat.18: 16 Ama dinlemezse, yanına bir ya da iki kişi daha al ki, söylenen
her şey iki ya da üç tanığın sözüyle doğrulansın.
Mat.18: 17 Onları da dinlemezse, durumu inanlılar topluluğuna* bildir.
Topluluğu da dinlemezse, onu putperest ya da vergi görevlisi* say.
Mat.18: 18 "Size doğrusunu söyleyeyim, yeryüzünde bağlayacağınız her şey
gökte de bağlanmış olacak. Yeryüzünde çözeceğiniz her şey gökte de çözülmüş
olacak.
Mat.18: 19 Yine size şunu söyleyeyim, yeryüzünde aranızdan iki kişi,
dileyecekleri herhangi bir şey için anlaşırlarsa, göklerdeki Babam
dileklerini yerine getirir.
Mat.18: 20 Nerede iki ya da üç kişi benim adımla toplanırsa, ben de orada,
aralarındayım."
Acımasız Köle Benzetmesi
Mat.18: 21 Bunun üzerine Petrus İsa'ya gelip, "Ya Rab" dedi, "Kardeşim bana
karşı kaç kez günah işlerse onu bağışlamalıyım? Yedi kez mi?"
Mat.18: 22 İsa, "Yedi kez değil" dedi. "Yetmiş kere yedi kez derim sana.
Mat.18: 23 Şöyle ki, Göklerin Egemenliği, köleleriyle hesaplaşmak isteyen
bir krala benzer.
Mat.18: 24 Kral hesap görmeye başladığında kendisine, borcu on bin talantı
bulan bir köle getirildi.
Mat.18: 25 Kölenin ödeme gücü olmadığından efendisi onun, karısının,
çocuklarının ve bütün malının satılıp borcun ödenmesini buyurdu.
Mat.18: 26 Köle yere kapanıp efendisine, 'Ne olur, sabret! Bütün borcumu
ödeyeceğim' dedi.
Mat.18: 27 Efendisi köleye acıdı, borcunu bağışlayıp onu salıverdi.
Mat.18: 28 "Ama köle çıkıp gitti, kendisine yüz dinar borcu olan başka bir
köleye rastladı. Onu yakalayıp, 'Borcunu öde' diyerek boğazına sarıldı.
Mat.18: 29 Bu köle yüzüstü yere kapandı, 'Ne olur, sabret! Borcumu
ödeyeceğim' diye yalvardı.
Mat.18: 30 Ama ilk köle bunu reddetti. Gitti, borcunu ödeyinceye dek adamı
zindana kapattı.
Mat.18: 31 Öteki köleler, olanları görünce çok üzüldüler. Efendilerine gidip
bütün olup bitenleri anlattılar.
Mat.18: 32 "Bunun üzerine efendisi köleyi yanına çağırdı. 'Ey kötü köle!'
dedi. 'Bana yalvardığın için bütün borcunu bağışladım.
Mat.18: 33 Benim sana acıdığım gibi, senin de köle arkadaşına acıman
gerekmez miydi?'
Mat.18: 34 Bu öfkeyle efendisi, bütün borcunu ödeyinceye dek onu
işkencecilere teslim etti.
Mat.18: 35 "Eğer her biriniz kardeşini gönülden bağışlamazsa, göksel Babam
da size öyle davranacaktır."
BÖLÜM 19
Boşanmayla İlgili Soru
(Mar.10:1-12)
Mat.19: 1 İsa konuşmasını bitirdikten sonra Celile'den ayrılıp Yahudiye'nin*
Şeria Irmağı'nın karşı yakasındaki topraklarına geçti.
Mat.19: 2 Büyük halk toplulukları da O'nun ardından gitti. Hasta olanları
orada iyileştirdi.
Mat.19: 3 İsa'nın yanına gelen bazı Ferisiler*, O'nu denemek amacıyla şunu
sordular: "Bir adamın, herhangi bir nedenle karısını boşaması Kutsal Yasa'ya
uygun mudur?"
Mat.19: 4-5 İsa şu karşılığı verdi: "Kutsal Yazılar'ı okumadınız mı? Yaradan
başlangıçtan 'İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı' ve şöyle dedi: 'Bu
nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden
olacak.'
Mat.19: 6 Şöyle ki, onlar artık iki değil, tek bedendir. O halde Tanrı'nın
birleştirdiğini, insan ayırmasın."
Mat.19: 7 Ferisiler İsa'ya, "Öyleyse" dediler, "Musa neden erkeğin boşanma
belgesi verip karısını boşayabileceğini söyledi?"
Mat.19: 8 İsa onlara, "İnatçı olduğunuz için Musa karılarınızı boşamanıza
izin verdi" dedi. "Başlangıçta bu böyle değildi.
Mat.19: 9 Ben size şunu söyleyeyim, karısını fuhuştan başka bir nedenle
boşayıp başkasıyla evlenen, zina etmiş olur. Boşanan kadınla evlenen de zina
etmiş olur*fx*."
Mat.19: 10 Öğrenciler İsa'ya, "Eğer erkekle karısı arasındaki ilişki buysa,
hiç evlenmemek daha iyi!" dediler.
Mat.19: 11 İsa onlara, "Herkes bu sözü kabul edemez, ancak Tanrı'nın güç
verdiği kişiler kabul edebilir" dedi.
Mat.19: 12 "Çünkü kimisi doğuştan hadımdır, kimisi insanlar tarafından hadım
edilir, kimisi de Göklerin Egemenliği uğruna kendini hadım sayar. Bunu kabul
edebilen etsin!"
İsa Küçük Çocukları Kutsuyor
(Mar.10:13-16; Luk.18:15-17)
Mat.19: 13-14 O sırada bazıları küçük çocukları İsa'nın yanına getirdiler;
ellerini onların üzerine koyup dua etmesini istediler. Öğrenciler onları
azarlayınca İsa, "Bırakın çocukları" dedi. "Bana gelmelerine engel olmayın!
Çünkü Göklerin Egemenliği böylelerinindir."
Mat.19: 15 Ellerini onların üzerine koyduktan sonra oradan ayrıldı.
Zenginlik ve Sonsuz Yaşam
(Mar.10:17-31; Luk.18:18-30)
Mat.19: 16 Adamın biri İsa'ya gelip, "Öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak
için nasıl bir iyilik yapmalıyım?" diye sordu.
Mat.19: 17 İsa, "Bana neden iyilik hakkında soru soruyorsun?" dedi. "İyi
olan yalnız biri var. Yaşama kavuşmak istiyorsan, O'nun buyruklarını yerine
getir."
Mat.19: 18-19 "Hangi buyrukları?" diye sordu adam. İsa şu karşılığı verdi:
"'Adam öldürmeyeceksin, zina etmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan yere
tanıklık etmeyeceksin, annene babana saygı göstereceksin' ve 'Komşunu kendin
gibi seveceksin.'"
Mat.19: 20 Genç adam, "Bunların hepsini yerine getirdim" dedi, "Daha ne
eksiğim var?"
Mat.19: 21 İsa ona, "Eğer eksiksiz olmak istiyorsan, git, varını yoğunu sat,
parasını yoksullara ver; böylece göklerde hazinen olur. Sonra gel, beni
izle" dedi.
Mat.19: 22 Genç adam bu sözleri işitince üzüntü içinde oradan uzaklaştı.
Çünkü çok malı vardı.
Mat.19: 23 İsa öğrencilerine, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "Zengin kişi
Göklerin Egemenliği'ne zor girecek.
Mat.19: 24 Yine şunu söyleyeyim ki, devenin iğne deliğinden geçmesi,
zenginin Tanrı Egemenliği'ne girmesinden daha kolaydır."
Mat.19: 25 Bunu işiten öğrenciler büsbütün şaşırdılar, "Öyleyse kim
kurtulabilir?" diye sordular.
Mat.19: 26 İsa onlara bakarak, "İnsanlar için bu imkânsız, ama Tanrı için
her şey mümkündür" dedi.
Mat.19: 27 Bunun üzerine Petrus O'na, "Bak" dedi, "Biz her şeyi bırakıp
senin ardından geldik, kazancımız ne olacak?"
Mat.19: 28 İsa onlara, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "Her şey
yenilendiğinde, İnsanoğlu* görkemli tahtına oturduğunda, siz, evet ardımdan
gelen sizler, on iki tahta oturup İsrail'in on iki oymağını
yargılayacaksınız.
Mat.19: 29 Benim adım uğruna evlerini, kardeşlerini, anne ya da babasını,
çocuklarını ya da topraklarını bırakan herkes, bunların yüz katını elde
edecek ve sonsuz yaşamı miras alacak.
Mat.19: 30 Ne var ki, birincilerin birçoğu sonuncu, sonuncuların birçoğu da
birinci olacak."
BÖLÜM 20
Bağcı Benzetmesi
Mat.20: 1 "Göklerin Egemenliği, sabah erkenden bağında çalışacak işçi
aramaya çıkan toprak sahibine benzer.
Mat.20: 2 Adam, işçilerle günlüğü bir dinara anlaşıp onları bağına gönderdi.
Mat.20: 3 "Saat* dokuza doğru tekrar dışarı çıktı, çarşı meydanında boş
duran başka adamlar gördü.
Mat.20: 4-5 Onlara, 'Siz de bağa gidip çalışın. Hakkınız neyse, veririm'
dedi, onlar da bağa gittiler. "Öğleyin ve saat üçe doğru yine çıkıp aynı
şeyi yaptı.
Mat.20: 6 Saat beşe doğru çıkınca, orada duran başka işçiler gördü. Onlara,
'Neden bütün gün burada boş duruyorsunuz?' diye sordu.
Mat.20: 7 "'Kimse bize iş vermedi ki' dediler. "Onlara, 'Siz de bağa gidin,
çalışın' dedi.
Mat.20: 8 "Akşam olunca, bağın sahibi kâhyasına, 'İşçileri çağır' dedi.
'Sonuncudan başlayarak ilkine kadar, hepsine ücretlerini ver.'
Mat.20: 9 "Saat beşe doğru işe başlayanlar gelip kâhyadan birer dinar
aldılar.
Mat.20: 10 İlk başlayanlar gelince daha çok alacaklarını sandılar, ama
onlara da birer dinar verildi.
Mat.20: 11 Paralarını alınca bağ sahibine söylenmeye başladılar:
Mat.20: 12 'En son çalışanlar yalnız bir saat çalıştı' dediler. 'Ama onları
günün yükünü ve sıcağını çeken bizlerle bir tuttun!'
Mat.20: 13 "Bağ sahibi onlardan birine şöyle karşılık verdi: 'Arkadaş, sana
haksızlık etmiyorum ki! Seninle bir dinara anlaşmadık mı?
Mat.20: 14 Hakkını al, git! Sana verdiğimi sonuncuya da vermek istiyorum.
Mat.20: 15 Kendi paramla istediğimi yapmaya hakkım yok mu? Yoksa
cömertliğimi kıskanıyor musun?'
Mat.20: 16 "İşte böylece sonuncular birinci, birinciler de sonuncu olacak."
İsa Ölüp Dirileceğini Üçüncü Kez Bildiriyor
(Mar.10:32-34; Luk.18:31-34)
Mat.20: 17-18 İsa Yeruşalim'e giderken, yolda on iki öğrencisini bir yana
çekip onlara özel olarak şunu söyledi: "Şimdi Yeruşalim'e gidiyoruz.
İnsanoğlu*, başkâhinlerin ve din bilginlerinin eline teslim edilecek, onlar
da O'nu ölüm cezasına çarptıracaklar.
Mat.20: 19 O'nunla alay etmeleri, kamçılayıp çarmıha germeleri için O'nu
öteki uluslara teslim edecekler. Ne var ki O, üçüncü gün dirilecek."
Bir Annenin İsteği
(Mar.10:35-45)
Mat.20: 20 O sırada Zebedi oğullarının annesi oğullarıyla birlikte İsa'ya
yaklaştı. Önünde yere kapanarak kendisinden bir dileği olduğunu söyledi.
Mat.20: 21 İsa kadına, "Ne istiyorsun?" diye sordu. Kadın, "Buyruk ver,
senin egemenliğinde bu iki oğlumdan biri sağında, biri solunda otursun"
dedi.
Mat.20: 22 "Siz ne dilediğinizi bilmiyorsunuz" diye karşılık verdi İsa.
"Benim içeceğim kâseden* siz içebilir misiniz?" "Evet, içebiliriz" dediler.
Mat.20: 23 İsa onlara, "Elbette benim kâsemden içeceksiniz" dedi, "Ama
sağımda ya da solumda oturmanıza izin vermek benim elimde değil. Babam bu
yerleri belirli kişiler için hazırlamıştır."
Mat.20: 24 Bunu işiten on öğrenci iki kardeşe kızdılar.
Mat.20: 25 Ama İsa onları yanına çağırıp şöyle dedi: "Bilirsiniz ki,
ulusların önderleri onlara egemen kesilir, ileri gelenleri de ağırlıklarını
hissettirirler.
Mat.20: 26 Sizin aranızda böyle olmayacak. Aranızda büyük olmak isteyen,
ötekilerin hizmetkârı olsun.
Mat.20: 27 Aranızda birinci olmak isteyen, ötekilerin kulu olsun.
Mat.20: 28 Nitekim İnsanoğlu*, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve
canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi."
İki Körün Gözleri Açılıyor
(Mar.10:46-52; Luk.18:35-43)
Mat.20: 29 Eriha'dan ayrılırlarken büyük bir kalabalık İsa'nın ardından
gitti.
Mat.20: 30 Yol kenarında oturan iki kör, İsa'nın oradan geçmekte olduğunu
duyunca, "Ya Rab, ey Davut Oğlu*, halimize acı!" diye bağırdılar.
Mat.20: 31 Kalabalık onları azarlayarak susturmak istediyse de onlar, "Ya
Rab, ey Davut Oğlu, halimize acı!" diyerek daha çok bağırdılar.
Mat.20: 32 İsa durup onları çağırdı. "Sizin için ne yapmamı istiyorsunuz?"
diye sordu.
Mat.20: 33 Onlar da, "Ya Rab, gözlerimiz açılsın" dediler.
Mat.20: 34 İsa onlara acıdı, gözlerine dokundu. O anda yeniden görmeye
başladılar ve O'nun ardından gittiler.
BÖLÜM 21
İsa'nın Yeruşalim'e Girişi
(Mar.11:1-11; Luk.19:28-40; Yu.12:12-19)
Mat.21: 1-2 Yeruşalim'e yaklaşıp Zeytin Dağı'nın yamacındaki Beytfaci
Köyü'ne geldiklerinde İsa, iki öğrencisini önden gönderdi. Onlara,
"Karşınızdaki köye gidin" dedi, "Hemen orada bağlı bir dişi eşek ve yanında
bir sıpa bulacaksınız. Onları çözüp bana getirin.
Mat.21: 3 Size bir şey diyen olursa, 'Rab'bin bunlara ihtiyacı var, hemen
geri gönderecek' dersiniz."
Mat.21: 4 Bu olay, peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin
diye oldu:
Mat.21: 5 "Siyon* kızına deyin ki, 'İşte, alçakgönüllü Kralın, Eşeğe, evet
sıpaya, Eşek yavrusuna binmiş Sana geliyor.'"
Mat.21: 6 Öğrenciler gidip İsa'nın kendilerine buyurduğu gibi yaptılar.
Mat.21: 7 Eşekle sıpayı getirip üzerlerine giysilerini yaydılar, İsa sıpaya
bindi.
Mat.21: 8 Halkın büyük bir bölümü giysilerini yolun üzerine serdi. Bazıları
da ağaçlardan dal kesip yola seriyordu.
Mat.21: 9 Önden giden ve arkadan gelen kalabalıklar şöyle bağırıyorlardı:
"Davut Oğlu'na hozana*! Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun, En yücelerde
hozana!"
Mat.21: 10 İsa Yeruşalim'e girdiği zaman bütün kent, "Bu kimdir?" diyerek
çalkandı.
Mat.21: 11 Kalabalıklar, "Bu, Celile'nin Nasıra Kenti'nden Peygamber
İsa'dır" diyordu.
İsa Satıcıları Tapınaktan Kovuyor
(Mar.11:15-19; Luk.19:45-48; Yu.2:13-22)
Mat.21: 12 İsa, tapınağın avlusuna girerek oradaki bütün alıcı ve satıcıları
dışarı kovdu. Para bozanların* masalarını, güvercin satanların sehpalarını
devirdi.
Mat.21: 13 Onlara şöyle dedi: "'Evime dua evi denecek' diye yazılmıştır. Ama
siz onu haydut inine çevirdiniz!"
Mat.21: 14 İsa tapınaktayken kendisine gelen kör ve kötürümleri iyileştirdi.
Mat.21: 15 Ne var ki, başkâhinlerle din bilginleri, O'nun yarattığı
harikaları ve tapınakta, "Davut Oğlu'na hozana!" diye bağıran çocukları
görünce öfkelendiler.
Mat.21: 16 İsa'ya, "Bunların ne söylediğini duyuyor musun?" diye sordular.
"Duyuyorum" dedi İsa. "Siz şu sözü hiç okumadınız mı? 'Küçük çocukların ve
emziktekilerin dudaklarından kendine övgüler döktürdün.'"
Mat.21: 17 İsa onları bırakıp kentten çıktı. Beytanya'ya dönüp geceyi orada
geçirdi.
Meyvesiz İncir Ağacı
(Mar.11:12-14,20-24)
Mat.21: 18 İsa sabah erkenden kente dönerken acıkmıştı.
Mat.21: 19 Yol kenarında gördüğü bir incir ağacına yaklaştı. Ağaçta
yapraktan başka bir şey bulamayınca ağaca, "Artık sonsuza dek sende meyve
yetişmesin!" dedi. İncir ağacı o anda kurudu.
Mat.21: 20 Öğrenciler bunu görünce şaşkına döndüler. "İncir ağacı birdenbire
nasıl kurudu?" diye sordular.
Mat.21: 21 İsa onlara şu karşılığı verdi: "Size doğrusunu söyleyeyim, eğer
imanınız olur da kuşku duymazsanız, yalnız incir ağacına olanı yapmakla
kalmazsınız; şu dağa, 'Kalk, denize atıl' derseniz, dediğiniz olacaktır.
Mat.21: 22 İmanla dua ederseniz, dilediğiniz her şeyi alırsınız."
İsa'nın Yetkisi
(Mar.11:27-33; Luk.20:1-8)
Mat.21: 23 İsa tapınağa girmiş öğretiyordu. Bu sırada başkâhinler ve halkın
ileri gelenleri O'nun yanına gelerek, "Bunları hangi yetkiyle yapıyorsun, bu
yetkiyi sana kim verdi?" diye sordular.
Mat.21: 24 İsa onlara şu karşılığı verdi: "Ben de size bir soru soracağım.
Bana yanıt verirseniz, ben de size bunları hangi yetkiyle yaptığımı
söylerim.
Mat.21: 25 Yahya'nın vaftiz etme yetkisi*fx* nereden geldi, Tanrı'dan
mı*fx*, insanlardan mı?" Bunu aralarında şöyle tartışmaya başladılar:
"'Tanrı'dan' dersek, bize, 'Öyleyse ona niçin inanmadınız?' diyecek.
Mat.21: 26 Yok eğer 'İnsanlardan' dersek... Halkın tepkisinden korkuyoruz.
Çünkü herkes Yahya'yı peygamber sayıyor."
Mat.21: 27 İsa'ya, "Bilmiyoruz" diye yanıt verdiler. İsa, "Ben de size
bunları hangi yetkiyle yaptığımı söylemeyeceğim" dedi.
İki Oğul Benzetmesi
Mat.21: 28 "Ama şuna ne dersiniz? Bir adamın iki oğlu vardı. Adam
birincisine gidip, 'Oğlum, git bugün bağda çalış' dedi.
Mat.21: 29 "Oğlu, 'Gitmem!' dedi. Ama sonra pişman olup gitti.
Mat.21: 30 "Adam ikinci oğluna gidip aynı şeyi söyledi. O, 'Olur, efendim'
dedi, ama gitmedi.
Mat.21: 31 "İkisinden hangisi babasının isteğini yerine getirmiş oldu?"
"Birincisi" diye karşılık verdiler. İsa da onlara, "Size doğrusunu
söyleyeyim, vergi görevlileriyle fahişeler, Tanrı'nın Egemenliği'ne sizden
önce giriyorlar" dedi.
Mat.21: 32 "Yahya size doğruluk yolunu göstermeye geldi, ona inanmadınız.
Oysa vergi görevlileriyle fahişeler ona inandılar. Siz bunu gördükten sonra
bile pişman olup ona inanmadınız."
Bağ Kiracıları Benzetmesi
(Mar.12:1-12; Luk.20:9-19)
Mat.21: 33 "Bir benzetme daha dinleyin: Toprak sahibi bir adam, bağ dikti,
çevresini çitle çevirdi, üzüm sıkma çukuru kazdı, bir de bekçi kulesi yaptı.
Sonra bağı bağcılara kiralayıp yolculuğa çıktı.
Mat.21: 34 Bağbozumu yaklaşınca, üründen kendisine düşeni almaları için
kölelerini bağcılara yolladı.
Mat.21: 35 Bağcılar adamın kölelerini yakaladı, birini dövdü, birini
öldürdü, ötekini de taşladı.
Mat.21: 36 Bağ sahibi bu kez ilkinden daha çok sayıda köle yolladı. Bağcılar
bunlara da aynı şeyi yaptılar.
Mat.21: 37 Sonunda bağ sahibi, 'Oğlumu sayarlar' diyerek bağcılara onu
yolladı.
Mat.21: 38 "Ama bağcılar adamın oğlunu görünce birbirlerine, 'Mirasçı bu;
gelin, onu öldürüp mirasına konalım' dediler.
Mat.21: 39 Böylece onu yakaladılar, bağdan atıp öldürdüler.
Mat.21: 40 Bu durumda bağın sahibi geldiği zaman bağcılara ne yapacak?"
Mat.21: 41 İsa'ya şu karşılığı verdiler: "Bu korkunç adamları korkunç bir
şekilde yok edecek; bağı da, ürününü kendisine zamanında verecek olan başka
bağcılara kiralayacak."
Mat.21: 42 İsa onlara şunu sordu: "Kutsal Yazılar'da şu sözleri hiç
okumadınız mı? 'Yapıcıların reddettiği taş, İşte köşenin baş taşı oldu.
Rab'bin işidir bu, Gözümüzde harika bir iş!'
Mat.21: 43 "Bu nedenle size şunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği sizden
alınacak ve bunun ürünlerini yetiştiren bir ulusa verilecek.
Mat.21: 44 "Bu taşın üzerine düşen, paramparça olacak; taş da kimin üzerine
düşerse, onu ezip toz edecek."
Mat.21: 45 Başkâhinler ve Ferisiler, İsa'nın anlattığı benzetmeleri duyunca
bunları kendileri için söylediğini anladılar.
Mat.21: 46 O'nu tutuklamak istedilerse de, halkın tepkisinden korktular.
Çünkü halk, O'nu peygamber sayıyordu.
BÖLÜM 22
Düğün Şöleni Benzetmesi
(Luk.14:15-24)
Mat.22: 1-2 İsa söz alıp onlara yine benzetmelerle şöyle seslendi: "Göklerin
Egemenliği, oğlu için düğün şöleni hazırlayan bir krala benzer.
Mat.22: 3 Kral şölene davet ettiklerini çağırmak üzere kölelerini gönderdi,
ama davetliler gelmek istemedi.
Mat.22: 4 "Kral yine başka kölelerini gönderirken onlara dedi ki,
'Davetlilere şunu söyleyin: Bakın, ben ziyafetimi hazırladım. Sığırlarım,
besili hayvanlarım kesildi. Her şey hazır, buyrun şölene!'
Mat.22: 5 "Ama davetliler aldırmadılar. Biri tarlasına, biri ticaretine
gitti.
Mat.22: 6 Öbürleri de kralın kölelerini yakalayıp hırpaladılar ve
öldürdüler.
Mat.22: 7 Kral öfkelendi. Ordularını gönderip o katilleri yok etti,
kentlerini ateşe verdi.
Mat.22: 8 "Sonra kölelerine şöyle dedi: 'Düğün şöleni hazır, ama
çağırdıklarım buna layık değilmiş.
Mat.22: 9 Gidin yol kavşaklarına, kimi bulursanız düğüne çağırın.'
Mat.22: 10 Böylece köleler yollara döküldü, iyi kötü kimi buldularsa,
hepsini topladılar. Düğün yeri konuklarla doldu.
Mat.22: 11 "Kral konukları görmeye geldiğinde, orada düğün giysisi giymemiş
bir adam gördü.
Mat.22: 12 Ona, 'Arkadaş, düğün giysisi giymeden buraya nasıl girdin?' diye
sorunca, adamın dili tutuldu.
Mat.22: 13 "O zaman kral, uşaklarına, 'Şunun ellerini ayaklarını bağlayın,
dışarıya, karanlığa atın!' dedi. 'Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.'
Mat.22: 14 "Çünkü çağrılanlar çok, ama seçilenler azdır."
Sezar'ın Hakkı Sezar'a
(Mar.12:13-17; Luk.20:20-26)
Mat.22: 15 Bunun üzerine Ferisiler çıkıp gittiler. İsa'yı, kendi söyleyeceği
sözlerle tuzağa düşürmek amacıyla düzen kurdular.
Mat.22: 16 Hirodes* yanlılarıyla birlikte gönderdikleri kendi öğrencileri
İsa'ya gelip, "Öğretmenimiz" dediler, "Senin dürüst biri olduğunu, Tanrı
yolunu dürüstçe öğrettiğini, kimseyi kayırmadığını biliyoruz. Çünkü insanlar
arasında ayrım yapmazsın.
Mat.22: 17 Peki, söyle bize, sence Sezar'a* vergi vermek Kutsal Yasa'ya
uygun mu değil mi?"
Mat.22: 18 İsa onların kötü niyetlerini bildiğinden, "Ey ikiyüzlüler!" dedi.
"Beni neden deniyorsunuz?
Mat.22: 19 Vergi öderken kullandığınız parayı gösterin bana!" O'na bir dinar
getirdiler.
Mat.22: 20 İsa, "Bu resim, bu yazı kimin?" diye sordu.
Mat.22: 21 "Sezar'ın" dediler.O zaman İsa, "Öyleyse Sezar'ın hakkını
Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin" dedi.
Mat.22: 22 Bu sözleri duyunca şaştılar, İsa'yı bırakıp gittiler.
Dirilişle İlgili Soru
(Mar.12:18-27; Luk.20:27-40)
Mat.22: 23-24 Ölümden sonra diriliş olmadığını söyleyen Sadukiler*, aynı gün
İsa'ya gelip şunu sordular: "Öğretmenimiz, Musa şöyle buyurmuştur: 'Eğer bir
adam çocuk sahibi olmadan ölürse, kardeşi onun karısını alsın, soyunu
sürdürsün.'
Mat.22: 25 Aramızda yedi kardeş vardı. İlki evlendi ve öldü. Çocuğu
olmadığından karısını kardeşine bıraktı.
Mat.22: 26 İkincisi, üçüncüsü, yedincisine kadar hepsine aynı şey oldu.
Mat.22: 27 Hepsinden sonra kadın da öldü.
Mat.22: 28 Buna göre diriliş günü kadın bu yedi kardeşten hangisinin karısı
olacak? Çünkü hepsi de onunla evlendi."
Mat.22: 29 İsa onlara, "Siz Kutsal Yazılar'ı ve Tanrı'nın gücünü
bilmediğiniz için yanılıyorsunuz" diye karşılık verdi.
Mat.22: 30 "Dirilişten sonra insanlar ne evlenir, ne de evlendirilir,
gökteki melekler gibidirler.
Mat.22: 31 Ölülerin dirilmesi konusuna gelince, Tanrı'nın size bildirdiği şu
sözü okumadınız mı?
Mat.22: 32 'Ben İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un
Tanrısı'yım' diyor. Tanrı ölülerin değil, dirilerin Tanrısı'dır."
Mat.22: 33 Bunları işiten halk, O'nun öğretişine şaşıp kaldı.
En Büyük Buyruk
(Mar.12:28-34; Luk.10:25-28)
Mat.22: 34 Ferisiler, İsa'nın Sadukiler'i susturduğunu duyunca bir araya
toplandılar.
Mat.22: 35-36 Onlardan biri, bir Kutsal Yasa uzmanı, İsa'yı denemek amacıyla
O'na şunu sordu: "Öğretmenim, Kutsal Yasa'da en önemli buyruk hangisidir?"
Mat.22: 37 İsa ona şu karşılığı verdi: "'Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle,
bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin.'
Mat.22: 38 İşte ilk ve en önemli buyruk budur.
Mat.22: 39 İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: 'Komşunu kendin gibi
seveceksin.'
Mat.22: 40 Kutsal Yasa'nın tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa
dayanır."
Mesih Kimin Oğlu?
(Mar.12:35-37; Luk.20:41-44)
Mat.22: 41-42 Ferisiler toplu haldeyken İsa onlara şunu sordu: "Mesih'le*
ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O kimin oğludur?" Onlar da, "Davut'un Oğlu"
dediler.
Mat.22: 43 İsa şöyle dedi: "O halde nasıl oluyor da Davut, Ruh'tan
esinlenerek O'ndan 'Rab' diye söz ediyor? Şöyle diyor Davut:
Mat.22: 44 'Rab Rabbim'e dedi ki,Ben düşmanlarını Ayaklarının altına
serinceye dek Sağımda otur.'
Mat.22: 45 Davut O'ndan Rab diye söz ettiğine göre, O nasıl Davut'un Oğlu
olur?"
Mat.22: 46 İsa'ya hiç kimse karşılık veremedi. O günden sonra artık kimse de
O'na bir şey sormaya cesaret edemedi.
BÖLÜM 23
Vay Halinize!
(Mar.12:38-40; Luk.11:39-51; 13:34-35; 20:45-47)
Mat.23: 1-2 Bundan sonra İsa halka ve öğrencilerine şöyle seslendi: "Din
bilginleri* ve Ferisiler* Musa'nın kürsüsünde otururlar.
Mat.23: 3 Bu nedenle size söylediklerinin tümünü yapın ve yerine getirin,
ama onların yaptıklarını yapmayın. Çünkü söyledikleri şeyleri kendileri
yapmazlar.
Mat.23: 4 Ağır ve taşınması güç yükleri bağlayıp başkalarının sırtına
yüklerler, kendileriyse bu yükleri taşımak için parmaklarını bile oynatmak
istemezler.
Mat.23: 5 "Yaptıklarının tümünü gösteriş için yaparlar. Örneğin,
hamaillerini*fx* büyük, giysilerinin püsküllerini*fx* uzun yaparlar.
Mat.23: 6 Şölenlerde başköşeye, havralarda en seçkin yerlere kurulmaya
bayılırlar.
Mat.23: 7 Meydanlarda selamlanmaktan ve insanların kendilerini 'Rabbî*' diye
çağırmalarından zevk duyarlar.
Mat.23: 8 "Kimse sizi 'Rabbî' diye çağırmasın. Çünkü sizin tek öğretmeniniz
var ve hepiniz kardeşsiniz.
Mat.23: 9 Yeryüzünde kimseye 'Baba' demeyin. Çünkü tek Babanız var, O da
göksel Baba'dır.
Mat.23: 10 Kimse sizi 'Önder' diye çağırmasın. Çünkü tek önderiniz var, O da
Mesih'tir.
Mat.23: 11 Aranızda en üstün olan, ötekilerin hizmetkârı olsun.
Mat.23: 12 Kendini yücelten alçaltılacak, kendini alçaltan yüceltilecektir.
Mat.23: 13-14 "Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler!
Göklerin Egemenliği'nin kapısını insanların yüzüne kapıyorsunuz; ne kendiniz
içeri giriyor, ne de girmek isteyenleri bırakıyorsunuz!*fx*
Mat.23: 15 "Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Tek
bir kişiyi dininize döndürmek için denizleri, kıtaları dolaşırsınız.
Dininize döneni de kendinizden iki kat cehennemlik yaparsınız.
Mat.23: 16 "Vay halinize kör kılavuzlar! Diyorsunuz ki, 'Tapınak üzerine ant
içenin andı sayılmaz, ama tapınaktaki altın üzerine ant içen, andını yerine
getirmek zorundadır.'
Mat.23: 17 Budalalar, körler! Hangisi daha önemli, altın mı, altını kutsal
kılan tapınak mı?
Mat.23: 18 Yine diyorsunuz ki, 'Sunak üzerine ant içenin andı sayılmaz, ama
sunaktaki adağın üzerine ant içen, andını yerine getirmek zorundadır.'
Mat.23: 19 Ey körler! Hangisi daha önemli, adak mı, adağı kutsal kılan sunak
mı?
Mat.23: 20 Öyleyse sunak üzerine ant içen, hem sunağın hem de sunaktaki her
şeyin üzerine ant içmiş olur.
Mat.23: 21 Tapınak üzerine ant içen de hem tapınak, hem de tapınakta yaşayan
Tanrı üzerine ant içmiş olur.
Mat.23: 22 Gök üzerine ant içen, Tanrı'nın tahtı ve tahtta oturanın üzerine
ant içmiş olur.
Mat.23: 23 "Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz
nanenin, dereotunun ve kimyonun ondalığını verirsiniz de, Kutsal Yasa'nın
daha önemli konularını -adaleti, merhameti, sadakati- ihmal edersiniz.
Ondalık vermeyi ihmal etmeden asıl bunları yerine getirmeniz gerekirdi.
Mat.23: 24 Ey kör kılavuzlar! Küçük sineği süzer ayırır, ama deveyi
yutarsınız!
Mat.23: 25 "Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler!
Bardağın ve çanağın dışını temizlersiniz, oysa bunların içi açgözlülük ve
taşkınlıkla doludur.
Mat.23: 26 Ey kör Ferisi! Sen önce bardağın ve çanağın içini temizle ki,
dıştan da temiz olsunlar.
Mat.23: 27 "Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz
dıştan güzel görünen, ama içi ölü kemikleri ve her türlü pislikle dolu
badanalı mezarlara benzersiniz.
Mat.23: 28 Dıştan insanlara doğru görünürsünüz, ama içte ikiyüzlülük ve
kötülükle dolusunuz.
Mat.23: 29 "Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler!
Peygamberlerin mezarlarını yapar, doğru kişilerin anıtlarını donatırsınız.
Mat.23: 30 'Atalarımızın yaşadığı günlerde yaşasaydık, onlarla birlikte
peygamberlerin kanına girmezdik' diyorsunuz.
Mat.23: 31 Böylece, peygamberleri öldürenlerin torunları olduğunuza kendiniz
tanıklık ediyorsunuz.
Mat.23: 32 Haydi, atalarınızın başlattığı işi bitirin!
Mat.23: 33 "Sizi yılanlar, engerekler soyu! Cehennem cezasından nasıl
kaçacaksınız?
Mat.23: 34 İşte bunun için size peygamberler, bilge kişiler ve din
bilginleri gönderiyorum. Bunlardan kimini öldürecek, çarmıha gereceksiniz.
Kimini havralarınızda kamçılayacak, kentten kente kovalayacaksınız.
Mat.23: 35 Böylelikle, doğru kişi olan Habil'in kanından, tapınakla sunak
arasında öldürdüğünüz Berekya oğlu Zekeriya'nın kanına kadar, yeryüzünde
akıtılan her doğru kişinin kanından sorumlu tutulacaksınız.
Mat.23: 36 Size doğrusunu söyleyeyim, bunların hepsinden bu kuşak*fx*
sorumlu tutulacaktır.
Mat.23: 37 "Ey Yeruşalim! Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleri
taşlayan Yeruşalim! Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi ben
de kaç kez senin çocuklarını toplamak istedim, ama siz istemediniz.
Mat.23: 38 Bakın, eviniz ıssız bırakılacak!
Mat.23: 39 Size şunu söyleyeyim: 'Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun!'
diyeceğiniz zamana dek beni bir daha görmeyeceksiniz."
BÖLÜM 24
Sonun Belirtileri
(Mar.13:1-31; Luk.21:5-33)
Mat.24: 1 İsa tapınaktan çıkıp giderken, öğrencileri, tapınağın binalarını
O'na göstermek için yanına geldiler.
Mat.24: 2 İsa onlara, "Bütün bunları görüyor musunuz?" dedi. "Size doğrusunu
söyleyeyim, burada taş üstünde taş kalmayacak, hepsi yıkılacak!"
Mat.24: 3 İsa, Zeytin Dağı'nda otururken öğrencileri yalnız olarak yanına
geldiler. "Söyle bize" dediler, "Bu dediklerin ne zaman olacak, senin
gelişini ve çağın bitimini gösteren belirti ne olacak?"
Mat.24: 4 İsa onlara şu karşılığı verdi: "Sakın kimse sizi saptırmasın!
Mat.24: 5 Birçokları, 'Mesih* benim' diyerek benim adımla gelip birçok
kişiyi aldatacaklar.
Mat.24: 6 Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyacaksınız. Sakın korkmayın!
Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir.
Mat.24: 7 Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar,
depremler olacak.
Mat.24: 8 Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır.
Mat.24: 9 "O zaman sizi sıkıntıya sokacak, öldürecekler. Benim adımdan ötürü
bütün uluslar sizden nefret edecek.
Mat.24: 10 O zaman birçok kişi imandan sapacak, birbirlerini ele verecek ve
birbirlerinden nefret edecekler.
Mat.24: 11 Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi
saptıracak.
Mat.24: 12 Kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak.
Mat.24: 13 Ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır.
Mat.24: 14 Göksel egemenliğin bu Müjdesi bütün uluslara tanıklık olmak üzere
dünyanın her yerinde duyurulacak. İşte o zaman son gelecektir.
Mat.24: 15-16 "Peygamber Daniel'in sözünü ettiği yıkıcı iğrenç şeyin* kutsal
yerde dikildiğini gördüğünüz zaman -okuyan anlasın- Yahudiye'de bulunanlar
dağlara kaçsın.
Mat.24: 17 Damda olan, evindeki eşyalarını almak için aşağı inmesin.
Mat.24: 18 Tarlada olan, abasını almak için geri dönmesin.
Mat.24: 19 O günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline!
Mat.24: 20 Dua edin ki, kaçışınız kışa ya da Şabat Günü'ne* rastlamasın.
Mat.24: 21 Çünkü o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın
başlangıcından bu yana böylesi olmamış, bundan sonra da olmayacaktır.
Mat.24: 22 O günler kısaltılmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama
seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak.
Mat.24: 23 Eğer o zaman biri size, 'İşte Mesih burada', ya da 'İşte şurada'
derse, inanmayın.
Mat.24: 24 Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük
belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş
olanları bile saptıracaklar.
Mat.24: 25 İşte size önceden söylüyorum.
Mat.24: 26 "Bunun için size, 'İşte Mesih çölde' derlerse gitmeyin. 'Bakın,
iç odalarda' derlerse inanmayın.
Mat.24: 27 Çünkü İnsanoğlu'nun* gelişi, doğuda çakıp batıya kadar her
taraftan görülen şimşek gibi olacaktır.
Mat.24: 28 "Leş neredeyse, akbabalar oraya üşüşecek.
Mat.24: 29 "O günlerin sıkıntısından hemen sonra, 'Güneş kararacak, Ay ışık
vermez olacak, Yıldızlar gökten düşecek, Göksel güçler sarsılacak.'
Mat.24: 30 "O zaman İnsanoğlu'nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki
bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde
büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
Mat.24: 31 Kendisi güçlü bir borazan sesiyle meleklerini gönderecek.
Melekler O'nun seçtiklerini göğün bir ucundan öbür ucuna dek, dünyanın dört
bucağından toplayacaklar.
Mat.24: 32 "İncir ağacından ders alın! Dalları filizlenip yaprakları
sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız.
Mat.24: 33 Aynı şekilde, bütün bunların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin
ki, İnsanoğlu yakındır, kapıdadır.
Mat.24: 34 Size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar olmadan bu kuşak*fx*
ortadan kalkmayacak.
Mat.24: 35 Yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan
kalkmayacaktır."
Bilinmeyen Gün ve Saat
(Mar.13:32-37; Luk.12:41-48; 17:26-30,34-36)
Mat.24: 36 "O günü ve saati, ne gökteki melekler, ne de Oğul bilir; Baba'dan
başka kimse bilmez.
Mat.24: 37 Nuh'un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu'nun* gelişinde de öyle
olacak.
Mat.24: 38 Nuh'un gemiye bindiği güne dek, tufandan önceki günlerde insanlar
yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı.
Mat.24: 39 Tufan gelinceye, hepsini süpürüp götürünceye dek başlarına
geleceklerden habersizdiler. İnsanoğlu'nun gelişi de öyle olacak.
Mat.24: 40 O gün tarlada bulunan iki kişiden biri alınacak, biri
bırakılacak.
Mat.24: 41 Değirmende buğday öğüten iki kadından biri alınacak, biri
bırakılacak.
Mat.24: 42 "Bunun için uyanık kalın. Çünkü Rabbiniz'in geleceği günü
bilemezsiniz.
Mat.24: 43 Ama şunu bilin ki, ev sahibi, hırsızın gece hangi saatte
geleceğini bilse, uyanık kalır, evinin soyulmasına fırsat vermez.
Mat.24: 44 Bunun için siz de hazır olun! Çünkü İnsanoğlu beklemediğiniz
saatte gelecektir.
Mat.24: 45 "Efendinin, hizmetkârlarına vaktinde yiyecek vermek için
başlarına atadığı güvenilir ve akıllı köle kimdir?
Mat.24: 46 Efendisi eve döndüğünde işinin başında bulacağı o köleye ne
mutlu!
Mat.24: 47 Size doğrusunu söyleyeyim, efendisi onu bütün malının üzerinde
yetkili kılacak.
Mat.24: 48-51 Ama o köle kötü olur da içinden, 'Efendim gecikiyor' der ve
öteki köleleri dövmeye başlarsa, sarhoşlarla birlikte yiyip içerse,
efendisi, onun beklemediği günde, ummadığı saatte gelecek, onu şiddetle
cezalandırıp ikiyüzlülerle bir tutacak. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı
olacaktır."
BÖLÜM 25
On Kız Benzetmesi
Mat.25: 1 "O zaman Göklerin Egemenliği, kandillerini alıp güveyi karşılamaya
çıkan on kıza benzeyecek.
Mat.25: 2 Bunların beşi akıllı, beşi akılsızdı.
Mat.25: 3 Akılsızlar yanlarına kandillerini aldılar, ama yağ almadılar.
Mat.25: 4 Akıllılar ise, kandilleriyle birlikte kaplar içinde yağ da
aldılar.
Mat.25: 5 Güvey gecikince hepsini uyku bastı, dalıp uyudular.
Mat.25: 6 "Gece yarısı bir ses yankılandı: 'İşte güvey geliyor, onu
karşılamaya çıkın!'
Mat.25: 7 Bunun üzerine kızların hepsi kalkıp kandillerini tazelediler.
Mat.25: 8 "Akılsızlar akıllılara, 'Kandillerimiz sönüyor, bize yağ verin!'
dediler.
Mat.25: 9 "Akıllılar, 'Olmaz! Hem bize hem size yetmeyebilir. En iyisi
satıcılara gidin, kendinize yağ alın' dediler.
Mat.25: 10 "Ne var ki, onlar yağ satın almaya giderlerken güvey geldi.
Hazırlıklı olan kızlar, onunla birlikte düğün şölenine girdiler ve kapı
kapandı.
Mat.25: 11 "Daha sonra gelen öbür kızlar, 'Efendimiz, efendimiz, aç kapıyı
bize!' dediler.
Mat.25: 12 "Güvey ise, 'Size doğrusunu söyleyeyim, sizi tanımıyorum' dedi.
Mat.25: 13 "Bu nedenle uyanık kalın. Çünkü o günü ve o saati bilemezsiniz."
Emanet Para Benzetmesi
(Luk.19:11-27)
Mat.25: 14 "Göksel egemenlik, yolculuğa çıkan bir adamın kölelerini çağırıp
malını onlara emanet etmesine benzer.
Mat.25: 15 "Adam, her birinin yeteneğine göre, birine beş, birine iki,
birine de bir talant vererek yola çıktı.
Mat.25: 16 Beş talant alan, hemen gidip bu parayı işletti ve beş talant daha
kazandı.
Mat.25: 17 İki talant alan da iki talant daha kazandı.
Mat.25: 18 Bir talant alan ise gidip toprağı kazdı ve efendisinin parasını
sakladı.
Mat.25: 19 "Uzun zaman sonra bu kölelerin efendisi döndü, onlarla
hesaplaşmaya oturdu.
Mat.25: 20 Beş talant alan gelip beş talant daha getirdi, 'Efendimiz' dedi,
'Bana beş talant emanet etmiştin; bak, beş talant daha kazandım.'
Mat.25: 21 "Efendisi ona, 'Aferin, iyi ve güvenilir köle!' dedi. 'Sen küçük
işlerde güvenilir olduğunu gösterdin, ben de seni büyük işlerin başına
geçireceğim. Gel, efendinin şenliğine katıl!'
Mat.25: 22 "İki talant alan da geldi, 'Efendimiz' dedi, 'Bana iki talant
emanet etmiştin; bak, iki talant daha kazandım.'
Mat.25: 23 "Efendisi ona, 'Aferin, iyi ve güvenilir köle!' dedi. 'Sen küçük
işlerde güvenilir olduğunu gösterdin, ben de seni büyük işlerin başına
geçireceğim. Gel, efendinin şenliğine katıl!'
Mat.25: 24 "Sonra bir talant alan geldi, 'Efendimiz' dedi, 'Senin sert bir
adam olduğunu biliyordum. Ekmediğin yerden biçer, harman savurmadığın yerden
devşirirsin.
Mat.25: 25 Bu nedenle korktum, gidip senin verdiğin talantı toprağa gömdüm.
İşte, al paranı!'
Mat.25: 26-27 "Efendisi ona şu karşılığı verdi: 'Kötü ve tembel köle!
Ekmediğim yerden biçtiğimi, harman savurmadığım yerden devşirdiğimi
bildiğine göre paramı faize vermeliydin. Ben de geldiğimde onu faiziyle geri
alırdım...
Mat.25: 28 Haydi, elindeki talantı alın, on talantı olana verin!
Mat.25: 29 Çünkü kimde varsa, ona daha çok verilecek ve o bolluk içinde
olacak. Ama kimde yoksa, kendisinde olan da elinden alınacak.
Mat.25: 30 Şu yararsız köleyi dışarıya, karanlığa atın. Orada ağlayış ve diş
gıcırtısı olacaktır.'"
Yargı Günü
Mat.25: 31 "İnsanoğlu* kendi görkemi içinde bütün melekleriyle birlikte
gelince, görkemli tahtına oturacak.
Mat.25: 32 Ulusların hepsi O'nun önünde toplanacak, O da koyunları
keçilerden ayıran bir çoban gibi, insanları birbirinden ayıracak.
Mat.25: 33 Koyunları sağına, keçileri soluna alacak.
Mat.25: 34 "O zaman Kral, sağındaki kişilere, 'Sizler, Babam'ın
kutsadıkları, gelin!' diyecek. 'Dünya kurulduğundan beri sizin için
hazırlanmış olan egemenliği miras alın!
Mat.25: 35 Çünkü acıkmıştım, bana yiyecek verdiniz; susamıştım, bana içecek
verdiniz; yabancıydım, beni içeri aldınız.
Mat.25: 36 Çıplaktım, beni giydirdiniz; hastaydım, benimle ilgilendiniz;
zindandaydım, yanıma geldiniz.'
Mat.25: 37 "O vakit doğru kişiler O'na şu karşılığı verecek: 'Ya Rab, seni
ne zaman aç görüp doyurduk, susuz görüp su verdik?
Mat.25: 38 Ne zaman seni yabancı görüp içeri aldık, ya da çıplak görüp
giydirdik?
Mat.25: 39 Seni ne zaman hasta ya da zindanda görüp yanına geldik?'
Mat.25: 40 "Kral da onları şöyle yanıtlayacak: 'Size doğrusunu söyleyeyim,
bu en basit kardeşlerimden biri için yaptığınızı, benim için yapmış
oldunuz.'
Mat.25: 41 "Sonra solundakilere şöyle diyecek: 'Ey lanetliler, çekilin
önümden! İblis'le melekleri için hazırlanmış sönmez ateşe gidin!
Mat.25: 42-43 Çünkü acıkmıştım, bana yiyecek vermediniz; susamıştım, bana
içecek vermediniz; yabancıydım, beni içeri almadınız; çıplaktım, beni
giydirmediniz; hastaydım, zindandaydım, benimle ilgilenmediniz.'
Mat.25: 44 "O vakit onlar da şöyle karşılık verecekler: 'Ya Rab, seni ne
zaman aç, susuz, yabancı, çıplak, hasta ya da zindanda gördük de yardım
etmedik?'
Mat.25: 45 "Kral da onlara şu yanıtı verecek: 'Size doğrusunu söyleyeyim,
mademki bu en basit kardeşlerimden biri için bunu yapmadınız, benim için de
yapmamış oldunuz.'
Mat.25: 46 "Bunlar sonsuz azaba, doğrular ise sonsuz yaşama gidecekler."
BÖLÜM 26
İsa'yı Öldürme Tasarısı
(Mar.14:1-2; Luk.22:1-2; Yu.11:45-53)
Mat.26: 1-2 İsa bütün bunları anlattıktan sonra öğrencilerine, "İki gün
sonra Fısıh Bayramı* olduğunu biliyorsunuz" dedi, "İnsanoğlu* çarmıha
gerilmek üzere ele verilecek."
Mat.26: 3 Bu sırada başkâhinlerle halkın ileri gelenleri, Kayafa adındaki
başkâhinin sarayında toplandılar.
Mat.26: 4 İsa'yı hileyle tutuklayıp öldürmek için düzen kurdular.
Mat.26: 5 Ama, "Bayramda olmasın ki, halk arasında kargaşalık çıkmasın"
diyorlardı.
İsa Beytanya'da
(Mar.14:3-9; Yu.12:1-8)
Mat.26: 6-7 İsa Beytanya'da cüzamlı* Simun'un evindeyken, yanına bir kadın
geldi. Kadın kaymaktaşından bir kap içinde çok değerli, güzel kokulu yağ
getirmişti. İsa sofrada otururken, kadın yağı O'nun başına döktü.
Mat.26: 8 Öğrenciler bunu görünce kızdılar. "Nedir bu savurganlık?" dediler.
Mat.26: 9 "Bu yağ pahalıya satılabilir, parası yoksullara verilebilirdi."
Mat.26: 10 Söylenenleri farkeden İsa, öğrencilerine, "Kadını neden
üzüyorsunuz?" dedi. "Benim için güzel bir şey yaptı.
Mat.26: 11 Yoksullar her zaman aranızdadır, ama ben her zaman aranızda
olmayacağım.
Mat.26: 12 Kadın bu güzel kokulu yağı, beni gömülmeye hazırlamak için
bedenimin üzerine boşalttı.
Mat.26: 13 Size doğrusunu söyleyeyim, bu Müjde dünyanın neresinde
duyurulursa, bu kadının yaptığı da onun anılması için anlatılacak."
Yahuda'nın İhaneti
(Mar.14:10-11; Luk.22:3-6)
Mat.26: 14-15 O sırada Onikiler'den* biri -adı Yahuda İskariot olanı
başkâhinlere giderek, "O'nu ele verirsem bana ne verirsiniz?" dedi. Otuz
gümüş tartıp ona verdiler.
Mat.26: 16 Yahuda o andan itibaren İsa'yı ele vermek için fırsat kollamaya
başladı.
Fısıh Yemeği
(Mar.14:12-26; Luk.22:7-23; Yu.13:21-30; 1Ko.11:23-25)
Mat.26: 17 Mayasız Ekmek Bayramı'nın* ilk günü öğrenciler İsa'nın yanına
gelerek, "Fısıh* yemeğini yemen için nerede hazırlık yapmamızı istersin?"
diye sordular.
Mat.26: 18 İsa onlara, "Kente varıp o adamın evine gidin" dedi. "Ona şöyle
deyin: 'Öğretmen diyor ki, zamanım yaklaştı. Fısıh Bayramı'nı,
öğrencilerimle birlikte senin evinde kutlayacağım.'"
Mat.26: 19 Öğrenciler, İsa'nın buyruğunu yerine getirerek Fısıh yemeği için
hazırlık yaptılar.
Mat.26: 20 Akşam olunca İsa on iki öğrencisiyle yemeğe oturdu.
Mat.26: 21 Yemek yerlerken, "Size doğrusunu söyleyeyim, sizden biri bana
ihanet edecek" dedi.
Mat.26: 22 Bu söz onları kedere boğdu. Teker teker, "Ya Rab, beni demek
istemedin ya?" diye sormaya başladılar.
Mat.26: 23 O da, "Bana ihanet edecek olan" dedi, "Elindeki ekmeği benimle
birlikte sahana batırandır.
Mat.26: 24 İnsanoğlu*, kendisi için yazılmış olduğu gibi gidiyor, ama
İnsanoğlu'na ihanet edenin vay haline! O adam hiç doğmamış olsaydı, kendisi
için daha iyi olurdu."
Mat.26: 25 O'na ihanet edecek olan Yahuda, "Rabbî*, yoksa beni mi demek
istedin?" diye sordu. İsa ona, "Söylediğin gibidir" karşılığını verdi.
Mat.26: 26 Yemek sırasında İsa eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve
öğrencilerine verdi. "Alın, yiyin" dedi, "Bu benim bedenimdir."
Mat.26: 27 Sonra bir kâse alıp şükretti ve bunu öğrencilerine vererek,
"Hepiniz bundan için" dedi.
Mat.26: 28 "Çünkü bu benim kanımdır, günahların bağışlanması için birçokları
uğruna akıtılan antlaşma kanıdır.
Mat.26: 29 Size şunu söyleyeyim, Babam'ın egemenliğinde sizinle birlikte
tazesini içeceğim o güne dek, asmanın bu ürününden bir daha içmeyeceğim."
Mat.26: 30 İlahi söyledikten sonra dışarı çıkıp Zeytin Dağı'na doğru
gittiler.
Petrus'un İnkârı Önceden Bildiriliyor
(Mar.14:27-31; Luk.22:31-34; Yu.13:36-38)
Mat.26: 31 Bu arada İsa öğrencilerine, "Bu gece hepiniz benden ötürü
sendeleyip düşeceksiniz" dedi. "Çünkü şöyle yazılmıştır: 'Çobanı vuracağım,
Sürüdeki koyunlar darmadağın olacak.'
Mat.26: 32 Ama ben dirildikten sonra sizden önce Celile'ye gideceğim."
Mat.26: 33 Petrus O'na, "Herkes senden ötürü sendeleyip düşse de ben asla
düşmem" dedi.
Mat.26: 34 "Sana doğrusunu söyleyeyim" dedi İsa, "Bu gece horoz ötmeden beni
üç kez inkâr edeceksin."
Mat.26: 35 Petrus, "Seninle birlikte ölmem gerekse bile seni asla inkâr
etmem" dedi. Öğrencilerin hepsi de aynı şeyi söyledi.
Getsemani Bahçesinde
(Mar.14:32-42; Luk.22:39-46)
Mat.26: 36 Sonra İsa öğrencileriyle birlikte Getsemani denen yere geldi.
Öğrencilerine, "Ben şuraya gidip dua edeceğim, siz burada oturun" dedi.
Mat.26: 37 Petrus ile Zebedi'nin iki oğlunu yanına aldı. Kederlenmeye, ağır
bir sıkıntı duymaya başlamıştı.
Mat.26: 38 Onlara, "Ölesiye kederliyim" dedi. "Burada kalın, benimle
birlikte uyanık durun."
Mat.26: 39 Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp dua etmeye başladı. "Baba"
dedi, "Mümkünse bu kâse* benden uzaklaştırılsın. Yine de benim değil, senin
istediğin olsun."
Mat.26: 40 Öğrencilerin yanına döndüğünde onları uyumuş buldu. Petrus'a,
"Demek ki benimle birlikte bir saat uyanık kalamadınız!" dedi.
Mat.26: 41 "Uyanık durup dua edin ki, ayartılmayasınız. Ruh isteklidir, ama
beden güçsüzdür."
Mat.26: 42 İsa ikinci kez uzaklaşıp dua etti. "Baba" dedi, "Eğer ben içmeden
bu kâsenin uzaklaştırılması mümkün değilse, senin istediğin olsun."
Mat.26: 43 Geri geldiğinde öğrencilerini yine uyumuş buldu. Onların göz
kapaklarına ağırlık çökmüştü.
Mat.26: 44 Onları bırakıp tekrar uzaklaştı, yine aynı sözlerle üçüncü kez
dua etti.
Mat.26: 45 Sonra öğrencilerin yanına dönerek, "Hâlâ uyuyor, dinleniyor
musunuz?" dedi. "İşte saat yaklaştı, İnsanoğlu* günahkârların eline
veriliyor.
Mat.26: 46 Kalkın, gidelim. İşte bana ihanet eden geldi!"
İsa Tutuklanıyor
(Mar.14:43-50; Luk.22:47-53; Yu.18:3-12)
Mat.26: 47 İsa daha konuşurken, Onikiler'den* biri olan Yahuda geldi.
Yanında, başkâhinlerle halkın ileri gelenleri tarafından gönderilmiş kılıçlı
sopalı büyük bir kalabalık vardı.
Mat.26: 48 İsa'ya ihanet eden Yahuda, "Kimi öpersem, İsa O'dur, O'nu
tutuklayın" diye onlarla sözleşmişti.
Mat.26: 49 Dosdoğru İsa'ya gidip, "Selam, Rabbî*!" diyerek O'nu öptü.
Mat.26: 50 İsa, "Arkadaş, ne yapacaksan yap*fx*!" dedi. Bunun üzerine
adamlar yaklaştı, İsa'yı yakalayıp tutukladılar.
Mat.26: 51 İsa'yla birlikte olanlardan biri, ani bir hareketle kılıcını
çekti, başkâhinin kölesine vurup kulağını uçurdu.
Mat.26: 52 O zaman İsa ona, "Kılıcını yerine koy!" dedi. "Kılıç çekenlerin
hepsi kılıçla ölecek.
Mat.26: 53 Yoksa Babam'dan yardım isteyemez miyim sanıyorsun? İstesem, hemen
şu an bana on iki tümenden* fazla melek gönderir.
Mat.26: 54 Ama böyle olması gerektiğini bildiren Kutsal Yazılar o zaman
nasıl yerine gelir?"
Mat.26: 55 Bundan sonra İsa kalabalığa dönüp şöyle seslendi: "Niçin bir
haydutmuşum gibi beni kılıç ve sopalarla yakalamaya geldiniz? Her gün
tapınakta oturup öğretiyordum, beni tutuklamadınız.
Mat.26: 56 Ama bütün bunlar, peygamberlerin yazdıkları yerine gelsin diye
oldu." O zaman öğrencilerin hepsi O'nu bırakıp kaçtı.
İsa Yüksek Kurul'un Önünde
(Mar.14:53-65; Luk.22:54-55,63-71; Yu.18:13-14,19-24)
Mat.26: 57 İsa'yı tutuklayanlar, O'nu başkâhin Kayafa'ya götürdüler. Din
bilginleriyle ileri gelenler de orada toplanmışlardı.
Mat.26: 58 Petrus, İsa'yı uzaktan, ta başkâhinin avlusuna kadar izledi.
Sonucu görmek için içeri girip nöbetçilerin yanına oturdu.
Mat.26: 59 Başkâhinlerle Yüksek Kurul'un* öteki üyeleri, İsa'yı ölüm
cezasına çarptırmak için kendisine karşı yalancı tanıklar arıyorlardı.
Mat.26: 60-61 Ortaya birçok yalancı tanık çıktığı halde, aradıklarını
bulamadılar. Sonunda ortaya çıkan iki kişi şöyle dedi: "Bu adam, 'Ben
Tanrı'nın Tapınağı'nı yıkıp üç günde yeniden kurabilirim' dedi."
Mat.26: 62 Başkâhin ayağa kalkıp İsa'ya, "Hiç yanıt vermeyecek misin?" dedi.
"Nedir bunların sana karşı ettiği bu tanıklıklar?"
Mat.26: 63 İsa susmaya devam etti. Başkâhin ise O'na, "Yaşayan Tanrı adına
ant içmeni buyuruyorum, söyle bize, Tanrı'nın Oğlu Mesih* sen misin?" dedi.
Mat.26: 64 İsa, "Söylediğin gibidir" karşılığını verdi. "Üstelik size şunu
söyleyeyim, bundan sonra İnsanoğlu'nun*, Kudretli Olan'ın*fx* sağında
oturduğunu ve göğün bulutları üzerinde geldiğini göreceksiniz."
Mat.26: 65 Bunun üzerine başkâhin giysilerini yırtarak, "Tanrı'ya küfretti!"
dedi. "Artık tanıklara ne ihtiyacımız var? İşte küfürü işittiniz.
Mat.26: 66 Buna ne diyorsunuz?" "Ölümü hak etti!" diye karşılık verdiler.
Mat.26: 67-68 Bunun üzerine İsa'nın yüzüne tükürüp O'nu yumrukladılar.
Bazıları da O'nu tokatlayıp, "Ey Mesih, peygamberliğini göster bakalım, sana
vuran kim?" dediler.
Petrus İsa'yı İnkâr Ediyor
(Mar.14:66-72; Luk.22:56-62; Yu.18:15-18,25-27)
Mat.26: 69 Petrus ise dışarıda, avluda oturuyordu. Bir hizmetçi kız yanına
gelip, "Sen de Celileli İsa'yla birlikteydin" dedi.
Mat.26: 70 Ama Petrus bunu herkesin önünde inkâr ederek, "Neden söz ettiğini
anlamıyorum" dedi.
Mat.26: 71 Sonra avlu kapısının önüne çıktı. Onu gören başka bir hizmetçi
kız orada bulunanlara, "Bu adam Nasıralı İsa'yla birlikteydi" dedi.
Mat.26: 72 Petrus ant içerek, "Ben o adamı tanımıyorum" diye yine inkâr
etti.
Mat.26: 73 Orada duranlar az sonra Petrus'a yaklaşıp, "Gerçekten sen de
onlardansın. Konuşman seni ele veriyor" dediler.
Mat.26: 74 Petrus kendine lanet okuyup ant içerek, "O adamı tanımıyorum!"
dedi. Tam o anda horoz öttü.
Mat.26: 75 Petrus, İsa'nın, "Horoz ötmeden beni üç kez inkâr edeceksin"
dediğini hatırladı ve dışarı çıkıp acı acı ağladı.
BÖLÜM 27
Yahuda Kendini Asıyor
(Elç.1:18-19)
Mat.27: 1 Sabah olunca bütün başkâhinlerle halkın ileri gelenleri, İsa'yı
ölüm cezasına çarptırmak konusunda anlaştılar.
Mat.27: 2 O'nu bağladılar ve götürüp Vali Pilatus'a teslim ettiler.
Mat.27: 3 İsa'ya ihanet eden Yahuda, O'nun mahkûm edildiğini görünce
yaptığına pişman oldu. Otuz gümüşü başkâhinlere ve ileri gelenlere geri
götürdü.
Mat.27: 4 "Ben suçsuz birini*fx* ele vermekle günah işledim" dedi. Onlar
ise, "Bundan bize ne? Onu sen düşün" dediler.
Mat.27: 5 Yahuda paraları tapınağın içine fırlatarak oradan ayrıldı, gidip
kendini astı.
Mat.27: 6 Paraları toplayan başkâhinler, "Kan bedeli olan bu paraları
tapınağın hazinesine koymak doğru olmaz" dediler.
Mat.27: 7 Kendi aralarında anlaşarak bu parayla yabancılar için mezarlık
yapmak üzere Çömlekçi Tarlası'nı satın aldılar.
Mat.27: 8 Bunun için bu tarlaya bugüne dek "Kan Tarlası" denilmiştir.
Mat.27: 9-10 Böylece Peygamber Yeremya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine
gelmiş oldu: "İsrailoğulları'ndan kimilerinin O'na biçtikleri değerin
karşılığı olan Otuz gümüşü aldılar; Rab'bin bana buyurduğu gibi, Çömlekçi
Tarlası'nı satın almak için harcadılar."
İsa Vali Pilatus'un Önünde
(Mar.15:2-15; Luk.23:3-5,13-25; Yu.18:33-19:16)
Mat.27: 11 İsa valinin önüne çıkarıldı. Vali O'na, "Sen Yahudiler'in Kralı
mısın?" diye sordu. İsa, "Söylediğin gibidir" dedi.
Mat.27: 12 Başkâhinlerle ileri gelenler O'nu suçlayınca hiç karşılık
vermedi.
Mat.27: 13 Pilatus O'na, "Senin aleyhinde yaptıkları bunca tanıklığı
duymuyor musun?" dedi.
Mat.27: 14 İsa tek konuda bile ona yanıt vermedi. Vali buna çok şaştı.
Mat.27: 15 Her Fısıh Bayramı'nda* vali, halkın istediği bir tutukluyu
salıvermeyi adet edinmişti.
Mat.27: 16 O günlerde Barabba adında ünlü bir tutuklu vardı.
Mat.27: 17 Halk bir araya toplandığında, Pilatus onlara, "Sizin için kimi
salıvermemi istersiniz, Barabba'yı mı, Mesih* denen İsa'yı mı?" diye sordu.
Mat.27: 18 İsa'yı kıskançlıktan ötürü kendisine teslim ettiklerini
biliyordu.
Mat.27: 19 Pilatus yargı kürsüsünde otururken karısı ona, "O doğru adama
dokunma. Dün gece rüyamda O'nun yüzünden çok sıkıntı çektim" diye haber
gönderdi.
Mat.27: 20 Başkâhinler ve ileri gelenler ise, Barabba'nın salıverilmesini ve
İsa'nın öldürülmesini istesinler diye halkı kışkırttılar.
Mat.27: 21 Vali onlara şunu sordu: "Sizin için hangisini salıvermemi
istersiniz?" "Barabba'yı" dediler.
Mat.27: 22 Pilatus, "Öyleyse Mesih denen İsa'yı ne yapayım?" diye sordu. Hep
bir ağızdan, "Çarmıha gerilsin!" dediler.
Mat.27: 23 Pilatus, "O ne kötülük yaptı ki?" diye sordu. Onlar ise daha
yüksek sesle, "Çarmıha gerilsin!" diye bağrışıp durdular.
Mat.27: 24 Pilatus, elinden bir şey gelmediğini, tersine, bir kargaşalığın
başladığını görünce su aldı, kalabalığın önünde ellerini yıkayıp şöyle dedi:
"Bu adamın kanından ben sorumlu değilim. Bu işe siz bakın!"
Mat.27: 25 Bütün halk şu karşılığı verdi: "O'nun kanının sorumluluğu bizim
ve çocuklarımızın üzerinde olsun!"
Mat.27: 26 Bunun üzerine Pilatus onlar için Barabba'yı salıverdi. İsa'yı ise
kamçılattıktan sonra çarmıha gerilmek üzere askerlere teslim etti.
Askerlerin İsa'yı Aşağılaması
(Mar.15:16-20; Yu.19:2-3)
Mat.27: 27 Sonra valinin askerleri İsa'yı vali konağına götürüp bütün taburu
başına topladılar.
Mat.27: 28 O'nu soyup üzerine kırmızı bir kaftan geçirdiler.
Mat.27: 29 Dikenlerden bir taç örüp başına koydular, sağ eline de bir kamış
tutturdular. Önünde diz çöküp, "Selam, ey Yahudiler'in Kralı!" diyerek
O'nunla alay ettiler.
Mat.27: 30 Üzerine tükürdüler, kamışı alıp başına vurdular.
Mat.27: 31 O'nunla böyle alay ettikten sonra kaftanı üzerinden çıkarıp kendi
giysilerini giydirdiler ve çarmıha germeye götürdüler.
İsa Çarmıha Geriliyor
(Mar.15:21-32; Luk.23:26-43; Yu.19:17-27)
Mat.27: 32 Dışarı çıktıklarında Simun adında Kireneli bir adama rastladılar.
İsa'nın çarmıhını ona zorla taşıttılar.
Mat.27: 33-34 Golgota, yani Kafatası denilen yere vardıklarında içmesi için
İsa'ya ödle karışık şarap verdiler. İsa bunu tadınca içmek istemedi.
Mat.27: 35 Askerler O'nu çarmıha gerdikten sonra kura çekerek giysilerini
aralarında paylaştılar.
Mat.27: 36 Sonra oturup yanında nöbet tuttular.
Mat.27: 37 Başının üzerine, BU, YAHUDİLER'İN KRALI İSA'DIR diye yazan bir
suç yaftası astılar.
Mat.27: 38 İsa'yla birlikte, biri sağında öbürü solunda olmak üzere iki
haydut da çarmıha gerildi.
Mat.27: 39-40 Oradan geçenler başlarını sallayıp İsa'ya sövüyor, "Hani sen
tapınağı yıkıp üç günde yeniden kuracaktın? Haydi, kurtar kendini! Tanrı'nın
Oğlu'ysan çarmıhtan in!" diyorlardı.
Mat.27: 41-42 Başkâhinler, din bilginleri ve ileri gelenler de aynı şekilde
O'nunla alay ederek, "Başkalarını kurtardı, kendini kurtaramıyor"
diyorlardı. "İsrail'in Kralı imiş! Şimdi çarmıhtan aşağı insin de O'na iman
edelim.
Mat.27: 43 Tanrı'ya güveniyordu; Tanrı O'nu seviyorsa, kurtarsın bakalım!
Çünkü, 'Ben Tanrı'nın Oğlu'yum' demişti."
Mat.27: 44 İsa'yla birlikte çarmıha gerilen haydutlar da O'na aynı şekilde
hakaret ettiler.
İsa'nın Ölümü
(Mar.15:33-41; Luk.23:44-49; Yu.19:28-30)
Mat.27: 45 Öğleyin on ikiden üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü.
Mat.27: 46 Saat* üçe doğru İsa yüksek sesle, "Eli, Eli, lema şevaktani?"
yani, "Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?" diye bağırdı.
Mat.27: 47 Orada duranlardan bazıları bunu işitince, "Bu adam İlyas'ı
çağırıyor" dediler.
Mat.27: 48 İçlerinden biri hemen koşup bir sünger getirdi, ekşi şaraba
batırıp bir kamışın ucuna takarak İsa'ya içirdi.
Mat.27: 49 Öbürleri ise, "Dur bakalım, İlyas gelip O'nu kurtaracak mı?"
dediler.
Mat.27: 50 İsa, yüksek sesle bir kez daha bağırdı ve ruhunu teslim etti.
Mat.27: 51 O anda tapınaktaki perde* yukarıdan aşağıya yırtılarak ikiye
bölündü. Yer sarsıldı, kayalar yarıldı.
Mat.27: 52 Mezarlar* açıldı, ölmüş olan birçok kutsal kişinin cesetleri
dirildi.
Mat.27: 53 Bunlar mezarlarından çıkıp İsa'nın dirilişinden sonra kutsal
kente* girdiler ve birçok kimseye göründüler.
Mat.27: 54 İsa'yı bekleyen yüzbaşı ve beraberindeki askerler, depremi ve
öbür olayları görünce dehşete kapıldılar, "Bu gerçekten Tanrı'nın Oğlu'ydu!"
dediler.
Mat.27: 55 Orada, olup bitenleri uzaktan izleyen birçok kadın vardı. Bunlar,
Celile'den İsa'nın ardından gelip O'na hizmet etmişlerdi.
Mat.27: 56 Aralarında Mecdelli Meryem, Yakup ile Yusuf'un annesi Meryem ve
Zebedi oğullarının annesi de vardı.
İsa'nın Gömülmesi
(Mar.15:42-47; Luk.23:50-56; Yu.19:38-42)
Mat.27: 57 Akşama doğru Yusuf adında zengin bir Aramatyalı geldi. O da
İsa'nın bir öğrencisiydi.
Mat.27: 58 Pilatus'a gidip İsa'nın cesedini istedi. Pilatus da cesedin ona
verilmesini buyurdu.
Mat.27: 59-60 Yusuf cesedi aldı, temiz keten beze sardı, kayaya oydurduğu
kendi yeni mezarına yatırdı. Mezarın girişine büyük bir taş yuvarlayıp
oradan ayrıldı.
Mat.27: 61 Mecdelli Meryem ile öteki Meryem ise orada, mezarın karşısında
oturuyorlardı.
Mat.27: 62-63 Ertesi gün, yani Hazırlık Günü'nden* sonraki gün,
başkâhinlerle Ferisiler Pilatus'un önünde toplanarak, "Efendimiz" dediler,
"O aldatıcının, daha yaşarken, 'Ben öldükten üç gün sonra dirileceğim'
dediğini hatırlıyoruz.
Mat.27: 64 Onun için buyruk ver de üçüncü güne dek mezarı güvenlik altına
alsınlar. Yoksa öğrencileri gelir, cesedini çalar ve halka, 'Ölümden
dirildi' derler. Son aldatmaca ilkinden beter olur."
Mat.27: 65 Pilatus onlara, "Yanınıza asker alın, gidip mezarı dilediğiniz
gibi güvenlik altına alın" dedi.
Mat.27: 66 Onlar da askerlerle birlikte gittiler, taşı mühürleyip mezarı
güvenlik altına aldılar.
BÖLÜM 28
İsa'nın Dirilişi
(Mar.16:1-10; Luk.24:1-12; Yu.20:1-10)
Mat.28: 1 Şabat Günü'nü* izleyen haftanın ilk günü*, tan yeri ağarırken,
Mecdelli Meryem ile öbür Meryem mezarı* görmeye gittiler.
Mat.28: 2 Ansızın büyük bir deprem oldu. Rab'bin bir meleği gökten indi ve
mezara gidip taşı bir yana yuvarlayarak üzerine oturdu.
Mat.28: 3 Görünüşü şimşek gibi, giysileri ise kar gibi bembeyazdı.
Mat.28: 4 Nöbetçiler korkudan titremeye başladılar, sonra ölü gibi yere
yıkıldılar.
Mat.28: 5 Melek kadınlara şöyle seslendi: "Korkmayın! Çarmıha gerilen İsa'yı
aradığınızı biliyorum.
Mat.28: 6 O burada yok; söylemiş olduğu gibi dirildi. Gelin, O'nun yattığı
yeri görün.
Mat.28: 7 Çabuk gidin, öğrencilerine şöyle deyin: 'İsa ölümden dirildi.
Sizden önce Celile'ye gidiyor, kendisini orada göreceksiniz.' İşte ben size
söylemiş bulunuyorum."
Mat.28: 8 Kadınlar korku ve büyük sevinç içinde hemen mezardan uzaklaştılar;
koşarak İsa'nın öğrencilerine haber vermeye gittiler.
Mat.28: 9 İsa ansızın karşılarına çıktı, "Selam!" dedi. Yaklaşıp İsa'nın
ayaklarına sarılarak O'na tapındılar.
Mat.28: 10 O zaman İsa, "Korkmayın!" dedi. "Gidip kardeşlerime haber verin,
Celile'ye gitsinler, beni orada görecekler."
Nöbetçilerin Getirdiği Haber
Mat.28: 11 Kadınlar daha yoldayken nöbetçi askerlerden bazıları kente
giderek olup bitenleri başkâhinlere bildirdiler.
Mat.28: 12-13 Başkâhinler ileri gelenlerle birlikte toplanıp birbirlerine
danıştıktan sonra askerlere yüklü para vererek dediler ki, "Siz şöyle
diyeceksiniz: 'Öğrencileri geceleyin geldi, biz uyurken O'nun cesedini çalıp
götürdüler.'
Mat.28: 14 Eğer bu haber valinin kulağına gidecek olursa biz onu yatıştırır,
size bir zarar gelmesini önleriz."
Mat.28: 15 Böylece askerler parayı aldılar ve kendilerine söylendiği gibi
yaptılar. Bu söylenti Yahudiler arasında bugün de yaygındır.
Son Buyruk
(Mar.16:14-18; Luk.24:36-49; Yu.20:19-23; Elç.1:6-8)
Mat.28: 16 On bir öğrenci Celile'ye, İsa'nın kendilerine bildirdiği dağa
gittiler.
Mat.28: 17 İsa'yı gördükleri zaman O'na tapındılar. Ama bazıları kuşku
içindeydi.
Mat.28: 18 İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: "Gökte ve
yeryüzünde bütün yetki bana verildi.
Mat.28: 19 Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin;
onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla*fx* vaftiz edin;
Mat.28: 20 size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben,
dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim."
DİPNOTLAR:
1:21 "İsa": "Rab kurtarır" anlamına gelir.
2:1-2 "Doğuda O'nun yıldızını gördük" ya da "O'nun yıldızının doğuşunu
gördük".
2:9 "Doğuda" ya da "Doğuşunu".
4:3 "Ayartıcı": Şeytan.
5:22 "Aşağılayıcı bir söz": Grekçe "Raka", yani "Boş kafalı".
5:26 "Kuruş": Grekçe "Kodrantis" (bkz. Birimler Cetveli).
5:37 "Şeytan": Grekçe "Kötü olan".
6:13 "Çünkü egemenlik, güç ve yücelik sonsuzlara dek senindir! Amin" sözleri
bazı Grekçe elyazmalarında yoktur.
6:22 "Gözünüz sağlamsa" diye çevrilen Grekçe deyim "Cömertseniz" anlamına
gelebilir.
6:23 "Gözünüz bozuksa" diye çevrilen Grekçe deyim "Açgözlüyseniz" anlamına
gelebilir.
6:24 "Para": Grekçe "Mamon". Aramice'de* zenginlik anlamına gelen mamon
sözcüğü, para ya da para kazanma hırsı anlamında kullanılır.
6:27 "Ömrünü bir anlık" ya da "Boyunu bir arşın".
11:12 "Göklerin Egemenliği zorlanıyor, zorlu kişiler onu ele geçirmeye
çalışıyor" ya da "Göklerin Egemenliği zorlu biçimde gelişiyor, zorlu kişiler
ona sahip çıkıyor".
13:33 "Ölçek": Grekçe "Saton" (bkz. Birimler Cetveli).
14:24 "Bir hayli uzakta": Grekçe "Birçok stadion uzakta" (bkz. Birimler
Cetveli).
14:25 "Sabaha karşı": Grekçe "Gecenin dördüncü nöbetinde" (bkz. Sözlük,
"Saat").
15:25 "O'nun önünde yere kapandı" ya da "O'na tapındı".
16:17 "İnsan": Grekçe "Et ve kan".
16:18 "Petrus": Grekçe "Petros", yani "Kaya parçası, taş".
16:18 "Kaya": Grekçe "Petra", yani "Büyük taş kütlesi, kaya".
17:20-21 Birçok Grekçe elyazması, "Ama bu tür cinler ancak dua ve oruçla
kovulabilir" sözlerini de içerir.
17:24 "İki dirhemlik tapınak vergisi": Grekçe "Didrahma" (bkz. Birimler
Cetveli).
17:27 "Dört dirhemlik bir akçe": Grekçe "Bir statir" (bkz. Birimler
Cetveli).
18:10-11 Birçok Grekçe elyazması, "İnsanoğlu, kaybolanı kurtarmak için
geldi" sözlerini de içerir.
26:64 "Kudretli Olan": Tanrı.
27:4 "Birini": Grekçe "Kanı".
28:19 "Adıyla": Grekçe "Adı içine"._
19:9 "Boşanan kadınla evlenen de zina etmiş olur" sözleri birçok Grekçe
elyazmasında yoktur.
21:25 "Yahya'nın vaftiz etme yetkisi": Grekçe "Yahya'nın vaftizi".
21:25 "Tanrı'dan mı": Grekçe "Gökten mi".
23:5 "Hamail": Eski Antlaşma'dan alınan bazı ayetlerin içine konduğu, alna
ya da sol kola takılan küçük kutu anlamındadır (bkz. Çık.13:9; Yas.6:8,9).
23:5 "Püskül": Dindar Yahudiler, Kutsal Yasa'yı hatırlamak için giysilerinin
eteğine dört püskül dikerler (bkz. Say.15:38,39; Yas.22:12).
23:13-14 Birçok Grekçe elyazması, "Vay halinize, ey din bilginleri ve
Ferisiler, ikiyüzlüler! Bir yandan gösteriş için uzun uzun dua edersiniz,
öte yandan dul kadınların malını mülkünü sömürürsünüz. Bundan ötürü cezanız
daha ağır olacaktır" sözlerini de içerir (bkz. Mar.12:40; Luk.20:47).
23:36 "Kuşak" ya da "Soy".
24:34 "Kuşak" ya da "Soy".
26:50 "Ne yapacaksan yap" ya da "Bunun için mi geldin?"
|
|